Onat Kutlar Kimdir? Hayatı, Eserleri

25 Ocak 1936 yılında Antalya’nın Alanya İlçesi’nde dünyaya gelen Onat Kutlar, 11 Ocak 1995 bombalı bir saldırıda hayatını kaybetti. Kutlar, ilk ve orta öğrenimini memleketi Gaziantep’te tamamladı. İstanbul Hukuk Fakültesi’ndeki öğrenimini son yıl yarıda bıraktı, felsefe öğrenimi için Paris’e gitti.

Haber Merkezi / Türkiye’ye döndükten sonra Doğan Kardeş Dergisi’nde çalıştı. 1965’te Türk Sinematek Derneği’ni ve Yeni Sinema dergisini kurdu. 1965-1976 yılları arasında, Türkiye’ye dünya sinemasının kapılarını açan Türk Sinematek Derneği’ni yönetti.

Yusuf ile Kenan, Hazal ve Hakkâri’de Bir Mevsim adlı yurtdışı ve yurtiçi festivallerde çok ödüllü filmlerin senaryolarına imzasını attı. 1985’te Berlin Film Festivali’nde jüri üyeliği yaptı. İstanbul Film Festivali Düzenleme Kurulu’nda ve İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı İcra Kurulu’nda görev yaptı. 1994 yılında Fransız hükümetince verilen L’Ordre des Arts et des Lettres ödülüyle onurlandırıldı.

Eserleri;

İshak (öykü, 1959)
Sinema Bir Şenliktir (deneme, 1984)
Yeter ki Kararmasın (deneme, 1985)
Bahar İsyancıdır (deneme,1986)
Peralı Bir Aşk İçin Divan (şiir, 1981)
Unutulmuş Kent (şiir, 1986)

Senaryoları;

Hakkâri’de Bir Mevsim (senaryo, Ferit Edgü ile birlikte, 1983)
Hazal (1979)
Yusuf ile Kenan (1979)

“Oramar”

Telefon direğinde bir yeni yaprak
Yaralı, gergin bir dişi tayın yelesi
Kiraz çalgısının dalıydı sesin
Bir bahar vuruşuyla titreyen

Unutma bana ve tüm yeryüzüne
Yepyeni sevinçler vereceksin
Bir tek kiraz yesen çekirdeğini
Karnının tarlasına eken sen

Kale yollarından geçtik yıllardır
Bir düş ülkesine ulaşmak için
Bırak bütün düşlerini ırmağa
Adı senin olan yere gel hemen

“Unutulmuş kent”

Vermeme olanak yok bana verdiklerini
Ama ayrılırken bir hesaplaşma da gerekli
Geçmiş bunca güzellikten bir anı olarak
Ben seni alayım istersen sen de beni

“Yedi küçük fotoğraf”

Çok tenha bir kumsala çekilmiş
Bir dilim taze kavun sandalı
Masanın ayağından sular geçiyor

Çıplak memeni okşayan rüzgâr
Bir turunç kokusuyla sarıyor
Buğulu kadehe bakan yüzümü

İkindi güneşi bir pencerenin
İşlemeli demirine vuruyor
İçerdeki kuşlar dağılsın diye

“Aptal” diyor “durma orda yanarsın”
Gölgeye çağırıyor tales eşeğini
Zeytinin dibinde bir ufacık kız

Bir bakır mangaldan iki istavrit
Gizlice göz kırpıyor kedilere
Defneler yaprak kabartıyor

Balıkçılar ağ atıyor durgun denizin
Dibini ışıtan mor yıldızlara
Ve akşam da onlara ağ atıyor

Alıp götürecek ay görününce
Herkes sevdiğini yer yatağına
Yeryüzü sevişince değişiyor

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir