Afganistan, Asya Oyunları’na 130 Sporcu Gönderdi: Hepsi Erkek

Çok sayıda ülkeden 10 binden fazla sporcunun katılması beklenen Asya Oyunları’na Taliban yönetimindeki Afganistan, tamamı erkeklerden oluşan 130 sporcu gönderdi. Afgan sporcular, 17 farklı spor dalında yarışacak.

Çin’in ev sahipliğindeki Asya Oyunları, 23 Eylül’de Hangzhou kentinde başlayacak. Oyunlar, sıkı Covid tedbirleri altında düzenlenen Pekin Kış Olimpiyatlarından bu yana Çin’in ilk mega etkinliği olacak.

Taliban yönetimindeki Afganistan, Çin’de cumartesi günü başlayacak 19’uncu Asya Oyunları’na tamamı erkeklerden oluşan 130 sporcu gönderdi.

Uluslararası Olimpiyat Oyunları’nın ardından dünyanın en büyük spor etkinliklerinden biri olarak görülen Asya Oyunları, Pekin’in sıkı Covid-19 tedbirleri nedeniyle ertelenmişti.

Afganistan adına birbirinden farklı sporcu kafilesi Çin’e gelirken biri Taliban’ı temsil eden beyaz bayrak, diğeri ise kırmızı-yeşik-siyah renkli cumhuriyet bayrağı altında yarışacak.

Afganistan Olimpiyat Komitesi’nin Taliban tarafından atanan sözcüsü Atel Maşvni, AP’ye yaptığı açıklamada voleybol, judo ve güreş dahil Afgan sporcuların 17 farklı spor dalında yarışacağını ve ekibin 130 erkek sporcudan oluştuğunu söyledi.

Taliban örgütü, ülkenin kontrolünü ele geçirmesinin ardından kadınların spor yapmasının yanı sıra halka açık spor aktivitelerine katılmalarını da yasaklamış durumda. Devrik yönetimin bayrağı altında yarışan diğer grup ise, dünyanın farklı yerlerindeki Afgan sporcu diasporasından geliyor.

Aralarında bisiklet, voleybol ve atletizm dallarında yarışacak 17 kadın atlet yer alıyor. Bu sporcular, Asya Olimpiyat Konseyi (OCA) ve Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) tarafından finanse edilecek.

Çin’in ev sahipliğindeki Asya Oyunları, 23 Eylül’de Hangzhou kentinde başlayacak. 45 ülkeden 12 binden fazla sporcu, 40 spor dalından oluşan bir program kapsamında mücadele edecek. Oyunlar, sıkı Covid tedbirleri altında düzenlenen Pekin Kış Olimpiyatlarından bu yana Çin’in ilk mega etkinliği olacak.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler, 2 Milyon Afgan’a Daha Gıda Yardımını Kesiyor

Birleşmiş Milletler’in (BM) Dünya Gıda Programı (DGP), finansman açığı nedeniyle 2 milyon Afgan’a daha gıda yardımını keseceğini duyurdu. Kuruluş, nisan ve mayıs aylarında yaptığı açıklamada, 8 milyona yakın Afgan vatandaşına yönelik gıda yardımının kesilmek zorunda kaldığını bildirilmişti.

DGP, bu ülkede özellikle zor durumdaki kadın ve çocukların gıda sorunlarına çare bulmayı hedefliyor.

DGP Afganistan Direktörü Hsiao-Wei Lee, yeteri kadar mali destek alamadıkları şikayetinde bulunarak, “Zaten endişe verici seviyelerdeki açlık ve yetersiz beslenme sürerken, şimdi de açlar ile açlıktan ölmek üzere olanlar arasında seçim yapmak zorunda kalacağız. Milyonlarca aileyi bir sonraki yemek öğünleri için çaresiz durumda bırakıyoruz. Biz kalan az sayıdaki kaynağımızla, mutlak yoksulluğun eşiğinde olan bu insanlara hizmet edemeyiz.” dedi.

Birleşmiş Milletler’in (BM) Dünya Gıda Programı (DGP), önemli mali kesintiler nedeniyle bu ay Afganistan’daki 2 milyon gıdaya erişimi olmayan insanın daha öngörülen gıda yardımından çıkarılması gerektiği uyarısında bulundu.

Dünya Gıda Programı’ndan yapılan yazılı açıklamada, son mali kesinti ile birlikte bu yıl ülkede BM desteğinden mahrum kalacak kişi sayısının 10 milyona ulaşacağı kaydedildi.

Açıklamaya göre, yeni kesintilerle birlikte BM Gıda Programı, Afganistan’da temel gıda maddelerine ulaşamayan 15 milyon insanın yaklaşık sadece 3 milyonuna gıda yardımı sağlayabilecek.

DGP Afganistan Direktörü Hsiao-Wei Lee, yeteri kadar mali destek alamadıkları şikayetinde bulunarak, “Zaten endişe verici seviyelerdeki açlık ve yetersiz beslenme sürerken, şimdi de açlar ile açlıktan ölmek üzere olanlar arasında seçim yapmak zorunda kalacağız. Milyonlarca aileyi bir sonraki yemek öğünleri için çaresiz durumda bırakıyoruz. Biz kalan az sayıdaki kaynağımızla, mutlak yoksulluğun eşiğinde olan bu insanlara hizmet edemeyiz.” dedi.

BM dışında birçok uluslararası insani yardım kuruluşları da Taliban’ın Ağustos 2021’de yönetimi ele geçirmesi ve ardından gelen ekonomik çöküşün ardından Afganlara gıda, eğitim ve sağlık desteği sağlamaya çalışıyor.

BM’nin kuruluşu, nisan ve mayıs aylarında yaptığı açıklamada, 8 milyona yakın Afgan vatandaşına yönelik gıda yardımının kesilmek zorunda kaldığını bildirilmişti.

DGP, bu ülkede özellikle zor durumdaki kadın ve çocukların gıda sorunlarına çare bulmayı hedefliyor.

Son kesintilerin sayıları 1,4 milyonu bulan ve özellikle yeni doğum yapmış veya hamile kadınların sağlığına önemli zararlar vereceği uyarısında bulunan DGP, çocukların açlığa daha fazla sürüklenmesi nedeniyle önümüzdeki aylarda beslenme merkezlerine yönelik başvurularda önemli bir artış yaşanacağı saptamasında bulundu.

Açıklamada, önümüzdeki altı ay boyunca, ülkede 21 milyon kişinin asgari gıda ve beslenme ihtiyacını karşılamak için 1 milyar dolara ihtiyaç olduğu bildirildi.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da Kadınların Ulusal Parka Girişi Yasakladı

Taliban, kadınların Band-e-Amir ulusal parkına girişini yasakladı. UNESCO, parkı “doğal olarak oluşmuş özel jeolojik yapıya sahip, doğal ve eşsiz güzellikte göllerin yer aldığı bir bölge” olarak tanımlıyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Fereshta Abbasi, yasak kararının Kadın Eşitlik Günü’nde alındığını hatırlattı ve durum için “Afgan kadınlarına yönelik tam bir saygısızlık” ifadelerini kullandı.

Afganistan’ın Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanı Muhammed Halid Hanefi, kadınların park içindeki örtünme kurallarına uymadığını söyledi. Hanefi, dini görevlilerden ve güvenlik birimlerinden, bir çözüm bulunana dek kadınların parka girişini yasaklamalarını istedi.

2009’da Afganistan’ın ilk milli parkı olan Band-e-Amir, ülkenin önemli turizm merkezlerinden birisi. Park, ayrıca aileler arasında da oldukça popüler. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) parkı “doğal olarak oluşmuş özel jeolojik yapıya sahip, doğal ve eşsiz güzellikte göllerin yer aldığı bir bölge” olarak tanımlıyor.

Afgan ajansı Tolo News’un aktardığına göre Hanafi, parkı görmek için parka gitmenin “zorunlu olmadığını” söyledi. Bamiyan’daki dini önderler, parkı ziyaret eden ve kurallara uymayan kadınların bölgeye gelen ziyaretçiler olduğunu belirtti.

Tolo News’e konuşan Bamiyan Şii Ulema Konseyi Başkanı Sayid Nasrullah Waezi, “Örtünme eksikliği veya kötü örtünülen türbanla ilgili şikayetler var ama bunlar Bamiyan sakinleri için değil. Başka yerlerden buraya geliyorlar” dedi. Eski bir Afgan milletvekili olan Meryem Solaimankhil, yasağı eleştiren bir şiirini sosyal medya hesabından paylaştı ve “Geri döneceğiz, bundan eminim” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Fereshta Abbasi ise yasak kararının Kadın Eşitlik Günü’nde alındığını hatırlattı ve durum için “Afgan kadınlarına yönelik tam bir saygısızlık” ifadelerini kullandı.

Taliban’dan BM’ye tepki

Öte yandan Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareketi ve askeri organizasyonu Taliban, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından, Afganistan’daki IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) tehdidi ile ilgili rapora itiraz etti.

Taliban Hükümet Sözcüsü Sabihullah Mücahid,  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGJK) raporunun, “asılsız suçlamalar” içerdiğini belirterek, iktidarı ele geçirdiğinden bu yana Taliban’ın IŞİD’e karşı “yüzlerce operasyon” düzenlediğini ve bu örgütün kapasitesini, “sıfır faaliyet” gösterdiği bir seviyeye düşürdüğünü ifade etti.

Taliban, ideolojik yakınlığına rağmen IŞİD ile, bu örgütün Afganistan’da organize olmaya başladığı 2015 yılından bu yana sert bir mücadele içinde. 2021’in Ağustos ayında Taliban’ın Kabil’e girerek ülkeyi yönetmeye başlamasının ardından da IŞİD pek çok ölümcül saldırı düzenlemişti.

BM Terörle Mücadele Ofisi Başkanı Vladimir Voronkov, kısa süre önce yaptığı açıklamada, Afganistan’daki durumun giderek karmaşık bir hal aldığını ve ülkede 20’den fazla terör örgütünün aktif olduğunu belirtmişti. Taliban’ın bu iddiaya verdiği yanıtta, Voronkov’un dile getirdiği iddiaların ya eksik bilgilendirmeden kaynaklandığı, ya da IŞİD’e moral vermek ve bölgeyi istikrarsızlaştırmak için dile getirildiği ifade edildi.

Siyasi gözlemciler, IŞİD’in Afganistan’da Taliban’ı bölmeye ve Taliban’ın dış kaynaklarını kesmeye çalıştığını öne sürüyor.

(Kaynak: DW Türkçe, BBC Türkçe)

Paylaşın

Taliban’dan BM’nin Afganistan’daki IŞİD Tehdidi Raporuna Tepki

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareketi ve askeri organizasyonu Taliban, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından, Afganistan’daki IŞİD (Irak Şam İslam Devleti) tehdidi ile ilgili rapora itiraz etti.

Taliban Hükümet Sözcüsü Sabihullah Mücahid,  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGJK) raporunun, “asılsız suçlamalar” içerdiğini belirterek, iktidarı ele geçirdiğinden bu yana Taliban’ın IŞİD’e karşı “yüzlerce operasyon” düzenlediğini ve bu örgütün kapasitesini, “sıfır faaliyet” gösterdiği bir seviyeye düşürdüğünü ifade etti.

Taliban, ideolojik yakınlığına rağmen IŞİD ile, bu örgütün Afganistan’da organize olmaya başladığı 2015 yılından bu yana sert bir mücadele içinde. 2021’in Ağustos ayında Taliban’ın Kabil’e girerek ülkeyi yönetmeye başlamasının ardından da IŞİD pek çok ölümcül saldırı düzenlemişti.

BM Terörle Mücadele Ofisi Başkanı Vladimir Voronkov, kısa süre önce yaptığı açıklamada, Afganistan’daki durumun giderek karmaşık bir hal aldığını ve ülkede 20’den fazla terör örgütünün aktif olduğunu belirtmişti. Taliban’ın bu iddiaya verdiği yanıtta, Voronkov’un dile getirdiği iddiaların ya eksik bilgilendirmeden kaynaklandığı, ya da IŞİD’e moral vermek ve bölgeyi istikrarsızlaştırmak için dile getirildiği ifade edildi.

Siyasi gözlemciler, IŞİD’in Afganistan’da Taliban’ı bölmeye ve Taliban’ın dış kaynaklarını kesmeye çalıştığını öne sürüyor.

Taliban, kadınların ulusal bir parka girişini yasakladı

Öte yandan Afganistan’ın Fazilet Yayma ve Ahlaksızlığı Önleme Bakanı Muhammed Halid Hanefi, kadınların park içindeki örtünme kurallarına uymadığını söyledi. Hanefi, dini görevlilerden ve güvenlik birimlerinden, bir çözüm bulunana dek kadınların parka girişini yasaklamalarını istedi.

2009’da Afganistan’ın ilk milli parkı olan Band-e-Amir, ülkenin önemli turizm merkezlerinden birisi. Park, ayrıca aileler arasında da oldukça popüler. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) parkı “doğal olarak oluşmuş özel jeolojik yapıya sahip, doğal ve eşsiz güzellikte göllerin yer aldığı bir bölge” olarak tanımlıyor.

Afgan ajansı Tolo News’un aktardığına göre Hanafi, parkı görmek için parka gitmenin “zorunlu olmadığını” söyledi. Bamiyan’daki dini önderler, parkı ziyaret eden ve kurallara uymayan kadınların bölgeye gelen ziyaretçiler olduğunu belirtti.

Tolo News’e konuşan Bamiyan Şii Ulema Konseyi Başkanı Sayid Nasrullah Waezi, “Örtünme eksikliği veya kötü örtünülen türbanla ilgili şikayetler var ama bunlar Bamiyan sakinleri için değil. Başka yerlerden buraya geliyorlar” dedi. Eski bir Afgan milletvekili olan Meryem Solaimankhil, yasağı eleştiren bir şiirini sosyal medya hesabından paylaştı ve “Geri döneceğiz, bundan eminim” dedi.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden Fereshta Abbasi ise yasak kararının Kadın Eşitlik Günü’nde alındığını hatırlattı ve durum için “Afgan kadınlarına yönelik tam bir saygısızlık” ifadelerini kullandı.

(Kaynak: DW Türkçe, BBC Türkçe)

Paylaşın

Taliban, Üniversite İçin Dubai’ye Gidecek 100 Kadını Durdurdu

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban, Dubai Üniversitesi’nde öğrenim görmeleri için burs verilen 100 kadın öğrencinin Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) giden uçağa binmelerini engelledi.

Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid, yeni kurulan hükümetin kadın haklarını ve medya özgürlüğünü destekleyeceğini söylemiş, eski hükümet ve uluslararası güçler için çalışan herkes için ise af sözü vermişti.

Ancak Taliban’ın kadın haklarını korumaya yönelik vaatleri, kadınların ve genç kızların üniversitelere ve okullara gitmelerinin yasaklanması ve milyonlarca kişinin eğitimden mahrum kalmasıyla boşa çıktı. Ayrıca güzellik salonları kapatıldı, kadınların çalışması yasaklandı.

Merkezi Dubai’de bulunan bir şirketler grubunun başkanı, 100 Afgan kadının Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki burslu üniversite eğitimine sponsor olduğunu ancak Afganistan’daki Taliban yönetiminin kadınların Dubai’ye gitmek üzere uçağa binmelerini engellediğini söyledi.

El Habtur Grup’un kurucusu ve başkanı Halaf Ahmed el Habtur, eski adı Twitter olan sosyal medya platformu X’te yaptığı paylaşımda, 100 Afgan kadının üniversite eğitimi için sponsor olduğunu, kadınları bu sabah BAE’ye getirecek uçağın ödemesini de yaptığını kaydetti.

El Habtur, X’teki videolu mesajında, “Taliban hükümeti buraya okumaya gelecek kızlara izin vermedi. Benim sponsor olduğum yüz kızın uçağa binmelerini engellediler. Uçağın ücretini ödemiştik, buradaki barınma, eğitim, ulaşım ve güvenlik ihtiyaçlarının hepsini karşılamıştık” dedi.

Taliban yönetimi ve Afganistan Dışişleri Bakanlığı, Reuters’ın konuya ilişkin açıklama talebini yanıtsız bıraktı. El Habtur, havaalanına erkek velisiyle birlikte giden ancak Kabil’deki havaalanı yetkililerinin kendisinin ve diğerlerinin uçağa binmelerini engellediğini söyleyen kadın öğrencilerden birinin ses kaydını da mesajına ekledi.

Afgan kız ve kadınlarının lise ve üniversite eğitimi görmesini yasaklayan Taliban, Afganlar’ın ülke dışına seyahat etmesine izin veriyor, ancak uzun mesafe yolculuk yapacak kadınların eş, baba ya da ağabey gibi erkek velilerinin refakat etmesini zorunlu kılıyor.

Paylaşın

Afganistan’da Eski Hükümet Çalışanı 218 Kişi Yargılanmaksızın Öldürüldü

Taliban yönetimindeki Afganistan’da eski hükümet çalışanı ya da asker 218 kişi yargılanmaksızın öldürüldü. Taliban, iktidara gelmesinden sonra eski hükümet çalışanları ile askerlerin affedileceğini duyurmuştu.

Taliban, 15 Ağustos 2021 tarihinde, ABD’ye bağlı birliklerin ülkeden tamamen çekilmesi öncesinde iktidarı ele geçirmişti. Rejim ilk başlarda ılımlı mesajlar vermiş ancak zaman içinde otoriter ve gerici çok sayıda icraata imza atmıştı.

Birleşmiş Milletler’in Afganistan misyonu UNAMA, Afganistan’da Taliban’ın kontrolü yeniden ele geçirmesinin ardından çok sayıda eski hükümet çalışanı, asker ve polisin öldürüldüğünü duyurdu. Salı günü açıklanan rapora göre Ağustos 2021 ortalarından bu yana 218 kişi mahkemede yargılanmaksızın öldürüldü.

BM misyonu, cinayetler işlenmeden kısa bir süre önce kurbanların Taliban güvenlik güçlerince tutuklandığını duyurdu. En çok Batı yanlısı eski hükümet çalışanları ile asker ve polislerin hedef alındığına dikkat çekilen raporda, bazı erkeklerin tutuklu oldukları sırada bazılarının ise kaçırılarak bilinmeyen yerlerde öldürüldüğü vurgulandı.

BM misyonu, yargılama yapılmaksızın işlenen cinayetlerin yanı sıra eski hükümet çalışanlarının kaçırıldığını, işkenceye, keyfi tutuklama ve tehditlere maruz kaldığını da duyurdu. Raporda insan hakları ihlâllerinin 34 vilayetin tamamında yaşandığı, en az 800 vakanın bilindiği ifade edildi. BM misyonu UNAMA eski hükümete bağlı 424 asker ya da hükümet üyesinin keyfi biçimde tutuklandığına da işaret etti.

İktidara gelmesinden sonra eski hükümet çalışanları ile askerlerin affedileceğini duyuran Taliban rejimi, Salı günü açıklanan BM raporundaki suçlamaları geri çevirdi. BM rapora Taliban’ın yaptığı açıklamayı da ekledi.

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, BM’nin raporunu, “UNAMA raporu Taliban’ın ülkeyi ele geçirmesinden bu yana Afganistan’daki eski hükümet ve güvenlik güçleriyle bağlantılı kişilere yönelik muameleye dair ciddi bir tabloya işaret ediyor” sözleriyle yorumladı. Türk ayrıca, “Oysa bu insanlara, cezai kovuşturmaya maruz kalmayacakları sözü verilmişti. Bu, güveni suistimal” ifadesini kullandı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Taliban Yönetimindeki Afganistan’da “Siyasi Partiler” Yasaklandı

Afganistan’da Taliban yönetiminin Adalet Bakanı Abdül Hekim Şerii, siyasi partilerin yasaklandığını, “Bu ülkede siyasi partilerin faaliyet göstermesini sağlayacak bir şeriat kanunu yok. Onlar ne ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet ediyor ne de halk onları takdir ediyor” ifadeleriyle duyurdu.

Afganistan’da iki yıl önce Taliban yönetime gelene kadar olan sürede ülke genelinde irili ufaklı 70’den fazla siyasi parti bulunuyordu.

Taliban’ın siyasi partileri olmayan diğer Körfez ülkelerini örnek aldığını söyleyen Afgan siyasi yorumcu Torek Farhadi, “İhtiyaç duyulan şey kadınların ve toplumun her kesiminden insanların, ülkenin geleceğine ilişkin tartışmalara katılmasıdır. Her ne kadar kulağa siyaseten yanlış gelse de, siyasi partiler bugün Afganistan’da gereksiz bölünmeler yaratabilir ve bu ülkenin ihtiyaç duyduğu son şeydir” değerlendirmesini yaptı.

Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Taliban, ülkedeki tüm siyasi partileri yasakladığını açıkladı. Taliban kararına gerekçe olarak şeriat kurallarını gösterdi. Sözkonusu karar Batılı ülke askerleri ve ABD’nin Afganistan’dan çekilmesi üzerine Taliban’ın ülkede yönetimi ele geçirmesinin ikinci yıldönümden bir gün sonra açıklandı.

Siyasi partilere yasak kararını, Taliban yönetiminin Adalet Bakanı Abdül Hekim Şerii başkent Kabil’de düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Şerii yaptığı açıklamada, “Bu ülkede siyasi partilerin faaliyet göstermesini sağlayacak bir şeriat kanunu yok. Onlar ne ülkenin ulusal çıkarlarına hizmet ediyor ne de halk onları takdir ediyor” dedi.

Afganistan’da iki yıl önce Taliban yönetime gelene kadar olan sürede ülke genelinde irili ufaklı 70’den fazla siyasi parti bulunuyordu. Taliban idaresinde ülkede iki senedir ifade özgürlüğü, protesto ve benzeri her tür faaliyet de yasaklanmış durumda.

Taliban yönetimde bulunduğu iki yıllık süreçte, katı şeriat kuralları uygulayarak kızların okula gitmesini ve kadınların çalışmasını ve sosyal hayata karışmasını da yasakladı. Benzer şekilde Afganistan’da medya üzerinde de kurulan yoğun baskı nedeniyle ülke genelinde çok sayıda medya kuruluşu kapanırken gazeteciler de ülkeden ayrılmak zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar ülkede insan haklarının giderek kötüleşmesini kınıyor ve Taliban’dan sözkonusu uygulamaları kaldırmasını istiyorlar. Taliban 15 Ağustos 2021’de, ABD ve NATO’nun 20 yıl süren Afgan savaşının ardından tüm askerlerini geri çekmesiyle iktidarı ele geçirdi.

İsyancıların yönetimi ele geçirmesi, önde gelen Afgan siyasi parti liderlerinin ve politikacıların, ABD destekli eski hükümetle olan ilişkileri nedeniyle cezalandırılmaktan korkarak ülkeyi terk etmelerine yol açtı. Sürgündeki pek çok Afgan siyasetçi bugüne dek Taliban’a karşı silahlı direniş çağrılarında da bulundular ancak bu çağrılar uluslararası alanda destek bulmadı.

Yabancı ülkeler Taliban’ı, Afgan kadınlarına yönelik muameleleri ve diğer etnik ve siyasi grupları ülke yönetimine dahil etmemeleri nedeniyle ülkenin meşru yöneticileri olarak tanımayı reddediyor.

VOA Türkçe’den Ayaz Gül‘ün haberine göre; Afgan siyasi yorumcu Torek Farhadi, Taleban’ın siyasi partileri olmayan diğer Körfez ülkelerini örnek aldığını söyledi. Farhadi, “İhtiyaç duyulan şey kadınların ve toplumun her kesiminden insanların, ülkenin geleceğine ilişkin tartışmalara katılmasıdır. Her ne kadar kulağa siyaseten yanlış gelse de, siyasi partiler bugün Afganistan’da gereksiz bölünmeler yaratabilir ve bu ülkenin ihtiyaç duyduğu son şeydir” değerlendirmesini yaptı.

Öte yandan BM, yıllardır süren savaş ve uzun süreli kuraklığın, nüfusun üçte ikisinin yardıma ihtiyaç duyduğu ülkedeki insani krizi daha da kötüleştirdiğini belirtiyor.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den “Taliban’a Baskı Yapın” Çağrısı: Hiçbir Özgürlük Bırakmadı

Taliban’ın Afganistan’ın yönetimini ele geçirmesinin üzerinden iki yıl geçmesi vesilesiyle açıklamada bulunan BM Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, “Taliban, 50’den fazla ferman, emir ve kısıtlama yoluyla kadınların hayatlarının dokunulmamış hiçbir yönünü bırakmadı, hiçbir özgürlük bırakmadı” dedi.

Afganistanlı kadınlara daha fazla destek çağrısında bulunan Bahous, “Uluslararası toplumu, insani yardım camiasının çağrısına cevap vermek ve Afganistan’a yönelik insani çağrıyı tamamen finanse etmek de dahil olmak üzere, değişim için baskı yapmak için ellerindeki her yolu kullanmaya ve her türlü baskıyı uygulamaya devam etmeye çağırıyorum” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi’nin geçen hafta hazırladığı rapora göre; Afganistan kadın hakları konusunda en kötü karneye sahip ülkeler arasında yer alıyor.

Birleşmiş Milletler (BM) Kadın Birimi İcra Direktörü Sima Bahous, Taliban’ın Afganistan’ın yönetimini ele geçirmesinin üzerinden iki yıl geçmesi vesilesiyle açıklamada bulundu.

UN Newse göre, Bahous, uluslararası toplumu Afganistan’da değişim için baskı yapmaya devam etmeye çağırarak Taliban’ı ülke genelinde “kadınların ve kızların haklarına yönelik en kapsamlı, sistematik ve benzersiz saldırıyı” uygulamakla suçladı.

Taliban’ın kadınlara yönelik kitlesel baskı üzerine kurulu bir sistem yarattığına dikkat çeken Bahous, “50’den fazla ferman, emir ve kısıtlama yoluyla kadınların hayatlarının dokunulmamış hiçbir yönünü bırakmadı, hiçbir özgürlük bırakmadı” dedi.

Birimlerinin Afganistanlı kadınlarla temas halinde olduğunu belirten Bahous, “Bu zorluklara rağmen Afgan kadınları da bana pes etmeyeceklerini veya boyun eğmeyeceklerini söylüyor. Baskılarına karşı mücadeleye öncülük etmeye devam edecekler” ifadelerini kullandı:

“En düşmanca koşullar karşısında ihlallere karşı seslerini yükseltiyorlar, hayat kurtaran hizmetler sunuyorlar, işletme sahibi oluyorlar ve işletiyorlar ve kadın örgütlerini yönetiyorlar. Cesaretleri bize daha büyük eylemler için ilham vermeli.”

Afganistanlı kadınlara daha fazla destek çağrısında bulunan Bahous, “Uluslararası toplumu, insani yardım camiasının çağrısına cevap vermek ve Afganistan’a yönelik insani çağrıyı tamamen finanse etmek de dahil olmak üzere, değişim için baskı yapmak için ellerindeki her yolu kullanmaya ve her türlü baskıyı uygulamaya devam etmeye çağırıyorum” dedi.

Taliban kadınları kamusal alanlardan uzaklaştırıyor

2021’de iktidarı ele geçiren Taliban, kadınların toplumdaki rolünü kısıtlayan ve onları kamusal alanlardan uzaklaştıran uygulamaları hayata geçiriyor. Kadınların lise ve üniversite eğitimi almalarını yasaklayan Taliban, kamusal alanda örtünme zorunluluğu getirmiş, parklara, lunaparklara ve spor salonlarına girmelerini engellemiş, güzellik salonları ve kuaförleri kapatmıştı.

Afganistanlı kadınların birleşmiş milletler ve sivil toplum kuruluşlarında çalışmaları da yasaklanmış, devlet dairelerinde çalışan kadınlar da işten çıkarılmıştı. Öte yandan BM İnsan Hakları Konseyi’nin geçen hafta hazırladığı rapora göre; Afganistan kadın hakları konusunda en kötü karneye sahip ülkeler arasında yer alıyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Afganistan’da Üniversiteler Kadınlar İçin Hazır: Taliban İzin Verirse

Afganistan’da üniversitelerin yöneticileri, Taliban liderinin onay vermesi halinde kız öğrencilere kapılarını açmaya hazır olduklarını duyurdu. Taliban’ın iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra kızların altıncı sınıftan sonra okula gitmesi yasaklanmıştı.

Afganistan, dünyada kadınların eğitimine yasak getiren tek ülke. Eğitim Bakanlığı danışmanı Molvi Abdulcabbar, kız öğrencilerin eğitime başlaması konusunda şu anda bir tarih veremeyeceğini belirtti.

Taliban öncesi Afganistan’da 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyordu.

Afganistan’da üniversitelerin yöneticileri, Taliban liderinin onay vermesi halinde kız öğrencilere kapılarını açmaya hazır olduklarını duyurdu.

Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre; Eğitim Bakanlığı danışmanı Molvi Abdulcabbar, Taliban lideri Heybetullah Ahunzade’nin yasağın kaldırılması yolunda talimat vermesi halinde, üniversitelerin kızın öğrencileri tekrar kabul etmek için hazır olduğunu bildirdi. Abdulcabbar, kız öğrencilerin eğitime başlaması konusunda şu anda bir tarih veremeyeceğini belirtti.

The Associated Press’in sorularını yanıtlayan Abdulcabbar, “Ahunzade, üniversitelerin kız öğrencilere kapatılmasını emretti, bu yüzden yasak geldi. Kız öğrencilere izin verdiğini söylediğinde aynı gün okullar onlara kapılarını açacak. Bütün liderlerimiz (kız çocuklarının yeniden eğitime başlamasından) yana, hatta bakanlarımız bile bundan yana.” dedi.

Eğitim Bakanlığı danışmanı, gerek orta dereceli eğitim kurumlarında gerek yüksek eğitimde sabahları erkek, öğlenden sonra kız  öğrencilere eğitim verilebileceğini veya bunun tersinin yapılabileceğini belirterek bu konuda tüm hazırlıkları yaptıklarını sözlerine ekledi.

AP, Abdulcabbar’ın bu yönde konuşmasını Afganistan’da Taliban yönetimi içindeki görüş ayrılıklarının yeni bir göstergesi olarak yorumladı.

Taliban’ın Afganistan’da iktidarı devraldıktan sonra orta dereceli ve yüksek eğitimde kız öğrencilerin okula gitmesini yasaklaması dünya genelinde büyük tepki yaratmıştı.

Afganistan dünyada kız öğrencilere okulu yasaklayan tek ülke. Taliban öncesi Afganistan’da 24 şehirde 140 özel üniversitede 200 bin civarında öğrenci eğitim görürken, bu öğrencilerden 60 ila 70 binini kadınlar oluşturuyordu.

Taliban, ilk yasağı getirdiğinde ortaokul ve liseler için üniforma, servis gibi teknik sorunlar aşıldığında kız öğrencilerin tekrar okullara döneceğini vaat etmişti.

Afganistan’da Taliban yönetimi ocak ayında, kadınlara eğitim yasağını pekiştirecek bir adım atarak özel üniversitelere gönderdiği mesajda giriş sınavlarına kadınları almamaları talimatını vermişti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın

Taliban’dan “10 Yaşından Büyük Kız Çocuklarına” Eğitim Yasağı

2021 yılında Afganistan’da yönetimi ele geçiren Taliban, ülkenin bazı vilayetlerinde 10 yaşından büyük kız çocuklarının ilkokul derslerine katılmasını yasakladığını bildirdi.

Independent Türkçe’nin BBC Farsça’dan aktardığı habere göre Taliban yönetimindeki Eğitim Bakanlığı yetkilileri, Gazne vilayetindeki okulların ve kısa dönem kursların müdürlerine “10 yaşından büyük hiçbir kız çocuğunun ilkokullarda okumasına izin verilmediğini” belirtti.

Taliban’ın geçen yıl izin verdiği eğitim kademesi olan 6. sınıftan bir öğrenci, 10 yaşından büyük kızların okula girmesinin yasaklandığını söyledi.

Haberde belirtildiği üzere eski adı Kadın İşleri Bakanlığı olan “Dua ve Rehberlik Bakanlığı”na bağlı yerel yetkililer, bazı vilayetlerde kız çocuklarını yaşlarına göre ayırarak kız okulu müdürlerinden üçüncü sınıfın üstündeki kız öğrencileri evlerine göndermelerini istedi. The Independent iddiaları doğrulayamadı.

Kabil’in düşmesinden ve Afganistan’daki ABD ve NATO liderliğindeki rejimin ülkeyi terk etmesinden kısa süre sonra Taliban, Eylül 2021’de kız çocuklarının ortaöğrenim görmesini yasaklamış ve liselerin sadece erkekler için yeniden açılmasını emretmişti.

Geçen aralıkta binlerce kadına üniversite eğitimini süresiz olarak yasaklayan Taliban, koleje ve üniversiteye giden kadınlara kısıtlama getirerek sert bir darbe vurmuştu.

Radikal İslamcı rejim, nüfusunun neredeyse yarısının ortaöğrenim görmesini yasaklayan dünya genelindeki tek yönetim.

Birleşmiş Milletler geçen ay Taliban yetkililerini, Afganistan’daki kadın ve kız çocuklarına yönelik eğitim ve istihdam da dahil kısıtlamaları son aylarda daha da artırmakla suçlamıştı.

Taliban, kadınları kamusal yaşamın ve çalışma hayatının pek çok alanından menetti ve basın özgürlüğünü kısıtladı. Taliban kız çocuklarının 6. sınıftan sonra okula gitmesini ve Afgan kadınların yerel kuruluşlarda ve sivil toplum örgütlerinde çalışmasını yasakladı. Bu yasak nisanda Birleşmiş Milletler çalışanlarını da kapsayacak şekilde genişletilmişti.

Taliban ve Afganistan

Taliban Afganistan’da yönetimi elinde bulunduran Diyubendi İslamcı hareket ve askeri organizasyondur. Kendilerine Afganistan İslam Emirliği demekte olup ülke içinde bir savaş (veya cihat) sürdürmüştür.

İslam şeriatını yayma amacıyla Molla Muhammed Ömer tarafından 1994 yılında kurulan Taliban’ın 2016’dan beri lideri Mevlevi Hibetullah Ahundzade’dir.

Taliban, 1996’dan 2001’e kadar, Afganistan’ın kabaca dörtte üçüne hükmetmiş ve kendilerine göre yorumladıkları şeriatı uygulamıştır. 1994 yılında Afgan İç Savaşı’nın önde gelen gruplarından biri olarak ortaya çıkmıştı ve büyük ölçüde Afganistan’ın doğu ve güneyindeki Peştun bölgelerindeki geleneksel İslami okullarda (medreselerde) eğitim görmüş ve Sovyet-Afgan Savaşı’nda savaşmış öğrencilerden (talebe) oluşmaktaydı.

Muhammed Ömer’in önderliğindeki hareket, Mücahid liderlerinden aldığı güçle Afganistan’ın çoğu bölgesine yayıldı. 1996’da totaliter Afganistan İslam Emirliği kuruldu ve Afganistan’ın başkenti Kandahar’a transfer edildi. 11 Eylül saldırılarının ardından Aralık 2001’de Amerikan liderliğindeki Afganistan işgaliyle devrilene kadar ülkenin çoğunu kontrol etti.

En etkin dönemlerinde, Taliban hükûmeti diplomatik olarak yalnızca Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından tanındı. Grup daha sonra Afganistan Savaşı’nda Amerikan destekli Hamid Karzai yönetimine ve NATO liderliğindeki Uluslararası Güvenlik Destek Gücü’ne karşı bir direniş hareketi olarak yeniden bir araya geldi.

Taliban, birçok Afgan’a uygulanan sert muameleyle sonuçlanan şeriat yorumu nedeniyle uluslararası alanda kınandı. 1996’dan 2001’e kadar olan iktidarları sırasında, Taliban ve müttefikleri Afgan sivillere karşı katliamlar gerçekleştirdi, açlıktan ölmek üzere olan 160.000 sivile Birleşmiş Milletler’in gıda tedarikini engelledi ve yakıp yıkma taktiği uyarınca geniş ve verimli toprakları yakarak on binlerce evi yok etti.

Taliban, Afganistan’ı kontrol ederken, insanları veya diğer canlıları tasvir eden resimler ve filmler ile def haricinde bir enstrümanın kullanıldığı müziği yasakladı, kadınların okula gitmesini engelledi, kadınların sağlık hizmetleri dışındaki işlerde çalışmasını yasakladı (erkek doktorların kadınları görmesi de yasaklandığı için) ve kadınların dışarıda bir erkek akraba ile dolaşmalarını ve burka giymelerini zorunlu kıldı.

Belirli kuralları çiğneyen kadınlar alenen kırbaçlandı veya idam edildi. Dini ve etnik azınlıklar, Taliban yönetimi altında ağır bir şekilde ayrımcılığa uğradı. Birleşmiş Milletler’e göre, 2010’da Afgan sivil ölümlerinin %76’sından, 2011 ve 2012’de ise %80’inden Taliban ve müttefikleri sorumluydu. Kültürel soykırıma da girişen Taliban, Bamyan’ın 1500 yıllık Buda heykelleri de dahil olmak üzere çok sayıda anıtı yok etmiştir.

Taliban’ın ideolojisi; Diyubendi köktendinciliği ve militan İslamcılığın, Peştunvali olarak bilinen Peştun sosyal ve kültürel normlarıyla birleştirilmesine dayanan “yeni” bir şeriat hukuku biçimi olarak tanımlanmıştır.

Uluslararası topluluklar ve Afgan hükûmeti; sıklıkla Pakistan’ın Servislerarası İstihbarat’ını ve ordusunu; kuruluşunda, iktidarda oldukları süre boyunca ve direniş süreci boyunca Taliban’a destek sağlamakla suçlamıştır. Pakistan ise 11 Eylül saldırılarından sonra gruba yönelik tüm desteğini kestiğini belirtmiştir. 2001 yılında, El Kaide lideri Usame bin Ladin komutasındaki 2.500 Arap’ın Taliban için savaştığı bildirilmiştir.

2020’nin Şubat ayında Trump yönetimi, 1 Mayıs 2021 itibarıyla tüm Amerikan güçlerinin Afganistan’dan çekileceğine dair Taliban ile anlaşma imzaladı. Karşılığında Taliban, El Kaide gibi terörist gruplarıyla bağlantısını kesecek, şiddeti azaltacak ve Amerika destekli Afgan hükûmetiyle müzakere edecekti. Her iki taraf da bu anlaşmanın şartlarını tam olarak yerine getirmese de, çekilme başladı.

15 Ağustos 2021’de Kabil’in düşmesiyle Taliban, Afganistan yönetimine tekrar sahip oldu.

Paylaşın