Altı Liderin Yeniden Bir Araya Geleceği Tarih Belli Oldu

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ev sahipliğinde üçüncü kez buluşan altı muhalefet liderinin dördüncü toplantısının tarihi belli oldu. GP Lideri Davutoğlu, dördüncü toplantının tarihini sosyal medya hesabından duyurdu.

Haber Merkezi / Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bizlere bugün verimli bir toplantıda ev sahipliği yapan Demokrat Parti Genel Başkanı Sn. Gültekin Uysal’a ve değerli liderlere teşekkür ediyorum. Biz de 29 Mayıs tarihinde Gelecek Partisi Genel Merkezimizde liderleri ağırlamaktan onur duyacağız” ifadelerini kullandı.

Altı siyasi partinin genel başkanları DP Lideri Uysal’ın ev sahipliğinde yapılan üçünü toplantının ardından ortak bir açıklama yayınladı. 6 liderin imzasıyla yapılan ortak yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Milli Egemenliğimizin kaynağı Gazi Meclisimizin, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 23 Nisan 1920’de açılışının 102. yıldönümünden bir gün sonra bir araya gelen altı siyasi partinin liderleri olarak, TBMM’ye yeniden itibar kazandıracak ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz.

Bu bağlamda, iktidarın yeni seçim yasası ile yapmak istediği siyaset mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdürme yönündeki çalışmalarımızı gözden geçirdik. Yoksullaşmayı derinleştiren hayat pahalılığı ve yaşanan ekonomik yıkım sürecinden çıkış yolları konusunda da görüş alışverişinde bulunduk.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin anayasal ve yasal çerçevesi, seçim güvenliği ve işbirliğimizin temel ilke ve hedefleri konularında oluşturmaya karar verdiğimiz çalışma gruplarının görev alanları ve çalışma yöntemlerini ele aldık.

Bu çerçevede anayasal ve yasal mevzuatla ilgili çalışma grubu;

  1. Siyasi ahlak yasası,
  2. Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması ile ilgili düzenlemeler,
  3. Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması,
  4. Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması, konularında yasal hazırlık yapılması için görevlendirilmiştir.

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda liderler olarak birçok kez vurguladığımız gibi uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz.

Ayrıca, bugün ABD Başkanı Joe Biden’ın tarihi gerçekleri siyasi istismar aracı yapan açıklamasını kınıyor, geçen sene ‘soykırım’ ifadesinin ABD Başkanı tarafından ilk kez kullanılmasına güncel kaygılarla sessiz kalan iktidarın bu ağır vebalin ortak sorumluluğunu taşıdığını vurguluyoruz.”

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisinden ‘Yasal Hazırlık’ Açıklaması

Güçlendirilmiş parlamenter sistem mutabakatı açıklayan altı siyasi partinin genel başkanları, dün akşam Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın ev sahipliğinde yapılan üçünü toplantının ardından ortak bir açıklama yayınladı.

Haber Merkezi / Muhalefet liderleri, anayasal ve yasal mevzuatla ilgili çalışma gruplarını dört konuda yasal hazırlık için görevlendirdiklerini açıkladı.

Bunlar siyasi ahlak yasası, ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması ile ilgili düzenlemeler, Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması ve uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması olarak belirlendi.

Altı lider, uzun süredir gündemden düşmeyen ortak cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ise “Uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

DP Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ortak açıklamasında iktidarın yeni seçim yasası ile “siyaset mühendisliği” yapmak istediğini ve buna karşı iş birliğinin derinleşerek süreceği de yer aldı.

Ekonomi ve hayat pahalılığı hakkında da konuşan liderler, ABD Başkanı Joe Biden’ın “Ermeni Soykırımı” ifadesini kullanmasına da değindi, hem Biden’ı hem de sessiz kaldığını savundukları iktidarı eleştirdi:

“Bugün ABD Başkanı Joe Biden’ın tarihi gerçekleri siyasi istismar aracı yapan açıklamasını kınıyor, geçen sene ‘soykırım’ ifadesinin ABD Başkanı tarafından ilk kez kullanılmasına güncel kaygılarla sessiz kalan iktidarın bu ağır vebalin ortak sorumluluğunu taşıdığını vurguluyoruz.”

6 liderin imzasıyla yapılan ortak yazılı açıklama şöyle:

“Milli Egemenliğimizin kaynağı Gazi Meclisimizin, Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından 23 Nisan 1920’de açılışının 102. yıldönümünden bir gün sonra bir araya gelen altı siyasi partinin liderleri olarak, TBMM’ye yeniden itibar kazandıracak ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’ konusundaki kararlılığımızı bir kez daha teyit ediyoruz.

Bu bağlamda, iktidarın yeni seçim yasası ile yapmak istediği siyaset mühendisliğine karşı iş birliğimizi derinleştirerek sürdürme yönündeki çalışmalarımızı gözden geçirdik. Yoksullaşmayı derinleştiren hayat pahalılığı ve yaşanan ekonomik yıkım sürecinden çıkış yolları konusunda da görüş alışverişinde bulunduk.

Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçiş sürecinin anayasal ve yasal çerçevesi, seçim güvenliği ve işbirliğimizin temel ilke ve hedefleri konularında oluşturmaya karar verdiğimiz çalışma gruplarının görev alanları ve çalışma yöntemlerini ele aldık.

Bu çerçevede anayasal ve yasal mevzuatla ilgili çalışma grubu;

  1. Siyasi ahlak yasası,
  2. Ekonomik ve Sosyal Konseye işlerlik kazandırılması ile ilgili düzenlemeler,
  3. Merkez Bankası bağımsızlığının teminat altına alınması,
  4. Uzun vadeli strateji ve planlamadan sorumlu bir kurumsal yapının oluşturulması, konularında yasal hazırlık yapılması için görevlendirilmiştir.

Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda liderler olarak birçok kez vurguladığımız gibi uzlaşmacı, özgürlükçü, demokratik değerleri içselleştirmiş, milletimizin tamamını kucaklayan, siyasi ahlak ilkelerini benimseyen, liyakat sahibi bir aday belirleyeceğiz.

Ayrıca, bugün ABD Başkanı Joe Biden’ın tarihi gerçekleri siyasi istismar aracı yapan açıklamasını kınıyor, geçen sene ‘soykırım’ ifadesinin ABD Başkanı tarafından ilk kez kullanılmasına güncel kaygılarla sessiz kalan iktidarın bu ağır vebalin ortak sorumluluğunu taşıdığını vurguluyoruz.”

Paylaşın

Kılıçdaroğlu: Baskıcı Dönemin Sonu Yaklaşmaktadır

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Meclis’te düzenlenen 23 Nisan özel oturumunda yaptığı konuşmada, “Başta ekonomik sorunlar olmak üzere ülkemizin tüm sorunlarını birlikte çözeceğiz. Hakkın, hukukun, adaletin bir kişinin iki dudağı arasında olduğu bu baskıcı dönemin sonu yaklaşmaktadır” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Kemal Kılıçdaroğlu, konuşmasında, ‘Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni işaret ederek, “Biz de tek adam rejimini dünyaya örnek olacak şekilde demokrasi ve sandık yoluyla ortadan kaldıracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hep beraber yapacağız” dedi.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuşmasında, kutuplaştırmaya göndermede bulunarak, “Siyasi görüşü ne olursa olsun kimsenin ötekileştirmeyeceği, yönetim erkinin hesap vereceği günler yakındır” ifadelerini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meclis’te düzenlenen 23 Nisan özel oturumunda konuştu. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle:

“TBMM’ye sunulan, milletvekillerine verilen kanun tekliflerinin tek elden çıkması, ahlaki vicdandan yoksun olması ve düşünülmeden kabul edilmesi yanlıştır. Bu Meclis 100 yıl önce tüm fikirlerin birlikte tartışıldığı bir Meclis’ti. Bir yandan da işgal güçlerine karşı savaşıyordu.

Biz de tek adam rejimini dünyaya örnek olacak şekilde demokrasi ve sandık yoluyla ortadan kaldıracağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Hep beraber yapacağız.

Çocuğuna bir bardak süt içiremeyen annelerin, hakkı yenen öğrencilerin, işsiz bırakılma tehdidiyle zor şartlarda çalıştırılan işçilerin, elektriğini ödeyemediği için elektriği kesilen, karanlığa mahkum edilen 4 milyon abonenin sorununu çözeceğiz.

Türkiye’ye huzur getireceğiz. Başta ekonomik sorunlar olmak üzere ülkemizin tüm sorunlarını birlikte çözeceğiz. Hakkın, hukukun, adaletin bir kişinin iki dudağı arasında olduğu bu baskıcı dönemin sonu yaklaşmaktadır.

128 milyar doların hesabının verileceği, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe gireceği, Süleyman Şah Türbesi’nin tekrar alınacağı günler yakındır. Siyasi görüşü ne olursa olsun kimsenin ötekileştirmeyeceği, yönetim erkinin hesap vereceği günler yakındır.

Gelecek tarihimizde umutsuzluğa yer yoktur. Mücadelemiz tek bir çocuğun bile yatağa aç girmeyeceği bir gelecek içindir. 100 yıl önce ulu önderimiz bu Cumhuriyet’i nasıl kurduysa 100 yıl sonra bu parlamento demokrasiyi gerçek anlamda yerleştirecek.

Tüm çocuklarımızın Atatürk’ün kendilerine armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı ve önümüzdeki Ramazan Bayramı’nı kutluyorum.”

Paylaşın

Altılı Masanın Gündeminde Yeni Seçim Yasası Var

Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem çalışmaları ve seçim sonrası geçiş süreci için toplantılarına devam eden altı muhalefet partisi Pazar günü bu kez Demokrat Parti’nin (DP) ev sahipliğinde bir araya gelecek. Toplantının gündem maddeleri arasında Cumhur İttifakı’nın getirdiği yeni seçim yasasının yanı sıra seçim güvenliği de var.

Kamuoyunda “altılı masa” olarak bilinen altı muhalefet partisi; CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi genel başkanları üçüncü kez bir araya gelecek. Altı liderin toplantısı Demokrat Parti’nin Ankara’daki genel merkez binasında iftar yemeği ile başlayacak.

Seçim yasasının ittifaklara etkisi

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in altılı masayı oluşturan partilerin üst düzey yetkililerinden edindiği bilgilere göre, bu toplantının ana gündem maddeleri yeni seçim yasasının getirdiklerinin değerlendirilmesi ve ayrıca çok önemli olarak görülen seçim güvenliği konusu.

AKP ile MHP’nin üzerinde çalıştığı ve seçim barajını yüzde 7’ye düşüren yeni seçim kanunu, önceki haftalarda Meclis’ten geçerek yürürlüğe girmişti. CHP düzenlemenin bazı maddelerinin iptali için Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuş ve AYM de başvuruda eksiklik görmeyerek iptal istemini esastan görüşmeye karar vermişti.

Altılı masada bu yasanın muhalefete getireceklerinin ele alınması ve ittifakları nasıl etkileyebileceğine dair farklı senaryoların genel anlamda konuşulması bekleniyor.

Üst düzey bir muhalefet yetkilisi, yeni yasanın 2023 Nisan ayına kadar yapılabilecek bir erken seçimde uygulanamayacağını hatırlatarak, bazı hususları belirlemek için erken olduğunu şunları söyleyerek aktarıyor:

“Şartların ne olacağı şu anda tam olarak belli değil, o nedenle tek bir seçeneğe bağlı kalarak değerlendirme yapmak doğru olmaz. Ekonomik veriler iyi değil, ekonominin daha da kötüleşmesi hesabı yapılırsa seçim daha erken de olabilir. Bu durumda eğer seçim sonbaharda olursa bambaşka bir denklem kurulur.”

Bir diğer muhalefet partisinin yetkilisi ise cumhurbaşkanlığı seçiminin yanı sıra parlamentodaki çoğunluğu kazanmanın önemine dikkat çekerek, “Şu anda her parti nasıl en çok milletvekili alınabileceğini bulmak için kendi içinde çalışıyor. En çok milletvekili hangi sistemle alınacaksa onda karar kılmak önemli. Çünkü Meclis’te anayasa değişikliği yapabilecek bir çoğunluğa ulaşmak istiyoruz” yorumunu yapıyor.

Seçim güvenliği kritik önemde

Altılı masanın üçüncü toplantısında ele alınacak konular arasında seçim güvenliği de olacak.

Bir önceki toplantıda seçim güvenliği konusunda ortak hareket etme kararı alınmış ve bunun için bir komisyon oluşturulmuştu. Bu komisyonun çalışmalarına gelecek hafta başlaması bekleniyor.

Komisyonda CHP adına Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, İYİ Parti adına Seçim İşleri Başkanı Şenol Sunat, Saadet Partisi adına Mahalli İdareler Başkanı Hasan Bitmez, Demokrat Parti adına Göç ve Sosyal Politikalar Başkanı İlay Aksoy, DEVA Partisi adına Seçim İşleri Başkanı İdris Şahin, Gelecek Partisi adına Seçim ve Hukuk İşleri Başkanı Ayhan Sefer Üstün yer alıyor.

Seçim komisyonunun yapacağı toplantılarda her ildeki durumu ayrı ayrı değerlendireceği ve titiz çalışacağı belirtiliyor. “Seçim güvenliği” ve “sandık güvenliği” başlıkları altında yapılması planlanan çalışmalar kapsamında sandıkları ortak takibe yönelik bölgesel eğitim verilmesi için iş birliği yapılması ele alınacak. Ayrıca altı partinin teşkilatlanma açısından güçlü olduğu bölge ve iller tek tek değerlendirilecek.

Sayım güvenliğini de değerlendirecek olan komisyon, seçim sonuçlarının aktarılması sürecinde ıslak imzalı tutanakların girişinin anında yapılacağı ortak bir teknik altyapı oluşturulması için gerekli yazılım çalışmalarını masaya yatıracak.

Üst düzey bir muhalefet yetkilisi, yeni seçim yasasında kıdemli hakimlerle ilgili yapılan değişikliğin tesadüfen olmadığını düşündüklerini belirterek, son İstanbul seçimlerini örnek gösteriyor. Sandık güvenliğinin gelecek seçimlerde çok tartışma yaratacağını öngören aynı yetkili, İstanbul seçiminde iktidarın hemen hemen her sandıkta sonuca itiraz ettiğini ama farkın 800 bin gibi yüksek bir sayı olmasıyla sonuç alamadığını hatırlatıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Cuma günü Fox TV’de yaptığı açıklamada toplantıda seçim güvenliği komisyonu çalışmalarını masaya yatıracaklarını söyleyerek, partilerin elindeki dokümanların paylaşılacağını ve ayrıca Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi’nin maddeleştirilmesi çalışmasının yapılacağını bildirdi.

Ekonomi için komisyon belirsiz

Bu arada toplantıda Türkiye’de seçmenlerin acil çözüm beklediği ekonomik sorunlar için bir komisyon kurulup kurulmayacağı hususu şimdilik belirsiz.

İYİ Parti yetkilileri kendilerinin ekonomi kurmaylarının aylardır çalıştığını ve çeşitli somut projeler ürettiğini, benzer çalışmaların diğer partilerde de olduğunu belirterek, bütün partileri “aynileştirmek” istemediklerini belirtiyor ve bu nedenle ekonomi komisyonu fikrine çok sıcak bakmıyor.

Bir başka partinin üst düzey yetkilisi ise buna benzer bir görüş aktararak, “Ekonomi ile ilgili komisyon bugünden olmaz, çünkü böyle bir komisyonun çalışmaları bağlayıcı hale gelirse partilerin esnekliği kalmaz” diyor.

Cumhurbaşkanı adayı için tanım beklenmiyor

Yetkililere göre altılı toplantının bu ayağında cumhurbaşkanı adayı için yine net bir tanım yapılması veya profilin belirginleştirilmesi beklenmiyor. Altılı masada yer alan bir yetkili, aday meselesi ile ilgili henüz erken olduğunu belirterek şunları söylüyor:

“Cumhurbaşkanı profili şimdiden çok konuşulmaz, bu toplantıda da bir tanım yapılması beklenmiyor. Çünkü henüz daha erken. Ama bu ismin ‘no name’ (adı duyulmamış) birisi olmaması da gerekir. Çünkü Tayyip Erdoğan gibi bir güçlü siyasetçinin karşısına düşük profilli birisi konulmamalı bana kalırsa. Geçiş sürecinde toplumsal psikolojiyi de yönetebilecek birisi lazım.”

Altılı masanın bir sonraki toplantısının 29 Mayıs’ta gelecek Partisi’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilmesi planlanıyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a Çağrı: Zamları Geri Çek

Faturasını ödemediği için evinin elektriği bugün kesilen CHP Lideri Kılıçdaroğlu, akşam saatlerinde eşi Selvi Kılıçdaroğlu’yla birlikte evinden “lüks lambası” adı verilen tüplü bir aydınlatmayla canlı yayın yaptı.

Haber Merkezi / Kılıçdaroğlu, canlı yayında yaptığı açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çağrıda bulunarak, “Erdoğan’a sesleniyorum enerjiye yaptığın zamları geri çek. KDV’yi sıfırla. Kimse merak etmesin, karanlıkları aydınlığa çıkaracağız” ifadelerini kullandı.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Elektrik dağıtım şirketlerinin büyük bölümünü beşli çeteye verdiler” dedi. Tek tek holdinglerin aldığı enerji ihalelerini sayan Kılıçdaroğlu, “Milyonlar faturalarını ödeyemeyecek hale getirildi bu ülkede, insanlar çok öfkeli” dedi.

Altı buçuk dakikalık video mesajının önemli bir kısmını dünyadaki gelir dağılımı adaletsizliğine ayıran Kılıçdaroğlu, hem dünyada hem Türkiye’de yöneticilerin ülke zenginliğini adaletli dağıtılmasından sorumlu olduğunu söyledi.

“Eşimle birlikte, bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız” diyen CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları şöyle:

”Büyük bir toplumsal sarsıntının ortasındayız. Saraylı eşkiya holdinglerin cepleri dolacak diye halkın elektrik gibi gıda gibi temel hakları gasp edildi bu ülkede. Elektrik dağıtım şirketlerinin büyük bölümünü beşli çeteye verdiler.

Cengiz Holding, 8 yılda kamudan tam 2 milyar 295 milyon 311 bin lira değerinde 37 ayrı elektrik ihalesi almış. Cengiz gibiler paralarına para katarken; milyonlar faturalarını ödeyemeyecek hale geldi. Aç gözlü çetelere karşı halk çok öfkeli. Dünyada bu girdabın içinde. Tüm dünyada zengin azınlıklar halkların sosyal, siyasi refahını baltalıyor. Vatandaştan alıyorlar, alıyorlar, servetlerine servet katıyorlar.

Dünyanın en zengin 26 insanın serveti dünya nüfusunun yarısına eşit. Zenginler daha zengin, yoksullar daha yoksul hale getirildi.

Bu zenginler servetlerinin yüzde 1’ini paylaşsalar okula gidemeyen  bütün çocukların eğitim masrafları karşılanır.

Zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu sistem artık miadını doldurdu. Neoliberalizm artık can çekişiyor. Sıradan insanların öfkesine yenilmek üzere neoliberalizm. İmkansız görünen düşüncelerin zamanı gelmiştir. Devletler insanların temel ihtiyaçlarını karşılamakla yükümlüdür.

Neoliberalizmin sonu gelmiştir.

İşte ben bu aç gözlü politikacıların yarattığı karanlığa karşı ayaktayım. Bu eylemim sivil itaatsizlik çağrısı değil, bir direniştir. Bu sizin hakkınızı arama mücadelemdir.

Eşimle birlikte, bir hafta boyunca karanlıkta kalacağız. Adalet için bu ülkede kilometrelerce yol yürüdüm, şimdi karanlıkta oturacağım.  Dünyadaki tüm demokratlara sesleniyorum: Samimilerse onlar da halkları için harekete geçsiler.

Erdoğan’a sesleniyorum: Enerjiye yaptığın zamları geri çek. KDV’yi sıfırla. Kimse merak etmesin, karanlıkları aydınlığa çıkaracağız. ”

Paylaşın

CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun Elektriği Kesildi

Elektrik zamlarına tepki göstermek amacıyla faturasını ödemeyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriği bu sabah EnerjiSA ekiplerince kesildi.

Haber Merkezi / Şubat ayında sosyal medya hesabından açıklama yapan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, zamlar geri alınana kadar faturasını ödemeyeceğini duyurmuştu.

Kılıçdaroğlu o dönemden bu yana Şubat, Mart ve Nisan ayı faturalarını ödemedi. Yönetmelik kapsamında 65 yaş üstü vatandaşlara üç ay süre tanındığı için Kılıçdaroğlu’nun evinin elektriği bugüne kadar kesilemiyordu.

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, konuya ilişkin sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “Eşimden az önce haber geldi, bugün elektriğimizi kesmişler. Buna maruz kalan milyonlar için çıktım bu yola. Bu eylemim bir sivil itaatsizlik çağrısı değildir. Bir direniştir. Eylemim ülkenin karanlıkta kalan ailelerine, çocuklarına ses olmak içindir” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

Altı Muhalefet Partisinin Gündeminde Hangi İttifak Senaryoları Var?

İttifak yapan siyasi partilerin çıkaracağı milletvekili hesaplama sistemini, oy oranı düşük partiler aleyhine değiştiren yeni Seçim Yasası, cumhurbaşkanlığı seçiminde ortak aday çıkarma ve parlamento seçimlerinde de çoğunluğu sağlamayı hedefleyen muhalefet partilerinde, hesapların değişmesine neden oldu.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre, parlamenter sistem mutabakatı açıklayan 6 muhalefet partisi, parlamento seçimlerinde daha fazla milletvekili çıkarabilecek senaryolar üzerinde çalışıyor.

Aritmetik olarak daha fazla getirisi olan formüllerin, “siyasi karşılığının olmayabileceği” endişesi, muhalefeti, iki seçeneği buluşturabilecek formüllere yoğunlaştırmış durumda. Olası formüllerin, Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın evsahipliğinde Pazar günü yapılacak 6’lı masa toplantısının ana gündem maddesi olması bekleniyor.

Seçim işbirliği ve ittifak planlarını, yeni Seçim Yasası’na göre yapmaya hazırlanan 6 muhalefet partisinin bu konuda henüz ortaklaşmış bir çalışması yok.

Ancak her parti kendi içinde, akademisyen, kamuoyu araştırmalarından destek alarak veya bizzat kendileri saha analizleri üzerinden seçenekli formüller üzerinde çalışıyor.

Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinde de bu yönde hazırlıklar olduğunu belirterek, halen 8 senaryo üzerinde çalışıldığını ve 6’lı masa toplantısına da önerilerini getirebileceklerini açıkladı.

CHP kulislerinden yansıyan bilgiye göre Kılıçdaroğlu’nun sözünü ettiği 8 seçenekli senaryo Ankara Üniversitesi’nden bir akademisyen grubu tarafından hazırlandı.

Parti kaynakları, bu yönde Kılıçdaroğlu’na birçok çalışma geldiğini, ancak esas verinin, partinin il il yaptıracağı saha analizleri ile ortaya çıkacağını belirterek, “Seçime nasıl bir sistemle gidileceğine, ittifakların nasıl şekilleneceğine parti tek başına karar vermeyecek, 6’lı masada, tarafların önerilerine göre netleşecek” görüşünü dile getiriyor.

Kulislerde ittifak veya seçim işbirliği seçeneklerine ilişkin konuşulan formüller ile bunların “artı ve eksileri” ise şöyle sıralanıyor:

Aritmetik avantajı en yüksek seçenek: Tek liste

Yeni seçim sistemi büyük partilere daha fazla milletvekili çıkarma olanağı sağladığı için bir partiden tek listeyle seçime gidilmesi aritmetik olarak “en avantajlı” sonuç verecek formül olarak görülüyor.

CHP’de yapılan simülasyonlarda, 6’lı masada yer alan siyasi partilerin tek bir parti listesinden, örneğin CHP listesinden seçime girmesi, 43 milletvekili daha fazla çıkarması yolunu açıyor ve ittifak 300’e yakın milletvekili çıkarabiliyor.

Bununla birlikte seçime ayrı girecek olan HDP’nin çıkaracağı milletvekilleriyle birlikte muhalefet parlamentoda çoğunluğu sağlıyor.

Bu formül CHP içinde, “liste sancısı” yaratacak olmasına karşın, seçim kazanmak için en avantajlı formül olarak değerlendiriliyor ve “cumhurbaşkanı adayı çıkaracak parti olarak, milletvekili listeleri konusunda daha özverili olunabileceği” yorumu yapılıyor.

Ancak sadece matematik hesabıyla “en avantajlı” görünen bu senaryonun açmazı olarak, siyasi olarak uygulamasının son derece zor ve tabanda karşılık bulmama olasılığı görülüyor.

Başta İYİ Parti olmak üzere, ağırlıklı olarak sağ ve muhafazakar seçmen tabanına sahip siyasi partilerin liderlerinin, CHP çatısı altında seçime girmeye sıcak bakmayacağı ve parti tabanlarında da kabul görmeyeceği ifade ediliyor.

Cumhurbaşkanı adayının CHP’li bir isim olacağı konusunda 6’lı masada neredeyse ortak bir görüşün oluştuğu ifade edilerek, CHP’nin bir başka siyasi partinin listesinden seçime girmesi de “uygulanamaz” bir formül olarak dile getiriliyor.

CHP’nin böyle bir tercih yapması halinde, seçmenin ittifak dışı partilere yönelmesinin kaçınılmaz olacağı vurgulanıyor.

Muhazakar partiler, ittifak içinde ittifak yapabilir

Kulislerde en çok konuşulan formüllerin başında ise Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun da gündeme getirdiği “ittifak içinde ittifak” geliyor.

6’lı masada yer alan siyasi partilerin, 2018 seçimlerindeki gibi SP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi ve DP’nin Millet İttifakı’nın iki büyük partisi CHP ve İYİ Parti listelerinden seçime girmesi bir seçenek olarak değerlendiriliyor.

İkinci seçenek olarak da DP’nin İYİ Parti listesinden, muhafazakar tabana sahip DEVA ve Gelecek Partisi’nin, SP çatısı altında seçime girmesi formülü.

2018 seçimlerinde Millet İttifakı’na avantaj sağlayan bu formülün, çok iyi saha analizleriyle ile uygulanabilir hale gelebileceği ifade ediliyor.

Muhafazakar partilerin SP çatısı altında seçime girmesi halinde, muhafazakar seçmenin yoğun olduğu yerlerde, “eli CHP’ye oy vermeye gitmeyen” seçmenin tercihini olumlu yönde etkileyebileceği yorumu yapılıyor.

Özellikle SP, bu formüle yakın duruyor. Ancak, ilk kez seçime girecek olan DEVA Partisi, kendi ad ve amblemiyle seçime girmek istediklerini her fırsatta vurguluyor. CHP ve İYİ Parti çatısı altında seçime girilmesi halinde oy bölünmesi daha az olacağı için, matematiksel olarak milletvekili çıkarma olasılığı daha yüksek.

SP, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’nin Millet İttifakı içinde tek listeyle seçime gitmesi halinde, muhafazakar seçmenden daha fazla karşılık bulabilecek olması “avantaj” olarak görülse de, milletvekili sayısı düşük olan seçim çevrelerinde baraj otomatik olarak yükseleceği için milletvekili çıkaramama riski de bulunuyor.

Her parti kendi listesiyle seçime gidebilir

Yeni Seçim Yasası’yla ittifak içindeki partilerin çıkaracağı milletvekili sayısı d’hont sistemine, yani her partinin bir seçim çevresinden aldığı oy oranına göre hesaplanacağı için yüzde 7 olan ülke barajını geçmek için 6 parti muhalefet partisinin ittifak yapması yüksek olasılık olarak görülüyor.

Ancak ittifak oylarının milletvekili sayısına bir etkisi olmaması nedeniyle, her siyasi partinin ayrı olarak seçime de girmesi olası.

Özellikle DEVA Partisi bu seçeneğe sıcak bakıyor. Oy oranı düşük partilerin milletvekili çıkarabilmesi için, güçlü oldukları seçim çevrelerinde, diğer ittifak partilerinin desteğiyle en az bir milletvekili çıkarmasının sağlanması da bir seçenek olarak görülüyor.

Ancak bunun için çok iyi saha analizi yapılması, her seçim çevresinin eğilimlerinin iyi tahmin edilmesi gerekiyor.

CHP’de yapılan değerlendirmelerde, bu formülün uygulanması halinde, Millet İttifakı’nın milletvekili sayısı umulandan çok daha düşük gelebilir. Hatta bazı siyasi partiler parlamentoya hiç milletvekili gönderemeyebilir.

Gelecek ve DEVA Partisi’nde ise bu formülün iyi dizayn edilmesi halinde, her partinin güçlü olduğu yerlerden parlamentoya temsilci gönderebileceği ifade ediliyor.

Hatta özellikle CHP’nin milletvekili çıkaramadığı muhafazakar seçmenin yoğun olduğu, başta İç Anadolu olmak üzere bazı bölgelerden, Millet İttifakı’nın daha fazla milletvekili çıkarabileceği yorumu yapılıyor.

Üçüncü ittifak veya ittifaksız formüller

6’lı masada yer alan siyasi partilerin, Millet İttifakı dışında “üçüncü” yeni bir ittifakla seçime gitmesi veya her partinin ayrı ayrı seçime girmesi, en düşük olasılık olarak görülüyor.

CHP ve İYİ Parti’nin ittifakı sürdürmekte kararlı olduğu, çok olağanüstü bir gelişme olmadıkça da ittifakla seçime gitmesine kesin gözüyle bakılıyor.

DP ve SP’nin de Millet İttifakı’na karşı olmadığı biliniyor. 6’lı masada yer alan partilerin, CHP ve İYİ Parti’den ayrı olarak yeni bir ittifak kurmaları halinde, yüzde 7 barajını aşamama riski bulunuyor ve bu nedenle de çok önemli bir görüş ayrılığı olmadığı sürece partilerin bu yöntemi tercih etmeyeceği ifade ediliyor.

Cumhur İttifakı’nın biçimlenmesine göre senaryolar değişebilir

6’lı masada yer alan muhalefet partileri yeni seçim sistemine göre olası senaryolar üzerinde çalışma yaparken, erken seçim ve AKP ile MHP’nin oluşturduğu Cumhur İttifakı’nın izleyeceği tutuma göre de alternatif seçenekleri değerlendiriyor.

Sonbaharda bir erken seçime gidilmesi halinde, yeni seçim yasası uygulanmayacağı için, ittifak senaryolarının da buna göre şekilleneceğine dikkat çekiliyor.

Böyle bir seçenekte, milletvekili dağılımı siyasi partilerin oylarına bölünerek hesaplanacağı için, isteyen partilerin kendi listesiyle seçime girmesi formülünün daha ağırlık kazanması olası görülüyor.

MHP ve BBP’nin AKP çatısı altında tek listeyle seçime girmesi halinde formüllerin buna göre dizayn edileceği ifade ediliyor.

MHP Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın, MHP’nin AKP listelerinden seçime gireceği iddialarına, “Ağzıma bile almam. Bizim seçmen üç hilali görecek kardeşim” sözleriyle nokta koymasına karşın, muhalefet hala bu seçeneği olasılık dahilinde değerlendiriyor.

Böyle bir durumda, Cumhur İttifakı’nın avantajlı olacağına dikkat çekilerek, bu durumda muhalefetin de “tek liste” seçeneğinin güçleneceği yorumu yapılıyor.

6’lı masanın gündeminde

Yeni seçim yasasının yürürlüğe girmesi nedeniyle, DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın evsahipliğinde Pazar günü yapılacak 6’lı toplantıda da olası seçim senaryolarının gündeme gelmesi bekleniyor.

Katılımcı partiler, buradan bir ittifak kararı çıkmayacağını, ittifak ve cumhurbaşkanlığı seçiminin, seçim takvimi açıklandığında gündeme geleceğini, ancak yeni seçim yasasına göre en fazla milletvekili çıkarmaya dönük formülleri konusunda karşılıklı görüş alışverişinde bulunulacağı ifade ediliyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’ın ‘Kudüs’ Sözlerine Sert Tepki

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “İsrail’le ilişkilerimiz başkadır, Kudüs davamız başkadır” sözlerine yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, “Bilmez miyiz! Sende hep başka başka” diyerek geçmişte yaşananları hatırlattı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) düzenlenen grup toplantısında sarf ettiği “İsrail’le ilişkilerimiz başkadır, Kudüs davamız başkadır” sözleri muhalefetin tepkisini çekti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımla Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt verdi.

Gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan’ın İstanbul’daki başkonsolosluğunda öldürülmesine ilişkin davanın Suudilere devredilmesini, ‘Rahip Brunson’ krizini ve ‘Mavi Marmara’yı hatırlatan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:

“İsrail’le ilişkilerimiz başkadır, Kudüs davamız başkadır, demişsin Erdoğan. Bilmez miyiz! Sende hep başka başka… Kaşıkçı cinayeti başka, Rahip Brunson başka, Mavi Marmara şehitleri başka. Dünden beri sığınmacılar da bir başka. Ahlak anlayışı bambaşka.”

Paylaşın

Erdoğan Ve Bahçeli, Kılıçdaroğlu’nun Söylediği Noktaya Geldi

Gazeteci Murat Yetkin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sığınmacılar konusunda CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile aynı noktaya geldiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve devamında AK Partili kurmayların Türkiye’deki sığınmacılarla ilgili politikalarını değiştirmeye başlaması, son günlerde en çok tartışılan konularından biri.

Yaklaşık bir ay önce “Muhalefet, seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz” diyen Erdoğan, geçtiğimiz günlerde “Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz” ifadesiyle ‘fikir değiştirdi.’ Ardından MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de, aslında bir süredir ittifak ortağıyla ters düştüğü görüşünü yineledi:

“Suriyeli sığınmacıların ülkelerinden ayrılık ve kopuşlarına neden olan ağır şartlar ortadan kalkınca geldikleri gibi uğurlamak bizim asıl hedefimizdir. Misafirliğin süresi kısıtlıdır. Her insanın kendi yurdunda, emniyetli ve esenlik içinde yaşamaya hakkı vardır. Önümüzdeki bayram günlerinde ülkelerine gidebilen Suriyeli sığınmacıların geri dönmelerine gerek yoktur.”

Gazeteci Murat Yetkin, yetkinreport.com’da yayınlanan yazısında Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yıllardır söylediği noktaya geldiğini söyledi.

Ana muhalefet partisi liderinin 18 Nisan’da parti genel merkezine astırdığı dev pankart ile AKP hükümetine dört soru sorduğunu hatırlatan Yetkin, yazısının ilerleyen bölümlerinde şu görüşü dile getirdi:

“Erdoğan’ın da Bahçeli’nin de Kılıçdaroğlu’nun yıllardır söylediği noktaya doğru geldiği görülüyor. Kılıçdaroğlu bunu kaçırır mı? 19 Nisan’da TBMM Grubuna ‘3 milyon 800 bin Suriyeliyi besliyoruz. Herhalde anket yaptırdı ve halkın da bu siyasetine karşı olduğunu gördü’ dedi; ‘Bu halkın nabzını tutan, ırkçılık yapmayan partinin de CHP olduğunu gösteriyor’.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Üçüncü İttifak, Millet İttifakı’nda Kayıp Yaratır Mı?

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın Millet İttifakı içerisinde krize neden olan tweetinin ardından birbiri ardına gelen açıklamalar, “Üçüncü İttifak mı kuruluyor?” sorusunun gündeme gelmesine neden oldu.

DW Türkçe’den Eray Görgülü’nün haberine göre, bazı simülasyonlara göre üçüncü ittifak durumunda muhalefetin sandalye sayısının düşme ihtimali bulunuyor. Ancak bir yandan da kulislerde muhafazakar sağ seçmenin, CHP’ye oy vermekte zorlanacağı endişesi dile getiriliyor.

CHP’li yetkili: Her ihtimali değerlendiriyoruz

6 muhalefet partisi, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in yol haritası için çalışmalarını sürdürürken, liderlerin görüşmesine günler kala da kulislerde her gün yeni bir ittifak senaryosu konuşuluyor.

Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın, Gelecek ve DEVA partilerinin tepkisine neden olan tweetinin ardından Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun da “İttifak içinde ittifak” ifadesiyle “Üçüncü İttifakı” gündeme getirmesi, kulislerin hareketlenmesine neden oldu.

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın da “Biz henüz ittifakta değiliz” sözleri, gözleri bu üç partiye çevirdi. Edinilen bilgiye göre, Saadet, Gelecek ve DEVA Partisi’nde yetkililer, AKP’den kopan seçmenin CHP’ye oy vermek istemeyeceği gerekçesiyle üçüncü ittifakı gündemlerine aldılar ve bu konuda simülasyon çalışmaları da başladı.

Öte yandan CHP’de de il başkanlıklarının da önümüzdeki günlerde farklı ittifak senaryolarına ilişkin anket çalışmaları yürüteceği öğrenildi. CHP’li üst düzey bir yetkili de, il il en çok milletvekilinin nasıl çıkarılacağı üzerinde çalıştıklarını belirterek, “Üçüncü ittifak kurulur mu?” sorusunu, “Her ihtimali değerlendiriyoruz” sözleriyle yanıtladı.

Millet İttifakı, 32 vekil kaybeder iddiası

Her iki duruma ilişkin de farklı görüşler ortaya atılırken, Polimetre’nin kurucusu Veri Analisti Mehmet Günal Ölçer de yeni seçim yasasına göre, ittifakların vekil sayısı üzerindeki etkisini ortaya koyan ve mevcut anketlerin ortalamasını baz alan bir çalışma yürüttü.

Ölçer’in D’hondt sistemine göre yaptığı hesaplamalara göre bugün seçim olursa ve 6 muhalefet partisi Millet İttifakı çatısı altında seçime girerse, HDP ile birlikte muhalefetin TBMM’deki sandalye sayısı 374’ü buluyor. Cumhur İttifakı ise 226 vekilde kalıyor. Bu senaryo Cumhur İttifakı için en olumsuz tablo.

Saadet, DEVA ve Gelecek partilerinin ayrı bir ittifak ile seçime girmesi durumunda muhalefetin vekil sayısı 342’de kalıyor, Cumhur İttifakı ise 258 sandalyeye ulaşıyor. Ölçer’in çalışmasına göre üçüncü ittifak kurulması durumunda muhalefet 32 vekil daha az çıkartıyor.

Kulat: Ne getirir, ne götürür ölçmeye çalışılıyor

MAK Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Kulat’a göre ise Millet İttifakı’nda bir ayrılma söz konusu değil. 6 partinin şu anda birlikte hareket ettiğine dikkat çeken Kulat, yine de muhafazakar seçmene yönelik duyulan endişeyi dile getirdi.

Kulat, “CHP’den dolayı oy verme endişesi duyanları sağ bir alt blokta bir arada tutmak mümkün olur mu diye bir blok oluşturuluyor” dedi.

Bu konuda simülasyonların devam ettiğini kaydeden Kulat, “Yani ne getirir, ne götürür ölçmeye çalışıyorlar” dedi. Millet İttifakı içerisinde kalmak kaydıyla yeni partilerle de görüşülebileceğine dikkat çeken Kulat, HÜDAPAR, Bağımsız Türkiye Partisi gibi partilerle de birlikte hareket edilebileceğini söyledi.

Daşdemir: Yüzde 7’yi aşamazlar

OPTİMAR Araştırma Şirketi Başkanı Hilmi Daşdemir de muhafazakar seçmende CHP’nin ismine karşı bir duruşun olduğunu belirterek, “Bu sebepten dolayı Temel Bey, üçüncü bir ittifak ya da ittifak içindeki bir ittifaktan bahsetti” dedi.

Buna karşın üç partinin yüzde 7 barajı aşmasının mümkün olmadığını bu yüzden “ittifak içerisinde ittifak” ifadesinin dillendirildiğini kaydeden Daşdemir, bazı bölgelerde birleşerek vekil çıkartma yoluna gidilebileceğini kaydetti.

İttifak içerisindeki oy oranı düşük olan partilerin CHP’nin listesinden seçime girmek durumunda kalacağını kaydeden Daşdemir, “Üç partinin bir araya geldiği takdirde yüzde 7’yi bulamayacaklarını söylüyorum. Bulamayacaklardır. Bunun için çok ciddi oy artışına ihtiyacı var” diye konuştu.

Paylaşın