Çinli Kadınların Genç Kalmak İçin Kullandığı 10 Güzellik Tüyosu

Çinli kadınlar, yaşlanma karşıtı ve genç görünen cilde öncelik veren bakım ve güzellik rutinleriyle tanınıyor. Bu güzellik tüyoları yalnızca Çinli kadınlara özgü olmasa da çoğu zaman onların kültürleriyle ilişkilendiriliyor.

Haber Merkezi / İşte birçok Çinli kadının genç görünümü korumak için kullandığı 10 güzellik tüyosu:

Yeşil Çay: Yeşil çay içmek Çin’de yaygın bir uygulamadır. Yeşil çay, serbest radikallerle savaşmaya ve cildi erken yaşlanmaya karşı korumaya yardımcı olan polifenol adı verilen antioksidanlar açısından zengindir.

Gua sha: Gua sha, ciltte dolaşımı teşvik etmek, şişliği azaltmak ve cilt elastikiyetini arttırmak için yüze pürüzsüz kenarlı bir aletle masaj yapmayı içeren geleneksel bir Çin tekniğidir.

Bitkisel cilt bakımı: Çinli kadınlar cilt bakım ürünlerinde sıklıkla ginseng, goji meyveleri ve meyan kökü gibi bitkisel içerikleri kullanırlar. Bu bileşenlerin yaşlanma karşıtı özelliklere sahip olduğuna inanılmaktadır.

Tui na masajı: Tui na, akupunktur noktalarına odaklanan bir Çin masaj tekniğidir. Tui na masajları ciltte kan akışını iyileştirebilir ve yüz kaslarını gevşeterek kırışıklıkların azaltılmasına yardımcı olabilir.

Dengeli beslenme: Çin mutfağı genellikle çeşitli sebzeleri, meyveleri ve yağsız proteinleri içerir. Genç cildi korumak için besinler açısından zengin dengeli bir beslenme şarttır.

Akupunktur: Geleneksel Çin tıbbı, daha genç bir cilde katkıda bulunabilecek dolaşımı ve enerji akışını uyarmak için masaj yapılabilen akupunktur noktalarını içerir.

Güneşten korunma: Çinli kadınlar, erken yaşlanmaya neden olabilecek UV hasarını önlemek için şapka, güneş gözlüğü takarak ve düzenli olarak güneş kremi kullanarak, korunmaya öncelik verirler.

Yeterli uyku: Yeterli uyku genel sağlık ve genç görünen bir cilt için çok önemlidir. Çin kültürü, genç bir görünüme katkıda bulunabilecek dinlenme ve rahatlamaya değer verir.

Maş fasulyesi maskeleri: Maş fasulyesi maskeleri, cildi detoksifiye etme ve berrak bir cilt sağlama yetenekleri nedeniyle Çin’de popülerdir. Lekeleri azaltmaya ve genç cildi korumaya yardımcı olabilirler.

Tai chi ve Qi gong: Bu eski Çin egzersizleri nefes alma, meditasyon ve yavaş hareketlere odaklanır. Gevşemeyi teşvik eder, stresi azaltır ve genel refahı artırır, bu da genç bir görünüme katkıda bulunabilir.

Paylaşın

Çin’den Duyguları İnciten “Kıyafetlere Ve Konuşmalara” Ceza Verme Hazırlığı

Çin hükümeti, halkın ruhuna zarar veren ve halkın duygularını inciten, kıyafet ve konuşmalar da dahil, geniş bir yelpazedeki davranışları yasaklamaya hazırlanıyor.

Yasayı ihlal eden kişi 15 güne kadar cezaevine gönderilecek ya da 5 bin yuan’a kadar para cezasına çarptırılacak.

Hazırlık, sosyal medyada Çin yurttaşları arasında öfkeye yol açarken, kullanıcılar ulusun duygularının ne zaman incindiğini yetkililerin nasıl bileceğini sorguluyor. “Nalan lang yueyueyue” kullanıcı adlı Weibo üyesi “Çin ulusunun ruhunun güçlü ve dirayetli olması gerekmez mi” diye sordu.

Çin hükümetinin hassasiyetleri rencide eden kıyafetleri giyen kişileri cezalandırmak için yeni bir yasayı uygulamaya koymayı planladığı bildiriliyor.

Yasa teklifinde yapılacak değişikliklerin taslağına göre “Çin halkının ruhuna zarar veren ve Çin halkının duygularını inciten” kıyafet ve konuşmalar da dahil, geniş bir yelpazedeki davranışlar yasaklanacak.

Bloomberg’ün haberine göre ülkenin yasama organının daimi komitesi tarafından yayımlanan taslak, komitenin bu yıl kabul edilmesine öncelik verdiği tasarılar arasında sıralandı.

Yasayı ihlal eden kişi 15 güne kadar cezaevine gönderilecek ya da 5 bin yuan’a (yaklaşık 18 bin 300 TL) kadar para cezasına çarptırılacak. Öte yandan hükümetin hangi görüntüleri veya konuşmaları rencide edici olarak değerlendireceği belli değil.

Yasa taslağı, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in iktidardaki 10 yılı boyunca yaklaşık 1,4 milyar nüfuslu ülkede muhalefeti bastırma çabalarını vurguluyor.

Habere göre geçen yıl Şanghay yakınlarındaki Suzhou kentinde bir kadın, kamusal alanda kimono (geleneksel bir Japon kıyafeti) giydiği için gözaltına alınmıştı.

Çinli yetkililer önceki aylarda konserlerde gökkuşağı tişörtleri giyen ya da üzerinde LGBTQ+ yanlısı semboller bulunan bayraklar dağıtan kişilere müdahale etmişti.

Yasa teklifi sosyal medyada Çin yurttaşları arasında öfkeye yol açarken, kullanıcılar ulusun duygularının ne zaman incindiğini yetkililerin nasıl bileceğini sorguluyor.

“Nalan lang yueyueyue” kullanıcı adlı Weibo üyesi “Çin ulusunun ruhunun güçlü ve dirayetli olması gerekmez mi” diye sordu.

Neden bir kostüm ona kolayca zarar verebiliyor?

2019’un önceki aylarında Hong Kong’daki demokrasi yanlısı protestolar sırasında Çin hükümeti, anakaradan finans merkezine yapılan siyah giysi ihracatına yasak getirmişti.

Protestocular, gösteriler sırasında üniforma olarak düz siyah tişörtler, pantolonlar ve ağız maskeleri kullanmıştı.

Pekin’in yasakladığı eşyalar arasında siyah tişörtlerle diğer giysiler, kasklar, şemsiyeler, telsizler, drone’lar, koruyucu gözlükler ve metal zincirler vardı.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

ABD Savunma Bakanlığı Duyurdu: Çin’e Karşı Robot Ordusu Kuruluyor

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Çin’in artan gücüne karşı koymak amacıyla iki yıl içinde binlerce otonom silah sistemini kullanmaya başlamayı planladığı duyuruldu. Replicator adı verilen programının 18 ila 24 ay içinde birden fazla alanda, binlerce otonom sistemi sahaya çıkaracağı ilan edildi.

Diğer bir deyişle geliştirilen robotik silahlar karada, denizde, havada ve uzayda görev alabilecek. Proje kapsamında geliştirilen robotların, öncelikli görevler uğruna riske atılabilecek kadar uygun maliyetli olması planlanıyor.

Replicator programı, hızla binlerce robot üreterek ABD’ye gelecekteki olası savaşları kazanmak için gerekli olduğu düşünülen sayıda mühimmat sağlayacak. Bunun yanı sıra ABD’li yetkililer, uzun vadede robotların seri üretimini kurumsallaştırmayı hedefliyor.

ABD Savunma Bakan Yardımcısı Kathleen Hicks, ABD ordusunun Çin’in artan gücüne karşı koymak amacıyla iki yıl içinde binlerce otonom silah sistemini kullanmaya başlamayı planladığını duyurdu.

Replicator adı verilen yeni proje, ordunun tüm birimleri için uygun fiyatlı sistemler üretmek amacıyla savunma ve diğer teknoloji şirketleriyle birlikte çalışmayı amaçlıyor.

Çeşitli derecelerde bağımsız çalışabilen askeri sistemler son 10 yılda giderek daha yaygın hale geldi. Ancak yorumculara göre ABD’den gelen bu son açıklama, “savaşan robotların çağının yaklaştığını” düşündürüyor.

Nitekim Hicks, pazartesi günkü konuşmasında, savaşların yürütülme biçiminin değiştirilmesine yönelik “acil ihtiyaçtan” bahsederek, Replicator programının 18 ila 24 ay içinde birden fazla alanda, binlerce otonom sistemi sahaya çıkaracağını ilan etti.

Diğer bir deyişle geliştirilen robotik silahlar karada, denizde, havada ve uzayda görev alabilecek. Proje kapsamında geliştirilen robotların, öncelikli görevler uğruna riske atılabilecek kadar uygun maliyetli olması planlanıyor.

Yetkililer program kapsamındaki cihazların tek kullanımlık olacak şekilde tasarlanmadığını ama birçoğunun kaybolması veya hasar alması durumunda maddi kaybın çok büyük olmayacağını söylüyor.

Projenin özellikle Çin’le rekabet amacıyla tasarlandığı düşünülüyor. Zira Çin’in insan gücünün yanı sıra daha fazla tankı, daha fazla gemisi ve füzesi mevcut.

Replicator programı, hızla binlerce robot üreterek ABD’ye gelecekteki olası savaşları kazanmak için gerekli olduğu düşünülen sayıda mühimmat sağlayacak. Bunun yanı sıra ABD’li yetkililer, uzun vadede robotların seri üretimini kurumsallaştırmayı hedefliyor.

Hicks, “Çin liderliğinin saldırganlığın risklerini dikkate almasını ve olası savaşlar söz konusu olduğunda ‘O gün bugün değil’ demesini sağlamalıyız” diye konuştu: Sadece bugün değil. 2027’de, 2035’de, 2049’da ve sonrasında da bu geçerli olmalı.

Hicks ayrıca, Pentagon’un Çin tehdidine karşı binlerce drone satın alacağını da ifade ediyor. Hicks, “Çin ordusunun kalabalığına kendi kalabalığımızla karşılık vereceğiz. Ancak bizimkine hazır olmak, onu vurmak ve yenmek zor olacak” diyor.

ABD bu hamleyle çok sayıda otonom sistemini birlikte sahaya süren ilk ülke olabilir. Ancak diğer ülkelerin de onu yakından takip etmesi bekleniyor. Hem yapay zeka hem de savaş uçağı üretiminde büyük güce sahip olan Çin ve Birleşik Krallık (BK) da önemli birer aday.

Nitekim yakın zamanda yapay zekanın tehlikelerini özgürce tartışabilmek için Google’daki görevinden ayrılan Geoffrey Hinton, “korkutucu” robot askerlerin savaş tehdidini artıracağını öne sürmüştü.

ABD Savunma Bakanlığı’nın “robot askerler yapmayı seveceğini” iddia eden Hinton, gerçek insan birliklerini kaybetme tehlikesi olmayan droidlerin daha küçük ulusların güvenliği için bir tehdit oluşturduğunu vurgulamıştı.

The New York Times Daily podcast’inde konuşan 72 yaşındaki teknoloji gurusu, “ABD Savunma Bakanlığı robot askerler yapmak istiyor. Bu robot askerler oldukça korkutucu olacak” demişti.

Robot bilimindeki hızlı ilerlemelerle birlikte yapay zekanın yakında dünya çapındaki modern ordulara büyük avantajlar sağlayabileceği, askeri personelin, pilot ve mühendislerin yerini alacağı düşünülüyor.

Bu alandaki en iddialı atılımlardan biri BK ordusunda yaşanıyor. Britanyalı general Nick Carter, 2030’a kadar BK ordusunun dörtte birinin robotlardan oluşacağı görüşünde: 30 bini robot olmak üzere 120 bin kişilik bir ordumuz olabileceğini düşünüyorum, kim bilir?

ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley de martta yaptığı açıklamada 15 yıl içinde orduların, donanmaların ve hava kuvvetlerinin önemli bölümlerinin robotik olacağına inandığını söylemişti.

“Savaşın karakteri sık sık değişir” diyen Milley, şöyle eklemişti: Bu teknolojilerin tümü aynı anda birleşiyor ve hepsi önümüzdeki 10 veya 15 yıl içinde meyvelerini verecek.

Avustralya’daki Griffith Üniversitesi’nden Peter Layton, The Conversation’daki yazısında robot silahlar alanındaki son atılımları değerlendirdi. “Her türlü görev için her yerde robotlar kullanılıyor” diyen araştırmacı, “Askeri robotlar artık zamanı gelmiş bir fikir” diyor.

Ancak araştırmacının aktarımına göre, yakın gelecekte piyasaya sürülecek robot silahların hemen hepsi insanların kontrolünde olacak.

Son gelişmeleri takiben, uluslararası örgütler ve düzenleyici kurumlar da gözlerini robotik silahlara çevirdi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), bu alanda çalışmalar yapan kurumlardan.

15-19 Mayıs 2023’te ICRC bünyesindeki Ölümcül Otonom Silah Sistemlerine ilişkin Hükümet Uzmanları Grubu, son gelişmeleri değerlendirmek üzere toplanmıştı.

Grup, otonom silah sistemleriyle ilgili bağlayıcı olmayan sınırlamalardan oluşan bir taslak hazırlamıştı. Bu taslağın yeni uluslararası kuralların temelini oluşturabileceği düşünülüyor. Ancak otonom silahların yol açtığı insani, hukuki, etik ve güvenlik kaygılarını etkin biçimde ele almak için daha spesifik ve pratik düzenlemelere ihtiyaç duyulacak.

BM Güvenlik Konseyi de yapay zekanın uluslararası barış ve güvenliğe yönelik potansiyel tehditlerine ilişkin ilk toplantıyı 18 Temmuz’da gerçekleştirilmişti. Toplantıda otonom silahlar önemli bir başlıktı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, bu ay BM’nin konuyla ilgili olası girişimlerini hazırlamak üzere yapay zeka alanında uzman bir danışma kurulu atamayı planlıyor.

Guterres, temmuzda yaptığı açıklamada, “Bilim insanları ve uzmanlar, yapay zekanın insanlık için nükleer savaş riskiyle aynı düzeyde varoluşsal bir tehdit olduğunu ilan ederek dünyayı harekete geçmeye çağırıyor” demişti.

(Kaynak: Independent Türkçe)

Paylaşın

Çin’in “Döviz Rezervleri” 3 Trilyon 200 Milyar Doların Üzerinde

Çin Merkez Bankası (PBoC) tarafından açıklanan verilere göre ülkenin temmuz ayında döviz rezervleri, 11,3 milyar dolar artışla 3 trilyon 204 milyar dolara yükseldi. Çin, dünyanın en yüksek rezervine sahip ülkesi konumunda bulunuyor.

Çin’in para birimi yuan ise temmuz ayında dolara karşı yüzde 1,5 oranında değer kazanırken, dolar önemli para birimlerine karşı geçen ay ortalama yüzde 1 oranında değer kaybetti.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; Çin’in döviz rezervleri, temmuz ayında 3,2 trilyon doların üzerine çıktı. Pekin’in altın rezervinin parasal değeri ise 135,4 milyar dolara yükseldi.

ABD doları pazartesi günü önemli para birimlerine karşı değer kaybederken Çin Merkez Bankası (PBoC) tarafından açıklanan verilere göre ülkenin temmuz ayında döviz rezervleri, 11,3 milyar dolar artışla 3 trilyon 204 milyar dolara yükseldi.

Piyasa beklentisi, önceki ay 3 trilyon 193 milyar dolar olan rezervlerin, 3,2 trilyon dolara çıkacağı yönündeydi.

Çin’in para birimi yuan temmuz ayında dolara karşı yüzde 1,5 oranında değer kazanırken, dolar önemli para birimlerine karşı geçen ay ortalama yüzde 1 oranında değer kaybetti.

Çin, dünyanın en yüksek rezerve sahip ülkesi

Aynı ayda Çin’in altın rezervinde de artış yaşandı. Bir önceki ay 67,95 milyon ons seviyesinde olan rezerv miktarı, geçen ay 68,69 milyon onsa çıktı.

Altın rezervinin parasal değeri, 129,9 milyar dolardan 135,4 milyar dolara yükseldi. Çin, dünyanın en yüksek rezervine sahip ülkesi konumunda bulunuyor.

Çin’in para birimi yuan temmuz ayında dolara karşı yüzde 1,5 oranında değer kazanırken, dolar önemli para birimlerine karşı geçen ay ortalama yüzde 1 oranında değer kaybetti.

Paylaşın

Çin’den Türkiye’ye Stratejik İş Birliği Çağrısı

Çin Halk Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Wang Yi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve mevkidaşı Hakan Fidan ile bir araya geldi. Erdoğan ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen görüşme basına kapalı olarak yapıldı.

Çin Dışişleri’nden Bakan Wang Yi’nin Bakan Hakan Fidan ile görüşmesi sonrasında yapılan yazılı açıklamada, ikili ilişkiler açısından önemli mesajlar verildi.

Çin’in resmi haber ajansı Şinhua’da yayımlanan açıklamada, Çin’in ikili ilişkilerin geliştirilmesine taze bir ivme kazandırmak üzere çeşitli alanlarda iş birliğini derinleştirmek ve stratejik güveni artırmak için Türk hükümetiyle çalışmaya hazır olduğu belirtildi.

Açıklamada, “Gelişmekte olan pazarlar ve kalkınmakta olan önemli ülkeler olarak Çin ve Türkiye geniş alanlarda ortak çıkarlar ve muazzam bir iş birliği potansiyelini paylaşmaktadır. Çin, Türkiye’nin kendi milli koşullarına uygun bir kalkınma rotası bulmasını, milli bağımsızlığını, egemenliğini, meşru hak ve çıkarlarını güvence altına almasını desteklemektedir” ifadelerine yer verildi.

Bakan Wang’ın Türk mevkidaşı Hakan Fidan’a ayrıca, Türkiye’nin bölgesel ve uluslararası alanda giderek daha önemli bir rol oynamasını desteklediklerini ve Türkiye’nin iç işlerine yönelik müdahalelere karşı olduklarını belirttiği de kaydedildi.

Türkiye ile stratejik koordinasyonu güçlendirmek istediklerini belirten Wang, temel çıkarlar, ulusal güvenlik ve istikrarın güvence altına alınmasında iki ülkenin birbirine destek olması için birlikte çalışma mesajı verdi.

Wang, Çin-Türkiye Hükümetlerarası İşbirliği Komitesi, Kuşak ve Yol girişimi ile Türkiye’nin Orta Koridor girişimi arasında sinerjinin artırılması, enerji, eğitim, kültür ve diğer alanlarda ikili iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesi çağrısı yaptı.

Çin’in kaliteli Türk mallarının ithalatını artırmak istediğini belirten Wang, ayrıca Çinli şirketleri Türkiye’de yatırım ve iş yapmaya teşvik edeceklerini belirterek, iki ülkeden şirketlerin kendi para birimleri üzerinden ticaret yapmasını desteklediklerini söyledi.

Çin Dışişleri Bakanı, ayrıca Türkiye ile Birleşmiş Milletler (BM), G20 ve Şanghay İşbirliği Örgütü gibi çok uluslu yapılar içinde koordinasyon ve iş birliğini de güçlendirmeye hazır olduklarını belirtti. Wang, üstü kapalı bir şekilde Batılı ülkeleri eleştirerek Türkiye’yi gelişmekte olan pazarlar ve kalkınmakta olan ülkelerin sesini birlikte duyurmaya çağırdı.

Wang Yi, Türkiye’ye, “uluslararası alanda gerçek anlamda çok sesliliğin savunulması, tek taraflılığa karşı çıkılması, küresel tedarik zincirlerinin istikrarının güvence altına alınması, dönüşen ve karmaşa içinde bulunan dünyada istikrarın güçlendirilmesi” için iş birliği çağrısı yaptı.

Çin Dışişleri Bakanlığı açıklamasına göre Hakan Fidan da, Türkiye’nin Çin ile ilişkileri geliştirmeye büyük önem verdiğini belirterek, “Çin’in ekonomik ve teknolojik gelişiminin tehdit olduğu iddiasını reddettiklerini, Çin’in kalkınmasını engelleme girişimleri ve itibarsızlaştırma çabalarına karşı olduklarını” belirtti. Fidan’ın ayrıca, “Türkiye’de Çin’in toprak bütünlüğünü zayıflatmaya yönelik faaliyetlere izin vermeyeceğini” belirttiği de kaydedildi.

“Diyalog ve istişare mekanizmalarının daha etkin kullanılması”

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, görüşmede Türkiye-Çin ilişkilerinin tüm boyutlarıyla ele alındığı, “Hükümetlerarası İşbirliği Komitesi, Dışişleri Bakanları İstişare Mekanizması, Konsolosluk İstişareleri, Karma Ekonomik Komisyonu” gibi iki ülke arasındaki diyalog ve istişare mekanizmalarının daha etkin kullanılması konuları üzerinde durulduğu kaydedildi.

Erdoğan’ın, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi ile Türkiye’nin Orta Koridor Girişimi’ni uyumlaştırma çalışmalarına hız verilmesi konusunu dile getirdiği ve bu amaçla oluşturulan Üst Düzeyli Çalışma Grubu’nun ilk toplantısını gerçekleştirmek istediklerini belirttiği ifade edildi.

Açıklamada, “Türkiye-Çin ikili ticaretini daha dengeli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturmaya dönük neler yapılabileceği hususu ile yatırımların karşılıklı olarak artırılması konularının da gündeme geldiği görüşmede, Cumhurbaşkanımız Erdoğan, küresel ve bölgesel meselelerde önemli roller üstlenen iki ülkenin daha yoğun iş birliğine sahip olması yönündeki temennisini dile getirdi” denildi.

Ukrayna, küresel mali sistem ve nükleer enerji

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile mevkidaşı Wang Yi arasındaki görüşme sonrasında bir açıklama yapılmazken, Reuters haber ajansı “bir Türk Dışişleri kaynağına” dayandırdığı haberinde iki bakanın ele aldığı konular arasında Ukrayna’daki son gelişmeler ve küresel mali sistemin bulunduğunu belirtti.

Kaynak, görüşmede ikili ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi, Kuşak ve Yol ile Orta Koridor girişimlerinin uyumlu hale getirilmesi, nükleer enerji, tarım ve sivil havacılık konularında da istişarelerde bulunulduğunu kaydetti. Görüşmede ayrıca, Sincan bölgesinde yaşayan Uygur azınlığın durumunun da gündeme geldiği belirtildi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Milletler Ligi’nde Şampiyon A Milli Kadın Voleybol Takımı

A Milli Kadın Voleybol Takımı, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Teksas eyaletindeki Arlington kentinde oynanan 2023 FIVB Milletler Ligi’nin finalinde Çin’i 3-1 yenerek tarihinde ilk kez şampiyon oldu.

Haber Merkezi / A Milli Kadın Voleybol Takımı, Cumhuriyetin 100. yılında bu tarihi zaferle dünya sıralamasında da ilk basamağa çıktı.

Millilerden Melissa Vargas, Milletler Ligi finallerinin en iyi oyuncusu (MVP) seçildi. Organizasyonun rüya takımına da Millilerden üç isim girdi. Zehra Güneş, En İyi Blok Yapan Orta Oyuncu, Gizem Örge, En İyi Libero ve Melissa Vargas ise En İyi Pasör Çaprazı olarak rüya takıma seçildi.

Salon: College Park Center
Hakemler:  Noemi Karina Rene (ARG)Sumie Myoi (JPN)
Çin: Diao, Yingying Li, Wang, Gong, X.Gong, Y.Wang, Yuan, Wang (L) (Du, Ni (L), Zheng, Zhong, Xu, Gao, Yang)
Türkiye: Elif, Ebrar, Zehra, Vargas, Derya, Eda, Gizem (L) (Cansu, Simge (L), Ayça, Saliha, İlkin)
Setler: 22-25, 25-22, 19-25, 16-25
Süre: 105 dakika

2018 yılında ligi ikincilikle tamamlayan Filenin Sultanları, 2021’de üçüncü; 2019 ve 2022 yıllarında ise 4’üncü olmuştu.

Öte yandan Polonya ile ABD, Milletler Ligi’nde bronz madalya müsabakasında karşılaştı. Rakibini, 25-15, 16-25, 25-19, 18-25 ve 17-15’lik setlerle 3-2 yenen Polonya, bronz madalyanın sahibi oldu. Polonya, organizasyon tarihinde ilk kez madalya kazanma başarısı gösterdi.

Paylaşın

Öğrencilerini Zehirleyen Anaokul Öğretmeni İdam Edildi

Çin’de 25 öğrencisini zehirleyen anaokul öğretmeni Wang Yun idam edildi. Wang’ın amacının öldürmek olup olmadığı tespit edilememişti. İlk etapta 9 ay hapis cezasına çarptırılan Wang’ın hükmü daha sonra idama çevrilmişti.

Çin’de kesin rakamlar devlet sırrı olduğu gerekçesiyle açıklanmasa da dünyada en fazla idamın gerçekleştirildiği ülke olduğuna inanılıyor. İdam cezaların çoğu kafanın arkasına sıkılan bir kurşunla yapılırken bazı durumlarda taşınabilir modüllerle zehirli iğne ile de infaz gerçekleştirilebiliyor.

Çin’de 2019 yılında 25 öğrenciyi zehirleyip birinin ölümüne yol açan anaokulu öğretmeni idam edildi. Mahkeme, suçlu bulunan anaokulu öğretmeninin cezasının infazının perşembe günü gerçekleştirildiğini duyurdu.

40 yaşındaki Wang Yun isimli bir öğretmen bir meslektaşı ile girdiği tartışma sonrası anaokulu öğrencilerinin yemeğine toksik sodyum nitrit karıştırmaktan suçlu bulunmuştu. Öğrencilerin 24’ü kısa sürede iyileşirken birisi 10 ay süren tedavisinin ardından çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetmişti.

Wang’ın daha önce de internetten aldığı aynı maddeyle kocasını zehirlediği ortaya çıkmıştı. Kocası da hafif hastalıklarla zehirlenmeyi atlatmıştı.

Wang’ın motivasyonu intikam olarak sunulsa da amacının öldürmek olup olmadığı tespit edilememişti. İlk etapta 9 ay hapis cezasına çarptırılan Wang’ın hükmü daha sonra idama çevrilmişti. Wang’ın itirazları da üst mahkemelerce reddedildi.

Çin’de kesin rakamlar devlet sırrı olduğu gerekçesiyle açıklanmasa da dünyada en fazla idamın gerçekleştirildiği ülke olduğuna inanılıyor. İdam cezaların çoğu kafanın arkasına sıkılan bir kurşunla yapılırken bazı durumlarda taşınabilir modüllerle zehirli iğne ile de infaz gerçekleştirilebiliyor.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Çin’den ABD’ye: İş Birliği Ya Da Çatışma Arasında Tercih Yapın

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Dışişleri Bakanı olan Blinken, Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang ile gerçekleştirdiği görüşmenin ardından ülkenin en kıdemli diplomatı olan Çin Komünist Partisi (ÇKP) Merkezi Dış İlişkiler Komisyonu Ofisi Direktörü Vang Yi ile de bir araya geldi.

Haber Merkezi / ABD Dışişleri Bakanlığından bir yetkili, Blinken ve Vang’ın Diaoyutai Devlet Konuk Evi’nde beraberindeki heyetlerle birlikte gerçekleştirdiği görüşmenin yaklaşık üç saat sürdüğünü söyledi.

Çin’in devlet televizyonu CCTV, Komünist Parti’deki konumu Çin Dışişleri Bakanı’ndan yukarıda olan Vang’ın görüşmede Blinken’a “Diyalog veya karşı karşıya gelme ve iş birliği ya da çatışma arasında bir tercih yapmak gerekiyor” dediğini aktardı.

Vang, Çin’in Tayvan konusunda ise “uzlaşacak ya da ödün verecek yeri kalmadığını” belirtti. Vang, “ABD daha önce üç ayrı ABD-Çin ortak bildirisinde de teyit edilen Tek Çin ilkesine gerçek anlamda bağlı kalmalı, Çin’in egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstermeli ve ‘Tayvan’ın bağımsızlığına’ açıkça karşı çıkmalıdır” dedi.

Dünyanın en büyük iki ekonomisine sahip olan ABD ile Çin arasındaki ilişkiler son yıllarda ticaretten teknolojiye, Tayvan’dan insan haklarına kadar birçok konuda yaşanan sorunlar nedeniyle ciddi anlamda gerildi.

Blinken’ın yeni haftanın ilk gününde Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’le de görüşmesi bekleniyor. ABD Başkanı Joe Biden da Cumartesi günü gelecek aylarda Çin Devlet Başkanı Şi Jinping’le görüşmeyi umduğunu kaydetmişti.

Blinken Çin ziyaretinin hemen öncesinde “Çin’le olan rekabetimizin çatışmaya dönüşmemesi iletişimle başlar” ifadelerini kullanmıştı.

İki ülke ilişkileri son dönemde oldukça gerilmiş durumda. Güney Çin Denizi bölgesinde bir Çin savaş uçağının Amerikan istihbarat uçağının yanında tehlikeli bir manevra yapması, ardından Tayvan Körfezi’nde Çin savaş gemisinin Amerikan savaş gemisinin çok yakınından geçmesi gerilimi daha da artırmıştı.

Savunma Bakanı Llyod Austin’in Singapur’daki bir etkinlikte Çin Savunma Bakanı ile görüşme isteği Pekin tarafından reddedilmişti.

Şubat ayında balon düşürülmüştü

İki ülkenin de nihai hedefi ikili ilişkilerin normalleşmesi. Antony Blinken’ın beş ay önce yapılması planlanan ziyareti casus balonu krizi nedeniyle ertelenmişti.

ABD, Şubat ayında ülkedeki önemli askeri sahalar üzerinde casusluk yaptığını söylediği Çin’e ait dev balonu bir savaş uçağının attığı füzeyle vurmuştu.

Amerikan toprakları üzerinde uçan balonun fark edilmesinin ardından bir diplomatik kriz yaşanmıştı. Çin, balonun, “bilimsel ve meteorolojik” amaçla uçurulan bir araç olduğunu ve Amerikan hava sahasına girmiş olmasının “üzüntü yarattığını” açıklamıştı.

İki ülke arasındaki bir diğer gerilim hattı da Tayvan

Çin, ülke toprağı olarak gördüğü Tavyan yakınında kısa süre önce bir askeri tatbikat yaptı. ABD ise Tayvan hükümeti ile yakın bir ilişki sürdürme kararlılığını sürekli vurguluyor.

İki ülke arasında diğer tartışmalı konular arasında, ileri teknoloji ürünleri ticaretİ hakkında anlaşmazlıklar, fentanil isimli uyuşturucu nitelikli ilacın Çin’deki üretimi de yer alıyor.

ABD heyetinin Çin’deki insan hakları konularını da masaya getireceği aktarılmıştı. Çin Dışişleri Bakanı Çin Gang, dünkü görüşmede Blinken’e Tayvan’ın Pekin ile Washington arasındaki ilişkiler için “en büyük tehlike” oluşturduğunu söylemişti.

Çin devlet medyası Çin Gang’ın, bu görüşmede Blinken’e “Tayvan’ın sorununun, Çin’in çıkarlarının ağır bastığı en temel mesele, Çin-ABD ilişkilerindeki en önemli konu ve en önemli tehlike olduğunu” aktarmıştı.

Blinken, mevkidaşıyla görüşmede iki ülke arasında gerilimi düşürmek için iletişim hatlarını açık tutmanın önemini vurgulamıştı.

Paylaşın

ABD’den Çin’e Uyarı: Müsade Etmeyeceğiz

Çin’in ülkesinin müttefiklerini korkutmasına müsade etmeyeceğini söyleyen ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, her ülkenin uluslararası hukukun izin verdiği yerlerde uçmasını, deniz yolculuğu yapabilmesini istediklerini belirtti.

“Her ülke, küçük ya da büyük hukuki deniz aktivitelerini yerine getirmeli” diyen Austin,  Amerika’nın bölgedeki ülkelerle savunma planlarını, koordinasyonunu ve eğitimi arttırdığını kaydetti.

Lloyd Austin, “Çatışma ya da karşı karşıya gelmek istemiyoruz ama zorbalık ya da zorlamalardan da korkmayacağız” ifadesini kullandı.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Amerika’nın Çin’in ülkesinin müttefikleri ve ortaklarını korkutmasına müsade etmeyeceği mesajını verdi.

Austin bununla birlikte ABD’nin çatışma yerine diyaloğu tercih ettiğini ve Tayvan’la ilgili statünün korunmasından yana olduğunu belirtti.

Singapur’da savunma bakanlarını bir araya getiren etkinlikte konuşan Austin, her ülkenin uluslararası hukukun izin verdiği yerlerde uçmasını, deniz yolculuğu yapabilmesini istediklerini belirtti ve “Her ülke, küçük ya da büyük hukuki deniz aktivitelerini yerine getirmeli” dedi.

Amerika’nın bölgedeki ülkelerle savunma planlarını, koordinasyonunu ve eğitimi arttırdığını kaydeden Austin, “Çatışma ya da karşı karşıya gelmek istemiyoruz ama zorbalık ya da zorlamalardan da korkmayacağız” ifadesini kullandı.

Austin bu sözleri dile getirirken, bir Amerikan savaş gemisiyle Kanada savaş gemisi Tayvan Körfezi’nden geçti.

Bir Çin savaş gemisi ise Amerikan ve Kanada gemilerinin yakınındaydı.

Austin’in Singapur’da katıldığı etkinlikte konuşan bir diğer isim de Çin Savunma Bakanı Li Shangfu’ydu. Çin Savunma Bakanı bu tür faaliyetlerin Çin’i provoke ettiğini söyledi.

Mart ayında göreve başlamasından bu yana ilk defa uluslararası bir etkinlikte konuşan Çin Savunma Bakanı Li Shangfu, Çin’in Tayvan Körfezi’nden masum geçişlerle bir problemi olmadığını ama hakimiyet kurma amaçlı bu tür geçişlerin önlenmesi gerektiğini söyledi.

Li, Amerika ve müttefiklerinin tehlike yarattığını iddia etti ve “Kendi toprak, hava ve denizleriyle ilgilensinler” ifadesini kullandı.

Çin, Tayvan’ın ana karanın parçası olduğunu belirtiyor ve Tayvan Körfezi’yle Güney Çin Denizi’nde hak iddia ediyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Çin, Tüm Dünyadan Daha Fazla Çelik Üretiyor

Gelişmişliğin bir göstergesi olan, ekonomik ve endüstriyel açıdan önemli kabul edilen çelik, dünya genelinde, köprü, bina ve diğer altyapı inşasında kullanılan önemli bir bileşendir.

Haber Merkezi / Çelik, aynı zamanda araç imalatı, gemi yapımı, makine imalatı, gübre imalatı gibi çeşitli sektörlerde de kullanılmaktadır.

Dünyanın en büyük çelik üreticisinin hangi ülke olduğunu biliyor musunuz? 

İlginç bir şekilde, dünyanın en büyük çelik üreticisi olan ülke, tek başına o kadar çok çelik üretiyor ki, tüm dünya bu kadarını üretemiyor.

World of Statistics, sosyal medya platformu Twitter’da maksimum çelik üretilen ülkelerin bir listesini yayınladı.

Bu liste Çin, Hindistan, Japonya, Amerika, Rusya, Güney Kore, Almanya, Türkiye, Brezilya ve İran gibi ülkeleri içeriyor.

Yayınlanan listeye göre Çin, çelik üretiminde ilk sırada yer alıyor. Çin, dünyadaki toplam çelik üretiminin yüzde 53,9’unu oluşturuyor.

Hindistan, listede ikinci sırada yer alıyor. Hindistan, çelik üretiminin yüzde 6,6’sı oluşturuyor.

ABD dördüncü sırada

Japonya yüzde 4,8 çelik üretimiyle üçüncü sırada yer alırken Amerika Birleşik Devletleri (ABD) yüzde 4.3 çelik üretimiyle listede dördüncü sırada kendisine yer buluyor.

Rusya, dünyanın toplam çelik üretiminin yüzde 3,8’inin yapıldığı beşinci sırada yer alıyor.

Çelik nedir ve özellikleri?

Çeliğin en önemli özellikleri; şekillendirilebilirlik ve dayanıklılık, iyi bir akma ve çekme dayanımına sahip olması ve iyi bir ısıl iletkenliğinin olmasıdır.

Bu önemli özellikler kadar, paslanmaz çeliğin yüksek korozyon dayanımı, en önemli karakteristik özelliğidir.

Çelik Nasıl Yapılır?

En basit haliyle çelik, karbon ve demirin çok yüksek sıcaklıklarda (2600 ° F’nin üzerinde) karıştırılmasıyla yapılır. Birincil çelik üretimi , “pik demir” adı verilen bir üründen çelik oluşturur.

Pik demir, çelik için doğru olandan daha fazla karbon içeren cevherden elde edilen eritilmiş demirdir.

Çelik nasıl bir metaldir?

Çelik, demir elementi ile genellikle yüzde 0,02 ila yüzde 2,1 oranlarında değişen karbon miktarının bileşiminden meydana gelen bir alaşımdır. Çelik alaşımındaki karbon miktarları çeliğin sınıflandırılmasında etkin rol oynar.

Paylaşın