Aksaray: Sümbüllü Kilise

Sümbüllü Kilise; Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezinden Ihlara Kasabasına her saat toplu taşıma araçları ile ulaşmak mümkündür.

Kilise tek nefli uzunlamasına dikdörtgen planlı tasarlanmıştır. Manastır mekânları iki kat halinde kaya kütlesine oyulmuştur. Altta kilise, üstte ise bir merdivenle ulaşılan cepheye paralel beşik tonozlu bir mekân vardır.

Cephe altta kabaca şekillendirilmiş, buna karşılık üstte duvar payeleri ile beş mekan birimine ayrılmış, bu bölümlere yuvarlak kemerli kapılar ve kör nişler yapılmıştır. İtina ile işlenmiş kör arkadlı bir silme cepheyi üstte sınırlamaktadır.

Tek nefli kilisenin düz tavanına doğuda basık bir kubbe oyulmuştur. Kuzey ve güneyde yer alan yan odalar doğuda birer apsisle sonuçlanır. Güneydeki mekân düz tavanlı, kuzeydeki beşik tonozludur. Batıda yer alan narteks, kilise ve güney yan odayla bağlanmaktadır. Freskolar 10’uncu ve 12’inci yüzyıllar arasına tarihlenmektedir.

Apsis kubbesinde Mikail ve Cebrail arasında Meryem Blakhernatissa; alt şeritte piskoposlar; güneydeki odanın güney duvarında Müjde; apsisinde Koimesis (Meryem’in ölümü); kuzeydeki odanın apsisinde İsa’nın Tapınağa Takdimi; ana mekânın kubbesinde İsa Pantokrator, güney duvarında Fırında Üç İbrani Genci ve diğer azizler tasvir edilmiştir.

Paylaşın

Aksaray: Kırkdamaltı Kilisesi

Kırkdamaltı Kilisesi; Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi, Belisırma Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Düzensiz altıgen planlı kilise düz tavanlıdır; tavan doğuda apsis önünde iç bükey oyulmuştur. Yıkılan apsis, giriş şeklinde kullanılmaktadır ve orijinal kapı kuzey duvardadır. Duvarlarda yer alan nişlerin çoğunlukla sonradan yapıldığı, freskoları tahrip etmelerinden anlaşılmaktadır. Kilisenin zemininde ve nişlerinde mezarlar görülür.

Kuzeybatıdaki niş üzerinde yer alan ve Martir Georgios ile birlikte tasvir edilmiş banileri gösteren freskonun kitabesine göre kilise, “Amirarzes” (özel askeri kuvvetlerini yetiştirmesi için kendisine tımar arazisi verilmiş komutan) Basileios’un eşi Tamara tarafından II. Sultan Mesud ve İmparator II. Andronikos’un hüküm sürdükleri dönemde -1283 ile 1295 yılları arasında- dekore edilmiştir.

Kitabenin metni şöyledir: “Şerefli Büyük Martir Aziz Georgios adına kurulan bu tapınak Amirarzes Basileios Giag(oupes)’in eşi ve karşıda resmedilmiş olan Tamara’nın yardımlarıyla büyük istek ve güçlüklerle muhteşem bir şekilde dekore edilmiştir. Ey çilekeş Kapadokyalı Martir Georgios. Yüceler yücesi, soylular soylusu Büyük Sultan Mesud’un hükmü altında, Andronikos Efendimiz Romalılar üzerinde hüküm sürerken…” Tasvirde elinde bir kilise maketiyle gösterilen baniye, muhtemelen Gürcü asıllı bir prensestir.

Kilisenin tavanındaki diğer bir kitabede bu yapıya bağışladığı araziden söz edilmektedir: “Ben naçiz Tamara, yaptırdığım bu tapınak için yamaç üzerindeki bir üzüm bağının arazisini, Şiara Phatenes’ten satın almış olduğum bağı bağışlıyorum.” Bani freskosunun sağındaki mezar nişinde ise, kısmen silinmiş üçüncü bir kitabe yer alır: “Ruhumu günahlardan arındır, öyle ki, bir din adamının ruhu kadar arındır. … senin hizmetkârın…” ifadesi yer almaktadır.

Sol tarafı yıkılmış apsis kubbesinde Deesis sahnesi; alttaki şeritte Piskopos Athenogenes, Blasios, Nikolaos ve Diakon Stephanos; zafer kemeri içinde Kosmas, Damianos, Thalelaios ve Rafael; kuzeydeki kapı alınlığında Georgios; tavanda kapı hizasında Sergios, Bakhos, Leontios; tavanda batıda Metamorphosis (başkalaşım); güneyde çarmıhta İsa; doğuda İsa’nın Göğe Yükselişi; kuzeybatı duvarda Georgios; baniler ve Georgios; Koimesis (Meryem’in ölümü); güneybatı duvarda (İsa’nın) Doğumu, Marina Belzebuth; güney duvarda Georgios ve Demetrios; ayrıca bazı aziz tasvirleri görülmektedir.

Paylaşın

Aksaray: Ala Kilise

Ala Kilise; Aksaray’ın Güzelyurt İlçesi, Belisırma Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezinden Belisırma Köyüne günün belirli saatlerinde toplu taşıma araçları ile ulaşmak mümkündür.

Anıtsal boyutlardaki kapalı Yunan Haçı tipindeki kilisede kubbe köşe odalarını sınırlayan duvarlar üzerinde yükselmektedir. Merkez mekân ve haç kolları, kubbe, köşe odaları beşik tonozla örtülüdür. Duvarları ve örtü sistemini kaplayan freskoları kısmen harap olmuş, mevcut sahneler ise kaim bir kir ve is tabakası altında kalmıştır. Manastır mekânlarını içeren kaya kütlesinin cephesi, üstten kör kemerli bir kornişle sınırlanan ve dört payenin oluşturduğu dikine üç bölümden ibarettir.

Her bir bölüm iki silme ile üç yatay şeride ayrılmıştır. Üstteki şerit hepsinde kör kemerli bir arkadla bezenmiştir. Soldaki dikine bölüm diğer kısımların iki katı genişliğinde olup kilisenin giriş kapısını da içine almaktadır. Ortadaki bölümün alt kısmında, üçgen alınlıklarla taçlandırılan at nalı kemerli iki sağır niş izlenmektedir. Sağdakinde manastırın diğer mekânlarına geçişi sağlayan kapısı vardır.

Freskolar 10’uncu yüzyılın sonu veya 11’inci yüzyılın birinci yarısına tarihlenmektedir. Güneydeki haç kolunun güney alınlığında Ziyaret; kuzey haç kolunun kuzey alınlığında İsa’nın Doğumu; batı alınlığında Anastasis (İsa’nın Cehenneme İnmesi); batı haç kolunda güney alınlığında Kudüs’e Giriş; kuzey alınlığında Son Akşam Yemeği; güneybatı köşe mekanı kuzey duvarında Fırında Üç İbrani Genci; güney duvarında Mısırlı Meryem’in Takdis Edilmesi, Zosimus’un Mısırlı Meryem’e Paltosunu Vermesi ve aziz tasvirleri işlenmiştir.

Paylaşın

Aksaray: Güvercin Kayası

Güvercin Kayası; Akaray’ın Gülağaç İlçesi, Çatalsu Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezinden Çatalsu Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu taşıma araçları ile ulaşmak mümkündür.

Anadolu’daki kale kent modelinin öncüsü olan Güvercin Kayası, Melendiz su kıyısında 7 bin yıllık geçmişiyle Anadolu tarihine ışık tutuyor. Günümüzde Mamasın Baraj Gölü içinde yüksek bir kaya kütlesinin üzerine konuşlanmış yerleşme, MÖ 5200-4750 yıllarına tarihlenmektedir. Yerleşme, çevredeki eski göç yollarına da hakim konumdadır.

Güvercin Kayası’nda arkeolojik kazı çalışmaları 1996 yılında başlarken, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Sevil Gülçur başkanlığında uluslararası bir ekiple sürdürülmektedir. Orta Kalkolitik Dönem’den bugünlere ulaşan Güvercin Kayası, İç Anadolu’da ”kale kent’‘ olarak tanımlayabileceğimiz yerleşme türünün bilinen ilk ve en eski öncü örneğidir.

Ancak düzenli bir köy olarak tanımlanabilecek bu yerleşmenin buluntuları, çok daha sonraları kurulacak Anadolu modeli kentlerin nasıl evrimleştiği konusunda çok önemli bilgiler sağlamaktadır. Kazılar sırasında ele geçen damga mühürler ve bazı çanak çömlek de yerleşmenin uzak bölgelerle, özellikle de Doğu Anadolu-Kuzey Mezopotamya ile olan ilişkilerine işaret etmektedir.

Köy, kayalığın zirve düzlüğünü kuzeyden kapatan sur duvarlarıyla iç kale ve aşağı yerleşme olarak ikiye ayrılmıştır. Ağır bir yangınla sonlanan iç kale konutları, aşağı yerleşme konutlarına göre daha büyük ve buluntular açısından da daha zengindir. Önceden planlanarak yaşama geçirilen mimarisi, günümüz sıra evlerini anımsatmaktadır. Yerleşme düzeni kayalığın doğal yapısıyla uyumlu, sokaklarla birbirinden ayrılan, konut adaları içinde düzenlenmiş, dar uzun, 20-30 metrekarelik tek odalı evleri yansıtmaktadır.

Duvarlarını ortaklaşa kullanan bu evlerin arka bölümünde bir ailenin ihtiyacı olan zahirenin saklandığı kiler bölmesi yer almaktadır. Çifte kulesi ile kayalığın zirve düzlüğünü teras ve yamaç konutlarından ayıran sur duvarı sınıfsal ayrışmanın başladığının somut örneğidir. Zirve düzlüğünü güneyden ve batıdan çeviren sarp kayalık da doğal bir koruma hattı niteliğindedir.

Ekonomileri, tarım ve hayvancılığa dayanmaktadır. Başlıca tarım ürünleri buğday ve arpa, evcil hayvanlarıysa koyun, keçi ve sığırdır. Çanak çömlek üstüne kabartma olarak işlenmiş stilize hayvan başları, karşıdan bakıldığında bir boğanın başını anımsatan çift gözlü öğütme sekileri hayvanların köy yaşamındaki hem ekonomik hem de kült yaşamı açısından önemini vurgulamaktadır.

Kazılardan elde edilen hayvan kemikleri ala geyik, ulu geyik, karaca, yaban sığırı, yaban koyunu, yaban keçisi, atgiller ve hatta arslan gibi yırtıcıların da çevrede yaşadığını belgelemektedir. Bizleri geçmişimize ait pek çok konuda aydınlatan Güvercin Kayası, günümüzde de Mamasın Barajı Gölü ve çevresinde barındırdığı canlı yaşamı ile bütünleşmektedir.

Paylaşın

Aksaray: Bezirhane

Bezirhane; Akaray’ın Güzelyurt İlçesi, Belisırma Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Ala Kilise’nin bitişiğinde kayalara oyularak yapılmış olan Bezirhane’ye, kemerli bir girişle ulaşılmaktadır. Bezirhane içerisinde ahşap malzemeden yapılmış bezir yağı havuz teşkilatı bulunmaktadır. 12-13’üncü yüzyıllar arasına tarihlenen Bezirhane, tek nefli uzunlamasına dikdörtgen planlıdır.

Yapının tavan ve duvarlarında yer alan Vaftiz, Metamorfosis, Fırında Üç İbrani Genci, Deesis, Aziz ve Martirler sahnesinin bulunduğu freskolar aşırı nem sonucu tahrip olmuştur. Bezirhaneler yapıldığı dönemlerde bölge halkının aydınlatmada kullandığı bezir yağı üretim yerleridir.

Izgın adı verilen bir ot türünün bezirhanede ezilip işlenmesinin ardından ottan çıkarılan yağın işlenmesi sonucunda bezir yağı elde edilirdi. Elde edilen yağlar, kiliseler, kaya oyma mekanlar ile yeraltı şehirlerinin, kandiller vasıtası ile aydınlatılmasında kullanılırdı.

Paylaşın

Aksaray Müzesi

Aksaray Müzesi; Akaray’ın Merkez İlçesi, Hacılar Harmanı Mahallesi Konya Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Kapadokya Bölgesi’nin giriş kapısı olan Aksaray’da ilk müzecilik faaliyetleri 1969 yılında şehir merkezinde bulunan tarihi Zinciriye Medresesi’nde başlamıştır. 2006 yılında şimdiki yerine taşınan Aksaray Müzesi 2014 yılında gerçekleştirilen teşhir-tanzim çalışmaları kapsamında yenilenerek kronolojik teşhir düzeniyle tekrar ziyarete açılmıştır. 10 bin 200 metrekare açık alan ve 2 bin 400 metrekarelik kapalı alana sahip olan müze binası Anadolu Selçuklu kümbetlerinden ve Aksaray’da bulunan peribacalarından esinlenerek eklektik sanat anlayışıyla planlanmış olup üç katlıdır.

Müzede satın alma, bağış ve Aksaray sınırları içerisinde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda elde edilmiş toplam 15 bin 639 adet eser bulunmaktadır. 166 mühür, 2 fosil kalıntısı olmak üzere toplam 6 bin 432 adet eser bulunmaktadır. Aşıklı Höyük, Musular, Güvercinkayası ve Gelveri, Acemhöyük, Mumyalar, Etnografik Eserler salonu ile kronolojinin devamı olarak; Demir Çağı, Helenistik Çağ, Roma, Doğu Roma ve Anadolu Selçuklu Dönemleri’ne tarihlenen eserler sergilenmektedir.

Paylaşın

Aksaray: Ağaçaltı Kilisesi

Ağaçaltı Kilisesi; Akaray’ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Kasabası sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Ağaçaltı (Daniel Pantonassa) Kilisesi serbest haç planlıdır. Merkez mekanı yüksek kasnaklı bir kubbeyle, haç kolları beşik tonozla örtülüdür. Preikonaklast teknikle yapılan kilisedeki freskler 9-11’inci yüzyıl arasına tarihlenmektedir.

Merkez mekâna açılan ana apsis ve güney yan apsis yıkılmıştır. Kuzeybatıdaki köşe odası beşik tonozludur; oda yuvarlak kemerli açıklıklarla kuzey ve batı haç kollarına bağlanır. Bugün yapıya yıkık olan ana apsisten girilir. Orijinal girişleri batı kolun güney ve kuzeybatı köşe odasının kuzey duvarındadır.

Güney haç kolu tonozunun doğu yarısında müjde; alınlığında ziyaret, doğum; batı yarısında üç müneccimin gelişi; kuzey haç kolu tonozunun doğu yarısında Mısır’a kaçış; alınlığında vaftiz; batı yarısında Koimesis (Meryem’in ölümü); batı haç kolu tonozunda bitkisel ve geometrik süslemeler, simurv tasviri; alınlığında Daniel Aslanlar Arasında; kubbede İsa’nın Göğe Yükselişi; kasnağında Havariler ve Peygamberler izlenmektedir.

Paylaşın

Aksaray: Çanlı Kilise

Çanlı Kilise; Akaray’ın Merkez İlçesi, Akhisar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Bugüne kadar içerisinden çıkarılan mumyaları ile dikkat çeken Çanlı Kilise aynı zamanda önemli bir dini merkezdir. Akhisar Köyü’nün 4 kilometre kuzeydoğusunda çevreye hâkim bir alan üzerinde yer alan Çanlı Kilise, aynı zamanda Hasan Dağı’nın karşısında en iyi manzara fotoğrafı çekebileceğiniz noktada yer almaktadır.

Yapılan kazılar sonucunda mangırlar, kurşundan ampuller, cam bilezik parçaları, madeni küpeler, yüzükler, yazılı belgeler, mumyalar ve mumya parçaları gibi buluntular ele geçmiştir. Çanlı Kilise’nin iç kısmı Hz. İsa ve Havarilerini konu alan fresklerle süslenmiştir. Çanlı Kilise ve çevresi keşfedilmesi, turizme kazandırılması gereken önemli alanlardan birisidir.

Kilise ve çevresinde kayalara oyulmuş, tarihi 10’uncu yüzyıldan 14’üncü yüzyıla kadar uzanan çeşitli boyutlarda evler yer almaktadır. Yapılan araştırmalarda büyük evlerin bölge halkının fakirleştiği zamanlarda birden çok ailenin yaşamını sürdürülmesini sağlayabilmek amacıyla parçalara bölündüğü anlaşılmıştır.

Çanlı Kilise’nin doğusunda kalan yerleşim bölgesindeki mimari yüzey araştırmasında iki büyük kilise, iki şapel ve bunların yakınındaki odacıklardan meydana gelen bir manastır tespit edilmiştir.

Paylaşın

Aksaray: Paşa Hamamı

Paşa Hamamı; Akaray’ın Merkez İlçesi, Zincirli Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Paşa Hamamı, Zinciriye Medresesi ile Azmi Milli Un Fabrikasının bitişiğindedir. Sultan II. Abdülhamid’in Seraskeri Ortaköylü Hacı Ali Paşa tarafından yaptırılan bu Osmanlı eseri, Aksaray şehir merkezinde işlevselliğini devam ettirerek günümüze ulaşan tek hamamdır.

Kadın ve erkek hamamı olarak iki kısımdan oluşmaktadır. Düzgün kesme taştan yapılan hamamın, iki küçük, dört de büyük olmak üzere toplam altı kubbesi bulunmaktadır. Tipik bir Osmanlı eseri olan yapı, kare planlı altı odadan teşekkül etmiştir. Odalarda karşılıklı iki eyvan olup, kubbeler, köşelerde yer alan kemerler üzerine oturtulmuştur.

Kubbeleri taş ile örülen hamamın üzerinde aydınlatma görevi gören küçük delikler mevcuttur. Tabanın orijinali mermer olan hamamın, bugün büyük kısmı kaldırılmış yerine mozaik yapılmıştır. Hamamın giriş olarak kullanılan orta kısmında, iç bükey altı köşeli, orijinalliğini muhafaza eden bir havuz bulunmaktadır.

Paylaşın

Aksaray: Yılanlı Kilise

Yılanlı Kilise; Akaray’ın Güzelyurt İlçesi, Ihlara Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Serbest Yunan Haçı planında tasarlanmıştır. Kilisenin güneyinde yer alan dehlizden beşik tonozlu nartekse geçilir. Narteksin kuzeyinde, enlemesine dikdörtgen planlı küçük bir mezar şapeli yer alır. Geniş ve yüksek kemerli bir geçit kiliseyle narteksin bütünleşmesini sağlar. Kuzey, güney ve doğudaki dar haç kolları, tavanı kabartma bir haçla bezeli merkez mekânı çevreler. Doğudaki apsis basit korkuluk levhalarıyla sınırlanır ve bir altar içerir.

Freskolar 9’ncu yüzyıla veya 11’inci yüzyılın birinci yarısı ile 12’nci yüzyıl arasına tarihlenmektedir. Narteks tonozunda ve batı duvarında Son Yargı; kuzey duvarında -bugün mevcut olmayan bir sahne- Lazarus’un Diriltilmesi, Kudüs’e Giriş; doğudaki kemerin iç yüzeyinde ortada İsa, yanlarda melekler, alttaki payelerde kuzeyde Yoakim, Anna, güneyde Zekeriya, Elizabet; doğu haç kolunun tonozunda kuzeyde (Meryem’e) Müjde, güneyde Ziyaret; altında Ioannes Prodromos, loannes Khrysostomos; zafer kemeri doğu yüzünde Stephanos ve Gamaliel; iç yüzünde Süleyman, İlyas, Davud, Enok; ap¬sis kubbesinde İsa’nın Göğe Yükselişi; alttaki şeritte ortada tahtta Meryem ve Çocuk İsa, yanlarda Flavariler-Simeon, Thomas, Yahya, Lukas, Paulus, Petrus, Matta, Markus, Bartolomeus, Yakub, Philippus; kuzey haç kolu tonozun¬da batıda Basileios, doğuda Gregorios; duvarda altta Son Akşam Yemeği, üstte Çarmıhta İsa; güney haç kolu tonozunda batıda Athenogenes, doğuda Nikolaos, ortada Mikail ve Cebrail; duvarda altta Koimesis (Meryem’in ölümü), üstte Konstantin ve Helena; güneydeki dehlizin güney duvarında Mısırlı Meryem’in Komminyonu (takdisi), Mısırlı Meryem’in Gömülmesi; batı duvarında Daniel Arslanlar Arasında; kuzeydeki mezar şapelindeki arkosoliumda Deesis sahneleri izlenmektedir.

Ayrıca batı duvarında yılanlar tarafından saldırıya uğramış dört kadın bulunmaktadır. Birinci kadın, çocuklarını terk eden bir kadındır; sekiz yılanın saldırısına uğramış ve her yerinden ısırılmaktadır. İkinci kadın, çocuklarını beslemediği için iki yılan tarafından göğüslerinden ısırılmaktadır. Üçüncü kadın, iftirada bulunduğu için dilinden ve dördüncü kadın ise itaatsizliğinden dolayı kulaklarından yılanlar tarafından ısırılarak cezalandırılmaktadır.

Paylaşın