Açlık ve yoksulluk sınırı belli oldu!

Memur-Sen tarafından yapılan araştırmaya göre; Ağustos ayında, 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 385 TL, yoksulluk sınırı ise 6 bin 653,16 TL olarak belirlendi.

Memur-Sen Konfederasyonu tarafından yapılan araştırmaya göre Ağustos ayında Temmuz ayına göre gıda madde fiyatlarında ortalama yüzde 0,21’lik bir düşüş yaşandı.

Ağustos ayında göze çarpan en büyük artışlar yüzde 23,35 artışla salatalık, yüzde 12,73 artışla domates, yüzde 10,95 artışla sarımsak; en çok göze çarpan düşüşler ise yüzde 29,82 azalışla sivri biber, yüzde 22,38 azalışla kuru soğan, yüzde 16,35 azalışla havuç madde fiyatlarında yaşandı.

Ağustos ayında Temmuz ayına göre giyim fiyatlarında ise ortalama yüzde 0,63’lük bir düşüş gözlendi. Giyim madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişim yüzde 2,32 artışla erkek spor ayakkabısı, yüzde 2,07 artışla çocuk sweatshirtü madde fiyatlarında oldu. Bununla birlikte giyim madde fiyatlarında Temmuz ayına göre yüzde 5,29 azalışla çocuk tişörtü, yüzde 5,1 azalışla kadın terliği madde fiyatında düşüş gözlemlendi.

Kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında yüzde 1,34’lük bir düşüş gözlendi. Kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimin yüzde 1,45 artışla traş malzemeleri madde fiyatlarında olduğu tespit edildi. Bununla birlikte kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında Temmuz ayına göre yüzde 6,51 azalışla makyaj malzemeleri madde fiyatında düşüş gözlemlendi.

Ağustos ayında Temmuz ayına göre haberleşme madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 4,87’lik bir artış olarak yansıdı. Haberleşme madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 33,33 artışla PTT koli gönderme ücreti madde fiyatlarında olduğu gözlendi.

Ulaşım madde fiyatlarında yüzde 0,29’luk bir artış olduğu belirlendi. Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 8,25 artışla araba kiralama ücreti fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte ulaşım madde fiyatlarında Temmuz ayına göre yüzde 6,06 azalışla LPG dolum ücreti fiyatında düşüş gözlemlendi.

Aydınlanma madde fiyatında ise Ağustos ayında Temmuz ayına göre herhangi bir değişim gözlemlenmedi. Ağustos ayında Temmuz ayına göre ısınma madde fiyatlarında ortalama yüzde 3,21’lik bir artış gözlenirken; Ağustos ayında Temmuz ayına göre barınma madde fiyatlarında yüzde 1,30’luk bir artış oldu.

Eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 1,39’luk bir artış oldu. Eğitim-kültür madde fiyatlarında Temmuz ayına göre değişimin yüzde 16,39 artışla özel üniversite ücreti madde fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 3,15 azalışla Umreye gidiş ücreti fiyatlarında düşüş olduğu tespit edildi.

Ağustos ayında Temmuz ayına göre sağlık madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 0,75’lik bir artış olarak gözlenirken, en göze çarpan değişimlerin yüzde 3,21 artışla derece fiyatlarında olduğu gözlendi.

Çevre ve su madde fiyatlarında yüzde 0,59’luk bir artış yaşandı. Çevre ve su madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 1,41 artışla fayans madde fiyatlarında olduğu gözlendi.

Paylaşın

Enflasyon, Ağustos ayında yüzde 0.86 arttı

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Enflasyon, Ağustos ayında aylık bazda yüzde 0.86 artış gösterdi.

Enflasyon, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 7.35, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15.01 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 19.62 oldu.

Aylık en yüksek artış yüzde 19,11 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda

Ana harcama grupları itibarıyla 2019 yılı Ağustos ayında endekste yer alan gruplardan, eğitimde yüzde 4,26, konutta yüzde 2,04, çeşitli mal ve hizmetlerde yüzde 0,89 ve lokanta ve otellerde yüzde 0,75 artış gerçekleşti.

Aylık en fazla düşüş gösteren grup yüzde 1,94 ile ulaştırma

Ana harcama grupları itibarıyla 2019 yılı Ağustos ayında endekste yer alan gruplardan giyim ve ayakkabıda yüzde 1,10 ve gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 0,77 düşüş gerçekleşti.

Yıllık en fazla artış yüzde 41,42 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda gerçekleşti

TÜFE’de, bir önceki yılın aynı ayına göre çeşitli mal ve hizmetler yüzde 20,98, ev eşyası yüzde 20,13, lokanta ve oteller yüzde 18,52 ve eğitim yüzde 17,59 ile artışın yüksek olduğu diğer ana harcama gruplarıdır.

Özel kapsamlı TÜFE göstergesi (B) aylık yüzde 0,16 arttı

İşlenmemiş gıda ürünleri, enerji, alkollü içkiler ve tütün ile altın hariç TÜFE’de 2019 yılı Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 0,16, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 6,89, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 15,05 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 18,87 artış gerçekleşti.

Ağustos 2019’da endekste kapsanan 418 maddeden; 43 maddenin ortalama fiyatlarında değişim olmazken, 243 maddenin ortalama fiyatlarında artış, 132 maddenin ortalama fiyatlarında ise düşüş gerçekleşti.

Paylaşın

Kayıp film “Tamilla” ilk kez Altın Portakal’da

26 Ekim’de başlayacak 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin sürprizlerinden biri de Muhsin Ertuğrul’un kayıp olduğu sanılan 1927 yapımı sessiz filmi “Tamilla”nın özel gösterimi olacak.

Türkiye’de ilk kez 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde gösterilecek olan film, ünlü Alman sanat yönetmeni Heinrich Beisenherz’in tasarımları ve atmosfer yaratmaktaki başarısıyla dikkat çekiyor. Tamilla”nın canlı müzik eşliğinde gerçekleştirilecek özel gösterimine piyanoda Ayşe Tütüncü ve klarnette Miray Eslek eşlik edecek.

 Fransız hukukçu ve yazar Ferdinand Duchêne’nin aynı adlı romanından uyarlanan “Tamilla”, 92 yıl aradan sonra ilk kez 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde seyirciyle buluşacak. Muhsin Ertuğrul’un Kiev’deki Ukrayna Foto Sinema İdaresi’nde (VUFKU) çalıştığı dönemde çektiği iki filmden biri olan “Tamilla”, o dönemde Fransız sömürgesi olan Cezayir’de ailesi tarafından başlık parası karşılığı küçük yaşta evlendirilen bir Berberi kadının hikâyesini konu alıyor. Özellikle ünlü Alman sanat yönetmeni Heinrich Beisenherz’in tasarımları ve atmosfer yaratmaktaki başarısıyla dikkat çeken filmde başrolleri, Sovyet oyuncular Anna Zarzhitskaya, Matvey Liarov ve Hakkı Alizade paylaşıyor.

Ukrayna’daki Aleksandr Dovçenko Sinema Merkezi’nin katkılarıyla 1 Kasım günü AKM Perge Salonu’nda yapılacak gösterim, piyanoda Ayşe Tütüncü, klarnette Miray Eslek’in olacağı canlı müzik eşliğinde gerçekleşecek.

1919’da çektiği “Kara Lale Bayramı” (Das Fest der Schwarzer Tulpe) ve “Şeytana Tapanlar” (Die Teufelsanbeter) ile başladığı yönetmenlik kariyerinde 30’a yakın film çeken Muhsin Ertuğrul, 1922-1939 yılları arasında Türkiye’de film yapan tek kişi olmasıyla da sinemamızın çok tartışılan isimlerinden biri oldu. Neyyire Neyir ve Bedia Muvahhit’in oynadığı, Türk kadın oyuncuların ilk kez göründüğü film ve ilk konulu Kurtuluş Savaşı filmi olan “Ateşten Gömlek” (1923), ilk sesli film, ilk ortak yapım, ilk şarkılı melodram “İstanbul Sokaklarında” (1931), ilk köy filmi “Aysel Bataklı Damın Kızı” (1932) gibi sinemamızdaki birçok ilke de imza atmış olan Ertuğrul, Türkiye’deki filmlerinin yanı sıra 1920’de Almanya’da, 1926’da ise Sovyetler Birliği’nde bir dizi film çekmişti. Ertuğrul’un Kiev’de çektiği diğer film “Spartaküs” ise halen kayıp.

Antalya Büyükşehir Belediyesi Başkanı Muhittin Böcek’in ev sahipliğinde düzenlenecek olan 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin İdari Direktörlüğünü Cansel Çevikol Tuncer, yönetmenliğini Ahmet Boyacıoğlu üstlenirken, sanat yönetmenliğini Başak Emre, Antalya Film Forum’un yöneticiliğini ise Olena Yershova Yıldız yürütecek.

Paylaşın

Temsilcilerimizin ‘UEFA Avrupa Ligi’ Rakipleri Belli Oldu

Beşiktaş, Trabzonspor ve Medipol Başakşehir’in ‘UEFA (Avrupa Futbol Federasyonları Birliği) Avrupa Ligi’ rakipleri Monaco’da çekilen kuranın ardından belli oldu.

Medipol Başakşehir’in rakipleri Roma, Gladbach ve Wolfsberg oldu. Beşiktaş, Braga, Wolverhampton ve Slovan Bratislava ile eşleşirken, Trabzonspor ise, Basel, Krasnodar ve Getafe’nin bulunduğu gruba düştü.

Gruplar şöyle şekillendi:

GRUP A: Sevilla, APOEL, Karabağ, Dudelange
GRUP B: D. Kiev, Kopenhag, Malmö, Lugano
GRUP C: Basel, Krasnodar, Getafe, Trabzonspor
GRUP D : Sporting, PSV, Rosenbor, LASK
GRUP E: Lazio, Celtic, Rennes, CFR Cluj
GRUP F: Arsenal, Frankfurt, Standard Liège, Vitória SC

GRUP G: Porto, Y. Boys, Feyenoord, Rangers
GRUP H: C. Moskova, Ludogorets, Espanyol, Ferencváros
GRUP I: Wolfsburg, Gent, St-Étienne, Olexandriya
GRUP J: Roma, Gladbach, Medipol Başakşehir, Wolfsberg
GRUP K: Beşiktaş, Braga, Wolverhampton, Slovan Bratislava
GRUP L: Man Utd, Astana, Partizan, AZ Alkmaar

Maçlar 19 Eylül’de başlayacak

Avrupa Ligi’nde grup maçları 19 Eylül’de başlayıp 12 Aralık’ta sona erecek. Son olarak İngiltere ekibi Chelsea’nin müzesine götürdüğü UEFA Avrupa Ligi’nin finali, 27 Mayıs 2020’de Polonya’nın Gdansk şehrinde oynanacak.

Paylaşın

Vaclav Havel Kütüphane Ödülü, Aslı Erdoğan’ın

Şair, oyun yazarı ve Çekya eski Cumhurbaşkanı Vaclav Havel’in anısına New York’ta kurulan Václav Havel Kütüphane Vakfı’nın her yıl verdiği ödülün sahibi bu yıl Aslı Erdoğan oldu.

İnsan haklarına dikkat çekmek için verilen ödül Aslı Erdoğan’a 26 Eylül’de New York Bohemian National Hall’de düzenlenen bir törenle takdim edilecek.

Vakfın bu yılki ödülü için belirlenen diğer adaylar cezaevindeki gazeteci ve yazar Ahmet Altan, Gazze’de yaşayan Filistinli yazar Atef Ebu Saif, Burunduli yazar Ketty Nvyabandi ve Fransa’da yaşayan Brezilyalı yazar Marcia Tiburi oldu.

Václav Havel Ödülü’nün bu yılki aday listesini hazırlayan ödül komitesinde, düşünce kuruluşu Freedom House, Uluslararası Yazarlar Birliği Pen, Václav Havel Kütüphanesi ve Sınır Tanımayan Kelimeler bulunuyor.

Václav Havel’in anısına verilen ödüle sahip olacak isim, her yıl kitabı İngilizce yayımlanmış yazarlar arasından belirleniyor.

Aslı Erdoğan Kimdir?

1967 doğumlu Aslı Erdoğan, Amerikan Robert Lisesi, ardından Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünü bitirdi.

Yüksek lisansını CERN (Conseeil Europeen pour la Recherche Nucleaire)’de hazırladı. Rio de Janeiro’da başladığı fizik doktorasını yarıda bırakarak yazmayı seçti.

1994 ‘te ilk kitabı yayımlandı. Ulusal ve uluslararası basında kendinden övgüyle bahsedilen yazar, 1997’de Deutsche Welle’nin düzenlediğ yarışmada Tahta Kuşlar adlı öyküsüyle birincilik ödülü aldı, bu öykü dokuz dile çevrildi.

Kırmızı Pelerinli Kent romanı Gyldendal Yayınları’nın (Norveç) Marg –omirilik— serisine seçildi. Hayatın Sessizliğinde (2005) Dünya Yayınları tarafından yılın kitabı seçildi.

Hayatın Sessizliğinde’den bir bölüm Piccola Tiyatrosu’nda (Milan) Serra Yılmaz tarafından seslendirildi, dans tiyatrosu ve baleye uyarlandı.

Mahpus adlı öyküsü Fransa’da filme çekildi. Aslı Erdoğan’ın yapıtları birer ‘çağdaş klasik’ olarak nitelendirildi.

Le Monde, Frankfurter Allgemeine Zeitung, Neue Zürcher Zeitung, die Welt, der Freitag, die Berliner Literatur Kritik gibi gazete ve dergilerde Aslı Erdoğan’ın yapıtları üzerine yüzden fazla makale ve çalışma yayımlandı.

Ingo Arend, Ruth Klüger, Barbara Frischmuth gibi yazarlar Aslı Erdoğan’ı yazdı. La Libre Belgique tarafından Antonin Artaud ve Malcolm Löwry ile kıyaslanırken, Aftenposten şu cümleyle değerlendirdi:

“Joyce ve Dublin, Kafka ile Prag nasıl birbirinden ayrılmazsa, bundan böyle Aslı Erdoğan Rio da birbirine kopmaz bağlarla bağlanacak.”

Son olarak ’Ord i Grenseland Prisen—Sınırda Sözcükler Ödülü’ ödülünü kazanan yazarın kitapları dünya dillerine çevrilmeye devam ediyor.

Kitapları:

Kabuk Adam 1994
Mucizevi Mandarin 1996
Kırmızı Pelerinli Kent 1998
Hayatın Sessizliğinde 2005
Bir Yolculuk Ne Zaman Biter 2000 (Gazete Yazıları)
Bir Delinin Güncesi 2006 (Denemeler – I)
Bir Kez Daha 2006 (Denemeler – II)
Taş Bina ve Diğerleri 2009 (Öykü)

Aslı Erdoğan’ın aldığı diğer ödüller:

Özgür Gazeteciler Cemiyeti Onur Ödülü (2016)
Free Chelsea Manning (2016)
Karl Tucholski (2017)
Theodor Heus Madalyası (2017)
Bruno Kreiss İnsan Hakları Ödülü (2017)
Erich Maria Remarque Barış Ödülü (2017)
Leipzig Medya Özgürlüğü Ödülü (2017)
Düşünce ve İfade Özgürlüğü (Yayıncılar Birliği, 2017)
Prenses Margeret (Avrupa Kültür Vakfı, 2017)
Stutgart Barış Ödülü (2017)
Uçan Süpürge Tema Ödülü (2017)
Simone De Beauvoir Kadın Hakları Ödülü (2018)

Paylaşın

Ekonomik Güven Endeksi Ağustos’ta Yükseldi!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi’nin Ağustos ayında bir önceki aya göre yüzde 7.9 artışla 87.1 düzeyine yükseldiğini açıkladı. Ekonomik Güven Endeksi, Temmuz ayında 80.6 düzeyinde gerçekleşmişti.

TÜİK verilerine göre, artış, tüketici, reel kesim (imalat sanayi), hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörü güven endekslerindeki yükselişlerden kaynaklandı.

Ağustos ayında tüketici güven endeksi 58,3 değerine, reel kesim güven endeksi 102,1 değerine, hizmet sektörü güven endeksi 89,1 değerine, perakende ticaret sektörü güven endeksi 95 değerine ve inşaat sektörü güven endeksi 55,5 değerine yükseldi.

Tüketici Güven Endeksi’nde 100 seviyesinin altındaki değerler, ekonomide olumsuz tablo beklentisine işaret ediyor. 100’ün üzeri ise pozitif beklentileri yansıtıyor.

Paylaşın

YPG, Sınırdaki Bazı Noktalardan Birliklerini Ve Ağır Silahlarını Çekti

Suriye’de Fırat’ın Doğusu’nu kontrol altında tutan YPG’nin (Halk Koruma Birlikleri veya Halk Savunma Birlikleri) sınırındaki bazı noktalardan birliklerini ve ağır silahlarını çektiği iddia edildi.

Reuters ve AFP’de yer alan haberlere göre YPG, sınırdaki bazı noktalardan birliklerini ve ağır silahlarını çekti.

AFP, Türkiye ile ABD arasında yapılan güvenli bölge anlaşmasının ardından Kürt güçlerin çekilmeye başladığını belirtti. AFP’ye bilgi veren kaynaklar, çekilmenin cumartesi günü başladığını ve ilk adımların Rasulayn bölgesinde atıldığını söyledi.

Reuters’a açıklama yapan bir Kürt kaynak ise, Tel Abyad ve Rasulayn’dan çekilmenin geçtiğimiz günlerde başladığını söyledi. Kaynak, bu hamlenin YPG’nin diyalog yoluyla çözüme ulaşma konusunda ciddi olduğunu gösterdiğini belirtti.

Türkiye ve ABD bu ay başında Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge kurulması konusunda anlaşmaya varmıştı.

Türkiye’nin YPG’yi, PKK’nın Suriye’deki uzantısı olarak görüyor ve bu yapıyla ilişkili DSG gibi örgütlerin de ‘terör örgütü’ olarak kabul edilmesini istiyor. Ancak, Başta ABD olmak üzere Batılı güçler, Ankara’nın bu tezini kabul etmiyor. Ankara, ayrıca YPG’ye silah verilmesine de sert bir şekilde karşı çıkıyor.

Paylaşın

A Vitamini Nedir, Hangi Besinlerde Bulunur?

A Vitamini, yağda çözülebilen ve bağışıklık sistemini destekleyen güçlü bir antioksidandır. A Vitamini, doğada iki farklı şekilde bulunur. Gıda kaynağının bir hayvan mı yoksa bir bitki mi olduğuna bağlı olarak;

Hayvanlardan elde edilen gıdalarda bulunan A Vitamini, önceden oluşturulmuş vitamin A veya retinol olarak adlandırılır;

Meyve ve sebzelerde bulunan A Vitamini provitamin A karotenoid olarak adlandırılır. Karotenoidler insan hücrelerinde retinole dönüşürler ve A Vitamini aktivitesi gösterirler. Diğer provitamin A karotenoidler alfa-karoten ve beta-kriptoksinindir. Karotenoidlerden en fazla A Vitamini aktivitesi gösteren bileşik ise beta karotendir.

Vücuttaki A Vitamini’nin fazlası retinil esterler halinde karaciğerde depolanır.

A Vitamini neye iyi gelir?

Gözleri korur ve daha iyi görmeyi sağlar.
A vitamini, proteine dönüşmesi sebebiyle kemiklerin gelişmesinde önemli rol oynar.
Bağışıklık sistemini güçlendirerek enfeksiyon ve hastalıklara karşı vücudu korur. Hücre fonksiyonlarını düzeltir.
Üremeyi ve gelişmeyi arttırır.
Diş ve diş eti sağlığını olumlu yönde etkiler.
D vitamini daha etkin kılar.
Sağlıklı saç ve derinin oluşmasında yardımcıdır.
Cildin parlamasını ve daha yumuşak olmasını sağlar.
Mide, karaciğer ve üriner sistemin korunmasına destek verir.

A Vitamini eksikliği nedir, neden olur?

A vitamini açısından dengeli bir diyet ile beslenmeme kişide A vitamininin eksikliğine neden olabilir. Bu durumda kişide gece körlüğü başta olmak üzere pek çok sağlık sorunu görülebilir. Erken doğmuş bebekler, gelişmekte olan ülkelerde yaşayan bebek ve çocuklar, gelişmekte olan ülkelerdeki emziren anneler ve hamileler, kistik fibrozisli hastalar; risk altındadırlar.

A Vitamini fazla kullanılırsa ne olur?

Yüksek dozda ve sürekli A vitamini kullanımı her şeyin fazla kullanımında olduğu gibi zararlıdır.

A vitamini fazlalığı baş ağrısı gibi çeşitli ağrılara, dudak çatlaması saç dökülmesi gibi dermatolojik rahatsızlıklara, mide bulantısı, kusma ve iştahsızlık gibi semptomlara sebep olabilir. Aynı zamanda riskli doğumlara yol açtığı için hamile kadınlar mutlaka doktora danışarak tüketmelidir.

A vitaminleri akne ilaçlarıyla birlikte kullanılmamalıdır.

Günlük ne kadar A Vitamini tüketilmelidir?

0-6 Ay: 400 mcg
7-12 Ay: 500 mcg
1-3 Yaş: 300 mcg
4-8 Yaş: 400 mcg
9-13 Yaş: 600 mcg
14-18 Yaş: 900 mcg (Erkek), 700 mcg (Kadın)
19-50 Yaş: 900 mcg (Erkek), 700 mcg (Kadın)
Gebelik: 770 mcg
Emzirme: 1300 mcg

A Vitamini hangi besinlerde bulunur?

A Vitamini bulunan bitkisel besinler: Yeşil fasulye, Domates, Kuşkonmaz, Maydanoz, Kırmızı Biber, Tatlı Patates, Pırasa, Bezelye, Havuç, Brüksel Lahanası, Ispanak, Şalgam, Brokoli, Kabak, Pazı, Mercimek, Kavun, Papaya, Karpuz, Greyfurt, Kayısı,

A Vitamini bulunan hayvansal besinler: İnek Sütü, Keçi Sütü, Yumurta, Peynir, Yoğurt, Ciğer Ezmesi, Tavuk, Tuna Balığı, Sardalya, Karides, Somon

Paylaşın

Temelli’den ‘Demokrasi İttifakı’ Çağrısı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Heyeti, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Merkezi’ni ziyaret ederek, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ve KESK yönetimi ile görüştü.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli başkanlığındaki HDP Heyeti, KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ve KESK yönetimi ile Demokratik Anayasa, Yargı Paketi ve Demokrasi İttifakı’nı görüştü.

Temelli, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, 3 büyükşehir belediye başkanlığına atadığı kayyumları eleştirerek, “Biz demokrasi zeminini var edemezsek otoriter rejim üzerinde kendisini yapılandıran bu iktidar benzer sahneleri karşımıza getirecektir” ifadelerini kullandı.

Sezai Temelli, açıklamasında, “Otoriter bir rejim, aklını yitirmiş bir devlet, anayasası olmayan ama anayasalı bir devlet görünümü söz konusu. Hukuk devletinden kaçan, demokratik kurumları tasfiye etmeye çalışan bir yapı var karşımızda” dedi.

Açıklamasının devamında, “Türkiye’nin her yerinde vicdan sahibi herkes bu karara tepkisini gösteriyor” diyen Temelli, “Tepki göstermezsek çok iyi biliyoruz ki bundan sonraki adım tüm Türkiye’yi kayyımla yönetmek olacak” ifadelerini kullandı.

HDP Eş Genel Başkanı Temelli’nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“Türkiye’de bir sivil darbe ile karşı karşıyayız. 19 Ağustos sabahı Türkiye yeniden karanlık bir fotoğrafla karşılaştı. 12 Eylül’den beri devam eden ‘darbe dinamiği’ dediğimiz bir çarkın içinde Türkiye. 12 Eylül Anayasası tüm bunların referansını oluşturuyor. Otoriter bir rejim, aklını yitirmiş bir devlet, anayasası olmayan ama anayasalı bir devlet görünümü söz konusu. Hukuk devletinden kaçan, demokratik kurumları tasfiye etmeye çalışan bir yapı var karşımızda. Bir türlü iyileşemeyen, demokrasi, insan hakları meselesini halledemeyen bir ülkede yaşıyoruz.

“Otoriter rejimin kendisini dayatmasını görüyoruz”

19 Ağustos bunun son fotoğrafı. Halkın iradesini, sandığı yok saymasını, uzunca bir süre kayyımla yönetilen bu kentlere yeniden kayyım atayarak otoriter rejimin kendisini dayatmasını görüyoruz. OHAL’de ısrarı görüyoruz, kayyımda ısrarı görüyoruz. Bu yönetememe halidir. Yönetemedikçe şiddetin her türlüsünü topluma dayatmaya devam ediyorlar.

“Bu şiddeti kabul etmiyoruz”

Kayyım şiddettir. Bu şiddeti kabul etmiyoruz. Bir an öne arkadaşlarımızın göreve iade edilmesini istiyoruz. Suç olan karardan geri dönülmesini ısrarla dile getiriyoruz. Sadece biz mi? Türkiye’de herkes bunu dile getiriyor, bugün sokaklarda milyonlarca insan bunu dile getiriyor. Her gün sokaklarda sivil itaatsizlik eylemleri var. Bu sadece HDP’lilerin eylemleri değil. Türkiye’nin her yerinde vicdan sahibi herkes bu karara tepkisini gösteriyor. Çünkü tepki göstermezsek çok iyi biliyoruz ki bundan sonraki adım tüm Türkiye’yi kayyımla yönetmek olacak. Sadece Amed’e, Van’a, Mardin’e kayyım atanmadı aslında, Türkiye’nin her yerindeki siyasi iradeye karşı bugün aklını yitirmiş devletin şiddetiyle karşı karşıya kaldık, hepimiz bundan mağduruz.

“Demokrasi ittifakını var edemezsek iktidar benzer sahneleri karşımıza getirecek”

Bu mağduriyeti aşmanın yegane yolu demokrasi, hak, hukuk, adalet mücadelesinde yan yana gelmektir. Bu kayyımların atanmasından çok önce böyle bir karar almıştık. Demokrasi ittifakında, demokratik anayasa ittifakı konusunda, yargı reformu konusunda bir çağrıyı yapma konusunda kararlar almıştık. Birçok kurum ziyaretini takvimimize yerleştirmiştik. Ne kadar doğru bir karar olduğu 19 Ağustos’ta bir kez daha ortaya çıktı. Çünkü eğer biz demokrasi zeminini var edemezsek otoriter rejim üzerinde kendisini yapılandıran bu iktidar benzer sahneleri karşımıza getirecektir. Bugün 3 büyükşehir belediye başkanlığına atadığı kayyımı yarın İzmir’e, İstanbul’a, Antalya’ya atamayacağının bir garantisi yoktur.

“Bu zulme hep beraber son verebiliriz”

Anayasal suç teşkil eden bu kararda o denli ısrarlılar ki hala ağızlarından şiddet, nefret söylemi çıkıyor. Hala ötekileştiren ayrıştıran bir akıl hakim. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Türkiye demokrasi ile yönetilmeye layık bir ülkedir. Bu coğrafya kadim halkların coğrafyasıdır. Burada farklı inançlar bir arada birlikte yaşama iradesini ortaya koymuştur. 12 bin yıllık tarih var. İşte Göbeklitepe, işte Hasankeyf. Bu coğrafyaya dayatılan zulümdür. Bu zulme hep beraber son verebiliriz.

“İlk görüşmemizi CHP ile yaptık”

Bugün başladık görüşmelere, hatta sabah ilk görüşmemizi CHP ile yaptık, bununla ilgili açıklamaları CHP ile birlikte basına geçeceğiz. Birçok kurum ve yapı ile yan yana geleceğiz. Bir dosyamız var. Bu dosya demokrasi mücadelesine çağrıdır. Bu dosyada anayasa konusunda strateji metnimiz var. Bu strateji metni aslında eşit yurttaşlık temelinde demokratik anayasayı birlikte sürecidir.

“Bu ülkede yaşayan halklar anayasasını yazmalıdı”

Bu ülke artık kendi anayasasını yazmalıdır. Türkiye’nin emekçileri anayasasını yazmalıdır. Türkiye’nin emekçileri kendi anayasasını yazmazsa kendisi için yazılmış bir anayasa olmayacaktır. Yazılmış hiçbir anayasada da kendini bulamayacaktır. Kadınlar bir anayasa yazmalıdır, kadına yönelik şiddete ve bu vahşi saldırılara son vermek, kadını yok sayan bu erkek egemen anlayışa son vermek için kadınlar kendi anayasalarını bizzat kendileri yazmalıdır. Bu ülkede yaşayan halklar anayasasını yazmalıdır. Kürtler, Türkler, Ermeniler, Süryaniler… 72 millet birlikte anayasasını yazmalıdır, eşit haklar temelinde buluşmalıdır.

“Devlet aklı toplumun kolektif aklını ifade eder”

İşte bu zulme son vermenin yolu bir arada yaşayabileceğimiz bir siyasi aklı, ortak aklı, bir kolektif devlet aklını var etmekten geçiyor. Devlet aklı dediğiniz birilerinin keyfince uygulayacağı bir şey olamaz. Devlet aklı toplumun kolektif aklını ifade eder. Devlet bir kurumlar bütünlüğüdür. Bu kurumlarda hangi siyasi iradenin hakim olacağını belirleyecek en temel şey de işte o demokratik anayasa olmalıdır. O kolektif aklı yaratmalıyız. Yoksa zorbalıktan beslenen bu aklın nereye sürükleneceğinin fotoğrafı işte 19 Ağustos fotoğrafıdır.

“Hepimiz buna tanıklık ediyoruz. Bu ilk defa olmuyor”

Bu darbelere son verebilmenin yolu her şeyden önce emek ve demokrasi mücadelesini yükseltmekten geçiyor. Bugün Türkiye’de yaşanan zulüm ve şiddetten en fazla payı belki de emekçiler alıyor. Hatta Toplu İş Sözleşmesi denilen bir tiyatroya tanıklık ediyoruz. Kamu emekçilerinin hakkının nasıl gasp edildiği gözümüzün önünde, hepimiz buna tanıklık ediyoruz. Bu ilk defa olmuyor. Uzun yıllardır bu şekilde devam ediyor. Bugün Türkiye’de yoksulluk sınırı 7 bin liraya yaklaştı, kamu emekçilerine yüzde 3-4 zam teklif ediliyor. Neden? Bütçe yama tutmuyor. Artık bütçe Saray tarafından gasp edilmiş, savaşa ayrılıyor. Cumhurbaşkanı soruyor, “Bir mermi kaç para” diye. Aslında bu bütçe hakkımızın gasp edilmesidir. Neden? Çünkü emekçiye, halka ayrılacak bir bütçe kalmamıştır. Savaşı, yolsuzlukları finanse etmeye ayırdıkları bütçe kalmıştır.

“Neden kayyım atandı?”

Bu kayyım gaspları da aynı bütçenin gaspı gibidir. Yerelde halkın haklarını gasp eden bir anlayıştır. Yine her şey toplumun gözü önünde tezahür ediyor. Neden kayyım atandı? Bu sorunun yanıtını en iyi ifade eden şeylerden bir İçişleri Bakanı’nın, Cumhurbaşkanı’nın aldığı hediyelerdir. Kayyımların yolsuzluklarıdır. Bunlar halkın hakkıdır. Halka ait kaynakların nasıl gasp edildiğinin bir fotoğrafıdır. Haklarımızın gasp edilmemesi için tüm Türkiye’de emekçiler, kadınlar, bütün kesimler yan yana gelmelidir. Bir demokratik anayasa mücadelesi vermeli, bir yargı bağımsızlığı mücadelesi vermelidir.

“Bir müzakere iklimi yaratmak istiyoruz”

Türkiye’de önemli bir şiddet aracı da yargı eliyle hayata geçmekte. Binlerce insan cezaevinde. Her gün onlarca HDP’li gözaltına alınmakta. Tüm toplum şiddet girdabına itilmekte. Bu amaçla ziyaretimizi gerçekleştiriyoruz. İnanıyoruz ki başlattığımız bu girişim bütün kurumları harekete geçirecektir. Herkesin herkesle konuşmasını istiyoruz. Bir müzakere iklimi yaratmak istiyoruz. Faşizme karşı mücadele ederken faşizm baskısı altında olan herkesin, bu şiddetin altında yaşayan herkesin konuşmasını müzakere sürecini başlatmasını arzu ediyoruz. Umarım bunlara vesile olacaktır görüşmelerimiz.

Paylaşın

CHP Ve SP’den ‘Enflasyon Rakamlarına’ Tepki

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Saadet Partisi (SP), Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını açıklayarak tepki gösterdiler.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, enflasyon rakamlarının açıklanmasının ardından parti merkezinde konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, TÜİK’in açıkladığı rakamlara da müdahale edildiğini söyledi.

Türkiye’nin dünya enflasyon liginde hâlâ 11. sırada olduğunu belirten Öztrak, açıklamasında, “Ne yapılırsa yapılsın, mızrak çuvala sığmaz; pazarda yapılan yangının üstü böyle doğrudan müdahale etmekle kapatılamaz. Yapılması gereken maaş artışı da ne yüzde 5, ne yüzde 6. Knedilerine gelince yüzde 40, görüyorsunuz.” ifadelerini kullandı.

Faik Öztrak, açıklamasının devamında, açıklanan enflasyon rakamlarıyla emeklinin memurun hakkının yenildiğini savunarak, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye bu bahar havası dönemini iyi değerlendirmek zorunda. Bu görüşmelerden ve seçimden sonra Türkiye’nin kredi sigortaları düşmeye başlıyor, tüketici güven endeksinde bir düzelme var. Ama öbür tarafta da dağlar kadar bir işsizlik duruyor. Sanayi üretim endeksi kapasite düzeltilmesine rağmen aşağı yönde düşünüyor. Bütün bunları hafifletebilmek için buy bahar havasının hemen ardına bir şeyler koyabilmesi lazım.

“Merkez Bankası sürekli para basmaya zorlanıyor”

Türkiye piyasalardaki oyunculara güven verecek bir bütüncül programı devreye almalı. Ki ekonomide bu toparlanma bir saman alevi gibi parlayıp dönmesin, bunun üzerinden ekonomi devam etsin. Ancak böyle bir şey görmüyoruz.

Ekonomi ile ilgili bütüncül bir program ortaya konmadı. Hep aspirin tedavisi. kalkınma planı dahi hazırlanarak Meclis’e gelmedi. Meclis yarın öbür gün tatile girecek ama plan hâlâ yok. Nasıl planlama yapacaksınız? Bütün bunlar havada kalan sorular.”

Harekete geçmek için kaybedilecek zaman yok. Hem para politikası alanında hem de özellikle bütçede mali disiplin kaybolmuş durumda. Merkez Bankası sürekli para basmaya zorlanıyor. Memurun emeklinin Bağ-Kur’lunun hakkı yenmiştir.

Ekonomide bir bahar havası gibi bir gelişme var denmektedir ama bu da bunun arkasında yere basan bir program olmazsa saman alevi gibi sönecektir.”

“Manipüle edildiği çok açık ve net”

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, SP Eğitim Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında, Türkiye İstatistik Kurumu’nca (TÜİK) açıklanan enflasyon rakamlarına inanmadığını söyledi.

Karamollaoğlu, TÜİK tarafından açıklanan rakamlar üzerinde oynandığını ifade ederek konuya ilişkin şu ifadeleri kullandı:

“Bu noktada ben iktidara bu tip manipülasyonlarda 10 üzerinden 10 veririm. Yani şimdi mantıklı mı? Tam şu sıralarda siz zamları yapacaksınız, bunu da enflasyon rakamlarının içine koyacaksınız. Akıl var, mantık var. Orada zekiler; ama zekanın bu kadarı keskin sirke küpüne zarar tarzında yorumlanmalıdır. İktidarın rakamlarına güvenmiyorum ben artık; çünkü manipüle edildiği çok açık ve net.”

TÜİK, enflasyon rakamlarını açıkladı!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Haziran ayı enflasyon rakamlarını açıkladı. Açıklanan rakamlara göre, enflasyon haziranda yüzde 0.03 artarken, yıllık bazda yüzde 15.72 oldu.

Yıllık enflasyon böylece haziran 2018’den beri en düşük seviyede gerçekleşti.

Memur ve emekli maaş zam oranları belli oldu!

Açıklanan enflasyon rakamıyla birlikte milyonlarca memur, sözleşmeli personel ve emeklinin yılın ilk yarısı için alacağı zam oranları da belli oldu.

SSK ve BAĞ-KUR emekli aylıklarına temmuz ayında yüzde 5 oranında zam yapılacak. Memur ve memur emeklilerinin aylıkları ise yüzde 6 oranında artırılacak.

Paylaşın