Kabil Uluslararası Havaalanı’na Roketli Saldırı!

Kabil Uluslararası Havaalanı’na roket saldırısı düzenlendi. En az 5 roketin fırlatıldığı saldırıda ABD Hava Savunma Sistemi’nin devreye girdiği ve roketleri engellediği bilgisi paylaşıldı. Saldırıda can ve mal kaybı olup olmadığı ise bilinmiyor.

Haber Merkezi / ABD ordusunun herhangi saldırısı ihtimaline karşı birkaç gündür bölgeye hava savunma sistemleri yerleştirdiği iddia ediliyor. Doğrulanmayan bilgilere göre, roket saldırısı çoklu fırlatmalara sahip bir roket sistemi ile gerçekleştirildi.

İngiliz Independent gazetesi, havalaanına yönelik saldırıda kullanılan beş roketin başarıyla vurulduğu bilgisini paylaştı. Saldırının son 24 saat içinde ABD güçlerinin operasyon yaptığı IŞİD-K  tarafından gerçekleştirildiği tahmin ediliyor.

Askeri uzmanlar ise konuya ilişkin yaptıkları değerlendirme, saldırıların devam edeceğini söylüyor. Uzmanlar, saldırılar IŞİD-K’nin Taliban’ın sahip olduğu silahları kolayca elde edebileceklerini gösteriyor değerlendirmesinde de bulundular.

Bu arada ABD Başkanı Joe Biden’in ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Afganistan’dan ayrılmak isteyenlerin 31 Ağustos’tan sonra da güvenli geçişini sağlamak için Taliban ile çalışmaya devam edeceğini söyledi.

Sullivan, ABD’nin 1 Eylül’den itibaren Afganistan’da büyükelçiliği olmayacağını doğruladı, ancak “Horasan’daki İslam Devleti grubuna karşı operasyonları” değerlendireceklerini belirtti.

ABD’li bir güvenlik yetkilisi ise, Hamid Karzai Havalimanı’nda şu anda 1000’den fazla sivilin tahliye edilmeyi beklediğini söyledi.

Havaalanını devralmaya hazır olduklarını açıklayan Taliban yetkilileri, ayrıca ülkenin yeni hükümetini birkaç gün içinde açıklayacaklarını söylediler.

Paylaşın

IŞİD’in Afganistan’daki kolu IŞİD-K Hakkında Ne Biliyoruz?

Afganistan’ın Başkenti Kabil’deki havaalanının dışındaki bölgede düzenlenen ve 13’ü ABD askerleri olmak üzere en az 103 kişi hayatını kaybetti bombalı saldırıları IŞİD-K üstlendi. Peki IŞİD-K hakkında ne biliyoruz.

Haber Merkezi / IŞİD-K, Irak ve Suriye’de yeni bir halifelik kurmaya çalışan Irak Şam İslam Devleti’nin Afganistan’daki kolu olarak bilinir.

IŞİD-K, 2014 yılında Taliban’dan ayrılan ve son IŞİD lideri Ebu Bekir el-Bağdadi’ye bağlılık sözü veren Afganistanlı militanlar tarafından kuruldu.

IŞİD-K’nin Afganistan’ın kuzeydoğusunda güçlü kökleri var, ancak başta başkent Kabil olmak üzere diğer illerde uyuyan hücreleri bulunmakta. IŞİD-K, farklı Sünni inanç öğretileriyle Taliban’ı düşman olarak kabul eder.

Kuruluşundan sonra IŞİD-K militanlarının bazılarının, IŞİD’le savaşmak ve IŞİD’e yardım etmek ve Batılı hedeflere saldırı planlamak için Afganistan’dan Irak ve Suriye’ye geçtiği bilinmekte.

IŞİD-K’nin silahlı militan sayısı tam olarak bilinmese de, örgüt son yıllarda Afganistan ve Pakistan’da düzenlenen bir çok kanlı saldırının sorumlusu.

IŞİD-K, yabancı birlikleri geri çekme anlaşmaları da dahil olmak üzere, Taliban ile ABD arasındaki her türlü işbirliğini sert şekilde eleştirmişti. IŞİD-K, Irak ve Suriye’deki IŞİD’e çok benziyor.

Paylaşın

Kabil’deki Bombalı Saldırılarda En Az 103 Kişi Öldü

Afganistan’ın Başkenti Kabil’deki havaalanının dışındaki bölgede düzenlenen bombalı saldırılarda 13’ü ABD askerleri olmak üzere en az 103 kişi hayatını kaybetti, en az 155 kişi de yaralandı. Saldırıların sorumluluğunu IŞİD üstlendi.

Haber Merkezi / ABD’li bir yetkili Reuters’e yaptığı açıklamada, ABD personelinin can kaybının artabileceğini söyledi. Bombalı saldırılar, Şubat 2020’den bu yana ABD’nin Afganistan’da askeri olarak en fazla can kaybı verdiği saldırılar olurken, son on yıl içinde Afganistan’daki Amerikan birlikleri için en ölümcül saldırlar oldu.

ABD Başkanı Joe Biden, saldırılar sonrası yaptığı açıklamalarda, saldırıların tahliyeleri durduramayacağını söyledi.

Açıklamasının devamında saldırganlara yönelik “Affetmeyeceğiz. Unutmayacağız. Sizi yakalayıp size ödeteceğiz” ifadelerini kullanan Biden, “Seçtiğimiz bir anda, seçtiğimiz bir yerde, zamanımızda güç ve hassasiyetle yanıt vereceğiz” dedi. 

ABD ordusunun Merkez Komutanlığı başkanı Deniz Piyadeleri Generali Frank McKenzie ise, IŞİD (saldırıları üstlenmişti) tehdidinin “diğer aktif tehditler” ile birlikte devam ettiğini söyledi.

McKenzie, “Bu saldırılara devam etme isteklerinin olduğuna inanıyoruz ve bu saldırıların devam etmesini bekliyoruz. Hazırlıklı olmak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz” dedi.

Beyaz Saray, perşembe günü yaptığı açıklamada, 14 Ağustos’tan bu yana Afganistan’dan 100.000’den fazla kişinin tahliye edildiğini söyledi. 

Liderlerden açıklamalar

Saldırıları kınayan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, devam eden tahliye çalışmalarını, saldırılara rağmen “son ana kadar devam edeceğiz” dedi.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da tahliyeleri “sonuna kadar” devam edeceğini belirterek, saldırılarda hayatını kaybeden Amerikalı ve Afganistanlı ailelere taziyelerini sundu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise, “Önceliğimiz mümkün olan en kısa sürede çok sayıda insanı güvenli bir yere tahliye etmek” dedi.

Avustralya Başbakanı Scott Morrison, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Kabil’deki korkunç terör saldırılarında hayatını kaybeden ABD askeri personeli ve Afganlılar için derin üzüntü duyduğunu söyledi. Morrison, “Kayıplarınız için yas tutuyor, iğrenç ve barbarca saldırıları kınıyoruz” dedi. 

Paylaşın

MSB Duyurdu: Afganistan’dan Tahliye Başladı

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), “Afganistan’daki Hamid Karzai Havaalanı’nda görev yapan TSK unsurlarının tahliyesine başlanmıştır. TSK kendine tevdi edilen bu görevi de başarıyla yerine getirmenin gururuyla vatan toprağımıza geri dönmektedir.” açıklamasında bulundu.

Haber Merkezi / MSB çeşitli temaslar, mevcut durum ve şartlar değerlendirilerek Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) unsurlarının Afganistan’dan tahliyesine başlandığını bildirdi.

MSB’den yapılan açıklamada, TSK’nın 2002’den bu yana BM, NATO ve ikili anlaşmalar kapsamında tarihi ve kültürel bağları olan Afgan halkının barış, huzur ve istikrarına katkı sağlamak için Afganistan’da görev yaptığı anımsatıldı.

Açıklamada, şunlar kaydedildi:

  •  Türk Silahlı Kuvvetleri 2002 yılından bu yana BM, NATO ve ikili anlaşmalar kapsamında tarihi ve kültürel bağlarımız olan Afgan halkının barış, huzur ve istikrarına katkı sağlamak için Afganistan’da görev yapmaktadır.
  • ABD ve NATO’nun Afganistan’dan ayrılacaklarını açıklamalarının ardından Türkiye her zaman ifade ettiği “Afgan halkı istediği sürece Türkiye yanlarında olmaya devam edecektir” sözünden hareketle belirli şartlar oluşması durumunda 6 yıldır yaptığı gibi Uluslararası Hamid Karzai Uluslararası Havaalanının güvenli ve uluslararası standartlarda işletilmesi sorumluluğunu sürdürebileceği yönündeki niyetini ortaya koymuştur.
  • Bu kapsamda; Hamid Karzai Havaalanı’nda yaşanan karmaşaya diğer ülke askerleri ile birlikte müdahale edilmiş, havaalanında güvenlik sağlanarak faaliyetlerin yürütülmesi sağlanmıştır. Bu süreçte askerî uçaklarımızla 1129 sivil vatandaşın tahliyesi yapılmıştır.
  • Çeşitli temaslar, mevcut durum ve şartlar değerlendirilerek TSK unsurlarının tahliyesine başlanmıştır.
  • Türk Silahlı Kuvvetleri kendine tevdi edilen bu görevi de başarıyla yerine getirmenin gururuyla vatan toprağımıza geri dönmektedir.

Paylaşın

Dünden Bugüne Taliban!

11 Eylül saldırılarının ardından 2001 yılında ABD ve müttefikleri Afganistan’da Taliban’ı iktidardan indirmişti. Taliban 20 yıl sonra ABD ve müttefiklerinin Afganistan’dan çekilmesiyle birlikte büyük bir direnişle karşılaşmadan yeniden iktidara geldi. 

Haber Merkezi / Peştuca dilinde “öğrenciler” anlamına gelen Taliban, iktidarı yeniden almasıyla birlikte daha ılımlı bir görüntü vermeye çalışıyor, ancak gözlemciler Taliban’ın vermeye çalıştığı bu görüntüye şüpheyle bakıyor.

Örneğin Taliban Sözcüsü Zabihullah Mücahid, iktidarı devraldıktan sonra yaptığı ilk basın toplantısında kadın haklarını ve basın özgürlüğünü koruma sözü vermişti. 

Taliban’ın ortaya çıkışı;

Taliban’ın birçok lideri, 1990’ların başında Taliban’ın kurulmasından önce 1980’lerde Sovyet müdahalesine karşı Afgan Mücahidleriyle birlikte savaştı. Afgan Mücahidler, Soğuk Savaş döneminin politikasının bir parçası olarak ABD’den yüklü miktarda silah ve para yardımı aldı. Sovyetler, 1978’de ülkenin ilk cumhurbaşkanı Mohammad Daoud Khan’ı deviren komünist liderleri destekliyordu.

Sovyetler 1989’da Afganistan’dan çekildikten sonra,  Mücahid komutanlarının iktidar için savaştığı bir dönemde Taliban, 1990’ların başında önemli bir oyuncu olarak ortaya çıktı. Taliban üyelerinin çoğu Afganistan’da ve Pakistan’da muhafazakar dini okullarda eğitim görmüşlerdi.

Afganistan’ın Kabil’den sonraki en büyük şehir olan Kandahar’ın kontrolünü ele geçirdikten sonra büyük sayılabilecek askeri kazanımlar elde ettiler. Yıllarca süren savaştan sonra yorgun düşen Afgan halkı çatışmasız bir dönem için Taliban’ın iktidarına itiraz etmedi. Bunda iktidar mücadelesi veren Mücahitlerin insan hak ihlalleri ve savaş suçları da etkili oldu.

1996’da başkent Kabil’i ele geçiren ve ülkenin son komünist lideri Necibullah Ahmedzai’yi bir meydanda asan Taliban, Afganistan’ı bir İslam emirliği ilan etti ve İslam hukukunun aşırı katı yorumunu uygulamaya başladı. Taliban’ın kurduğu İslam emirliğini sadece üç ülke tanıdı; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Pakistan.

Taliban, Afganistan’a çatışmaların yaşanmadığı başardı ve yerel yolsuzlukla mücadele etmeye karar vererek başlangıçta Afgan halkının gözünde bir popülerlik kazandı. Ancak Taliban’ın, iç savaş suçlarının tekrarlanmamasını sağlamak için başlangıçta uyguladığı kısıtlamaları asla hafifletmeyeceğini açıkladı.

Kısıtlamalar arasında kadın doktorlar dışındaki kadınların eğitim ve istihdamdan men edilmesi de yer alıyordu. Konulan kurallara itaat etmeyen herkes hapse atılabilir veya alenen cezalandırılabilirdi. Altı yıllık bu dönem, etnik ve dini azınlıklar üzerinde baskı kurulması, az önce belirtiklerimin yanında müzik ve televizyon gibi görünüşte zararsız faaliyetler ve eğlenceler üzerindeki kısıtlamalarla hatırlanacak.

1999’da Birleşmiş Milletler (BM), ABD’deki 11 Eylül saldırılarının sorumlusu El Kaide ile bağlantıları nedeniyle Taliban’a yaptırımlar uygulamaya başladı.

2001 müdahalesi ve Taliban’ın iktidardan indirilmesi

ABD, 7 Ekim 2001’de Taliban’ın Afganistan’da saklanan El Kaide lideri Usame bin Ladin’i teslim etmeyi reddetmesinin ardından Afganistan’ı işgal etti. ABD müdahalesi öncesinde Taliban, ABD Başkanı George W Bush yönetiminden bin Ladin’in 11 Eylül saldırılarındaki rolüne dair kanıt sunmasını istemişti. ABD Başkanı Bush, Taliban’ın isteğini reddetmişti.

Taliban’ın devrilmesinden sonra Aralık 2001’de Hamid Karzai başkanlığında yeni bir geçici hükümet kuruldu. Üç yıl sonra yeni bir anayasa ilan edildi; yeni anayasanın temelleri, kadınlara ve etnik azınlıklara temel hak ve özgürlüklerinin ülkenin son kralı Muhammed Zahir Şah tarafından resmen verildiği 1960’ların reforme edilmiş anayasasından almıştır.

Yıkılmış bir ülke!

2006 yılına gelindiğinde, devrilen Taliban yeniden toparlandı ve ABD ve müttefiklerine karşı savaşı yeniden başlattı. 20 yıllık çatışma Afganistan’ı harap etti. Hem Taliban hem de ABD liderliğindeki güçlerin saldırılarında 40.000’den fazla sivil öldü. En az 64.000 Afgan askeri ve polisi ile 3.500’den fazla uluslararası asker de çatışmalarda hayatını kaybetti. ABD, savaş ve yeniden yapılanma projelerine neredeyse 1 trilyon dolar harcadı, ancak ülke hala fakir ve altyapısı harap durumda.

2011’de Obama yönetimi, bir grup Taliban yetkilisinin o zamanki Afganistan Başkanı Karzai hükümetiyle yüz yüze müzakerelerin zeminini hazırlamak için Katar’a taşınmasına izin verdi. 2013 yılında, Taliban’ın Doha ofisi resmen açıldı. 2018 yılında, Trump yönetimi Taliban ile resmi ve doğrudan görüşmelere başladı. Bu görüşmelere Afgan hükümeti davet edilmedi.

Doha’daki Taliban siyasi ofisinin başkanı Abdul Ghani Baradar, 29 Şubat 2020’de ABD ile ABD ve diğer yabancı güçlerin geri çekilmesinin yolunu açan bir anlaşma imzaladı. Bu anlaşma ile Taliban, ABD liderliğindeki yabancı güçlere saldırmayacağına söz verdi.

Bu anlaşma sonrası Taliban ile Afgan liderliği arasında barış görüşmeleri başladı. Ancak Taliban, görüşmelere katılırken yönetime karşı askeri saldırısını sürdürdüler. ABD ve müttefiklerinin çekilmesiyle birlikte 20 yıl sonra Afganistan’da yönetimi geri aldılar.

Paylaşın

Taliban, Şii Milis Lideri Mazari’nin Heykelini Havaya Uçurdu

Taliban 1990’larda Afganistan’daki iç savaş sırasında kendilerine karşı savaşan bir Şii milis lideri Abdul Ali Mazari’nin heykelini havaya uçurdu. Mazari’nin heykeli Afganistan’ın Bamyan şehrinde yer alıyordu.

Haber Merkezi / Afganistan’da iktidara gelen Taliban, Afganistan’ın 1990’lardaki iç savaşı sırasında kendilerine karşı savaşan Şii milis lideri Abdul Ali Mazari’nin heykelini havaya uçurdu.

Heykel, Taliban’ın 2001 yılında ABD liderliğindeki işgalden kısa bir süre önce, bir dağa oyulmuş 1500 yıllık iki devasa Buda heykelinin havaya uçurduğu merkezi Bamyan eyaletinde yer alıyordu. 

Taliban, Mazari’nin heykelini yıktığı Bamyan’da 2001 yılında, kayalara oyulmuş tarihi Buda heykellerini de ‘İslam’la bağdaşmadığı’ gerekçesiyle yıkmıştı.

Geçen hafta iktidarı ele geçiren Taliban, kendilerine karşı savaşanları affedeceklerini ve İslam hukuku uyarınca kadınlara tam haklar vereceklerini söyleyerek, yeni bir barış ve güvenlik dönemi vaat etti. Ancak birçok Afgan, özellikle İslam hukukunun sert bir yorumunu bir önceki dönemde dayatan Taliban’a derinden şüpheyle bakıyor.

1996 ile 2001 arası Taliban yönetimindeki Afganistan’da kadınlar büyük ölçüde evlerine kapatılmış, televizyon ve müzik yasaklanmış, suçlular halka açık yerlerde kırbaçlanmış idam edilmişti.

Paylaşın

Eşref Gani’den Taliban’a karşı ulusal seferberlik çağrısı

Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzay, Taliban’a karşı ulusal bir seferberlik hamlesini desteklemeye çağırdı. Son dönemde Taliban ve Afgan hükümet güçleri arasındaki çatışmalar yoğunlaşmış durumda.

Haber Merkezi /Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani Ahmedzay, Parlamento’da Taliban ve barış görüşmelerine ilişin açıklamalarda bulundu.

Gani, konuşmasında Washington’un Kabil ile Taliban arasındaki müzakerelere yönelik baskılarına atıfta bulunarak “ithal, aceleci” bir barış sürecinin Afganlar arasında “barış getirmeyi başaramadığını, aynı zamanda şüphe ve belirsizlik yarattığını” söyledi.

Ülkede artan şiddetten ABD’nin birlikleri hızla çekilmesinden kaynaklandığını belirten Eşref Gani, Taliban karşısında eyalet başkentlerini ve büyük kentsel alanları korumaya odaklanacağını vurguladı.

“Taliban’ı yenecek güce sahipiz”

Konuşmasının devamında Taliban’a karşı ulusal bir seferberlik hamlesini desteklemeye çağıran Afganistan Cumhurbaşkanı, “Taliban kalıcı barışa inanmıyor” dedi. Gani, ayrıca, Taliban’ı yenecek güce sahip olduklarını da ifade etti.

Taliban, kırsal alanlarda çok sayıda ilçeyi ve ayrıca Afganistan’ın komşu ülkelerle olan birkaç önemli sınır kapısını da kontrol ediyor. Saldırılarını sürdüren Taliban, eyalet başkentlerini ele geçirmeye çalışıyor.

 

Paylaşın

Afganistan bir kez daha kana bulandı: 9 ölü, 61 yaralı

Afganistan’ın Herat ve Shulgara kentlerinde düzenlenen bombalı saldırılarda 9 kişi öldü, 61 kişide yaralandı. Şu ana kadar saldırıları üstlenen olmazken, Afgan yetkililer saldırıların sorumlusu olarak Taliban’ı işaret etti.

Haber Merkezi / Afgan yetkililer Afganistan’ın batısındaki Herat eyaletinde bir polis kontrol noktasının yakınında bombalı araçla saldırı düzenlendiğini, saldırıda yedi kişinin öldüğünü ve yaklaşık 53 kişinin yaralandığını duyurdu.

Patlamada ölenler arasında kadın ve çocuklarında bulunduğunu açıklayan Herat Valisi, sivil ve güvenlik güçlerinin de aralarında olduğu en az 53 kişinin yaralandığını duyurdu.

Vali ayrıca, patlamanın onlarca ev ve işyerine zarar verdiğini, enkaz altında mahsur kalan insanlara yardım etmek için kurtarma ve yardım görevlilerinin olay yerine sevk edildiğini sözlerine ekledi.

Patlamanın sorumluluğunu şu ana kadar henüz hiç kimse üstlenmezken, Afgan yetkililer Taliban’ı işaret ettiler.

Aynı saatlerde, Afganistan’ın Belh eyaletindeki Shulgara kentindeki bir yerleşim bölgesine yapılan başka bir havan saldırısında iki kişi ölürken, sekiz kişi de yaralandı.

Shulgara Valisi, şehirdeki iki eve yapılan havan saldırısında bir kadının ve iki yaşındaki bir çocuğun öldüğünü, sekiz çocuğun da yaralandığını söyledi.

Paylaşın

NATO Genel Sekreteri’nden kritik ‘Afganistan’ açıklaması

Haber Merkezi / NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO’ya üye devletlerin savunma bakanlarının konuşlanma konulu toplantısı öncesinde yaptığı açıklamada ittifakın “zamanı gelmeden” Afganistan’dan askerlerini çekmeyeceğini söyledi.

NATO üye 30 devletinin bakanları çarşamba ve perşembe günü, Joe Biden’ın Donald Trump’ın yerine göreve gelmesinden bu yana en üst düzeyde görüşmeler yapacaklar. Sanal konferansın gündeminin başında, Trump’ın Taliban ile askerleri geri çekmek için anlaşmaya varmasının ardından NATO’nun Afganistan’daki 9 bin 600 kişilik destek misyonunun kaderi olacak.

Afganistan’daki NATO’ya bağlı askerlerin geleceği, ABD’nin yeni başkanı Joe Biden’in vereceği karara bağlı. Biden yönetimi Trump döneminde yapılan anlaşmayı gözden geçirdiğini söylüyor. Pentagon, Taliban’ı saldırıları azaltmak ve El Kaide gibi isyancı gruplarla bağları kesmek gibi vaatleri yerine getirmemekle suçluyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg bir basın toplantısında yaptığı açıklamada, “Hiçbir müttefik Afganistan’da gereğinden fazla kalmak istemese de, zamanı gelmeden ayrılmayacağız.” ifadelerini kullandı.

Açıklamasının devamında “Taliban şiddeti azaltmalı, iyi niyetle müzakere etmeli ve ulusal terörist gruplarla işbirliğini durdurma taahhütlerini yerine getirmelidir” diyen Stoltenberg, “Ortak hedefimiz açık. Afganistan, teröristlerin vatanlarımıza saldırmaları için bir daha asla sığınak olmamalı” dedi.

Paylaşın

Afganistan’da silahlı saldırılar: 9 kişi hayatını kaybetti

Afganistan’da bir dizi saldırıda beş hükümet çalışanı ve dört polisin öldürüldüğü açıklandı. Saldırıların sorumluluğunu henüz kimse üstlenmezken, yetkililer Taliban’ı işaret etti.

HABER MERKEZİ / Polis şefi sözcüsü Ferdaws Faramarz, başkent Kabil’de Bagh-e Daud mahallesinde silahlı kişilerin açtığı ateş sonucu kırsal kalkınma bakanlığında çalışan dört kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Faramarz, bu saldırının ardından Kabil’in başka bir noktasında yapılan bombalı saldırıda bir hükümet çalışanın daha hayatını kaybettiğini söyledi.

Aynı dakikalarda Herat Eyalet Valisi Wahid Qatali, vilayetin Zenda Jan bölgesinde yol kenarına yerleştirilen bombanın patlaması sonucu dört polis memurunun öldüğünü açıkladı.

Afganistan Devlet Başkanı Eşref Ghani, saldırıyı şiddetle kınayarak, Taliban’ı şiddeti bir kez daha artırarak barış görüşmelerini durdurmakla suçladı. Ghani, “Barışa inanmadıklarını gösterdiler” dedi.

Öte yandan Savunma Bakanlığı, Afgan güvenlik güçlerinin kuzey Faryab ilinde düzenlediği özel operasyonda en az 21 Taliban üyesinin öldürüldüğünü duyurdu. Taliban ise, bakanlığın açıklaması hakkında yorum yapmadı.

Afganistan’da şiddet durmaksızın devam ederken, Taliban ile hükümet temsilcileri arasında aylardır Katar’da devam eden barış görüşmeleri durdu.

Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) veya 2014’ten beri kullandığı resmî isimle İslam Devleti’de son zamanlarda Kabil’deki saldırılarını artırdı. Son olarak, Afganistan’ın başkentinde azınlık Sihlerini hedef alan bombalamanın sorumluluğunu üstlendi. Afganistan’daki Sihler ve Hinduların sayısı IŞİD’in artan tehditlerinin ardından 250.000’den 700’ün altına düştü.

 

Paylaşın