Hizmet Üretici Enflasyonu Yüzde 81,18

Hizmet üretici enflasyonu, aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 81,18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 81,18 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 76,37 arttı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Hizmet Üretici Fiyat Endeksi (H-ÜFE) Aralık 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre, hizmet üretici enflasyonu, aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 3,59, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 81,18, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 81,18 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 76,37 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre H-ÜFE değişimleri; ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 72,21, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 90,54, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 83,25, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 79,45, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 94,18, idari ve destek hizmetlerde yüzde 95,24 artış olarak gerçekleşti.

Bir önceki aya göre H-ÜFE değişimleri; ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 5,48, konaklama ve yiyecek hizmetlerinde yüzde 2,49, bilgi ve iletişim hizmetlerinde yüzde 2,20, gayrimenkul hizmetlerinde yüzde 1,42, mesleki, bilimsel ve teknik hizmetlerde yüzde 2,46, idari ve destek hizmetlerde yüzde 1,20 artış olarak gerçekleşti.

H-ÜFE sektörlerinden su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 38,31, hava yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 45,69, telekomünikasyon hizmetleri yüzde 70,19 ile endekslerin en az arttığı alt sektörler oldu.

Buna karşılık bina ve çevre düzenleme (peyzaj) hizmetleri yüzde 131,64, sinema filmi, video ve televizyon programı yapımcılık hizmetleri, ses kaydı ve müzik yayımlama yüzde 115,51, mimarlık ve mühendislik hizmetleri; teknik test ve analiz hizmetleri yüzde 112,87 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

H-ÜFE sektörlerinden programcılık ve yayıncılık hizmetleri yüzde 11,15, konaklama hizmetleri yüzde 0,81, istihdam hizmetleri yüzde 0,26 ile endekslerin en fazla azalış gösterdiği alt sektörler oldu.

Buna karşılık depolama ve destek hizmetleri (taşımacılık için) yüzde 22,47, su yolu taşımacılığı hizmetleri yüzde 16,33, telekomünikasyon hizmetleri yüzde 4,54 ile endekslerin en fazla arttığı alt sektörler oldu.

Paylaşın

2023 Yılı Dış Ticaret Açığı 106 Milyar Dolar

2023 yılında ihracat bir önceki yıla göre yüzde 0,6 artarak 255 milyar 777 milyon dolar, ithalat yüzde 0,5 azalarak 361 milyar 774 milyon dolar oldu. Başka bir ifadeyle dış ticaret açığı 105 milyar 997 milyon dolar oldu.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Dış Ticaret İstatistikleri Aralık 2023 verilerini açıkladı. Buna göre, genel ticaret sistemi kapsamında üretilen geçici dış ticaret verilerine göre; ihracat 2023 yılı Aralık ayında, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 artarak 23 milyar dolar, ithalat yüzde 11,0 azalarak 29 milyar 39 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Genel ticaret sistemine göre ihracat 2023 yılı Ocak-Aralık döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 0,6 artarak 255 milyar 777 milyon dolar, ithalat yüzde 0,5 azalarak 361 milyar 774 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ihracat, 2023 Aralık ayında yüzde 1,7 azalarak 21 milyar 400 milyon dolardan, 21 milyar 41 milyon dolara geriledi. Aralık ayında enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç ithalat yüzde 4,2 azalarak 21 milyar 704 milyon dolardan, 20 milyar 799 milyon dolara geriledi.

Enerji ürünleri ve parasal olmayan altın hariç dış ticaret fazlası Aralık ayında 242 milyon dolar olarak gerçekleşti. Dış ticaret hacmi yüzde 2,9 azalarak 41 milyar 840 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu ayda enerji ve altın hariç ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 101,2 oldu.

Aralık ayında dış ticaret açığı bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 37,8 azalarak 9 milyar 713 milyon dolardan, 6 milyar 39 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Aralık ayında yüzde 70,2 iken, 2023 Aralık ayında yüzde 79,2’ye yükseldi.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı yüzde 3,2 azalarak 109 milyar 541 milyon dolardan, 105 milyar 997 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Aralık döneminde yüzde 69,9 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 70,7’ye yükseldi.

Ekonomik faaliyetlere göre ihracatta, 2023 Aralık ayında imalat sanayinin payı yüzde 92,9, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 5,1, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu. Ocak-Aralık döneminde ekonomik faaliyetlere göre ihracatta imalat sanayinin payı yüzde 94,2, tarım, ormancılık ve balıkçılık sektörünün payı yüzde 3,8, madencilik ve taşocakçılığı sektörünün payı yüzde 1,5 oldu.

Geniş ekonomik gruplar sınıflamasına göre ithalatta, 2023 Aralık ayında ara mallarının payı yüzde 68,3, sermaye mallarının payı yüzde 17,0 ve tüketim mallarının payı yüzde 14,7 oldu. İthalatta, 2023 Ocak-Aralık döneminde ara mallarının payı yüzde 72,2, sermaye mallarının payı yüzde 14,6 ve tüketim mallarının payı yüzde 13,2 oldu.

Aralık ayında ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 1 milyar 679 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 1 milyar 314 milyon dolar ile ABD, 1 milyar 254 milyon dolar ile Irak, 1 milyar 217 milyon dolar ile Birleşik Krallık, 1 milyar 22 milyon dolar ile İtalya takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,2’sini oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ihracatta ilk sırayı Almanya aldı. Almanya’ya yapılan ihracat 21 milyar 92 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 14 milyar 826 milyon dolar ile ABD, 12 milyar 786 milyon dolar ile Irak, 12 milyar 468 milyon dolar ile Birleşik Krallık ve 12 milyar 381 milyon dolar İtalya ile takip etti. İlk 5 ülkeye yapılan ihracat, toplam ihracatın yüzde 28,8’ini oluşturdu.

İthalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı

İthalatta Rusya Federasyonu ilk sırayı aldı. Aralık ayında Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 4 milyar 209 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 3 milyar 270 milyon dolar ile Çin, 2 milyar 514 milyon dolar ile Almanya, 1 milyar 470 milyon dolar ile İtalya, 1 milyar 330 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 44,1’ini oluşturdu.

Ocak-Aralık döneminde ithalatta ilk sırayı Rusya Federasyonu aldı. Rusya Federasyonu’ndan yapılan ithalat 45 milyar 602 milyon dolar olurken, bu ülkeyi sırasıyla; 44 milyar 980 milyon dolar ile Çin, 28 milyar 684 milyon dolar ile Almanya, 19 milyar 902 milyon dolar ile İsviçre, 15 milyar 778 milyon dolar ile ABD izledi. İlk 5 ülkeden yapılan ithalat, toplam ithalatın yüzde 42,8’ini oluşturdu.

Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre; 2023 Aralık ayında bir önceki aya göre ihracat yüzde 2,4, ithalat yüzde 0,2 arttı. Takvim etkilerinden arındırılmış seriye göre ise; 2023 yılı Aralık ayında bir önceki yılın aynı ayına göre ihracat yüzde 3,3 artarken, ithalat yüzde 9,0 azaldı.

Teknoloji yoğunluğuna göre dış ticaret verileri, ISIC Rev.4 sınıflaması içinde yer alan imalat sanayi ürünlerini kapsamaktadır. Aralık ayında ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 92,9’dur. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 4,6’dır. Ocak-Aralık döneminde ISIC Rev.4’e göre imalat sanayi ürünlerinin toplam ihracattaki payı yüzde 94,2’dir. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ihracatı içindeki payı yüzde 3,8’dir.

Aralık ayında imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 77,8’dir. Yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 12,7’dir. Ocak-Aralık döneminde imalat sanayi ürünlerinin toplam ithalattaki payı yüzde 80,7’dir. Ocak-Aralık döneminde yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayi ürünleri ithalatı içindeki payı yüzde 10,7’dir.

Özel ticaret sistemine göre, 2023 yılı Aralık ayında, ihracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 0,4 azalarak 20 milyar 696 milyon dolar, ithalat yüzde 11,2 azalarak 27 milyar 318 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aralık ayında dış ticaret açığı yüzde 33,6 azalarak 9 milyar 971 milyon dolardan, 6 milyar 622 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Aralık ayında yüzde 67,6 iken, 2023 Aralık ayında yüzde 75,8’e yükseldi.

Özel ticaret sistemine göre ihracat, 2023 yılı Ocak-Aralık döneminde, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,2 azalarak 232 milyar 310 milyon dolar, ithalat yüzde 0,9 azalarak 339 milyar 58 milyon dolar olarak gerçekleşti.

Ocak-Aralık döneminde dış ticaret açığı yüzde 0,2 azalarak 106 milyar 963 milyon dolardan, 106 milyar 748 milyon dolara geriledi. İhracatın ithalatı karşılama oranı 2022 Ocak-Aralık döneminde yüzde 68,7 iken, 2023 yılının aynı döneminde yüzde 68,5’e geriledi.

Paylaşın

Yükseköğretim Mezunlarının Yüzde 3,2’si Yoksul

Okur – yazar olmayan fertlerin yüzde 27,8’i, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,7’si, lise altı eğitimlilerin yüzde 14,0’ı, lise ve dengi okul mezunlarının yüzde 7,7’si, yükseköğretim mezunları ise yüzde 3,2’si yoksul olarak hesaplandı.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistikleri 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Yoksulluk ve Yaşam Koşulları İstatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2022 yılını referans almaktadır. Gelir ve yoksulluk hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülmektedir.

Toplumun genel düzeyine göre belirli bir sınırın altında gelire sahip olan bireyler göreli anlamda yoksul sayılmaktadır. Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı 2023 yılında 0,5 puan azalarak yüzde 13,9 oldu.

Medyan gelirin yüzde 60’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise son yılda 0,1 puan artarak yüzde 21,7 olarak gerçekleşti.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 40’ı dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre, yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 0,2 puanlık azalış ile yüzde 7,4 olarak gerçekleşti. Medyan gelirin yüzde 70’i dikkate alınarak belirlenen yoksulluk sınırına göre hesaplanan yoksulluk oranı ise bir önceki yıla göre 0,4 puanlık artış ile yüzde 29,7 oldu.

Hanehalkı tipine göre eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranlarına bakıldığında; çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarında yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 3,7 puan azalarak yüzde 8,0, tek kişilik hanehalklarında ise 2,0 puan artarak yüzde 9,5 olmuştur.

En az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı 2,1 puan azalarak yüzde 17,5, tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarının yoksulluk oranı ise 0,3 puan azalarak yüzde 13,6 oldu.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’si dikkate alınarak hesaplanan yoksulluk oranına göre; okur-yazar olmayan fertlerin yüzde 27,8’i, bir okul bitirmeyenlerin yüzde 24,7’si, lise altı eğitimlilerin yüzde 14,0’ı, lise ve dengi okul mezunlarının ise yüzde 7,7’si yoksul olarak hesaplandı. Yükseköğretim mezunları ise yüzde 3,2 ile en düşük yoksulluk oranına sahip grup oldu.

Maddi ve sosyal yoksunluk oranı hesabında hane düzeyinde sorgulanan değişkenler; otomobil sahipliği, ekonomik olarak beklenmedik harcamaları yapabilme, evden uzakta bir haftalık tatil masrafını karşılayabilme, kira, konut kredisi ve faizli borçları ödeyebilme, iki günde bir et, tavuk, balık içeren yemek yiyebilme, evin ısınma ihtiyacını karşılayabilme ve mobilyaları eskidiğinde değiştirebilme durumudur.

Bu oran için fert düzeyinde toplanan değişkenler ise; eskimiş giysileri yerine yenisini alabilme, düzgün iki çift ayakkabıya sahip olabilme, ayda en az bir kez tanıdıkları ile toplanabilme, ücretli boş zaman faaliyetlerine katılabilme, kendini iyi hissetmek için bir miktar para harcayabilme ve kişisel amaçlı kullanım için internet sahipliği olarak belirlenmiştir.

Yukarıda belirtilen on üç maddenin en az yedisini karşılayamayanların oranı olarak tanımlanan maddi ve sosyal yoksunluk oranı; 2022 yılında yüzde 16,6 iken 2023 yılı anket sonuçlarında 2,2 puan azalarak yüzde 14,4 olarak tahmin edildi.

Dört yıllık panel veri kullanılarak hesaplanan sürekli yoksulluk oranı, eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 60’ına göre son yılda ve aynı zamanda önceki üç yıldan en az ikisinde de yoksul olan fertleri kapsamaktadır. Buna göre, 2023 yılı anket sonuçlarına göre sürekli yoksulluk oranı bir önceki yıla göre 1,7 puan azalarak yüzde 12,3 oldu.

Ülkemizde yaşanan deprem nedeni ile 2023 yılında TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde alan çalışması yapılamadığı için İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) ayrımında verilen bölgesel sonuçlar 25 bölgeyi kapsamaktadır.

İBBS 2. Düzey bölgelerinin her biri için eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert medyan gelirinin yüzde 50’sine göre hesaplanan yoksulluk sınırına göre, gelire dayalı göreli yoksulluk oranının en yüksek olduğu bölgeler; yüzde 16,1 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan), %14,0 ile TR41 (Bursa, Eskişehir, Bilecik) ve yüzde 13,9 ile TR82 (Kastamonu, Çankırı, Sinop) oldu.

Göreli yoksulluk oranı en düşük olan İBBS 2. Düzey bölgeleri ise %4,8 ile TRC1 (Gaziantep, Adıyaman, Kilis), yüzde 7,1 ile TRC3 (Mardin, Batman, Şırnak, Siirt) ve yüzde 8,0 ile TRC2 (Şanlıurfa, Diyarbakır) oldu.

Yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında olanlar; göreli yoksulluk, maddi ve sosyal yoksunluk ve düşük iş yoğunluğu göstergelerinin en az birinden yoksun olanları ifade etmektedir.

Son yıl sonuçlarına göre fertlerin yüzde 31,0’ı yoksulluk veya sosyal dışlanma riski altında kaldı. Bu oran yaş gruplarına göre incelendiğinde; 0-17 yaş grubunda yüzde 39,7, 18-64 yaş grubunda yüzde 28,0, 65 ve üstü yaş grubunda ise yüzde 26,6 olarak tahmin edildi.

Oturulan konuta sahip olanların oranı geçen yıla göre 0,5 puan azalarak 2023 yılında yüzde 56,2 olarak hesaplanırken, kirada oturanların oranı yüzde 27,8, lojmanda oturanların oranı yüzde 0,9, kendi konutunda oturmayıp kira ödemeyenlerin oranı ise yüzde 15,1 oldu.

Kurumsal olmayan nüfusun yüzde 32,6’sı konutunda izolasyondan dolayı ısınma sorunu yaşarken yüzde 32,0’ı ise sızdıran çatı, nemli duvarlar, çürümüş pencere çerçeveleri vb. problemlerle, yüzde 19,8’i trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştı.

Geçen yıla göre konut alımı ve konut masrafları dışında borç veya taksit ödemesi olanların oranı 1,4 puan azalarak yüzde 58,0 oldu. Nüfusun yüzde 5,7’sine bu ödemeler yük getirmezken yüzde 14,9’una çok yük getirdi.

Konut masraflarının çok yük getirdiği hanelerin oranı 0,3 puan artarak yüzde 17,5 olurken, bu masrafların biraz yük getirdiği hanelerin oranı 8,8 puan artarak yüzde 66,5 oldu. Konut masrafların yük getirmediğini belirten hanelerin oranı geçen yıla göre 9,2 puan azalış ile yüzde 15,9 hesaplandı.

Hanelerin yüzde 58,8’i evden uzakta bir haftalık tatil masraflarını, yüzde 39,2’si iki günde bir et, tavuk ya da balık içeren yemek masrafını, yüzde 31,8’i beklenmedik harcamaları, yüzde 19,5’i evin ısınma ihtiyacını, yüzde 64,2’si eskimiş mobilyaların yenilenmesini ekonomik olarak karşılayamadığını beyan etti.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Ekonomik Güven Endeksi 99,4

Ekonomik güven endeksi kasım ayında 96,4 iken, aralık ayında yüzde 3,1 oranında artarak 99,4 değerini aldı. Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor.

Haber Merkezi / Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ekonomik Güven Endeksi Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Ekonomik güven endeksi aralık ayında 96,4 iken, ocak ayında yüzde 3,1 oranında artarak 99,4 değerini aldı.

Bir önceki aya göre ocak ayında tüketici güven endeksi yüzde 3,9 oranında artarak 80,4 değerini, reel kesim (imalat sanayi) güven endeksi yüzde 0,5 oranında azalarak 102,9 değerini, hizmet sektörü güven endeksi yüzde 4,0 oranında artarak 116,8 değeri aldı.

Perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1,0 oranında azalarak 115,6 değerini, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3,3 oranında artarak 90,9 değerini aldı.

Endeksin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği gösteriyor. Yüzde 93,4 değerinde veri ise piyasanın hâlâ pozitif bir bakış açısına sahip olmadığını ortaya koyuyor.

Ekonomik güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Ekonomik güven endeksi, tüketici ve üreticilerin genel ekonomik duruma ilişkin değerlendirme, beklenti ve eğilimlerini özetleyen bir bileşik endekstir.

Endeks, mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörleri güven endekslerinin alt endekslerinin ağırlıklandırılarak birleştirilmesinden oluşmaktadır.

Ekonomik güven endeksi hesaplamasında, her bir sektörün ağırlığı o sektörün normalleştirilmiş alt endekslerine eşit dağıtılarak uygulanmakta, güven endekslerine doğrudan uygulanmamaktadır.

Bu kapsamda tüketici, reel kesim, hizmet, perakende ticaret ve inşaat sektörlerine ait toplam 20 alt endeks hesaplamada kullanılmaktadır. Ekonomik güven endeksinin hesaplamasında kullanılan alt endeksler her ayın ilk iki haftasında derlenen veriler kullanılarak hesaplanmaktadır.

Ekonomik güven endeksinin 100’den büyük olması genel ekonomik duruma ilişkin iyimserliği, 100’den küçük olması ise genel ekonomik duruma ilişkin kötümserliği göstermektedir.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Gelir Dağılımında Bozulma Tarihi Zirvede

Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, 2023 yılında bir önceki yıla göre 0,018 puan artış ile 0,433 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,520, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,445 olarak tahmin edildi.

Haber Merkezi / Gelir dağılımı eşitsizliği ölçütlerinden olan Gini katsayısı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımında eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımında bozulmayı ifade etmektedir. Gini katsayısı hesabında hanenin ve fertlerin elde ettiği yıllık gelirlerin toplamından, gelir referans döneminde ödenen vergiler ve diğer hane veya kişilere yapılan düzenli transferler düşüldükten sonra bulunan hanehalkı kullanılabilir geliri kullanılmaktadır.

Daha önceki yıllarda eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri üzerinden hesaplanan Gini katsayısı; yapılan sosyal transferlerin gelir dağılımı üzerindeki etkisini görmek amacıyla tüm sosyal yardımlar hariç ve emekli ve dul-yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transferler hariç tutularak iki farklı yöntemle de ayrıca hesaplandı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Gelir Dağılımı İstatistikleri 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Son yapılan araştırma sonuçlarına göre; en yüksek eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine sahip yüzde 20’lik grubun toplam gelirden aldığı pay bir önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8’e çıkarken, en düşük gelire sahip yüzde 20’lik grubun aldığı pay 0,1 puan azalarak yüzde 5,9 oldu.

Gini katsayısı bir önceki yıla göre 0,018 puan artış ile 0,433 olarak tahmin edildi. Tüm sosyal transferler hariç tutulduğunda Gini katsayısı 0,520, emekli ve dul yetim maaşı dahil diğer tüm sosyal transfer gelirleri hariç tutulduğunda ise 0,445 olarak tahmin edildi.

Toplumun en yüksek gelir elde eden %20’sinin elde ettiği payın en düşük gelir elde eden yüzde 20’sinin elde ettiği paya oranı şeklinde hesaplanan P80/P20 oranı 7,9’dan 8,4’e, gelirden en fazla pay alan yüzde 10’unun elde ettiği gelirin en az pay alan %10’unun elde ettiği gelire oranı şeklinde hesaplanan P90/P10 oranı ise 14,2’den 15,0’a yükseldi.

Türkiye’de yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir geliri 2023 yılı anket sonuçlarına göre yüzde 70,7 artarak 167 bin 983 TL oldu. Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri bir önceki yıla göre yüzde 72,3 artarak 48 bin 642 TL’den 83 bin 808 TL’ye yükseldi.

Yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirlerinde en yüksek gelir, geçen yıla göre 37 bin 522 TL artarak 100 bin 076 TL ile tek kişilik hanehalklarının oldu. Çekirdek aile bulunmayan birden fazla kişiden oluşan hanehalklarının yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 99 bin 916 TL iken tek çekirdek aileden oluşan hanehalklarında bu değer 85 bin 758 TL oldu. En düşük yıllık ortalama eşdeğer kullanılabilir hanehalkı fert gelirine sahip hanehalkı tipi ise 66 bin 001 TL ile en az bir çekirdek aile ve diğer kişilerden oluşan hanehalkları oldu.

Toplam gelir içerisinde en yüksek payı, yüzde 48,5 ile bir önceki yıla göre 2,3 puan artan maaş ve ücret geliri aldı. İkinci sırayı yüzde 22,1 ile önceki yıla göre 1,1 puan artan müteşebbis geliri alırken üçüncü sırayı yüzde 17,6 ile önceki yıla göre 2,6 puanlık azalış gösteren sosyal transfer geliri oluşturdu.

Tarım gelirinin müteşebbis geliri içindeki payı yüzde 20,5 olurken, emekli ve dul-yetim aylıklarının sosyal transferler içindeki payı ise yüzde 88,4 olarak gerçekleşti.

Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla yükseköğretim mezunlarında 157 bin 851 TL, lise ve dengi okul mezunlarında 114 bin 374 TL, lise altı eğitimlilerde 89 bin 012 TL, bir okul bitirmeyenlerde 63 bin 425 TL ve okur-yazar olmayan fertlerde 45 bin 637 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 89,7 ile lise altı eğitimli, en düşük artış ise yüzde 79,6 ile okur-yazar olmayan fertlerde oldu.

Esas iş gelirleri sektörel ayrımda incelendiğinde; en yüksek yıllık ortalama gelirin 121 bin 013 TL ile hizmet sektöründe, en düşük yıllık ortalama gelirin ise 92 bin 632 TL ile tarım sektöründe olduğu görüldü. Bir önceki yıla göre; yıllık ortalama esas iş gelirinde en yüksek artış yüzde 100,9 ile tarım sektöründe gözlenirken, bunu yüzde 86,7 ile sanayi sektörü izledi. Diğer taraftan hizmet sektöründe yüzde 83,2, inşaat sektöründe ise yüzde 74,3 artış gözlendi.

Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla işverenlerde 408 bin 174 TL, kendi hesabına çalışanlarda 115 bin 622 TL, ücretli maaşlılarda 102 bin 821 TL ve yevmiyelilerde 53 bin 334 TL olarak hesaplandı. Geçen yıla göre en yüksek artış %108,1 ile yevmiyelilerde, en düşük artış ise yüzde 80,7 ile ücretli maaşlılarda oldu.

Ülkemizde yaşanan deprem nedeni ile 2023 yılında TR63 (Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye) bölgesinde alan çalışması yapılamadığı için İstatistiki Bölge Birimleri Sınıflandırması (İBBS) ayrımında verilen bölgesel sonuçlar 25 bölgeyi kapsamaktadır.

En düşük gelir Van, Muş, Bitlis, Hakkari bölgesinde

Araştırma sonuçlarına göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 2023 yılında 83 bin 808 TL iken, İBBS 2. Düzey bölgeleri itibarıyla en yüksek olduğu bölge 114 bin 634 TL ile TR10 (İstanbul) bölgesi oldu. Bu bölgeyi, 108 bin 036 TL ile TR51 (Ankara) bölgesi ve 101 bin 372 TL ile TR21 (Tekirdağ, Edirne, Kırklareli) bölgesi izledi. En düşük yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri ise 39 bin 173 TL ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgesinde gerçekleşti.

Son yapılan araştırma sonuçlarına göre P80/P20 oranı Türkiye’de 8,4 iken, bu değerin en düşük olduğu İBBS 2. Düzey bölgesi 5,3 ile TR81 (Zonguldak, Karabük, Bartın) olurken bu bölgeyi 5,4 ile TR42 (Kocaeli, Sakarya, Düzce, Bolu, Yalova) ve 5,5 ile TRB2 (Van, Muş, Bitlis, Hakkari) bölgeleri izledi.

P80/P20 oranının en yüksek olduğu İBBS 2. Düzey bölgeleri ise 9,4 ile TRA2 (Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan), 8,4 ile TR10 (İstanbul) ve TR51 (Ankara) oldu.

Eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine göre sıralı yüzde 10’luk gelir grupları itibarıyla fertlerin bir önceki yıla göre yüzdelik geçişleri incelendiğinde; bir önceki yılda birinci yüzde 10’luk grupta olan fertlerin 2023 yılında yüzde 49,2’sinin, son yüzde 10’luk grupta olan fertlerin ise yüzde 66,5’inin gelir grubu değişmedi. Ayrıca 2022 yılında birinci yüzde 10’luk grupta olan fertlerin yüzde 29,9’unun 2023 yılında gelir grubu birden fazla yükseldi. Son yüzde 10’luk grupta olan fertlerin ise yüzde 13,1’inin gelir grubu birden fazla düştü.

Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması panel veriden elde edilen sonuçlara göre 2022 yılında işsiz olan fertlerin yüzde 42,4’ü 2023 yılında çalışmaya başladı. Faaliyet durumu 2022 yılında çalışan olarak belirlenen fertlerin 2023 yılında yüzde 90,5’i çalışma hayatına devam etti. Bir önceki yıl işgücüne dahil olmayan fertlerin ise yüzde 10,1’i işgücüne katıldı.

Gelir Dağılımı İstatistiklerinin hesaplandığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2023 yılı sonuçlarına ilişkin gelir bilgileri, bir önceki takvim yılı olan 2022 yılını referans almaktadır. Gelir hesaplamalarında; hanehalkı gelirleri, büyüklüğü ve kompozisyonu dikkate alınarak eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert gelirine dönüştürülmektedir.

Paylaşın

TÜİK’ten Eleştirilere Yanıt: Manipülatif Ve Art Niyetli

Hissedilen enflasyon ile TÜFE arasındaki farklılaşmaya ilişkin yazılı bir açıklama yapan TÜİK, 2023 yıl sonunda TÜFE yıllık değişim oranı yüzde 64.77, tüketicilerin tahmininin yüzde 96 olduğu belirtti.

TÜİK, açıklamasında, “Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden, resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Zira tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE’nin farklılaşması son derece doğaldır” ifadeleri kullanıldı.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), gerçek verileri açıklamadığı gerekçesiyle ekonomistler, siyasiler ve kamuoyu tarafından eleştirilmesi üzerine açıklama yaptı. TÜİK, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bazı basın yayın organları ile sosyal medya hesaplarında Algılanan Enflasyon ve TÜFE’nin farklılaşmasına yönelik haberlerin çarpıtıldığı görülmektedir. TÜFE, her ay 81 il 228 ilçe kapsamında 564.710 fiyat derlenerek enflasyonu uluslararası standartlarda ölçen hesaplama sistemidir.

Basında Algılanan Enflasyon olarak ifade edilen veri ise yine TÜİK tarafından gerçekleştirilen Tüketici Eğilim Anketi kapsamında yer alan ve vatandaşlara yöneltilen ‘Geçen 12 aylık dönemde tüketici fiyatlarının % kaç arttığını / azaldığını düşünüyorsunuz? Lütfen tahmini oran veriniz’ sorusuna verilen cevaplar üzerinden hesaplanabilmektedir.

Söz konusu anketin mikro verisi, TÜİK Veri Araştırma Merkezi aracılığıyla talep eden tüm araştırmacıların kullanımına açıktır.

Tüketicilerin geçmiş 12 aydaki enflasyon algısını yansıtan ve yukarıda arz edilen tek soruluk veri setinden elde edilebilen sonuçlar üzerinden, resmi TÜFE verisini eleştirmek manipülatif ve art niyetli bir yaklaşımdır. Zira tüketicinin enflasyon tahmini ile TÜFE’nin farklılaşması son derece doğaldır.

Algılanan enflasyon ile TÜFE arasındaki oransal fark Avrupa Birliği ülkelerinde 5 ila 6 kata kadar çıkarken, ülkemizde bu farklılaşma çok daha düşüktür. 2023 yıl sonunda TÜFE yıllık değişim oranı %64.77 iken, tüketicilerin tahmini %96’dır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Paylaşın

ENAG’dan TÜİK’e ‘Hissedilen Enflasyon’ Cevabı: Bu Bir İtiraf

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) hissedilen enflasyonu yüzde 129,4 olarak açıklamasını değerlendiren Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), konuya ilişkin yaptığı açıklamada, bunun tam anlamıyla bir itiraf olduğunu belirtti.

Haber Merkezi / Akademisyenlerin ve ekonomistlerin bağımsız biçimde oluşturduğu Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), 2023 yılı için yıllık enflasyonu yüzde 127.21 olarak hesaplamıştı.

TÜİK, 2023 yılının son enflasyon oranını yüzde 64.77 olarak açıklamasının ardından kurum içinde yaptığı sunumlarda hissedilen enflasyonun yüzde 129.4 olarak ölçtü. TÜİK açıklanan resmi verilerle kurum içinde yapılan sunumlarda açıklanan hissedilen enflasyon ölçümünün kişilerin tüketim alışkanlığından kaynaklandığını belirtmişti.

ENAG, TÜİK’in kurum içinde yaptığı sunumda paylaştığı bu veriye sosyal medya hesabından tepki gösterdi. ENAG açıklamasında, “Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur” dedi. ENAG açıklamasında halkın yoksullaşmasının nedenini, “TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir” dedi.

ENAG, TÜİK’in hissedilen enflasyon açıklamasına ise, “Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır” sözleriyle tepki gösterdi.

ENAG’ın açıklamaları şöyle:

“Haber içeriklerinden elde ettiğimiz bilgilere göre, TÜİK 2023 yılına ait hissedilen enflasyonun %129,4 olduğunu açıklamış, kamuoyuyla paylaştığı resmi verilerle ‘hissedilen enflasyon’ farkın nedenini tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarına bağlamıştır.

Devletin veri tekelini bünyesinde taşıyan ve toplumsal hayatı doğrudan etkileyen TÜİK’in, bu veri farklılıklarının nedenlerini açıklarken, Enflasyon Araştırma Grubu’nu (ENAG) verileri yanlı sunan, siyasi amaçlı bir kuruluş olarak suçlamamıştır.

Kamuoyunun bilmesi gereken çok önemli bir gerçek vardır. Ekonomi literatüründe ‘sunulan enflasyon’ ve ‘hissedilen enflasyon’ diye bir ayırım yoktur. Dahası hissedilen enflasyon kavramı üniversitelerde gündeme bile gelmemektedir.

Sadece fiyat ve enflasyon verilerini değil, fiyat verileri ile bağlantılı olan daha birçok veriyi de taraflı ve gerçek olandan farklı sunan güzide kurumumuz TÜİK’i yönetenlerin bilmesi gereken birkaç önemli konu vardır:

TÜİK’in fiyat verileri halkın gelir seviyesi ile uyumunu kaybetmiş, halk bundan dolayı fakirleşmiştir.

Fiyat verileri ile reel hale dönüştürülen ekonomik büyüme oranları da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu ise gelir paylaşımını bozmaktadır.

Hissedilen enflasyon oranı, literatürde yeri olmasa da, esas itibariyle günümüz Türkiye’sinde genel fiyat endeksindeki değişimi birebir yansıtmaktadır.

Bu oranın TÜİK tarafından açıklanması ise tam anlamıyla bir itiraftır ve bunun hukuki sonuçları olacaktır.

Günümüzde yaşanan bu veri sorunları, 2006-2013 döneminde Arjantin’de tecrübe edilenin bir karbon kopyasıdır. Orada da sunulan gerçek dışı enflasyon verileri halkın fakirleşmesine neden olmuş, ülkedeki ekonomik sorunlar günümüze kadar artarak gelmiştir.

Özetle; devlet kurumlarının yaptığı hataları dedikodu yaparak düzeltmesi rasyonel bir yöntem değildir. Akademik özelliğe sahip, Harvard Üniversitesi bünyesindeki benzer bir kuruluşla aynı metotları uygulayan grubumuz ENAG’a saldırması TÜİK’in güvenilirliğini artırmayacaktır.

2020 yılının Eylül ayından itibaren günlük fiyat verileri ile oluşturulan enflasyon oranlarını halkımız ile paylaşan ENAG aynı çizgide, kararlılıkla yoluna devam etmektedir.”

Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Eylül 2021’den itibaren uygulamaya koyduğu faiz politikası ile Türkiye, son iki yılda dünyanın en yüksek enflasyona sahip ülkelerinden biri haline geldi.

Mayıs 2023 seçimlerinden zaferle çıktıktan sonra ekonominin başına Mehmet Şimşek’i, Merkez Bankası’nın başına Hafize Gaye Erkan’ı getiren Erdoğan, faiz artırımına da yeşil ışık yaktı. Haziran ayından bu yana yedi kez faiz artıran Merkez Bankası, politika faizini yüzde 8,5’ten yüzde 42,5’e çıkardı.

2024 yılında ise gözler, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) enflasyonla mücadelesinde geri adım atıp atmayacağında olacak. Türkiye ekonomisinin önümüzdeki birkaç yılda nasıl bir seyir izleyeceğini, 31 Mart yerel seçimleri sonrasında enflasyonla mücadelede atılan adımlar belirleyecek.

Hükümetin faiz indirme politikası ile birlikte son iki yılda rekor hızla artarak resmi verilere göre tüketici fiyatlarında yüzde 90’ları, üretici fiyatlarında ise yüzde 160’ları gören enflasyon, 2023 yılının ilk yarısını genel seçimlerin gölgesinde geçirdi.

Haziran ayına kadar yüzde 40’lar seviyesine kadar gerileyen Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), seçimler sonrasında kurulan yeni ekonomi yönetimi ve faiz artırımı politikasına geçilmesi sonrasında, yeniden yükselişe geçti.

Türkiye İstatistik Kurumunun (TÜİK) Kasım 2023 verilerine göre, yıllık enflasyon TÜFE’de yüzde 61,98 düzeyinde gerçekleşti. Yurt içi üretici fiyatları ise yüzde 42,25 oldu. Ocak 2024’ün ilk günlerinde açıklanacak aralık ayı enflasyonu ile birlikte, 2023’ün yüzde 65 seviyesinde bir enflasyonla kapanması bekleniyor.

2024 yılı için ise hükümetin açıkladığı Orta Vadeli Program’da (OVP) yılsonu hedefi yüzde 33, Merkez Bankası beklentisi ise yüzde 36 olarak açıklandı. Gerek ulusal gerekse uluslararası kurumlar ise 2024 sonunda Türkiye’de enflasyonun yüzde 45-50 arasında seyretmesini bekliyor.

Paylaşın

2023 Yılında En Çok Hangi Renkte Otomobil Satıldı?

2023 yılında trafiğe kaydı yapılan 945 bin 768 adet otomobilin yüzde 36,2’si gri, yüzde 26,8’i beyaz, yüzde 12,3’ü mavi, yüzde 11,3’ü siyah, yüzde 7,4’ü kırmızı, yüzde 2,7’si yeşil, yüzde 2,0’ı turuncu, yüzde 0,6’sı sarı ve yüzde 0,5’i kahverengi renklidir.

Haber Merkezli / Aynı dönemde trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 66,1’i benzinli, yüzde 16,3’ü dizel, yüzde 9,3’ü hibrit, yüzde 6,9’u elektrikli ve yüzde 1,4’ü LPG’lidir.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Motorlu Kara Taşıtları Aralık 2023 verilerini açıkladı.

Buna göre; Türkiye’de 2023 yılında bir önceki yıla göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 80,3 artarak 2 milyon 290 bin 280 adet olurken, trafikten kaydı silinen taşıt sayısı yüzde 10,9 azalarak 31 bin 721 adet oldu. Böylece Ocak – Aralık döneminde trafikteki toplam taşıt sayısında 2 milyon 258 bin 559 adet artış gerçekleşti.

Aralık ayında trafiğe kaydı yapılan taşıtların yüzde 45,3’ünü otomobil, yüzde 38,3’ünü motosiklet, yüzde 9,7’sini kamyonet, yüzde 4,7’sini traktör, yüzde 1,2’sini kamyon, yüzde 0,4’ünü minibüs, yüzde 0,3’ünü otobüs ve yüzde 0,1’ini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Aralık ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı bir önceki aya göre özel amaçlı taşıtta yüzde 148,4, traktörde yüzde 29,0, kamyonette yüzde 17,4, motosiklette yüzde 13,1, otomobilde yüzde 4,9 artarken kamyonda yüzde 29,0, otobüste yüzde 18,1 ve minibüste yüzde 8,6 azaldı.

Aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı özel amaçlı taşıtta yüzde 107,0, otomobilde yüzde 59,6, motosiklette yüzde 49,6, otobüste yüzde 47,1, minibüste yüzde 47,0, kamyonette yüzde 15,0, traktörde yüzde 5,1 artarken kamyonda yüzde 16,8 azaldı.

Aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı taşıtların yüzde 53,0’ını otomobil, yüzde 17,7’sini motosiklet, yüzde 15,6’sını kamyonet, yüzde 7,6’sını traktör, yüzde 3,3’ünü kamyon, yüzde 1,8’ini minibüs, yüzde 0,7’sini otobüs veyüzde 0,3’ünü özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Aralık ayında devri yapılan taşıtların yüzde 65,7’sini otomobil, yüzde 16,4’ünü kamyonet, yüzde 8,3’ünü motosiklet, yüzde 4,1’ini traktör, yüzde 2,7’sini kamyon, yüzde 2,0’ını minibüs, yüzde 0,6’sını otobüs ve yüzde 0,2’sini özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Aralık ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde 12,8’i Renault, yüzde 7,9’u Fiat, yüzde 7,2’si Volkswagen, yüzde 5,7’si Opel, yüzde 5,7’si Toyota, yüzde 5,5’i Hyundai, yüzde 4,6’sı Chery, yüzde 4,5’i Peugeot, yüzde 3,9’u Citroen, yüzde 3,9’u BMW, yüzde 3,8’i Mercedes-Benz, yüzde 3,6’sı Skoda, yüzde 3,3’ü Ford, yüzde 2,8’i Dacia, yüzde 2,6’sı Nissan, yüzde 2,3’ü Audi, yüzde 2,2’si Kia, yüzde 2,2’si MG, yüzde 2,1’i Honda, yüzde 1,9’u Seat ve yüzde 11,5’i diğer markalardan oluştu.

Ocak-Aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 945 bin 768 adet otomobilin yüzde 66,1’i benzinli, yüzde 16,3’ü dizel, yüzde 9,3’ü hibrit, yüzde 6,9’u elektrikli ve yüzde 1,4’ü LPG’lidir. Aralık ayı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 15 milyon 221 bin 134 adet otomobilin ise yüzde 35,6’sı dizel, yüzde 33,5’i LPG’li, yüzde 28,7’si benzinli, yüzde 1,5’i hibrit ve yüzde 0,5’i elektriklidir. Yakıt türü bilinmeyen otomobillerin oranı ise yüzde 0,2’dir.

Ocak-Aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 945 bin 768 adet otomobilin yüzde 33,2’si 1300 ve altı, yüzde 23,4’ü 1401-1500, yüzde 19,6’sı 1301-1400, yüzde 10,5’i 1501-1600, yüzde 5,7’si 1601-2000, yüzde 0,7’si 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiptir.

Ocak-Aralık döneminde trafiğe kaydı yapılan 945 bin 768 adet otomobilin yüzde 36,2’si gri, yüzde 26,8’i beyaz, yüzde 12,3’ü mavi, yüzde 11,3’ü siyah, yüzde 7,4’ü kırmızı, yüzde 2,7’si yeşil, yüzde 2,0’ı turuncu, yüzde 0,6’sı sarı ve yüzde 0,5’i kahverengi renklidir.

Türkiye’de 2023 yılı sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı 28 milyon 740 bin 492 adet motorlu kara taşıtı için ortalama yaş 14,5 olarak hesaplandı. Ortalama yaş otomobillerde 14,1, minibüslerde 15,8, otobüslerde 15,8, kamyonetlerde 13,6, kamyonlarda 17,9, motosikletlerde 11,6, özel amaçlı taşıtlarda 14,8 ve traktörlerde 24,4’tür.

Türkiye’de 2023 yılında devri yapılan 10 milyon 551 bin 762 adet motorlu kara taşıtı için ortalama yaş 12,8 olarak hesaplandı. Devri yapılan otomobillerin ortalama yaşı 14,0, minibüslerin 12,6, otobüslerin 11,7, kamyonetlerin 11,6, kamyonların 14,7, motosikletlerin 4,7, özel amaçlı taşıtların 15,6 ve traktörlerin 19,7’dir.

Paylaşın

TÜİK Açıkladı: Tüketici Güven Endeksi 80,4’e Yükseldi

Tüketici güven endeksi, ocak ayında bir önceki aya göre yüzde 3,9 oranında yükseldi. Böylece aralık ayında 77,4 olan tüketici güven endeksi, ocak ayında 80,4 olarak kayıtlara geçti.

Haber Merkezi / Tüketici güven endeksi, aralık ayında 77,4 olarak kayıtlara geçmişti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Tüketici Güven Endeksi Ocak 2024 verilerini açıkladı. Buna göre; Türkiye İstatistik Kurumu ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası işbirliği ile yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi, Aralık ayında 77,4 iken Ocak ayında yüzde 3,9 oranında artarak 80,4 oldu.

Alt endekslerden, mevcut dönemde hanenin maddi durumu yüzde 6,0 artışla 67,2, gelecek 12 aylık dönemde hanenin maddi durum beklentisi yüzde 4,5 artışla 79,5, gelecek 12 aylık dönemde genel ekonomik durum beklentisi yüzde 1,8 artışla 77,2’e yükselirken, gelecek 12 aylık dönemde dayanıklı tüketim mallarına harcama yapma düşüncesi yüzde 3,6 artışla 97,9 seviyesine yükseldi.

Tüketici güven endeksi nedir ve neden önemlidir?

Tüketici güven endeksi, aylık tüketici eğilim anketi ile tüketicilerin maddi durum ve genel ekonomiye ilişkin mevcut durum değerlendirmeleri ile gelecek dönem beklentileri, harcama ve tasarruf eğilimleri ölçülmektedir.

Anket sonuçlarından hesaplanan tüketici güven endeksi 0-200 aralığında değer alabilmektedir. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu göstermektedir.

Tüketici eğilimine ilişkin endekslerden, tüketimin finansmanı amacıyla borç kullanma ihtimali endeksinin artması iyimser durumu, azalması ise kötümser durumu göstermektedir.

Benzer şekilde tüketici fiyatlarının değişimine ilişkin düşünce ve beklenti endekslerinin artması tüketici fiyatlarında düşüş düşüncesini/beklentisini, azalması ise tüketici fiyatlarında artış düşüncesini/ beklentisini göstermektedir. İşsiz sayısı beklentisi endeksinin artması işsiz sayısında azalma beklendiğini, endeksin azalması ise işsiz sayısında artış beklendiğini ifade etmektedir.

Paylaşın

TÜİK Duyurdu: Tarımsal Girdi Enflasyonu 50 Aydır Yükseliyor

Tarımsal girdi enflasyonu, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,44, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 37,83, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,82 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 46,96 arttı.

Haber Merkezi / Böylece tarımsal girdi enflasyonu aylık bazda Eylül 2019’dan bu yana 50 aydır aralıksız yükselişini sürdürüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi (Tarım-GFE) Kasım 2023 verilerini açıkladı. Buna göre; Tarımsal girdi enflasyonu, kasım ayında bir önceki aya göre yüzde 1,44, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 37,83, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 38,82 ve on iki aylık ortalamalara göre yüzde 46,96 arttı.

Ana gruplarda bir önceki aya göre, tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 1,39, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 1,70 arttı. Bir önceki yılın aynı ayına göre göre tarımda kullanılan mal ve hizmet endeksinde yüzde 34,32, tarımsal yatırıma katkı sağlayan mal ve hizmet endeksinde yüzde 72,48 arttı.

Bir önceki yılın aynı ayına göre artışın düşük olduğu alt gruplar yüzde 8,44 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 25,03 ile hayvan yemi oldu. Yıllık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 144,54 ile veteriner harcamaları ve yüzde 83,90 ile diğer mal ve hizmetler oldu.

Bir önceki aya göre azalış gösteren alt gruplar sırasıyla, yüzde 2,15 ile gübre ve toprak geliştiriciler ve yüzde 1,80 ile enerji ve yağlar oldu. Buna karşılık, aylık artışın yüksek olduğu alt gruplar ise sırasıyla, yüzde 10,84 ile veteriner harcamaları ve yüzde 3,70 ile makine bakım masrafları oldu.

Paylaşın