Akşener’den Faiz Tepkisi: Olan Yine Halkımıza Oldu

Merkez Bankası’nın faiz kararına sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile tepki gösteren İYİ Parti Lideri Akşener, “Olan yine hane halkımıza, esnafımıza ve KOBİ’lerimize oldu. Bu aziz millet bunu hak etmiyor. Çok yazık…” dedi.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini yüzde 18’den yüzde 16’ya indirme kararına sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile çok sert tepki gösterdi.

İYİ Parti Lideri Akşener, açıklamasında, “Ciddiyetsiz bir iktidarın, atadığı liyakatsiz bir bürokrat aracılığıyla verdiği, rasyonellikten uzak bir kararın sonucunda olan yine hane halkımıza, esnafımıza ve KOBİ’lerimize oldu. Bu aziz millet bunu hak etmiyor. Çok yazık…” ifadelerini kullandı.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), gün içerisinde faiz kararını açıklamıştı. MB, politika faizini yüzde 18’den yüzde 16’ya indirmesiyle, yükselişe geçen Dolar ve Euro kuru, rekor kırmıştı. MB, enflasyonun yüzde 20’ye yaklaşmasına rağmen 23 Eylül’de 100 baz puan faiz indirmişti.

Dolar/TL’de bugün görülen yeni zirveyle, 5 Eylül 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı onayıyla açıklanan Hazine ve Maliye Bakanlığı imzalı Orta Vadeli Program’da (OVP) 2022 yılı için öngörülen ortalama 9,27’lik beklenti de şimdiden aşılmış oldu.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu Ve Akşener’den Kritik Görüşme: Ortak Açıklama

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP Genel Merkezi’nde bir araya geldi. Kılıçdaroğlu ve Akşener, görüşme sonrası düzenledikleri ortak basın toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

Haber Merkezi / Konuşmasına “Sayın Kılıçdaroğlu ve ekip arkadaşlarını İYİ Partide beraber çalıştığım ekip arkadaşlarımla beraber ziyaret ettik” cümleleriyle başlayan Akşener, açıklamalarının devamında şu ifadeleri kullandı;

“Biz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dair bir çalışma yapmıştık ve yaz tatili gelmeden önce kamuoyuyla paylaşmıştım arkadaşlarımızın yaptığı çalışmayı, partimiz adına bu çalışmayı diğer siyasi partilere de takdim etmek üzere bir ziyaret sistemi oluşturduk. Bugün de CHP’ye hem bu çalışmamızı resmi olarak takdim ettik, hem de Sayın Kılıçdaroğlu ve arkadaşlarıyla Türkiye’ye dair belirli konularda, önemli konularda, ekonomi başta olmak üzere, dış politika başta olmak üzere istişarede bulunduk.

İstişarenin Türkiye açısından çok önemli olduğuna, fikir teatisinin, dilin ortaklaşması, Türkiye’ye dair çözümlerin somutlaşması açısından çok önemli olduğuna inanıyoruz. Türkiye’de uzun zamandır istişare kavramı kayboldu. Bizlerin, Millet İttifakının 31 Mart’a göre iki partisi, 24 Haziran’a göre dört partisinin, Millet İttifakını oluşturan dört partinin istişare kavramını tekrar Türkiye’nin gündemine getirmesini önemli buluyorum ve bizi yönetenlere de ‘ben yaptım oldu’ fikrinin Türkiye’yi getirdiği nokta açısından onların da dönüp istişare kavramını tekrar hayatlarına almasına örnek olması gerektiğini düşünüyorum. Misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim arkadaşlarınıza ve size, sağ olun”

“Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz”

CHP Lideri Kılıçdaroğlu ise açıklamasında şunları söyledi; “Efendim Sayın Genel Başkan ve arkadaşlarıyla güzel bir toplantı gerçekleştirdik. Sayın Genel Başkanın da ifade ettiği gibi Türkiye’nin pek çok sorunu var. Hemen hemen her alanda ciddi sorunlar var ve bu sorunlardan Türkiye’nin arınması lazım. Türkiye’nin kendisine yeni bir yol haritası çizmesi, daha güçlü, daha dinamik bir yapıya ulaşması lazım. Bunun için de istişarelerde bulunduk, karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk.

Zaman zaman Sayın Genel Başkan ve arkadaşları, zaman zaman ben ve benim arkadaşlarım karşılıklı düşüncelerimizi aktardık. İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili olarak da bize bir çalışma verdiler, kendilerine yaptıkları bu güzel çalışma dolayısıyla da teşekkür ederim. Ayrıca 6 siyasi partinin Genel Başkan Yardımcıları bu konuda bir çalışma yapıyorlar, o konuda da arkadaşlar bilgi verdiler.

Ben şunu ifade etmek isterim. Türkiye’nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Sorumlu politikacılar olarak bizler, bütün sorunlara kilitlenmiş vaziyetteyiz. İnşallah bütün bu sorunlardan Türkiye’yi kurtaracağız; güzel, yaşanabilir, huzur içinde bir Türkiye’yi hep birlikte inşa edeceğiz.”

Soru / Cevap

Soru; Efendim, geçtiğimiz günlerde 10 ülkenin büyükelçisi, Osman Kavala’nın serbest bırakılması yönünde çağrı yaptı. Dışişleri Bakanlığından bu çağrıya bir tepki söz konusu oldu. Sizin bu konuya ilişkin değerlendirmeniz ne olacak?

Meral Akşener; Şimdi Osman Kavala sizin tanımınıza göre Sorosçu öyle mi? Peki Soros’la masaya kim oturdu? Ben ve Sayın Kılıçdaroğlu değil. Sizi hiç hatırlamıyorum, ben hiç oturmadım. Dolayısıyla Dışişleri Bakanlığına böyle bir talepte bulunulmasını doğru bulur muyuz? Hayır bulmayız. Ama böyle taleplerin Türkiye’ye yapılır olmasına yol açmayı da doğru bulmayız. Dolayısıyla Rahip Brunson’u hatırlatan eylem ve söylemlerden Türkiye’nin uzak durmasının, Türkiye’nin itibarını öne koymasını tavsiye ederiz. Dolayısıyla bütün bunların önüne geçecek tek yol gerçekten hukukun işletilmesidir, Türkiye’deki hukuku, yargıyı oluşturan kurumların işlemesidir. Dolayısıyla söyleyeceğim budur.

Kemal Kılıçdaroğlu; Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına uyacağı sözünü verdi, bunun için de bir anayasa değişikliği gerçekleşti ve bu anayasa değişikliği TBMM’den oybirliğiyle çıktı. Bir ülkenin itibarı, imza attığı bir sözleşmenin arkasında durmaktır. İmza attığınız bir sözleşmenin gereğini yapmıyor ve arkasında durmuyorsanız itibar kaybeden Türkiye ve onu yönetenler olur. Biz Türkiye’nin itibarının her yerde, her alanda, her sahada korunmasını isteriz. Dolayısıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bir kararı varsa o kararın da uygulanmasını isteriz. Eğer Türkiye gerçekten demokratik bir ülke ise, bir hukuk devleti ise bu çerçevede hareket etmesi lazım.

Bir şeye de dikkatinizi çekmek isterim; Sayın Genel Başkan da ifade etti, Türkiye’ye dışarıdan yapılacak hiçbir müdahaleyi doğru bulmayız. Ama dışarıdan müdahale etmesine ortam hazırlayacak yönetimi de kabul etmeyiz, öyle bir yönetim de olmaz. Türkiye, hukuk devleti kuralları içinde gereğini yapar ve hepimiz de gereği yerine geldi diye herhangi bir düşünce, farklı bir düşünce ifade etmeyiz. Ama geldiğimiz nokta maalesef üzücü bir nokta.

Soru; Efendim, Bülent Arınç katıldığı bir canlı yayında CHP’nin oylarının arttığını söyledi. Artmasının sebebi olarak da laiklik ve Kemalist çizgiden uzaklaştığınızı söyledi. Bu konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz bu birinci sorum. İkinci sorum da, TÜSİAD Başkanının önceki gün yaptığı konuşmada; laikliğe, yargı bağımsızlığına ve Merkez Bankası bağımsızlığına vurgu yapması, aynı zamanda İstanbul Sözleşmesinden Türkiye’nin çekilmesinin anlamsız olduğunu ifade etmesi hakkında iki Genel Başkan ne düşünüyor?

Kemal Kılıçdaroğlu; Öncelikle şunu söyleyeyim, Sayın Bülent Arınç’ın CHP’nin oyları önümüzdeki süreç içinde artacak diye bir ifade de bulunması güzel bir şey. Zaten hayatın bir gerçeği, gerçeği Sayın Bülent Arınç da görüyor, gördüğü içinde çok mutluyuz. İkinci sorunuz TÜSİAD Başkanı. TÜSİAD Başkanı da, TÜSİAD yönetimi de hiç üzülmesinler Türkiye’ye gerçek anlamda demokrasiyi getireceğiz, hukukun üstünlüğünü getireceğiz, yargı bağımsızlığını getireceğiz, bu konuda kararlıyız.

Meral Akşener; Şimdi mahşerin dört atlısı üzerimize üzerimize geliyor dedi Sayın Başkan. Doğrudur. Laiklik konusundaki hassasiyet üzerinden sordunuz. Yıllardır şunu söylerim, laiklik bir hukuk kuralıdır. Yani o ülkenin kanunlarının ilahi vahiye göre mi olacak, yoksa insan için mi hazırlanacak ona karar veren bir hukuk terimidir, hukuk normudur. Dolayısıyla laikliği bugüne kadar siyasetçiler konuştu, laikliği bugüne kadar işadamları konuştu, din adamları konuştu ama hukukçuların konuştuğu hiç görülmedi, ortadan kayboldu gitti. Şimdi laiklik aynı zamanda yapılacak kanunların ruhunu vaaz ettiğine göre, onun normu olduğuna göre, demek ki aynı zamanda insana göre, insan için yapılmasını vaaz ettiğine göre, onun normu olduğuna göre 21.yüzyılın yeni değer setlerine uygun kanunların ve bir hukuk anlayışının ortaya konulması gerektiğini de vaaz ediyor. Şimdi iş adamları açısından laikliğin önemi, hukukun üstünlüğü artı adaletle alakalı bir konu. Dolayısıyla ekonominin patronu güvendir, güveni oluşturacak olan hukuktur, hukukun üstünlüğüdür, adalettir ve ona bağlılıkta demokrasidir. Dolayısıyla demokrasiyle laikliğin yan yana oluşunun bugünlerde daha iyi anlaşılmış olmasını, anlaşılıyor olmasını çok olumlu bulduğumu ifade etmek isterim. Ama hukukçuların konuşması gereken bir norm olduğunu, bugüne kadar da habire başka başka alanlarda konuşulduğu için laikliğin ne olduğunun bir türlü anlaşılamadığını da sorunuzla irtibatlı olarak anlatmak isterim, tekrar hatırlatmak isterim.

Soru; Efendim bugün Irak ve Suriye tezkereleri Meclis Başkanlığına gönderildi. Tezkerelerle ilgili her iki partinin tutumu ne olacak?

Meral Akşener; Biz TBMM’ye gelen bütün tezkerelerle ilgili olarak önceden bir ekip kurarız. Bunu daha evvel de bir sanıyorum Demokrat Parti’yi ziyaretim sonrasında söylemiştim. Bu konunun uzmanı arkadaşlarımız üzerinden bir ekip kurarız, onlar tartışırlar, bir rapor ortaya çıkarırlar sonra da milletvekili arkadaşlarımızla bu paylaşılır. Çünkü milletvekili arkadaşlarımız evet veya hayır diyecekleri için. Bu çalışmayı yaptırdık ve o raporun sonucunda milletvekili arkadaşlarımıza ve bana sunulan raporda eleştirilerimiz baki kalmak kaydıyla evet oyu vereceğimizi buradan ifade etmek isterim.

Kemal Kılıçdaroğlu; Yetkili organlarımızda görüşeceğiz. Dün geldi, arkadaşlar ön görüşmeleri yaptılar, daha sonra MYK’da bu konuyu ayrıntılı olarak görüşüp kararımızı parlamentoda ifa edeceğiz.

Soru; Efendim parlamenter sistem çalışmalarının devam ettiğini belirttiniz. Siz de önerinizi sunduğunuzu söylediniz. Kurmaylarınız da yeni ana ilkeler üzerinde bir uzlaşma sağlamaya çalışıyor. Hatta dünkü toplantıdan sonra yazılı olarak artık bir metin haline dönüşmeye başladığı bilgileri gelmişti. Bu anlamda bu ne zaman bir sonuca varır? Aynı zamanda Sayın Akşener’in ziyaretleri devam etmişti diğer partilere. İttifakın büyümesine dair bir izleniminiz oldu mu, birçok farklı partiye gittiniz, parlamenter sistem üzerine de değerlendirmeler yaptınız, nasıl geri dönüşler aldınız efendim? Sizden de yine bu sürece ilişkin ne zaman liderler olarak bir yanıt alabileceğiz parlamenter sistemle ilgili?

Meral Akşener; Şimdi biz iyileştirilmiş, güçlendirilmiş parlamenter sistemle ilgili yaptığımız çalışmayı siyasi partilerin Genel Başkanlarına ve onların uygun gördüğü arkadaşlarına takdim ediyoruz. Aynı zamanda da Türkiye’ye dair görüşlerimizi karşılıklı olarak paylaşıyoruz ve bir istişare ortamı oluşturmaya çalışıyoruz. Bu arada Sayın Sarıgül’le de bir görüşme yaptık, o bizi ziyaret etmişti. Aynı şekilde Sayın Temel Karamollaoğlu bizi ziyaret etmişti, onunla da aynı biçimde bu görüşlerimizi paylaştık, karşılıklı istişarede bulunduk. DSP’yle de bir… Onlar bizi ziyaret etmişlerdi fakat çok yoğundu Genel Başkanları sanıyorum önümüzdeki süreçte bir görüşme imkanımız olacak.

Şimdi bütün bunların neticesinde birincisi bu istişareyi çok önemsiyoruz biz karşılıklı görüş alışverişini Türkiye’de tekrar hakim kılabilmeyi. Ben 22 aydır arkadaşlarımla Anadolu’yu geziyorum, ilçe ilçe esnaf geziyorum, orada birçok insan görüyoruz ve Türkiye’de dedikodular üzerinden, iftiralar üzerinden, hakaretler üzerinden ama dertler üzerinden olmayan bir siyasi atmosfer var. Bir ayağı bu gezilerimizle bu gerçek dertleri görüp, o gerçek dertler üzerinden konuşmak ve seçmeni velinimet yapmak. Bir diğer yönüyle de rekabet edebiliriz, biz bütün siyasi partiler birbirimizle rekabet edebiliriz ama Türkiye adına, milletimiz adına, devletimiz adına ve seçmenimiz adına bu rekabeti işbirliği içinde de yapma imkanımız var. Dolayısıyla bunları başarmaya yönelik bir fener tutmaya çalışıyoruz. Buralardan da son derece verimli sonuçlar aldık. Konuşmak kadar güzel bir şey yok, karşılıklı konuşmak kadar güzel bir şey yok. Önyargıların ortadan kalktığı, birbirinizi anlamaya çalıştığınız bir sistem bu.

Şunu söyleyebilirim, parlamenter sisteme dair ana hatlarıyla bu ziyaret ettiğimiz arkadaşlarımızın siyasi partilerin Genel Başkanlarının hiçbirinin bir itirazı yok. Onlarla da zaten 6 siyasi partinin Genel Başkan Yardımcıları şu anda birlikte çalışıyorlar. O dediğiniz metin, biz Sayın Genel Başkanımızla beraber sorduk, Sayın Erkek Beyefendi’ye sorduk, Aralık ayı gibi bize sunulacak, Genel Başkanlara sunulacak bir metnin çıkacağını söyledi. İnşallah her şey iyi olacak.

Kemal Kılıçdaroğlu; Evet, Aralık ayında umarım 6 siyasi partinin de üzerinde uzlaştığı temel ilkeler ortaya çıkmış olur. Bu çerçevede arkadaşlar çalışmaları yapıyorlar, Aralık ayı çok geç bir ay da değil zaten. Dolayısıyla çalışmalarında arkadaşlara başarılar diliyoruz.

Soru; HDP Eş Başkanı Pervin Buldan Ağrı’da ‘şimdilik demokratik muhalif olduklarını ama ileriki dönemde demokratik iktidarın bir parçası olabileceklerini’ söyledi. Bunun bakanlık teklifi olabileceği söyleniyor, böyle bir yorum yapıldı bu açıklaması sonrası. İki Genel Başkandan da bununla ilgili bir yorum alabilir miyim?

Meral Akşener; Neresinden bakalım? Ortada seçim yok, ortada kurulmuş bir iktidar yok. Türkiye’de bizlerle ilgili bir şey olduğu zaman 10 adım sonrasında siz şunu yapacaksınız diye parmaklar sallanıyor. Bu demokratik değil. Dolayısıyla demin söyledim, dedikodular, iftiralar, hakaretler üzerinden o ona bunu dedi, bu buna şunu dedi üzerinden çok harika bir siyasi atmosfer vardı biz bunu yıkmaya kararlıyız. Ben Sayın Buldan’ın ne söylediğini bilmiyorum şu anda sizden duydum. Ama bizim gündemimizde böyle bir durum yoktur.

Kemal Kılıçdaroğlu; Gerçekten de ben de ilk kez sizden duyuyorum. Ama şunu gayet iyi biliyorum, Millet İttifakını bozacak acaba ne yapabiliriz böyle bir arayışın özellikle Cumhur İttifakında olduğunu da gayet iyi biliyorum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar, hangi yola başvururlarsa vursunlar bu ülkenin insanlarının ferasetine güveniyorum. Onlar bizlerin bu memleket için çalıştığını, bu vatandaş için çalıştığını, herkesin huzur içinde yaşaması gerektiğini ve bunu da bizim hedef aldığımızı gayet iyi biliyor. Dolayısıyla bizim tek güvencemiz milletimiz.

Soru; Benim sorum Sayın Kılıçdaroğlu’na. Son dönemde yaptığınız açıklamalar cumhurbaşkanı adayı olacağınız şeklinde değerlendiriliyor. Özellikle Merkez Bankası ziyaretiniz ve bürokratlara yönelik yaptığınız açıklama. Öte yandan aynı dönemde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da önce Karadeniz’e, sonra Güneydoğu’ya gitti ve bu da kamuoyunda İmamoğlu cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor şeklinde yorumlandı. İmamoğlu’nun böyle bir talebi var mı?

Kemal Kılıçdaroğlu; Bana gelmiş herhangi bir talep yok. Ayrıca giderken de zaten benden izin aldı.

Soru; HDP, TBMM’de üçüncü büyük parti konumunda. Şimdi 6 siyasi parti aynı masada parlamenter sisteme geri dönüş çalışmalarını yürütüyor ama bu noktada HDP’nin dışlandığı ve demokrasi ittifakı çağrısına yanıt alamadığı yönünde eleştiriler de var. Bir noktada muhalefet cephesinde HDP’yle masaya oturulması, liderler düzeyinde de, alt düzeyde parlamenter sisteme geri dönüşte HDP’nin de sürece dahil edilmesi noktasında görüşleriniz nedir acaba?

Meral Akşener; Bizim bu konudaki görüşümüz defalarca defalarca defalarca söylendi hem benim tarafımdan, hem arkadaşlarım tarafından. İYİ Partiye dair bahsettiğiniz siyasi partinin yani HDP’nin Eş Başkanları, farklı yöneticileri tarafından da bize dair de, İYİ Partiye dair de görüşler anlatıldı anlatıldı anlatıldı , tekrarında yani ancak zaman almış olur. Değişen bir şey yok, burada duruyoruz.

Soru; AK Parti Başkan Yardımcısı Erkan Kandemir’in bir açıklaması oldu, ‘Halkın, milletin sıkıntılarının farkındayız, ekiplerimiz tebdil-i kıyafet halkın arasında geziyorlar’ dedi. Özellikle tebdil-i kıyafet kısmı tartışmalara yol açtı. Sizin yorumunuz olacak, iki Genel Başkana da…

Kemal Kılıçdaroğlu; Allah aşkına ekonominin durumunu bilmek için tebdil-i kıyafetle gezmeye gerek var mı? Akıl alacak şey değil. Bunlar gerçekleri görmüyorlar mı, gazeteleri okumuyorlar mı, vatandaşları dinlemiyorlar mı? Sayın Genel Başkan Anadolu’yu karış karış geziyor. Ben Anadolu’yu karış karış geziyorum. Esnafla, çiftçiyle, emekliyle, işçiyle, işsizle konuşuyoruz. Bunlar zaten söylüyorlar. Bunlar acaba televizyon da mı izlemiyorlar? Sadece havuz medyasının televizyonlarını mı izliyorlar? Türkiye güllük gülistanlık mı? Bütün dünyanın bildiği gerçeği bunlar bilmiyorlar mı? Efendim gerçeği öğrenmek için tebdil-i kıyafet yapıp halkın arasına girecekler. Hangi çağda yaşıyorlar bunlar? 21.yüzyılda yaşadıklarını da bunlar düşünmüyorlar. Öyle herhalde.

Meral Akşener; Ben Anadolu’yu gezerken AK Partiye oy vermiş -bugün grup konuşmamda da söyledim- AK Partiye oy vermiş, AK Parti teşkilatlarında çalışmış insanlarla da görüşüyorum. Temel mesele, o tebdil-i kıyafetin anlamı, AK Parti yöneticisi ve AK Parti mensubu olarak vatandaşın arasında gezememe korkusu. Tebdil-i kıyafetin anlamı o.

Paylaşın

Akşener, Erdoğan’a Seslendi: Vakit Sandık Vakti

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuştu. Konuşmasının büyük bir bölümünü ekonomik sorunlara ayıran Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslenerek, “‘Vakit Türkiye vaktidir’ diye iş başına gelenlerin artık bu milletin yakasından düşme vakti de geldi çattı. Haydi Sayın Erdoğan vakit tamam. Artık vakit hesap vakti, artık vakit sandık vakti.” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Konuşmasında Merkez Bankası’na da değinen Akşener, “Milletimiz perişan oluyor. Maliye Bakanı zaten ortada yok. Sen ise sadece seyrediyorsun. Merkez Bankası Başkanı seyrediyor. Bu arkadaş bir de çıkmış ‘125 milyar dolar rezervimiz var’ diyor. Madem o kadar rezervin var müdahale etsene. Niye doların artışına seyirci kalıyorsun. Edemez. Çünkü rezervler Merkez Bankası’nın değil. 128 milyar doları çatır çatır yediler. Merkez Bankası da tam takır kuru bakır kaldı. Merkez Bankası’nın net rezervi maalesef eksi 43 milyar dolar. Her seferinde söyledik, uyardık, bugün burada yine tekrar ediyorum. Merkez Bankası gücünü itibarından alır, itibarı da bağımsızlığından gelir. Türkiye’nin en güzide kurumunda ne bağımsızlık kaldı ne de itibar” dedi.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemini ilişkin, “Arkadaş bizlere dolarla, enflasyonla nasıl mücadele edilir gösterecekti değil mi? Bankalar, hazine, maliye hatta Merkez Bankası onun yetkisinde… Peki ya etki? Dolar 10 liraya koşuyor, işsizlik almış başını gitmiş. İşte size partili cumhurbaşkanlığı ile uçan Türkiye. Merkez Bankası başkanları artık mevsimlik işçi oldular. Sayın Erdoğan, sen bildiğini okumaya, sorumsuzca konuşmaya devam ettikçe dolar artıyor. Dolar arttıkça milletimizin alım gücü düşüyor. Dolar arttıkça çiftçinin mazotu, tohumu zamlanıyor” ifadelerini kullanan Akşener, grup toplantısında özetle şunları söyledi;

“Sayın Erdoğan üç yıl önce “Ver yetkiyi, gör etkiyi” demişti. Bize faizle nasıl mücadele edilir gösterecekti. Dolar 10 liraya konuşuyor. İşte size partili cumhurbaşkanlığıyla uçan Türkiye, İşte Erdoğan’ın 3 yılda etkisi.

Bağımsız olması gereken Merkez Bankası bile onun kontrolünde. Merkez Bankası başkanını da değiştiriyor. Yazlık MB başkanı ayrı kışlık MB ayrı… Her sezona ayrı bir başkanla giriyoruz. Görev süreleri dört yıl Merkez Bankası başkanları Sayın Erdoğan sayesinde mevsimlik işçi oldular.

Milletimizi dizginlenemeyen bir dolar kuruyla karşı karşıya bıraktın. Sen bildiğini okumaya, sorumsuzca konuşmaya, sorunları halının ardında süpürmeye devam ettikçe dolar artıyor. Dolar arttıkça milletimizin alım gücü düşüyor.

Milletimizin sana verdiği tüm bu yetkilerden sonrasında, dolar kuru son üç yılda 4.5 liradan 9.33 liraya çıkmasının sebebi sensin. Sen sözüm ona faizleri düşürdün ama Türkiye’nin risk primi arttı. Risk primi artınca, tahvil faizleri arttı. Ticari kredilerin faizleri arttı. Döviz cinsinden bulunacak dış kaynak için, ödenecek faiz de arttı.

Senin bu beceriksizliğin yüzünden devlet bütçesinden sadece bu yıl 200 milyar lira faiz ödemesi yapılacak. Kurdaki bir liralık artış dış borcumuzu da 450 milyar lira artırıyor.

Sayın Erdoğan partili cumhurbaşkanı olarak göreve geldiğinden bu yana ülkemizin dış borcu tam 2 trilyon lira arttı. Peki bu borç nasıl ödenecek biliyor musunuz? Ürün fiyatları artacak, gıda fiyatları artacak, doğalgaz ve elektrik fiyatları artacak, giyim-kuşam fiyatları artacak, öyle ödenecek.

“Artık vakit hesap vakti, artık vakit sandık vakti”

Milletçe bize bu faturayı kesen de, bu hesabı ödeten de bizzat Sayın Erdoğan’dır. Paramızın pul olmasının sebebi de, borç içinde yüzmemizin nedeni de bizzat Sayın Erdoğan’dır. 2018’de aldığı yetkiyle sefa süren de milletimizin kendisine gösterdiği güveni boşa çıkartan da bizzat Sayın Erdoğan’dır.

“Vakit Türkiye vaktidir” diye iş başına gelenlerin artık bu milletin yakasından düşme vakti de geldi çattı. Haydi Sayın Erdoğan vakit tamam. Çırpınmanın, çamura yatmanın âlemi yok. Milletimiz bu gidişe daha fazla tahammül edemez. Artık vakit hesap vakti, artık vakit sandık vakti.

Biz bugün, Suriye’de Sayın Erdoğan’ın önce ABD’ye, ardından da Rusya’ya sorumsuzca verdiği, tutulması mümkün olmayan sözlerin bedelini ödüyoruz. Kendisi Suriye’de şahsının politikalarını uyguluyor. Bedelini de milletimiz cebiyle, Mehmetçiğimiz ise canıyla ödüyor.

Gelin hep birlikte, yakın geçmişi bir hatırlayalım: Suriye’de iç savaş ilk başladığında Şam’da cuma namazı kılma hayallerinin peşine düştü. Bu hayalini de ABD’nin desteğiyle gerçekleştirebileceğini düşündü. Şam hükümetini tamamen karşısına aldı. Beraber deniz tatili yaptığı kardeşi Esat’ı anında “katil Esed” yaptı. İstikrarsızlaşan Suriye’yi de PKK’nın eline bıraktı.

Sonra ne oldu? 2015 yılının Ekim ayında ABD’nin, Esad’ı devirmek için savaşmaya hiç de niyetli olmadığını anlayan Rusya bizzat Suriye’ye asker çıkarınca Sayın Erdoğan da kısa bir bocalamanın ardından bu sefer de dümeni Rusya’ya kırdı. İyi ilişkiler kurmak için taviz üstüne taviz verdi.

Bu dâhiyane “Ne vereyim abime” yaklaşımının sonucunda bugün başımıza bela olan ve fellik fellik kurtulmanın yollarını aradığımız S-400’ler, 2.5 milyar dolar peşin para karşılığında satın alındı. Türkiye, bu alımı yaptığı için yıllardır yatırım yaptığı F-35 projesinden çıkartıldı ve yaklaşık 11 milyar dolarlık bir kayba uğradı.

S-400 işinin bize maliyeti 13.5 milyar dolar, yani 120 milyar TL oldu. Bunun karşılığında ise, elimizde dekoratif roketlerimiz, F-35’lerin de posterleri kaldı. Sürecin devamında iktidar 2018 yılında imzaladığı Soçi mutabakatında İdlib’teki radikal unsurların, Şam hükümetine ve Rus birliklerine herhangi bir saldırıda bulunmayacağını garanti etti. Üstelik Sayın Erdoğan bununla da yetinmedi. Herhangi bir saldırı durumunda Rusya ile ortak tepki vereceğini de taahhüt etti.

“Siyasetçiler vatandaşa değil, vatandaş siyasetçilere hizmet etmeye başlıyor”

Peki sonuç ne oldu? Tüm itirazlarımıza ve uyarılarımıza rağmen; yürütülen bu akıllara zarar diplomasinin ilk acı sonucunda 2020 yılının Şubat ayında İdlib’te 33 evladımız şehit oldu. Soçi mutabakatına uymayan Rusya ve Esad oldu ama görüşme talep eden yine biz olduk. Askerimizi şehit eden, Rusya ve Esad oldu ama Putin’in ayağına gidip, kapılarda bekletilen, yine biz olduk. Moskova’da kazanan, Rusya ve Esad oldu ama geri adım atan yine biz olduk.

AK Partili amca, teyze, dayı ve kayınçolar üzerinden giden, gayri ahlaki torpil mekanizmaları, çalışmaya başlıyor. Yani artık AK Parti iktidarı sayesinde siyasetçiler vatandaşa değil, vatandaş siyasetçilere hizmet etmeye başlıyor.

Nitekim, TÜGVA gibi ne dolaplar çevirdiği, daha yeni yeni açığa çıkmaya başlayan vakıf görünümlü, alengirli yapılar da bu sayede güçlenmeye başlıyor. Değerli milletvekilleri peki, sizce ülkemizde çalışanlar, gerçekten iyi işlerde mi çalışıyor? Hayır, keşke öyle olsa…

Sosyal Politikalar Merkezi’nin yayımladığı, iyi işlerde çalışma verilerine göre ülkemizde, çalışma çağında olanların sadece yüzde 28,7’si, iyi işlerde çalışıyor. Çalışma çağındaki her 6 kadından ise, sadece 1’i, iyi işlerde çalışabiliyor. İşgücü piyasasındaki, tüm bu olumsuz gelişmelerle birlikte, kayıt dışı istihdam problemiyle de karşılaşıyoruz. Ve maalesef bu mesele, sanıldığından daha derin. En önemli nedenlerinden biri de iktidarın uyguladığı, düzensiz ve sorumsuz göç politikası.”

Paylaşın

Akşener’den Dikkat Çeken Videolu Paylaşım: Bu Düzen Değişecek

İYİ Parti Lİderi Akşener, sosyal medya hesabında dikkat çeken videolu bir paylaşımda bulundu. Akşener, paylaşımında, “Kimsenin şüphesi olmasın ki bu düzen değişecek. İYİ Parti iktidarında Türkiye iyileşecek” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sosyal medya hesabında, “YoksulluklaMücadeleGünü” etiketiyle videolu bir paylaşım yaptı. Akşener, paylaşımına, “İktidar, yoksullukla mücadele etmeyi değil yoksulluğu yönetmeyi seçti. Bol maaşlı danışmanlarını, müteahhitlerini ve yandaşlarını milletimize tercih etti. Ama kimsenin şüphesi olmasın ki bu düzen değişecek. İYİ Parti iktidarında Türkiye iyileşecek” ifadelerini kullandı.

Videoda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın farklı zamanlarda yaptığı açıklamalara yer verilirken, İYİ Parti Lideri Akşener’de şunları söyledi;

“Bu eğri düzen böyle gitmeyecek”

“Bu iktidar, yoksullukla mücadele etmeyi değil, yoksulluğu yönetmeyi seçti. Kendisi kapandığı sarayda sefa sürerken milletimizi içine hapsettiği açlığı, işsizliği ve çaresizliği yok saymayı tercih etti. Yani milletimizi değil bol maaşlı danışmanları, beş müteahhidi ve yandaşları tercih etti. Ama kimsenin şüphesi olmasın. Bu eğri düzen böyle gitmeyecek. İYİ Parti iktidarında Türkiye iyileşecek.”

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’a Zor Soru: Uçan Türkiye Masallarını Anlatabilir misin?

İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, esnafı ziyaretleri kapsamında Tokat’ın Zile İlçesi’ndeydi. Akşener, burada çevresinde toplanan vatandaşlara seslendi. Daha sonra vatandaşların sorunlarını dinleyen Akşener, o anların videosunu sosyal medya hesabından paylaştı.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı etiketleyen İyi Parti Lideri Akşener, “Geleceğine dair bir parça umut bırakmadığın gençlerimizin gönlündeki yaraya, gözündeki yaşa iyi bak. Gelip burada da türkü söyleyebilir misin? Uçan Türkiye masallarını Turhal’daki kardeşlerime de anlatabilir misin?” diye sordu.

“Bu Harami Düzeni Birlikte Değiştireceğiz”

Akşener, Zile’de yaptığı konuşmasına, “21 aydır, ilçe ilçe esnaf geziyorum ben. Bu dükkanların içine girdiğimde iktidar partisini yermiyorum, kendi partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum. Elbette oylarınıza talibiz ” cümleleriyle başlayan Akşener, “Seçim zamanı geleceğiz o dükkanlara ama, seçim dışında özne o esnafın kendisi. O esnaf dükkanlarında dinlediğim dertler, müşteri olarak bulunan işsiz gençlerin anneleri, gübre alamayan, ilaç alamayan eli nasırlı çiftçinin göz yaşları, gençlerimizin umutsuzluğu, tencere kaynatmakta zorlanan kadınların derdi, siftah yapamayan esnaflar, bütün bu dertlerle hemdert olup; bunun içine hiç siyasi çıkarı koymadan, kamuoyu gündemine getirmekle kendimizi bir görevli saydık” dedi.

Konuşmasına, “21 aydır sizden öğrendiklerimizi, Meclis gündemine getirdik. Sizlerin derdine, bizi yönetenlerin dikkatini çekmeye çalıştık. Üstüne pandemi geldi. Sizden öğrendiklerimizi öneri olarak, çözüm olarak sunduk. Bir kısmı yapıldı, bir kısmı yapılmadı. ‘Aman milletimiz feci bir duruma geçsin de biz işin başına geçelim’ diye bir dakika düşünmedik. Yeter ki milletimizin refahı, ferahı olsun; yeter ki çözümler milletimize ulaşsın, fark etmez dedik; çözüm önerileri sunduk” cümleleriyle devam eden İYİ Parti Lideri Akşener, açıklamalarını şöyle sürdürdü;

“Uzun bir zamandır, Türkiye’de ‘o’culuk, bu’culuk’ üzerinden çok rahat oy alınıyor. Gözünün üstünde kaşın var, niye var. Vatandaşın vatandaşın karşısına, komşunun komşunun karşısına dikildiği bir siyasi dili hep birlikte reddediyoruz.

Esnaf gezme nedenim, esnaf için müşteri velinimettir. Ey değerli milletim, velinimet olmaktan çıktın. Seçmen velinimettir. Seçmen, siyasiye vekalet verir; birine der ki seni iktidar ettim, yönet, hizmet et. Muhalefete der ki sen de benim avukatım ol, eksikleri gör, gündeme getir, yol göster. Günün sonunda, bir dahaki seçimde, muhalefet görevini yapmışsa, iktidar olur. İktidar, görevini iyi yapmışsa devam ettirir. Ve ama karar sizsiniz. Türkiye’de seçmen, velinimet olmaktan çıktı. Siz asılsınız, siz asilsiniz, vekil size emreder oldu. İşte buna dur demek için geziyoruz. Tam 21 aydır geziyoruz.

Hepimiz, ben de dahil bütün siyasetçiler, karşınızda hazır ola geçinceye kadar da bu gezilerin, bu beraberce seçmeni, milletimizi velinimet yapma kararlılığımız sürecek. Siyasetçinin, hizmet üzerinden rekabet yapmasını sağlayacaksınız.

“Ayıptır, günahtır, haramdır”

Senin oğlun işsizken; biraz önce hanımefendi bayıldı, üç çocuğu da üniversite mezunu, kocası çocukları üniversitede okutabilmek için kaza geçirip parmakları gitmiş. Hepsi beraber, çalışa çalışa elleri nasırlı… Sinir krizi geçirip, baygınlık geçirdi, bir anne. Ama beş maaşlı, 10 maaşlı danışmanlar var Saray’da, ayıptır ayıptır, günahtır, haramdır.

“Birlikte başaracağız”

Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz. Bu meydana ben geldiysem, Meclis’te grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak buradaysam, karşısında hazır oldaysam, bütün ağaları, bütün muhteremleri buraya getireceksiniz. Gelmeyene de oy yok, diyeceksiniz. Hepsi karşınızda hazır ola geçecek. Bunu yapmak, esnafın kalkınması için lazım. Bunu yapmak üreticinin, çiftçinin, besicinin; üretenin gözle görülmesi için lazım. Birlikte başaracağız.

Kendiliğinden oluşan bu kalabalıklar, çoğalıyor. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Milletimiz, kararını Türkiye için, milletimizin geleceği için, çocuklarının geleceği için, haksızlıklara dur demek için şekillendirecek. Birlikte çözeceğiz, birlikte… Birlikte bu harami düzeni, sandıkta demokrasi ile yıkacağız inşallah.”

Paylaşın

Akşener: Bu Harami Düzeni Birlikte Değiştireceğiz

Tokat’ın Zile İlçesi’nde halka seslenen İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasında, “Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz. Bu meydana ben geldiysem, Meclis’te grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak buradaysam, karşısında hazır olduysam, bütün ağaları, bütün muhteremleri buraya getireceksiniz. Gelmeyene de oy yok, diyeceksiniz. Hepsi karşınızda hazır ola geçecek” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, esnafı ziyaretleri kapsamında Tokat’ın Zile İlçesi’ndeydi. Akşener, burada çevresinde toplanan vatandaşlara seslendi.

Konuşmasına, “21 aydır, ilçe ilçe esnaf geziyorum ben. Bu dükkanların içine girdiğimde iktidar partisini yermiyorum, kendi partimi övmüyorum, propaganda yapmıyorum. Elbette oylarınıza talibiz ” cümleleriyle başlayan Akşener, “Seçim zamanı geleceğiz o dükkanlara ama, seçim dışında özne o esnafın kendisi. O esnaf dükkanlarında dinlediğim dertler, müşteri olarak bulunan işsiz gençlerin anneleri, gübre alamayan, ilaç alamayan eli nasırlı çiftçinin göz yaşları, gençlerimizin umutsuzluğu, tencere kaynatmakta zorlanan kadınların derdi, siftah yapamayan esnaflar, bütün bu dertlerle hemdert olup; bunun içine hiç siyasi çıkarı koymadan, kamuoyu gündemine getirmekle kendimizi bir görevli saydık” dedi.

Konuşmasına, “21 aydır sizden öğrendiklerimizi, Meclis gündemine getirdik. Sizlerin derdine, bizi yönetenlerin dikkatini çekmeye çalıştık. Üstüne pandemi geldi. Sizden öğrendiklerimizi öneri olarak, çözüm olarak sunduk. Bir kısmı yapıldı, bir kısmı yapılmadı. ‘Aman milletimiz feci bir duruma geçsin de biz işin başına geçelim’ diye bir dakika düşünmedik. Yeter ki milletimizin refahı, ferahı olsun; yeter ki çözümler milletimize ulaşsın, fark etmez dedik; çözüm önerileri sunduk” cümleleriyle devam eden İYİ Parti Lideri Akşener, açıklamalarını şöyle sürdürdü;

“Uzun bir zamandır, Türkiye’de ‘o’culuk, bu’culuk’ üzerinden çok rahat oy alınıyor. Gözünün üstünde kaşın var, niye var. Vatandaşın vatandaşın karşısına, komşunun komşunun karşısına dikildiği bir siyasi dili hep birlikte reddediyoruz.

Esnaf gezme nedenim, esnaf için müşteri velinimettir. Ey değerli milletim, velinimet olmaktan çıktın. Seçmen velinimettir. Seçmen, siyasiye vekalet verir; birine der ki seni iktidar ettim, yönet, hizmet et. Muhalefete der ki sen de benim avukatım ol, eksikleri gör, gündeme getir, yol göster. Günün sonunda, bir dahaki seçimde, muhalefet görevini yapmışsa, iktidar olur. İktidar, görevini iyi yapmışsa devam ettirir. Ve ama karar sizsiniz. Türkiye’de seçmen, velinimet olmaktan çıktı. Siz asılsınız, siz asilsiniz, vekil size emreder oldu. İşte buna dur demek için geziyoruz. Tam 21 aydır geziyoruz.

Hepimiz, ben de dahil bütün siyasetçiler, karşınızda hazır ola geçinceye kadar da bu gezilerin, bu beraberce seçmeni, milletimizi velinimet yapma kararlılığımız sürecek. Siyasetçinin, hizmet üzerinden rekabet yapmasını sağlayacaksınız.

“Ayıptır, günahtır, haramdır”

Senin oğlun işsizken; biraz önce hanımefendi bayıldı, üç çocuğu da üniversite mezunu, kocası çocukları üniversitede okutabilmek için kaza geçirip parmakları gitmiş. Hepsi beraber, çalışa çalışa elleri nasırlı… Sinir krizi geçirip, baygınlık geçirdi, bir anne. Ama beş maaşlı, 10 maaşlı danışmanlar var Saray’da, ayıptır ayıptır, günahtır, haramdır.

“Birlikte başaracağız”

Bu harami düzeni birlikte değiştireceğiz. Bu meydana ben geldiysem, Meclis’te grubu bulunan bir partinin genel başkanı olarak buradaysam, karşısında hazır oldaysam, bütün ağaları, bütün muhteremleri buraya getireceksiniz. Gelmeyene de oy yok, diyeceksiniz. Hepsi karşınızda hazır ola geçecek. Bunu yapmak, esnafın kalkınması için lazım. Bunu yapmak üreticinin, çiftçinin, besicinin; üretenin gözle görülmesi için lazım. Birlikte başaracağız.

Kendiliğinden oluşan bu kalabalıklar, çoğalıyor. Bunun anlamı ne biliyor musunuz? Milletimiz, kararını Türkiye için, milletimizin geleceği için, çocuklarının geleceği için, haksızlıklara dur demek için şekillendirecek. Birlikte çözeceğiz, birlikte… Birlikte bu harami düzeni, sandıkta demokrasi ile yıkacağız inşallah.”

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’a: Sıkı Dur Başbakan Geliyor

Partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasında “İyi Parti Allah şahit gümbür gümbür geliyor. Milletimizin iradesini yeniden iktidar yapmaya geliyoruz. Hizmet nasıl yapılırmış cümle aleme göstermeye geliyoruz. Sıkı dur Sayın Erdoğan Başbakan geliyor” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Konuşmasında, Türkiye’nin doğalgazı Almanya ve Bulgaristan’dan daha pahalı aldığını belirten Akşener, “Doğalgazda Rusya’ya daha bağımlı hale gelen biziz. Hayırdır Sayın Erdoğan, biz bu doğalgazı Putin ile kankalığına rağmen niye bu kadar pahalı alıyoruz? Biz bu dost kazığını niye yiyoruz” dedi.

İYİ Parti Lideri Akşener, açıklamalarında, çitçinin yaşadığı sorunlarda dikkat çekerek, “Sayın Erdoğan sen bu çiftçiden, üreticiden ne istiyorsun? Onları niye açlığa, yokluğa mahkum ediyorsun? Bu soruların muhatabı sensin.” dedi.

Konuşmasının devamında, “Öyle ucube bir sistemle karşı karşıyayız ki; Bugün Sayın Erdoğan, sadece Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmiyor. Aslında onu da yönetemiyor da, hadi neyse…” diyen Akşener’in açıklamalarından öne çıkan bölümler şöyle;

“Geçtiğimiz pazar günü bir büyük acının 10 Ekim Ankara tren garı saldırısının yıl dönümüydü. Cenabı hak milletimizi korusun. Sayın Erdoğan geçtiğimiz günlerde bir açıklama yaptı. Erdoğan, ‘Muhalefet Türkiye’nin bu salgın sürecini daha başarılı geçirmesini sağlayacak tek bir teklif getirmedi’ dedi.

Belli ki artık sürmenaj olmuş durumdasın, partin gibi tükenmişlik sendromu yaşıyorsun. 11 Şubat 2020’de olası bir salgında gereken önlemleri aldınız mı, aşı çalışmanız var mı sorularını kim sordu? 2 hafta karantina ilan edin diye kim uyardı? Meclis’te küçük ortağınla reddettiğiniz, kapanmak zorunda kalan işletmeler için destek önerilerini kim getirdi?

28 Nisan 2021’de kapandığımız dönemde mücbir sebep ilan ederek vergi ve kredi ödemelerini 1 ay uzatın, icra takipleri dursun, elektrik fatura ödemelerini 6 aya yayın, hane başına 500 lira, esnafa 10 bin lira faizsiz kredi verin diyen kimdi? Liste daha uzuyor.

“Sıkı dur sayın Erdoğan, başbakan geliyor!”

Sayın Erdoğan bunları hatırlamakta güçlük çekiyor. B vitaminini ihmal etmemesini, basketbol oynaması yerine sudoku çözmesini tavsiye ediyorum. Sıkı dur sayın Erdoğan, başbakan geliyor! Sıkı dur sayın Erdoğan, başbakan geliyor!

Piyasalar ve üretim sektörü daha fazla enerjiye ihtiyaç duyuyor. Enerji üreticileri ve hammadde talebiyle bir kriz yaşanıyor. Almanya, Bulgaristan Türkiye’den yüzde 40, yüzde 50 daha ucuza doğalgaz alıyor.

Bu ülkeler Türkiye’den daha mı zengin, Rusya ile ilişkileri daha mı iyi? Nükleer enerjiyi de, S400’leri alan da, doğalgaz borularını geçir diyen de biziz. Doğalgazda Rusya’ya daha bağımlı hale gelen biziz.

Hayırdır Sayın Erdoğan, biz bu doğalgazı Putin ile kankalığına rağmen niye bu kadar pahalı alıyoruz? Biz bu dost kazığını niye yiyoruz? Adeta patron çıldırdı şeklinde ne var ne yok satma merakın çiftçimizi bitirmedi mi? Vatandaşlarımızın alım gücü tükenmedi mi? Yetmiyor mu? Yetmiyor mu? Şimdi BOTAŞ’ı faiz lobisine göz göre göre peşkeş çekmeye kalkıyorsun.

Doğu Akdeniz’deki doğal gazın taşınması tartışırken iktidar BOTAŞ’ı, Karadeniz’de doğal gaz bulan Türkiye Petrolleri’ni satmanın peşinde. Yandaşlarına rant için attığın bu adımlar Türkiye için bir milli güvenlik sorunudur. Beka beka deyip geziyorsunuz, işte burasıdır.

Milletimize ettiğin bu kötülükler sana belli ki yetmiyor. Şimdi de ülkemizin çok önemli iki kurumu olan Türkiye Petrolleri ve BOTAŞ’ı yandaşlarına, küresel sermayeye ve faiz lobisine peşkeş çekmeye kalkıyorsun.

Sayın Erdoğan BOTAŞ’ı 3 ayrı şirkete bölüp iki şirketin hisselerini yaranmak istediği yabancı sermayeye satmak istiyor. Rant sevdasına, gayrimilliliğe, zilletliğe bakar mısınız? Yenilenebilir enerjiye yatırım yapalım diyoruz ama iktidar oralı bile olmuyordu ki, Paris İklim Anlaşması Meclisimizde onaylandı.

Biz imzalayın dediğimizde, ‘Doğu Akdeniz’deki faaliyetlerimizi hedef alacaklar, Türkiye daha zor durumda kalacak’ demişlerdi. Sayın Erdoğan’ın etrafa şirin gözükmesi gerekiyordu o da böyle bir adım attı. İlk sandıkta sayın Erdoğan ve bu ucube sistemi gidecek. Milletimizden yetkiyi alacağız ve milletimiz iyileşecek. Bizim için Türkiye’nin doğasını koruyarak kalkınması mümkün.

Bir yanda 5-10 maaşlı danışmanlar diğer yanda günde 20 lirayla geçinmeye çalışan esnafımız, gençlerimiz ve emeklilerimiz. Yazıklar olsun. Adıyaman’da karşılaştığım vatandaşlarımızın iktidara bazı soruları oldu. Hükümetin haberi var mı bu zamlardan diye soruyor.

“Onları niye açlığa, yokluğa mahkum ediyorsun?”

Tütüncü kardeşim, ‘Tütünü yasakladılar biz şimdi nasıl yaşayacağız, neyle geçineceğiz? Biraz fazla ekene hapis cezası veriliyor. Siz iktidar olunca bunları kaldıracak mısınız?’ diyor. Sayın Erdoğan sen bu çiftçiden, üreticiden ne istiyorsun? Onları niye açlığa, yokluğa mahkum ediyorsun? Bu soruların muhatabı sensin.

Öyle ucube bir sistemle karşı karşıyayız ki; Bugün Sayın Erdoğan, sadece Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmiyor. Aslında onu da yönetemiyor da, hadi neyse… Kendisi aynı zamanda; Varlık Fonu’nun başı olarak; Ziraat Bankasını, HalkBank’ı, Vakıfbank’ı da yönetiyor. Borsa İstanbul’u da yönetiyor. Botaş’ı, Etimaden’i de yönetiyor. Türk Hava Yolları’nı, Turkcell’i ve Türk Telekom’u da yönetiyor.

Kendisi kumara karşı ama, Şans Oyunlarını da, At Yarışlarını da, o yönetiyor. Şeker fabrikalarına gıcığı var, Çay üreticilerine de düşman ama; Türk Şeker’i de, Çay-Kur’u da, o yönetiyor. Hatta ekonomiden gram anlamıyor ama; İstanbul Finans Merkezi’ni de, yine o yönetiyor.

Evet maalesef, tüm bu kurumların imza yetkilisi, Sayın Erdoğan. Şimdi de, tüm bunlar yetmemiş olacak ki, özel sektöre el attı. Organize Sanayi Bölgelerini de, kendine bağlamak istiyor. Çünkü, ülkemizde işleyen ve çalışabilen, bir tek OSB’ler kalmıştı; onları da kendine bağlayıp, kurutursa, rahat edecek. OSB’ler sen ve yandaşların bu işin içinde olmadığı için başarılı oldular. Biliyorsunuz, Organize Sanayi Bölgelerine yönelik, bir yasa tasarısı var.

“Bu arkadaş başarıya düşman”

Bu yasa tasarısında, OSB yönetiminin, kamuya bırakılması gibi, bir durum söz konusu. Bugün, Sayın Erdoğan’ın çelişkilerle dolu zihin dünyasında, adeta bir yolculuk yapıyoruz…

Çünkü kendisi, bir yandan, devletin stratejik kurumlarını, özelleştirme adı altında, satıp savarken; Diğer yandan da, tüm zorluklara rağmen, azimle ve inatla üreten sanayicimize, çökmeye çalışıyor. Arkadaş başarıya düşman… Nerede bir başarı varsa, gidip çöküyor. Başarılı olan, devletin kurumuysa, satıyor. Başarılı olan, özel sektörse, gidip tepesine çöküyor. Gerçekten çok enteresan… Organize sanayi bölgelerini de kendine bağlamak istiyor. Onları da bağlayıp kurutursa rahat edecek. Bu arkadaş başarıya düşman. Nerede başarı varsa üzerine çöküyor

Paylaşın

Akşener’den Dikkat Çeken Videolu Paylaşım

Sosyal medya hesabından videolu bir paylaşımda bulunan İYİ Parti Lideri Akşener, paylaşımına, “Ülkemiz sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde psikiyatrik bir iktidar anlayışıyla yönetiliyor” notunu düştü.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, sosyal medya hesabından videolu bir paylaşımda bulundu.

Paylaşımında, ‘Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ni sert sözlerle eleştiren İYİ Parti Lideri Akşener, “Ülkemiz sayın Erdoğan ve arkadaşlarının elinde psikiyatrik bir iktidar anlayışıyla yönetiliyor. Âdeta Guguk Kuşu filmini yaşıyoruz. Sayın Erdoğan Hemşire Ratched, Bakanları zorba hasta bakıcılar, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi de milletimize giydirilen deli gömleği…” ifadelerini kullandı.

“Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi”

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi, 16 Nisan 2017 referandumuyla kabul edilen ve 9 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla uygulanmaya başlanan başkanlık tipi hükûmet sistemidir. Bu sisteme geçişle beraber TBMM’nin yetkileri kısıtlanmış, cumhurbaşkanının yetkileri artırılarak yürütme organının başı olmuştur.

Paylaşın

Akşener’den Özgürlük Çağrısı: Yeter Ki Vazgeçmeyelim

’11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü’ nedeniyle sosyal medya hesabından bir mesaj yayınlayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, paylaştığı mesajda ifade özgürlüğüne vurgu yaptı. 

Haber Merkezi / İyi Parti Lideri Akşener’in “Yeter ki vazgeçmeyelim” notunu düştüğü paylaşımı şöyle;

“Torunum Ayda ve tüm kız çocuklarının hayallerini gerçekleştirebildiği, özgürce düşünüp cesurca konuşabildiği bir Türkiye mümkün.

Yeter ki vazgeçmeyelim.

#DünyaKızÇocuklarıGünü kutlu olsun.”

Dünya Kız Çocukları Günü, Türkiye, Kanada ve Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda, kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 2012 yılında 11 Ekim tarihi olarak ilan edilmiştir.

2012’de Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla, kız çocuklarının cinsiyetlerinden ötürü maruz kaldığı eşitsizlik konusundaki farkındalığın artırılması amacıyla kutlanmaya başlamıştır. Eğitim hakkı, beslenme, yasal haklar, kadına yönelik şiddet ve zorla evlilik konuları da Dünya Kız Çocukları Günü kapsamında gündeme taşınmaktadır

 

Paylaşın

Akşener’den Erdoğan’a Sert Yanıt: Abuk Sabuk Konuşuyorsun

Erdoğan’ın “Ülke yönetimine talip olmaktan vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını hatırlatmak istiyoruz” açıklamasına yanıt veren Akşener, “Çıkıp böyle abuk sabuk konuşuyorsun, sonra da ciddiye almayınca alınıyorsun. Seni acilen ciddiyete davet ediyorum” dedi.

Haber Merkezi / Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuşmada, muhalefeti hedef alarak, “Ülke yönetimine talip olmaktan vazgeçmelerinin kendileri için daha iyi olacağını hatırlatmak istiyoruz” ifadelerini kullanmıştı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanıt İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den geldi. TELE1’in konuyla ilgili haberini alıntılayan Akşener, şu ifadeleri kullandı:

“Yok artık Sayın @RTErdogan ‘Böyle bir şey dememiştir.’ dedim, ama maalesef bunu da demişsin. Çıkıp böyle abuk sabuk konuşuyorsun, sonra da ciddiye almayınca alınıyorsun. Seni acilen ciddiyete davet ediyorum.”

Paylaşın