Putin’den Ukrayna Açıklaması: Hedeflerimize Ulaştığımızda Barış Olacak

Yıllık basın toplantısında konuşan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’daki duruma ilişkin yaptığı açıklamada, “Hedeflerimize ulaştığımızda barış olacak” dedi ve şöyle devam etti:

“Askerden arındırmaya gelince, eğer bir anlaşmaya varmak istemezlerse, askeri çözümler dahil olmak üzere farklı önlemler almak zorunda kalacağız. Ya da belirli şartlar üzerinde anlaşacağız. İstanbul’daki görüşmelerde bunlar üzerinde anlaşmıştık. Ancak daha sonra bu anlaşmalar rafa kaldırıldı. Ama bu meselede anlaşılmıştı.”

“Başka ihtimaller de var” ifadesini kullanan Putin, “Ya bir anlaşmaya varacağız ya da bu meseleyi güç kullanarak çözeceğiz. Biz de bunun için çaba göstereceğiz.” diye konuştu.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geleneksel olarak düzenlediği yıllık basın toplantısında konuştu. Euronews Türkçe’nin aktardığına göre; Putin, Ukrayna’da barışın ancak “Kiev’in tarafsızlığı”, “silahsızlandırılması” ve “askerden arındırılması” ile mümkün olabileceğini söyledi.

“Ukrayna için hedeflerinin değişmediğinin” ve “hedefe ulaşana kadar” mevcut durumun devam edeceğinin altını çizen Putin, Moskova’da düzenlediği yıllık basın toplantısında “Size ne hakkında konuştuğumuzu hatırlatmak isterim: Ukrayna’nın silahsızlandırılması, askerden arındırılması ve tarafsızlık statüsü.” ifadelerini kullandı.

Moskova’nın “tarafsızlıktan” kastı, Kiev’in NATO askeri ittifakına katılmaması anlamına geliyor.

“Hedeflerimize ulaştığımızda barış olacak” diyen Putin şöyle devam etti: “Askerden arındırmaya gelince, eğer bir anlaşmaya varmak istemezlerse, askeri çözümler dahil olmak üzere farklı önlemler almak zorunda kalacağız. Ya da belirli şartlar üzerinde anlaşacağız. İstanbul’daki görüşmelerde bunlar üzerinde anlaşmıştık. Ancak daha sonra bu anlaşmalar rafa kaldırıldı. Ama bu meselede anlaşılmıştı.”

“Başka ihtimaller de var” ifadesini kullanan Putin, “Ya bir anlaşmaya varacağız ya da bu meseleyi güç kullanarak çözeceğiz. Biz de bunun için çaba göstereceğiz.” diye konuştu. Putin, Rusya’nın ekonomik yaptırımlara, Ukrayna’daki savaşa ve Batı ile karşı karşıya gelmesine rağmen “ilerleyecek” kadar kendinden emin olduğunu iddia etti.

Ekonominin dış yaptırımlara karşı direnci konusunda ise, ülkesinin “Rus toplumunun güçlü konsolidasyonu”, “mali ve ekonomik sisteminin istikrarı” ve “artan Rus askeri yetenekleri” sayesinde “yeterli güvenlik marjına” sahip olduğunu aktardı.

Putin: Hükümet gerekli önlemleri alıyor

Putin, “En önemli gösterge ekonomik büyümedir. Yılsonu itibariyle GSYH büyümesinin yüzde 3,5 olması bekleniyor. Bu iyi bir gösterge, geçen yılki düşüşü telafi ettiğimiz anlamına geliyor ve ileriye doğru nispeten ciddi bir adım attık. Ne yazık ki enflasyon arttı. Yılsonunda yüzde 7,5, belki biraz daha fazla yüzde 8 olması bekleniyor, ancak Merkez Bankası ve hükümet gerekli önlemleri alıyor.” dedi.

Rusya’nın ikinci bir yedek asker seferberliği dalgasına ihtiyacı olmadığını, ülke genelinde her gün bin 500 kişinin orduya alındığını söyleyen Putin, halihazırda Ukrayna’da savaşan 617 bin Rus askeri bulunduğu bilgisini verdi. Başkana göre bunlardan 244 bini profesyonel diğerleri, seferberlik çağrısı sonrası gelen kişiler.

Ukrayna’yı ‘özel operasyon bölgesi’ olarak tanımlayan Putin, şöyle devam etti: “Kısmi bir seferberlik yaptık, 300 bin kişiyi çağırdık. Çocuklar iyi savaşıyor, gerçekten iyi… Sanırım 244 bin kişi özel askeri operasyon bölgesinde. Bunun ardından, insanların gönüllü olarak silahlı kuvvetlerle sözleşme imzalaması için bir kampanya başlattık. Dün akşam itibariyle 486 bin kişiye ulaştığımızı öğrendim. Ellerinde silahlarıyla vatanımızı savunmaya hazır kişilerin akışı azalmıyor. Gönüllülerle birlikte yaklaşık yarım milyon kişi olması lazım.”

Bu yıl ağırlıklı olarak Rus muhabirlerin bulunduğu basın toplantısında Putin, “Neden seferberlik? Buna gerek yok” ifadesini de kullandı.

71 yaşındaki Rus lider, İsrail ordusunun Hamas’a yönelik saldırıları kapsamında bombaladığı Gazze Şeridi’ndeki durumu “felaket” olarak nitelendirdi ve bunun Ukrayna’daki durumla kıyaslanamayacağını söyledi.

Putin, “(Ukrayna’daki) özel askeri operasyona bakın ve Gazze’de olanlara bakın ve aradaki farkı görün. Ukrayna’da böyle bir şey yok” sözleriyle Ukrayna’da yıkım olmadığını kaydetti.

Kasım ayı sonunda G20’de yaptığı sanal konuşmada Putin, her türlü savaşın bir “trajedi” olduğunu söylemiş, ancak Batı’yı seçici davranmakla suçlayarak onları “Filistin’de sivillerin yok edilmesinin” hesabını vermeye çağırmıştı.

Paylaşın

Putin’den Savunma Bakanı’na Ukrayna Güçlerini Durdurma Talimatı

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya Ukrayna’nın karşı saldırısını ekim başına kadar durdurulma talimatı verdiği öne sürüldü. Rusya’nın Kiev’a bağlı güçleri püskürtmek için yüksek bir bedel ödemeyi de göze aldığı iddia edildi.

Putin, Ukrayna’nın karşı taarruzunu ilk kez bu yılın haziranında ikrar etmiş ve savaşın vurduğu bu ülkenin birliklerinin güçlü Rus savunmaları karşısında kayda değer kazanımlar elde edemeyeceğini öne sürmüştü. Putin, Ukrayna birliklerinin, personel ve Batı’dan gelen askeri teçhizat konusunda büyük kayba uğrayacağını da iddia etmişti.

Rusya – Ukrayna Savaşı’nı gözlemleyen ABD merkezli bir düşünce kuruluşunun Kremlin’deki bir kaynağına dayandırdığına göre, Ukrayna’nın karşı saldırısının ekim başına kadar durdurulmasını isteyen Vladimir Putin, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya ilerleme kaydetmesi için talimat verdi.

Independent Türkçe’nin aktardığına göre; Savaş Araştırmaları Enstitüsü (Institute for the Study of War/ISW) pazar günü yayımladığı istihbarat güncellemesinde şu ifadeleri kullandı:

Putin’in Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu’ya cephe hatlarındaki durumu geliştirmesi, Ukrayna’nın karşı saldırılarını durdurması ve Rus güçlerinin daha büyük bir şehre saldırı operasyonu başlatma inisiyatifini yeniden ele geçirmesi için Ekim 2023 başlarına kadar bir aylık süre tanıdığı bildirildi.

İddialar doğruysa, Rus askeri komutanlığının Ukrayna karşı operasyonunu sonlandırmak umuduyla amansız saldırılar için emir vermesinin muhtemel görüldüğü ve bu çerçevede Rusya’nın askeri güçlerine yüksek bir fatura çıkmasının da göze alındığı bu güncellemede belirtiliyor.

ISW, Rusya Savunma Bakanlığı’nın, “aniden Putin’in gözünden düşme korkusuyla”, dürüstçe olumsuz görüşlerini paylaşan komutanları tasfiye etme çabalarını yoğunlaştırdığı durumlarla daha önce de karşılaştıklarını belirtti.

Rusya, geçen yıl şubatta “özel askeri operasyon” diye adlandırdığı harekatı Ukrayna’da başlatarak komşusunu topyekun istilayla yüz yüze getirdi ve binlerce kişinin ölümüne yol açarken milyonların da evinden olmasına sebebiyet verdi.

Putin, Ukrayna’nın karşı taarruzunu ilk kez bu yılın haziranında ikrar etmiş ve savaşın vurduğu bu ülkenin birliklerinin güçlü Rus savunmaları karşısında kayda değer kazanımlar elde edemeyeceğini öne sürmüştü.

Ukrayna birliklerinin, personel ve Batı’dan gelen askeri teçhizat konusunda büyük kayba uğrayacağını da iddia etmişti. Ancak Kiev’in tüm Rus güçlerini işgal altındaki bölgeler de dahil Ukrayna topraklarından geri püskürtmeyi amaçladığı girişim 4. ayına ulaştı ve bu ay bazı önemli toprak kazanımları kaydedildi.

Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski karşı saldırının yavaş olduğunu kabul ederken “Her gün ilerleyip bölgeyi özgürleştirmemiz önemli” de dedi.

Londra merkezli düşünce kuruluşu Birleşik Kraliyet Hizmetleri Enstitüsü (Royal United Services Institute) tarafından yapılan bir araştırma, Ukrayna güçlerinin her 5 günde bir ortalama 700 ila 1200 metre ilerleme kaydettiğini ortaya koydu. Bu da Rus güçlerine geri çekilirken siper kazmaları ve özellikle de araziyi mayınlamaları için zaman kazandırıyor.

Tamamen gönüllülerden oluşan ve Ukrayna’nın en iyi ve en deneyimli birliklerinden biri olarak kabul edilen 3. Taarruz Tugayı ocak ayından bu yana doğuda neredeyse aralıksız savaşırken, daha deneyimsiz birlikler güneyde savaşmak üzere yeni eğitimler ve modern silahlar aldı.

Paylaşın

Kremlin’den Açıklama: İlham Aliyev, Vladimir Putin’den Özür Diledi

Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Dağlık Karabağ’da ölen Rus askerleri için Vladimir Putin’den özür dilediği bildirildi. Dağlık Karabağ’da Rus Barış Gücünü taşıyan araca ateş açılması sonucu araçtaki askerlerin hayatını kaybettiği açıklanmıştı.

Haber Merkezi / Olayın açığa kavuşturulması için Azerbaycan ve Rusya’nın soruşturma makamlarının bölgede iş birliği içerisinde çalıştığı belirtilmiş ancak ölen asker sayısı ve ateşin kimin tarafından açıldığı hususunda bilgi paylaşılmamıştı.

Kremlin’den yapılan açıklamada, Azerbaycan Cumhurbaşkanı ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in bir görüşme yaptığı ve görüşmede İlham Aliyev’in Karabağ’da ölen Rus Barış Gücü askerleri için özür dilediği belirtildi. Görüşmede ayrıca Putin’in İlham Aliyev’den bölgedeki Ermeni halkının güvenlik haklarına saygı duymasını istediği aktarıldı.

Kremlin, iki lider arasında gerçekleşen telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada “İlham Aliev, Rus askerlerin trajik ölümü dolayısıyla özür diledi ve derin taziyelerini ifade etti. Olayla ilgili kapsamlı bir soruşturma yürütüleceğini ve tüm sorumluların gerektiği şekilde cezalandırılacağını söyledi” ifadeleri kullanıldı.

Ateşkes sağlandı

Azerbaycan, Dağlık Karabağ’a Salı günü başlattığı askeri operasyonun ardından Çarşamba günü taraflar arasında ateşkes sağlandığı açıklanmış ve Aliyev de operasyonun “başarıyla” tamamlandığını duyurmuştu. Ateşkes konusunda varılan uzlaşma, bölgedeki ayrılıkçı Ermeni güçlerin feshedilmesini, silahlarını bırakmalarını ve Dağlık Karabağ’ın Azerbaycan’a entegre edilmesini öngörüyor.

Yaklaşık 120 bin nüfuslu bölgede yaşayan Ermenilerin çoğu evlerinden sürülmek veya kalırlarsa Azeri şiddeti ile karşı karşıya kalmaktan kaygı duyuyor. Ermeni medyasında yer alan haberlere göre, son günlerde yaşanan çatışmalarda en az 200 kişi hayatını kaybetti, 400 kişi de yaralandı.

Dağlık Karabağ’da ateşkes ilan edilmesinin ardından, iki tarafı temsil eden heyetler Yevlah kasabasında bir araya geldi. Yaklaşık iki saat sürdüğü belirtilen görüşmenin ayrıntılarına dair henüz resmi açıklama yapılmadı.

Reuters haber ajansının bildirdiğine göre, Rus haber ajansı RIA’ya konuşan bir Ermeni temsilci, görüşmede nihai bir anlaşmaya varılmadığını söyledi. Ajansa konuşan Azeri temsilci de, Azerbaycan ile Karabağ Ermenileri arasındaki tüm sorunların bir toplantıda çözülmesinin beklenemeyeceğini kaydetti.

AB’den güvence talebi

Öte yandan Avrupa Birliği (AB), Dağlık Karabağ bölgesinde yaşayan Ermenilerin hakları ve güvenliği için garanti istedi. AB’li üst düzey bir diplomatın dpa haber ajansına verdiği bilgilere göre, AB Konseyi Başkanı Charles Michel, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı telefon görüşmesinde Azerbaycan’ın Ermenilere saygı gösterileceği ve ülkede geleceklerinin olacağı konusunda güvence vermesi gerektiğini söyledi.

Michel’in görüşmede Dağlık Karabağ’ı terk etmek isteyenler için güvenli ve gönüllü ayrılma koşullarının da sağlanması gerektiğini ifade ettiği aktarıldı.

AB’li diplomat, görüşmede Aliyev’in sorunun çözümü için uluslararası arabuluculuğu reddettiğini ve bölgeye düzenledikleri askeri operasyonu savunduğunu aktardı. Azerbaycan’ın, Dağlık Karabağ’ın “tekrar entegrasyonu”nu sürdürmeyi hedeflediğini kaydeden diplomat, ayrıca silahlarını bırakanlar için af çıkarmayı değerlendirdiğini de sözlerine ekledi.

Gelişmeler karşısında AB’nin olası yanıtının ne olabileceği konusunda da Brüksel’de farklı seçeneklerin tartışıldığını ifade eden AB’li diplomat, Azerbaycan hükümetinin kullandığı yöntemin kesinlikle kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Paylaşın

Kim İle Putin Görüştü: Emperyalizme Karşı Mücadelede Birlikte Olacağız

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un, Rusya’nın Çin sınırına yakın bölgesinde yer alan uzay merkezi Vostoçni Uzay Üssü’nde görüştü. Kim onuruna verilen yemekte Putin, “Ülkelerimiz arasında dostluk ve işbirliğinin gelecekte güçlendirilmesi” için kadeh kaldırdı.

Kuzey Kore lideri Kim, “Başkan Putin’in kararlarını her zaman destekleyeceğiz ve… emperyalizme karşı mücadelede birlikte olacağız” mesajı verdi. Kim, ülkesinin Rusya ile ilişkilerini güçlendirme konusunda daha önce de oldukça kararlı bir tutum sergilemiş ve Putin ile ikili ilişkilerin hükümetinin “bir numaralı önceliği” olduğunu söylemişti.

Rusya’nın Çin sınırına yakın bölgesinde yer alan uzay merkezi Vostoçni Uzay Üssü’nde görüşen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’un buluşmasında ‘işbirliği ve zafer’ mesajları verildi.

Putin, Rusya’nın doğusunda kozmodromu ziyaret eden Jong Un onuruna düzenlenen öğle yemeğinde Pyongyang ile “işbirliğinin gelecekte güçlenmesine” kadeh kaldırdığını söyledi. Putin’e ‘yoldaş’ şeklinde hitap eden Kuzey Kore lideri de Rusya’nın başta Batı olmak üzere düşmanlarına karşı “büyük bir zafer” kazanacağını ifade etti.

Rusya liderine “tam ve koşulsuz desteğini” bildiren Jong Un, Pyongyang’ın “anti-emperyalist” cephede her zaman Moskova’nın yanında yer alacağını kaydetti.

Liderler görüşmeye Soyuz-2 uzay roketi fırlatma tesisini gezerek başladı. Kremlin, iki liderin önce kendi heyetlerinin huzurunda iki saatten fazla bir süre görüştüğünü, ardından da iki devlet başkanı arasında bire bir görüşme gerçekleştiğini duyurdu.

Putin: Eski bir dost, iki yeni dosttan daha iyidir

Rusya Devlet Başkanı, yemekte Kim Jong Un’a bakarak, “Şu anki ziyaretiniz de bir dostluk ve arkadaşlık atmosferi içinde gerçekleşiyor. Eski bir dost, iki yeni dosttan daha iyidir” ifadesini kullandı.

Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov ve Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile Kuzey Koreli üst düzey yetkililerle çevrili bir masada kırmızı şarap kaldıran Putin “Halklarımızın refah ve esenliğine” dedi.

Rusya ve Kuzey Kore arasındaki ilişkilerin “1945 yılında Sovyet ve Kore askerlerinin yan yana Japon ordusunu yendiği Kore özgürlük mücadelesi sırasında kurulduğunu” ifade eden Putin, “Bugün dahi dostluk ve iyi komşuluk bağlarını güçlendirmeye çalışıyor, ortak bölgemizde barış, istikrar ve refah için çalışıyoruz.” şeklinde konuştu.

Jong Un: Zafer kazanacağına inanıyoruz

Jong Un, “Rus ordusunun ve halkının, hegemonya ve yayılma peşinde koşan kötü niyetli grupları cezalandırmak için verilen adil mücadelede büyük bir zafer kazanacağına inanıyoruz.” diye konuştu.

Putin ile görüşmesinde her alanda işbirliğinin nasıl güçlendirileceği konusunda” tatmin edici bir fikir birliğine vardıklarını” söyleyen Jong Un, “Yoldaş Putin ile Kore yarımadası ve Avrupa’daki siyasi, askeri durumun yanı sıra bölgede ve dünyada barışı sağlama mücadelesinde stratejik, taktiksel işbirliği, destek ve dayanışma konularında derinlemesine bir görüşme yaptım” dedi.

Jong Un’un açıklamalarında Kiev ve Moskova arasındaki çatışmadan bahsetmedi ancak Rus haber ajansı TASS, Kore liderinin Ukrayna’daki “özel askeri operasyon” alanında “kahraman” Rus ordusunu övdüğünü kaydetti.

Jong Un, “Rusya’nın kahraman ordusu ve halkının zafer geleneğini parlak bir şekilde miras alacağına; ‘askeri operasyonlar ve güçlü bir ulus inşa etmek’ konularında asil haysiyet ve onurunu güçlü bir şekilde sergileyeceğine inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Rusya’nın Interfax haber ajansına göre Kremlin sözcüsü Dmitry Peskov, Devlet Başkanı Putin’in Kuzey Kore lideri Kim Jong Un ile yaptığı görüşmenin “önemli ve esaslı” olduğunu söyledi.

Peskov, Kuzey Kore’nin Rusya ile havacılık ve ulaşım alanlarında işbirliğine ilgi duyduğunu da sözlerine ekledi. Rus devlet haber ajansı Ria Novosti’ye yaptığı açıklamada da Peskov, iki liderin görüşmelerinde nükleer savaş risklerini ele almadıklarını söyledi.

Birleşmiş Milletler yaptırımları ilişkilerin gelişmesine engel mi?

Kremlin Sözcüsü Peskov daha önceki açıklamasında da görüşmenin “iki ulus arasındaki dostluğu kuvvetlendireceğini” ifade etmişti. Kremlin’den bu sabah yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler’in (BM) Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımlarının Pyongyang ile ilişkilerini engellemeyeceği vurgulandı.

Birleşmiş Milletler 2006’daki ilk nükleer denemesinden bu yana Kuzey Kore’ye yaptırım uygulanmasını öngören 10’dan fazla karar almıştı. Bazı analistler, Rusya’nın bu toplantı sonucunda Kuzey Kore’ye cephane stoku karşılığında ileri teknoloji sağlayabileceği yorumunu yapmış, bunun ise uluslararası yaptırımların ihlali anlamına geleceğini vurgulamıştı.

Görüşmeye tepkiler ne oldu?

ABD daha önce Kuzey Kore’yi Rusya’ya silah satmaması için uyarmış, aksi takdirde yaptırımların daha da artırılacağını açıklamıştı.

BBC’ye konuşan Center for European Policy Analysis adlı düşünce kuruluşundan Samuel Greene, Rusya’nın pek fazla dostu kalmadığı için kendisiyle işbirliği yapabilen ülkelere daha fazla yakınlaşma ihtiyacı olduğunu, diğer yandan da Batı’ya “Ukrayna konusunda bizimle anlaşmazsanız size daha fazla sorun yaratabilecek Kuzey Kore’ye yardım ederim” mesajı verdiğini söylüyor. Güney Kore, olası bir silah anlaşmasını yakından takip ettiklerini açıkladı.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko ise seyahatle ilgili bilgileri Güney Kore’yle de paylaşabileceklerini belirtti ve “Güney Kore’nin Moskova’da elçiliği var, talep ederlerse bilgi veririz” dedi. Çin, Putin ile Kim’in görüşmesi için “Kuzey Kore ve Rusya arasındaki ilişkilerle ilgili” değerlendirmesinde bulundu.

Çin, Kuzey Kore’nin uzun süredir müttefiklerinden biri ve ekonomik destekçisi. Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Mao Ning, ayrıca Kuzey Kore’nin “dağlar ve nehirlerle birbirine bağlı dost komşuları” olduğunu ve “Çin-Kuzey Kore ilişkilerinin iyi geliştiğini” kaydetti.

İki lider neden uzay üssünde buluştu?

Rus devlet medyası Ria Novosti’nin bildirdiğine göre Putin, Moskova’nın Kuzey Kore’ye uydu programında yardımcı olmak istediğini ve bu amaçla görüşme yeri olarak uzay istasyonunun seçildiğini söyledi. Kim’in ilerleme kaydetmekte zorlandığı alanlardan biri de uzay programı. Son altı ay içinde iki kez yörüngeye bir casus uydu yerleştirme çabaları başarısız oldu.

Casus uydunun Kuzey Kore’ye gökyüzünde düşmanlarını gözetleme imkanı sağlayacağı ve bunu saldırıları daha doğru planlamak ve gelen tehditleri izlemek için kullanabileceği belirtiliyor. Kim, casus uydu geliştirmeyi son birkaç yıldaki en önemli askeri önceliklerinden biri haline getirdi.

Rusya’ya silah satması karşılığında Kim’in de Putin’den kendi silah programı için gelişmiş askeri teknolojisini paylaşmasını istemesi bekleniyordu. Moskova’nın silahlarının Pyongyang’ınkilerden onlarca yıl ileride olduğu düşünülüyor.

Kim, zırhlı treninde yolculuk yaptı. 2019’daki görüşmeye de aynı şekilde gitmişti. Zırhlı treninde 20 zırhlı otomobil taşıdığı, normal trenlerden çok daha ağır olduğu için saatte en fazla 59 kilometre hızla ilerleyebildiği belirtiliyor. Rusya’daki tren raylarının genişliği Kuzey Kore’dekinden daha büyük olduğu için Kim’in treninin sınırda tekerlerini de değiştirmesi gerekmişti.

“Kuzey Kore’nin elinde milyonlarca top mermisi ve roket olabilir”

Carnegie Endowment for International Peace adlı düşünce kuruluşundan Ankit Panda, iki ülkenin de birbirlerinin ihtiyaçlarını karşılamasının mümkün olduğunu söylüyor: “Şimdi esas konu, iki tarafın da birbirlerinin istediği fiyatı ödemeye razı olup olmayacağı.”

Rusya’nın Kuzey Kore’den silah, top mermisi ve roket talep etmesi, yaptırımlar nedeniyle ekonomisi zor durumda olan Kuzey Kore’nin ise gıda ve hammadde istemesi bekleniyor.

New York Times gazetesine göre Rusya’nın 122 ve 152 milimetrelik top mermisi stokları azalmış durumda. Putin bu topların yanı sıra anti-tank mayınlar da talep edebilir. Gazeteye göre Kim’in talep listesinde ise gıdanın yanı sıra daha gelişmiş uydu ve nükleer denizaltı teknolojilerine erişim yer alabilir.

Kuzey Kore’nin silah sistemlerinin önemli bir kısmı, tıpkı Rusya’nınki gibi Sovyetler Birliği’nin sistemlerine göre tasarlanmış durumda. Bu yüzden iki ülkenin silahları ve mühimmatları çoğunlukla birbiriyle uyumlu.

BBC’ye konuşan Kuzey Kore Çalışmaları Üniversitesi’nden Prof. Kim Dong-yup’a göre, 1953’ten beri savaşmadığı için Kuzey Kore’nin elinde milyonlarca top mermisi ve roket olabilir. Prof. Kim, bu eski mühimmatları Rusya’ya vermenin Kuzey Kore’nin savunma kapasitesini azaltmayacağı görüşünde. Zira artık orduda daha modern mühimmatlar kullanıyorlar.

(Kaynaklar: BBC Türkçe, Euronews Türkçe)

Paylaşın

Mehmet Yılmaz: Putin, Erdoğan’a Bu Kez Yol Vermedi

T24 yazarlarından Mehmet Yılmaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de gerçekleştirdikleri görüşmeyi değerlendirdi. Yılmaz, Erdoğan’ın Putin ile görüşmesinden eli boş döndüğünü ifade etti.

Mehmet Yılmaz, yazısında, Erdoğan’ın Putin ile ilişkisi üzerinden Batı’da ciddiye alınmayı umduğunu; bunun da sıkışık Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan dış kaynağın sağlanmasında etkili olmasını beklediğini belirtti.

Ama Putin’in Erdoğan’a bu kez fırsatı vermediğini vurgulayan Mehmet Yılmaz’ın bugün yayınlanan yazısının ilgili kısım şöyle:

Cumhurbaşkanı’nın gözü Temmuz ayından beri Putin gelsin diye yollardaydı ama olmadı.

Putin’in yurt dışına çıkmak konusundaki isteksizliğinin bir nedeni Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin verdiği yakalama kararı.

Türkiye bu kararı soykırım suçlusu Sudanlı Ömer El Beşir için bile uygulamamıştı, Putin için de elbette uygulayacak hâli yoktu.

Ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çok önem verdiği “tahıl koridoru anlaşmasını” canlandırmak için sonunda Putin’in ayağına kadar gitti.

Eli boş olarak geri döndü.

Kapalı kapılar ardında ne konuşuldu bilmiyoruz ama resmi açıklamaya göre Putin, anlaşmanın yeniden hayata geçirilmesi için Batı’nın uyguladığı ambargonun kaldırılmasını istiyor.

Batı ise Rusya’yı, Ukrayna üzerinden sıkıştırıp iyice güçsüzleştirmek temel politikasından vazgeçecek gibi görünmüyor.

Cumhurbaşkanı’nın bunca işi gücü arasında Ukrayna tahılının dünyaya Karadeniz üzerinden serbestçe satılmasını kendisine bu kadar dert etmiş olmasının Türkiye açısından nasıl bir önemi var diye merak ediyor olmalısınız.

Ukrayna tahılının çok küçük bölümü Türk gemileri ile taşınıyor, bir navlun kaybımız yok sayılır.

Öte yandan Ukrayna tahılının, Bulgaristan ve Romanya üzerinden satılmasında da anlaşma bittiğinden beri bir engel çıkmadı.

Ruslar Türk gemisinde arama yaptılar ama aynı yükü alan Japon gemisine dokunmadılar bile.

Ukrayna, “tahılımı sattırırsanız size şu kadar komisyon veririm” de demiyor.

Ama Erdoğan “tahıl koridoru” peşinde!

Konunun Türk ekonomisi ile dolaylı bir ilgisi var.

Erdoğan, Putin ile ilişkisi üzerinden Batı’da ciddiye alınmayı umuyor; bunun sıkışık Türkiye ekonomisinin ihtiyacı olan dış kaynağın sağlanmasında etkili olmasını bekliyor.

Putin kendisine bu kez bu fırsatı vermedi.

Batının karşısına çıkıp, “Putin ile sorunlarınızı benim üzerimden çözebilirsiniz” diyebilecek durumda değil artık.

Öyle görünüyor ki İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine karşı çıkmaktan vazgeçmesinin, Ukrayna’nın NATO üyeliğine destek olmasının ve Nazi özentisi Azov taburu komutanlarını, verdiği sözü de çiğneyerek Ukrayna’ya yollamasının Putin nezdindeki karşılığı bu.

“Dünya lideri” propagandası gerçeklerden habersiz, milliyetçi duyguları galeyana getirilmiş saf kitleler üzerinde etkili olabiliyor ama dünya arenasına çıkıldığında boyalar dökülüyor.

Dış politikada böyle savrulmalar, esasen temel bir dış politikanız olmadığını, günlük çıkarlara göre yön değiştirebileceğinizi gösteriyor.

Öyle olunca da kimse ciddiye almıyor tabii.

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Erdoğan – Putin Görüşmesi Sona Erdi: Dikkat Çeken Mesajlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Soçi’de gerçekleştirdiği görüşme sona erdi. Yaklaşık 3 saat süren görüşme sonrası iki lider ortak basın açıklamasında dikkat çeken mesajlar verdi.

Haber Merkezi / “Bölgemizde kalıcı barış, istikrar ve refahın tesisine yönelik çalışmalarımızı sürdürme kararlılığındayız” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle;

“Kıymetli dostum Putin’e nazik daveti için tekrar teşekkür ediyorum. Bu vesile ile deprem ve yangınlar sırasında gösterdikleri dayanışma için teşekkür ediyorum.

Kendisi ile son olarak Astana’da bir araya gelmiştik. Bugüne kadar Sayın Putin ile daime telefon diplomasisini sürdürdük. Bugün ise ikili ve heyetler arası görüşmelerde bir araya geldik.

İkili ticaret hacmimiz 69 milyar dolara ulaştı. 100 milyar dolar hedefine emin adımla ilerliyoruz. 5 milyon 230 bin Rus vatandaşını ülkemizde ağırlamıştık. Bu sayının kalan dönemde daha da artacağına inanıyoruz.

Üzerinde durduğumuz konulardan biri de tahıl girişiminin canlandırılması. Eksikler giderilerek girişim devam etmeli. Rusya’nın girişimin yeniden başlama konusundaki beklentileri tüm tarafların malumudur. Biz de bu talepleri ifade ettik, ediyoruz. Bu konudaki görüşlerimizi sevgili dostum ile de paylaştım. Yeni öneri paketinden sonuç alacağımıza inanıyoruz.

Devam eden çatışmaların bir an önce kalıcı ve adil bir barışla sona erdirilmesini arzu ediyoruz. Savaşın kazananı barışın kaybedeni olmaz. Taraflar arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Bu konuda üzerimize düşeni yine yapmaya hazırız.

Suriye Güney Kafkasya Libya ve Afrika’daki son gelişmeleri de değerlendirdik. Bu temel üzerine inşa edilen tüm Rus münasabetlerinin faydalarını çok geniş alanda gördük, görüyoruz. Sayın Putin’e şahsıma ve heyetime göstermiş olduğu hüsnükabul için teşekkür ediyorum.”

“Batı bizi aldatıyordu”

“Biz tahıl anlaşmasını canlandırmaya hazırız tabii eğer Rus tahıl ürünlerinin ihracatı ile ilgili yaptırımlar kaldırılırsa” diyen Putin’in konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle;

Rusya’nın doğalgaz konusunda Türkiye’nin en büyük partneri olacağının altını çizmek istiyorum. Rusya her zaman olduğu gibi sevkiyatlar konusunda güvenli ve sorumlu bir ortak olacaktır. Türkiye’de doğalgaz merkezi projesinde Gazprom, BOTAŞ’a yol haritasını sundu, sırada ortak çalışma grubunun kurulması var.

Geçen sene ticareti hacmimiz bu sene ilk 6 ayda yüzde 19 arttı. Turizm alanındaki işbirliğimiz bu sene yılın ilk yarısında 2.2 milyon turistti. Umarız ilerleyen süreçte bu daha da artacak. Rus turistlerimizin güvenli ve huzurlu tatil yapması için elimizden geleni yapıyoruz aynı şekilde Türk tarafları da ellerinden geleni yapıyorlar.

Şubat ayındaki depremde Rusya ilk yardım eli uzatan ülkelerdendi. Yangınlar için de yangın söndürme uçakları gönderdik.

Karadeniz Tahıl Girişimi’nin sona ermesinden de bahsettik. Biz dedik ki, bizi bu karara zorladılar. Özellikle şunun altını çizmek istiyorum tahıl anlaşmasının sona ermesi küresel gıda pazarını çok fazla etkilemedi. Dağıtım kısmında sorun var. Bunun da Karadeniz Tahıl Girişimi ile bir alakası yoktu.

Batı bizi aldatıyordu. Yüzde 70’i gelişmiş ülkelere ulaştı ve fakir ülkelere çok azı ulaştı. Ben ilkesel tutumumu tekrar dile getirmek istiyorum. Biz tahıl anlaşmasını canlandırmaya hazırız tabii eğer Rus tahıl ürünlerinin ihracvatı ile ilgili yaptırımlar kaldırılırsa. Ben Sayın Erdoğan’a da bunu ilettim.

Suriye’de işbirliğimizi çok önem veriyoruz. Astana formatı da çok önemli. Suriye konusunda etkin bir mekanizma söz konusu. Libya’da kapsamlı bir işbirliği ve çözümden yanayız.”

Paylaşın

Erdoğan’dan Tahıl Koridoru Açıklaması: Afrika’ya Yönelik Önemli Bir Adım Olacak

Putin’le Soçi’deki görüşme öncesi açıklamada bulunan Erdoğan, “Buradan Tahıl Koridoru ile ilgili bugün ne çıkacak diye bunu bekliyorlar. İnanıyorum ki yapacağımız görüşmeden sonra da basın toplantısı ile verilecek mesaj dünyaya, özellikle az gelişmiş Afrika ülkelerine yönelik bir adım çok çok önemli olacak” dedi.

Haber Merkezi / Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret hacminin 62 milyar dolara ulaştığını ve 100 milyar dolar hedefine doğru yürüdüklerini belirten Erdoğan da, “Bugün burada Merkez Bankası başkanlarımızın bir araya gelmesi, birbirleri ile ayrıca görüşecek olmaları, aramızdaki ikili ilişkilerde yerli para birimine adım atma noktasında da önemli olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Akkuyu Nükleer Enerji Santrali’nde çalışmaların iyi bir şekilde devam ettiğini ve santral kapsamında 25 bine yakın istihdam gerçekleştiğini belirten Erdoğan, “Kaldı ki daha önce görüştüğümüz gibi Sinop Nükleer Enerji Santrali ile de bir adım atmamız söz konusu olacak diye düşünüyorum. Trakya’da bir HUB’ın olacak olması o da ayrı bir zenginlik ve bir canlılık unsuru” diye konuştu.

Rusya ile doğal gazda çok önemli bir ilişki içinde olduklarını ve bu ilişkinin daha da geliştirilerek devam edeceğine inandığını belirten Erdoğan, turizm konusunda da Rusya’nın önemli bir rol oynadığını ve Türkiye’de bir numara konumunda olduğunu kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin’in Soçi’deki kritik görüşmesi başladı. İki lider görüşme öncesi açıklamalarda bulundu. Erdoğan özetle şunları söyledi:

“Akkuyu Nükleer enerji santralindeki gelişmeler gayet iyi bir şekilde şu anda devam ediyor. 25 bine yakın orada istihdamın olması önemli bir olay.

Sinop nükleer enerji santraliyle ilgili de bir adım atmamız söz konusu olacak diye düşünüyorum, tabii Trakya’da bir hubın olacak olması o da ayrı bir zenginlik ve bir canlılık unsuru.

Türkiye-Rusya arasındaki en önemli adımlardan bir tanesi turizm noktasındaki gelişmeler. Turizmde de şu anda Rusya bizde bir numara.

Herkes bugün Türkiye-Rusya ilişkilerinde, bu ziyaretimizde tahıl koridoru meselesine bakıyor. Buradan tahıl koridoru ile ilgili bugün ne çıkacak diye bunu bekliyorlar. İnanıyorum ki yapacağımız görüşmeden sonra da basın toplantısıyla verilecek mesaj dünyaya özellikle az gelişmiş Afrika ülkelerine yönelik bir adım çok çok önemli olacak.

Aramızdaki bir diğer en önemli konu savunma sanayine yönelik attığımız ve atacağımız adımlar

Şu anda Türkiye ile Rusya arasındaki dış ticaret hacmimiz 62 milyar dolar. 100 milyar hedefine yürüyor olmamız bizi çok mutlu ediyor. Yaz mevsimiyle ilgili orman yangınları, bu konuda bize gönderdiğimiz uçakla çok ciddi derdimize derman olduğnuuz. Bunu bir kat daha artırabilirsek daha isabetli olacak. Yaz mevsimi devamlı tehdit altındayız.”

Putin: Tahıl anlaşmasıyla ilgili konuları…

Putin’de “Ukrayna krizi bağlantılı konuların” görüşme gündeminde olacağını belirterek “Tahıl anlaşmasıyla ilgili konuları gündeme getirmek istediğinizi biliyorum. Bu konuda görüşmelere açığız” dedi. Türkiye ile çeşitli iş birliği alanları arasında Türkiye’de bir doğal gaz merkezi oluşturulmasına da vurgu yapan Putin, Erdoğan’a bu konuda görüşmeleri sonuçlandırmayı umduklarını söyledi.

Paylaşın

Erdoğan İle Putin Soçi’de Görüşecek: Beklentiler Neler?

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la Rusya Devlet Başkanı Putin’in önümüzdeki günlerde Soçi’de görüşeceğini söyledi. Fidan, Erdoğan ve Putin  arasındaki dostluk ve güven duygusunun iki ülke arasındaki ilişkilerin istikametini belirlemede kritik rol oynadığını vurguladı.

İki ülke ilişkilerini sınayan gelişmelerin ele alınması beklenen Erdoğan – Putin görüşmesinde, tahıl anlaşmasının da geleceği masaya yatırılacak. Türkiye’nin tahıl anlaşmasına dönmesi için Rusya’yı iknaya bir süredir çaba harcadığı biliniyor.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından savaşın küresel gıda fiyatları üzerindeki etkisini azaltmak için Birleşmiş Milletler (BM) ve Türkiye’nin katkılarıyla 22 Temmuz 2022’de İstanbul’da Karadeniz Tahıl Koridoru Anlaşması imzalanmıştı.

Anlaşma kapsamında Ukrayna’dan sadece Karadeniz üzerinden en az 32 milyon ton tahıl dış piyasalara çıkartıldığı hesaplanıyor. Ancak Rusya en son 17 Temmuz’da yaptığı açıklama ile taleplerinin karşılanmadığını söyleyerek anlaşmayı askıya almıştı.

Ankara Temmuz ortasından beri Rusya’nın anlaşmaya dönmesi, Moskova’nın bazı taleplerinin de karşılanması ve hatta tahılda yeni bir uzlaşı sağlanırsa barış görüşmeleri için bir umut olabilmesi için diplomasi trafiğini sürdürürken, bu kapsamda Fidan geçen hafta Kiev’e ardından da Moskova’ya gitti.

Fidan’ın dışişleri bakanı olarak iki savaşan tarafa ilk yaptığı bu ziyaretlerin ana gündem maddesi tahıl koridoru anlaşmasının yenilenmesi oldu. Moskova temaslarının bir başka önemli başlığı ise Erdoğan’ın hafta başı yapması beklenen Soçi ziyaretinin hazırlığı.

Erdoğan ile Putin arasında pek çok kere krizleri çözen yakın ilişkinin tahıl anlaşmasının yenilenmesini sağlayıp sağlamayacağı hafta başındaki Soçi ziyaretinde netleşecek. Tarihi henüz resmi olarak açıklanmasa da Erdoğan’ın 4 Eylül Pazartesi günü Soçi’ye gitmesi bekleniyor.

Erdoğan Putin’in Ağustos ayı içinde Türkiye’ye geleceğini açıklarken, Rusya tarafı daha temkinli konuşmuş ve Putin’in ziyareti için kesin ifadeler kullanmamıştı. Son olarak gerek devam eden savaş gerekse iç karışıklıklar nedeniyle Putin’in ülkeden ayrılmayı tercih etmediğinin Türk tarafına yeniden bildirilmesi üzerine iki liderin görüşmesi Soçi’ye alındı.

Geçtiğimiz haftalarda yapılan Afrika zirvesi için de ülkeden ayrılmayan Putin Hindistan’da düzenlenecek G-20 zirvesine de gitmeyecek. Erdoğan ile Putin en son 2 Ağustos’ta telefonla görüşürken, yüz yüze son görüşme ise 13 Ekim 2022’de Astana’daki Asya’da İş birliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı zirvesi marjında olmuştu. İkilinin son yüz yüze görüşmesi ise yine Soçi’de bir yıl önce 5 Ağustos 2022’de gerçekleşmişti.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker‘in haberine göre; Erdoğan’ın Soçi ziyaretinin ana gündem maddesinin bir buçuk aydır dünya gündemini meşgul eden tahıl anlaşmasının yenilenip yenilenmeyeceği konusu olması bekleniyor.

Dünya Gıda Programı verilerine göre, dünyanın en büyük tahıl üreticilerinden biri olan Ukrayna’nın tahılı dünya genelinde yaklaşık 400 milyon insanın temel besin kaynağını teşkil ediyor. Savaşın başlamasıyla birlikte Ukrayna’dan tahıl sevkiyatının durması, özellikle Afrika ve Ortadoğu ülkelerinde milyonlarca kişiyi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bırakmıştı.

Rusya temmuz ayı ortasında anlaşmanın fiilen durdurulduğunu belirtirken kapıları tamamen kapatmamış ve “şartları uygulanır uygulanmaz” uzlaşıya dönebileceğinin sinyalini vermişti. Bu şartlardan biri Rusya Ziraat Bankası Rosselkhozbank’ın SWIFT ağına yeniden bağlanması.

Fidan Moskova’daki basın toplantısında Rusya’nın pozisyonunu anlamaya ve taleplerini karşılamaya çalışılan bir süreç içinde olduklarını; ilk uygulama döneminde çıkan aksaklıkların tekrar etmemesi için çalıştıklarını belirterek, Lavrov ve ekibiyle finanstan sigortacılığa kadar bu “karmaşık sürecin” teknik detaylarını tartıştıklarını kaydetti.

14 Mayıs seçimini kazanmasının ardından ilk kez bir araya gelecek olan Erdoğan ile Putin’in tahıl anlaşmasının yanı sıra ikili konuları ve Suriye gibi iki ülkeyi ilgilendiren konuları da ele alması bekleniyor.

Türkiye’nin 11-12 Temmuz’daki Vilnius zirvesinde İsveç’in NATO üyeliğine ilkesel onay vermesi, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin ziyareti ve Azov komutanlarının serbest bırakılması iki ülke ilişkilerini son dönemde test eden gelişmelerden olmuştu.

Tahıl anlaşmasının alternatifleri olacak mı?

Ankara ilkesel olarak Rusya’nın taleplerini haklı gördüğünü ve Batı’nın da bazı adımlar atması gerektiğini ifade ederken, diğer taraftan taraflar tahılın ulaştırılarak gıda fiyatlarının düşmesi ve pazarlık gücünü artırmak için alternatif arayışına girmiş durumda.

Tahıl anlaşmasının askıya alınmasından bu yana Moskova Ukrayna’ya giden tüm gemileri potansiyel olarak askeri yük taşıyan gemiler olarak değerlendirerek, müdahale etme hakkını saklı tutuyor ve bu da Karadeniz’deki gerilimi artırıyor.

Bu nedenle ABD Ukrayna tahılının tamamen NATO sınırları içinde kalan bir bölge içinde Tuna Nehri üzerinden ihracatı için Romanya ve Moldova ile görüştüğünü açıklarken, Fidan’ın Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile yaptığı ortak basın toplantısında ise diğer tarafın alternatifi gündeme geldi.

Lavrov’un açıklamasına göre Moskova Katar’ın finansal desteğiyle Türkiye’ye indirimli fiyatla 1 milyon ton tahıl göndermeyi, Türkiye’de işlenecek bu tahılın Afrika ülkeleri gibi en çok ihtiyaç olunan ülkelere aktarılmasını öneriyor.

Ankara Batı basınında Katar’ın da dahil olduğu bu plana ilişkin çıkan haberleri daha önce reddederek, tahıl anlaşmasının alternatifi olmadığını belirtmişti.

Fidan basın toplantısında soru üzerine BM’nin Türkiye’nin katkılarıyla yeni bir öneri paketi hazırladığını söyleyerek, “Bunun, girişimin canlandırılmasında uygun zemin teşkil ettiğini düşünmekteyiz” dedi. Erdoğan ile Putin’in Soçi görüşmesinde alternatiflerin yanı sıra BM’nin son planının da ayrıntılı şekilde ele alınması bekleniyor.

Bu arada Fidan-Lavrov ortak basın toplantısının hemen öncesinde bir açıklama yapan Ukrayna Rusya’nın alternatif planına tepki göstererek, Türkiye’nin böyle bir girişim içinde olmaması gerektiği mesajını verdi.

Açıklamada Ukrayna limanlarından Ukrayna’nın tahıl ihracatı yeniden başlatılmadan Rusya’nın Karadeniz’deki tahıl ihracatını destekleme olasılığını göz önünde bulundurmak, uluslararası yükümlülüklere ve uluslararası hukuka ciddi bir darbe vuracağı belirtildi ve “Bu Moskova’yı daha saldırgan eylemlerde bulunmaya teşvik edecek ve cezasızlık hissini pekiştirecektir” denildi.

Kiev’in açıklamasında şunlar da kaydedildi: “Uluslararası hukukun korunması ve sıkı bir şekilde gözetilmesi konusundaki sarsılmaz tutumunu defalarca teyit etmiş olan Türkiye’nin ve ilgili diğer tarafların Rusya’nın uluslararası yükümlülükleri yeniden ihlal etme ve yeni gıda krizleriyle dünyaya şantaj yapma girişimlerini engellemek için otoritelerini kullanacaklarını umuyoruz.”

Paylaşın

Erdoğan İle Putin Soçi’de Görüşecek

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Rusya’nın Karadeniz kıyısında bulunan Soçi kentinde görüşeceğini söyledi.

Görüşme tarihi konusunda bir bilgi vermeyen Ömer Çelik, Türkiye’nin görüşmeler yoluyla “yaklaşan bir gıda krizini” önlemeyi umduğunu söyledi. Kremlin sözcüsü Dimitri Peskov da gazetecilere yaptığı açıklamada iki lider arasında gerçekleşmesi planlanan görüşmenin tarihi konusunda bilgi vermezken, “hazırlık için yoğun bir çalışma yürütüldüğünü” söyledi.

Haber kanalı Bloomberg ise Türkiye Cumhurbaşkanı’nın Hindistan’daki G20 zirvesine giderken 9 Eylül’de Rusya’ya uğrayabileceğini duyurdu.

Geçen ay Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenski’nin Türkiye ziyareti sırasında Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ağustos’ta Türkiye’ye ziyaret gerçekleştireceğini açıklamıştı.

Bu ay ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eylül ayı içerisinde Hindistan’da G-20 toplantısı, ABD’de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu var. Bu yoğunluk içerisinde fırsat bulursak Sayın Putin ile yüz yüze biraraya gelip konuşacağız” ifadelerini kullanarak Eylül ayını işaret etmişti.

Moskova, Temmuz ayı ortasında Ukrayna’nın Karadeniz üzerinden tahıl nakliyatına izin veren Tahıl Anlaşması’ndan çekildiğini duyurmuştu. Bunun üzerine Ukrayna, Rusya’nın tehditlerine rağmen Ağustos ayı başında Karadeniz’deki bazı limanlarını gelen ve giden ticari gemilere açtı.

Rusya ile Tahıl Anlaşması’nın sona ermesinden sonra ikinci gemi Pazartesi günü Ukrayna’nın güneyindeki Odessa limanından ayrılarak İstanbul’a geldi. Gemi takip portallarına göre Liberya bandıralı “Primus” adlı yük gemisi Pazartesi günü Türkiye’deki limanına ulaştı. Singapurlu bir nakliye şirketine ait olan gemi Pazar günü Odessa’dan ayrılmıştı.

Rusya’nın Tahıl Anlaşması’ndan çekilmesinden sonra Karadeniz’deki askeri gerilim arttı. Rusya, Ukrayna’nın kıyı ve Tuna’daki liman altyapısına saldırırken Kiev de Rus askeri gemilerini bombaladı. İki hafta önce Rus donanması Karadeniz’de bir Türk gemisine ateş açarak durmaya zorladı.

Türkiye anlaşmayı yeniden canlandırmaya çalışıyor. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Cuma günü Kiev’e gerçekleştirdiği ziyaret sırasında anlaşmanın “alternatifi olmadığını” söyledi. Fidan’ın önümüzdeki günlerde Kremlin’in taleplerini görüşmek üzere Moskova’ya gitmesi bekleniyor.

Bu arada Ukrayna, bazı Doğu Avrupa ülkelerinin AB anlaşmasının sona ermesinin ardından da Ukrayna tahılına yönelik ithalat kısıtlamalarını sürdüreceklerini açıklamalarını kınadı.

Prag’ı ziyaret eden Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimitro Kuleba, “Bunu kategorik olarak reddediyoruz çünkü bu önlem ortak pazar kurallarını ihlal eder” dedi. Kuleba, kısıtlamaların uzatılmasının “sadece Kiev ile Brüksel arasındaki ortaklık anlaşmasını değil, öncelikle Avrupa Birliği’nin üzerine inşa edildiği dayanışma ilkesini ihlal edeceği” uyarısında bulundu.

Brüksel; Polonya, Bulgaristan, Macaristan, Slovakya ve Romanya tarafından imzalanan Ukrayna tahılına yönelik geçici ithalat kısıtlamalarının uzatılması yönünde görüş bildirdi. AB ile mevcut anlaşma 15 Eylül’de sona eriyor. Söz konusu ülkeler Ukrayna’dan yapılan ithalat nedeniyle fiyatların düşmesine karşı çiftçilerini korumak istiyor. Ukrayna ise ithalatın durdurulmasını sert bir dille eleştiriyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Putin, Wagner Lideri Prigojin’in Öldüğünü Doğruladı

Wagner lideri Yevgeni Prigojin’in öldüğünü dolaylı yoldan doğrulayan Vladimir Putin, “Bu insanların Ukrayna’da Neo-Nazi rejimiyle mücadeleye yönelik ortak davamızda önemli bir katkı sunduğunun altını çizmek isterim, bunu biliyoruz ve unutmayacağız” dedi.

Prigojin’in, “ciddi hatalar yaptığını” ifade eden Putin, “Karmaşık bir kadere sahip, yetenekli bir iş adamı” olarak nitelendirdiği Prigojin’in Rusya’nın yanı sıra yurt dışında, özellikle Afrika’da da çalıştığını söyledi.

Çarşamba günü bir özel uçağın, Moskova’nın 200 kilometre kuzeybatısındaki Tver bölgesinde yere çakılarak infilak ettiği ve içinde bulunan tüm yolcuların hayatını kaybettiği bildirilmişti. Yolcu listesinde, Wagner grubunun lideri Prigojin’in de bulunduğu kaydedilmişti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Wagner lideri Yevgeni Prigojin’in de içinde bulunduğu belirtilen ve ülkenin batısında düşen uçağa ilişkin ilk kez konuştu. Hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Putin, kullandığı ifadelerle yolcu listesinde adı bulunan Prigojin’in de hayatını kaybettiğini doğrulamış oldu.

Olaya ilişkin elde edilen ilk verilerin Wagner mensuplarının uçakta bulunduğunu doğrular nitelikte olduğunu söyleyen Putin, “Bu insanların Ukrayna’da Neo-Nazi rejimiyle mücadeleye yönelik ortak davamızda önemli bir katkı sunduğunun altını çizmek isterim, bunu biliyoruz ve unutmayacağız” diye konuştu.

Prigojin’i 1990’lı yılların başından bu yana tandığını söyleyen Rusya Devlet Başkanı, Wagner liderinin, “ciddi hatalar yaptığını” ifade etti. Putin, “Karmaşık bir kadere sahip, yetenekli bir iş adamı” olarak nitelendirdiği Prigojin’in Rusya’nın yanı sıra yurt dışında, özellikle Afrika’da da çalıştığını söyledi.

“Bildiğim kadarıyla dün daha yeni Afrika’dan dönmüştü. Orada bazı yetkililerle görüşmüştü. Kesin olan ise, bu sabah Araştırma Komitesi’nin başı, bana olayla ilgili ilk soruşturmayı başlattıklarını iletti. Soruşturma tam anlamıyla sürdürülecek ve nihayete erdirilecektir” diyen Putin, uzman incelemeleri ve teknik incelemelerin ise zaman alacağını kaydetti.

Çarşamba günü bir özel uçağın, Moskova’nın 200 kilometre kuzeybatısındaki Tver bölgesinde yere çakılarak infilak ettiği ve içinde bulunan tüm yolcuların hayatını kaybettiği bildirilmişti. Yolcu listesinde, Wagner grubunun lideri Prigojin’in de bulunduğu kaydedilmişti.

Prigojin’in emrindeki paralı askerler, 22-23 Haziran’da ülkenin güneyinden harekete geçerek başkent Moskova’ya doğru hızla ilerlemiş, Prigojin isyanının “yozlaşmış” ve “beceriksiz” olarak tanımladığı Rus askeri yönetimini hedef aldığını belirtmişti.

“Rus kanı dökülmesini önlemek” gerekçesiyle kısa süre içinde isyanı sona erdiren Prigojin, Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko’nun arabuluculuğunda Moskova ile yapılan anlaşma uyarınca Belarus’a gitmişti. Son olarak Pazartesi günü Prigojin’i Afrika’da gösteren bir video sosyal medyada dolaşıma girmişti.

Kaza nedeni kasıtlı patlama

ABD’li ve Batılı yetkililere göre, ABD’nin ön istihbarat değerlendirmesi, Wagner lideri Yevgeni Prigojin’in öldüğü varsayılan uçak kazasının kasıtlı olarak gerçekleşen bir patlamadan kaynaklandığını ortaya koydu.

İsminin açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkililerden biri, patlamanın Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’in “muhalifleri susturmaya yönelik köklü geçmişiyle” örtüştüğünü söyledi.

Yetkililer, Rus liderin otoritesine meydan okuyan isyanın intikamını almak amacıyla Prigojin ve bazı Wagner üyelerinin ölümüne neden olduğuna inanılan patlamanın nedeni hakkında herhangi bir ayrıntı vermedi.

İngiliz yayın kurumu BBC’ye konuşan İngiltere’nin Dış İstihbarat Servisi’nin (MI6) eski başkanı John Sawers da, Prigojin’in öldürülmesinin arkasında yüksek olasılıkla Putin’in olduğunu söyledi. Sawers, “Rusya gibi yerlerde gerçeklerden asla tam olarak emin olamazsınız ama tüm göstergeler Putin’in onu saf dışı bıraktığına işaret ediyor, kontrolü yeniden ele geçirdi” dedi.

Ukrayna Savunma Bakanı’nın danışmanı Yuri Sak da yine BBC’ye yaptığı açıklamada, Prigojin’in ölüm haberinin Ukrayna için iyi bir haber olduğunu söyledi. Sak, “Bir terörist eksilmesi Rusya’da daha fazla istikrarsızlık demek. Bu da Rusya’nın kendi halkından korkan bir terörist tarafından yönetilen başarısız bir devlet haline geldiğinin bir başka işareti” dedi.

Bu arada ABD Başkanı Joe Biden dün uçak kazası haberinin ardından yaptığı açıklamada, haberlere şaşırmadığını ifade etti. Beyaz Saray, Biden’ın kaza hakkında bilgilendirildiğini açıkladı. Biden, “Rusya’da olup da Putin’in arkasında olmadığı pek bir şey yok ama cevabı bilecek kadar bilgim yok” dedi.

(Kaynak: DW Türkçe, VOA Türkçe)

Paylaşın