Beyin tümörü nedir? Türleri, Teşhisi, Tedavisi

Beyin tümörü, beyninizdeki anormal hücrelerin bir topluluğu veya kütlesidir. Beyninizi saran kafatasınız çok katıdır. Böylesine kısıtlı bir alan içindeki herhangi bir büyüme sorunlara neden olabilir. Beyin tümörleri kanserli (kötü huylu) veya kanserli olmayan (iyi huylu) olabilir. İyi huylu veya kötü huylu tümörler büyüdüğünde, kafatasının içindeki basıncın artmasına neden olabilirler. Bu beyin hasarına neden olabilir ve yaşamı tehdit edebilir.

Haber Merkezi / Beyin tümörleri birincil veya ikincil olarak kategorize edilir. Birincil beyin tümörü beyninizden kaynaklanır. Birçok birincil beyin tümörü iyi huyludur. Metastatik beyin tümörü olarak da bilinen ikincil beyin tümörü ise, kanser hücreleri beyninize akciğer veya göğüs gibi başka bir organdan yayıldığında ortaya çıkar.

Beyin tümörü türleri;

Birincil beyin tümörleri; Birincil beyin tümörleri beyninizden kaynaklanır.

  • Beyin hücreleri
  • Beyninizi saran ve meninks adı verilen zarlar
  • Sinir hücreleri
  • Bezler

Birincil tümörler iyi huylu veya kanserli olabilir. Yetişkinlerde en yaygın beyin tümörü türleri gliomlar ve menenjiyomlardır.

Gliomlar; Gliomlar, glial hücrelerden gelişen tümörlerdir. Bu hücreler normalde:

  • Merkezi sinir sisteminizin yapısını destekler
  • Merkezi sinir sisteminizin beslenmesini sağlar
  • Hücresel atıkları temizler
  • Ölü nöronları parçalar

Gliomalar, farklı tipteki glial hücrelerden gelişebilir. Glial hücrelerde başlayan tümör türleri şunlardır:

  • Serebrumdan kaynaklanan astrositomlar gibi astrositik tümörler
  • Frontal temporal loblarda sıklıkla bulunan oligodendroglial tümörler
  • Destekleyici beyin dokusundan kaynaklanan ve en agresif tip olan glioblastomalar

Diğer birincil beyin tümörleri.Diğer birincil beyin tümörleri şunları içerir:

  • Genellikle iyi huylu olan hipofiz tümörleri
  • İyi huylu veya kötü huylu olabilen epifiz bezi tümörleri
  • Genellikle iyi huylu ependimomlar
  • Çoğunlukla çocuklarda ortaya çıkan ve iyi huylu olan ancak görme değişiklikleri ve erken ergenlik gibi klinik semptomlara sahip olabilen kraniofarenjiyomlar
  • Malign olan birincil merkezi sinir sistemi (CNS) lenfomaları
  • Beynin iyi huylu veya kötü huylu olabilen birincil germ hücresi tümörleri
  • Meninkslerden kaynaklanan menenjiyomlar
  • Schwann hücreleri adı verilen sinirlerinizin koruyucu kılıfını (miyelin kılıfı) üreten hücrelerden kaynaklanan schwannomlar

Meningiomların ve schwannomaların çoğu 40 ile 70 yaşları arasındaki insanlarda görülür. Meningiomlar kadınlarda erkeklerden daha yaygındır. Schwannomalar hem erkeklerde hem de kadınlarda eşit oranda görülür. Bu tümörler genellikle iyi huyludur, ancak boyutları ve konumları nedeniyle komplikasyonlara neden olabilirler. Kanserli menenjiyomlar ve schwannomlar nadirdir ancak çok agresif olabilir.

İkincil beyin tümörleri; İkincil beyin tümörleri, beyin kanserlerinin çoğunu oluşturur. Vücudun bir bölümünde başlar ve beyne yayılır veya metastaz yapar. Aşağıdakiler beyne metastaz yapabilir:

  • Akciğer kanseri
  • Meme kanseri
  • Böbrek kanseri
  • Cilt kanseri

İkincil beyin tümörleri her zaman kötü huyludur. İyi huylu tümörler vücudunuzun bir bölümünden diğerine yayılmaz.

Bir beyin tümörü için risk faktörleri nelerdir?

  • Aile öyküsü; Tüm kanserlerin yalnızca yaklaşık yüzde 5 ila 10’u genetik olarak kalıtsaldır. Bir beyin tümörünün genetik olarak kalıtsal olması nadirdir. Ailenizde birkaç kişiye beyin tümörü teşhisi konduysa doktorunuzla konuşun. Doktorunuz size bir genetik danışman önerebilir
  • Yaş; Çoğu beyin tümörü türü için risk yaşla birlikte artar
  • Kimyasal maruz kalma; Çalışma ortamında bulabileceğiniz kimyasallar gibi belirli kimyasallara maruz kalmak beyin kanseri riskinizi artırabilir
  • Radyasyona maruz kalma; İyonlaştırıcı radyasyona maruz kalmış kişilerde beyin tümörü riski artar. Yüksek radyasyonlu kanser tedavileriyle iyonlaştırıcı radyasyona maruz kalabilirsiniz. Ayrıca nükleer serpinti kaynaklı radyasyona da maruz kalabilirsiniz. Fukuşima ve Çernobil’deki nükleer santral olayları, insanların iyonlaştırıcı radyasyona nasıl maruz kalabileceğinin örnekleridir
  • Su çiçeği geçirmeyenler; Su çiçeği beyin tümörleri yakalanma riskini azaltmıştır.

Beyin tümörünün belirtileri nelerdir?

Beyin tümörlerinin semptomları, tümörün konumuna ve boyutuna bağlıdır. Bazı tümörler beyin dokusunu istila ederek doğrudan hasara neden olurken, bazı tümörler çevredeki beyne baskı uygular. Büyüyen bir tümör beyin dokunuza baskı uyguladığında belirgin semptomlar yaşarsınız. Baş ağrısı, beyin tümörünün yaygın bir semptomudur. Aşağıdaki baş ağrıları yaşayabilirsiniz:

  • Sabah uyanırken daha kötü
  • Sen uyurken meydana gelir
  • Öksürme, hapşırma veya egzersiz ile daha da kötüleşir

Ayrıca şunlar;

  • Kusma
  • Bulanık görme veya çift görme
  • Bilinç bulanıklığı, konfüzyon
  • Nöbetler (özellikle yetişkinlerde)
  • Bir uzvun veya yüzün bir kısmının zayıflığı
  • Zihinsel işleyişte bir değişiklik

Diğer yaygın semptomlar şunları içerir:

  • Beceriksizlik
  • Hafıza kaybı
  • Bilinç bulanıklığı, konfüzyon
  • Yazma veya okuma zorluğu
  • Duyma, tatma veya koku alma yeteneğindeki değişiklikler
  • Uyuşukluk ve bilinç kaybını içerebilen azalmış uyanıklık
  • Yutma güçlüğü
  • Baş dönmesi veya baş dönmesi
  • Sarkık göz kapakları ve eşit olmayan öğrenciler gibi göz problemleri
  • Kontrol edilemeyen hareketler
  • El titreme
  • Denge kaybı
  • Mesane veya bağırsak kontrolü kaybı
  • Vücudun bir tarafında uyuşma veya karıncalanma
  • Başkalarının ne dediğini anlamakta veya konuşmakta zorluk çekmek
  • Ruh hali, kişilik, duygular ve davranıştaki değişiklikler
  • Yürümede zorluk
  • Yüz, kol veya bacaktaki kas zayıflığı

Beyin tümörleri nasıl teşhis edilir?

Bir beyin tümörünün teşhisi, fizik muayene ve tıbbi geçmişinize bir göz atma ile başlar. Fizik muayene, çok detaylı bir nörolojik muayeneyi içerir. Doktorunuz, kraniyal sinirlerinizin sağlam olup olmadığını görmek için bir test yapacaktır. Bunlar beyninizden kaynaklanan sinirlerdir.

Doktorunuz, göz bebeklerinize ve retinalarınıza ışık saçan bir alet olan oftalmoskopla gözünüzün içine bakacaktır. Bu, doktorunuzun göz bebeklerinizin ışığa nasıl tepki verdiğini kontrol etmesini sağlar. Ayrıca, optik sinirde herhangi bir şişlik olup olmadığını görmek için doktorunuzun doğrudan gözlerinizin içine bakmasını sağlar. Kafatasının içindeki basınç arttığında, optik sinirde değişiklikler meydana gelebilir.

Doktor ayrıca şunları da değerlendirebilir:

  • Kas gücü
  • Koordinasyon
  • Hafıza
  • Matematiksel hesaplama yapma yeteneği

Doktorunuz fizik muayeneyi bitirdikten sonra daha fazla test isteyebilir. Bunlar şunları içerebilir:

  • Başın BT taraması
  • BT taramaları , doktorunuzun vücudunuzun bir X-ışını makinesinden daha ayrıntılı bir şekilde taranmasının yoludur. Bu, kontrastlı veya kontrastsız yapılabilir
  • Kontrast, doktorların kan damarları gibi bazı yapıları daha net görmelerine yardımcı olan özel bir boya kullanılarak kafanın BT taramasında elde edilir
  • Başın MR görüntüsü
  • Anjiyografi; Bu çalışma, genellikle kasık bölgesine atardamarınıza enjekte edilen bir boya kullanır. Boya beyninizdeki arterlere gider. Doktorunuzun tümörlerin kan akışının neye benzediğini görmesini sağlar. Bu bilgi ameliyat sırasında faydalıdır
  • Kafatası röntgenleri; Beyin tümörleri, kafatasının kemiklerinde kırılmalara veya kırılmalara neden olabilir ve spesifik X-ışınları bunun olup olmadığını gösterebilir. Bu X-ışınları, bazen bir tümörün içinde bulunan kalsiyum birikintilerini de alabilir. Kanseriniz kemiklerinize taşınmışsa, kan dolaşımınızda kalsiyum birikintileri olabilir
  • Biyopsi; Biyopsi sırasında tümörden küçük bir parça alınır . Nöropatolog denen bir uzman bunu inceleyecektir. Biyopsi, tümör hücrelerinin iyi huylu veya kötü huylu olup olmadığını belirleyecektir. Ayrıca, kanserin beyninizden mi yoksa vücudunuzun başka bir bölümünden mi kaynaklandığını belirleyecektir.

Beyin tümörlerinin tedavisi;

Beyin tümörünün tedavisi şunlara bağlıdır:

  • Tümör tipi
  • Tümörün boyutu
  • Tümörün yeri
  • Genel sağlığınız

Kötü huylu beyin tümörleri için en yaygın tedavi cerrahidir. Amaç, beynin sağlıklı bölgelerine zarar vermeden kanseri olabildiğince fazla ortadan kaldırmaktır. Bazı tümörlerin yeri kolay ve güvenli bir şekilde çıkarılmasına izin verirken, diğer tümörler, tümörün ne kadarının çıkarılabileceğini sınırlayan bir alanda bulunabilir. Beyin kanserinin kısmen ortadan kaldırılması bile faydalı olabilir.

Beyin ameliyatının riskleri arasında enfeksiyon ve kanama bulunur. Klinik olarak tehlikeli iyi huylu tümörler de cerrahi olarak çıkarılır. Metastatik beyin tümörleri, orijinal kanser türüne yönelik kılavuzlara göre tedavi edilir.

Cerrahi, radyasyon tedavisi ve kemoterapi gibi diğer tedavilerle birleştirilebilir. Fizik tedavi, mesleki terapi ve konuşma terapisi, beyin cerrahisinden sonra iyileşmenize yardımcı olabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Yüz lekesi nedir, kaç türü vardır? Nedenleri, Teşhisi, Tedavisi

Leke, ciltte görünen her türlü iz, leke, renk değişikliği veya kusurdur. Yüzdeki lekeler çirkin ve duygusal olarak üzücü olabilir, ancak çoğu iyi huyludur ve yaşamı tehdit etmez. Bununla birlikte, bazı lekeler cilt kanserine işaret edebilir. Tıbbi tedavi aramak veya evde çareler kullanmak, lekelerin görünümünü azaltmaya yardımcı olabilir.

Haber Merkezi / “Leke”, herhangi bir cilt izini ifade eden geniş bir terimdir. Çok sayıda türü vardır. Farklı türlerini ve bunları nasıl tedavi edebileceğinizi öğrenmek için okumaya devam edin.

Akne; Akne yaygın bir durumdur. Akne şu şekilde görünebilir:

  • Sivilceler
  • Siyah noktalar
  • Beyaz başlıklar

Sivilceye sebum (yağ), bakteri veya kir saç köklerini tıkadığında ortaya çıkar. Akne bazen ciltte koyu lekeler, çukurlar veya yara izleri bırakabilir. Bunlar aynı zamanda leke türleridir.

Sivilce oluşumunda hormonal değişikliklerin rol oynadığı düşünülmektedir. Stres, sebum üretimini artırarak sivilceyi daha da kötüleştirebilir, ancak bu durumun temel nedeni olarak görülmemektedir.

Papüller; Papüller, çeşitli tiplerde küçük deri lezyonlarıdır. Yaklaşık 1 santimetre çapındadırlar. Renkleri pembeden kahverengiye kadar değişebilir. Sivilceler bazen papül olarak adlandırılır. Papüller tek tek veya kümeler halinde ortaya çıkabilir ve herhangi bir şekilde olabilir. Papül örnekleri;

  • Su çiçeği döküntüleri
  • Egzama
  • Dermatit

Sedef hastalığı ve zona da papüllerin oluşmasına neden olabilir.

Nodüller; Nodüller bir doku koleksiyonudur. Çapı genellikle 1 ila 2 santimetre olan papüllerden daha büyük dokunuşları zordur. Derinin herhangi bir seviyesinde nodüller oluşabilir. Renkleri ten tonundan kırmızıya kadar değişebilir.

Yaşlılık lekeleri (karaciğer lekeleri); Bu küçük, koyu lekeler, vücudun güneşe maruz kalan herhangi bir bölgesinde oluşabilir. En çok 50 yaşın üstündeki insanlarda görülürler, ancak daha genç insanlarda da görülebilirler. Yaşlılık lekeleri bir tür hiperpigmentasyondur.

Püstüller; Püstüller sıvı veya irin dolu şişliklerdir. Beyaz başlıklar ve su çiçeği kabarcıkları, püstül türleridir. Püstüllerin oluşmasına neden olabilecek diğer durumlar arasında kabarcıklar ve görünür kan damarları ile işaretlenmiş yaygın bir cilt hastalığı olan uyuz ve rosacea bulunur .

Kıl dönmesi; Cımbız, ağda veya tıraş gibi tüy alma teknikleri bazen tüy büyümesine neden olabilir. Bunlar cilde geri dönen ve sıkışan tüylerdir. Bu, kırmızı bir yumru oluşmasına neden olabilir. Kıvırcık saçlı kişiler, düz saçlı olanlara göre batık tüylere daha duyarlı olabilir.

Batık kıllar ayrıca büyük, sıvı dolu iç içe geçmiş kıl kistlerine dönüşebilir. Bunlar kırmızı, sarı veya beyaz görünümde olabilir. Dokunulduğunda rahatsız edici veya acı verici olabilirler.

Doğum lekeleri; Doğum lekeleri tipik olarak doğumda veya kısa bir süre sonra ortaya çıkar. Görünüm, boyut, şekil ve renk bakımından çeşitlilik gösterebilirler.

Melazma; Melazma hamilelikte çok yaygındır. Kahverengimsi lekelerle tanımlanan bir cilt rahatsızlığıdır. Güneşe maruz kalma ve hormonal değişikliklerle ortaya çıkabilir.

Cilt kanseri; Aşağıdakiler dahil birkaç cilt kanseri türü vardır;

  • Bazal hücreli karsinom
  • Skuamöz hücre karsinoması
  • Kötü huylu melanom

Deri kanserleri görünüm ve renk olarak değişebilir. Bazı cilt kanseri türleri, düzensiz sınırları olan koyu benlere benzer. Diğerleri sarı kabuklara veya kabarık kırmızı yumrulara benzer. Bir lekenin cilt kanseri olup olmadığını yalnızca doktorunuz kesin olarak söyleyebilir.

Kistler; Birkaç farklı kist türü vardır. Bunlar;

  • Epidermoid kistler
  • Ganglion kistleri
  • Yağ kistleri

Kistler, sıvı gibi bir madde içeren iyi huylu (kanserli olmayan) keselerdir. Derinin üzerinde veya altında farklı boyutlarda çıkıntılar olarak görünebilirler. Genellikle yuvarlaktırlar.

Yara izleri; Deride yara izi, dermis tabakası hasar gördüğünde meydana gelir. Dermis, küçük kan damarlarının (kılcal damarlar), ter bezlerinin, saç köklerinin ve sinir uçlarının bulunduğu derin deri tabakasıdır. Cildin açılmasına neden olan herhangi bir şey, yara veya sivilce patlaması gibi yaralara yol açabilir.

Uçuk; Herpes simpleks virüsü tip 1 (HSV-1) neden olan soğuk yaralar. Ağız üzerinde veya yakınında bulunan sıvı dolu kabarcıklardır. Kaşınabilir veya karıncalanma hissine neden olabilirler. Kabarcıklar açılıp boşaldığında, iyileşene kadar kırmızı veya sarı bir kabuk oluşur.

Hiperpigmentasyon; Aşırı melanin üretimi, eşit olmayan cilt tonuna veya koyu lekelere neden olabilir. Hiperpigmentasyonun nedenleri şunları içerir;

  • Güneşe maruz kalma
  • Sivilce izi
  • Hamilelik sırasında olduğu gibi hormonal değişiklikler

Lekelere ne sebep olur?

Virüsler; Uçuk gibi bazı kusurlara HSV-1 gibi virüsler neden olur. Varisella-zoster virüsü (VZV) suçiçeğine neden olur.

Enfeksiyonlar; Bazı cilt enfeksiyonları ciltte lekelerin çıkmasına neden olabilir. Bunlar, saç köklerinde bir enfeksiyon olan malassezia foliküliti (mantar aknesi) içerir. Bu durum, mayanın aşırı büyümesinden kaynaklanır ve püstüllerin oluşmasına neden olur.

Genetik; Aknenin genetik bir bağı olabilir. Bazı kalıtsal koşullar da kusurların oluşmasına neden olabilir. Bunlar;

  • Darier hastalığı; Ciltte yağlı, kokulu ve dokunması zor siğil benzeri lekeler oluşur
  • Yetişkin tip 3 GM1 gangliosidoz; Bu, alt gövde üzerinde kanserli olmayan lekelerin oluşmasına neden olan nadir, kalıtsal bir durumdur
  • Fabry hastalığı; Bu, bir gen mutasyonunu içeren kalıtsal bir hastalıktır . Küçük gruplar halinde koyu kırmızı lekeler bir semptomdur.

Güneşe maruz kalma; Güneşin zararlı ultraviyole (UV) A ve B ışınlarına aşırı maruz kalma cilt kanserine, hiperpigmentasyona ve diğer cilt hasarlarına neden olabilir.

Tıkanmış gözenekler; Yağ bezleri tarafından aşırı yağ üretimi, lekelere neden olabilir. Hormonal değişiklikler genellikle ergenlik gibi bu aşırı üretimi tetikler. Fazla yağ, ölü deri hücreleri, kir veya bakterilerle karışabilir. Bu, sivilce, siyah nokta ve beyaz noktaların oluşmasına neden olur.

Gözenekler makyaj, güneş kremi veya nemlendirici gibi ürünlerden tıkanabilir. Komedojenik olmayan etiketli ürünleri arayın. Bunlar gözenekleri tıkamayacak şekilde tasarlanmıştır. Saç şekillendirme ürünleri, yüzünüze bulaşırsa gözenekleri de tıkayabilir.

Kir, araba egzozu ve kirlilik gibi çevresel toksinler cildinize oturabilir, yağa karışabilir ve gözenekleri tıkayabilir. Yüzünüze ellerinizle dokunarak da kir ve bakterileri yüzünüze aktarabilirsiniz.

Beslenme; Yediklerinizin cildiniz üzerinde etkisi olabilir. Gıda alerjileri ve kontakt dermatit , hem cilt tahrişine hem de çarpmalara neden olabilir.

Leke renk kılavuzu; Lekelerin rengi, nedenleri hakkında ipuçları sağlayabilir.

Kırmızı; Ciltte birçok leke türü kırmızı görünür. Bunlar;

  • Sivilceler
  • Sivilceler
  • Gül hastalığı
  • Alerjik reaksiyonlar
  • Batık kıllar (kıl dönmesi)
  • Uçuk
  • Bazı cilt kanseri türleri de kırmızı renkte görünebilir.

Kahverengi; Kötü huylu melanom gibi cilt kanserleri koyu kahverengi veya siyah görünebilir. Bazı doğum lekeleri ve hiperpigmentasyon kahverengi olabilir. Melazma, ciltte kahverengi veya grimsi kahverengi lekelere neden olur.

Siyah; Kötü huylu melanom koyu renkli bir leke olarak kendini gösterir. Siyah noktalar kırmızı bir hale ile çevrelenmiş olabilir veya basitçe siyah, kabarık noktalar olarak görünebilir.

Beyaz; Beyaz noktalar ve belirli mantar enfeksiyonları, beyaz lekeler olarak görünür.

Lekeler nasıl tedavi edilir?

Tedavi, lekenin nedenine göre belirlenmelidir. Herhangi bir tedavi ile lekeniz daha da kötüleşirse, kullanmayı bırakın ve doktorunuzla konuşun.

Akne ilaçları; Sivilceleri, beyaz noktaları ve siyah noktaları azaltmaya veya ortadan kaldırmaya yardımcı olabilecek birçok OTC ürünü vardır. Sizin için en iyi tedaviyi bulmadan önce birkaç tane denemeniz gerekebilir. Bunlar arasında yüz fırçaları, büzücüler ve topikal jeller bulunur. Sivilceniz OTC çözümlerine yanıt vermiyorsa, doktorunuz oral antibiyotikler veya topikal ilaçlar yazabilir.

Salisilik asit; Salisilik asit içeren ürünler gözeneklerin açılmasına yardımcı olabilir.

Hidrokortizon kremi; Topikal kremler alerjik reaksiyonları ve tahrişleri azaltabilir. İç içe geçmiş tüyleri hafifletmek için de faydalı olabilirler. Batık tüyleri tedavi ediyorsanız, tedavi sırasında epilasyon tekniklerini kullanmayı bıraktığınızdan emin olun.

Güneş koruması; Güneş kremi, güneş koruyucu giysiler, güneş gözlükleri ve şapkalar UVA ve UVB ışınlarına maruz kalmanızı azaltır. Bu, cildinizi ek hasarlardan korumaya yardımcı olabilir.

Sağlıklı hijyen alışkanlıkları; Yüzünüzün, vücudunuzun ve saçınızın düzenli olarak temizlenmesi ciltteki fazla yağı, kiri ve bakterileri yok etmeye yardımcı olabilir. Ama aşırıya kaçmayın. Cildinizi çok fazla temizleyerek daha fazla tahriş edebilirsiniz.

Doğal çözümler; Altta yatan tıbbi durumlardan kaynaklanmayan lekeler, ev ilaçları ile tedavi edilebilir.

Beslenme; Bir yemek günlüğü tutmak, patlamanıza neden olabilecek yiyecekleri tam olarak belirlemenize yardımcı olabilir. Birkaç gün boyunca her seferinde bir yiyeceği ortadan kaldırmayı deneyin.

Doktorunuzu ne zaman görmelisiniz?

Lekeler bazen sağlık uzmanınızı ziyaret etmeyi gerektiren ciddi bir duruma işaret edebilir. Lekeler, özellikle kronik bir durum haline gelirlerse, duygusal üzüntüye de yol açabilir. Aşağıdaki lekeler için doktorunuza görünmeniz önemlidir;

  • Boyut veya renkte değişiklikler
  • Kanama durumunda
  • Düzensiz sınırları varsa

Bunlar cilt kanseri belirtileri olabilir.

Lekelerinize uçuk veya su çiçeği gibi bir virüs neden oluyorsa, doktor tedavi sağlayarak veya önererek iyileşmeyi hızlandırabilir.

Papüller, nodüller ve püstüller, bir cilt enfeksiyonunun ağrılı belirtileri olabilir. Doktorunuz oral veya topikal antibiyotiklerin yanı sıra topikal retinoidler gibi diğer ilaç türlerini reçete edebilir.

Evde tedaviye cevap vermeyen kıl dönmesinden kaynaklanan lekeleriniz varsa, doktorunuz bölgeyi temizleyebilir, kılı serbest bırakabilir ve lekeyi ortadan kaldırabilir.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Kanser nedir? Belirtileri, Nedenleri, Türleri

Kanser, ilgili hastalıkların tümüne verilen ortak addır. Tüm kanser türlerinin ortak özelliği vücut hücrelerinin bir kısmında başlar durmadan bölünerek çevre dokulara yayılır. Kanser, trilyonlarca hücreden oluşan insan vücudunun hemen hemen her yerinde başlayabilir.

Normalde insan hücreleri, vücudun ihtiyaç duyduğu yeni hücreler oluşturmak için büyür ve bölünür. Hücreler yaşlandığında veya hasar gördüğünde ölürler ve yerlerini yeni hücreler alır. Ancak kanser geliştiğinde, bu düzenli süreç bozulur. Hücreler giderek daha fazla anormal hale geldikçe, eski veya hasarlı hücreler ölmeleri gerektiğinde hayatta kalırlar ve ihtiyaç duyulmadığı halde yeni hücreler oluşur.

İhtiyaç duyulmadığı halde oluşan yeni hücreler, durmadan bölünebilir ve tümör adı verilen yapıyı oluştururlar. Kanserli tümörler kötü huyludur, yani yakındaki dokulara yayılabilir veya istila edebilirler. Ayrıca bu tümörler büyüdükçe bazı kanser hücreleri parçalanarak kan veya lenf sistemi yoluyla vücuttaki uzak yerlere gidebilir ve orijinal tümörden uzakta yeni tümörler oluşturabilirler.

Kötü huylu tümörlerin aksine, iyi huylu tümörler yakın dokulara yayılmaz veya bunları istila etmez. Bununla birlikte, iyi huylu tümörler bazen oldukça büyük olabilir. Çıkarıldıklarında genellikle geri büyümezler, oysa kötü huylu tümörler bazen büyüyebilirler.

Kanser nasıl oluşur?

Kanser bir genetik hastalıktır veya diğer deyişle, hücrelerimizin işlev gösterme biçimini, özellikle de nasıl büyüyeceklerini ve bölüneceklerini, kontrol eden genlerdeki değişiklikler kansere yol açar.

Kansere neden olan genetik değişiklikler anne ve babalarımızdan kalıtım yoluyla geçebilmektedir. Hücreler bölünürken meydana gelen hatalardan dolayı veya çevremizdeki belirli etmenlere maruz kalmanın neticesinde DNA’da oluşan hasarın sonucu olarak kişinin yaşamı boyunca da ortaya çıkabilirler. Kansere neden olan çevresel maruziyetlere sigara dumanındaki kimyasallara benzer maddeler ve güneşin ultraviyole ışınları gibi radyasyon dahil edilebilir.

Her bireyde görülen kanser kendine özgü genetik değişikliklerin birleşimine sahiptir. Kanser büyümeye devam ettikçe ilave değişiklikler meydana gelecektir. Farklı hücreler, aynı tümör içerisinde bulunsalar dahi, farklı genetik değişikliklere sahip olabilirler.

Genelde, kanser hücreleri normal hücrelerden daha fazla genetik değişikliğe (örnek olarak DNA’daki mutasyonlar gibi) sahiptir. Bu değişikliklerden bazıları kanserle hiçbir bağlantıya sahip değildir veya kanserin nedeni olmaktansa kanserin sonucu olabilirler.

Nedenleri;

Araştırmacılar, kanserin birçok faktörün etkileşimi sonucu oluştuğu kanısındadırlar. Doğuştan gelen, yani değiştirilemeyen faktörler ile değiştirilebilir ve çevresel faktörlerin kanserin oluşumunda rol oynadığı düşünülmektedir.

Değiştirilemeyen faktörler arasında; yaş, cinsiyet, genetik risk faktörleri ve aile öyküsü yer almaktadır. Değiştirilebilir faktörler; yaşam biçimi – fiziksel aktivite azlığı, sigara ve alkol tüketimi, düzensiz beslenme, stres çevresel faktörler ise çevre kirliliği ve radyasyon şeklinde belirtilmektedir.

Dünya çapında kanser sıklıkları bölgelere göre değişmekle birlikte, en sık görülen kanser türleri meme kanseri, akciğer kanseri ve kolon (bağırsak) kanseridir. Dünyada her yıl 13 milyon, Türkiye özelinde ise her yıl 150 bin yeni kanser vakası görülmektedir. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, 2020 yılında tüm dünyada kanserli vaka sayısının yüzde 30 artarak yaklaşık 17 milyara ulaşacağı tahmin edilmektedir.

Kanser riskini en aza indirmek için, kanser oluşumunda rol oynayan faktörlerin farkında olmak, gerekli önlemleri almak ve belirli dönemlerde erken tanıya yönelik testlerin yaptırılması büyük önem taşımaktadır.

Kanseri oluşturan etkenler nelerdir?

Kansere katkıda bulunan genetik değişiklikler üç ana gen türünü etkileme eğilimindedirler; proto-onkogenler, tümör süpresör genler ve DNA’yı tamir eden genler. Bu değişikliklere bazen kanseri oluşturan etmenler adı verilir.

Proto-onkogenler normal hücre büyümesi ve bölünmesinde yer alırlar. Bununla birlikte, bu genler belirli yollarla değişime uğradıklarında veya normalden daha aktif hale geldiklerinde, kansere neden olan genler (veya onkogenler) haline gelerek hücrelerin büyüyerek ölmeleri gereken zamanda yaşamlarını sürdürmelerine imkan tanırlar.

Tümör süpresör genler de hücre büyümesinin ve bölünmesinin kontrolünde yer alırlar. Tümör süpresör genlerde belirli değişikliklerin olduğu hücreler kontrolsüz şekilde bölünebilirler.

DNA’yı tamir eden genler, hasar görmüş DNA’nın tamirinde yer alırlar. Bu genlerde mutasyonların görüldüğü hücreler diğer genlerde ilave mutasyonlar geliştirme eğilimindedirler. Bu mutasyonlar, bir araya gelerek, hücrelerin kanseröz hale gelmesine neden olurlar.

Bilim adamları kansere yol açan moleküler değişiklikler hakkında daha fazla bilgi edindikçe, belirli mutasyonların birkaç kanser türünde yaygın şekilde meydana geldiklerini belirlemişlerdir. Bu nedenle, kanserler bazen sadece vücutta geliştikleri yerden ve kanserin mikroskop altında nasıl göründüğünden ziyade kendilerine neden olduğuna inanılan genetik değişikliklerin türlerine göre nitelendirilirler.

Kanser ne zaman yayılır?

Vücutta ilk başladığı yerden başka bir yere yayılmış kansere metastatik kanser adı verilir. Bir kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılması süreci metastaz olarak adlandırılır.

Metastatik kanser, orijinal veya primer kanserle aynı ada ve aynı türde kanser hücrelerine sahiptir. Örneğin, akciğere yayılıp akciğerde bir metastatik tümör oluşturan bir meme kanseri akciğer kanseri olmayıp metastatik meme kanseridir.

Metastatik kanser hücreleri mikroskop altında genellikle orijinal kanserin hücreleriyle aynı görünürler. Ayrıca, metastatik kanser hücreleri ile orijinal kanserin hücreleri çoğunlukla, özel kromozom değişikliklerin bulunması gibi, bazı ortak moleküler özelliklere sahiptirler.

Tedavi, metastatik kanserli bazı kişilerin yaşam sürelerinin uzatılmasına yardımcı olabilir. Buna rağmen, metastatik kanserde tedavinin birincil hedefi genelde kanserin büyümesinin kontrol altına alınması ve neden olduğu belirtilerin hafifletilmesidir. Metastatik tümörler vücudun çalışma şeklinde ciddi hasara neden olabilirler ve kanser nedeniyle ölen çoğu kimse metastatik hastalık nedeniyle ölmektedir.

Belirtileri;

Kanserden kaynaklanan belirti ve semptomlar, vücudun hangi bölümünün etkilendiğine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Kanser belirtisi olabilecek ancak yalnızca kansere özgü olmayan bazı genel belirtiler ve semptomlar şunlardır;

  • Yorgunluk
  • Cildin altında hissedilebilen şişlik veya kalınlaşma
  • İstemeden hızlı kilo alma veya kaybetme
  • Cildin sararması, koyulaşması ya da kızarması, iyileşmeyen yaralar ya da var olan benlerdeki değişiklikler gibi cilt değişiklikleri
  • Bağırsak veya mesane alışkanlıklarındaki değişiklikler
  • Kalıcı öksürük veya nefes darlığı
  • Yutma güçlüğü
  • Ses kısıklığı
  • Yedikten sonra kalıcı hazımsızlık veya rahatsızlık
  • Kalıcı, açıklanamayan kas veya eklem ağrısı
  • Kalıcı, açıklanamayan ateş veya gece terlemeleri
  • Açıklanamayan kanama veya morarma

Kanser türleri ve görülme sıklıkları;

Kanserler oluştukları organ, bölge ve mikroskobik yapılarına göre sınıflandırılırlar. 100’e yakın kanser türü olsa da bazı türler çok daha sıklıkla görülmektedir. Sık görülen kanser çeşitleri:

  • Akciğer kanseri
  • Meme kanseri
  • Beyin tümörleri
  • Ağız kanseri
  • Bağırsak (kolon) kanseri
  • Özofagus kanseri
  • Cilt kanseri
  • Rahim ve rahim ağzı kanserleri
  • Yumurtalık kanseri
  • Prostat kanseri
  • Testis kanseri
  • Mide kanseri
  • Böbrek kanseri
  • Karaciğer kanseri
  • Pankreas kanseri
  • Mesane kanseri
  • Gırtlak kanseri
  • Nazofarenks kanseri olarak sayılabilir

Her yıl dünyada yaklaşık 14 milyon kişinin kansere yakalandığı ve yaklaşık 8,2 milyon kişinin bu hastalıklar yüzünden hayatını kaybettiği bilinmektedir. Ülkemizde ise Sağlık Bakanlığı’nın istatistiklerine göre her yıl 103 bini erkek, 71 bini kadın olmak üzere 174 bin kişi kansere yakalanmaktadır.

Türkiye’de erkelerde en sık görülen kanser tipleri akciğer, prostat, bağırsak, mide ve mesane kanseri iken kadınlarda meme, tiroid, bağırsak, rahim ve akciğer kanseri olarak bilinir.

Kanser tanı ve tedavi yöntemleri;

Belirtiler sonrası kanser tanısı koymak için birkaç yöntem kullanılmaktadır. Başlıca yöntemler; kan testleri, görüntüleme yöntemleri (MRI, bilgisayarlı tomografi vb.) ve biyopsi işlemi ile alınan parçaların patolojik açıdan incelenmesidir.

Kanserler, türlerine bağlı olarak farklı mikroskobik yapılara ve yayılma hızına sahiptir. Bu yüzden her kanser türünde farklı tedavi yolları izlenir. Genel olarak kanser tedavileri; çeşitli ilaçlarla uygulanan kemoterapiler, radyoaktif ışınlardan yararlanılan radyoterapiler, cerrahi girişimler ve hastaların yaşam kalitesini arttırmak için kullanılan tamamlayıcı (alternatif) tıp yöntemleri olarak sınıflandırılır. Bu tedavi yöntemlerinde teknolojinin ve bilimsel çalışmaların etkisiyle her geçen gün gelişmeler sağlanmakta ve ilerlemeler kaydedilmektedir. Bütün bu tedavi yöntemlerinin yanı sıra kanser hastalarında moral ve motivasyon, iyileşmenin en büyük yardımcısıdır. Zaman zaman hastaların psikolojik destek alması da tedaviye katkı sağlamaktadır.

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Yanık nedir? İlkyardım

Görünmez kazalar, ihmaller, anlık küçük dikkatsizlikler sonucu ısı, güneş, elektrik ya da çeşitli kimyasallara maruz kalma sonucunda oluşan doku hasarlarıdır. Daha kısa bir tanımla; herhangi bir ısıya maruz kalma sonucu oluşan doku bozulmasıdır.

Küçük ve yüzeysel yanıklarda, evde uygulayabileceğiniz müdahalelerin ardından günlük yaşantınıza devam edebilirsiniz. Bunun haricinde, yanık geniş bir bölgeyi kapsıyor ya da derin dokuları etkiliyorsa, acil olarak bir sağlık kurumuna başvurmanız gerekir.

Kaç çeşit yanık vardır?

Fiziksel yanıklar;

  • Isı ile oluşan yanıklar
  • Elektrik nedeni ile oluşan yanıklar
  • Işın ile oluşan yanıklar
  • Sürtünme ile oluşan yanıklar
  • Donma sonucu oluşan yanıklar

Kimyasal yanıklar;

  • Asit alkali madde ile oluşan yanıklar

Yanığın ciddiyetini belirleyen faktörler nelerdir?

  • Derinlik
  • Yaygınlık
  • Bölge
  • Enfeksiyon riski
  • Yaş
  • Solunum yoluyla görülen zarar
  • Önceden var olan hastalıklar

Yanıklar nasıl derecelendirilir?

    1. derece yanık: Deride kızarıklık, ağrı, yanık bölgede ödem vardır. Yaklaşık 48 saatte iyileşir
    2. derece yanık: Deride içi su dolu kabarcıklar (bül) vardır. Ağrılıdır. Derinin kendini yenilemesi ile kendi kendine iyileşir
    3. derece yanık: Derinin tüm tabakaları etkilenmiştir. Özellikle de kaslar, sinirler ve damarlar üzerinde etkisi görülür. Beyaz ve kara yaradan siyah renge kadar aşamaları vardır. Sinirler zarar gördüğü için ağrı yoktur

Yanığın vücuttaki olumsuz etkileri nelerdir?

Yanık, derinliği, yaygınlığı ve oluştuğu bölgeye bağlı olarak organ ve sistemlerde işleyiş bozukluğuna yol açar. Ağrı ve sıvı kaybına bağlı olarak şok meydana gelir. Hasta/yaralının kendi vücudunda bulunan mikrop ve toksinlerle enfeksiyon oluşur.

Isı ile oluşan yanıklarda ilkyardım işlemleri nedir?

  • Kişi hala yanıyorsa paniğe engel olunur, koşması engellenir
  • Hasta/yaralının üzeri battaniye ya da bir örtü ile kapatılır ve yuvarlanması sağlanır
  • Yaşam belirtileri değerlendirilir (ABC)
  • Solunum yolunun etkilenip etkilenmediği kontrol edilir
  • Yanmış alandaki deriler kaldırılmadan giysiler çıkarılır
  • Yanık bölge en az 20 dakika çeşme suyu altında tutulur (yanık yüzeyi büyükse ısı kaybı çok olacağından önerilmez)
  • Ödem oluşabileceği düşünülerek yüzük, bilezik, saat gibi eşyalar çıkarılır
  • Takılan yerler varsa kesilir
  • Hijyen ve temizliğe dikkat edilir
  • Su toplamış yerler patlatılmaz
  • Yanık üzerine ilaç ya da yanık merhemi gibi maddeler de sürülmemelidir
  • Yanık üzeri temiz bir bezle örtülür
  • Hasta/yaralı battaniye ile örtülür
  • Yanık bölgeler birlikte bandaj yapılmamalıdır
  • Yanık geniş ve sağlık kuruluşu uzaksa hasta / yaralının kusması yoksa bilinçliyse ağızdan sıvı (1 litre su -1 çay kaşığı karbonat -1 çay kaşığı tuz karışımı) verilerek sıvı kaybı önlenir
  • Tıbbi yardım istenir (112)

Kimyasal yanıklarda ilkyardım nasıl olmalıdır?

  • Deriyle temas eden kimyasal maddenin en kısa sürede deriyle teması kesilmelidir
  • Bölge bol tazyiksiz suyla, en az 15–20 dakika yumuşak bir şekilde yıkanmalıdır
  • Giysiler çıkarılmalıdır
  • Hasta/yaralı örtülmelidir
  • Tıbbi yardım istenmelidir (112)

Elektrik yanıklarında ilkyardım nasıl olmalıdır?

  • Soğukkanlı ve sakin olunmalıdır
  • Hasta/yaralıya dokunmadan önce elektrik akımı kesilmelidir, akımı kesme imkanı yoksa tahta çubuk ya da ip gibi bir cisimle elektrik teması kesilmelidir
  • Hasta/yaralının ABC’si değerlendirilmelidir
  • Hasta/yaralıya kesinlikle su ile müdahale edilmemelidir
  • Hasta/yaralı hareket ettirilmemelidir
  • Hasar gören bölgenin üzeri temiz bir bezle örtülmelidir
  • Tıbbi yardım istenmelidir (112)

Dikkat: Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Paylaşın

Ekokardiyografi nedir, nasıl yapılır? Detaylar

Kalbin teşhisinde kullanılan bir yöntem olan Ekokardiyografi, kalbin ses dalgaları yolu ile (ultrason) iç yapısının ve işlevlerinin incelenmesidir. Ses dalgalarının iletilmesini sağlayan bir alet (transdüser) vasıtası ile yapılır.

Yaygın olarak kullanılan eko kardiyografi, doktorun, kalbin atmasını ve kan pompalama işlemini rahatlıkla görmesini sağlar. Kalpte oluşabilecek hastalıklar eko kardiyografi ile görülebilir.

Dört çeşit Ekokardiyografi yöntemi vardır. Bunlar;

  • Transtorasik (Yüzeysel) Ekokardiyografi; Bu yöntemde, sonografi cihazına (dönüştürücü) jel sürülür. Sonografi cihazı, hastanın kalbinin değişik bölgelerine bastırılarak gezdirilir. Bu uygulamada röntgensel ışıklar kullanılmaz. Dönüştürücü cihaz kalpteki sesleri kaydederek görüntüleri ekrana yansıtır.
  • Transözofajiyal Ekokardiyografi; Doktor, daha fazla ayrıntı ve net bir görüntü isteyebilir. Bu durumda transözofajiyal eko kardiyografi önerilir. Hastanın boğaz yoluna anestezik ilaçlar verilerek uyuşması ve rahatlaması sağlanır. Esnek bir tüp, boğaz yoluna yerleştirilerek yemek borusuna ulaşması sağlanır. Dönüştürücü, kalpteki ses dalgalarını kaydederek, ayrıntılı olarak görüntüyü ekrana verir.
  • Doppler Ekokardiyografi; Doppler ultrason yöntemi olarak da bilinen bu yöntem, kalbin kasılma ve çeşitli gevşeme hareketlerini en doğru ve sağlıklı olarak ölçmek için kullanılır. En hassas ve yeni teknolojik yöntemdir. Bu yöntemde elde edilen görüntüler renkli ve ayrıntılıdır.
  • Stres Ekokardiyografi; Bazı kalp problemleri, özellikle de koroner arterlere kan sağlayan kaslar, sadece fiziksel aktivite zamanında ortaya çıkar. Stress eko kardiyografi de, koroner arter problemleri için kullanılır. Hastaya, egzersiz yöntemi veya kalp atımını hızlandıracak ilaçlar verilir. Hastanın kalbinin her hareketi bu yöntemle kayıt altına alınır.

Neden yapılır?

  • Steteskop vasıtasıyla işitilen kalp seslerinin (üfürümler vb.), kalp büyümesinin, açıklanamayan göğüs ağrıları, nefes darlığı veya düzensiz kalp atımlarının sebebini araştırmak amacıyla
  • Kalp boşluklarının şeklini ve boyutlarını ölçmek için
  • Kalp duvarlarının kalınlıklarını ve hareketlerini kontrol etmek için
  • Kalp kapak yapılarının ve hareketlerinin net olarak değerlendirilmesi için
  • Yapay kapağın fonksiyonlarının değerlendirilmesi için
  • Kalp fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla
  • Kalp kasını etkileyen hastalıkları (örneğin kardiyomiyopatiler) tespit etmek için
  • Kalbin içindeki pıhtı ve tümörlerin değerlendirilmesi amacıyla
  • Konjenital kalp hastalıkları ya da bu nedenle yapılan cerrahi girişimleri kontrol etmek amacıyla
  • Kalp krizi sonrası kalp fonksiyonlarının değerlendirilmesi için
  • Kalbin etrafında sıvı toplanması durumunda sıvı miktarının, cinsinin değerlendirilmesi ve kalbi saran perikard zarının yapısını ve kalınlığının değerlendirilmesi amacıyla
  • Kalpten çıkan ana atar damarların (aort damarı, pulmoner arter) yapı ve çaplarının değerlendirilmesi amacıyla yapılır

Faydaları nelerdir?

  • Kalp boyutundaki değişikler bu yöntemle belirlenir. Zayıflamış veya hasara uğramış kalp kapakçıkları, yüksek tansiyon veya kalp odacıklarında genişlemeler, rahatlıkla görülüp tedavi edilebilir.
  • Eko kardiyografiden elde edilen ölçümler, her kalp atışı ile dolu ventrikülden dışarı pompalanan kan yüzdesini net bir şekilde göstererek erkenden kalp yetmezliği hastalığını tanımlar.
  • Kalp krizi riski bu yöntemle belirleneceğinden, riskin azalmasına yardımcı olur.
  • Kalp kapakçıklarının yeterli kan akışı sağlayıp sağlamadığı görüntülerle elde edilir. Kalpteki anormal bölgeler rahatlıkla görüleceğinden tedavi edilme oranı yükselecektir.

Ekokardiyografiden sonra neler yapılmalıdır?

Hastaların çoğu eko kardiyografiden hemen sonra sosyal yaşantısına geri dönebilir. Test sonuçları normal değerlerde ise herhangi bir tedaviye gerek duyulmaz.

Paylaşın