Edirne: Hıdırlık Tabyası

Hıdırlık Tabyası; Edirne’nin Merkez İlçesi, Hıdırlık Mahallesi, Hıdırlık Mevkii’nde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Edirne’de ilk istihkâm inşaatlarına, 1829 yılındaki Rus işgali karşısında Divan-ı Hümayun tercümanı Hoca İshak Efendi’nin nezareti altında başlanmıştır. Balkan Harbi’nde Edirne’yi savunan tabyalardan en büyüğü Hıdırlık Tabyası, 1912 tarihinde cereyan eden I. Balkan Savaşı’nda son derece önemli bir yere sahiptir.

Aynı zamanda Şükrü Paşa’nın karargâhı olarak kullanılmıştır. Hıdırlık Tabyası, Balkan savaşları sonrası önemini yitirmiş, gelişen top teknolojisinin gerisinde kalmıştır. Zaman içinde yer yer kullanılsa da bilinçsiz kullanım sonucu oluşan tahribata daha fazla karşı koyamamıştır. Bir askeri savunma yapısı olan tabyalarda, esas olan sağlamlık ve işlevselliktir.

Tabyaların plan ve mimarisinin meydana getirilmesinde, bir üslup endişesinden çok, savunulacak olan yerin veya tepenin şekli, genişliği, yüksekliği ve stratejik önemi birinci derecede önemlidir. Hıdırlık Tabyası, yaklaşık 1800 metreyi bulan çevresi ile Edirne’deki en büyük tabyadır. Nizamiye Ana Giriş Binası, Koğuş Binası, Topçu Odaları, Topçu Bataryaları (Top Mevzisi), Hendek ve Avlu’dan oluşmaktadır.

Osmanlı İmparatorluğu’nun bir dönem başkentliğini yapmış, Mimar Sinan gibi bir dehanın birikimlerinin nihai yansıması olan Selimiye Camii’ne de ev sahipliğini yapan Edirne’ye Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın verdiği önem Hıdırlık Tabyası’nın restorasyonu ile bir kez daha ortaya çıkmış ve tabya kültür turizminin vazgeçilmez duraklarından biri olmaya aday hale gelmiştir.

Paylaşın

Edirne: Üç Şerefeli Camii

Üç Şerefeli Camii; Edirne’nin Merkez İlçesi, Çavuşbey Mahallesi, Talat Paşa Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

1433-1447 yılları arasında. II.Murat’ın yaptırdığı Cami Osmanlı Sanatının erken ve klasik dönem üslubu arasında yar alır. Burada ilk kez uygulanan bir planla karşılaşılmaktadır.

24 m. çapındaki büyük merkezi kubbe, ikisi paye, dördü duvar paye olmak üzere altı dayanağa oturur. Yanında daha küçük ikişer kubbe ile örtülü kare bölümler vardır.

Yapı, bir yenilik olarak enine dikdörtgen bir yapıdır. Böylece enine gelişen mekana ulaşılmak istenmiştir. Bu planı Mimar Sinan İstanbul camilerinde daha gelişmiş biçimiyle uygulamıştır.

Ayrıca, Osmanlı mimarisinde revaklı avlu ilk kez bu camide kullanılmıştır. Avlunun dört köşesine minareler yerleştirilmiştir. Üç Şerefeli Cami, bu özellikleriyle sonraki camilere öncü olan anıtsal bir yapıdır.

Revak kubbelerindeki özgün kalem işleri Osmanlı camilerindeki en eski örneklerdendir. Camiye adını veren üç şerefeli anıtsal minare, 67,62 m. yüksekliğindedir.

Her şerefeye ayrı yollardan çıkılması ilginçtir. Minare kırmızı taştan zikzaklar ve ak karelerle devinim kazanmıştır

Paylaşın

Edirne: Ekmekçizade Kervansarayı

Ekmekçizade Kervansarayı; Edirne’nin Talatpaşa Mahallesi, Eski İstanbul Yolu üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Ekmekçizâde Ahmet Paşa tarafından 1609 (H.1018) tarihinde Sedefkar Mehmed Ağa ile Edirne’li Mimar Hacı Şaban Ağa’ya yaptırılıp Sultan Ahmed’e hediye edilmiştir.

Ayşe Kadın semtinde bulunduğundan Ayşe Kadın Hanı diye de anılır. Duvarları kesme ve yontma taştandır. Taçkapının sivri kemer içinde yazıtı vardır.

Anıtsal bir yapı olan Kervansarayın arka yüzündeki mermer süslemeli pencereler ilginçtir. Tek katlı olan kervansarayda odalar yerine salonlar bulunmaktadır. Bu bölümlerin avlu ile bağlantısı yoktur.

Paylaşın

Edirne: Muradiye Camii ve Mevlevihanesi

Muradiye Camii ve Mevlevihanesi; Edirne’nin Merkez İlçesi, Muradiye Mahallesi, Mimar Sinan Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

II. Murat tarafından yaptırılmıştır. Yazıtında tarih yoktur. Vakfiyesine ve kaynaklara dayanılarak 1426 yılına tarihlenir. Mimarı bilinmemektedir. Yan mekanlı (zaviyeli) camilerin en güzel örneklerindendir.

Ana mekan, arka iki kubbeli mekan ve son cemaat yeri, avlusunda da şadırvan vardır. Cami dış görünüşünün yalınlığına karşın İç süslemesi yönünden XV. yy. Osmanlı Sanatı’nın en önemli yapıtlarındandır. Mihrap ve duvarları kaplayan çiniler, Türk Çini Sanatının en güzel örneklerindendir.

Mihrap önü kubbeli mekanın duvarları doğal çiçek motifleri ile işlenmiş altıgen mavi, ak çini levhalarla, bunların arası da firuze renkli düz üçgen levhalarla kaplıdır. Çini mihrapta renkli sır ve sıratlı tekniği başarılı bir biçimde kullanılmıştır.

Paylaşın

Edirne: Hacı Adil Bey Çeşmesi

Hacı Adil Bey Çeşmesi; Edirne’nin Merkez İlçesi, Karaağaç Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Edirne Valilerinden Hacı Adil Bey tarafından 1904 yılında, genç yaşta vefat eden oğlunun anısına inşa ettirilen ve günümüzde şehir merkezinde en iyi korunan çeşme durumundaki yapı, 3 basamakla çıkılan bir plan kaide üzerine yerleştirilmiştir.

Kare şeklindeki bir kütle üzerine oturan yapının yüksekliği 5.20 m. ve genişliği 4.75 m. dir. Çeşmenin tüm cepheleri cephe kompozisyonu açısndan aynıdır. Barok üsluptaki çeşmenin projesini Edirne Evkaf Müdürü Sadrettin Bey ile Dr.Rıfat Osman çizmiştir.

Bazı kaynaklarda bu çeşme duvarında Üsküdarlı şair Alaaddin’e ait bir beyitin bulunduğu; ancak büyük olasılıkla Yunan işgalinde yok edildiğini belirtmektedir. Çeşmenin yapıldığı yıllarda Karaağaç Tren İstasyonu’nun bir kolu, İstasyon Meydanı denilen Meriç Köprüsü başına ve Hacı Adil Çeşmesi’nin yanına kadar gelmekteydi.

Hacı Adil Bey öncülüğünde ve parasal katkılarıyla yaptırılan çeşme, bu nedenle Hacı Adil Bey Çeşmesi olarak anılsa da, halk arasında Meriç veya Köprübaşı çeşmesi olarak da bilinir.

Edirne’de iki kez valilik yapan Hacı Adil’e halk arasında “Hacıbaba” denilirdi. Şehit oğlunun mezarı Selimiye Camii Mezarlığı’ndadır.

Paylaşın

Edirne: Saray (Kanuni) Köprüsü

Saray (Kanuni) Köprüsü; Edirne’nin Merkez İlçesi Yeniimaret Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Tunca Nehri üzerindedir.

Kanuni Sultan Süleyman devrinde inşa edilmiştir. Sarayiçi semtini Edirne’ye bağlayan güzel bir köprüdür. Kanuni Köprüsü 1553-1554 yıllarında yapılmıştır.

60 metre uzunluğunda olup, açıklıkları 9.75 metre, köprü yolu genişliği 4,5. metredir. Dört gözlüdür. Düzgün köşe planlı, başlık kısmı piramit şeklindedir.

Köprü gözleri orta ayağın sağ ve solunda yer alır. Ayaklarda boşaltma gözleri yoktur. 1902 yılında selde zarar gören köprü o dönemde; son olarak ise 1990 yılında onarılmıştır.

Sarayiçi denilen bölgeyi ve Tunca Adasını şehre bağlayan bu köprüye halk arasında Saray Köprüsü denir. Bazı kitaplarda Sultan Süleyman Köprüsü olarak anılan yapı Mimar Sinan’ın şaheserleri arasında sayılır.

Paylaşın

Edirne: Sokullu Hamamı

Sokullu Hamamı; Edirne’nin Merkez İlçesi, Çavuşbey Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Sokollu Mehmet Paşa tarafından, 1568-69 yıllarında yaptırılan hamam çifte hamam tipindedir. Üç Şerefeli Camii’nin karşında olduğundan “Üç Şerefeli Hamam” ya da “Çifte Hamam” olarak da bilinir..

Klasik dönemin çifte hamam planına sahip yapıda, kadın ve erkek bölümlerinin girişleri ayrı kapılardandır. Erkekler soyunmalığı girişinin cephesi, Sultanahmet’teki Haseki Hürrem Sultan Hamamı’nı hatırlatan biçimde anıtsal bir revağa sahiptir.

Özgün halinde etrafı dükkân ve odalar ile çevriliyken yol yapımı nedeniyle hamamın bir kısmı yıkılınca bu dükkânlar kaybolmuştur. İç mimarisi ise etkileyiciliğini korur. En son 1970’li yıllarda onarım görmüş olan hamam, bugün genel olarak iyi durumda, özel mülkiyette hamam olarak işletilmektedir.

Paylaşın

Edirne: Uzun Köprü

Uzun Köprü; Edirne’nin Uzunköprü İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Türkiye’nin ve Edirne’nin en önemli kültür miraslarından biridir.

II. Murad döneminde 1427 yılında yapımına başlanan köprü on altı yılda bitirilmiş ve 1443 yılında hizmete girmiştir.
Dünyanın en uzun taş köprüsüdür. Uzunköprü’nün ustası Muslihittin Bey’dir.

Edirne Salnamesi’nde 1392 metre uzunluğunda, 5.50 metre genişliğinde olduğundan bahsedilen köprünün, bugünkü uzunluğu 1272 metredir. Genişliği ise 1964 onarımında iki yanına balkon biçiminde genişlemeler yapılarak 6.80 – 6.90 metreye çıkarılmıştır. İlk yapımında 174 yüksek kemerli olan köprünün, günümüzde 164 yüksek kemeri ayaktadır.

Ergene kesimine rastlayan büyük gözlerin sağ ve solunda, boşaltma gözleri yer almaktadır. Köprünün toplam yedi boşaltma gözü bulunmaktadır. Köprü ayaklarında ve kemer kilit taşları üzerinde güç ve kuvveti sembolize eden bir takım hayvan figürleri ve stilize bitki motifleri bulunmaktadır.

Burada yer alan hayvan figürlerinden aslanın arka ayakları arkasında Ay’ı temsil eden kadın başı görülmektedir. Bu betimleme ile aynı yüzde aksi içerisinde lale motifi de yer almaktadır. Ayrıca diğer yüzde, yine gücü ve uzun yaşamı sembolize eden fil betimi görülmektedir.

Köprübaşında yer alan ve sonradan taşınan çeşmesinin üzerinde orijinal hali Yunan işgalinde kazınmış olan Sultan II. Mahmud’un onarım yazıtını temsilen, günümüzde bu bölüme yeni harflerle yazılmış bir mermer kitabe koyulmuştur. Tamir kitabesinin alt ve üst kısmında “S” ve “C” kıvrımları ve gül motifleri mevcuttur.

Günümüzde halen kullanılmakta olan köprünün, 2.55 metre yüksekliğinde, 4.50 metre genişliğinde üçgen biçimli tarih köşkü ve iki balkonu bulunmaktadır. Köprünün restorasyonu Karayolları Genel Müdürlüğünce 2014 programına alınmıştır. Köprü, Edirne Kültür ve Tabiat Varlıkları Kurulunca 16/07/2010 tarihinde tescil edilmiştir.

Paylaşın

Edirne: Sweti George Bulgar Kilisesi

Sweti George Bulgar Kilisesi; Edirne’nin Barutluk Mahallesi, Kıyık Caddesi, Noktacı Camii Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

19.yüzyılda Bulgar asıllı vatandaşların yoğun olarak yaşadıkları Kıyık semtinde yer almaktadır. 1880 yılında inşa edilmiştir. Halk arasında Bulgar Kilisesi olarak adlandırılmıştır. Kilisenin yapımı Sultan II. Abdülhamit’in izni ve zamanın Edirne Valisi Rauf Paşanın yardımları sayesinde tamamlanmıştır.

Edirne, Osmanlı tarihi boyunca bünyesinde birçok azınlığı barındırmıştır. Edirne’de bulunan en önemli azınlıkların başında da Bulgarlar gelmekteydi.Kilise Rönesans üslubunda bir bazilikadır. Ana giriş kapısının hemen üzerinde çan kulesi yükselmektedir. Üç nefli olup,kapladığı alan 320 metrekaredir.

Kesme taş ve tuğladan yapılan kilisenin zemini mermerle kaplıdır. İçmekan çoksayıda ikonayla donatılmıştır. Balkan Savaşlarından sonra cemaati azalan Kilise zamanla bakımsızlıktan harabe haline gelmiştir. Restorasyon çalışmalarının ardından 2004 yılında tekrar ibadete açılmıştır.

Paylaşın

Edirne: Sveti Konstantin – Elena Kilisesi

Sveti Konstantin – Elena Kilisesi; Edirne’nin Merkez İlçesi, Abdurrahman Mahallesi, Mezarlık Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yapının dış duvarları almaşık olup iki sıra tuğla arası moloz dolgudan oluşur. Duvar kalınlığı 60 cm’dir.Bazı alanlarda üç sıra tuğla uygulandığı da görülür. Köşelerde kesme taş kullanılmıştır. 1869 yılında inşa edilmiş bir Bulgar Ortodoks kilisesidir.

Narteksin iki yanında, yapının kuzeybatı ve güneybatı köşelerinde yan girişler yer almaktadır. Yan girişlerin doğu ucunda yer alan birer kapı ile neflere geçiş sağlanmaktadır. Yarı açık narteks ile yan girişler ana mekanı “U” biçimde sarmaktadır. Ana mekan, doğu-batı doğrultusunda, her biri beş adet sütundan oluşan iki sütun dizisi tarafından üç nefe ayrılmıştır.

Naos olarak adlandırılan orta nef yan neflere oranla daha geniş yapılmıştır. Naosun üzeri bağdadi tekne tavan, yan neflerin üzeri ise düz tavandır. Narteksten ana mekana giriş ortadaki daha büyük, yandakiler daha küçük olmak üzere üç kapı ile sağlanır. Ortadaki büyük kapı doğrudan naosa, yanlarda yer alan küçük kapılar ise yan neflere açılır. Ana mekanda naosun orta kolonu üzerinde vaaz kürsüsü yer alır.

Apsis nişi içten yarım yuvarlak, dıştan ise beş yüzlüdür.Bu işin iki yanında da küçük nişler yer alır. Yapıda narteksin üzerinde emporiya olarak adlandırılan iki galeri katı mevcuttur. Birinci galeri katı hem narteksin hem de yan girişlerin üzerinde devam etmektedir. İkinci galeri katı ise naos hizasındadır. Ana mekanın kuzey ve güney duvarlarında, dipleri açılarak iç mekana bakacak şekilde yerleştirilmiş çömlekler bulunur.

Yapının üst örtüsü ahşap beşik çatı olup üzeri alaturka kiremit ile örtülmüştür. Beden duvarlarının bitiminde yer alan kornişin üzerinde başlayan çatı eğimi, kuzey ve güney yönlerinde mahya hattına doğru yükselerek devam ederken narteks ve apsis cephelerinde yapının alınlık bölümlerinde düz devam etmektedir. Alınlık bölümlerinden sonra kırılarak mahyada diğer iki yönden gelen eğimle birleşmektedir. Yapıdaki saçak genişliği kornişin genişliğine eşit yapılmıştır.

Paylaşın