TÜİK Açıkladı: Ekonomik Güven Endeksi 99’a Geriledi

Ekonomik güven endeksi mart ayında 100,0 iken, nisan ayında yüzde 1,0 oranında azalarak 99,0 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi Şubat 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ekonomik güven endeksi mart ayında 100,0 iken, nisan ayında yüzde 1,0 oranında azalarak 99,0 değerini aldı.

Bir önceki aya göre nisan ayında tüketici güven endeksi yüzde 1,4 oranında artarak 80,5 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi aynı düzeyde kalarak 103,5 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 2,8 oranında azalarak 117,1 değerini, perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,9 oranında artarak 115,5 değerini, inşaat sektörü güven endeksi aynı düzeyde kalarak 88,6 değerini aldı.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir.

Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır.

Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

Şimşek’ten KDV Açıklaması: Artışı Yapılmadı

Lokanta ve kafelerde satılan yiyecek ve içeceklerdeki KDV’lerin artırıldığı yönündeki haberlere ilişkin açıklama yapan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “KDV artışı yapılmadı” ifadelerini kullandı.

Bakan Şimşek, İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV’nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı. Bu konuda hassasiyet gösteren ve bizlere bilgi veren vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

Denetimler sonucunda bazı lokanta veya kafelerin yeme içme hizmeti yerine et, su, meyve suyu gibi ürünleri satmış gibi gösterdiği ve KDV oranını yüzde 10 yerine yüzde 1 olarak hesapladığı tespit edildi.

Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğ ile KDV oranlarında herhangi bir artış olmazken, yanlış uygulamaların ve suistimallerin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, lokanta ve kafelerde satılan yiyecek ve içeceklerdeki KDV’lerin artırıldığı yönündeki haberlere ilişkin açıklama yaptı.

Gazete Duvar’ın aktardığına göre; “KDV artışı yapılmadı” ifadelerini kullanan Şimşek, İşletmelerin vatandaştan aldığı KDV’nin doğru belgelendirilmesi için düzenleme yapıldı. Bu konuda hassasiyet gösteren ve bizlere bilgi veren varandaşlarımıza teşekkür ediyoruz” dedi.

Düzenlemeye göre hizmet sunan lokanta, kafe ve pastane gibi işletmeler kendilerinin hazırlayıp sundukları yiyecek ve içecekler ile dışarıdan temin edilerek buralarda sattıkları ürünler için KDV’yi yüzde 10 (alkollü içeceklerde yüzde 20) şeklinde hesaplayacak.

Bu işletmelerin telefonla veya internet üzerinden sipariş suretiyle adrese gönderme, gel-al gibi yöntemlerle yaptıkları tüm satışları da aynı kapsamda olacak.

Öte yandan, yiyecek ve içecek hizmetlerine yönelik işyeri ruhsatı bulunmadığı halde müşterilerine servis yapılabilen alanlarda yiyecek ve içecek hizmetleri sunan işletmelerin yaptıkları satışlar da bu kapsamda değerlendirilecek. Tebliğ, mayıs ayı başında yürürlüğe girecek.

Paylaşın

Merkez Bankası Rezervleri 3 Milyar Dolar Eridi

19 Nisan itibarıyla Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara geriledi. Banka verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Haber Merkezi / BDDK verilerine göre ise geçen hafta Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 4 milyar TL’lik düşüş yaşandı. KKM’nin toplam büyüklüğü 2 trilyon 266 milyar TL olarak kaydedildi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Öte yandan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) aynı haftaya ait Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında 4 milyar TL’lik düşüş yaşandı.

KKM’nin toplam büyüklüğü 2 trilyon 266 milyar TL olarak kaydedildi. Aralık 2021’de uygulamaya alınan Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları 3,4 trilyon TL büyüklüğe ulaşarak zirveyi görmüştü.

Şimşek, kamuda tasarruf için tarih verdi

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi.

Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti. Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Paylaşın

Mehmet Şimşek, Kamuda Tasarruf İçin Tarih Verdi

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi. Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti.

Haber Merkezi / Mehmet Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuştu. Şimşek, kamuda tasarruf tedbirlerine yönelik çalışma konusunda bilgi vererek şu ifadeleri kullandı:

“Bu sene harcama ayağına odaklanacağız. Kamuda tasarruf ve harcama üzerine bir süredir çalışıyoruz. Tasarruflar konusunda çalışmalarımızı nihai noktaya getirdik, yakında bazı hususları paylaşacağız, bazı hususlarda gereken adımları atacağız. Kamuda tasarruf artış ve harcama kontrolü 2024’ün ikinci yarısında güçlü şekilde devreye gidecek.”

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Ayrıca Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Verilere göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 270 milyar liradan 2 trilyon 266 milyar liraya geriledi.

Aynı haftada krediler 12 trilyon 897 milyar liradan 12 trilyon 899 milyar liraya, mevduat 15 trilyon 595 milyar liradan 15 trilyon 765 milyar liraya çıktı.

Tüketici kredileri 1 trilyon 617 milyar liradan 1 trilyon 622,6 milyar liraya yükselirken, bireysel kredi kartları 1 trilyon 407 milyar liradan 1 trilyon 370,2 milyar liraya indi. Takipteki alacaklar ise 199,9 milyar liradan 202,2 milyar liraya yükseldi.

Paylaşın

‘Kur Korumalı Mevduat’ Hesaplarında Sınırlı Gerileme

19 Nisan itibarıyla Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları, 4 milyar lira azalarak 2 trilyon 266 milyar liraya geriledi. Aynı dönemde Merkez Bankası’nın (TCMB) brüt döviz rezervleri 67 milyar 11 milyon dolar oldu.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesapları verilerini açıkladı. Verilere göre, kur korumalı TL mevduat ve katılma hesapları 2 trilyon 270 milyar liradan 2 trilyon 266 milyar liraya geriledi.

Aynı haftada krediler 12 trilyon 897 milyar liradan 12 trilyon 899 milyar liraya, mevduat 15 trilyon 595 milyar liradan 15 trilyon 765 milyar liraya çıktı.

Tüketici kredileri 1 trilyon 617 milyar liradan 1 trilyon 622,6 milyar liraya yükselirken, bireysel kredi kartları 1 trilyon 407 milyar liradan 1 trilyon 370,2 milyar liraya indi. Takipteki alacaklar ise 199,9 milyar liradan 202,2 milyar liraya yükseldi.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 19 Nisan ile biten haftaya ilişkin istatistikleri açıkladı. Buna göre; Merkez Bankası (TCMB) brüt döviz rezervleri 2 milyar 989 milyon dolar azalışla 67 milyar 11 milyon dolara düştü.

Bu dönemde altın rezervleri 827 milyon dolar artışla 58 milyar 446 milyon dolardan 59 milyar 273 milyon dolara çıktı. Böylece Merkez Bankası’nın (TCMB) toplam rezervleri, 19 Nisan haftasında bir önceki haftaya kıyasla 2 milyar 162 milyon dolar azalarak 128 milyar 446 milyon dolardan 126 milyar 284 milyon dolara geriledi.

Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre aynı dönemde döviz mevduatları 341 milyon dolar artışla 181,79 milyar dolar oldu.

Şimşek’ten kamuda tasarruf açıklaması

Sapanca’da düzenlenen Uludağ Ekonomi Zirvesi’nde konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamuda tasarruf ile ilgili yakında yeni adımlar atılacağını söyledi.

Şimşek, yılın ikinci yarısında kamuda tasarruf ve harcama kontrolünün güçlü bir şekilde devreye gireceğini ifade etti. Şimşek, “Kamuda tasarruf ve harcama kontrolü ayağında çalışıyoruz. Yakında bazı hususları paylaşacağız, gereken adımları atacağız” dedi.

Paylaşın

İstanbul’da Yaşayanlar İndirime Giren Gıdaları Tercih Ediliyor

İstanbul’da yaşayanların yüzde 60,9’u satın aldığı gıda miktarının azaldığını yüzde 58,7’si indirime giren gıdaları tercih etme sıklığının arttığını yüzde 59,1’i geçen seneye göre satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti.

Haber Merkezi / İstanbul’da yaşayanların yüzde 85,3’ü kırmızı et, yüzde 43,3’ü beyaz et, yüzde 33,7’si süt ve süt ürünü çeşitlerinde satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını yüzde 36,8’i gıda alışverişlerinde ilk dikkat ettiği özelliğin ürün fiyatı olduğunu yüzde 97,8’i ekonomik sebeplerle gıda çeşidini azalttığını ifade etti.

İstanbul Planlama Ajansı (İPA), İstanbul Gündemi Araştırması sonuçlarını açıkladı. Veriler, 1 – 5 Nisan 2024 tarihleri arasında bin İstanbul sakini ile telefon üzerinden görüşülerek hazırlandı.

Verilere göre; Araştırmaya katılanların yüzde 42,7’si 31 Mart yerel seçimlerin, yüzde 32,5’i ekonomik sorunların, yüzde 2’si ise ailevi sorunların ev içerisinde konuşulduğunu belirtti.

Bayramı genellikle İstanbul dışında geçiren katılımcıların yüzde 20,1’i bu bayramda ekonomik sebeplerden dolayı İstanbul’da olduğunu belirtti.

Araştırmaya katılanların yüzde 65,9’u 31 Mart yerel seçimleri Mart ayında İstanbul’un gündemi olduğunu belirtti. İkinci sırada ise yüzde 20,4 ile ekonomik sorunlar yer aldı.

Katılımcıların yüzde 67’si 31 Mart yerel seçimlerinin konuşulduğundan bahsetti. İkinci sırada, yüzde 22,7 ile ekonomik sorunlar, üçüncü sırada ise yüzde 4,1 ile İsrail’in Gazze’yi İşgali yer aldı.

“Yüzde 33,9 kredi kartı asgari tutarını ödeyebiliyor”

Kredi kartı kullananların yüzde 48’i aylık kredi kartı borcunun tamamını, yüzde 33,9’u ise borcun asgari tutarını ödeyebildiğini belirtti. yüzde 5,4’ü asgari tutar ile borcun tamamı arasında bir miktarda, yüzde 4,1’i asgariden az miktarda ödeme yapabildiğini belirtirken, yüzde 8,6’sı ise kredi kartı borcunu hiç ödeyemediğini ifade etti.

Mart ayında katılımcıların yüzde 17,9’u bazı ödemeleri yapamadığını ve borca girdiğini, yüzde 13,7’si aslında pek geçinemediğini, yüzde 47,4’ü kıt kanaat geçinebildiğini, yüzde 21’i ise geçinebildiğini ve kenara da para koyabildiğini belirtti. Araştırmaya katılanların yüzde 58,7’si indirime giren gıdaları tercih etme sıklığının arttığını belirtti.

Araştırmaya katılanların yüzde 59,1’i geçen seneye göre satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti. Katılımcıların yüzde 85,3’ü kırmızı et, yüzde 43,3’ü beyaz et, yüzde 33,7’si süt ve süt ürünü çeşitlerinde satın aldığı gıda çeşidinin azaldığını belirtti.

Katılımcıların yüzde 36,8’i gıda alışverişlerinde ilk dikkat ettiği özelliğin ürün fiyatı olduğunu belirtti. Araştırmaya katılanların yüzde 97,8’i ekonomik sebeplerle gıda çeşidini azalttığını belirtti.

Araştırmaya katılanlara Mart ayındaki duygu halleri soruldu ve 10 üzerinden değerlendirmeleri istendi. Araştırmaya katılanların ortalama stres seviyesi 6,3 olarak ölçülürken kaygı seviyesi 5,9 olarak ölçüldü. Mart ayındaki yaşam memnuniyeti 4,8 ve mutluluk seviyesi 5,9 olarak ölçüldü.

Tartışmaların yüzde 40,1’i aile arasında, yüzde 30,6’sı iş ortamında gerçekleşti. Katılımcılara göre İstanbul’un ilk üç sorunu yüzde 57,9 ile ulaşım, yüzde 49,4 ile ekonomik sorunlar ve yüzde 47,3 ile sığınmacı ve mülteciler olarak belirlendi.

Paylaşın

Şimşek’in Politikalarına Rahatsızlık Artıyor: Ne Enflasyon Düştü Ne Yabancı Geldi

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, sanayicinin enflasyonun düşürülmesi ve belirsizliklerin giderilmesi için faiz artışına razı olduğunu, ancak gelinen noktada enflasyon düşmediği gibi, yabancı sermayenin de gelmediğini söyledi.

Ankara Sanayi Odası (ASO) Meclis toplantısında konuşan Seyit Ardıç, krediye erişim zorluğu sürerken, ticari kredi kartı limitlerinin sınırlandırılmasının sanayiciyi zor durumda bıraktığını da kaydetti.

Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD) Başkanı Buğra Küçükkayalar, seçim sonrasında belirsizliğin ortadan kalkmadığını gözlemlediklerini belirterek, “Öngörülemezlik; üretim ve hizmet sektöründeki üyelerimizin ortak kaygıları olarak ortaya çıkıyor” dedi.

Türkiye, son açıklanan Mart 2024 verilerine göre yüzde 68,5’lik tüketici enflasyonu ile dünyada en yüksek enflasyona sahip dördüncü ülke konumunda bulunuyor. Enflasyonda Türkiye’yi geçen ülkeler ise Arjantin, Suriye ve Lübnan olarak sıralanıyor. Eylül 2021’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “faiz indirimi” ısrarı ile yükselişe geçen enflasyon, Türkiye toplumunun son 2,5 yılda en çok şikayet ettiği konu oldu, olmaya da devam ediyor.

28 Mayıs Cumhurbaşkanı seçimini Erdoğan’ın az farkla kazanması sonrasında ekonominin başına getirdiği Mehmet Şimşek’in başta Merkez Bankası olmak üzere ekonomi bürokrasisinde yaptığı değişiklikler ve “rasyonele dönüş” söylemi, faiz artırımı politikasına geri dönüşün de önünü açtı.

Haziran 2023’te tekrar başlayan faiz artırımları ile, son 11 ayda TCMB’nin politika faizi yüzde 8,5’ten yüzde 50’ye çıkarıldı. Aynı dönemde tüketici enflasyonu ise yüzde 38,2’den yüzde 68,5’e yükseldi. Dolayısıyla aradan geçen 11 ayda hala enflasyonda bir gerileme ve Türkiye’ye olan yabancı sermaye girişlerinde artış beklentisi karşılanmış değil.

Kulislere göre hem AKP içinde hem Saray danışmanları içerisinde Şimşek’in politikalarına ilişkin rahatsızlıklar giderek artıyor. Bununla birlikte son günlerde iş dünyasından da “faiz artışlarının işe yaramadığı” yönünde eleştiriler yapılmaya başlanması dikkat çekiyor.

DW Türkçe’den Aram Ekin Duran‘a konuşan ekonomistlere göre, Mehmet Şimşek’in ‘rasyonel’ ekonomi politikalarının bekleneni verememesi halinde, Şimşek üzerindeki baskılar da artacak. Özellikle Mayıs ve Haziran aylarında enflasyonda kalıcı etki yapacak bir gerileme olmazsa, Şimşek politikalarına olan eleştirilerin artması bekleniyor.

TCMB, 31 Mart yerel seçimleri öncesinde politika faizini 500 baz puan artırarak yüzde 50’ye çıkarmıştı. TCMB’nin seçimden hemen önceki bu hamlesi piyasa oyuncularını hem şaşırttı hem de Fatih Karahan başkanlığındaki TCMB’nin kredibilitesine olumlu katkı yaptı. TCMB, Şubat 2024’te ise faizi sabit tutmuştu.

Nisan ayında da faizin sabit tutulmasıyla TCMB yine “bekle-gör” dönemine girmiş oldu. Artık önümüzdeki 2 ay, yani Mayıs ve Haziranda mevcut sıkılaştırma ve tedbirlerin enflasyon üzerindeki etkisi izlenecek. Dolayısıyla bu önümüzdeki 2 ayda, dezenflasyon süreci için ortaya konan ‘rasyonel’ politikalar açısından da bir test dönemi olacak.

TCMB’nin Nisan 2024 toplantısında politika faizini sabit bırakmasını değerlendiren Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ege Yazgan’a göre, bu ‘bekle-gör’ döneminde enflasyonda bir iyileşme görülmezse, Haziran sonrasında mutlaka yeni bir faiz artışına ihtiyaç olacak.

Mevcut ekonomi yönetiminin de yaz ortasında bir faiz artışı yapmaya bu şartlarda sıcak baktığını ifade eden Prof. Yazgan, son 11 aydır yürütülen enflasyonla mücadele programının işe yarayıp yaramadığının önümüzdeki 2 ayda ciddi bir teste tabi tutulacağı görüşünde. “Önümüzdeki 1 -2 aylık dönem, hem Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in ‘rasyonel’ politikaları hem de TCMB yönetimi için kritik önemde” diyen Yazgan, baz etkisi dışında enflasyon dinamiklerinde kayda değer bir gerileme gözlemlenmezse, Şimşek politikalarına karşı hem iktidar içerisinde hem de iş dünyasında güçlü bir itirazın yükselebileceğini ifade ediyor.

Yazgan, olası itirazlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu aşamada Mehmet Şimşek’i görevden almasının ise “en olumsuz ve gerçekleşmesi en uzak senaryo” olacağını kaydediyor.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) tarafından düzenlenen Küresel Görünüm Forumu’nda Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunmuş ve “Piyasalar ve yatırımcılar genel olarak enflasyonun düşeceği ve Orta Vadeli Program’ın (OVP) sonuç vereceğine inanmaya başladı” ifadesini kullanmıştı.

Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü (PIIE) ve Dış İlişkiler Konseyi (CFR) tarafından düzenlenen “Gelişmekte Olan Piyasalarda Merkez Bankası Yönetimi” başlıklı etkinlikte konuşan TCMB Başkanı Fatih Karahan da, “Ne gerekiyorsa yapacağımızın sinyalini her zaman verdik. Piyasaların beklediğinden çok daha fazla miktarda sıkılaştırma yaptık ve dezenflasyon konusunda ne kadar ciddi olduğumuzu gösterdik” diye konuşmuştu.

Ancak aynı günlerde iş dünyasından ise mevcut para politikasının beklenen düzeyde işe yaramadığına dair eleştiriler ortaya çıktı.

Önce Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Seyit Ardıç, parasal sıkılaştırmadan beklenen sonucun alınamadığını savunan bir açıklama yaptı. ASO Meclis toplantısında konuşan Ardıç, sanayicinin enflasyonun düşürülmesi ve belirsizliklerin giderilmesi için faiz artışına razı olduğunu, ancak gelinen noktada enflasyon düşmediği gibi, yabancı sermayenin de gelmediğini söyledi.

ASO Meclis toplantısında konuşan Ardıç, krediye erişim zorluğu sürerken, ticari kredi kartı limitlerinin sınırlandırılmasının sanayiciyi zor durumda bıraktığını da kaydetti.

Türkiye’nin bir diğer sanayi merkezi olan Bursa’dan da uyarı niteliğinde bir araştırma yayınlandı. Bursa Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (BUSİAD), üyeleri nezdinde Nisan 2024’te gerçekleştirdiği, BUSİAD İktisadi Yönelim Anketi’nin sonuçlarını değerlendiren BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar, seçim sonrasında belirsizliğin ortadan kalkmadığını gözlemlediklerini belirterek, “Öngörülemezlik; üretim ve hizmet sektöründeki üyelerimizin ortak kaygıları olarak ortaya çıkıyor” dedi.

Enflasyonda gerileme olacak mı?

Kırklareli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın’a göre, ekonomi yönetimi gerçekleşmesi çok zor olsa da, yıl sonu için yüzde 36’lık enflasyon hedefini korumaya devam ediyor.

Önümüzdeki birkaç ayda faiz artışı yapılmasa bile, son dönemde ‘parasal sıkılaşma’ya dönük mesajların giderek güçlendiğine işaret eden Prof. Alçın, “Ancak Haziran ayına gelindiğinde geçen ayki raporda olduğu gibi bu ayki raporda da yazan dezenflasyon sürecinin istenen seviyede gerçekleşmemesi olası. Mart ayı enflasyonunun da beklentinin üstünde geldiğini görüyoruz. Nisan ve Mayıs aylarında da enflasyonun geriye dönme ihtimali zayıf. Her ay beklenen üzerinde enflasyon olduğuna göre, burada jeopolitik riskler, güçlü iç talep, hizmet enflasyonu ve gıda enflasyonunun etkisi sürüyor” değerlendirmesi yapıyor.

Ekonomi yönetiminin enflasyonda istenen gerileme sağlanamazsa yapacağı yeni bir faiz artışı ile birlikte, yılsonu enflasyon hedefini de yukarı yönlü revize etmesi gerektiğini dile getiren Prof. Sinan Alçın, Mehmet Şimşek’in politikalarının geleceğine ilişkin ise şu görüşleri dile getiriyor:

“Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası, Mehmet Şimşek ‘in yönetim ve yönlendirmesi altında. Ama onun üzerinde Ekonomi Koordinasyon Kurulu var, Ekonomiden Sorumlu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz var ve tabi en tepede Cumhurbaşkanı Erdoğan var. Son 11 ayda enflasyonda ve rezervlerde pek olumlu gelişmeler sağlanamadı. Bu nedenle Haziran ayı sonrasında, Şimşek’in yönettiği ve yönlendirdiği Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası politikalarının Cumhurbaşkanlığı tarafından gözden geçirilebileceğini düşünüyorum.”

Paylaşın

Merkez Bankası Politika Faizini Sabit Tuttu

Merkez Bankası (TCMB), piyasaların beklediği gibi politika faizini sabit tuttu. Banka, geçen ay politika faizini, 500 baz puan artışla yüzde 45’ten yüzde 50’ye yükseltmişti.

Haber Merkezi / Merkez Bankası (TCMB) karara ilişkin yaptığı açıklamada, “Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerini kullandı.

Merkez Bankası’nın (TCMB), Nisan ayı piyasa katılımcıları anketinde cari ay ve 3 ay sonrası için faiz beklentisi yüzde 45’ten yüzde 50’ye çıktı. 12 ay sonrası için politika faizi beklentisi de yüzde 36,96’dan yüzde 38,18’e yükseldi.

Türkiye’de enflasyon Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı verilere göre Mart ayında yıllık olarak yüzde 68,50 oldu.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) Fatih Karahan başkanlığında toplandı. Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutma kararı aldı.

Merkez Bankası (TCMB) tarafından karara ilişkin yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 50 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermiştir.

Mart ayında aylık enflasyonun ana eğilimi, devam eden zayıflamaya rağmen öngörülenden yüksek gerçekleşmiştir. Tüketim malı ve altın ithalatındaki seyir cari dengedeki iyileşmeye katkı verirken, yakın döneme ilişkin diğer göstergeler yurt içi talepte direncin sürdüğüne işaret etmektedir. Hizmet enflasyonundaki yüksek seyir ve katılık, enflasyon beklentileri, jeopolitik riskler ve gıda fiyatları enflasyonist baskıları canlı tutmaktadır. Kurul, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının öngörüler ile uyumunu yakından takip etmektedir.

Mart ayında atılan adımların etkisiyle finansal koşullar önemli ölçüde sıkılaşmıştır. Parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Kurul, parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de göz önünde bulundurarak politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelemiştir.

Aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşu sürdürülecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası duruşu sıkılaştırılacaktır. Para politikasındaki kararlı duruş; yurt içi talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtası ile aylık enflasyonun ana eğilimini düşürecek ve dezenflasyon 2024 yılının ikinci yarısında tesis edilecektir.

Kurul; makroihtiyati politikaları, piyasa mekanizmasının işlevselliğini ve makro finansal istikrarı koruyacak nitelikte uygulamayı sürdürmektedir. Bu çerçevede, kredi büyümesi ve mevduat faizinde öngörülenin dışında gelişmeler olması durumunda parasal aktarım mekanizması desteklenmeye devam edilecektir. Likidite gelişmeleri yakından takip edilerek, gerektiğinde sterilizasyon araçlarının etkin şekilde kullanılması sürdürülecektir.

Kurul, politika kararlarını parasal sıkılaştırmanın gecikmeli etkilerini de dikkate alarak, enflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir.

Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır.”

Paylaşın

Beyaz Eşya İhracatı Yüzde 10 Azaldı

TÜRKBESD’in paylaştığı bilgilere göre; 2023 yılında yurt içi beyaz eşya satışlar bir önceki yıla göre yüzde 14 artarken, 2023 yılında beyaz eşya ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 10 düştü.

TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, “Sektörümüzün rekabetçiliğini koruması için en kritik konulardan biri maliyet baskısı. Özellikle maliyeti doğrudan etkileyen Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) türü uygulamalarda gerçekleştirilen yüksek artışlar bu dönemde sektörümüzü olumsuz etkiliyor. GEKAP tutarlarının 2020’den bu yana 10 katına çıkmış olması sektörümüzde birim maliyetleri artırdığı gibi ihracat rekabetçiliğine de olumsuz yansıyor” ifadelerini kullandı.

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı, “AB ve bağlantılı birçok pazarda da ihracatçılarımız özellikle Uzakdoğulu rakiplerine karşı çetin bir rekabet ortamı ile karşı karşıyadır. Bu bağlamda, ihracat teşviklerinin geliştirilerek devam etmesi son derece kritiktir” dedi.

Türk Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD), 2023 yılına ait beyaz eşya satış bilgilerini paylaştı. Paylaşılan bilgilere göre; 2023 yılında yurt içi beyaz eşya satışlar bir önceki yıla göre yüzde 14 artarken, 2023 yılında beyaz eşya ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 10 düştü.

İhracattaki düşüşü iç satışların dengeleyerek iç piyasanın kaldıraç etkisi yarattığı, böylece üretim ve istihdam yapısının korunabildiği değerlendirmesinde bulunan TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Tüm yıl boyunca devam eden dış piyasalardaki daralma ihracatımızdaki düşüşün en önemli sebebi oldu.  İhracattaki düşüşü bu zamana kadar iç satışlar büyük oranda dengeledi.  2024 yılı için de küresel risklerin değişmeyeceği öngörüsü ile iç satışların son derece önemli olduğunu biliyoruz. Üretim ve istihdam seviyelerimizin korunması yine iç pazardan alınan güçle mümkün olacak.”

İç pazar dinamizminin vazgeçilmez olduğuna dikkat çeken Sığın, “Sektör olarak ülkemiz ve tüketicilerimiz için arzumuz, enerji verimli ürünlerin daha da yaygınlaşmasıdır. Bu sayede ülkemizin kaynakları korunurken tüketicilerimiz için de tasarruf imkanı doğacaktır” dedi.

TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, sözlerine şöyle devam etti: “Kredi kartı taksit sayılarının azaltılması, kredi faiz ve komisyon oranlarının yükseltilmesi gibi uygulamalar, enerji verimli ürünlerin daha fazla tüketiciyle buluşmasına engel oluyor. Oysa bu yeni nesil ürünlerin yaygınlaşması sadece sanayimizin varlığı ve sürekliliği için değil; ülkemizin ve tüketicilerimizin refahı için de büyük önem taşımaktadır.

Bildiğiniz gibi ülkemizde beyaz eşya endüstrisi olarak Ar-Ge çalışmalarımız ve yatırımlarımızı her geçen gün artırarak tüketicilerimize enerji verimliliği yüksek ürünler sunuyoruz.  Enerji verimli ürünlere geçişle 2030 yılına kadar buzdolaplarından yıllık yaklaşık 2.7 TWH, çamaşır makinelerinden yıllık 2,1 TWh bulaşık makinelerinden yıllık 1,2 TWh tasarruf bekleniyor. Yaptığımız hesaplamalara göre piyasada enerji verimli ürünlerin hakim olması durumunda Keban Barajı’nın 1 yıllık üretimine denk şekilde toplam 6 TWh’lık bir enerji tasarruf edilebilir.”

“İhracat teşviklerinin geliştirilerek devam etmesi son derece kritik”

Toplantıda ihracat pazarlarında sanayicilerin desteklenmesi gerektiğinin altını çizen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı “AB ve bağlantılı birçok pazarda da ihracatçılarımız özellikle Uzakdoğulu rakiplerine karşı çetin bir rekabet ortamı ile karşı karşıyadır. Bu bağlamda, ihracat teşviklerinin geliştirilerek devam etmesi son derece kritiktir” diye konuştu. Özkadı ayrıca, sınırda karbon düzenleme mekanizması (SKDM) kapsamında ilk raporlamanın 31 Ocak’ta olacağını hatırlatarak, ilerleyen süreçte SKDM’den muaf olmak için Türkiye’de de AB ile uyumlu bir Emisyon Ticaret Sistemi’nin tesisi ve toplanan gelirlerin yeşil dönüşüme aktarılmasının önemine işaret etti.

Sektörün önemli temel girdilerinden yassı çelik ürünleri ile ilgili olarak da TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Yavuz şunları söyledi: “Sektörümüzde kullanılan soğuk sac, sıcak yassı çelikten üretilmekte ve bu nedenle, sıcak yassı çelik ürünlerindeki herhangi bir değişim, sektörümüzü doğrudan etkilemektedir. Yakın tarihte Çin, Hindistan, Japonya ve Rusya menşeli yassı sıcak çelik ürünlerine yönelik bir anti damping soruşturması başlatıldı. Bu soruşturmanın olası sonucunun; nihai ürün maliyetine, istihdam ve ihracat kayıplarına etkisini takip ediyoruz. TÜRKBESD olarak soruşturma sonucunun ihracat ve istihdam gibi önemli faktörler üzerinde etkili olabileceğini ve bu etkilerin dikkate alınması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyoruz.”

Son olarak toplantıda yetkili servislerin önemine değinen TÜRKBESD Yönetim Kurulu Üyesi Semir Kuseyri, “Yetkili olmadığı halde yetkili servis gibi kendilerini tanıtan ve asıl amaçları dolandırıcılık olan kişiler nedeniyle çok sayıda tüketici mağduriyetine ve ürün kaybına şahit oluyoruz. Bu olumsuz durum ayrıca firmaların ticari itibarlarına ve marka değerlerine de zarar verebiliyor. Ticaret Bakanlığı tarafından açılan Servis Bilgi Sistemi – SERBİS yetkili servislere ilişkin bilgilere doğru ve kolay bir şekilde erişim sağlanması en doğru kaynak. www.servis.gov.tradresli internet sitesi üzerinden Türkiye’deki tüm kayıtlı yetkili servislere kolayca ulaşılabiliyor” diye konuştu.

Paylaşın

Gıda Enflasyonu: Türkiye, Dünyada 3. Sırada

Türkiye, gıda enflasyonunda Arjantin ve Zimbabve’nin ardından dünyada 3. sıraya yerleşti. Türkiye’yi gıda enflasyonunda sırasıyla Venezuela, Lübnan ve Filistin takip etti.

Gıda fiyatları dünya genelinde gerilemeye devam ederken, Türkiye’de ise artmaya devam ediyor.

Ekonomist Tunç Şatıroğlu, sosyal medya hesabından Türkiye’nin Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, gıda enflasyonunda Venezula ve Lübnan’ı da geride bırakarak dünyada 3. sıraya yerleştiğini ifade etti.

Gıda fiyatlarında Türkiye’nin zirveyi yakın seyrettiğine vurgu yapan Şatıroğlu, “Arjantin ve Zimbabwe’den başka rakibimiz kalmadı” dedi.

Merkez Bankası’nın PPK raporunda yer alan, “Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanacaktır” ifadelerine de atıfta bulunan Tunç Şatıroğlu, “Kulanın artık” dedi.

Gıda fiyatları 27,9 kat arttı

2005 Mart’ta 115 olan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Mart 2024’te 2.139’a yükseldi. 2005 Mart’ta 113 olan gıda fiyatları endeksi ise 2024 Mart’ta 3.150’ye yükseldi. Böylece TÜFE 2005’ten bu yanda 18,6 kat; gıda fiyatları ise 2005’ten bu yana 27,9 kat arttı.

Mart 2005’te yüzde 7,9 olan yıllık enflasyon oranı Mart 2024’te yüzde 68,5 oldu. 2005’te yüzde 4,83 olan yıllık gıda enflasyonu ise Mart 2024’te yüzde 70,41’e yükseldi.

Öte yandan son yıllarda gıda enflasyonu ile genel enflasyon arasındaki fark açılmaya başladı. Mart 2005’te TÜFE’yle aynı seyreden gıda fiyatları endeksi Mart 2024’te TÜFE’nin 1.011 puan (yüzde 47,3) üstüne çıktı.

Paylaşın