AK Parti’de Yüzde 50+1 Tartışması: MHP Tartışmaya Kapalı

“Bir kişinin cumhurbaşkanı seçilebilmesi için yüzde 50+1 oy alması gerekir” maddesi AK Parti’de tartışılmaya başlandı. Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP ise yüzde 50+1 için “tartışmaya kapalı”.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki yüzde 50+1 kuralının değişebilmesi için anayasa değişikliği gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın parlamentodaki toplam sayısı anayasa değişikliğini referanduma taşımak için yeterli değil. Böylesi bir değişikliğin gerçekleşmesi için muhalefetin de destek vermesi gerekiyor.

Ancak muhalefet cephesinin böyle bir talep için “yüzde 50+1 koşulunun değişmesi ile ilgili güçlendirilmiş parlamenter sistemi Cumhur İttifakı’nın önüne koyabileceği” değerlendirmeleri de yapılıyor. Cumhur İttifakı’nın ise “güçlendirilmiş parlamenter sisteme” kapıları kapalı.

AK Parti’de, Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek’in, 2021 yılındaki “Yüzde 50+1’in hem bugün hem de gelecekte sıkıntıya sebebiyet vereceğini, Türkiye’yi kaosa sürükleyeceğini söyledim, yine söylüyorum” sözleri anımsatılırken “Yüzde 50+1 yerine halkın oyunun çoğunluğunu alan kişinin cumhurbaşkanı seçilebilmesinin önünün açılması gerektiği” de ifade ediliyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre AK Parti içinde “yüzde 50+1’in ittifakları da zorunlu hale getirdiği” de dillendirilirken “Yüzde 50+1 koşulu olmasaydı, seçimlerin ikinci turuna gerek kalmadan, ilk turda en fazla oyu alan cumhurbaşkanı adayı seçimleri kazanırdı. Böylece daha fazla aday çıkabilirdi. Bu durum demokrasiyi güçlendirirdi” yorumları yapılıyor.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bel kemiği

Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP ise yüzde 50+1 için “tartışmaya kapalı”. MHP’de yüzde 50+1 koşulunu “cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin bel kemiği” olarak değerlendiriliyor. MHP’ye göre yüzde 50+1 koşulu, “yönetimde istikrar, temsilde ise adaletin anahtarı.”

Halkın yarısından fazlasının cumhurbaşkanı seçtiği bir kişinin meşruiyetinin “sorgulanmaya kapalı olduğuna” dikkat çekilirken, “Yüzde 50+1 koşulu, parlamentoda küçük partilerin de temsil edilmesine olanak tanıyor. Ayrıca yüzde 50+1 bir ülkenin başını seçmek için gerekli bir oran.

Yüzde 50+1’in değişmesi halinde seçilen cumhurbaşkanının başka odaklarca meşruiyeti tartışmaya açılmak istenebilir. Yüzde 50+1 koşulu olmaksızın seçimle başa gelen bir cumhurbaşkanı için yani yürütmenin başı olan biri için yapılacak her türlü tartışma ise Türkiye’de farklı durumlar ve kaosa kapı aralayabilir” değerlendirmeleri yapılıyor.

Muhalefetin desteklemesi gerekiyor

Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki yüzde 50+1 kuralının değişebilmesi için anayasa değişikliği gerekiyor. Cumhur İttifakı’nın parlamentodaki toplam sayısı anayasa değişikliğini referanduma taşımak için yeterli değil. Böylesi bir değişikliğin gerçekleşmesi için muhalefetin de destek vermesi gerekiyor.

Ancak muhalefet cephesinin böyle bir talep için “yüzde 50+1 koşulunun değişmesi ile ilgili güçlendirilmiş parlamenter sistemi Cumhur İttifakı’nın önüne koyabileceği” değerlendirmeleri de yapılıyor. Cumhur İttifakı’nın ise “güçlendirilmiş parlamenter sisteme” kapıları kapalı.

Paylaşın

Cumhur İttifakı’nda Zam Çatlağı: Destici’den Vergi Düzenlemesi Tepkisi

Cumhur İttifakı’nda zam çatlağı devam ediyor. Vergi sistemi ile ilgili çok kapsamlı düzenlemeye ihtiyaç olduğunu belirten BBP Lideri Mustafa Destici, “Bu maliyetlerin yükü, vatandaşlarımızın tamamının sırtına yüklenmemelidir. Bu adil, hakkaniyetli değildir” dedi.

Mustafa Destici, açıklamasının devamında, “Türkiye’nin en zengin, en varlıklı insanıyla 7 bin 500 lira emekli maaşı alan ya da 11 bin 400 lira asgari ücret alan akaryakıt istasyonuna gittiğinde aynı miktarda ÖTV ödememelidir. Vergi, kazancı olandan, varlıklı olandan alınır, emekli ya da asgari ücretliden vergi alınmaz, alınmamalıdır. Dolayısıyla burada düzenlemeye ihtiyaç vardır.” ifadelerini kullandı.

Cumhur İttifakı’nın bileşenlerinden Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Vergi sistemiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Destici, şunları söyledi: “Vergi sistemimizle ilgili çok kapsamlı düzenlemeye ihtiyacımız var. Bu maliyetlerin yükü, vatandaşlarımızın tamamının sırtına yüklenmemelidir. Geliri düşük olan ile geliri yüksek olan akaryakıtta aynı Özel Tüketim Vergisi’ni ödememelidir.

Bu adil, hakkaniyetli değildir. Türkiye’nin en zengin, en varlıklı insanıyla 7 bin 500 lira emekli maaşı alan ya da 11 bin 400 lira asgari ücret alan akaryakıt istasyonuna gittiğinde aynı miktarda ÖTV ödememelidir. Vergi, kazancı olandan, varlıklı olandan alınır, emekli ya da asgari ücretliden vergi alınmaz, alınmamalıdır. Dolayısıyla burada düzenlemeye ihtiyaç vardır.”

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının “Yerel seçimlerde Cumhur İttifakı devam edecek mi? Millet İttifakı’nda olan büyükşehirlerde işbirliği olacak mı?” sorusu üzerine Destici, “Cumhur İttifakı sadece bir seçim ittifakı değildir, bir pazarlık ittifakı asla değildir. Cumhur İttifakı, 15 Temmuz gecesi hain FETÖ darbesine karşı sokakta kurulmuş bir ittifaktır. Bu anlamda, Büyük Birlik Partisi ittifaka, ittifakın ruhuna bağlıdır.” cevabını verdi.

Paylaşın

Erdoğan’dan Kurmaylarına “Sahayı Boş Bırakmayın” Talimatı

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerin ve ittifakların seçim planları da netleşiyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nde (AK Parti) üç 3 temel çalışma yapılacak.

Cumhurbaşkanı Erdoğan genel seçim sonrası başlattığı il ziyaretlerini artıracak. Kabine üyeleri , MYK ve MKYK üyeleri planlı bir program çerçevesinde yoğun şekilde sahada olacak. Milletvekilleri, belediye başkanları ve teşkilat üyeleri kırsalda yoğun bir çalışma yapacak.

AK Parti teşkilatları yerel seçim için bir süredir sahada. Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, meclis kapandıktan sonra da kurmaylarına “sahayı boş bırakmayın” talimatı verdi. Bu kapsamda 1 Ağustos itibarıyla saha çalışmaları daha da yoğunlaştırılacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında gerçekleşen son ikili görüşmede ittifak konusunun gündeme geldiği belirtildi.

CNN Türk’ten Dicle Canova’nın kulis haberine göre, AK Parti’de 3 temel çalışma yapılacak:

1- Cumhurbaşkanı Erdoğan genel seçim sonrası başlattığı il ziyaretlerini artıracak. Teşekkür ziyaretleri kapsamında en çok oy alınan il ve ilçelere gidecek. İlk durak Adıyaman olacak. Hem teşkilatı ziyaret edecek hem vatandaşla bir araya gelecek.

2-2023 şehir buluşmaları kapsamında kabine üyeleri , MYK ve MKYK üyeleri planlı bir program çerçevesinde yoğun şekilde sahada olacak. Bakanların il il yapacakları çalışma ziyaretleri planlandı. Öncelik deprem bölgesi olmak üzere sahaya inecekler.

3-Milletvekilleri, belediye başkanları ve teşkilat üyeleri kırsalda yoğun bir çalışma yapıyor. Adeta bir köy taraması diyebiliriz buna. Parti kurmayları “Yaz ayları saha ayı… Özellikle kırsal kesim çok önemli. Çünkü insanlar yayla ve köylere çıktı. Buraların nüfusu arttı. Bu nedenle öncelik kırsala verildi” diyor. Bu kapsamda yerel seçim öncesi Ocak-Şubat-Mart aylarında kırsala inmek zor olacağı için genel strateji kırsaldan şehre geçmek yönünde olacak.

AK Parti’de saha çalışmaları ekim ayına kadar sürecek. Büyük Kurultay’ın 7 Ekim’de yapılması planlanıyor. Aslında eylül ayı içinde iki tarih belirlenmişti 16 ya da 30 eylül olarak fakat Cumhurbaşkanı Erdoğan eylül ayında uzun bir ABD ziyareti gerçekleştirecek. 17-25 Eylül tarihleri arasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu için gidecek. Bu nedenle Kurultay da ekimin ilk haftasına kaldı. Tarih olarak da 7 Ekim planlanıyor. Büyük kongre ile yerel seçim startı da verilecek.

Ekim ayının 2. haftasında ise parti grubu MYK ve MKYK üyeleri ile kapsamlı bir kamp yapılacak ve yol haritası çıkarılacak. Kasım ayında da aday adaylarının başvuru süreci başlayacak.

MHP’de seçim çalışmaları başladı

Zaten Devlet bahçeli, Lozan Barış Antlaşması’nın 100’üncü yıl dönümünde, ‘2024’e doğru, diyar diyar Anadolu’ temasıyla 31 mart 2024 tarihinde yapılacak mahalli idareler seçimlerine hazırlık sürecini resmen başlattıklarını duyurmuştu. MHP de; il il, şehir şehir, ilçe ilçe kendi çalışmasını yapıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli arasında gerçekleşen son ikili görüşmede ittifak konusu gündeme geldi.

Kulislerde işbirliği liderler düzeyinde değerlendirildi bir uyum var detaylarını ilerleyen zamanlarda kurmaylar çalışacak deniyor. Eylül ayında yavaş yavaş işbirliği için hareketlenme başlayabilir. Genel beklentinin işbirliği yapılması yönünde olduğu belirtiliyor.

Paylaşın

Yerel Seçimler: Cumhur İttifakı’nda 2019’daki Gibi İşbirliği Planı

31 Mart 2024’te yapılması planlanan yerel seçimler yaklaştıkça, partilerin ve ittifakların seçim planları da netleşmeye başlıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AK Parti), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile birlikte yine 2019’daki yerel seçimlerde olduğu gibi “işbirliğine gideceği” belirtiliyor.

AK Parti’nin 2019’daki yerel seçimlerde olduğu gibi Adana, Mersin ve Manisa büyükşehir belediye başkanlıkları için, MHP’nin de Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediye başkanlıkları için “aday çıkarmayacağı” tartışılıyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre; Cumhur İttifakı, Cumhuriyet Halk Partili (CHP) 11 büyükşehir belediye başkanlığını da almayı hedeflediği 2024’teki yerel seçimlerde “2019’daki gibi bir işbirliğini” düşünüyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2024’ün mart ayında yapılacak yerel seçimlerin “1994 yılındaki seçimler gibi milat olacağını” söylemişti.

AK Parti’nin, MHP ile birlikte yine 2019’daki yerel seçimlerde olduğu gibi “işbirliğine gideceğinin” altı çizilirken her iki partinin de hedefinde CHP’li 11 büyükşehir belediyesi bulunuyor. AKP ve MHP kanadı, 2019’da CHP’ye kaptırdığı bazı illerde bu kez “işi şansa bırakmak istemiyor”.

AK Parti’nin 2019’daki yerel seçimlerde olduğu gibi Adana, Mersin ve Manisa büyükşehir belediye başkanlıkları için, MHP’nin de Ankara, İstanbul ve İzmir büyükşehir belediye başkanlıkları için “aday çıkarmayacağı” tartışılıyor.

Ancak her iki partinin de işbirliğindeki önceliği “mevcut belediye başkanlıklarını korumak ve üstüne yeni belediyeler eklemek olacak.” Her iki parti de 2024’teki yerel seçimleri “yerel yönetimlerin merkezi yönetimle birleştirilmesi” olarak görüyor.

AK Parti’nin bu kez “CHP’nin kalesi” olarak bilinen İzmir’de, daha önceki yerel seçimlerden farklı olarak “sol seçmenin de oy verebileceği bir ismi aday göstereceği” konuşuluyor. Bu ismin “eski DSP’li bir isim olabileceği” de konuşulurken DSP’nin milletvekilliği seçimlerinde AK Parti ile yaptığı ittifak anımsatılıyor.

Ancak AK Parti’de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı için eski TFF Başkanı ve İzmir İZTO Başkanı Mahmut Özgener’in de adı geçiyor. Özgener’in adı Cumhurbaşkanlığı Kabinesi için de geçmişti. AK Parti’de, Özgener’in eski İzmir Belediye Başkanı Osman Kibar’ın torunu olması nedeniyle de “İzmir için güçlü bir isim olduğu” belirtiliyor.

AK Parti kulislerinde, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanlığı için de Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un adı konuşuluyor. Erdoğan’ın, “turizmdeki icraatları nedeniyle yeniden kabinede yer verdiği Ersoy’u, bu kez bir turizm ili olan Antalya için aday gösterebileceği” belirtiliyor.

Paylaşın

“Sinan Oğan, Cumhur İttifakını Destekleme Eğiliminde” İddiası

Zafer Partisi, Adalet Partisi, Ülkem Partisi ile Türkiye İttifakı Partisinden oluşan ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’ın, “Cumhur İttifakı’ndan yana tavır sergilemesi” yönünde bir eğilimin ağırlık kazandığı öne sürülüyor.

Millet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik ile ilgili açıklamasının da “sahada karşılık bulmadığını” düşünen Oğan cephesi, “Oğan, daha önce HÜDA PAR ile ilgili ‘Ne domuz bağı ne Kandil’ ifadelerini kullanmış ve tavrını net olarak ortaya koymuştu” değerlendirmesini yapıyor.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalmasının ardından yüzde 5,17’lik oy oranı ile hangi adayı destekleyeceği merak konusu olan ATA İttifakı’nın adayı Sinan Oğan’ın, “Cumhur İttifakı’ndan yana tavır sergilemesi” yönünde bir eğilimin ağırlık kazandığı ifade ediliyor.

Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre Sinan Oğan cephesinde, seçimlerinde CHP Genel Başkanı ve Millet İttifakı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’na giden oylarda “HDP seçmeninin etkisinin olduğu” değerlendirmeleri yapılıyor.

Sinan Oğan cephesinde, “Terörle mücadele konusunda Cumhur İttifakı’nın söylemlerinin daha net ortaya çıktığı” iddia ediliyor.

Kılıçdaroğlu’nun milliyetçilik ile ilgili açıklamasının da “sahada karşılık bulmadığını” düşünen Oğan cephesi, “Oğan, daha önce HÜDA PAR ile ilgili ‘Ne domuz bağı ne Kandil’ ifadelerini kullanmış ve tavrını net olarak ortaya koymuştu” değerlendirmesini yapıyor.

Paylaşın

Erdoğan: Kılıçdaroğlu’na Bu Vatanı Böldürtmeyeceğiz

İstanbul Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde halka hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında sıklıkla rakibi Kemal Kılıçdaroğlu’na yüklenerek, “Terör örgütleriyle beraber gezen Kılıçdaroğlu’na biz bu vatanı böldürtmeyeceğiz.” dedi.

Haber Merkezi / “Avrupa’nın dergileri şimdi burayı izliyor, acaba Atatürk havalimanında ne oluyor? diye soruyor. Buradan cevabı siz vereceksiniz” diyen Erdoğan, “Öyle bir ses verin ki bu mübarek ülkenin üzerinde karanlık hesaplar yapanların yüzü düşsün” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize kazandırdığımız her hizmete takoz koyuyorlar. Türkiye’nin her kazanımından rahatsızlık duydular, hatta bunu açıkça söylemekten de çekinmediler” ifadelerini kullandı.

Erdoğan, “Bunlar talimatı Kandil’den alıyor, kapalı kapılar arkasında pazarlığı yapıyorlar” dedi.

“Asgari ücreti gözden geçireceğiz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, kamu işçileri için zamları da Salı günü açıklayacaklarını belirtti.

Cumhurbaşkanı, “Sıkıntıları da biliyoruz. Deprem felaketi ile sıkıntıların arttığını biliyoruz. Zamanla hal yoluna girdiğini göreceğiz” dedi.

Depremin Türkiye’ye maliyetinin 100 milyar doların üzerinde olduğunu belirten Erdoğan, “Biz çareyi küresel tefecilerden borç dilenmede değil ülkemizin kendi insanında arıyoruz” dedi.

İstanbul’a yapmayı planladıkları projelerden de bahseden Erdoğan, Karadeniz’de doğal gaz bulunduğunu hatırlattı.

“Bu LGBT’cileri sandığa gömmeye var mıyız?” diyen Cumhurbaşkanı, “Bunlar kapalı kapılar ardında görüşüyor. Tabanlarının hassasiyetini umursamıyorlar” ifadelerini de kullandı.

Cumhur İttifakı adayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı İstanbul mitingi Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde gerçekleştirildi.

“Buradan cumhurbaşkanlığına doğru yürüdük. Şimdi sizinle beraber tekrar yollardayız” diyen Erdoğan, “14 Mayıs’ta birilerini emekliye sevk edeceğiz. Dün Maltepe’delermiş. Şimdi resmi rakamı getirdiler bana resmi rakam 1 milyon 700 bin” diyerek mitinge katılım sayısını açıkladı.

Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“İstanbul senin her bir sokağını, mahalleni, tepeni ayrı ayrı selamlıyorum. Şairin dediği gibi İstanbul’u sevmezsek gönül aşktan ne anlar. İstanbul sadece kendi sınırlarından ibaret bir şehir değildir. Ülkemizin 81 ilinden gelip burada hayat kuranlar var. İstanbul Balkanlardan Kafkaslara dört bir taraftan özbeöz kardeşliğimizin şehridir.

Bütün dünya önümüze serilse, nerede yaşayacaksınız diye sorsalar vereceğimiz cevap her zaman sadece İstanbul’dur.

Aldığımız her nefesinde tarifsiz huzur bulduğumuz tek yer İstanbul’dur. Burası tarih boyunca insanlığın hep göz bebeği olarak kalmayı başarmıştır.

Burası, inancına, meşrebine hiçbir farklılığına bakmadan herkesi kucaklayıp bağrına basan şehir. İstanbul’un bu farklılığı zaten bizi bu şehre farklı bir şekilde hizmetkar olmaya sevk ediyor.

Bunların bu ülkede dikili taşı yok. Dikili ağacı yok. Benim milletim 14 Mayıs’ta bunlara gereken cevabı sandıkta verecektir. Kardeşlerim biz vatanımızı böldürtmeyeceğiz. Bu terör örgütleriyle beraber gezen Kılıçdaroğlu’na bu vatanı böldürtmeyeceğiz.

Atatürk Havalimanı’na şimdi de TEKNOFEST’i gömmek istiyorlar. İHA’ları, SİHA’ları AKINCI’ları bunlara gömdürmeyeceğiz. Savunma Sanayiimizi hep birlikte ayağa kaldıracağız.

Millli iradenin şahlanışı olan 15 Temmuz destanından rahatsızlık duyanlar buradan her geçtiklerinde aynı hezimeti tekrar yaşıyor. Niye mitingini burada yapamadı? Maltepe’de yaptı. Neden? Çünkü bu iş farklı bir şey. İnşallah onların bu kabuslarını da hiç bitirmeyeceğiz.

Biz bugüne kadar sadece milletimizle yol yürüdük. Bugün de milletimizle yol yürüyoruz. Eğer siz tamam derseniz bu iş bitmiştir. Tamam mı?

Bay Kemal boş sözü reis son sözü söyler diyor. İşte benim milletim böyle. Zeka fışkırıyor her yerden. İnşallah Türkiye Yüzyılı’nı da sizlerle beraber kuracağız.

Avrupa’nın gazeteleri şimdi burayı izliyor. İşte cevabı siz vereceksiniz. Bu ülkenin üzerinde karanlık hesaplar yapanların yüzü düşsün.

Dün Kayseri’deydik. 135 bin kişi vardı. Mersin’de 80 bin kişi vardı. Heyecan muhteşemdi, hepsi kararı vermişti. Caddelerdeki meydanlardaki bu tablo bize 21 yıldır hizmet verdiğimiz milletimizle aramızdaki bağın ne kadar güçlü olduğunu gösterdi. Bir önceki gün Erzurum’daydık. Dadaşlar otobüsümüzün önün ükesti, yürütmüyorlardı. Alanda 130 bin kişi vardı. Dadaş bu Dadaş. Onlarla beraber alana yürüdük.

Tabii bugün İstanbul hepsinden bir başka güzel. İstanbul bugün kendine yakışanı, kendi evladını, ona hizmetkar olanı çok iyi tanıdığı için biliyor.

İstanbul’u bu kardeşiniz kurtardı mı? İstanbul’u susuzluktan, çöp dağlarından kurtardık mı? Ümraniye’de çöp dağları patladı. 39 kardeşimiz öldü. Ey Bay Bay Kemal sen bunların hesabını nasıl vereceksin? Sizin geçmişiniz bozuk. Biz orayı spor tesisleriyle donattık. Niye? Biz bu millete efendi olmaya değil hizmetkar olmaya geldik. Şimdi oralar spor tesisleriyle donatıldı. İstanbul’u doğal gazı 50 bin eve girmişti biz 1 milyon 250 bin eve çıkardık. Bizim farkımız bu.

Türkiye’nin her kazanımından rahatsızlık duydular. Bunu açıkça söylemekten çekinmediler. Ne diyorlar? ‘Bu hükümet dünyanın en doğru şeyini de yapsa biz yine karşı çıkacağız.’ O yüzden biz sözümüzü milletimize söylüyoruz.

Konut ve gıda fiyatları başta olmak üzere hayat pahalılığını boşa saymıyoruz. Yakından takip ediyoruz. Zamanla bunların hal yoluna girdiğini göreceğiz. Bunların da üstesinden biz geleceğiz.

21 yıldır sadece eser ve hizmet siyaseti yaptık. Bundan sonra da aynı şekilde devam edeceğiz.

Gümbür gümbür eserlerimizle, her şeyimizle bu yoldayız. Bizde laf yok icraat var. Bizde proje var, eser var program var.

Deprem bölgesinde 3 ayda yeni konutların inşasına başladık. İlk köy evlerini bayramda teslim ettik. Temeli atılan konut sayısı 59 bini buldu.

Seçimden sonra 7 bin 500 TL üzerindeki emekli maaşlarıyla ilgili çalışma yapacağız. Asgari ücretliyi 8 bin 500 liranın üzerine çıkardık. Gelişmelere göre bunu tekrar gözden geçireceğiz. Sadece enflasyon değil refah payı da olacak…

Kamu işçisi zam oranı salı günü kamuoyuna açıklayacağım.

Bunlarda her türlü oyun var. Ama bunlara en büyük oyunu haftaya pazar günü milletim yapacak. Bu tabloda millilik, yerlilik yok. Biz iyi olursak onlar kötüye gidecek. Biz kötüye gidersek onlara gün doğacak. 14 Mayıs’ta mesele, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk asrındaki kazanımlarına sahip çıkmak, Türkiye Yüzyılı’nı inşa etme meselesidir.

Şimdi de Büyük İstanbul Tüneli Projemizi hayata geçiriyoruz. Bu proje, Marmaray ve Avrasya’dan sonra Boğaz’ın altından geçecek üçüncü tünel olacak.”

Paylaşın

BBP Lideri Destici: Kılıçdaroğlu Tehlikeli Bir Rakip

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanacağını öne süren BBP Lideri Destici, Kemal Kılıçdaroğlu için ise, “Kılıçdaroğlu zor bir rakip değil ama tehlikeli bir rakip” ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR’a ilişkinde konuşan Mustafa Destici, “HÜDA PAR hiçbir şekilde ittifak içerisinde değil. Bir önceki seçimde de aday çıkarmayıp desteklediler. Ama o zaman gündeme gelmedi” dedi.

Cumhur İttifakı üyesi Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, TGRT Haber’de gündeme yönelik açıklamalarda bulundu.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda Recep Tayyip Erdoğan’ın zaferiyle sonuçlanacağını öne süren Destici, Kemal Kılıçdaroğlu için ise, “Kılıçdaroğlu zor bir rakip değil ama tehlikeli bir rakip” ifadelerini kullandı.

“Deprem bölgesinde Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan önde çıkacak göreceksiniz. Birinci turda bu iş bitecek” diyen Destici özetle şunları söyledi:

“(BBP için) Ben 5 ila 10 arası oy bekliyorum. Ama asla 3’ün altında beklemiyoruz. 20 milletvekili de çıkaracağımıza inanıyorum.

Cumhur İttifakı olarak bu durumda da Meclis çoğunluğunu elde edeceğimizi düşünüyorum. Ama ortak liste olsaydı 360’ı geçebilirdi.

Anket ortalamasında CHP’nin oy oranının 26’larda olduğunu görüyoruz. İYİ Parti’nin baraj altında kalacağına yüzde 100 inanıyorum.

Kılıçdaroğlu zor bir rakip değil ama tehlikeli bir rakip. Milli güvenlik bakımından zor. PKK ile kol kola yürüyor. Avrupa ile kol kola yürüyor. İngiltere’de mafyalar ile kol kola yürüyor. Kılıçdaroğlu, ABD ile ortaklık yapacağını söylüyor.

HÜDA PAR hiçbir şekilde ittifak içerisinde değil. Bir önceki seçimde de aday çıkarmayıp desteklediler. Ama o zaman gündeme gelmedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun döneminde terörle mücadelede büyük kazanımlar yaşandı. Soylu Cumhuriyet tarihinin en başarılı içişleri bakanı.”

Paylaşın

Destici’den HÜDA-PAR Çıkışı: ‘Hizbullah Terör Örgütüdür’ Demeleri Lazım

BBP Lideri Destici, katıldığı bir televizyon programında, “HÜDA PAR’ın bir takım düşüncelerine katılmıyorum. ‘Hizbullah terör örgütüdür’ demeleri lazım. Türk Bayrağına yeni isimler aramak doğru değil” dedi.

Cumhur İttifakı ortaklarından Büyük Birlik Partisi’nin (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, NTV yayınında Deniz Kilislioğlu’nun sorularına yanıt verdi.

Siyasette süren HÜDA-PAR ve ittifak tartışmalarına yönelik soruya, “Düşüncelerimi daha önce ifade etmiştim.” yanıtını veren Mustafa Destici, sözlerine şunları ekledi:

“HÜDA-PAR’ın bir takım düşüncelerine katılmıyorum. ‘Hizbullah terör örgütüdür’ demeleri lazım. Türk Bayrağına yeni isimler aramak doğru değil.”

Hizbullah ile bağlantılı olduğu ileri sürülen HÜDA PAR’ın Cumhur İttifakı’nı destekleme kararı alması tartışmalara yol açmıştı.

Destici, Türkiye’nin ilk nükleer santrali Akkuyu’ya yönelik tartışmalara da değinerek, “Karşı çıktılar ama gelişmiş ülkelerde bu santrallerin önemli yeri var.” dedi.

Genel Başkan Mustafa Destici, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlık duruma ilişkin de, “Hafif bir rahatsızlığı oldu. Dün gayet sağlıklıydı.” diyerek açıklamada bulundu.

“Birinci turda mı biter.” sorusuna da Destici, “Halkımız kimin çalıştığını, samimi olduğunu görüyor.” cevabını verdi.

Paylaşın

France 24: Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın İktidarını Tehdit Ediyor

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine günler kala, dünya basını da seçimlere ve muhtemel sonuçlarına ilişkin değerlendirmeler yayınlamaya devam ediyor.

Son olarak Fransa’nın kamu yayımcısı France 24’ün sitesinde yayımlanan analizde “yumuşak dilli reformcu” diye nitelenen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, seçimlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın iktidarını tehlikeye soktuğu yazıldı.

“Kemal Kılıçdaroğlu: Yumuşak dilli Türk reformcu, Erdoğan’ın iktidarını tehdit ediyor” başlıklı haberde, 14 Mayıs’ta yapılacak seçimlerde aday olana dek uluslararası arenada pek tanınmayan CHP liderinin yıllardır Türk siyasetinin önde gelen isimlerden biri olduğu belirtildi.

Analizde, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu’na dair şu değerlendirmeler yapıldı:

20 yıllık iktidarının ardından Erdoğan, seçimler için kampanya yürütürken iktidarına karşı şimdiye kadar gördüğü en ciddi meydan okumayla karşı karşıya. Muhalefet lideri Kılıçdaroğlu, CHP’nin laikliğini ve milliyetçiliğini ılımlılaştırmakla kalmayıp, muhalefetteki başlıca 6 partiyi de kendi adaylığı altında birleştirmeyi başardı.

Haberde, Türkiye’deki seçimlerle ilgili France 24’ün televizyon kanalında 8 Mart’ta yapılan tartışma programından yorumlara da yer verildi.

Programa Fransa Uluslararası ve Stratejik İşler Enstitüsü’nün yardımcı direktörü Didier Billion, ülkenin tanınmış gazetelerinden Le Monde’un eski Türkiye muhabiri Marc Semo ve France 24’ün İstanbul muhabiri Ludovic de Foucaud katılmıştı.

Haberde, Billion’un “Erdoğan yıllardır Türk siyasetinde çok kutuplaştırıcı bir figür olarak yer aldı. Seçmenlerin çoğu artık ortalığın sakinleşmesini istiyor” değerlendirmesine yer verildi.

Semo’nunsa Kılıçdaroğlu’nun bu talebi karşılayabilecek bir aday olduğu yorumu aktarılırken, “Hem kişilik hem de yürüttüğü siyaset açısından Kılıçdaroğlu, Erdoğan’ın antitezi” sözleri öne çıkarıldı.

Haberde, 2010’de CHP’nin lideri olarak seçildikten sonra Kılıçdaroğlu’nun partinin Kemalist damarını ılımlılaştırarak, partiyi milyonlarca muhafazakara hitap edecek şekilde dönüştürdüğü değerlendirmesi de yapıldı.

Analizde, Kılıçdaroğlu’nun siyasi kariyerindeki dönüm noktasının 2017’de Ankara’dan İstanbul’a gerçekleştirdiği Adalet Yürüyüşü olduğu belirtildi. CHP lideri yürüyüş kararını, partinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun 2017’de “MİT tırları” davasında 25 yıl hapis cezasına çarptırılmasının ardından almıştı. Berberoğlu’nun vekilliği 2020’de düşürülmüş, daha sonra AYM’nin durdurma kararıyla 2021’de tekrar milletvekili olmuştu.

2019’daki yerel seçimlerde Ekrem İmamoğlu’nun ve Mansur Yavaş’ın kazandığı başarılarla Kılıçdaroğlu’nun da Erdoğan’a karşı tonunu sertleştirdiği ifade edildi.

CHP liderinin geçen yıl peş peşe gelen elektrik zamlarına protesto olarak faturasını ödemediği ve elektriğinin kesildiği de hatırlatıldı.

Kılıçdaroğlu’nun 19 Nisan’da yayımladığı “Alevi” videosuyla “Türk siyasetindeki tabuları yıktığı” değerlendirmesi de yapıldı.

Ayrıca Le Monde’dan Semo’nun Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kazanması durumunda bunun “dini ve etnik azınlıkların baskı altında yaşadığı bir ülkede büyük bir sembolik an olacağı ve Türkiye’deki tüm azınlıkların onda kendilerinden bir şeyler gördüğü” yorumu da aktarıldı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Davutoğlu’ndan DSP Genel Başkanı Aksakal’a “Küffar” Tepkisi

DSP Lideri Aksakal’ın “14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz” sözlerine tepki gösteren Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, “Ya bu insan küffarın anlamını bilmiyor ya da Ramazan’da bu milletin yüzde 50’sine, ‘Kafir’ diyor” dedi ve ekledi:

“Önder Aksakal bunu cehaletinden söylüyor olabilir. Bunu eğer Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı, Sayın Erdoğan, ona dünyayı dar etmek isterdi değil mi?”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Cumhur İttifakı’na katılan DSP Genel Başkanı Önder Aksakal, “Bu seçim geçmiş dönemlerdeki gibi bir sağ-sol seçimi değil, vatan millet seçimidir. İnşallah 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz” şeklindeki ifadelerine tepki gösterdi.

FOX TV yayınına katılan Davutoğlu, “kafir” anlamına gelen “küffar” ifadesini kullanan Aksakal için şunları söyledi:

DSP Genel Başkanı dedi ki, “Küffara teslim etmeyeceğiz” dedi. Ya bu insan küffarın anlamını bilmiyor ya da Ramazan’da bu milletin yüzde 50’sine, “Kafir” diyor. Benim huzurumda böyle bir şey söylenseydi ben hemen özür dilenmesini isterdim.

Erdoğan, İslam’ı bildiğini iddia ediyor. Bu Kur’an-ı Kerim’in esasında insanlara, ‘kafir’ demek var mı? Bu altı lider de mümindir, Müslüman’dır. Önder Aksakal bunu cehaletinden söylüyor olabilir. Bunu eğer Kılıçdaroğlu söylemiş olsaydı, Sayın Erdoğan, ona dünyayı dar etmek isterdi değil mi?

Ne olmuştu?

DSP Genel Başkanı Önder Aksakal Malatya Deprem Konutları Temel Atma Töreni’nde, Millet İttifakı’na yönelik ‘küffar’ (kafirler) ifadesini kullanarak, “Bu seçim geçmiş dönemlerdeki gibi bir sağ-sol seçimi değil, vatan millet seçimidir. İnşallah 14 Mayıs’ta vatanımızı küffara teslim etmeyeceğiz” demişti.

Paylaşın