El Kaide’nin Arap Yarımadası Lideri Öldü: Yeni Lider Açıklandı

Arap Yarımadası El Kaide lideri Halid Batarfi’nin öldüğü duyuruldu. Halid Batarfi’nin ölümü sonrası Arap Yarımada El Kaide’sinin yeni lideri olarak Saad bin Atef el-Awlaki’nin atandığı belirtildi.

Haber Merkezi / El Kaide, 40’lı yaşların başında olduğu sanılan Batarfi’nin beyaz bir kefene ve siyah-beyaz el Kaide bayrağına sarılı videosunu yayınladı.

Ebu Mikdad ve Ebu el-Mikdad el-Kindi olarak da bilinen El-Batarfi, 1978 – 80 yılları arasında Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da dünyaya geldi.

1999 yılında Afganistan’da Taliban yönetimindeki El Faruk kampında eğitim gördü. El-Batarfi, 2001 yılında Afganistan’ın işgali sırasında Taliban saflarında yer aldı. 2010 yılında Arap Yarımadası El Kaide’sine katıldı.

Bir yıl sonra tutuklanan el-Batarfi 2011’den 2015’e kadar yaklaşık dört yıl boyunca hapiste kaldı. Nisan 2015’te hapishaneden kaçtı. 2015’ten 2020 yılına kadar örgüte liderlik eden Kasım el-Rimi’nin öldürülmesi sonrası El Batarfi, görevi devraldı.

2020 yılında el-Bartafi’nin gözaltına alındığına dair iddialar ortaya atılmış, ancak daha sonra bu iddialar yalanlanmıştı.

Arap Yarımadası El Kaide’si Paris’te 2015’te Fransız hiciv dergisi Charlie Hebdo’yu hedef alan ölümcül saldırının sorumluluğunu da üstlenmişti.

Birleşmiş Milletler (BM) tahminlerine göre örgütün toplam gücü üç ila dört bin aktif savaşçı ve pasif üyeden oluşuyor.

Paylaşın

Yemen’de 13 Kişiye Eşcinsellik Suçlamasıyla İdam Cezası

Yemen’de Husi yönetimindeki bir mahkemenin eşcinsellik suçlamasıyla 13 kişiye idam cezası verdiği ifade edildi. 35 kişinin daha eşcinsellik suçlamasıyla Husiler tarafından gözaltına alındığı belirtildi.

Yemen’in kalabalık nüfuslu bölgelerini kontrol altında tutan ve Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyona karşı uzun süredir savaşan Husiler, idam cezalarını her zaman infaz etmiyor.

DW Türkçe’nin aktardığına göre; Yemen’de Husilerin kontrolündeki bir mahkeme 13 kişiyi eşcinsel oldukları gerekçesiyle idam cezasına çarptırdı. Yargılamanın başkent Sana’nın yaklaşık 200 kilometre güneyindeki İb kentinde yapıldığı öğrenildi.

Fransız haber ajansı AFP’ye konuşan yargı kaynağı, üç kişinin daha benzer bir suçlamayla hapis cezasına çarptırıldığını kaydetti. Yemenli yargı mensubu 35 kişinin de eşcinsellik suçlamasıyla tutuklu olduğu bilgisini paylaştı.

İdam cezalarının ne zaman infaz edileceği belirsizliğini koruyor. Cezalar için temyiz yolunun açık olduğu belirtiliyor.

Yemen’in kalabalık nüfuslu bölgelerini kontrol altında tutan ve Suudi Arabistan öncülüğündeki uluslararası koalisyona karşı uzun süredir savaşan Husiler, idam cezalarını her zaman infaz etmiyor.

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Gözlemevi’nin Aralık 2023’te paylaştığı verilere göre Husiler 2014 yılında başkent Sana’yı ele geçirmelerinden bu yana aralarında siyasetçiler, muhalif aktivistler, gazeteciler ve askeri personelin de olduğu 350 kişi hakkında idam cezası verdi bu cezalardan 11’i infaz edildi.

Sivil toplum kuruluşları İsrail ile Hamas arasında savaşın patlak vermesi ve buna yanıt olarak Husilerin Kızıldeniz’deki gemilere saldırılar düzenlemeye başlamasından beri Yemen’de insan hakları ihlallerinin arttığını ileri sürüyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün (Human Rights Watch) Yemen araştırmacılarından Niku Jafarnia, “Dünya Kızıldeniz’deki saldırılarını izlemekle meşgul olurken Husiler de ihlallerini artırıyor” dedi. Jafarnia “Filistin’de savunduklarını iddia ettikleri insan haklarını önemsiyor olsalardı Yemenlileri kırbaçlayarak ve taşlayarak öldürmezlerdi” ifadelerini kullandı.

Aralık ayında Yemenli insan hakları aktivisti Fatima Salih El Ervali, Birleşik Arap Emirlikleri adına casusluk yaptığı gerekçesiyle idam cezasına çarptırılmıştı. Birleşik Arap Emirlikleri hükümet güçlerini desteklemek amacıyla 2015 yılında Yemen’e müdahalede bulunan askeri koalisyonu oluşturan ülkeler arasında.

Yemen’in dağlık kuzey bölgesinde yaşayan Husiler, Şii Zeydilik mezhebine bağlı ve İran tarafından destekleniyor. Din devleti kurma hedefi güden hareket ,1990’larda yaşadıkları bölgelerin ihmal edildiği gerekçesiyle ayaklandı.

Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyona karşı 2015 yılından beri sürdürdükleri savaşta yüz binlerce kişi hayatını kaybederken milyonlarca kişi açlıkla yüz yüze geldi.

Paylaşın

ABD Yönetimi, Husileri “Küresel Terör Grubu” Listesine Aldı

ABD, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde gemilere yönelik saldırılarını sürdüren Husiler’i “özel olarak belirlenmiş küresel terör grubu” (SDGT) listesine aldığını açıkladı. Avrupa Birliği (AB) ise şimdilik bu yönde bir girişimde bulunulmayacağını duyurdu.

Haber Merkezi / Kararın resmi olarak açıklandıktan 30 gün sonra yürürlüğe girmesi bekleniyor.

ABD’de  terörizm, Küresel Terör (SDGT) ve Yabancı Terörist Örgütler (FTO) olarak ayrı sınıflandırılıyor. Bu ayrım uygulanacak yaptırımlar açısından önem taşıyor.

ABD Başkanı Joe Biden geçtiğimiz günlerde Pennsylvania’da yaptığı bir açıklamada Husiler için “terör grubu” ifadesini kullanmıştı. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın 2021’de görev süresinin dolmasından kısa bir süre önce, dönemin Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Husileri her iki kategoriye de dahil ederek terörist olarak sınıflandırmıştı.

Ancak Pompeo’nun halefi Antony Blinken, Yemen’e insani yardım ulaştırılmasını kolaylaştırmak amacıyla kısa bir süre sonra bu kararı iptal etti.

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Husiler’in küresel terör grubu listesine alınmasına ilişkin yaptığı açıklamada, “Husiler’in eylemleri sebebiyle hesap vermesi; ancak bunun Yemen halkı pahasına olmaması gerektiğini” söyledi.

Blinken bu adımın Yemenliler üzerinde yol açabileceği olumsuz etkilerin en aza indirilmesi için de önemli adımlar attıklarını vurguladı. ABD Dışişleri Bakanı, “Husiler, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde saldırılarını durdurursa, ABD bu tanımı yeniden değerlendirecek” dedi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, Husiler’in FTO yerine SDGT listesine alınmasının, uluslararası yardımın Yemen’e ulaştırılması konusunda zorlukları ortadan kaldırmayı amaçladığını yineledi.

Bakanlık Sözcüsü Matthew Miller, günlük basın brifingindeki açıklamasında, “Yemen’de insani yardım sağlayan gruplarla yaptığımız görüşmelerde, FTO tanımlamasının, bazı yardım grupları üzerinde olumsuz etki yaratma riski taşıdığını veya bir terör örgütüne maddi destek sağlamakla suçlanabilecekleri yönünde bir olasılık yarattığını gördük. SDGT atamasının ise bize Husiler’in finansal sisteme erişimini engellemek ve Husiler’le iş yapan herkese ek yaptırımlar uygulamak için araçlar sağlarken aynı zamanda Yemenli sivillerin maruz kalacağı zararı ve yardım gruplarına olumsuz etkiyi en aza indirdiğine karar verdik” dedi.

Miller, Husiler’in geçmişte FTO listesine alınmasının, sadece insani yardım sağlamak isteyen gruplar üzerinde yıldırıcı etkisi olduğunu kaydetti.

Öte yandan ABD’nin aksine Avrupa Birliği (AB) Husi milislerini şimdilik terör örgütü olarak sınıflandırılmayacağını duyurdu. Çarşamba günü sorulan bir soru üzerine AB Dış İlişkiler Servisi sözcüsü, İran destekli Husilerin 2022’den bu yana halihazırda AB ve Birleşmiş Milletler yaptırımlarına tabi olduğuna dikkat çekti.

Sözcü, Husilerin terörist bir milis olarak kategorize edilmesinin AB için öncelikle sembolik bir değer taşıyacağını, ancak prensipte bunun uygulanmasının da nispeten zor olacağını savundu. Sözcü AB terör listesine dahil edilmenin ulusal bir mahkeme kararı ya da idari bir makamın yasaklama emrini gerektirdiğine de işaret etti.

Paylaşın

ABD’den Türkiye Merkezli Şirkete “Husiler” Yaptırımı

ABD Maliye Bakanlığı, Yemen’deki Husiler’e İran’ın mali yardımının iletilmesinde rol oynadığı gerekçesiyle Türkiye merkezli Al Aman Kargo İthalat İhracat ve Nakliyat Limited Şirketi’ni yaptırım listesine aldı.

Yemen’de İran’ın desteklediği belirtilen Husiler, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ardından Gazze’ye İsrail’in harekat başlatmasından sonraki süreçte saldırıları arttırdı.

Husiler, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde uluslararası taşımacılık yapan gemileri insansız hava araçları ve füzelerle hedef alıyor. Husiler’in artan saldırıları sebebiyle bazı taşımacılık şirketleri ya faaliyetlerini askıya aldı ya da bazı gemiler Afrika’daki Ümit Burnu gibi daha uzun rotaları kullanmak zorunda kaldı.

ABD Maliye Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkların Kontrolü Dairesi (OFAC) Yemen’deki Husiler’e İran’ın mali yardımının iletilmesini kolaylaştırdığı gerekçesiyle bir kişi ve üç şirkete yaptırım getirdi.

VOA Türkçe’nin aktardığına göre; Yaptırım getirilenler arasında Türkiye’de bulunan bir şirket de var. ABD Maliye Bakanlığı’nın açıklamasına göre, yaptırım listesine alınanlar arasında ikisi Yemen’de biri Türkiye’de olmak üzere üç döviz merkezi bulunuyor.

Açıklamada, bu kişilerin İran Devrim Muhafızları ile bağlantılı olduğu belirtilen ve 2021’den bu yana ABD’nin yaptırım listesinde bulunan Said El Cemal adlı bir kişinin talimatıyla Husiler’e milyonlarca doların aktarılmasını sağladığı kaydediliyor.

OFAC’ın açıklamasında, “Said El Cemal şebekesinin Ortadoğu genelinde bulunan merkezler üzerinden İran fonlarının Yemen’de Husiler’le bağlantılı mali firmalara aktarılmasını kolaylaştırdığı” belirtiliyor.

“Türkiye’deki Al Aman Kargo Şirketi aracı”

Açıklamada, merkezi Türkiye’de bulunan Al Aman Kargo İthalat İhracat ve Nakliyat Limited Şirketi’nin de Husiler’in İranlı finansörleri tarafından gönderilen para için aracı konumunda olduğu ifade ediliyor.

Bu şirketin ABD’nin yaptırım listesinde yer alan Yemen’deki Al Alamiyah Express adlı bir şirketle Türkiye’den fonların Husiler ve Said El Cemal şebekesi adına aktarılması için çalıştığı belirtiliyor. ABD’nin yaptırım listesine aldığı isimlerden biri de Nabil Ali Ahmed Al Hadha.

Bu kişinin Türkiye’deki hesapları üzerinden milyonlarca doların Yemen’deki Husi bağlantılı hesaplara aktarıldığı; bu fonların Yemen merkezli ve Husiler’in kontrolünde bulunan Al Rawda şirketi tarafından Yemen riyaline çevrildiği ifade ediliyor.

Al Rawda şirketinin, İran’ın sağladığı milyonlarca doları Türkiye üzerinden Said El Cemal şebekesi adına Yemen’e aktardığı ve bu fonların da daha sonra Husi bağlantılı şirketlere iletildiği belirtiliyor.

Bu şirketin, fonların Husiler’in kontrolündeki savunma bakanlığından cephedeki Husi savaşçılarına transfer edilmesi için aracı olarak da görev gördüğü açıklamada yer alan bilgiler arasında.

Yaptırım kararı kapsamında bu kişi ve şirketlerin ABD’de bulunan mal varlıkları da donduruldu. Yaptırım listesine alınan kişi ve şirketlerden bir açıklama henüz gelmedi.

Paylaşın

Yemen İç Savaşı: 11 Bin Çocuk Öldü Veya Sakat Kaldı

Birleşmiş Milletler (BM), Yemen’de 2015 yılının Mart ayında başlayan iç savaşta en az 11 bin çocuğun öldüğünü veya sakat kaldığını açıkladı. BM’ye göre, iç savaşta yaklaşık 377 bin kişi yaşamını yitirdi.

BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) tarafından yayımlanan rapora göre, yaklaşık 2,2 milyon Yemenli çocuk yetersiz beslenme ve aşı yokluğu nedeniyle kolera ve kızamık gibi hastalıklar nedeniyle hayatını kaybetme tehlikesi yaşıyor ve bunların yarım milyondan fazlası 0-5 yaş grubunda.

Yemen’deki iç savaşın başladığı Eylül 2014’te İran destekli Husiler başkent Sana ve bazı bölgelerin denetimini ele geçirmişti. Yemen hükümetiyse, Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon güçleri tarafından Mart 2015’ten bu yana destekleniyor.

UNICEF, Mart 2015-Eylül 2022 arasında 3 bin 774 çocuğun hayatını kaybettiğini belirledi. Savaş dönemi boyunca 18 yaşından küçük 3 bin 900 civarında erkek silah altına alınırken, yaklaşık 90 kız çocuğa da kontrol noktalarında nöbet görevi verildi.

UNICEF Genel Direktörü Catherine Russell, iç savaşta yaşanan kayıpların tahminlerin çok ötesinde olduğunu vurguladı: Binlerce çocuk hayatını kaybetti, yüz binlercesi önlenebilir hastalıklardan veya açlıktan ölüm riski altında… Yemenli çocukların insana yaraşır bir geleceği olacaksa, etki sahibi olanların hepsi onların korunup desteklenmesini sağlamalı.

Russell, BM arabuluculuğunda yapılan ve 2 Ekim’e kadar süren 6 aylık ateşkesin uzatılmasıyla insani yardım faaliyetlerinin düzgün yürütülebileceğini sözlerine ekledi.

UNICEF, Yemen’de açlık ve hastalıklardan ölümleri durdurmak için uluslararası toplumdan 484,4 milyon dolarlık destek talep etmişti. BM’ye göre, ülkedeki iç savaşta yaklaşık 377 bin kişi yaşamını yitirdi.

Yemen İç Savaşı

Yemen iç savaşı, 2015 yılının Mart ayından beri ülkedeki pek çok grup arasında devam eden çatışmalardır.

Arap Baharı sonrası devrilen eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, Şii Ensarullah Hareketine destek vermeye başlamıştır. Yemen’de bir türlü sağlanamayan istikrar sonucu bir hükûmet krizi oluşmuştur ve Husilerin başkent San’a’yı ele geçirerek, yönetimi devralmasıyla sonuçlanmıştır.

Husiler, kısa sürede Taiz gibi büyük güney kentlerini ele geçirmeye başlamıştır. Yemen Ordusu dağılmıştır. Husiler ikinci büyük kent olan Aden’i kuşatmıştır. Bunun üzerine Suudi Arabistan öncülüğünde koalisyon oluşturulmuştur.

Koalisyon güçlerinin bombardımanları Husilerin ilerleyişini durdurmuştur. Ne var ki, bu durum Husileri geriletmeye de yetmemiştir. Öte yandan Arap Yarımadası el-Kaidesi ve diğer radikal gruplar ülkenin doğu bölgelerini ele geçirmeye başlamışlardır. Çatışmalar devam etmektedir.

Ülkede halen devam eden iç savaşta 377 bin kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen’de çatışmaların yol açtığı insani kriz giderek büyüyor.

Paylaşın

Yemen’de 2 Milyon Kişi Yardımlardan Mahrum

Yaklaşık 7 yıldır iç savaşın sürdüğü Yemen, tarihinin en büyük ekonomik krizini yaşıyor. Birleşmiş Milletler İnsani Yardım Koordinasyon Ofisi (OCHA), insani yardım anlaşmalarına gereken onayın gecikmesi sebebiyle Yemen’de 2 milyon kişinin yardımlardan mahrum kaldığını açıkladı.

OCHA’nın Twitter hesabından yapılan yazılı açıklamada, bu yılın Temmuz ve Eylül ayları arasında 2 milyon kişinin insani yardımların en az bir çeşidine ulaşamadığı, insani yardımların ihtiyaç sahiplerine ulaşmasında yaşanan sıkıntıların çoğunun “bürokratik engellerden” kaynaklandı belirtildi.

OCHA, yardım görevlilerinin yaşadığı sorunların Temmuz-Eylül döneminde daha önceki aylara göre artış gösterdiğini, bu sürede Yemen’in 19 ilinde 673 olay yaşandığını açıkladı. Bu olaylardan 307’sinin insani yardım hareketliliğinin engellenmesinden kaynaklandığını ifade etti.

Açıklamada, insani yardım hareketliliği konusundaki olayların yüzde 94’ünün Husilerin kontrolündeki alanlarda görüldüğü, Husilerin Yemen’de insani yardım alanında faaliyet gösteren kadınların yanlarında yakın bir erkek akrabası olmadan hareket etmesine izin vermediği vurgulandı.

Yemen İç Savaşı

Yemen iç savaşı, 2015 yılının Mart ayından beri ülkedeki pek çok grup arasında devam eden çatışmalardır.

Arap Baharı sonrası devrilen eski cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih, Şii Ensarullah Hareketine destek vermeye başlamıştır. Yemen’de bir türlü sağlanamayan istikrar sonucu bir hükûmet krizi oluşmuştur ve Husilerin başkent San’a’yı ele geçirerek, yönetimi devralmasıyla sonuçlanmıştır.

Husiler, kısa sürede Taiz gibi büyük güney kentlerini ele geçirmeye başlamıştır. Yemen Ordusu dağılmıştır. Husiler ikinci büyük kent olan Aden’i kuşatmıştır. Bunun üzerine Suudi Arabistan öncülüğünde koalisyon oluşturulmuştur.

Koalisyon güçlerinin bombardımanları Husilerin ilerleyişini durdurmuştur. Ne var ki, bu durum Husileri geriletmeye de yetmemiştir. Öte yandan Arap Yarımadası el-Kaidesi ve diğer radikal gruplar ülkenin doğu bölgelerini ele geçirmeye başlamışlardır. Çatışmalar devam etmektedir.

Ülkede halen devam eden iç savaşta 377 bin kişi yaşamını yitirdi. Dünyanın en fakir ülkeleri arasında yer alan Yemen’de çatışmaların yol açtığı insani kriz giderek büyüyor.

Paylaşın