14 Mayıs Seçimleri: Bankalar, Şoklarına Karşı Stres Testi Yapmaya Başladı

14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine haftalar kaldı. Ekonomi piyasalarının önemli aktörleri de seçimin olası sonuçlarına göre hazırlıklar yapıyor: Büyük bankalar piyasa şoklarına karşı stres testi yapmaya başladı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’in dört sektör kaynağına dayandırdığı haberine göre bankalar, geçmiş dönemlerde yürürlüğe giren idari düzenlemelerin de etkisinin görülmesiyle kârlarının düşmesini bekliyor.

Banka yöneticileri, yeni ekonomi politikaları kapsamında 2021 yılı sonundan beri yürürlüğe sokulan yüzden fazla yeni kuralın etkilerinin ölçülmesinin hedeflendiğini belirtti.

14 Mayıs’taki seçimlerinin sonucunun kestirilmesi zor olsa da bankalar mevduatlara uygulanan yüksek faizle kredilere uygulanan düşük faiz arasındaki farkın yılın ikinci yarısında bilançoları vuracağından emin.

Bu da geçtiğimiz yıl büyük oranda enflasyona endeksli tahviller sayesinde rekor karlar açıklayan bankalar için alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.

İsimlerinin açıklanmasını istemeyen bankacılar, ekonomik sıkıntılar taşma noktasına geldiği için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden kazanması halinde ekonomik programı değiştirmesi gerekeceğini belirtti.

Büyük bir bankanın üst düzeyli yöneticisi “Olası kur, faiz ve kredi şoklarına karşı bankalar stres testleri uygulamaya başladı,” ifadelerini kullandı.

Bir diğer yönetici de firmaların olası market çalkantıları ve bunun halihazırdaki kredilere etkilerini görmek için bilançolarını test ettiklerini belirtti. Yönetici “her bankanın uyguladığı testin senaryosu farklı,” sözlerini kullandı.

Dört bankacının tamamı da düşük faiz politikasının sürdürülemez olduğunu ve uzaması halinde piyasalarda felakete yol açabileceğini vurguladı.

Bankacılık sektörünün geçen yıl düzgün işlemediğini söyleyen Bluebay Varlık Yönetimi Yükselen Piyasalar Şefi Polina Kurdyavko “Kredi kaynağını yönetmek için 200 düzenlemeyi geleneksel olmayan para politikası ortamında getirirseniz…bu işe yaramaz,” ifadelerini kullandı.

Kuryavko seçimleri kim kazanırsa kazansın ekonomi alanında işinin zor olacağını vurguladı.

Paylaşın

Gıda Yardımı Alanların Sayısı Yüzde 36 Arttı

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yılı olan 2019’da 688 bin 507 olan gıda yardımı alan kişi sayısı, 2023 yılı itibarıyla 936 bin 683’e dayandı. Gıda yardımı alan kişi sayısındaki artış oranı ise yüzde 36 olarak kaydedildi.

Yine 2019 yılında 22 bin 413 olan barınma yardımı alan kişi sayısı yüzde 19 arttı. Türkiye’de “Oturulamayacak derecede bakımsız ve eski” konutlarda yaşadığı belirtilen kişi sayısı, 26 bin 688’e ulaştı.

Başkanlık sistemi ile birlikte artan ve derinleşen yoksulluk resmi verilere de yansıdı. 2019 yılında 688 bin olan gıda yardımı alan kişi sayısı, 2023 itibarıyla 936 bine yükseldi.

Emeğiyle yaşayan yurttaşlar yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ile mücadele ederken, AK Parti Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Bu kardeşinize yetkiyi verin” diyerek destek istediği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de ülkeyi derin bir krize sürükleyen adımlardan biri oldu. İktidarın vaadettiği hiçbir şey gerçekleşmezken, yoksulluk çok daha geniş kesimlere yayıldı.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın sosyal yardım verileri de ekonomik kriz ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yarattığı yıkımı ortaya koydu. Bakanlık verilerine göre 2019 yılında 22 bin 413 olan barınma yardımı alan kişi sayısı yüzde 19 arttı. Türkiye’de “Oturulamayacak derecede bakımsız ve eski” konutlarda yaşadığı belirtilen kişi sayısı, 26 bin 688’e ulaştı.

BirGün’den Mustafa Bildircin’in haberine göre karnını ancak sosyal yardım ile doyurabilen kişi sayısında da dramatik bir artış yaşandı. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk yılı olan 2019’da 688 bin 507 olan gıda yardımı alan kişi sayısı, 2023 yılı itibarıyla 936 bin 683’e dayandı. Gıda yardımı alan kişi sayısındaki artış oranı ise yüzde 36 olarak kaydedildi.

Elektrik desteğine yüzde 174 artış

Elektrik dağıtımının özelleştirilmesinin bir yansıması olan elektrik zamları da yurttaşları etkiledi. Hemen her yıl katlanarak artan elektrik faturaları nedeniyle elektrik dağıtım şirketlerine borçlu kişi sayısı katlandı. İhtiyaç sahibi hanelerin elektrik fatura giderlerine destek olmak amacıyla yürütülen, “Elektrik Tüketim Desteği (ETD)” kapsamındaki hane sayısında 2019-2022 döneminde kaydedilen artış oranı yüzde 174 olarak ifade edildi.

2019 yılında elektrik tüketim desteğinden bir milyon 343 bin 109 hane yararlanırken 2023 yılı itibarıyla bu destekten 3 milyon 690 bin 582 hane yararlandı.

Paylaşın

Bireysel Kredi Kartlarıyla Harcamalar 525,8 Milyar Liraya Ulaştı

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre 17 Mart itibariyle bireysel kredi kartlarıyla yapılan harcama toplamı geçen yılın aynı haftasına göre yüzde 141 arttı. Bireysel kredi kartlarıyla 17 Mart itibariyle harcama toplamı 525 milyar 18 milyon liraya ulaştı. 10 Mart haftasına göre de artış yüzde 1,22 seviyesinde oldu.

Bankacılık sektöründe yükselen faizler ve Merkez Bankası faiz indirimleriyle makul seviyeye inen kredi kartı faizleri tüketiciyi kartlı harcamalara ağırlık vermeye itti. Merkez Bankası verilerine göre 17 Mart haftası itibariyle kredi ve banka kartıyla yapılan harcamalar geçen yılın aynı haftasına göre yüzde 131 arttı ve 114 milyar 443 milyon 806 liraya yükseldi. Geçen yıla göre en yüksek artış ise yüzde 165,6 ile yemek kategorisinde gerçekleşti.

Ekonomim gazetesinin aktardığı Merkez Bankası verilerine göre toplam kartlı harcamalarda 17 Mart haftasında 10 Mart’a göre artış yüzde 4,85 oldu. Akaryakıtta 10 Mart haftasına göre yüzde 1 daha fazla kartlı ödeme yapılırken çeşitli gıdalar için yüzde 4,21, giyim ve aksesuar için ise yüzde 6 daha fazla haftalık kartlı harcama gerçekleştirildi.

17 Mart haftasında 10 Mart haftasına göre en fazla haftalık artış konaklama kategorisinde oldu. Yüzde 10 haftalık artış ile konaklama sektörü 17 Mart haftasını karşılarken kuyumculara kartlı harcama haftada yüzde 7,16, mobilyada yüzde 7,13, içkili yerlerde ise yüzde 7,12 artış gösterdi. Yemek için kartlı harcamaya 17 Mart’ta 10 Mart’a göre yüzde 4 daha fazla ödenirken havayollarına yapılan ödemelerde ise haftalık artış yüzde 6,87 oldu.

17 Mart haftasında akaryakıt için kartlı harcamalar geçen yıla göre yüzde 86 arttı ve 6,4 milyar liraya yükseldi. Çeşitli gıdalar için yapılan kartlı harcamalarda yüzde 136,8’lik artış gözlendi. Kartlarla çeşitli gıdalar için 8,3 milyar liralık harcama yapıldı 17 Mart haftasında. Giyim ve aksesuarda ise yüzde 158,7’lik artış dikkat çekti.

Giyim ve aksesuara 8,2 milyar lira ödenirken havayollarına geçen yıla göre harcama miktarında artış yüzde 22,96’da kaldı. Konaklama için yüzde 93,1, içkili yerler için yüzde 128,27, market ve AVM alışverişleri için ise yüzde 121,97 daha fazla kartlı harcama yapıldı. Mobilya alışverişleri için kartlı harcama yüzde 126,3 artarak 3.3 milyara çıkarken internet üzerinden yapılan kartlı harcamalar ise yüzde 140 artarak 33 milyar liraya yükseldi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun haftalık verileri de bireysel kredi kartı harcamalarının ivme kaybetmeden artmaya devam ettiğini gösteriyor. Merkez Bankası faiz indirimleri sonrasında kredi kartı faizi yüzde 1,36, gecikme faizi ise yüzde 1,88 seviyesinde bulunuyor.

Bu durum da yüzde 30 seviyesinden ihtiyaç kredisi yerine tüketicilerin kredi kartına yönelmesine neden oluyor. BDDK verilerine göre 17 Mart itibariyle bireysel kredi kartlarıyla yapılan harcama toplamı geçen yılın aynı haftasına göre yüzde 141 arttı. Bireysel kredi kartlarıyla 17 Mart itibariyle harcama toplamı 525 milyar 18 milyon liraya ulaştı. 10 Mart haftasına göre de artış yüzde 1,22 seviyesinde oldu.

Kredili Mevduat Hesabı 11 haftada yüzde 75 artış gösterdi

Kredi kartının yanı sıra kredili mevduat hesaplarındaki kullanımlar da hız kesmeden artışını sürdürüyor. BDDK haftalık verilerine göre bireysel kredili mevduat hesabı kullanımı geçen yılsonuna göre artış yüzde 74,8 olarak hesaplandı. Ancak bireysel KMH hesaplarında 10 Mart haftasına göre 17 Mart haftasında sert bir gerileme dikkat çekti. 17 Mart’ta bireysel KMH büyüklüğü 115,9 milyar lira olurken, 10 Mart haftasında 117,8 milyar lira seviyesinde bulunuyordu.

Bireysellerin yanı sıra kurumsal kredi kartı harcamaları da hızla artıyor. Ticari kredili mevduat hesabı büyüklüğü de 80,8 milyar liraya ulaştı. Bu geçen yılsonuna göre yüzde 26,5’lik artışa işaret ediyor. Ticari kredi kullanımında zorlanan kurumsal müşterilerin de küçük harcamaları konusunda KMH hesaplarını kullandıklarını bankacılık kaynakları sık sık dile getiriyor.

Paylaşın

Bitcoin 27 Bin Doların Üzerinde; BNB Ve Litecoin Sert Düştü

Kripto para piyasalarında dalgalı seyir devam ediyor… Bitcoin (BTC) 27 bin 48 dolara düşerken, Ethereum (ETH) bin 750 dolar seviyesinde işlem görüyor. BNB ve Litecoin ise yüzde 5’e varan değer kaybetti.

Haber Merkezi / Haftanın ikinci işlem gününde Dünyanın en büyük kripto para birimi Bitcoin (BTC), yüzde 2,66 düşüşle 27 bin 048 dolara gerilerken, dünyanın en büyük ikinci kripto para birimi Ethereum (ETH) ise bin 750 dolar seviyesinin altında işlem görüyor.

Diğer en iyi kripto paralarda da daha düşüşler gözlemlendi. BNB yüzde 5’in üzerinde düşerken, Dogecoin, Polygon ve Litecoin de yatırımcısına kaybettirdi.

Bitcoin (BTC), hacmi son 24 saatte yüzde 26,88 artarak yaklaşık 18,55 milyar dolar olurken, küresel kripto para piyasalarının değeri, son 24 saatte yüzde 1,96 düşerek 1,13 trilyon dolar civarında işlem görüyor.

Tüm stabilcoinlerin hacmi ise 39.06 milyar dolar ve bu, toplam kripto pazarının 24 saatlik hacminin yüzde 90.05’i.

Bazı kripto para birimlerinde son durum ise şöyle:

Bitcoin 27,048 dolar, değer kaybı yüzde 2.66

Ethereum 1,732 dolar, değer kaybı yüzde 1.26

Tether 0.9998 dolar, değer kaybı yüzde 0.04

BNB 310.74 dolar, değer kaybı yüzde 5.08

XRP 0.489 dolar, değer kazancı yüzde 7.27

Cardano 0.3515 dolar, değer kazancı yüzde 0.65

Polygon 1.05 dolar, değer kaybı yüzde 2.65

Dogecoin 0.0729 dolar, değer kaybı yüzde 0.75

Solana 20.03 dolar, değer kaybı yüzde 2.65

Polkadot 5.90 dolar, değer kaybı yüzde 1.19

Tron 0.06408 dolar, değer kazancı yüzde 0.15

Shiba Inu 0.00001039 dolar, değer kaybı yüzde 1.17

Litcoin 87.52 dolar, değer kaybı yüzde 4.36

Paylaşın

IMF’den “Küresel Finansal İstikrar Risk Altında” Uyarısı

Çin Kalkınma Forumu’nda ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan IMF Başkanı Georgieva, bankacılık sektöründeki çalkantılar nedeniyle küresel ekonominin mali istikrara yönelik risklerle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Küresel ekonominin durgunluğuna kıyasla Çin ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlandığına işaret eden Georgieva, IMF’nin ocak ayında Çin ekonomisinin yüzde 5,2 büyüyeceği tahminini ileri sürdüğünü, bu oranın 2022 yılındaki büyüme oranından 0,2 puan daha yüksek olduğunu ifade etti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, Pekin’de küresel üst düzey yöneticilerin bir araya geldiği Çin Kalkınma Forumu’nda konuştu.

Konuşmasına Pekin, ısınan havalar ve açmaya başlayan çiçeklerle ilgili bir tiratla başlayan Georgieva “Ancak dünya ekonomisi için bahar henüz gelmedi” dedi. “2023’ün zorlu bir yıl daha olmasını bekliyoruz” dedi.

Georgieva, Silicon Valley Bank’ın çöküşü ve Credit Suisse’in UBS tarafından İsviçre hükümeti aracılığı ile kurtarılmasının ardından finansal istikrara yönelik risklerin arttığı konusunda uyarı yaptı. Artan faiz oranlarının borçlar üzerinde baskı yarattığını ve kredi verenler de dahil olmak üzere önde gelen ekonomilerde “strese” yol açtığını söyledi.

Georgieva, artan borçlanma maliyetlerinin Ukrayna’daki savaş ve Covid-19 salgınının yaralarıyla birleşerek büyümeyi boğduğunu ifade etti. Bankacılık sektöründe yaşanan kargaşanın finansal istikrara tehdit olduğunu ekledi.

Georgieva ” Enflasyonla mücadele için uzun süreli düşük faiz oranlarından çok daha yüksek faiz oranlarına yapılan hızlı geçiş, bankacılık sektöründeki son gelişmelerde gördüğümüz gibi, kaçınılmaz olarak stres ve kırılganlıklar yaratıyor” diye konuştu.

Küresel ekonominin durgunluğuna kıyasla Çin ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlandığına işaret eden Georgieva, IMF’nin ocak ayında Çin ekonomisinin yüzde 5,2 büyüyeceği tahminini ileri sürdüğünü, bu oranın 2022 yılındaki büyüme oranından 0,2 puan daha yüksek olduğunu ifade etti.

Kristalina Georgieva, “Çin ekonomisinde görülen toparlanma, bu yıl Çin ekonomisinin dünya ekonomisine katkısının üçte bir oranına ulaşacağı, hatta bu oranı geride bırakacağı anlamına geliyor. Yaptığımız analizler, Çin ekonomisinde kaydedilen yüzde 1’lik büyümenin Asya ülkelerinin ekonomilerine yüzde 0,3’lük artış getirebildiğini kanıtlıyor. Çin’in toparlanması şu an çok sağlam ve güçlü” diye konuştu.

Paylaşın

İhtiyaç Kredisi Faizi Yüzde 30,35 İle Yılın Zirvesini Yeniledi

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) ortalamasına göre 17 Mart itibariyle ihtiyaç kredi faizi yıllık yüzde 30,35’e çıktı. Bu ihtiyaç kredisi faizi 2023 yılının ikinci en yüksek ihtiyaç kredisi faizi seviyesi oldu.

Oysa Merkez Bankası 10 Mart’ta uygulamaya aldığı ve 13 Mart itibariyle yeniden düzenlediği regülasyonuyla bankaların ihtiyaç kredi faizinde belli oranı aşmaları durumunda ek menkul kıymet tesisi zorunluluğu tanımladı.

Kredi faizleri özellikle son düzenlemenin ardından ihtiyaç kredilerinde ikinci kez yılın zirvesine çıkarken ticari kredi faizleri son haftada gerilese de büyümesi ivme kaybetti. Merkez Bankası verilerine göre 17 Mart haftası itibariyle ihtiyaç kredisi faizi bir önceki haftaya göre tam 3.87 puan birden artarak yüzde 26,48’den yüzde 30,35’e fırladı.

Ekonomi gazetesinden Şebnem Turhan’ın haberine göre; Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verileri de ihtiyaç kredisinde Merkez Bankası regülasyonu öncesinde yüzde 5’i aşan haftalık büyümenin yüzde 0,26’ya kadar düştüğünü ortaya koydu. Bankacılık sektörü kaynakları faizlerdeki artıştan ziyade kullandırım rakamlarının oldukça düştüğünü yüksek oranlı kredi vermekten bankaların kaçındığını vurgularken bankaların seçime kadar risk almamaya çalıştığını dile getirdi.

Merkez Bankası haftalık verileri ihtiyaç kredilerinde 17 Mart itibariyle sert bir yükseliş yaşandığını gösteriyor. Bazı bankalar aylık ihtiyaç kredi faizini yüzde 3,65’e kadar yükseltirken Merkez Bankası ortalamasına göre 17 Mart itibariyle ihtiyaç kredi faizi yıllık yüzde 30,35’e çıktı. Bu ihtiyaç kredisi faizi 2023 yılının ikinci en yüksek ihtiyaç kredisi faizi seviyesi oldu. Oysa Merkez Bankası 10 Mart’ta uygulamaya aldığı ve 13 Mart itibariyle yeniden düzenlediği regülasyonuyla bankaların ihtiyaç kredi faizinde belli oranı aşmaları durumunda ek menkul kıymet tesisi zorunluluğu tanımladı.

Daha önce ticari kredi faizlerine getirilen ve şimdi ihtiyaç kredileri için de uygulanan düzenlemeyle İhtiyaç kredilerinden faiz/kâr payı oranı Merkez Bankası’nca ilan edilen yıllık bileşik referans oranın 1.8 ile 2.0 (dâhil) katı arasında olanların birinci kademede yani yüzde 20 oranında, 2.0 katından yüksek olanların ise ikinci kademede yüzde 90 oranında menkul kıymet tesisine tabi olması kararlaştırıldı.

Bundan sonra ise bankacıların yaptığı hesaplamalara göre ihtiyaç kredisi faizi yüzde 18,6’yı aştığında yüzde 20, yüzde 20,6’yı aştığında ise yüzde 90 oranında ek menkul kıymet alım zorunluluğu oluşacak. Ancak 70 bin liraya kadar olan ihtiyaç kredileri menkul kıymet tesisinden muaf tutuldu.

Veriler bankacılık sektöründe ortalama ihtiyaç kredisi faizinin Merkez Bankası’nın neredeyse yüzde 90 oranında ek menkul kıymet tesisi zorunluluğu getirdiği faiz oranından 10 puan daha yüksekte olduğunu ortaya koyuyor. Bankacılık sektörü kaynakları bir süredir yüzde 29-30 seviyesinde bulunan ihtiyaç kredisi faizinin özellikle kamu bankalarının da ilgisinin artmasıyla mart ayı başında yüzde 26’nın altına gerilediğini hatırlattı.

Ancak kaynaklar ardından Merkez Bankası’nın ihtiyaç kredisi faizine yönelik ek menkul kıymet tesisi zorunluluğu geldiği ve seçim takvimi netleştiğine işaret ederek ABD’deki banka batışı ile ardından ABD ve Avrupa’da bankacılık sektöründeki endişenin de tüm bunlara eklendiğini dile getirdi.

Tüm bu olumsuzlukların ve belirsizliklerin üst üste gelmesinin zaten regülasyonlar nedeniyle bilanço yönetiminde zorluk çeken bankacılık sektörünü daha da isteksiz hale getirdiğini vurgulayan bankacılık sektörü kaynakları net faiz gelirinin negatif olmasının da kredi iştahını kestiğini vadeleri ise kısalttığını vurguladı. Özellikle seçimden sonra sonuca göre ya regülasyonların ya da belirsizliğin kalkmasının beklendiğini kaydeden bankacılık sektörü kaynakları risk almak yerine bankaların bu döneme kadar kredilerde kendilerini rölantiye aldıklarını ifade etti.

BDDK verileri de iştahın hızla azaldığını ortaya koyuyor. BDDK’nın haftalık bankacılık verileri TL cinsi ihtiyaç kredi hacminin 17 Mart haftasında bir önceki haftaya göre sadece yüzde 0,26 büyüdüğünü ve 795 milyar 21 milyon liraya yükseldiğini gösteriyor. Oysa ki 24 Şubat haftasında bir önceki haftaya göre ihtiyaç kredi hacminde büyüme yüzde 5,81, 3 Mart haftasında yüzde 1,83, 10 Mart haftasında ise yüzde 2,28 olmuştu. Bankalar ihtiyaç kredilerinde frene basarken tüketiciler de çareyi bu yılın tamamında olduğu gibi kredi kartı ve kredili mevduat hesaplarında buldu. Merkez Bankası’nın faiz indirimleri nedeniyle kredi kartı ve KMH faiz oranları yüzde 1,36, gecikme faizi ise yüzde 1,66 seviyesinde bulunuyor.

TL mevduat faizi yüksek seviyede

Tüketici kredilerinde geçen hafta taşıt ve konut kredisi faizlerinde de hafif bir kıpırdanma yaşandı. Taşıt kredi faizi 0.45 puan artışla yüzde 25,17’ye, konut kredisi faizi de 0.10 puan artışla yüzde 16,5 seviyesine çıktı.

Merkez Bankası verilerine göre TL mevduat faizlerinde en çok tercih edilen 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizinde 17 Mart haftası itibariyle oran yüzde 27,64. Böylece 3 aya kadar vadeli TL mevduat faizi geçen yılsonuna göre 3.47 puan yükseldi. Toplam mevduat faizi ise yüzde 19,51, bu oran da geçen yılsonuna göre 0.95 puan yükseldi. İhtiyaç kredisi faizinde ise durum tersine işledi. İhtiyaç kredisi faizi yılsonuna göre 0.97 puan arttı.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) verilerine göre TL cinsi taksitli ticari krediler geçen hafta hafif de olsa hareketlendi. Bir önceki hafta yani 10 Mart haftasında ticari kredi faizi sert yükselmiş kredi hacmi büyümesi de olumsuz etkilenmişti. 17 Mart haftasında ise TL kredi faizi 1.49 puan düşerek yüzde 14,68’e geriledi, kredi kart ve kredili mevduat hariç TL ticari kredi faizi ise 1.82 puan azalarak yüzde 14,28’e düştü. Bu faiz düşüşü haftalık kredi hacminin büyümesinde ivmenin artmasına neden oldu ve 17 Mart haftasında kredi hacmi yüzde 1,23 arttı. TL cinsi taksitli ticari kredi hacmi 714.7 milyar liraya çıktı.

Paylaşın

Cep Telefonlarına Yüzde 20 Zam Yolda

Cep telefonları 28 Mart’tan itibaren en az 2 bin 500 TL zam geliyor. ÖTV, KDV, TRT Bandrol ücreti gibi diğer vergiler de eklenince telefonun fiyatı 10 bin 500 TL’ye kadar çıkacak.

Türkiye’ye gelen akıllı telefonlardan önce yüzde 1 Kültür Bakanlığı payı, sonra yüzde 10 TRT Bandrol ücreti kesiliyor.

Ardından tüm bu rakamlar üzerinden yüzde 50 ÖTV ekleniyor. Oluşan rakamın üzerinden de yüzde 18 KDV alınarak telefonun fiyatı en az ikiye katlanıyor.

Ticaret Bakanlığı tarafından getirilen ve 2020 yılından bu yana yürürlükte olan gözetim uygulamasında akıllı telefonlar için yeni bir düzenleme yapıldı.

Geçen ay Resmi Gazete’de yayımlanan İthalatta Gözetim Uygulanmasına İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ ile akıllı telefonlarda adet başına birim gümrük kıymeti, 200 dolardan 350 dolara yükseltildi. Tebliğ 28 Mart’ta uygulanmaya başlayacak.

Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre, düzenleme sonrası telefonlara 28 Mart’tan itibaren en az 2 bin 500 TL zam geliyor. Giriş seviyesi cep telefonlarının fiyatı bile 10 bin TL’den düşük olmayacak.

Yeni düzenleme ile ithal edilen ve vergisiz fiyatı yaklaşık 3 bin 800 TL olan bir cep telefonu 28 Mart’tan itibaren en az 2 bin 500 TL zamlanacak.

Buna ÖTV, KDV, TRT Bandrol ücreti gibi diğer vergiler de eklenince telefonun fiyatı 10 bin 500 TL’ye kadar çıkacak. Türkiye’ye gelen akıllı telefonlardan önce yüzde 1 Kültür Bakanlığı payı, sonra yüzde 10 TRT Bandrol ücreti kesiliyor.

Ardından tüm bu rakamlar üzerinden yüzde 50 ÖTV ekleniyor. Oluşan rakamın üzerinden de yüzde 18 KDV alınarak telefonun fiyatı en az ikiye katlanıyor.

Paylaşın

2022 Yılında Merkez Bankası’nın Kur Zararı 328 Milyar TL

2022 yılını 72 milyar 22 milyon lira kârla kapatan Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB), kurlardaki artış yüzünden 328.5 milyar lira zarar etti. Zarar henüz gerçekleşmediği için bilançoda göründü ancak kârını bozmadı.

Sözcü gazetesinin haberine göre; Merkez Bankası, genel kurul toplantısını önümüzdeki hafta salı günü gerçekleştirerek kâr dağıtım işlemini sonuçlandıracak. Resmi Gazete’de yayımlanan bilançoya göre Merkez Bankası bu yıl Hazine ve Maliye Bakanlığı’na 21.9 milyar lira civarında vergi ödeyecek.

Ayrıca yine Hazine’ye 7 milyar 799 milyon lira da ihtiyat akçesi ödemesi yapacak. Kâr üzerinden kötü günler için ayıracağı ihtiyat akçesi ise 9.4 milyar lira civarında olacak.

AFAD’a 30 milyar verilecek

Merkez Bankası 72 milyar liralık kârından ihtiyat akçesini ayırdıktan sonra geriye kalan 62.6 milyarı Hazine’ye kâr payı olarak gönderecek. Ancak bu yıl deprem için AFAD’a söz verildi. Bu nedenle 30 milyar liranın AFAD’ın hesabına aktarılması gerekiyor.

Bu aktarımdan sonra geriye kalan 32.6 milyar lira Hazine’ye ödenecek. Böylece 7.8 milyarlık ihtiyat akçesi ve 21.9 milyar liralık vergiyle birlikte bütçeye aktarılacak toplam kaynak 62.3 milyar lirayı bulacak. AFAD’a yapılacak ödemeyle birlikte Merkez’in seçim öncesi bütçeye katkısı 92.3 milyar liraya ulaşacak.

Yıllar sonra ilk kez kurdan zarar etti

Döviz varlıkları döviz yükümlülüklerini karşılayamadığı için net döviz açığı yaşayan Merkez Bankası geçen yıl kurlardaki artış nedeniyle 328.5 milyar lira kur zararı yaşadı. Bu zarar henüz gerçekleşmediği için bilançonun aktif tarafındaki değerleme hesabına yazıldı.

Yasa gereği gerçekleşmemiş değerleme farkı dönem kazancından düşülmediği için bu durum Banka kârını etkilemedi. Bugüne kadar kurdan kâr eden Merkez, yıllar sonra ilk kez kur zararı yaşadı. En son 2021 bilançosunda son ayda yapılan düzeltmeyle kur zararı kur kârına dönüşmüştü.

Paylaşın

Reuters: Yabancı Yatırımcılar Yeniden Türkiye Piyasasını Yokluyor

14 Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri yaklaştıkça uluslarlarası medyada Türkiye ile ilgili haberlerini sürdürüyor. Son olarak Birleşik Krallık merkezli Reuters, yabancı yatırımcıların yeniden Türkiye piyasasını yokladığını öne sürdü.

Reuters, bazı yatırımcı ve bankacılara dayanarak BBVA ve BNP Paribas gibi büyük yabancı bankaların, müşterilerinin mevcut Türk hükümeti yetkilileri, muhalefetten isimler ve danışmanlarla tanışmaları için geziler ve görüşmeler düzenlediğini yazdı.

Reuters’a konuşan kaynaklar, yatırımcı ziyaretleri ve konferans görüşmelerinin son haftalarda arttığını ve Nisan ayına kadar devam edeceğini söyledi.

Reuters haber ajansı, bazı yatırımcı ve bankacılara dayanarak BBVA ve BNP Paribas gibi büyük yabancı bankaların, müşterilerinin mevcut Türk hükümeti yetkilileri, muhalefetten isimler ve danışmanlarla tanışmaları için geziler ve görüşmeler düzenlediğini yazdı

“Çok sayıda yabancı yatırımcı, Türkiye’deki seçimlerin ekonomi ve finans piyasalarında bir değişim yaratıp yaratmayacağını anlamak için yıllar sonra İstanbul ve Ankara’ya dönüyor.” Bu değerlendirme İngiliz haber ajansı Reuters’a ait.

14 Mayıs seçimleri yaklaşırken Türkiye ile ilgili haberlerini sürdüren Reuters, bazı yatırımcı ve bankacılara dayanarak BBVA ve BNP Paribas gibi büyük yabancı bankaların, müşterilerinin mevcut Türk hükümeti yetkilileri, muhalefetten isimler ve danışmanlarla tanışmaları için geziler ve görüşmeler düzenlediğini yazdı.

“Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yükselen enflasyon karşısında agresif faiz indirimlerini de içeren alışılmışın dışındaki politika yaklaşımı, ekonomiyi ve piyasaları büyük ölçüde devlet yönetimine bıraktı ve son beş yılda yabancı yatırımcıların kaçışını körükledi” diyen Reuters, ancak yirmi yıllık iktidarın ardından Erdoğan ve iktidar ittifakının, 14 Mayıs’taki seçim öncesi bazı anketlerde, muhalefetin gerisinde kaldığına dikkat çekti.

Reuters’a konuşan kaynaklar, yatırımcı ziyaretleri ve konferans görüşmelerinin son haftalarda arttığını ve Nisan ayına kadar devam edeceğini söyledi. Kaynaklar bu temasların, COVID-19 salgınının seyahatleri durdurmasından önceki dönem dahil geçmiş yıllara göre çok daha fazla ilgi topladığını belirtti.

Planlar hakkında bilgi sahibi olan bir kişi, İspanyol BBVA tarafından gelecek hafta düzenlenecek bir gezide, gelişmekte olan piyasalarda borçla ilgili varlıklarda yaklaşık 1,5 trilyon doları temsil eden müşterilerin bulunacağını söyledi.

Bu kişi, muhalefetin kazanması halinde “nispeten kısa bir süre içinde potansiyel olarak devasa bir faiz artışının geleceğini” de söyledi ve yatırımcıların “kimin kazanacağını, kilit pozisyonlara kimin geleceğini ve programın ne olacağını” anlamaya çalıştığını kaydetti.

TEB’in büyük hissedarlarından Fransız kredi kuruluşu BNP, toplantılara gelecek ay evsahipliği yapacağını doğruladı.

Garanti Bankası’nın çoğunluk sahibi BBVA, Reuters’ın duyurduğu planlarla ilgili yorum yapmayı reddetti.

Reuters’a göre geziler sadece Türkiye’ye yapılmıyor. Türkiye’den başka ülkelere de ziyaretler var.

Hazine, Çevre ve Enerji bakanlıklarından yetkililer de son günlerde Avrupa’nın finans başkenti Londra’da, para piyasalarının yöneticileriyle depremler ve yeni “sürdürülebilir” tahviller hakkında konuştular.

Toplantılardan birine katılan Abrdn portföy yöneticisi Viktor Szabo, tahvil planlarının neredeyse tamamen şekillenmiş göründüğünü, hatta hükümetin seçim öncesinde bunları satmaya çalışabileceğini söyledi.

Analistler Türkiye’nin bu yıl 5 milyar dolar daha borçlanması gerektiğini söylüyor. Sürdürülebilir bir tahvil satışı yoluyla ciddi miktarda para elde etmek bir umut olsa da standart tarzda dolar cinsinden ek bir tahvil veya “sukuk” herhangi bir açığı kapatabilir.

İslami bankacılığın ürünü, varlığa dayalı borç senedi olan sukuk, “kira sertifikası” olarak da adlandırılıyor.

Türkiye’nin defalarca yaşadığı kur çalkantıları, birçok uluslararası fonun lira cinsinden devlet tahvillerini satmasına neden oldu. Hükümet verilerine göre, yabancıların bu piyasadaki payı beş yıl önce yüzde 25’in üzerindeyken şimdi yüzde 1’in altında.

Bazı analistler cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinde muhalefetin zaferinin, lirada keskin bir yükseliş getirmesini bekliyor. Bazılarına göre ise parasal sıkılaştırmanın ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceği göz önüne alındığında daha fazla belirsizlik söz konusu olabilir.

Reuters’a konuşan analistler, 2021’in sonlarında yaşanan son kur çöküşünden bu yana kabul edilen 100’den fazla mali düzenlemenin ele alınması ihtiyacının ve Merkez Bankası, düzenleyici kurumlar ve bakanlıklarda beklenen personel revizyonunun, herhangi bir geçiş sürecini karmaşıklaştıracağını söylüyor.

Wall Street bankalarından Citi, bu ayın başlarında tahvil ve hisse senedi yatırımcıları için İstanbul’da iki gün süren toplantılar düzenlediğini açıklamıştı.

Citi, toplantı sonrasında yaptığı açıklamada, seçim sonucuna ilişkin “gergin” bir atmosfer olsa da “olumlu bir değişim için umutlu bir hava var” demişti.

Planlanan bir dizi toplantı hakkında bilgi sahibi olan ve Reuters’a konuşan bir başka kaynak da sadece Batılı değil, Körfez merkezli yatırımcıların da finansal varlıklardan ziyade, potansiyel doğrudan yabancı yatırımlar hakkında çalışmalar yürüttüğünü söyledi.

Yakında Türkiye’yi ziyaret edecek olan Batılı bir yabancı yatırımcı da çalıştığı grubun mümkün olduğunca muhalefeti dinlemeyi ve aynı zamanda Merkez Bankası yetkilileriyle görüşmeyi planladığını söyledi.

Reuters’ın konuştuğu yatırımcı, “Türkiye’nin emsal piyasalar arasında halihazırda önemli ölçüde yetersiz konumunu yeniden gözden geçirmek için iyi bir fırsat olabilir. Bu yıl gelişmekte olan piyasalar arasında bir yıldız parlayacaksa, o da Türkiye olacaktır” dedi.

Merkez Bankası bu tür toplantılar hakkında, haber ajansına yorum yapmayı reddetti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

Yılın İlk İki Ayında Kapanan Şirket Sayısı 2 Bin 871’e Yükseldi

İktidar ekonomide pembe tablolar çizmeye çalışsa da açıklanan her veri iktidarın yaşanan derin ekonomik krizi gözler önüne seriyor. 2023 yılının ilk iki ayında kapanan şirket sayısı 2 bin 871’e yükseldi.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), Şubat 2023’e ilişkin kurulan ve kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. Buna göre, şubat ayında bin 225 şirket kapandı ve yılın ilk iki ayında kapanan şirket sayısı 2 bin 871’e yükseldi. Geçen yılın aynı döneminde kapanan şirket sayısı bin 894 olmuştu.

Sözcü’nün aktardığına göre bir önceki aya göre kapanan şirket sayısı yüzde 24,8, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 37,1 ve kapanan kooperatif sayısı yüzde 41,3 azaldı. Yıllık bazda bakıldığında ise şubatta bir önceki yılın aynı ayına göre kapanan şirket sayısı yüzde 52,4, kapanan kooperatif sayısı yüzde 42,4 arttı. Kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı ise yüzde 20,4 azaldı.

Kurulan şirket sayısı aylık ve yıllık bazda azaldı

Kurulan şirket sayısına bakıldığında ise, Şubat 2023’te, Şubat 2022’ye göre kurulan şirket sayısının yüzde 3,8 ve kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısının da yüzde 15,7 azaldığı görüldü. Kurulan kooperatif sayısı ise yüzde 51,1 arttı.

Bir önceki aya göre kurulan şirket sayısı ise yüzde 33,5, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 27,6 ve kurulan kooperatif sayısı yüzde 5,4 azaldı.

TOBB verilerine göre Şubat 2023’te şirket ve kooperatiflerin 3 bin 243’ü ticaret, bin 339’u imalat ve bin 330’u inşaat sektöründe kuruldu.

Şubat 2023’te kurulan gerçek kişi ticari işletmelerinin; 612’si toptan ve perakende ticaret motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 554’ü inşaat, 191’i imalat sektöründe yer aldı.

Bu ay kapanan şirket ve kooperatiflerin; 368’i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 175’i imalat, 147’ü inşaat sektöründe yer alırken; bu ay kapanan gerçek kişi ticari işletmelerinin 715’i toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı, 296’sı inşaat, 208’i imalat sektöründe yer aldı.

Paylaşın