Yeni Yasa Hazırlığına TMMOB Ve TTB’den Sert Tepki

İktidarın Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) yönelik yeni yasa hazırlığı, meslek odalarının tepkisine neden oldu. TMMOB, “İktidar bilimsel raporlarımıza kulak versin” derken TTB, düzenlemenin hak taleplerine bir darbe olacağını savundu.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kimyasal silah kullandığını savunarak bunun araştırılmasını isteyen TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın “terör örgütü propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanması sonrasında başlayan tartışmalar, meslek odalarının yasal statüsüne uzandı.

TTB’nin “Türk” ismine hakaret ettiğini savunan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TTB’nin”Türk” ifadesini kullanan bir çatının altında görev yapmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Bu nedenle yasal bir düzenleme hazırlığına başladıklarını kaydeden Bozdağ, çalışma kapsamına TMMOB’unda dahil edileceğini açıkladı.

TTB: Hak arama sürecini parçalamaya yönelik düzenleme

İktidarın meslek odalarının yasal durumunu tartışmaya açması ve yeni bir yasal düzenleme hazırlığına başlaması, meslek odalarının tepkisine neden oldu.

DW Türkçe’den Eray Görgülü‘nün haberine göre, TTB Merkez Konseyi Üyesi Aydın Şirin, TTB’nin de TMMOB’un da demokrasinin vazgeçilmez kurumları olduğunu belirterek, seçimlerin de demokratik bir şekilde yapıldığını belirtti.

Pandemi sürecinde TTB olarak hem hekimlerin hem de diğer sağlık çalışanlarının özlük hakları ve ekonomik kazanımlarını gözettiklerini, bir yandan da halk sağlığını korumaya yönelik uyarılarda bulunduklarını hatırlatan Şirin, “Söylediklerimiz dönem dönem iktidarların sevmediği şeyler oluyor. Fakat biz toplumsal ve mesleki etik gereği bu çalışmaları yapmak durumundayız” dedi.

Barolarla ilgili yapılan düzenlemeyi hatırlatan Şirin, “Avukatlar arasında bir ikilik, meslek birliğinin bütünlüğünü bozan bir yaklaşım geliştirildi. Dolayısıyla bu hazırlanacak yasanın da meslek üyelerinin hak ve hukuk arama süreçlerini parçalamaya yönelik olacağını düşünüyoruz. Bu düzenleme hak taleplerine bir darbe olacaktır” dedi. Şirin, TBMM’ye sunulacak yasal düzenlemeyi gördükten sonra gerekli hukuki girişimleri de başlatacaklarını kaydetti.

TMMOB: Raporlarımızın içeriğine kulak versinler

TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz da TMMOB’un Anayasa’nın 135’inci maddesine göre kurulmuş, kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşu olduğuna ve özel bir kanunu bulunduğuna dikkat çekti.

Şehir plancılığı, mühendislik, mimarlık gibi hizmetlerde politikalar ürettiklerini ve yanlış uygulamalar konusunda kamuoyunu uyardıklarını vurgulayan Koramaz, bu görevlerin de hem yasalarla hem de Anayasa ile belirlendiğini söyledi.

TMMOB yöneticilerinin yargı gözetiminde seçimlerle iş başına geldiğini de hatırlatan Koramaz, “Meslek odaları merkezi bütçeden pay almazlar. Çünkü bu kuruluşların görevlerini hakkıyla yapması için tüm siyasi saiklerden bağımsız olması gerekir” ifadesini kullandı.

Bu özerk yapının iktidarı rahatsız ettiğini öne süren Koramaz, 2002 yılından beri çeşitli yasal düzenleme hazırlıkları ile bu tür girişimlerin olduğunu ve şimdi de TTB ile bu konunun gündeme geldiğini söyledi. Madenlerden, ormanlara kadar yanlış gördükleri tüm uygulamalara karşı davalar açtıklarını ve kamuoyunu uyardıklarını kaydeden Koramaz, Amasra’da 41 madencinin yaşamını yitirdiği maden patlamasını hatırlattı.

Bugüne kadar çok defa kömür madenciliğinde yaşanan sıkıntıların altını çizdiklerini belirten Koramaz, “Bizim iktidardan beklentimiz, bizim yasalarımızla uğraşmasınlar. Bilimsel ve teknik olarak hazırladığımız raporların içeriğine kulak versinler” diye konuştu.

Alan: Anayasadaki bazı ilkeler göz ardı ediliyor

Danıştay eski Başkanı Nuri Alan ise, öncelikle hazırlanacak taslağın görülmesi gerektiğini ancak, söz konusu kuruluşların özerk kurumlar olması nedeniyle yeni düzenlemede anayasaya aykırı bir madde olmaması gerektiğini belirtti.

İktidarın bugüne kadar yaptığı düzenlemelerde anayasadaki bazı ilkeleri göz ardı ettiğini savunan Alan, “Artık, idari konuda, yürütme konusunda tek yetkili olan cumhurbaşkanının sözleri düzenleme yerine geçiyor” ifadesini kullandı.

Birçok uygulamanın anayasaya aykırı bir şekilde hayata geçirildiğini de iddia eden Alan, son olarak “dezenformasyon” yasası olarak bilinen Basın Kanunu hakkında değişiklik içeren kanuni düzenlemeyi örnek gösterdi.

Paylaşın

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı Tutuklandı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” suçundan sevk edildiği mahkemece tutuklandı.

Haber Merkezi / Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama” iddialarıyla açtığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan TTB Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra adliyeye sevk edildi.

Dört saat süren savcılık ifadesinin ardından Şebnem Korur Fincancı, “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla tutuklanması talebiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Üç saat süren hakimlik sorgusunu ardından Şebnem Korur Fincancı, “örgüt propagandası” suçlamasıyla tutuklandı.

TTB, Fincancı’nın tutuklanmasıyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamayı yapan TTB İkinci Başkanı Ali İhsan Ökten, “TTB ve tabip odaları olarak uzun yıllardır; yaşam hakkı, sağlıkta şiddet, hekimlerin  özlük hakları ve toplum sağlığı için büyük bir mücadele yürütüyoruz” dedi. 

Ne olmuştu?

Medya Haber’e konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TSK’nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtti: Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz.

Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Şebnem Korur Fincancı, “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü’nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor,” dedi.

Fincancı açıklamalarının ardından Yeni Şafak gazetesi, “TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’dan ihanet dolu sözler: PKK kanalında TSK’ya iftira attı” şeklinde bir haber yayınladı. Sabah gazetesi de “Emekli komutanlar PKK’nın ‘Kimyasal Silah’ iftirasına ateş püskürdü: Şebnem Korur Fincancı hukuk önünde hesap versin!” haberinde emekli generallerin açıklamalarına yer verdi.

Erdoğan ve Bahçeli’nin ağır eleştirileri

TTB Başkanı Korur Fincancı, Türk ordusunun Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarında kimyasal silah kullandığına dair iddialar olduğunu ve bunların araştırılması gerektiğini ifade etmişti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk Tabipleri Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız” açıklamasında bulunmuş; Salı günü meclis grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli de, TTB’nin kapatılmasını ve Şebnem Korur Fincancı’nın vatandaşlıktan çıkarılmasını talep etmişti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlattığını açıkladı: 20.10.2022 tarihinde PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesi kapsamında Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve 5237 yılı Türk Ceza Kanununun 301/2. maddesi kapsamında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlarından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır.

Paylaşın

TMMOB Ve TTB’den İktidarın Düzenleme Adımına Sert Tepki

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) yöneticileri, iktidarın adımına tepki göstererek, “Bizlere yasayla verilen yetkileri budamak istiyorlar.  Her türlü açıklamayı, nereden gelirse gelsin bir tehdit unsuru olarak görüp bu kurumları dizayn etmeye çalışıyorlar” dediler.

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, TTB ve TMMOB ile ilgili hazırlık yapıldığını açıkladı. Bozdağ’ın açıklamasına, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği’nden (TTB) tepki geldi.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan’a açıklama yapan TTB Genel Sekreteri Vedat Bulut, şunları söyledi:

“Meslek örgütleriyle ilgili yapılacak olan düzenlemeler daha önce de gelmişti. Ancak seçimlerde meşruiyetlerini temin etmeden böyle bir işlem yapmaları son derece kendileri için sakıncalıdır. Tarihe böyle geçerler. Anayasa’nın 135’inci maddesini dikkate almaları gerekiyor. Barolarda bunu denediler başarılı olamadılar. Şimdi meslek örgütleriyle uğraşırlarsa zaten Türkiye’de demokrasi karnesi kırık, iyice deklare olurlar. Böyle bir adım atılırsa faşizan bir yönetim özleniyor demektir. Bunun da haziran ve temmuz ayında seçimlerde sonucunu alırlar.”

Siyasi iktidarın uzun yıllardır kamu niteliğindeki meslek örgütlerini hedef aldığını belirten TMMOB Başkanı Emin Koramaz, “Çünkü bu kurumlar kuruluş yasaları ve anayasa gereği meslekleri çerçevesinde yapılanların genel yararlara uygun olması için çalışmalar yürütmekte. TMMOB özelinde ülkemizde yıllardır izlenen özelleştirme politikalarına karşı çıktığımız için, bu ülkenin fabrikalarının ormanlarının sermaye kesimine aktarılmasına karşı çıktığımız için, bu konuda raporlar hazırladığımız için hedefteyiz” ifadelerini kaydetti.

“Bizlere yasayla verilen yetkileri budamak istiyorlar.  Her türlü açıklamayı, nereden gelirse gelsin bir tehdit unsuru olarak görüp bu kurumları dizayn etmeye çalışıyorlar” ifadelerini kaydeden Koramaz şöyle devam etti:

“Buralar demokratik kuruluşlar. AKP iktidarı seçimlerle ele geçiremediği kuruluşları yukarıdan müdahalelerle denetlemeye çalışılıyor. Bizler mesleğimizin gerektirdiği ülkedeki her gelişmeyi değerlendiriyoruz. Meslektaşlarımızın ve toplumun çıkarları için açıklamalar yapıyoruz. Biz sürekli sorumluluk gereği yaptığımız açıklamalarla hedefteyiz.  Geçmiş dönemde bu tarz girişimlere karşı nasıl mücadele ettiysek bundan sonra da mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu saldırılara karşı direnmeye devam edeceğiz.”

Bakan Bazdağ’dan açıklama

Hukuk ve Değişim Derneği’nin düzenlediği programda konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Hem Türk Tabipleri Birliği, hem mimar ve mühendisler odalarıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıyoruz. Türk Tabipleri Birliği’nin ‘Türk’ ismine hakaret edercesine Türk milletine ve Türkiye Devleti’ne düşmanlık eden, terör örgütlerinin ağzıyla, ‘Türk’ ifadesini kullanan bir çatının altında görev yapması, bu milletin de devletimizin de kabul edeceği bir iş değildir.” dedi ve ekledi:

“O nedenle burada yeni bir düzenleme hazırlığına başlandı. Çalışmamız bittikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kabineye arz edeceğiz. Ondan sonra da parlamentoda Cumhur İttifakı milletvekilleri bunun yasalaşma sürecini takip edecekler.”

Paylaşın

Bozdağ’dan TTB Ve TMMOB Açıklaması: Hazırlık Yapıyoruz

Türk Tabipleri Birliği, mimar ve mühendisler odalarına yönelik düzenlemeye ilişkin çalışmalara başlandığını açıklayan Bakan Bozdağ, bu çalışmaların tamamlanmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ve cumhurbaşkanlığı kabinesine sunulacağını söyledi.

Haber Merkezi / Hukuk ve Değişim Derneği’nin düzenlediği programda konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Hem Türk Tabipleri Birliği, hem mimar ve mühendisler odalarıyla ilgili yeni bir hazırlık yapıyoruz. Türk Tabipleri Birliği’nin ‘Türk’ ismine hakaret edercesine Türk milletine ve Türkiye Devleti’ne düşmanlık eden, terör örgütlerinin ağzıyla, ‘Türk’ ifadesini kullanan bir çatının altında görev yapması, bu milletin de devletimizin de kabul edeceği bir iş değildir.” dedi ve ekledi:

“O nedenle burada yeni bir düzenleme hazırlığına başlandı. Çalışmamız bittikten sonra Sayın Cumhurbaşkanımıza, Kabineye arz edeceğiz. Ondan sonra da parlamentoda Cumhur İttifakı milletvekilleri bunun yasalaşma sürecini takip edecekler.”

Ne olmuştu?

Medya Haber’e konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı ve Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin TSK’nin askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtti ve görüntülere ilişkin bilimsel değerlendirme yapmıştı. Fincancı, görüntülere ilişkin şu ifadeleri kullanmıştı:

“Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz.”

Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Şebnem Korur Fincancı, “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü’nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor,” demişti.

Şebnem Korur Fincancı açıklamalarının ardından Yeni Şafak gazetesi, “TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’dan ihanet dolu sözler: PKK kanalında TSK’ya iftira attı” şeklinde bir haber yayınladı. Sabah gazetesi de “Emekli komutanlar PKK’nın ‘Kimyasal Silah’ iftirasına ateş püskürdü: Şebnem Korur Fincancı hukuk önünde hesap versin!” haberinde emekli generallerin açıklamalarına yer verdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk Tabipleri Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız” açıklamasında bulunmuş; Salı günü meclis grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli de, TTB’nin kapatılmasını ve Şebnem Korur Fincancı’nın vatandaşlıktan çıkarılmasını talep etmişti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlattığını açıkladı: 20.10.2022 tarihinde PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesi kapsamında Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve 5237 yılı Türk Ceza Kanununun 301/2. maddesi kapsamında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlarından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır.

Paylaşın

93 Kuruluş Ve Girişimden Şebnem Korur Fincancı’ya Destek

Türk Tabipleri Birliği (TTB) ve Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın gözaltına alınmasına tepkiler sürüyor… 93 kuruluş ve girişim Fincancı’nın gözaltına alınmasına tepki göstererek, bir açıklama yayınladı.

Haber Merkezi / “Fincancı’ya yönelik saldırıları bütün topluma yönelik bir gözdağı olarak kabul ediyoruz” ifadelerinin yer aldığı açıklamada, “Şebnem Korur Fincancı derhal serbest bırakılsın. TTB’yi yalnız bırakmayacağız, sessiz kalmayacağız” denildi.

Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) yönelik tehditlerin de kabul edilemez olduğu ifade edilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“Anayasaya göre kurulmuş bir meslek örgütü olan Türk Tabipleri Birliği’nin iktidar tarafından hukuk dışı olarak kapatılmakla tehdit edilmesi kabul edilemez.

Uluslararası alanda tanınmış bir uzman olan Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir bilim insanı ve hekim olarak mesleki sorumluluğunun gereğini yerine getirdiği için iktidar tarafından hedefe konması hem bilimsel etiğe hem Anayasal güvence altındaki hak ve özgürlüklere aykırı bir tutumdur.

Sağlığın piyasalaştığı, halkın sağlık hakkını kullanamadığı koşullarda, Türk Tabipleri Birliği’nin hedefe konmak yerine sağlık sisteminde daha fazla söz ve karar sahibi olmasının ülkenin yararına olduğunu düşünüyoruz.

Türk Tabipleri Birliği ve Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’ya yönelik saldırıları bütün topluma yönelik bir gözdağı olarak kabul ediyoruz.

Şebnem Korur Fincancı derhal serbest bırakılsın. TTB’yi yalnız bırakmayacağız, sessiz kalmayacağız.”

İmzacı 93 kuruluş ve girişim:

2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi, 78’liler Girişimi, Adana Kadın Danışma ve Sığınma Evi Derneği (AKDAM), Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekler Federasyonu, Alevi Düşünce Ocağı Derneği, Anadolu Müzik Kültürleri Derneği, Ankara 78’liler Meclisi, Ankara Dayanışma Akademisi, Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği (Adam-Der), Avcılar Emek ve Demokrasi Güçleri, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, Avrupa Alevi Kadınlar Birliği, Avukat Dayanışması, Avukat Hareketi,

Bakırköy Kent Savunması, Birleşik İşçi Hareketi, Bodrum Savunması, Burhaniye Çevre Platformu, Bursa Demokrasi Güçleri (BDG), Çağdaş Hukukçular Derneği, Demokrasi İçin Birlik, Demokrasi İçin Birlik ve Dayanışma Platformu, Demokrasi İçin Hukukçular, Demokratik Alevi Dernekleri (DAD), Devrimci Parti, DİSK Basın İş, DİSK Cam Keramik İş, DİSK Dev-Yapı İş, DİSK Limter İş, Divriği Kültür Derneği, Diyalog Grubu, Doğanın Çocukları, Doğu Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim,

Ege Kent Konseyleri Birliği, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (EĞİTİM SEN), Ekmek ve Gül, Ekoloji Birliği, Ekoloji Birliği Kadın Meclisi, Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi, Eşitlik İzleme Kadın Grubu (Eşitiz), Ev Eksenli Çalışanlar Sendikası, Fethiye Kadın Danışma ve Dayanışma Derneği, Günebakan Kadın Derneği, Güngören Demokrasi Platformu, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı, Halkevleri, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği,

İlmisimya, İnsan Hakları Derneği, İskenderun Kadın Platformu, İşçi Emekçi Birliği, İzmir Devrimci 78’liler Derneği, İzmir Tiyatroları Derneği, Jineps Gazetesi, Kadın Kültür Sanat Edebiyat Derneği (KASED), Kadın Meclisleri, Kadınlar Birlikte Güçlü, Kaldıraç, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Karadeniz İsyandadır Platformu, Katılımcı Avukatlar, Kırkyama Kadın Dayanışması, Konak Kent Konseyi, Kuşadası Çevre Platformu, Marmaris Ekolojik Mücadele Komitesi, Mor Dayanışma, Muğla Çevre Platformu, Muğla Kadın Dayanışma ve Danışma Derneği,  Mustafa Suphi Kültür Merkezi,

Öğrenci Dayanışması, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Sosyal Araştırmalar Vakfı (SAV), Sosyal Hukuk, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP), Türkiye Esnaf Platformu, Türkiye İşçi Partisi (TİP), Van Kadın Platformu, Yaşam ve Dayanışma Yolcuları, Yeryüzü Ekoloji Kolektifi, Yeşil Direniş Ekoloji ve Yaşam Gazetesi, Yeşil Sol Parti, Yeşil Yaşam İnisiyatifi, Yurttaş Girişimi, Yurttaşlık Derneği.

Paylaşın

TTB Ve Şebnem Korur Fincancı Neden İktidarın Hedefinde?

TTB’nin son yıllarda neden iktidarın hedefi olduğuna ilişkin soruya insan hakları hukukçusu avukat Kerem Altıparmak, “Bu iktidarın stratejisi, hegomonik bir yönetim tarzı. Sadece devlet kurumlarını değil, sivil ve kamu kurumu niteliğindeki bütün kuruluşlarında iktidarını ele geçirme amacını şey yapıyor. İktidarın mevcut koşullarda, olağan seçimlerde o kurumların yönetimini ele geçirmesi mümkün olmuyor” dedi ve ekledi:

“Bu tür açıklamalar ile bu bir fırsata çevriliyor ve buradan yola çıkarak, ‘yasa değiştirelim, zayıflatalım, bölelim’ deniyor ve böylece sendikalarda yapıldığı gibi şeylere meslek örgütlerini bir şeklide kontrol altına alma niyeti var. Bunun için meselenin Şebnem Korur Fincancı’nın açıklamasını ve onun şahsını aşan bir yönü de var. Bu meslek örgütlerini bir şekilde zapturapt altına almanın bir aracı haline gelecek.”

Son yıllarda iktidar temsilcilerinin sık sık hedef aldığı Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın 26 Ekim sabahı gözaltına alınması tepkilere neden oldu. İnsan Hakları Hukukçusu Kerem Altıparmak’a göre iktidarın meslek örgütlerini kontrol altına almayı amaçlıyor. Altıparmak, Fincancı’nın açıklamasının şiddet içermediği ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu vurguladı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, TSK’nın Kuzey Irak’ta düzenlediği askeri operasyonlar sırasında PKK üyelerine yönelik “kimyasal silah kullanıldığını” savunarak bunun araştırılmasını isteyen Fincancı hakkında 20 Ekim’de soruşturma başlatmıştı.

Ancak başsavcılık, ifadeye davet etmek yerine özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin tepkisinin ardından gözaltı işlemi uyguladı. Oysa TTB’nin avukatları, 21 Ekim’de savcılığa giderek Fincancı’nın ifade vermeye hazır olduğunu bildirdi.

TTB’nin hükümetin tepkisine neden olan eleştirileri

TTB, 23 Ocak 1953 yılında kabul edilen 6023 sayılı kanunla kurulmuş bir meslek örgütü. Yasada, temel görevi de “Türk Tabipleri Birliği; tabipler arasında mesleki deontolojiyi ve dayanışmayı korumak ve meslek mensuplarının hak ve yararlarını korumak amacıyla kurulmuş kamu kurumu niteliğinde mesleki bir kuruluştur” şeklinde tanımlanıyor. Serbest çalışan doktorlar TTB’ye üye olarak mesleklerini yapabiliyor.

Muhalif bir çizgiye sahip olan TTB, özellikle son yıllarda AKP iktidarının sağlık politikalarına yönelik eleştirileriyle dikkati çekiyordu. Özellikle TTB’nin iktidarın “kamu-özel sektör işbirliği” modeliyle yaptığı ve işletmesi özel şirketlerde olan şehir hastanelerine itiraz ediyor.

Aynı zamanda koronavirüs pandemisi sırasında yeterli önlem alınmadığı gerekçesiyle de Sağlık Bakanlığı’nı eleştiriler yöneltilmişti. Ayrıca TTB, doktorların özlük hakları ile ilgili de birçok iş bırakma eylemine imza attı.

Zeytin Dalı açıklamasından yargılandılar

Dönemin TTB Merkez Konseyi üyeleri, 2018’de TSK tarafından Afrin’e yapılan “Zeytin Dalı” operasyonuna karşı “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” bildirisi yayımlamıştı. Bu nedenle TTB Merkez Konseyi üyeleri 4 ile 7 gün orasında gözaltında kalmıştı.

Savcılık, TTB Merkez Konseyi üyeleri hakkında “terör örgütü propagandası yapmak ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiasıyla dava da açmıştı. Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi, 11 hekime halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme suçundan 1 yıl 8 ay hapis cezası vermişti. Ancak Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, mahkûmiyet kararlarını bozarak 10 kişinin beraatine hükmetmişti. Kararın gerekçesinde bildirinin içeriği rahatsız edici olsa da şiddet içermediği ve şiddet kışkırtıcılığı yapılmadığı vurgulanmıştı.

Erdoğan, son olarak “kimyasal silah” açıklaması nedeniyle TTB’nin adındaki “Türk” ibaresinin yasa değişikliği yaparak çıkaracakları mesajı vermişti.

“Hakikate ceza hukukun sopası ile ulaşılmaz”

Peki, hukukçular yaşananlara ne diyor?

İnsan hakları hukukçusu avukat Kerem Altıparmak, Fincancı’nın kimyasal silah kullanıldığı iddialarını içeren sözlerinin ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söyledi. Açıklamada herhangi bir şiddet çağrısı olmadığına işaret eden Altıparmak, DW Türkçe’den Alican Uludağ’a şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bir iddiaya cevap verebiliyorsanız, o ceza hukukunun konusu olamaz. Bir kişinin yanlış söylediği iddiasındaysanız, siz de çıkar doğrusunu söylersiniz, belgelersiniz, bilgilendirirsiniz. Ama hakikate ceza hukukun sopası ile ulaşılmaz. Hakikate konuşarak, tartışarak, karşılıklı fikirler çürütülerek ulaşılıyor. İstendiği kadar demokrasi olduğu söylensin, bir kişi devletin bir kurumunu eleştirdiği için kendisi ifade edeye gelebilecekken gidip zorla Ankara’ya getiriliyorsa ifade özgürlüğü yoktur.”

“Bahçeli’nin açıklamasından sonra gözaltı yargıya müdahale”

Altıparmak, gözaltı kararının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MHP lideri Bahçeli’nin açıklamalarından sonra gelmesini de eleştirdi. AİHM’in Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’ın başvurularında Türkiye aleyhinde verdiği siyasi tutuklama kararının bir dayanağının da siyasilerin açıklamaları olduğuna işaret eden Altıparmak, şöyle devam etti:

“Bu her iki kararda da AİHM’İ bu sonuca götüren şey, Cumhurbaşkanının o kişilerle ilgili yaptığı konuşmalarla yargı makamları kararları arasında korelasyon görmesiydi. Burada da bu karşımıza çıkıyor. Tesadüf değil yani. Devlet Bahçeli vatandaşlıktan çıkarılsın diyor Bir gün sonra o kişi gözaltına alınıp belki de tutuklanma riskiyle karşı karşıya kalacak. Bu açık şekilde yargıya müdahale niteliği taşıyor.”

“Amaç TTB’yi kontrol altına almak”

Altıparmak, TTB’nin son yıllarda neden iktidarın hedefi olduğuna ilişkin soruya ise şu yanıtı verdi:

“Bu iktidarın stratejisi, hegomonik bir yönetim tarzı. Sadece devlet kurumlarını değil, sivil ve kamu kurumu niteliğindeki bütün kuruluşlarında iktidarını ele geçirme amacını şey yapıyor. İktidarın mevcut koşullarda, olağan seçimlerde o kurumların yönetimini ele geçirmesi mümkün olmuyor. Bu tür açıklamalar ile bu bir fırsata çevriliyor ve buradan yola çıkarak, ‘yasa değiştirelim, zayıflatalım, bölelim’ deniyor ve böylece sendikalarda yapıldığı gibi şeylere meslek örgütlerini bir şeklide kontrol altına alma niyeti var. Bunun için meselenin Şebnem Korur Fincancı’nın açıklamasını ve onun şahsını aşan bir yönü de var. Bu meslek örgütlerini bir şekilde zapturapt altına almanın bir aracı haline gelecek.”

Şebnem Korur Fincancı kimdir?

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Şebnem Korur Fincancı, 2009 ile 2020 yılları arasında Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Başkanlığı yaptı. Aynı zamanda Adli Tıp uzmanı olan Fincancı, 1990’lı yıllar başta olmak üzere işkence ve kötü muamele vakalarına karşı mücadele etti, raporlar verdi.

1997’de İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı olan Fincancı, verdiği raporlar nedeniyle 2004’te Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alındı. 2016’da Özgür Gündem gazetesinin “nöbetçi genel yayın yönetmenliği”ni yapma eylemi nedeniyle 20 gün tutuklu kaldı.

Barış akademisyenlerinin “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisine imza attığı gerekçesiyle “terör örgütü propagandası” yapmak suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası aldı. Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararından sonra yeniden görülen davada beraat etti. 2019 yılında İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki görevinden zorunlu olarak emekli oldu. 2020 yılında TTB Merkez Konseyi Başkanlığı’na seçildi.

Paylaşın

TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı Gözaltına Alındı

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, İstanbul’da gözaltında alındı. Gözaltına alınan Şebnem Korur Fincancı önce Kadıköy’deki İskele Polis Merkezine götürüldü, hakkındaki soruşturma kapsamında Ankara’ya götürülecek.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığından konuyla ilgili yapılan açıklamada, Şebnem Korur Fincancı’nın, 20 Ekim’de “PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Terör Suçları Soruşturma Bürosunca başlatılan soruşturma kapsamında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2 maddesi gereğince ‘terör örgütü propagandası yapmak’ suçundan gözaltına alındığı” belirtildi.

Savcılık ayrıca, Şebnem Korur Fincancı’nın, TTB Merkez Konseyi Başkanlığı görevine son verilmesi ve yeni başkan seçilmesi yönünde karar alınmasını mahkemeden talep etti:

“Cumhuriyet başsavcılığımızca adı geçen şüphelinin halen devam ettirdiği Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı görevine, 6023 sayılı Türk Tabipleri Birliği Kanunu’nun ‘Amaçları dışında faaliyet gösteren Türk Tabipleri Birliğinin merkez ve tabip odalarındaki sorumlu organlarının görevlerine son verilmesine ve yerlerine yenilerinin seçilmesine, Sağlık Bakanlığının veya bulundukları yer Cumhuriyet başsavcılığının istemi üzerine’ şeklindeki Ek 2. maddesinin 2. fıkrası gereğince son verilmesine, aynı maddenin 3. fıkrasında düzenlenen usulle yerine yeni merkez konseyi başkanı seçilmesine karar verilmesi için nöbetçi asliye hukuk mahkemesi nezdinde talepte bulunulmuştur.”

TTB’den açıklama

TTB’nin Twitter hesabından yapılan açıklamada, “Bir süredir yürütülen linç kampanyasının ardından bugün gözaltına alınan hocamız Dr. Şebnem Korur Fincancı’ya  yapılanları asla kabul etmiyoruz. Hocamıza ve örgütümüze sahip çıkarak mücadelemizi sürdüreceğiz!” ifadeleri kullanıldı:

Ne olmuştu?

Medya Haber’e konuşan Adli Tıp Uzmanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, TSK’nın askeri operasyonlarda kimyasal silah kullandığı iddialarına ilişkin görüntüleri incelediğini belirtti: Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik-zehirli kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da çatışmalarda kullanıldığını görüyoruz.

Bağımsız heyetlerin bölgede inceleme yapmasının uluslararası sözleşmeler gereği zorunlu olduğunu belirten Şebnem Korur Fincancı, “Uluslararası sözleşmelerin uygulanması ve kimyasal silahların kullanımını yasaklayan Cenevre Sözleşmesi kapsamında böyle bir iddia ortaya çıktığında nasıl bir araştırma yapılacağı da Minnesota Protokolü’nün ilkelerinin ele alınması gerekiyor,” dedi.

Fincancı açıklamalarının ardından Yeni Şafak gazetesi, “TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı’dan ihanet dolu sözler: PKK kanalında TSK’ya iftira attı” şeklinde bir haber yayınladı. Sabah gazetesi de “Emekli komutanlar PKK’nın ‘Kimyasal Silah’ iftirasına ateş püskürdü: Şebnem Korur Fincancı hukuk önünde hesap versin!” haberinde emekli generallerin açıklamalarına yer verdi.

Erdoğan ve Bahçeli’nin ağır eleştirileri

TTB Başkanı Korur Fincancı, Türk ordusunun Irak’ın kuzeyindeki operasyonlarında kimyasal silah kullandığına dair iddialar olduğunu ve bunların araştırılması gerektiğini ifade etmişti. Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk Tabipleri Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Hem bu kişiyle, hem bu kurumla ilgili adımlar atılacak. Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta olmak üzere meslek örgütlerinde yeni yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatı verdik. Gerekirse yasal düzenlemeyle bu ismin değişmesini sağlayacağız” açıklamasında bulunmuş; Salı günü meclis grup toplantısında konuşan MHP Genel Başkanı Bahçeli de, TTB’nin kapatılmasını ve Şebnem Korur Fincancı’nın vatandaşlıktan çıkarılmasını talep etmişti.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında soruşturma başlattığını açıkladı: 20.10.2022 tarihinde PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7/2 maddesi kapsamında Terör Örgütü Propagandası Yapmak ve 5237 yılı Türk Ceza Kanununun 301/2. maddesi kapsamında Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçlarından, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığımızca soruşturma başlatılmıştır.

Şebnem Korur Fincancı hakkında

TTB Merkez Konsey Başkanı. Adli Tıp Uzmanı, Prof. Dr., Barış Akademisyeni.

1959, İstanbul doğumlu. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzmanlığını Adli Tıp alanında yaptı.

TTB’nin 72. Büyük Kongresi’nde Etkin Demokratik TTB Grubunun seçimi kazanmasıyla TTB Merkez Konsey Başkanı seçildi. (16 Kasım 2020)

Türkiye İnsan Hakları Vakfı Genel Başkanı (11 Nisan 2009- 16 Kasım 2020)

İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndaki görevinden zorunlu emekli oldu (2019).

Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma amacıyla başlatılan “Bir günlük nöbetçi genel yayın yönetmenliği” kampanyasına katıldığı için “terör örgütü propagandası yapmak” suçlaması ile tutuklandı (20 Haziran 2016).

Adli Tıp Uzmanları Derneği’nin kurucu üyelerinden (1992).

İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanı oldu (1997).

Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı’ndan alındı (2004), İdare Mahkemesi ve YÖK kararı ile göreve iade edildi (2005).

Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulu Başkanlığı görevinden birkaç kez uzaklaştırıldı, kazandığı davalarla göreve geri döndü.

Aldığı ödüller

  • IRCT Bent Sorensen Grant (1997)
  • İstanbul Üniversitesi Uluslararası Bilime Katkı Belgesi (1999)
  • İstanbul Tabip Odası Sevinç Özgüner İnsan Hakları, Barış ve Demokrasi Ödülü (2000)
  • Diyarbakır Tabip Odası Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü (2000)
  • Açık Sayfa Barış, Demokrasi ve Hukuka Katkı Ödülü (2000)
  • International People’s Lawyers Eminent Person Grant (2000)
  • BEKSAV Ödülü (2001)
  • Lider Kadınlar Ödülü (2014)
  • Hrant Dink Ödülü (2014)
Paylaşın

TTB’den Şebnem Korur Fincancı’ya Destek

Türk Tabipleri Birliği (TTB), Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kimyasal silah kullandığına ilişkin iddialar için araştırılması gerektiğini ifade etmesinin ardından hedef alınması üzerine açıklama yaptı. 

“Her türlü manipülasyon koşullarında hakikat arayışı değerlidir” başlığıyla TTB Yüksek Onur Kurulu tarafından yapılan açıklamada, “Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanı Dr. Şebnem Korur Fincancı’nın bir yayın organında yaptığı değerlendirme sonrasında hedef haline getirilerek itibarsızlaştırılmaya çalışıldığını üzülerek görmekteyiz. Toplumsal belleğimizde bu tür linç süreçlerinin acı sonuçları tüm ağırlığıyla kayıtlıdır” denildi.

Şebnem Korur Fincancı’nın iddialara ilişkin uzman görüşünü dile getirdiği kaydedilen açıklamada, “Kurum, kuruluş hedef göstermemiştir. Olgu ve olayların uluslararası sözleşmelere uygun bağımsız, bilimsel bir soruşturma süreci ile açığa kavuşturulması gereğini vurgulamıştır” ifadeleri kullanıldı.

‘İlgili yayın organının sorumsuz yayıncılık anlayışını açıkça kınıyoruz’

İddialara ilişkin konuşmanın yer aldığı Medya Haber’in kınandığı açıklamada, “Açıklamanın Medya Haber kanalı tarafından basın meslek ilkeleri ve etik yükümlülüklerine aykırı bir tutumla araçsal, manipülatif tarzda yayımlanmış olduğunu da yayını takiben yaşanan tartışmalar ekseninde farklı mecralarda defaten beyan etmiştir. İlgili yayın organının sorumsuz yayıncılık anlayışını açıkça kınıyoruz” vurgusu yer aldı.

Toplumsal barış konusundaki kaygının da dile getirildiği açıklamada kamuoyuna çağrı yapılarak, “Hekimliğin varoluşsal değerleri, etik ilke ve uluslararası sözleşmelerle belirlenmiş sorumlulukları açıkça insandan, yaşamdan ve hakikat arayışından yanadır. Bu sorumlulukla her zaman olduğu şekilde her türlü silahın, şiddetin karşısında yer almayı sürdüreceğiz. Toplumsal barışın zedelenmesinden kaygılıyız. Bu konuda tüm kamuoyunu duyarlı davranmaya davet ediyoruz” sözleri kullanıldı.

TTB Başkanı Fincancı hakkında “terör örgütü propagandası” iddiasıyla soruşturma başlatılırken, Fincancı hedef gösterilmesine gerekçe yapılan sözleri için daha sonra yaptığı açıklamada, “Haberin veriliş biçimine eleştirim var, sorumsuz bir habercilik yapıldı. Yayınlanan görüntülerde, kasılmaları ve istemsiz hareketleri olan insanlar görülüyor ve kimyasal silah kullanıldığı iddia ediliyor. Ben, katıldığım yayında bu istemsiz hareketlerin sinir sistemini tutan bir kimyasalın etkisiyle olabileceğini belirttim ve bir kimyasal kullanıldığı iddiası varsa da bununla ilgili etkili bir soruşturma yapılması gerektiğini ifade ettim” demişti.

Paylaşın

Erdoğan, TTB’yi Hedef Aldı: İsminin Değiştirilmesini Sağlayacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, son olarak kimyasal silah iddiaları konusundaki tartışmayla gündeme gelen Türk Tabipleri Birliğini (TTB) ve Başkanı Şebnem Korur Fincancı’yı hedef aldı.

“Bakanlarımıza, Tabipler Birliği başta, meslek örgütlerinde yeni bir yapıya geçilmesine yönelik mevzuat çalışmalarının hızlandırılması talimatını verdim. Tabipler Birliği Başkanı ile ilgili yargı harekete geçmiştir. Bu ismin (Türk Tabipleri Birliği) gerekirse yasal düzenlemeyle değiştirilmesini sağlayacağız” diyen Erdoğan, Fincancı ile ilgili olarak da “Böyle bir şahsın, adı Türk’le başlayan kurumun başında olmasının milletimizin tüm fertlerini rahatsız ettiğine inanıyorum” ifadesini kullandı.

Bozdağ: Böyle bir başkanı taşımak zorunda değiller

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da TRT Haber’e yaptığı açıklamalarda konuya değinerek benzer mesajlar vermişti. Bozdağ, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturmanın sürdüğüne işaret ederek “O yargı konusu bizim işimiz değil. Yargı kendi mecrasında işleyecek. Ama ondan bağımsız olarak söylüyorum: Türk Tabipler Birliği’nin üyesi olan hekimlerimizin hepsine sesleniyorum, odalara sesleniyorum böyle bir başkanı taşımak zorunda değiller. Milletine düşman, devletine düşman, terör örgütüne hayran birisiyle Türk Tabipler Birliği’nin anılmasını doğru görmem” ifadelerini kullanmıştı.

Fincancı ne demişti?

Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) Kuzey Irak’ta PKK’ya karşı kimyasal silah kullandığı iddialarıyla ilgili geçen hafta bir televizyon kanalına konuşan TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı, iddiaya konu olan görüntüleri izlediğini ve incelediğini belirterek “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki bu yasaklanmış silahların çatışmalarda kullanıldığını da görüyoruz” demişti.

Uluslararası sözleşmeler kapsamında bölgede bağımsız heyetlerce inceleme yapılması gerektiğini ifade eden Fincancı, “Burada önemli olan, bu tür silahları kullanan devletlerin sorumlu kılınması adına etkili bir soruşturmanın yürütülmesi, bu etkili soruşturmada da bağımsız heyetlerin görev alması olmalı” ifadelerini kullanmıştı.

Fincancı’nın bu ifadeleri sonrasında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılama’ suçlarından soruşturma başlatmıştı.

Paylaşın

TTB Başkanı Fincancı’ya ‘Terör’ Soruşturması

PKK’ya yönelik operasyonlarda kimyasal silah kullanıldığına dair görüntüler üzerine tıbbi değerlendirme yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında hakkında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılamak’ suçlarından soruşturma başlatıldı.

Haber Merkezi / Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan yapılan açıklamaya göre; TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı hakkında, bugün PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamalar nedeniyle, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 7/2’nci maddesi kapsamında ‘terör örgütü propagandası yapmak’ ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 301/2’nci maddesi kapsamında ‘Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni, devletin kurum ve organlarını aşağılamak’ suçlarından soruşturma başlatıldı.

Şebnem Korur Fincancı ne dedi?

Fincancı, Medya Haber’de, sosyal medyadaki görüntüleri izlediğini ve incelediğini belirterek, “Belli ki sinir sistemini doğrudan tutan toksik gazlardan, zehirli gazlardan, kimyasal gazlardan biri kullanılmış durumda. Tabii çok çeşitli kimyasal silahlar var. Her ne kadar kullanılması yasak olsa da ne yazık ki bu yasaklanmış silahların çatışmalarda kullanıldığını da görüyoruz” dedi.

Uluslararası sözleşmeler kapsamında bölgede bağımsız heyetlerce inceleme yapılması gerektiğini ifade eden Fincancı, şunları söyledi:  “Burada önemli olan, bu tür silahları kullanan devletlerin sorumlu kılınması adına etkili bir soruşturmanın yürütülmesi, bu etkili soruşturmada da bağımsız heyetlerin görev alması olmalı.”

Ne olmuştu?

PKK’ya bağlı Halk Savunma Merkezi (HSM) Karargah Komutanlığı yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Kuzey Irak’ta Şubat 2021’de Gare’den başlayarak Zap, Avaşin ve Metina bölgelerinde düzenlediği operasyonlarda “uluslararası düzeyde yasaklanmış bombalar ve zehirli gazlar üreten kimyasal silahlar” kullandığını iddia etti. Açıklamada, TSK’nın 2021 yılı boyunca 367 kez “yasaklı bomba” ve “kimyasal silah” kullandığı; saldırılarda 46 PKK’lının öldüğü öne sürüldü.

Paylaşın