ABD’den Dikkat Çeken “Gazze” Hamlesi

Filistin – İsrail savaşının 137. günü geride kalırken ABD’nin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK), teşkilatın “Gazze’de mümkün olan en kısa sürede geçici bir ateşkese destek verdiğini” vurgulayan yeni bir karar taslağı sunduğu bildirildi.

Gazze Şeridi’nde İsrail Saldırılarında can kaybı 29 bin 92’ye yükseldi. Yaralıların sayısı ise 69 bin 28’e yükseldi.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Washington, İsrail-Hamas savaşıyla ilgili herhangi bir BM eyleminde ateşkes kelimesinin kullanılmasına karşı çıkıyordu ancak ABD’nin taslak metni, Başkan Joe Biden’ın geçen hafta İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu ile yaptığı görüşmelerde kullandığını söylediği dili yansıtıyor.

Reuters tarafından Pazartesi günü görülen taslak metinde “mevcut koşullar altında Refah’a yönelik büyük bir kara harekatının sivillere daha fazla zarar vereceği ve potansiyel olarak komşu ülkeler de dahil olmak üzere daha fazla yer değiştirmelerine neden olacağı” tespiti yer alıyor.

İsrail’in 1 milyondan fazla Filistinli’nin sığındığı Gazze’nin güneyindeki Refah’a saldırmayı planlaması, böyle bir hamlenin Gazze’deki insani krizi daha da kötüleştireceği yönünde uluslararası endişelerin artmasına yol açtı.

Metinde, böyle bir adımın “bölgesel barış ve güvenlik üzerinde ciddi etkileri olacağı ve bu nedenle mevcut koşullar altında böyle büyük bir kara harekatının devam etmemesi gerektiğinin altını çizdiği” belirtildi. Karar taslağının ne zaman oylamaya sunulacağı ya da sunulup sunulmayacağı henüz belli değil.

Cezayir’in Salı günü 15 üyeli konseyden İsrail-Hamas savaşında derhal insani ateşkes talep eden karar tasarısının oylanmasını talep etmesinin ardından ABD bu metni gündeme getirdi. ABD, Cezayir’in hazırladığı ve ateşkes çağrısı içeren karar tasarısını BM’de veto edeceğini açıklamıştı.

ABD’nin BM Daimi Temsilcisi Linda Thomas-Greenfield, Cezayir’in BM Güvenlik Konseyi üyelerinin görüşüne sunduğu, ancak oylamaya sunulmayan karar taslağının asıl amaca hizmet etmeyeceğini düşündüklerini ifade etmişti.

Thomas-Greenfield, “Amaca hizmet etmenin tam tersine, Cezayir’in hazırladığı bu karar taslağı, yürütülen hassas müzakereleri de tehlikeye atabilir. Rehinelerin serbest bırakılmasını, Filistinli sivillerin ve yardım çalışanlarının ihtiyaç duyduğu uzun bir duraklamayı güvence altına almaya yönelik devam eden diplomatik çabaları da raydan çıkarabilir. Güvenlik Konseyi’nin yapması gereken, daha önceden benimsediğimiz iki insani kararın arkasında durmaktır” demişti.

Washington geleneksel olarak müttefiki İsrail’i BM eylemlerinden koruyor ve 7 Ekim’den bu yana konsey kararlarını iki kez veto etti. Ancak iki kez de çekimser kalarak konseyin Gazze’ye insani yardımı arttırmayı amaçlayan ve çatışmalara acil ve uzun süreli insani ara verilmesi çağrısında bulunan kararları kabul etmesine izin verdi.

ABD, Mısır, İsrail ve Katar savaşa ara verilmesi ve Hamas’ın elindeki rehinelerin serbest bırakılması için müzakerelerde bulunmaya çalışıyor.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

ABD’den Türkiye Merkezli Bir Şirkete İran Yaptırımı

ABD, Türkiye merkezli Ted Teknoloji Geliştirme Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi’ne İran Merkez Bankası için Amerikan teknolojisi kaçakçılığı yaptığı gerekçesiyle yaptırım uyguladığını açıkladı.

Ticaret sicil kaydına göre, Ağustos 2019’da 50 bin TL sermayeyle kurulan şirket, bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteriyor. Sicil kaydında şirketin adresi İstanbul Bahçelievler olarak görülüyor.

ABD Hazine Bakanlığının Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, “Amerika Birleşik Devletleri, İran rejiminin hassas ABD teknolojisi ve kritik bilgilerini elde etmeye yönelik yasa dışı girişimlerini engellemek için elindeki tüm araçları kullanmaya devam edecektir” dedi.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), İran Merkez Bankası’nın İran’daki bir iştirakine, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli iki kuruluşa, Türkiye merkezli bir kuruluşa ve üç kişiye Amerikan teknolojisi kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle yaptırım uygulandığını açıkladı.

ABD Hazine Bakanlığı’ndan gelen açıklamada söz konusu kuruluşların, İran Merkez Bankası’nın bir iştiraki olan İran merkezli Informatics Services Corporation (ISC), bir ISC paravan şirketi olan BAE merkezli Advance Banking Solution Trading, yine BAE merkezli Freedom Star General ticaret firması ve Türkiye merkezli Ted Teknoloji Geliştirme Hizmetleri Sanayi Ticaret Anonim Şirketi oldukları kaydedildi.

ABD Hazine Bakanlığı, Ted Teknoloji Geliştirme Hizmetleri Sanayi Ticaret A.Ş. ise ISC’nin Türkiye’deki temsilcisi olarak hizmet verdiğini ve paravan şirketlerle iş birliği içerisinde ABD mallarını ve teknolojisini satın aldığını bildirdi. Açıklamada, yaptırım listesine alınan ve hem Fransa hem de İran vatandaşlığı bulunan ISC çalışanı Pouria Mirdamadi’nin Ted’in faaliyetlerine dâhil olduğu belirtildi.

İstanbul Ticaret Odası’ndaki sicil kaydına göre de şirketin tek yönetim kurulu üyesi olarak bu kişinin adı görülüyor. Ticaret sicil kaydına göre, Ağustos 2019’da 50 bin TL sermayeyle kurulan şirket, bilgi teknolojileri alanında faaliyet gösteriyor. Sicil kaydında şirketin adresi İstanbul Bahçelievler olarak görülüyor.

ABD Hazine Bakanlığı’nın Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Müsteşarı Brian Nelson, yaptığı açıklamada “İran Merkez Bankası, Ortadoğu’yu daha da istikrarsızlaştırmayı amaçlayan iki kilit aktör olan İslam Devrim Muhafızları Ordusu Kudüs Gücü ve Hizbullah’a mali destek sağlanmasında kritik bir rol oynamıştır” dedi.

Brian Nelson, “ABD, İran rejiminin hassas Amerikan teknolojisini ve kritik girdileri elde etmeye yönelik yasadışı girişimlerini engellemek için mevcut tüm araçları kullanmaya devam edecektir” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

“Biden, Netanyahu’ya “G.tün Teki” Dedi” İddiası

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Başkanı Joe Biden’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’dan “g.tün teki” olarak bahsettiği ileri sürülürdü. Söz konusu iddialar yalanlandı:

“Başkan, Netanyahu ile hangi noktalarda aynı fikirde olmadığı konusunda netti ancak bu, kamuoyunda ve özelde onlarca yıldır devam eden saygılı bir ilişki.”

ABD Başkanı Biden’ın İsrail’e karşı söylemlerini artırmasına rağmen ‘önemli bir politika değişikliğine gitmeyi planlamadığını’ aktardı:

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; ABD Başkanı Joe Biden’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Gazze’de aldığı kararlar nedeniyle ‘hayal kırıklığına uğradığı’ ve çevresi ile yaptığı görüşmelerde Netanyahu’dan ‘g.tün teki’ olarak bahsettiği ileri sürüldü.

Biden’ın, Tel Aviv yönetimine Gazze’de ateşkesi kabul etmesi için baskı uyguladığını söyleyen kaynaklara göre ABD Başkanı, ‘Netanyahu ile başa çıkmanın imkansız olduğunu’ da dile getirdi. NBC’ye konuşan kaynaklar, Biden’ın yakın zamanda en az üç kez Netanyahu’yu ‘g.tün teki’ olarak nitelendirdiğini söyledi.

Netanyahu’nun kalıcı ateşkese yanaşma konusundaki isteksizliğinin ‘hayal kırıklığı yarattığını’ belirten kaynaklar, iki lider arasındaki dinamiğin ‘bir dönüm noktasının eşiğinde’ olabileceğini de dile getirdi. ABD Başkanı’na yakın isimler, Biden’ın Netanyahu’ya kamuoyu önünde fazla sert davranmasının ‘ters etki yaratacağına inandığını’ da bildirdi.

İsmi açıklanmayan yetkililer, Biden’ın İsrail’e karşı söylemlerini artırmasına rağmen ‘önemli bir politika değişikliğine gitmeyi planlamadığını’ aktardı.

ABD Ulusal Güvenlik Konseyi ise söz konusu iddiaları reddetti. NBC’ye açıklama yapan konsey sözcüsü, “Başkan, Netanyahu ile hangi noktalarda aynı fikirde olmadığı konusunda netti ancak bu, kamuoyunda ve özelde onlarca yıldır devam eden saygılı bir ilişki” dedi.

Paylaşın

ABD Kongresi’nde Türkiye’ye F-16 Satış Süreci Tamamlandı

ABD’nin Türkiye’ye F-16 satışına ilişkin Kongre’deki 15 günlük inceleme süreci tamamlandı. Bundan sonra satışa ilişkin süreç, iki ülkeden kurumlar arasında yapılacak görüşmelerle ilerleyecek.

Haber Merkezi / Türkiye, ABD’den 40 adet yeni F-16 Blok 70 savaş uçağı ve sahip olduğu 79 uçak için de modernizasyon kiti talep etmişti. Satışın yaklaşık 23 milyar dolar karşılığında gerçekleşmesi bekleniyor.

Havacılık kaynaklarına göre, F-16’ların üreticisi Lockheed Martin’in önünde bekleyen çok sayıda F-16 siparişi var. Bu yüzden uçakların tesliminin 2027’ye kalabileceği aktarılıyor.

ABD’nin Ankara Büyükelçiliği sosyal medya hesabı üzerinden konuya ilişkin yaptığı paylaşımında, “Kongre’nin bu hafta, Türkiye’nin 40 yeni ve 79 modernize edilmiş F-16 uçağı satın almasını onaylama kararı ileriye doğru atılmış önemli bir adımdır. Türkiye’nin F-16 filosu, NATO’nun gücü açısından hayati önem taşımakta, Müttefiklerin gelecekte birlikte çalışabilirliğini teminat altına almaktadır” ifadelerine yer verdi.

Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, geçen hafta Türkiye’ye F-16 satışını engellemek için ortak bir yasa tasarısı sunmuştu. Paul’un 5 Şubat’ta sunduğu yasa tasarısı, Biden yönetiminin Türkiye’ye tedarik etmeyi öngördüğü F-16’lar dahil tüm askeri teçhizat, malzeme ve hizmetlerin satışının yasaklanmasını talep ediyordu. Ancak Paul’un sunduğu söz konusu tasarı Senato Dış İlişkiler Komitesi’ne havale edilirken, tasarıya ilişkin herhangi bir işlem yapılmadı.

Yabancı ülkelere silah satışı konusunda Senato Dış İlişkiler Komitesi ile Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nin değerlendirme ve varsa itiraz hakkı bulunuyor. Hem Senato hem de Temsilciler Meclisi’nin dış ilişkiler komiteleri, 26 Ocak’ta bildirimin yapıldığı gün yaptıkları açıklamalarla Türkiye’ye F-16 satışına onay verdiklerini duyurmuştu.

Türkiye, Rusya’dan S-400 alması nedeniyle yeni nesil savaş uçağı F-35’in programından çıkarılmasının ardından 40 adet F-16 almak ve mevcut 79 F-16’yı da modernize etmek için ABD’ye başvurmuştu.

Fakat bu başvuru, Türkiye’nin Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğini onaylamaması nedeniyle Kongre’ye iletilmemişti. İsveç’in üyeliğinin onaylanmasıyla birlikte ABD hükümeti satışa onay vermiş ve konu Kongre’ye iletilmişti.

Paylaşın

ABD Senatosu’nda Türkiye’ye F-16 Satışını Engelleme Çabası

ABD Senatosu’nda, Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Türkiye’ye F-16 satışını engellemek için ortak bir yasa tasarısı sundu. Kongre yabancı bir ülkeye silah satışını engelleyebilir ancak bunun için hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’dan aksi yönde karar çıkması gerekiyor.

Kaynaklar, ABD Senatosu’ndaki bu son gelişmeye ilişkin ABD Başkanı Joe Biden yönetimiyle diyaloğu sürdürecekleri ve Biden yönetimini muhatap aldıkları mesajını verdi. Kaynaklar, “F-16 satış süreci planlandığı şekilde devam etmektedir. Bu süreçte muhatabımız ABD Yönetimi’dir” mesajını iletti.

ABD Senatosu’nda, Joe Biden yönetiminin Türkiye’ye F-16 satış planına itiraz geldi. Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Türkiye’ye F-16 satışını engellemek için ortak bir yasa tasarısı sundu.

Paul’ün 5 Şubat’ta sunduğu ve kamuoyuna bugün yansıyan yasa tasarısı, Biden yönetiminin Türkiye’ye tedarik etmeyi öngördüğü F-16’lar dahil tüm askeri teçhizat, malzeme ve hizmetlerin satışının yasaklanmasını talep ediyor.

ABD Senatosu’nun Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Paul’ün sunduğu tasarının kabulü için ABD Temsilciler Meclisi ve Senato’da çoğunluğun onayı gerekiyor.

Paul bir süre önce de Mısır’a silah satışının engellenmesi için aynı şekilde Senato Dış ilişkiler Komisyonu’na karar tasarısı sunmuştu.

Paul Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun bir üyesi, dolayısıyla böyle bir tasarı sunma hakkı bulunuyor ancak tasarının bir sonuca varma ihtimali oldukça düşük.

Öncelikle Dış İlişkiler Komisyonu’nda diğer senatörlerin tasarıya destek vermesi gerekiyor.

Senato Dış İlişkiler Komisyonu’nun eski başkanı Bob Menendez Türkiye’ye F-16 satışına karşı olduğunu birkaç defa açıklamıştı ancak komisyonun başkanı artık Menendez değil. Komisyonun Menendez’den sonraki başkanı Ben Cardin, Türkiye’ye F-16 satışına onay vermişti.

Türkiye’ye F-16 satışına Temsilciler Meclisi’nin ilgili komisyonundan da bir itiraz gelmiş değil. Kongre yabancı bir ülkeye silah satışını engelleyebilir ancak bunu ancak bunun için hem Temsilciler Meclisi hem de Senato’dan aksi yönde karar çıkması gerekiyor.

Tasarı yasalaşmadığı takdirde satış resmen gerçekleşmiş olacak. İtiraz tasarıları onaylansa bile Başkan Joe Biden’ın veto hakkı bulunuyor. Bu arada Kongre’nin Türkiye’ye yapılacak satışla ilgili itiraz süresi 10 Şubat’ta doluyor.

İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye tarafından onaylanması üzerine Biden yönetimi Türkiye’ye F-16 satışına yeşil ışık yakmıştı.

ABD Dışişleri Bakanlığı, 27 Ocak’ta Kongre’ye, Yunanistan’a yapılacak F-35’lerin satışına dair bildirimle eş zamanlı olarak, Türkiye’ye 40 adet F-16 Blok 70 savaş uçağı ile 79 adet de F-16 Blok 70 modernizasyon kitinin satışına ilişkin resmi bildirimde bulunmuştu.

Türkiye’ye yapılacak yaklaşık 23 milyar dolar tutarındaki satış bildiriminde ayrıca askeri mühimmat, askeri teçhizat ve malzemeler de yer alıyor.

Paylaşın

ABD’ye Yasa Dışı Yollarla Giden Türklerin Sayısı 50 Bini Buldu

48 bin 539 Türk vatandaşının Meksika ve Kanada sınırlarından ABD’ye iltica etmek için yasa dışı yollarla geçtiği tespit edildi. Türk vatandaşları, ABD’ye yasa dışı yollardan geçmek için daha çok Meksika sınırını kullandı.

Kanada sınırını kullanan Türk vatandaşlarının sayısı bin 298 kişiyle sınırlı kaldı. Sığınmacı Türkler, ABD’ye iltica talebiyle mahkemeye çıkartılıyor.

ABD’ye iltica talep eden kişinin talebinin mahkeme tarafından kabul edilmesi ve bir Amerikan vatandaşının sığınmacı Türk’e sponsor olması durumunda, bir hafta ile birkaç ay bir süre zarfında içinde tutukevinden serbest bırakılıyor. Sığınmacı Türklerden bazıları da çıkarıldıkları mahkemelerde iltica talepleri reddedildikten sonra Türkiye’ye sınır dışı ediliyor.

ABD Gümrük ve Sınır Koruma Dairesi’nin son resmi verilerine göre, 48 bin 539 Türk vatandaşının Meksika ve Kanada sınırlarından ABD’ye iltica etmek için yasa dışı yollarla geçtiği tespit edildi.

VOA Türkçe’den Can Kamiloğlu‘nun aktardığına göre, sığınmacı olarak Kanada sınırını kullanan Türk vatandaşlarının sayısı bin 298 kişiyle sınırlı kaldı. Türk vatandaşlarının çok büyük bir çoğunluğunun, ABD’ye yasa dışı yollardan sığınmacı olarak geçmek için daha çok Meksika sınırını kullandığı görüldü.

Hem Kanada hem de Meksika sınırlarından ülkeye yasa dışı yollarla geçen sığınmacılar arasında çok sayıda çocuk bulunuyor. Şimdiye kadar 29’u aileleriyle birlikte, 441’i de tek başına ve refakatsiz olan Türk çocukları, ABD sınırlarından yasa dışı yollarla sığınmacı olarak girdi.

Meksika ve Kanada’dan ABD’ye sığınmacı olarak kaçak olarak geçenler yasalar gereğince gözaltına alınmalarının ardından daha çok Arizona ve Teksas eyaletlerindeki tutukevlerine yerleştiriliyor.

Sığınmacı Türkler, ABD’ye iltica talebiyle mahkemeye çıkartılıyor. ABD’ye iltica talep eden kişinin talebinin mahkeme tarafından kabul edilmesi ve bir Amerikan vatandaşının sığınmacı Türk’e sponsor olması durumunda, bir hafta ile birkaç ay bir süre zarfında içinde tutukevinden serbest bırakılıyor.

Sığınmacı Türklerden bazıları da çıkarıldıkları mahkemelerde iltica talepleri reddedildikten sonra Türkiye’ye sınır dışı ediliyor.

Paylaşın

Suriye’deki ABD Üssüne İnsansız Hava Aracıyla Saldırı

Irak İslami Direniş Örgütü’ne bağlı silahlı Şii gruplar, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Haseke vilayetinde bulunan ABD askeri üssüne insansız hava aracıyla bir saldırı düzenlediklerini açıkladı.

Haber Merkezi / “İslami Direniş düşman kalelerini yok etmeye devam ettiğini teyit etmektedir” denilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Irak ve bölgedeki ABD işgal güçlerine direnen ve Siyonist varlığın Gazze Şeridi’nde halkımıza karşı gerçekleştirdiği katliama karşılık olarak, Irak’taki ‘İslami Direniş’ birlikleri 3 Şubat Cumartesi günü işgalcilerin Suriye’deki ABD üssüne insansız hava aracıyla saldırdı.”

ABD, Irak ve Suriye’deki İran destekli gruplara yönelik hava saldırıları düzenledi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby, ABD savaş uçaklarının “İran Devrim Muhafızları ve bu oluşumun sponsoru olan militan gruplarca kullanılan yedi bölümden 85’ten fazla hedef vurduğunu duyurdu.

Söz konusu tesislerden dördünün Suriye’de, üçününse Irak’ta olduğu belirtildi. Kirby Açıklamada, “Bu gollerin sivil can kaybının önüne geçilebilmesi için seçilebilmesi” açıklamasında yer aldı. Saldırı ABD’den uzun menzilli kalkanlarda B1 savaş uçakları da satıldı.

ABD, söz konusu operasyonun, 28 Ocak Pazar günü Ürdün’deki bir ABD üssüne düzenlenen insansız hava operasyonuna cevaben gerçekleştirildiğini belirtti. Washington, üç ABD askerinin öldüğünü, 40’ı aşkın askerinin yaralandığı saldırılardan İran destekli sorumlu tutmuştu.

ABD Başkanı Joe Biden, Suriye ve Irak’taki hava saldırılarının ardından “Karşılığımız bugün başladı. Bizim detaylarımız zaman ve imkanlarımız devam edecek” açıklamasında bulundu.

ABD’nin Ortadoğu’daki üsleri nerelerde?

ABD’nin on yıllardır Ortadoğu’da üsleri bulunuyor. En yoğun dönemlerinde, 2011 yılında Afganistan’da 100 binden fazla, 2007 yılında ise Irak’ta 160 binden fazla ABD askeri vardı.

Bu sayı 2021’de Afganistan’dan çekilmenin ardından çok daha düşük olsa da, halen bölgeye dağılmış yaklaşık 30 bin ABD askeri bulunuyor. Buna ek olarak, İsrail-Hamas savaşının başladığı Ekim ayından bu yana ABD, savaş gemileri de dahil olmak üzere bölgeye geçici olarak binlerce ek asker gönderdi.

ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük üssü Katar’da El Udeid Hava Üssü olarak bilinen ve 1996 yılında inşa edilen üs. ABD’nin varlık gösterdiği diğer ülkeler arasında Bahreyn, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) yer alıyor.

ABD’nin Suriye’de, çoğunlukla ülkenin kuzeydoğusundaki El Ömer petrol sahası ve El Şaddadi gibi küçük üslerde yaklaşık 900 askeri bulunuyor. Ülkenin Irak ve Ürdün sınırı yakınlarında El Tanf garnizonu olarak bilinen küçük bir karakolu da var.

Irak’ta Union III ve Ayn El Esad hava üssü gibi tesislere yayılmış 2500 personel var, ancak bu birliklerin geleceği hakkında görüşmeler devam ediyor. ABD askerleri Ortadoğu’da farklı nedenlerle, Suriye hariç her ülkenin hükümetinin izniyle bölgede bulunuyor.

Irak ve Suriye gibi bazı ülkelerde ABD askerleri IŞİD militanlarına karşı savaşmak ve yerel güçlere danışmanlık yapmak için bulunuyor. Ancak son birkaç yıldır İran destekli güçlerin saldırısına uğrayan ABD askerleri, bu güçlere karşı harekete geçti.

ABD’nin bölgedeki önemli müttefiklerinden Ürdün’de yüzlerce ABD’li eğitmen bulunuyor ve yıl boyunca kapsamlı tatbikatlar düzenleniyor. Katar ve BAE’de olduğu gibi diğer ülkelerde de ABD birlikleri müttefiklere güven vermek, eğitim vermek ve bölgedeki operasyonlarda gerektiğinde kullanılmak üzere varlık gösteriyor.

ABD’de yabancı askeri üsler var mı?

Washington’un müttefikleri bazen ABD birliklerini eğitmek ya da onlarla birlikte çalışmak üzere birliklerini gönderse de, ABD içinde yabancı askeri üs bulunmuyor.

Ürdün’ün Suriye ve Irak sınırlarının kesiştiği en kuzeydoğu noktasında yer alan Kule 22 üssü 28 Ocak’ta insansız hava aracıyla düzenlenen bir saldırıda vurulmuş ve üç yedek asker hayatını kaybettmişti. Washington saldırıyla ilgili olarak İran destekli Iraklı milis gücü Kataib Hizbullah’ı suçladı.

Özellikle Kule 22, Suriye sınırında yer alan ve az sayıda ABD askerine ev sahipliği yapan El Tanf garnizonunun yakınında bulunuyor. Tanf, IŞİD’e karşı mücadelede kilit rol oynamıştı ve ABD’nin İran’ın Suriye’nin doğusunda askeri yığınak yapmasını engelleme stratejisinin bir parçası olarak rol üstlenmişti.

ABD üsleri, füzelere ya da insansız hava araçlarına karşı koruma sağlayan hava savunma sistemleri de dahil olmak üzere son derece iyi korunan tesisler. Katar, Bahreyn, Suudi Arabistan, Kuveyt gibi ülkelerdeki tesisler genellikle saldırıya uğramıyor.

Ancak Irak ve Suriye’deki ABD birlikleri son yıllarda sık sık saldırıya maruz kaldı. ABD birlikleri 7 Ekim’den bu yana İran destekli milisler tarafından 160’tan fazla kez saldırıya uğradı ve yaklaşık 80 asker yaralandı.

Paylaşın

ABD, Suriye Ve Irak’ta 85 Hedefi Vurdu

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), geçen hafta sonu üç ABD askerinin ölümüne yol açan insansız hava aracı saldırısına misilleme olarak Irak ve Suriye’de 85’ten fazla hedefin vurulduğunu duyurdu.

Haber Merkezi / CENTCOM, sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, saldırıların, “İran’ın İslam Devrim Muhafızları Kolordusu (IRGC) Kudüs Gücü ve ona bağlı milis gruplara” yönelik olduğu belirtildi.

ABD Başkanı Joe Biden, operasyona ilişkin açıklamasında “Benim talimatımla, ABD askeri güçleri, Irak ve Suriye’de İran Devrim Muhafızları ve destekledikleri milislerin ABD güçlerine saldırmak için kullandıkları tesislerdeki hedefleri vurdu. Müdahalemiz bugün başladı. Bizim seçtiğimiz yer ve zamanlarda devam edecektir” dedi.

Biden ayrıca açıklamasında ayrıca “Ortadoğu’da veya başka bir yerde çatışma istemiyoruz. Ancak bize zarar vermeyi amaçlayan herkes şunu bilsin: Bir Amerikalı’ya zarar verirseniz, karşılık veririz” ifadelerini kullandı.

ABD’nin saldırıları, Ürdün’de hayatını kaybeden üç askerin naaşlarının ABD’ye getirilmesinin ve Başkan Joe Biden’ın askerlerin aileleriyle biraraya gelmesinin hemen arkasına denk geldi.

Ortadoğu’daki ABD üslerine yönelik saldırılar, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarının ardından yoğunlaşmıştı. ABD’nin Irak’ta 2 bin 500, Suriye’de 900 Ürdün’de ise 3000 civarında askeri bulunuyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), üst düzey subaylarını Suriye’den çekme kararı aldı. İran’ın kararı, Orta Doğu’da zaten oldukça yüksek olan tansiyonun içine doğrudan çekilmek istememesinden kaynaklanıyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Suriye’de devam eden iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım etmek için 10 yıl önce bu ülkeye geldi.

Rusya da 2015 yılında hava kuvvetlerini Suriye’ye konuşlandırarak Beşar Esad’ı desteklemişti. Analistlere göre İran’ın Suriye’deki varlığının zayıflaması, Rusya’nın işine yarayabilir.

Paylaşın

İran’dan Batı’ya Gözdağı: Karşılık Veririz

ABD, Irak ve Suriye’deki İran hedeflerine yönelik saldırı planlarını hazır hale getirirken, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ülkesinin bir savaş başlatmayacağını ama ülkesine karşı zorbalık yapmaya çalışana güçlü karşılık vereceğini söyledi.

Haber Merkezi / İran Cumhurbaşkanı Reisi, “Önce, Amerikalılar bizimle konuşmak isteyince askeri seçeneğin masada olduğunu söylediler. Şimdi de İran’la çatışma istemediklerini belirtiyorlar.

İran İslam Cumhuriyeti’nin askeri gücü bölgede hiçbir ülkeye tehdit değil ve olmamıştır. Tersine, bölge ülkelerinin dayanacağı ve güvenebileceği güvenlik sağlar” ifadelerini kullandı.

ABD, Ürdün’de Amerikan askerlerinin hedef alındığı saldırıda kullanılan insansız hava aracının İran’da üretildiğini değerlendiriyor.

Suriye sınırına yakın Ürdün’de bir insansız hava aracı saldırısında üç ABD askeri hayatını kaybetmesi sonrası Beyaz Saray, misilleme olarak Suriye ve Irak’taki İran hedeflerini vurma planını onayladı.

Saldırıya yanıtının ne olacağı üzerine değerlendirmeler yapılırken, ABD Başkanı Joe Biden’a, ülkesindeki şahin siyasetçilerden İran topraklarındaki hedeflerin vurulması çağrısı da geldi.

ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada “İstediğim şey bu değil” mesajı verdi ve İran topraklarına yönelik bir misilleme yapılmayacağını ima etti. Beyaz Saray yapacağı misillemeyi Suriye ve Irak topraklarındaki İran bağlantılı hedeflerle sınırlı tutacak.

ABD’nin Irak’ta 2 bin 500, Suriye’de 900 Ürdün’de ise 3000 civarında askeri bulunuyor.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon’a göre İran destekli milisler, 17 Ekim’den bu yana Irak ve Suriye’deki Amerikan birliklerinin bulunduğu üslere 150’den fazla saldırı düzenledi. Roketler ve tek yönlü saldırı uçaklarıyla yapılan saldırıların büyük çoğunluğu önlendi.

Haberler İran’ın da benzer bir gerilimi engellemek için adım attığına işaret ediyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), üst düzey subaylarını Suriye’den çekme kararı aldı.

İran’ın üst düzey subaylarını geri çekme kararı, Orta Doğu’da zaten oldukça yüksek olan tansiyonun içine doğrudan çekilmek istememesinden kaynaklanıyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Suriye’de devam eden iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım etmek için 10 yıl önce bu ülkeye geldi.

Rusya da 2015 yılında hava kuvvetlerini Suriye’ye konuşlandırarak Beşar Esad’ı desteklemişti. Analistlere göre İran’ın Suriye’deki varlığının zayıflaması, Rusya’nın işine yarayabilir.

Bu arada İran’ın desteklediği Iraklı Nujaba adlı grup, bölgedeki Amerikan güçlerine saldırmaya devam edeceğini açıkladı. Örgüt, Gazze savaşı sona erene ve Amerikan askerleri Irak’tan çekilene kadar saldırıların süreceğini belirtti.

Paylaşın

ABD’den İran’a Misilleme Hazırlığı

Suriye sınırına yakın Ürdün’de bir insansız hava aracı saldırısında üç ABD askeri hayatını kaybetmesi sonrası Beyaz Saray, misilleme olarak Suriye ve Irak’taki İran hedeflerini vurma planını onayladı.

Haber Merkezi / Saldırıya yanıtının ne olacağı üzerine değerlendirmeler yapılırken, ABD Başkanı Joe Biden’a, ülkesindeki şahin siyasetçilerden İran topraklarındaki hedeflerin vurulması çağrısı da geldi.

ABD Başkanı Biden, Beyaz Saray’da gazetecilere yaptığı açıklamada “İstediğim şey bu değil” mesajı verdi ve İran topraklarına yönelik bir misilleme yapılmayacağını ima etti.

Beyaz Saray yapacağı misillemeyi Suriye ve Irak topraklarındaki İran bağlantılı hedeflerle sınırlı tutacak.

Irak’ta konuşlu İslami Direniş adlı bu grubun, İran Devrim Muhafızları tarafından silahlandırıldığı, finanse edildiği ve eğitildiğine inanılıyor.

Ürdün’deki saldırıda ölen üç ABD askerinin cenazelerinin cuma günü Delaware Hava Kuvvetleri üssüne geri gönderilmesi bekleniyor. Beyaz Saray Başkan Biden’ın törene katılacağını açıkladı.

Haberler İran’ın da benzer bir gerilimi engellemek için adım attığına işaret ediyor. İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), üst düzey subaylarını Suriye’den çekme kararı aldı.

İran’ın üst düzey subaylarını geri çekme kararı, Orta Doğu’da zaten oldukça yüksek olan tansiyonun içine doğrudan çekilmek istememesinden kaynaklanıyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), Suriye’de devam eden iç savaşta Devlet Başkanı Beşar Esad’a yardım etmek için 10 yıl önce bu ülkeye geldi.

Rusya da 2015 yılında hava kuvvetlerini Suriye’ye konuşlandırarak Beşar Esad’ı desteklemişti. Analistlere göre İran’ın Suriye’deki varlığının zayıflaması, Rusya’nın işine yarayabilir.

Paylaşın