Can Atalay Kararının Gerekçesi Açıklandı: AYM Kararları Bağlayıcı

Gezi Davası’ndan cezaevinde bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay milletvekili Can Atalay’a ilişkin ikinci kararının gerekçesini açıklayan Anayasa Mahkemesi (AYM), “Herhangi bir yargısal makamın AYM kararlarının bağlayıcılığını tartışma yetkisi verilmediği” vurguladı.

Haber Merkezi/ Anayasa Mahkemesi (AYM), Can Atalay’la benzer durumda olan Ömer Faruk Gergerlioğlu ve Leyla Güven hakkında AYM’nin vermiş olduğu kararlarına daha önce Yargıtay Ceza Kurulu’nun uyduğunun da altını çizerek bu konuda “bağlayıcılık” olduğuna işaret etti.

AYM, kararında, “Kamu gücü eylemi, işlemleri ve ihmallerinin Anayasa’ya uygunluğu kesin ve bağlayıcı olarak karara bağlama yetkisi münhasıran Anayasa Mahkemesine aittir. Bu bağlamda Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru yoluyla bir temel hak ve özgürlüğün ihlal edildiğine karar verdiğinde herhangi bir merciin bu kararın Anayasa’ya veya kanuna uygun olup olmadığı incelemesi ve yetersizliği yok” ifadelerine yer verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), hakkında iki kez hak ihlali kararı vererek tahliyesine hükmettiği Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay’la ilgili son kararının gerekçesini açıkladı.

2010 yılında yapılan anayasa değişikliğiyle AYM’ye bireysel başvuru imkanının getirdiği belirtilen kararda “Yapılan düzenlemeyle bireysel başvuruları inceleme görevi verilmek suretiyle Anayasa Mahkemesi’ne özgürlükleri koruma ve yükseltme misyonu da yüklenmektedir” ifadeleri yer aldı.

Karara AYM üyeleri İrfan Fidan, Muhterem İnce ve Muammer Topal’ın ortak ‘karşı oy’ gerekçesi yazdı. Gerekçeli kararında süreci ve ilk kararın uygulanmamasının hukuksuzluğunu anlatan AYM, Yargıtay’a da kendi kararıyla yanıt verdi.

Yüksek Mahkeme, bireysel başvurular üzerine verdiği kararların Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 28.04.2015 tarihli kararına atıf yaptı:

“Anayasa Mahkemesi’nin diğer kararları gibi, bireysel başvuruları inceleyen bölüm kararları da yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlamaktadır. Bu itibarla Anayasa Mahkemesi’nin emsal niteliğindeki bu kararı karşısında mevcut içtihadların yeniden gözden geçirilmesi gerekmiştir.’ şeklinde açıklandığı üzere Anayasa Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı ve içtihadi anlamda yol gösterici niteliği tartışmasızdır.”

AYM, akşam saatlerinde de Can Atalay dosyasına ilişkin web sitesinden açıklama yapmış, “Yargıtay’ın Anayasa hükümlerini gözardı ederek verdiği kararla şekillenen süreç Anayasa’nın sözüne açıkça aykırı” demişti.

Ne olmuştu?

Anayasa Mahkemesi, 14 Mayıs 2023 seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ı, milletvekili seçilmesine rağmen tahliye edilmemesinin “seçilme hakkı” ile “kişi hürriyeti ve güvenliği” haklarının ihlal edildiğine hükmetmiş ve İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, Can Atalay’ın tahliye edilmesi için gerekçeli kararı göndermişti.

Kararı inceleyen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, yetkinin kendilerinde olmadığını öne sürerek, dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne sevk etmişti.

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa’nın açık hükümlerine rağmen Can Atalay hakkında tahliye kararı verilmeyeceğine hükmetmiş ve Can Atalay hakkında hak ihlali kararına imza atan AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması yönünde karar vermişti.

Can Atalay’ın avukatları bu durum üzerine AYM’ye ikinci bir başvuru yapmış ve Atalay’ın “bireysel başvuru” hakkının da ihlal edildiğine dikkat çekmişti.

21 Aralık’ta ikinci kez Can Atalay’ın dosyasını görüşen AYM, Can Atalay’ın seçilme hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla, ilk AYM kararının uygulanmayarak Can Atalay’ın tahliye edilmemesi sebebiyle bireysel başvuru hakkının ihlal edildiğine ise oybirliğiyle karar vermişti.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir