Rusya: Güvencemiz Çin

Rusya’da Maliye Bakanı Anton Siluanov, batılı ülkelerin yaptırımları nedeniyle altın ve döviz rezervlerinin neredeyse yarısının dondurulduğunu ve alınan ekonomik darbeye karşı Çin’e güvenildiğini açıkladı.

Bir ay önce Rusya’nın bol rezervler sayesinde yaptırımlara dayanabileceğini söyleyen Bakan Siluanov, pazar günü yaptığı açıklamada, yaptırımların Rusya’nın sahip olduğu 640 milyar dolarlık altın ve döviz rezervlerinin yaklaşık 300 milyar dolarını dondurduğunu söyledi.

Siluanov’un bir televizyon programındaki beyanları, Moskova’nın, yaptırımların etkisini azaltmak için Çin’den yardım isteyeceğine dair şimdiye kadarki en net açıklaması oldu.

“Altın ve döviz rezervlerimizin bir kısmını Çin para birimi Yuan cinsinden aldık” diyen Maliye Bakanı, “Çin ile karşılıklı ticaretimizi sınırlamak için Batılı ülkelerin Çin’e nasıl bir baskı uyguladığını görüyoruz. Ancak Çin ile ortaklığımızın, Batı pazarlarının kapandığı bir ortamda elde ettiğimiz işbirliğini sürdürüp artırmamıza izin vereceğini düşünüyorum” dedi.

Rus Bakan, Rusya’nın devlet borç yükümlülüklerini yerine getireceğini ve devlet rezervleri dondurulana kadar borç sahiplerine ruble ödeyeceğini söyledi.

Son olarak 4 Şubat’ta Pekin’de bir araya gelen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, ABD’nin etkisine karşı koymayı amaçladıklarını söyledikleri “stratejik bir ortaklık” ilan etmiş ve bunu “sınırsız bir dostluk” olarak nitelendirmişti.

Rusya ile Ukrayna’dan barış umudu

Öte yandan Rus ve Ukraynalı yetkililer, Ukrayna’daki savaşla ilgili müzakereler hakkında şu ana kadarki en iyimser değerlendirmelerde bulundu. Hem Rus hem de Ukrayna tarafı birkaç gün içinde olumlu sonuçların alınabileceğini öne sürdü.

RIA haber ajansına konuşan Rus delege Leonid Slutsky de barış umutlarını yeşerten bir açıklamada bulunarak, görüşmelerde “önemli ilerleme” kaydedildiğini söyledi. Slutsky, “Şahsi beklentim, bu ilerlemenin önümüzdeki günlerde her iki delegasyonun ortak pozisyonuna ve imza konulacak bir belgeye dönüşmesi” dedi.

Rus ve Ukraynalı makamlardan eş zamanlı olarak verilen olumlu mesajlarda anlaşmanın kapsamı hakkında ise detay paylaşılmadı.

Paylaşın

Pekin’den Moskova’ya Yeni Ayar: Kiev’le Görüşün

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping Ocak başında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’le eşi görülmemiş bir dayanışma bildirisi imzalamasının ardından başlayan Ukrayna işgali karşısındaki pozisyonunu dengelemek için soğuk terler döküyor. Şi, Cuma günü Putin’i Ukrayna’yla müzakereye çağırdı. 

Çin devlet medyasının bildirdiğine göre, Şi, Putin’e telefon görüşmesinde, “Çin, Rusya ve Ukrayna’nın sorunları müzakereler yoluyla çözmesini destekliyor” dedi ve Birleşmiş Milletler merkezli uluslararası sistemi korumaya kararlı olduğunu bildirdi. Kremlin’den yapılan açıklamaya göre de Putin, Şi’ye “Kiev’den yeni alınan sinyallere” dayanarak Ukrayna ile görüşmeye hazır olduğunu söyledi.

Çin Dışişleri Bakanlığı haftalar boyunca, ABD’den ve Avrupalı ​​müttefiklerinden akan bir Rus işgaline olasılığına ilişkin uyarıları ciddiye almamış ve Washington’u Rus tehditlerini abartmakla suçlamıştı.

Şimdi Çin, Ukrayna’da patlak veren gelişmelerin, küresel bir lider ve gelişmekte olan ülkelerin savunucusu olarak sağlamaya çaba gösterdiği konumu ciddi şekilde baltalayabileceğini hesap ederek tutumunu yeniden dengelemeye çaba gösteriyor.

Wall Street Journal’in haberine göre, yaklaşmakta olan işgalin işaretleri hafta başında belirirken, Çin’de iyi bağlantıları olan bir dış politika uzmanı, bir grup kaygılı Çinli yatırımcı ve yorumcuyla yaptığı görüşmeleri “Olmayacak Bir Savaş” başlığıyla özetlemişti.

Şanghay’daki Fudan Üniversitesi’nde hükümete danışmanlık yapan uluslararası ilişkiler profesörü Şen Yi de Salı günü bir menkul kıymetler firmasınca düzenlenen telekonferansa bağlanan kişilere göre, “Rusya’nın tek taraflı olarak Ukrayna’ya savaş ilan etme şansını çok az görüyoruz” demişti.

Bunların üzerinden 48 saatten geçmeden Putin Ukrayna’ya kapsamlı bir saldırı başlattı.

WSJ’nin haberine göre Putin’in Pekin’i ziyaretinden önceki günlerde, Çin’in üst düzey liderlerine verilen politika tavsiyeleri, Çin-Rusya ortaklığının Çin’e ABD üzerinde nasıl bir baskı gücü oluşturabileceğine odaklanmış, ancak Pekin dışişleri bakanlığına yakın kaynaklara göre Rusya’nın Ukrayna’yı işgal olasılığını azımsamış hatta bütünüyle reddetmişti.

Pekin’in Putin’in eylemlerini öngörememesinin bir başka sonucu olarak Çin’in Kiev Büyükelçiliği, Rus birlikleri Perşembe günü harekete geçene kadar Çin yurttaşlarını Ukrayna’dan tahliye etme planlarını açıklamış değildi.

Son yıllarda Çin, Şi’nin Bir Kuşak ve Bir Yol girişiminin bir parçası olarak hem Rusya hem de Ukrayna’daki projelerin finansmanı da dahil,  diğer ülkeleri ekonomik yörüngesine çekmek üzere çok taraflı bir gündem izliyordu. Dünya Ticaret Örgütü ve BM de dahil olmak üzere uluslararası kuruluşlar aracılığıyla çalışma çabalarını hızlandırmıştı. Ayrıca hayırsever bir dünya gücü konumunu pekiştirmek amacıyla Afrika ve Güneydoğu Asya ülkelerine COVID-19 aşısı sevkediyordu.

Ancak, Ukrayna krizi sırasında Rusya’ya yönelmiş olması Çin’i bir anda dünya çapında eleştirilerin hedefi olan bir ülkenin kolaylaştırıcısı imajına büründürdü.

İşgalden bu yana Çin, giderek zorlaşan bir diplomatik ikilemde kaldı. Trump döneminde ABD’nin ticari yaptırımlarına ve  Kış olimpiyatlarının diplomatik boykotuna maruz kalan Çin’de birçok kişinin “Büyük Putin” olarak adlandırdığı Rus lider, Pekin Olimpiyatlarının açılışında Çin’in yüzünü kurtarmasına yardımcı oldu. Büyük Batılı güçler Oyunları boykot ederken,  Putin, Şi’nin tek gerçek VIP konuğuydu.

Buna karşılık Putin, Rusya’nın Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün herhangi bir genişlemesine karşı muhalefetine Çin’den destek istedi; bu, Moskova’nın Ukrayna konusunda ABD liderliğindeki koalisyonla arasındaki anlaşmalık açısından kilit önemde bir talepti.

Olimpiyatların açılış törenine katılmadan önce Şi ile görüşen, Pekin dış işlerine yakın kişilerin, Rus liderin ABD’ye yönelik şikayetlerini paylaştığını ancak, Putin’in Ukrayna planlarını hiç açmadığını söylüyorlar.

İki lider görüşmelerin ardından Çin-Rusya ilişkisini Soğuk Savaş’ın ilk yıllarından bu yana en yakın noktaya getiren olağanüstü bir ortak deklarasyon yayınladı. ABD liderliğindeki Batı’ya karşı birleşik bir cephe sunan açıklamada gerçi Ukrayna’dan söz edilmedi ama Putin gittikten sonra, Çin’in üst düzey liderler günlerce kapalı kapılar ardında toplanarak büyüyen Ukrayna krizine bir yanıt oluşturmaya çalıştı.

Son günlerde Pekin’in işgale açıkça karşı çıkmak ile Moskova’nın güvenlik kaygılarına manevi destek sağlamak arasında gidip gelirken, bir yandan da ABD ve müttefiklerini Rusya’dan gelen tehditleri abartmakla suçlamayı sürdürüyor.

Pekin şimdilik çok konuşarak ve pek hareket etmeyerek durumu kurtarmaya çalışırken Rusya’ya yardımcı olacak  bazı mütevazı adımlar attı. Perşembe günü, on yıllardır yürürlükte olan Rusya’dan buğday ithalatına getirilen kısıtlamaları kaldırdı.

(Kaynak: bianet)

Paylaşın

Pekin Kış Olimpiyatları Tamamlandı: Norveç Zirvede

Çin’de düzenlenen Pekin Kış Olimpiyatları tamamlanırken Norveç, 16’sı altın toplam 37 madalya ile oyunları zirvede bitirdi. Almanya’nın 27 madalya ile ikinci olduğu sıralamada, ABD’yi bir madalya ile geçen Çin’de sonuç sevinçle karşılandı.

Pekin 2022 Kış Olimpiyatları son oyunlarla tamamlanırken madalya sıralaması da belli oldu. Norveç olimpiyatları 16 altın, 8 gümüş ve 13 bronz toplam 37 madalya zirvede bitirdi. İkinci sıradaki Almanya 12 altın,10 gümüş ve 5 bronz toplam 27 madalya topladı.

Ev sahibi Çin ise 9 altın, 4 gümüş ve 2 bronz toplam 15 madalya ile üçüncü olarak, 8 altın, 10 gümüş ve 7 bronz toplam 25 madalya kazanan ABD’yi geride bıraktı.

Oyunları ABD’nin bir basamak önünde tamamlayan Çin’de sonuç sevinçle karşılandı. Yaz olimpiyatlarında ABD’den bir altın madalya daha az kazanan Çin’in kış olimpiyatlarında 1 altın daha fazla kazanması ülke sosyal medyasında ana gündem oldu.

Madalya kazanan sporcular Çin devlet medyası tarafından ulusal kahraman olarak nitelenirken, sosyal medyada da çok sayıda vatanperver mesajlar paylaşıldı.

27 ülkenin madalya kazandığı kış olimpiyatlarında Ukrayna, İspanya, Estonya, Letonya ve Polonya elde ettikleri birer bronz madalya ile sıralamanın sonlarında yer aldı.

Pekin 2022 Kış Olimpiyatlar’ında Uygur Türklerine yönelik uygulamalar ve insan hakları ihlalleri nedeniyle bazı Batılı ülkeler tarafından diplomatik boykot uygulandı.

Paylaşın

Rusya Ve Çin’den ABD’ye Karşı Güç Birliği Mesajı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 24’üncü Kış Olimpiyatlarının açılışına katılmak üzere gittiği Çin’de Devlet Başkanı Şi Cinping ile bir araya geldi. Rusya ile Batı arasında Ukrayna konusunda gerilimin tırmandığı bir dönemde gerçekleşen görüşmeden ABD’ye karşı güç birliği mesajı çıktı.

Görüşme sonrasında yapılan ortak açıklamada ABD, Avrupa ve Asya-Pasifik bölgelerinde barış ve istikrara olumsuz etki etmekle eleştirildi. Ortak açıklama metninde NATO’nun doğuya genişlemeyi sürdürmesine karşı olunduğu belirtilerek NATO “Soğuk Savaş dönemi yaklaşımlarını terk etmeye” çağrıldı. Açıklamada “Tayvan’ın Çin’in bir parçası olduğuna” da vurgu yapıldı.

Ortak açıklama metninde ABD ve müttefiklerine işaretle, “Dünya sahnesinde bir azınlığı temsil eden bazı ülkeler, uluslararası sorunların çözümünde tek taraflı yaklaşımları ve askeri politikalara başvurmayı savunmaya devam etmektedir” ifadesine yer verildi.

AUKUS uyarısı

Çin ve Rusya, ABD’nin Asya-Pasifik bölgesinde nüfuzunu artırma girişimlerinden rahatsızlık duyuyor. ABD, Çin’in bölgedeki etkisini sınırlandırmayı dış politik önceliği olarak ilan etmişti. Bu bağlamda geçen yıl ABD, İngiltere ve Avustralya arasında AUKUS olarak bilinen savunma ittifakı oluşturulmuştu. AUKUS çerçevesinde Avustralya’nın nükleer denizaltılarla donatılması planı sadece Çin’in değil, Avustralya ile imzaladığı konvansiyonel denizaltı anlaşması feshedilen Fransa’nın da tepkisine neden olmuştu. Çin ve Rusya’nın ortak açıklamasında AUKUS’tan “ciddi endişe duyulduğu”na da yer verildi.

ABD ve Batı’ya karşı denge politikası

BM Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesi arasında yer alan ve nükleer güç sahibi iki ülke, son yıllarda uluslararası politika alanında ABD önderliğindeki Batı blokuna karşı denge oluşturma çabalarına hız vermiş durumda. İki ülke BMGK’da çeşitli uluslararası konularda ortak tutum takınırken savunma alanındaki işbirliğini de güçlendiriyor. Rusya ile Çin arasında “yüksek derecede hassasiyete sahip askeri teknoloji paylaşımı yapıldığı” da resmi açıklamalara yansımıştı.

Vladimir Putin, Cinping ile görüşmesi öncesinde yaptığı açıklamada Çin ile “eşi bulunmayan yakın ilişkilere sahip olduklarını” vurguladı. İlişkilerin “dostluk ve stratejik ortaklık ruhuyla ilerici bir şekilde geliştiğini” belirten Putin, “İlişkilerimiz gerçekten de eşi benzeri bulunmayan bir hale geldi. Karşılıklı olarak kalkınmayı destekleyen, asil ve onurlu ilişkilerin bir örneği oldu” ifadelerini kullandı.

Putin, görüşmede de Rus petrol yetkililerinin Çin’e hidrokarbon sevkiyatı konusunda “çok iyi yeni çözümler geliştirdiğini” belirterek Rusya’nın Uzakdoğu’daki bölgelerinden Çin’e yılda 10 milyar metreküplük doğal gaz sevkiyatı için yeni bir anlaşma hazırlığı yaptıklarını kaydetti.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

243 STK’dan Pekin Olimpiyatları’nı Diplomatik Düzeyde Boykot Çağrısı

2022 Pekin Kış Olimpiyatları’nın başlamasına sayılı günler kala 243 sivil toplum kuruluşu hükümetlere oyunları diplomatik düzeyde boykot çağrısı yaptı. Aralarında ABD, İngiltere ve Avustralya’nın da olduğu çeşitli ülkeler Pekin Kış Olimpiyatları’nı diplomatik boykot çağrısı yapmıştı.

İnsan hakları örgütlerinin ortak açıklamasında “2022 Pekin Kış Olimpiyatları, Çin hükümetinin vahşet suçları ve diğer insan haklı ihlalleri eşliğinde başlıyor” denildi. Hükümetlerden diplomatik boykota katılmalarını isteyen sivil toplum kuruluşları, atletlere ve sponsorlara da Çin hükümetinin hak ihlallerini meşrulaştırmamaları çağrısı yaptı.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Çin Direktörü Sophie Richardson “Ev sahibi ülke uluslararası hukuku ihlal ederek vahim suçlar işlerken Olimpiyat Oyunları’nın Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin ileri sürdüğü gibi bir ‘iyilik gücü’ olması mümkün değildir” dedi.

İnsan hakları örgütleri, Çin’de Devlet Başkanı Şi Cinping yönetimi altında etnik ve dini azınlıklara muameleye, hak savunucuları, feministler, hukukçular ve gazetecilere yönelik cezai kovuşturmalara dikkat çekti. Ortak açıklamada “Hükümet Hong Kong’da bir zamanlar enerjik olan sivil toplumu zayıflattı, ifade özgürlüğünü, örgütlenme ve barışçıl toplanma özgürlüğünü kısıtlamak için teknolojik imkanları kullanarak gözetlemeyi genişletti, uluslararası hukuku ihlal ederek zorunlu çalışmaya izin verdi” denildi.

Pekin Müslüman Uygur azınlığa yönelik muamele ve Hong Kong’da demokrasiyi kısıtlayıcı adımları nedeniyle uluslararası toplumun tepkisini çekiyor. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin 4 Şubat tarihinde yapılacak açılış seremonisine katılacak siyasetçiler arasında.

Paylaşın

Çin’den Nükleer Silahlarını Modernleştirme Kararı

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde beş daimi üyenin nükleer silahların yayılımının önlenmesi için onay vermesinin ardından Pekin Yönetimi, “güvenlik ve güvenilirlik” adına nükleer silahlarını modernleştirmeyi sürdüreceğini açıkladı.

Pekin ayrıca dünyanın en büyük nükleer silah stoğuna sahip ülkeleri Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Rusya’dan bu kapasitelerini düşürmelerini istedi.

Pazartesi günü ABD, Çin, Rusya, İngiltere ve Fransa’dan oluşan güvenlik konseyinin beş daimi üyesi, “nükleer bir savaşın kazanılamayacağını” açıklamış ve nükleer silahların “istemsiz ve yasak halde kullanımının engellenmesi” için gereken tedbirleri güçlendirecekleri vaadinde bulunmuştu.

Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (Sipri) göre, ABD Ocak 2021’de 5 bin 500, Rusya 6 bin 255, Çin ise 350 adet nükleer başlıklı silaha sahipti.

Washington Pekin’i nükleer silahlarını düzenli şekilde güçlendirmekle suçlarken, Çin Dışişleri Bakanlığı bu iddiaları yalanladı. Çin’in her zaman nükleer silah yoluna ilk aşamada başvurmama politikasını güttüğünün altını çizen bakanlık, “Nükleer kapasitemizi ulusal güvenliğimizin gerektirdiği en düşük seviyede tutuyoruz” açıklamasında bulundu.

Nükleer silahların azaltımı konusunda Washington’un Moskova ile yaptığı görüşmelere katılmayı Çin düzenli şekilde reddediyor. Zira Pekin kendi nükleer silah stoğunun ABD ve Rusya’dan çok daha düşük olduğunun altını çiziyor.

ABD ve Rusya dünyadaki nükleer başlıklı silahların yüzde 90’ını elinde bulunduruyor. Çin ise bu silahların sayısının “geriye döndürülemez” şekilde ve “yasal” çerçevede azaltılmasını talep ediyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

‘Mükemmel Şekilde Korunmuş’ Dinozor Embriyosu Bulundu

Bilim insanları tıpkı tavuk gibi yumurtasından çıkmaya hazırlanan bir dinozorun mükemmel bir şekilde korunmuş embriyosunu bulduklarını duyurdu. Çin’in güneyindeki Ganzhou bölgesinde keşfedilen embriyonun 66 milyon yaşında olduğu tahmin ediliyor.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Baby Yingliang adı verilen dinozorun dişsiz bir Teropod dinozoru veya Oviraptorosaur olduğu düşünülüyor. İki ayağı üzerinde yürüyen Teropodlar kısa ön bacaklı ve uzun arka bacaklı dinozorlar olarak tasvir ediliyor.

Yumurta hırsızı kertenkeleler anlamına gelen Oviraptorosaurs, günümüzden 66 ila 100 milyon yıl öncesinde Kretase döneminin sonlarında, bugün Asya ve Kuzey Amerika kıtaları olarak bilinen bölgelerde yaşayan tüylü dinozorlardı.

Araştırmacı Dr. Fion Waisum Ma, bunun bugüne kadar bulunmuş “en iyi dinozor embriyosu” olduğunu söyledi.

Keşif, dinozorlar ve modern kuşlar arasındaki bağlantının daha iyi anlaşılmasını da sağlıyor. Fosilde embriyonun kıvrılmış bir pozisyonda olduğu görünüyor. Bu pozisyon, kuşların yumurtasından çıkmadan hemen önceki duruşuyla aynı.

AFP haber ajansına konuşan Dr. Ma, ”Modern kuşlardaki bu davranış ilk olarak dinozor atalarından kaynaklanıyor ve kuşların onlardan evrildiğine işaret ediyor.” dedi.

Araştırma ekibinden Paleontolojist Prof. Dr. Steve Brusatte, Twitter’da, “bunun hayatı boyunca gördüğü en etkileyici dinozor fosili olduğunu ve embriyonun, yumurtasından çıkmak üzere olan bir dinozora ait olduğunu” belirten bir paylaşım yaptı.

Baby Yingliang, başından kuyruğuna 27 cm uzunluğunda ve 17 cm uzunluğundaki bir yumurtanın içinde kıvrılmış pozisyonda yatıyor. Yumurta Çin’deki Yingliang Stone Doğal Tarih Müzesi’ne getirildi.

İlk olarak 2000 yılında keşfedilen yumurta on yıl boyunca saklandı.

Müzede inşa çalışmalarının başlamasıyla eski fosillerin yeniden sınıflandırılması gerekti. Araştırmacılar ancak o zaman yumurtayı tekrar ele alıp, içinde bir embriyo olabileceğinden şüphelendiler.

Dinozorun vücudunun bir bölümü hâlâ kaya ile kaplı ve araştırmacılar ileri tarama teknikleriyle iskeletinin tam görüntüsünü elde etmeye çalışıyor.

Paylaşın

ABD, Uygurlar Nedeniyle Çin’e Yönelik Yaptırımlarını Genişletiyor

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Sincan Uygur Özerk Bölgesi’nde Çin’in Uygurlara yönelik insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek Pekin yönetimine yönelik yaptırımlarını genişletme kararı aldı.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Yaptırımlar, Sincan’dan ithal edilecek biyo ve yüksek teknoloji mallarını kapsıyor. Buna göre, Uygurlara yönelik Pekin’in baskıcı politikasını destekleyen Çinli biyoteknoloji ve yüksek teknoloji şirketlerinin malları ile Sincan’da çalışma kamplarında üretildiği şüphesi bulunan malların ithalatı mümkün olmayacak.

Uygurlara yönelik hak ihlalleriyle bağlantılı olarak Çin’e yeni yaptırımları öngören tasarıya ABD’li senatörlerin hepsinin onay verdiği bildirildi. Tasarının şimdi son onay için Başkan Joe Biden’ın imzasına sunulması bekleniyor.

Yaptırımlar neyi kapsıyor?

ABD Senatosu’nda kabul edilen tasarıya göre Çinli şirketler, gelecekte ABD’ye sattıkları ürünleri beyan ederken tamamen veya kısmen Uygur bölgesinde üretilip üretilmediğine dair belge sunmakla yükümlü olacak. Çin’in herhangi bir ürünün çalışma kamplarında üretilmediğini de kanıtlaması gerekecek. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Temsilciler Meclisi’nden geçen tasarının Başkan Joe Biden tarafından da desteklendiği belirtildi.

ABD’ye her yıl ithal edilen pamuklu tekstil ürünlerinin yüzde 20’si Sincan menşeili malzeme içeriyor. Bu nedenle tasarı ABD’li bazı şirketlerde tedirginliğe neden oldu.

Yaptırımlarla kara listeye alınan şirketler hangileri?

ABD Ticaret Bakanlığı da dün Çin Askeri Tıbbi Bilimler Akademisi ile ona bağlı 11 kuruluşu ABD’ye ithalat yapan kara şirketler listesine aldı. Söz konusu kuruluşlar, “askeri amaçlı beynin kontrolünü sağlayabilecek silahlar geliştirmeye yönelik biyoteknolojik araştırmalar yürütmekle” suçlanıyor. Söz konusu kuruluşların kan nakli ve zehirli maddeler konusunda da çalışmalar yürüttüğü ifade ediliyor.

ABD Maliye Bakanlığı da, sekiz yüksek teknoloji alanında faaliyet yürüten Çinli şirketi kara listesine dahil etti. Bunlar aralarında SZ DJI Technology gibi insansız hava aracalarının (IHA) önde gelenleri olduğu da belirtiliyor. Böylece ABD’li şirketlerin söz konusu firmalara iştirakinin de önüne geçilmiş olacak.

Kara listeye alınan şirketlerden bir diğeri de yüz ile tanınma alanında programlar geliştiren Cloudwal Technology ve cep telefonları bilgilerinin izlenmesine yönelik bilişim programı geliştiren Xiamen Meiya Pico Information şirketi.

Çarşamba günü ABD’de uyuşturucu maddeli ilaç krizine neden olan bir Çinli şirket kara listeye alınmıştı.

Uygurlar devamlı izleniyor

Uluslararası insan hakları kuruluşlarının raporlarına göre, Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklar Pekin yönetimi tarafından yüksek teknolojilerle izleniyor ve kontrol ediliyor. Bunun için DNA örneklerinin alındığı ve yüzlerinden tanınmalarını sağlayacak programlarla ile çalışıldığı kaydediliyor. Yine insan hakları kuruluşlarının verilerine göre, kamplarda zorla tutulan 1 milyondan fazla Uygur dininden, kültürü ve dilinden vazgeçmeye zorlanıyor. Ayrıca bedensel açıdan kötü muamele gördüklerine ilişkin veriler bulunduğu da rapor ediliyor.

Paylaşın

ABD’den Pekin Olimpiyatlarına Diplomatik Boykot Kararı!

ABD, Çin’deki insan hakları ihlallerini gerekçe göstererek, Pekin’de yapılacak Kış Olimpiyat Oyunları’nı diplomatik olarak boykot etme kararı aldı. ABD Başkanı Biden, Çin’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’de düzenlenecek Olimpiyatların diplomatik olarak boykot edilebileceğini söylemişti. 

Biden yönetimi, Sincan bölgesinde Uygur azınlığa yönelik insan hakları ihlallerini soykırım olarak nitelendiriyor. Pekin yönetiminin Uygurlara yönelik tutumuna tepki gösteren muhafazakâr siyasetçiler, 4-20 Şubat 2022 tarihleri arasında düzenlenecek Olimpiyatların tamamen boykot edilmesini talep ediyordu.

Beyaz Saray Sözcüsü Jen Psaki Pazartesi günü yaptığı açıklamada, “Çin Halk Cumhuriyeti’nin Sincan’da sürdürdüğü soykırım ve insanlığa karşı suçlar ile diğer insan hakları ihlalleri nedeniyle Biden yönetimi Pekin’de düzenlenecek 2022 Kış Olimpiyatlarına ve Paralimpik Oyunlarına, hiçbir diplomatik ve resmi temsilci göndermeyecek” ifadelerini kullandı.

Psaki, “Sincan’daki korkunç insan hakları ihlâlleri ve zulmüne rağmen” resmi temsilci göndermenin Olimpiyatları “olağan bir şey” haline dönüştüreceğini ifade ederek, “bunu yapamayacaklarını” söyledi. Psaki, Olimpiyatlara katılacak ABD’li atletlere ise “tam destek” vereceklerini, “evde tezahürat edeceklerini” sözlerine ekledi.

Başkan Joe Biden geçen ay yaptığı açıklamada, Çin’deki insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’de düzenlenecek Olimpiyatların diplomatik olarak boykot edilebileceğini söylemişti.

Çin açıklama öncesinde uyarmıştı

ABD’nin Pekin Olimpiyatlarına diplomatik boykot uygulayacağı yönündeki açıklaması öncesinde konu medyaya yansımış ve Çin boykot iddialarına tepki göstermişti.

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian Pazartesi günü yaptığı açıklamada, ABD’nin boykot kararı alınması halinde “kararlılıkla karşılık” verileceği tehdidinde bulunmuştu. Zhao Lijian, “Kış Olimpiyat Oyunlarının siyasi bir duruş ve manipülasyon için bir sahne olmadığını vurgulamak istiyorum” ifadesini kullanmıştı.

Paylaşın

Türkiye’nin İthalatta Çin Ve Rusya’ya Bağımlılığı Artıyor

Türkiye’nin Rusya’dan ithalatı 2021 yılının ilk 10 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre dolar bazında yüzde 60; Çin’den ithalatı ise yüzde 42 arttı. Türkiye’nin ithalat pastasında 2021 yılında iki ülkenin payı yüzde 22,6’ya kadar yükseldi.

Son verilere göre Türkiye’nin yurt dışından aldığı 4 üründen 1’i Çin ve Rusya’dan geliyor. İki ülkenin ithalattaki payı 2020’nin aynı döneminde yüzde 18 civarında bulunuyordu. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı dış ticaret istatistikleri Türkiye’nin ithalatta Rusya ve Çin’e bağımlılığının son 10 yılda artış eğiliminde olduğunu gösteriyor.

2021’de Ocak-Ekim ayını kapsayan yılın ilk 10 ayında Türkiye’nin toplam ithalatı 215,53 milyar Amerikan doları oldu. Çin’den ithalat 26,06 milyar doları olurken Rusya’dan ithalat ise 22,61 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti.

Covid-19 salgının hakim olduğu 2020 yılının aynı döneminde Çin’den ithalat 18,32 milyar dolar; Rusya’dan ise 14,14 milyar dolar olmuştu. Buna göre dolar bazında ithalat son bir senede Çin’den yüzde 42, Rusya’dan ise yüzde 60 artış gösterdi. 2021 senesi pandemi öncesi yıllarla karşılaştırıldığında da bu iki ülkeden ithalatın artış eğiliminde olduğu görülüyor.

İthalat 2018’in ilk 10 ayında Çin’den 18,04 milyar dolar; Rusya’dan ise 18,45 milyar dolar olmuştu. Bu veriler 2019 döneminde Çin’den 14,94 milyar dolar; Rusya’dan 18,31 milyar dolar seviyesindeydi. Türkiye’nin toplam ithalatında Rusya ve Çin’in aldığı pay 2021 yılında son 10 senenin en yüksek seviyesine erişti.

Ocak-Ekim dönemlerine bakıldığında 2021’de Çin’in payı yüzde 12,1; Rusya’nın payı ise yüzde 10,5 oldu. İki ülkenin toplam payı ise yüzde 22,6’ye karşılık geliyor. Bu oranlar 2020 yılının aynı döneminde Çin için yüzde 10,4 ve Rusya için yüzde 8 idi. İki ülkenin ithalattaki toplam payı ise Ocak-Ekim 2020’de yüzde 18,4 olmuştu. Buna göre son 1 yılda iki ülkenin toplam içindeki payı yüzde 23 artmış oldu.

2011 yılının Ocak-Ekim periyodunda Rusya ve Çin’in ithalattaki toplam payı yüzde 18,5 iken bu oran 2017 ve 2020 senelerinde yüzde 18,4’a kadar düştü. Pandemiden hemen önce bu oran yüzde 19,9, 2018’de ise yüzde 19,2 olmuştu.

Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülkeler

2021’in ilk 10 ayında Çin ve Rusya aynı zamanda Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı iki ülke. Üçüncü sırada yüzde 8,3 pay ile Almanya gelirken bu ülkeyi yüzde 4,9 ile ABD ve yüzde 4,3 ile İtalya takip ediyor. Diğer ülkelerin payı ise sırayla şöyle: Hindistan ve Fransa yüzde 3, Güney Kore yüzde 2,9; İspanya ve Belçika yüzde 2,3 ve İngiltere yüzde 2,1.

Ocak-Ekim 2021 döneminde Türkiye’nin ihracatı ise 181,67 milyar dolar oldu. Türkiye’nin ihracatında Rusya sadece yüzde 2,5 paya sahipken Çin ilk 20 ülke arasında yer almıyor. Zirvede yüzde 8,7 ile Almanya; yüzde 6,5 ile ABD ve yüzde 6 ile İngiltere bulunuyor.

(Kaynak: euronews)

Paylaşın