Goldman Sachs’tan Dikkat Çeken Dolar Tahmini Ve Mehmet Şimşek Yorumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeni ekibini açıklamasının ardından yayınlanan Goldman Sachs’ın bir notunda, “Mehmet Şimşek’in yeni hazine ve maliye bakanı olarak seçilmesinin para politikasının daha ortodoks bir yöne kayma olasılığını artırdığına inanıyoruz” denildi.

Goldman Sachs, dolar/TL tahminini de yeni dönem ışığında revize etti. Dolar TL tahmini 12 ay sonrası için 22 liradan 28 liraya yükseldi.

Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs, yeni kabinenin ardından dolar/TL kuru tahminini güncelledi. Banka uzmanlarına göre, Mehmet Şimşek’in kabineye atanması yeni seçilen hükümetin daha ortodoks ekonomi politikalarına döneceğinin sinyalini verdi.

Reuters’ta yer alan habere göre, Erdoğan’ın yeni ekibini açıklamasının ardından yayınlanan bir Goldman Sachs notunda, “Mehmet Şimşek’in yeni hazine ve maliye bakanı olarak seçilmesinin para politikasının daha ortodoks bir yöne kayma olasılığını artırdığına inanıyoruz” denildi.

Banka, dolar/TL tahminini de yeni dönem ışığında revize etti. Dolar TL tahmini 12 ay sonrası için 22 liradan 28 liraya yükseldi.

Goldman Sachs

Çokuluslu bir ABD yatırım bankasıolan Goldman Sachs, kurumsal müşterilere yatırım bankacılığı, finansal danışmanlık, finansal yönetim, vb. finansal servisler sunar. 1869 yılında kurulan şirketin merkezi New York’tadır.

Goldman Sachs, gelir açısından dünyanın en büyük bankalarından biri ve toplam gelir açısından Amerika Birleşik Devletleri’nin en büyük şirketlerinin yer aldığı Fortune 500 listesinde 57. sıradadır.

2005 yılında Goldman Sachs, Çin, Hindistan, Rusya ve Brezilya’nın 2010 yılına kadar ekonomik kalkınma yolunda olacağını ve en yüksek ekonomik büyüme oranına sahip olacağını öngördü, daha sonra tahminin doğru olduğu ortaya çıktı ve bu da bankanın itibarını arttırdı.

Ayrıca bu bankaya göre bazı ülkeler 2015 ile 2025 yılları arasında en yüksek ekonomik büyüme oranına sahip olabilir ve yatırımcıları ülkelerine çekebilir. Bu ülkelerin bazısı: Meksika, Endonezya, Türkiye, Vietnam, Mısır, Filipinler ve Nijerya.

Paylaşın

Dolar, Bir Kez Daha Rekor Kırdı

28 Mayıs yapılan ve Erdoğan’ın kazandığı Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimlerinin ardından tarihi zirvesini gören dolar, Haziran’ın ilk gününe de rekorla başladı. TL’nin değer kaybı artarken, dolar, 20,95 TL seviyesine kadar çıktı.

Benzer bir rekor 22,66 seviyesine gelen Euro/TL’de de kırıldı.

Dolar/TL paritesi gece saatlerinde kısa süreli olarak 22.95 seviyesine yükseldikten sonra 20.7550 seviyesinde işlem görüyor. Yatırımcılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumartesi gününe kadar açıklaması beklenen yeni kabineyi takip ediyor.

Reuters’ın dün yer alan haberine göre, eski Maliye Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in kabinede yer almasının neredeyse kesin olduğu belirtiliyor. Ancak yetkililer, Erdoğan’ın Şimşek için cumhurbaşkanlığı yardımcılığı görevini düşündüğünü, ancak Şimşek’in doğrudan icraat yapmayı tercih ettiği için Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanabileceğini ifade ediyor.

Şimşek’in kabinede olması, hükümetin ekonomi politikalarında köklü değişiklikler getirebileceği anlamına geleceği için yakından izleniyor. Özellikle merkez bankası politikaları ve ekonomi yönetiminin izlediği stratejide değişikliklerin görülmesi bekleniyor.

Sözcü’nün aktardığına göre Generali Investments’ın kıdemli gelişmekte olan piyasalar stratejisti Guillaume Tresca, Şimşek’in kabinede yer alması durumunda yabancı yatırımcılardan olumlu bir tepki alınabileceğini ancak daha önce değişiklik beklentilerinin oluştuğu ancak gerçekleşmediği göz önüne alınması gerektiğini belirtiyor. Tresca, politikalarda gerçek bir değişiklik görmek için merkez bankası ve ekonominin izlediği stratejide değişikliklerin olması gerektiğini vurguluyor.

Dolar/TL paritesi dün gece 22.95 seviyesine yükselmesinin ardından geri çekilerek güne 20.7550 seviyesinden başladı. Ancak seçimlerin ilk turuna göre TL’nin dolar karşısında yaklaşık yüzde 5.4 değer kaybettiği görülüyor. TL, depremden bugüne kadar yüzde 9.3, yıl başından bu yana ise yüzde 9.8 kayıp yaşadı. Son beş yılda TL’nin kaybı ise yüzde 80’i aştı.

Serbest piyasada doların alış fiyatı 20.7730 TL, satış fiyatı ise 20.7750 TL olarak belirlendi. Euro’nun alış fiyatı ise 22.1810 TL, satış fiyatı ise 22.1830 TL olarak kaydedildi.

Paylaşın

Dolar, Seçim Sonrası Nasıl Bir Seyir İzleyecek?

Türk lirası seçimin ardından ikinci güne de değer kaybıyla başladı. Günün ilk saatlerinde hızla yükselerek 20,26’yı gören dolar 10.20 civarında tekrar yükselerek 20,35’e ulaştı. Öte yandan, euro 21,91, sterlin ise 25,13 seviyesini test etti.

BBC Türkçe’den Özge Özdemir’e konuşan uzmanlarının Dolar/TL kuruna ilişkin geleceğe yönelik tahminleri şöyle;

Analist Beste Naz Süllü, 17 kez seçim kazandığını hatırlattığı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın izleyeceği ekonomi politikalarını tahmin etmenin zor olmadığını söylüyor.

Süllü, TL’nin değer kazanmasına yönelik politikaların izlenmediğini vurgulayarak, “Kurun bu saatten sonra düşmesini kimse beklemiyor” diyor.

Piyasada genel kanı, Dolar/TL’nin suni şekilde 20 seviyesinde tutulduğu, kurun aslında daha da yüksek olması gerektiği yönünde.

Bank of America, kurda adil seviyesinin 24 olduğu görüşünde. Çok sayıda yabancı kurum da kurun 24-25 seviyesinde olmasını bekliyor.

‘Yaz aylarında döviz dengelenebilir’

Global Securities Araştırma Grubu Direktörü Serdar Pazı, Türkiye’de bir dış finansman ihtiyacı olduğunu ancak yaz aylarının gelmesi ve turizmin canlanmasıyla beraber bir dengelenme olabileceğini düşünüyor.

“Yaz aylarında döviz akımı ve döviz talebi birbirini dengeleyebilir” diyen Pazı, seçimlerden önce ciddi bir şekilde arası açılan bankalar arası ve Kapalıçarşı kur makasının da daralacağı görüşünde.

Bankalara getirilen kurallar yüzünden insanların fiziki dolara talebinin artmasıyla, Kapalıçarşı başta olmak üzere döviz bürolarının sağladığı kur ve bankalarda işlem görülen kur arasındaki makas hayli artmıştı.

Pazı, bunda seçim belirsizliğinin azalmasının da bir rol oynayabileceğini vurguluyor.

‘Yeni anlaşmalar gelebilir’

Merkez Bankası’nın rezervleri, kurun ateşinin alınması ve kur ataklarına karşı korunmak için en önemli araçlardan biri.

Peki Merkez Bankası’nın rezervlerinde görülen erimenin etkileri ne olur ve bunun için ne yapılması gerekir?

Yaz aylarının bir rahatlama sağlayabileceğini açıklayan Serdar Pazı, yeni anlaşmaların da gelebileceğini aktarıyor:

“Şu ana kadar çok alışık olmadığımız ölçüde swap anlaşmalarıyla, Körfez ülkelerinden, Çin’den, Azerbaycan’dan ve o ülkelerin merkez bankalarından gelen mevduat ile döviz rezervinde bir tür rahatlama görüldü.

Ancak dış ticaret tarafında ithalat daha hızlı artıyor. Bunun bir şekilde finanse edilmesi gerekiyor, yeni anlaşmaların gelmesi olasılığı fazla.”

‘Sermaye kontrolleri genişletilebilir’

Kurun bundan sonraki seyrinde, yeni kabinede yer alacak isimler ve yeni ekonomi politikası önemli rol oynayacak.

Piyasaların talebi, ortodoks iktisadi politikalara dönülmesi yönünde. Ancak yeni kabinenin düşük faiz politikasından vazgeçip vazgeçmeyeceği bilinmiyor.

Analist Beste Naz Süllü, “Benim beklentim doların 23,80 seviyesinde durması ve buralarda bir denge arayışı olması yönünde. Bu şekilde hesaplamamın da nedeni; beklenen enflasyon, Merkez Bankası’nın eksi rezervleri, cari açığın finansmanı ve seçim ekonomisinden geçen ekonominin sıcak para ihtiyacından dolayı” diyor.

Beste Naz Süllü, Merkez Bankası ve piyasalardaki kur arasındaki makasın açılmasını bekliyor, bunu da Erdoğan’ın zafer konuşmasında bu zamana kadar izlenen politikalardan dönüş olmayacağı sinyalini vermesine bağlıyor.

Süllü, “Kredilerdeki tıkanıklık bizdeki büyümeyi etkileyecek ancak anladığımız kadarıyla kamusal anlamda bir büyüme yaratacak. Enflasyon reçetesi konusunda sermaye kontrollerinin genişletilmesi beklenebilir.

Kurdaki yükselişin faturası politikalara değil de hanehalkı ve kuruluşlara fatura edilebilir. Bu da dövize ulaşmayı daha da zorlaştırabilir” yorumunda bulunuyor.

Kur, seçim belirsizliğinin hakim olduğu dönemde 20’nin üzerine çıkarak rekor tazelemişti.

Merkez Bankası’nın piyasaya müdahale ederek kuru dengede tutmaya çalıştığı için rezervlerini satması ise uzun zamandır gündemdeydi.

Hatta Merkez Bankası’nın net uluslararası rezervleri bir önceki hafta 21 yıl sonra ilk defa sıfırın altına inerek eksi 1,5 milyar dolar oldu.

Paylaşın

Morgan Stanley’den “Dolar Kısa Sürede 26 Liraya Ulaşabilir” Tahmini

Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim sonuçlarının belli olmasının ardından ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, doların beklenenden daha kısa sürede 26 seviyesine ulaşabileceğini ve yıl sonuna kadar 28’e yaklaşabileceği tahmininde bulundu.

Dolar kuru tahminini güncelleyen banka, Erdoğan’ın düşük faiz politikasına bağlı kalmaya devam etmesi halinde Türk Lirası’nın Dolar karşısında yüzde 29 değer kaybetmesi riski olduğunu bildirdi.

Ekonomim’de yer alan habere göre, aralarında Hande Küçük ve Alina Slyusarchuk’un da bulunduğu Morgan Stanley analistleri, dün hazırladıkları bir notta dolar/TL’nin beklenenden daha kısa sürede 26 seviyesine ulaşabileceğini ve yıl sonuna kadar 28’e yaklaşabileceğini yazdı.

Yatırımcı notunda, “Türkiye’nin yüksek dış finansman ihtiyaçları, makro risklerin devam etmesine neden olacak. Mevcut makro politika çerçevesi değişmedikçe, küresel şoklara (emtia fiyatları, Fed) ve bölgesel ortaklardan gelen döviz girişlerinin kullanılabilirliğine karşı artan bir hassasiyetle karşı karşıya kalınacak” denildi.

Haftanın ilk işlem gününde dolar/TL kuru 20.08’i, euro/TL kuru ise 21.54’ü gördü. Dolar, 10.43 itibarıyla 20.06 düzeyinde seyrediyor.

Seçimden önceki geçen haftada ABD Doları Türk Lirası karşısında en yüksek seviyesini görmüştü. Kur haftayı 19,96 TL’ den kapatmıştı. Serbest piyasada ise dolar geçen hafta 20,47 TL’yi geçmişti. TL, dolar karşısında son bir yılda yüzde 6,4 değer kaybetti.

TL, dolar karşısında son bir yılda yüzde 6,4 değer kaybetti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) net döviz rezervleri ise 2002’den bu yana ilk kez eksi bölgeye düşerek, 19 Mayıs’ta eksi 151,3 milyon dolar olmuştu.

Erdoğan’ın seçim sonrasında yaptığı konuşmasının önemli konu başlıklarından birisi de ekonomi oldu. Enflasyonu düşürme sözü veren Erdoğan, düşük faiz stratejisinden de bir kez daha övgüyle bahsetti.

Teneo danışmanlık firmasının eş başkanı Wolfango Piccoli, Reuters’a yaptığı değerlendirmede, “Erdoğan’ın açık bir ekonomik ortodoks yaklaşımı benimseme olasılığı düşük,” dedi.

Piccoli, Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler öncesinde Erdoğan’ın mevcut heterodoks yaklaşımına zaman kazanmak amacıyla bazı ayarlamalar yapabileceğini ifade etti.

BlueBay Asset Management’dan Tim Ash de, mevcut ekonomik modelin “sürdürülemez” olduğunu savundu.

‘Daha hızlı ancak kontrollü yükselişler olabilir’

İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya, ekonomim.com için yaptığı analizinde, “Seçim sonucunun yarattığı olumlu hava uzun sürmeyebilir” dedi.

Yalçınkaya, “20 TL sınırında hareket eden DolarTL’nin önümüzdeki günlerde yükselen eğilimde hareketine devam etmesini beklemekteyim. Kurda ani zıplamalar yerine daha hızlı ancak yine kontrollü yükselişlerin olabileceğini düşünmekteyim” ifadelerini kullandı.

Avrupa ve ABD’de birçok piyasanın tatilde olması nedeniyle Pazartesi günkü işlemlerin sönük olması bekleniyor.

Paylaşın

Dolar, 20.08’i, Euro 21.54’ü TL’yi Gördü

Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçim sonuçlarının belli olmasının ardından haftanın ilk işlem gününde dolar/TL kuru 20.08’i, euro/TL kuru ise 21.54’ü gördü. Dolar, 10.43 itibarıyla 20.06 düzeyinde seyrediyor.

Seçimden önceki geçen haftada ABD Doları Türk Lirası karşısında en yüksek seviyesini görmüştü. Kur haftayı 19,96 TL’ den kapatmıştı. Serbest piyasada ise dolar geçen hafta 20,47 TL’yi geçmişti. TL, dolar karşısında son bir yılda yüzde 6,4 değer kaybetti.

TL, dolar karşısında son bir yılda yüzde 6,4 değer kaybetti.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) net döviz rezervleri ise 2002’den bu yana ilk kez eksi bölgeye düşerek, 19 Mayıs’ta eksi 151,3 milyon dolar olmuştu.

Erdoğan’ın seçim sonrasında yaptığı konuşmasının önemli konu başlıklarından birisi de ekonomi oldu. Enflasyonu düşürme sözü veren Erdoğan, düşük faiz stratejisinden de bir kez daha övgüyle bahsetti.

Teneo danışmanlık firmasının eş başkanı Wolfango Piccoli, Reuters’a yaptığı değerlendirmede, “Erdoğan’ın açık bir ekonomik ortodoks yaklaşımı benimseme olasılığı düşük,” dedi.

Piccoli, Mart 2024’te yapılacak yerel seçimler öncesinde Erdoğan’ın mevcut heterodoks yaklaşımına zaman kazanmak amacıyla bazı ayarlamalar yapabileceğini ifade etti.

BlueBay Asset Management’dan Tim Ash de, mevcut ekonomik modelin “sürdürülemez” olduğunu savundu.

‘Daha hızlı ancak kontrollü yükselişler olabilir’

İntegral Yatırım Araştırma Müdürü Seda Yalçınkaya, ekonomim.com için yaptığı analizinde, “Seçim sonucunun yarattığı olumlu hava uzun sürmeyebilir” dedi.

Yalçınkaya, “20 TL sınırında hareket eden DolarTL’nin önümüzdeki günlerde yükselen eğilimde hareketine devam etmesini beklemekteyim. Kurda ani zıplamalar yerine daha hızlı ancak yine kontrollü yükselişlerin olabileceğini düşünmekteyim” ifadelerini kullandı.

Avrupa ve ABD’de birçok piyasanın tatilde olması nedeniyle Pazartesi günkü işlemlerin sönük olması bekleniyor.

Erdoğan yönetimi mevcut ekonomi politikasını sürdürecek mi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dün akşamki balkon konuşmasında, “faiz indirildi, enflasyon da inecek” dedi. Ekonomide yaşanan sorunlara ve yüksek enflasyonla fiyat artışlarına konuşmasında değinen Erdoğan, bu konudaki sıkıntıların giderilmesinin “en acil konu başlığı” olduğunu belirtti.

Erdoğan, “Bunları çözmek bizim için zor değil. Faiz 8,5’e indirildi. Enflasyon da inecek” ifadelerini kullanarak, “uluslararası itibara sahip finans yönetimi, yatırım ve istihdam odaklı bir üretim ekonomisi tasarladıklarını” dile getirdi.

Erdoğan yönetiminin “düşük faiz yüksek kur politikasına” yeni dönemde devam edip etmeyeceği merak konusu. Eski Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in de dahil olduğu dışarıdan bir ekonomi yönetimiyle AK Parti’nin yeni dönemde farklı bir ekonomi politikası izleyebileceği yönünde haberler basında yer almıştı.

Paylaşın

28 Mayıs Seçimi: Türk Lirası’nın Geleceği Ne Olur?

Hükümet kaynakları, şu anda düşük faizlere öncelik veren mevcut ekonomi politikalarına sadık kalmak ya da seçim sonrasında daha ortodoks ekonomik yaklaşımlara geçmek konusunda anlaşmazlık yaşandığını kaydetti.

Liranın sıkı idare altında tutulması, iki hafta önce yapılan ilk tur seçimden bu yana yaşanan değer kaybını yüzde 2’nin biraz üzerinde sınırladı. Ancak başka bazı kilit piyasalar, Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda ekonomi politikasını değiştirmeyeceğine ilişkin güçlü kaygıların sinyalini veriyor.

Türkiye’nin borçlarının temerrüde karşı sigortalanmasının maliyeti (CDS yani kredi risk primi) yüzde 40 arttı. Gösterge niteliğindeki uluslararası piyasa tahvilleri, yüzde 10 ila 15 geriledi. Bir yıl ve ötesine bakan temel döviz piyasası volatilite göstergeleriyse rekor seviyelere ulaştı.

Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters, Pazar günü yapılacak ikinci tur cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Türk Lirası’nın giderek daha işlevsiz hale geldiğine işaret ettiği bir analiz haber yayınladı.

Habere göre lira, dolar karşısında yeni bir rekor düşüş yaşarken yatırımcılar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda kendilerini nelerin beklediği konusunda kaygılı.

Reuters’ın “Erdonomiks” olarak adlandırdığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomik büyüme arayışı içinde uyguladığı olağandışı para politikaları karşısında lira, son beş yılda değerinin yüzde 80’ini yitirdi. Türk vatandaşlarının liraya olan güveni sarsılırken bu olağandışı politikalar, enflasyon sorununu da körükledi.

Yetkililer, 2021’de patlak veren sancılı kriz nedeniyle döviz piyasaları üzerinde giderek daha müdahaleci bir rol oynamaya başladı. Öyle ki bazı ekonomistler artık liranın hala serbest dolaşımda olan bir para birimi olarak kabul edilip edilemeyeceğini tartışıyor.

Liradaki günlük oynamalar olağandışı şekilde küçüldü ve bu hareketlilik çoğunlukla aşağı yönlü.

On milyarlarca dolarlık döviz ve altın rezervi tüketilmiş durumda. Bu da, sistematik mikro yönetimin bir başka işareti.

“Liranın suni olarak kontrol altında tutulması”

Türkiye’de ihracatçı firmaların döviz gelirlerinin yüzde Merkez Bankası’na satmaları zorunluluğu uygulanıyor. 2021’deki çalkantı sonrasında liranın değer kaybına karşı getirilen kur korumalı mevduat (KKM) uygulamasıysa çok önemli ancak yüksek maliyetli bir savunma mekanizması olarak değerlendiriliyor.

Varlık yönetimi firması GAM’den yükselen piyasa borçları direktörü Paul McNamara, alınan bazı önlemleri fiili sermaye kontroluna benzetti ve “Kilit konu, liranın suni olarak kontrol altında tutulması” dedi.

Mevduat sahipleri, son iki ayda KKM hesaplarına 33 milyar dolar yatırdı. Böylelikle KKM hesaplarındaki toplam mevduat tutarı 121 milyar dolara ulaştı. Bu tutar, Türkiye’deki bankacılık sisteminde bulunan tüm mevduatların yaklaşık dörtte biri ediyor.

Ancak McNamara’ya göre “tüm bunların pürüzsüz şekilde çözüme kavuşturulduğunu görmek imkansız.”

Son günlerde Reuters haber ajansına konuşan hükümet kaynakları, şu anda düşük faizlere öncelik veren mevcut ekonomi politikalarına sadık kalmak ya da seçim sonrasında daha ortodoks ekonomik yaklaşımlara geçmek konusunda anlaşmazlık yaşandığını kaydetti.

Liranın sıkı idare altında tutulması, iki hafta önce yapılan ilk tur seçimden bu yana yaşanan değer kaybını yüzde 2’nin biraz üzerinde sınırladı. Ancak başka bazı kilit piyasalar, Erdoğan’ın seçimi kazanması durumunda ekonomi politikasını değiştirmeyeceğine ilişkin güçlü kaygıların sinyalini veriyor.

Türkiye’nin borçlarının temerrüde karşı sigortalanmasının maliyeti (CDS yani kredi risk primi) yüzde 40 arttı. Gösterge niteliğindeki uluslararası piyasa tahvilleri, yüzde 10 ila 15 geriledi. Bir yıl ve ötesine bakan temel döviz piyasası volatilite göstergeleriyse rekor seviyelere ulaştı

Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nden ekonomi profesörü Daron Acemoğlu, sorunun karma politikalar ve azalan döviz ile altın rezervleri olduğunu, şu anda brüt 105 milyar dolar olan rezervlerin döviz takası (swap) düzenlemeleri ve krediler hesaplamalardan çıkarıldığında 115 milyar dolar ekside olduğunu söylüyor.

Acemoğlu, “şu anki durumun sürdürülemeyeceğine inandığını” belirtiyor.

Acemoğlu “Kur korumalı lira hesapları, güvenilir mi?” diye sorarak, tam gelişmiş bir kriz durumunun hükümete potansiyel maliyetlerine ve dolar talebi nedeniyle Türkiye’nin pazarlarında paralel döviz kurlarının artık yaygın olarak sunulduğuna işaret etti.

“1990’lı yıllara geri dönüyoruz” diyen Acemoğlu, Türkiye’nin 2001 yılında yıkıcı bir devalüasyonla sonuçlanan en zarar verici krizlerinden birinin oluşum sürecine atıfta bulundu.

Gözler şimdi döviz rezervlerinde ve bir doların 20 liradan işlem görmesinde.

Acemoğlu, durumun düzelip düzelmeyeceğini ya da ne zaman düzeleceğini tahmin etmenin zor olduğunu kaydetti. Güçlü bir turizm sezonunun kısa vadede rezervleri yeniden güçlendirmesi beklenirken, “dost” Körfez ülkeleri ve Rusya’dan kamu bankalarına aktarılan döviz de yardımcı oldu.

Yatırım bankası JPMorgan’dan uzmanlar, seçimin ikinci turuna uzanan dönemde ortodoks ekonomi politikalarına net bir dönüş yapılmadığı takdirde, bir doların 30 liradan işlem görecek düzeye gelinebileceği tahmininde bulunmuştu.

Şimdi ise Erdoğan’ın Pazar günü zafer kazanacağı ve Şubat ayındaki depremden sonra gelirleri arttırma ve ülkeyi yeniden inşa etme yönündeki kampanya vaatlerini yerine getireceği varsayılıyor.

Bazı yatırımcılar, piyasaların yeniden çalkantıya girmesi durumunda yetkililerin sert sermaye kontrollarına başvurmak zorunda kalabileceği konusunda kaygılı.

Türkiye’nin gayrisafi yurtiçi hasılasının yüzde 25’ine denk gelen 230 milyar dolarlık dış finansman açığını kapatmanın yollarını arayan hükümetse daha önceki açıklamalarında sermaye kontrolunun masada olmadığını kaydetmişti.

İngiltere Merkez Bankası verileri, Londra gibi ana merkezlerde, 2018 yılında günde ortalama 56 milyar dolar olan lira ticaretinin bugün günde 10 milyar doların altına gerilediğini gösteriyor.

Döviz piyasasında giderek artan işlevsizlik, geçmişte birçok yabancı yatırımı Türkiye’ye çeken iyimser havayı dağıttı.

Bankacılık sektöründeki birleşmeler ve satın almalar (M&A) döneminin altın çağına ilişkin “Bunlar ucuz varlıklar değildi, mücevher olarak görülüyordu” diyen Profesör Acemoğlu, Erdoğan’ın seçimi kazanması halinde karşı karşıya kalacağı durum hakkında “Kolay bir çıkış yolu görmüyorum” şeklinde konuştu.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

2023 Yılında Türk Lirası Yüzde 6,4 Değer Kaybetti

2021’de yüzde 44, 2022’de yüzde 30 değer kaybeden Türk Lirası 2023 yılının ilk 5 ayında yüzde 6,4 değer kaybetti. 14 Mayıs seçimlerinden bu yana ise liranın değer kaybı yüzde 2,1’e ulaştı.

Haber Merkezi / Dolar/TL, 20,47 seviyesini görerek TL karşısında tarihin en yüksek seviyesine ulaştı.

Dün gece yarısı, serbest piyasada dolar 20,47 TL’yi geçerken, bu sabah itibariyle dolar 19,99’dan işlem görüyor

Perşembe gününü 19.86 ile kapatan lira, serbest piyasada çok daha yüksek fiyatlardan işlem görüyor.

Reuters haber ajansına göre bu yıl içinde Türk Lirası yüzde 6,4 değer kaybetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan dünkü bir televizyon yayınında, Körfez’den yeni gelen finansmanın Merkez Bankası’nı ve piyasayı “kısa bir süre için de olsa rahatlattığını” söylemişti.

TL’nin değer kaybetmeye devam edeceği beklentisiyle seçim döneminde döviz talebi arttı.

Reuters’a göre TL 2021’de yüzde 44, 2022’de yüzde 30 değer kaybetti. 14 Mayıs seçimlerinden bu yana ise liranın değer kaybı yüzde 2,1’e ulaştı.

Merkez Bankası’nın net döviz rezervi 2002’den bu yana ilk kez eksiye düştü ve 19 Mayıs itibarıyla -151.3 milyon dolar seviyesini gördü.

Türk Lirasının bu yılki değer kaybı Şubat ayında meydana gelen ve 50 binden fazla kişinin ölümüne neden olan depremlerden sonra gerçekleşti. Lira 14 Mayıs’taki oylamadan bu yana ise yüzde 2,1 değer kaybetti.

Paylaşın

Dev Bankadan TL Uyarısı: Seçim Öncesi Pozisyonları Kapatın

İsviçre merkezli bankacılık grubu Swissquote, müşterilerine Türk Lirası uyarısında bulundu: Seçim öncesi pozisyonları kapatın, 5-15 Mayıs arası Türk Lirası alım-satımı yapmayacağız.

Banka, Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi nedeniyle oynaklığın artabileceği beklentisiyle 5-15 Mayıs tarihleri arasında Türk Lirası ile diğer para birimleri arasında alım-satım yapmayacağını duyurdu.

Bloomberg ajansının haberine göre müşterilere gönderilen yazıda, “Bu dönemde piyasa dalgalanmalarına bağlı riskleri azaltmak için, tüm TL pozisyonları 5 Mayıs’a (17:00 CET) kadar kapatmanızı rica ederiz. Swissquote, bu kapanış saatinden sonra kalan tüm açık pozisyonları kapatacak” denildi.

Swissquote’a göre Türkiye’de yıllardır uygulanan düşük faiz politikası, derin negatif faizler ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından TL’nin değerini sabit tutmak için piyasaya yapılan ciddi müdahale, TL’nin olması gereken yerden daha yukarıda ticaretinin yapılmasına neden oluyor.

Bankadan yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçimleri kaybedeceği senaryonun piyasalarda fiyatlandığı belirtildi.

Böyle bir durumda yeni hükümetin gevşek para politikasına ve sıkı döviz müdahalesine son vermesinin ve TL’yi serbest bırakmasının beklendiği aktarıldı.

Bunun da TL’nin ani ve büyük bir değer kaybı yaşamasına yol açabileceği aktarıldı.

Swissquote Group Holding SA, çevrimiçi finans ve ticaret hizmetleri sağlama konusunda uzmanlaşmış bir İsviçre bankacılık grubudur.

Grubun hisseleri 29 Mayıs 2000 tarihinden beri SIX Swiss Exchange’de “SQN” sembolü ile işlem görmektedir. Grubun merkezi İsviçre’nin Gland şehrinde bulunmaktadır. Grubun Aralık 2022 itibarıyla 1040 çalışanı bulunmaktadır.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Döviz Piyasalarında 30 Yıl Önceki Senaryo Yaşanıyor

Serbest piyasada satış fiyatı 19,40’tan işlem gören dolar/TL aynı saatlerde kamu bankalarında 20 TL’den bazı özel bankalarda ise 20,44 seviyesinden işlem görüyor. Bankalarda artan marjların ardından daha fazla şirket ve bireysel yatırımcı Kapalıçarşı’daki döviz bürolarına yöneldi.

Kapalıçarşı’da da dolar/TL’nin 20,07 seviyesinden alıcı bulduğu görülüyor. Ekonomistler kurda 3 farklı fiyatın oluşmasının 30 yıl öncede yaşandığını ve vatandaşın dövize olan talebi bitmeden bu ayrışmanın olmaya devam edeceğini belirtiyor.

Bankaların döviz alış ve satış kotasyonları arasında fark 1 lirayı geçti. Bankacılık kaynakları gelişmeyi bankaların müşterileri için piyasadan döviz alımını saat 13.00’e kadar sınırlandırılması tavsiyesine dayandırırken döviz almak isteyen vatandaşın karşısına da hem farklı kur hem de alış ve satış kotasyonları arasında önemli bir fark oluşmaya başladı.

Bankacılara göre Merkez Bankası’nın bankalar üzerinden döviz talebini düşürmek için verdiği piyasadan döviz alımını saat 13:00’e kadar sınırlandırılması talimatının ardından bankalar arasında dövizde alış satış makasının daha çok açıldığı da anlatıldı.

Dünya gazetesinin haberine göre; serbest piyasada satış fiyatı 19,40’tan işlem gören dolar/TL aynı saatlerde kamu bankalarında 20 TL’den bazı özel bankalarda ise 20,44 seviyesinden işlem görüyor. Bankalarda artan marjların ardından daha fazla şirket ve bireysel yatırımcı Kapalıçarşı’daki döviz bürolarına yöneldi.

Kapalıçarşı’da da dolar/TL’nin 20,07 seviyesinden alıcı bulduğu görülüyor. Kapalıçarşı’da fiyatlarla ilgili konuştuğumuz ekonomistler kurda 3 farklı fiyatın oluşmasının 30 yıl öncede yaşandığını ve vatandaşın dövize olan talebi bitmeden bu ayrışmanın olmaya devam edeceğini belirtiyor.

“30 yıl önceki senaryo yaşanıyor”

Türkiye’nin ciddi bir cari açığı olduğunu söyleyen Tacirler Yatırım Yönetim Kurulu Danışmanı Mehmet Aşçıoğlu, bunun da döviz talebini artırdığını belirtti.

Kapalıçarşı ve bankalar arasında dövizin farklı fiyatlardan satılmasını da değerlendiren Aşçıoğlu, “Bundan 30 yıl önce gördüğümüz şeyleri görüyoruz. 1994 yılında da benzer şeyleri yaşamıştık. Seçimler yaklaştıkça döviz talebinde artış görüyoruz. Döviz talebi bitmeden bu durumun son bulacağını sanmıyorum” dedi.

Paylaşın

J. P. Morgan’dan Dolar Tahmini: Seçimden Sonra Dolar 30 Liraya Yaklaşabilir

14 Mayıs’ta yapılacak olan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimlerine haftalar kala, dünya basını da seçimler ve muhtemel sonuçlarını değerlendirmeye devam ediyor. J. P. Morgan Türk Lirası’nın 14 Mayıs’taki seçimlerden sonra hızla değer kaybedebileceği ve 1 doların 30 TL’ye yaklaşabileceği tahmininde bulundu.

Londra merkezli haber ajansı Reuters’ın konuya ilişkin haberinde seçimlerin yabancı yatırımcı için de dönüm noktası niteliği taşıdığı yorumu yapıldı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) merkezli yatırım bankası J. P. Morgan’ın öngörülerini aktaran haberde, Türkiye’de çekişmeli geçeceği tahmin edilen cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin, sonuçların yaratacağı etki bakımından ülkede son 100 yılın en önemli seçimlerinden biri olarak görüldüğü kaydedildi.

Seçimlerin, hem enflasyondan kaynaklı hayat pahalılığı krizinden etkilenen Türkler hem de son yıllarda piyasalardaki çalkantı nedeniyle çoğu ülkeden ayrılan yabancı yatırımcılar için dönüm noktası niteliği taşıdığı yorumu yapıldı.

Habere göre, J. P. Morgan uzmanları sonuçlardan bağımsız olarak makro düzenlemelerin beklendiğini söyledi; ancak enflasyonu düşürmek için faiz oranlarının arttırılması gibi daha geleneksel politikalara ne kadar bağlı kalınacağı konusunda iki farklı senaryo ortaya koydu.

Uzmanlar, ekonomide geleneksel politikalara güçlü şekilde bağlı kalınması durumunda nihai olarak ülkede doların 24-25 liradan işlem görebileceği ve yıl sonunda 26’ya çıkabileceğini öngörüyor. Şu anda dolar 19 TL civarında işlem görüyor.

Ekonomide borçlanma maliyetlerini arttıran gösterge olan devlet tahvili getirilerinin de yüzde 25’e çıkabileceği tahmin ediliyor.

J. P. Morgan uzmanlarına göre, seçimler öncesindeki büyük teşvik paketlerinin baskısıyla lira başlangıçta değer kaybedecek. Bu öngörüye göre mali baskı hafifledikçe yerel halk döviz portföyünü arttırırken, yabancıların piyasaya girmek için Türk lirasının değer kazanmasını bekleyeceği tahmin ediliyor.

Haberde ele alınan bir diğer olasılık, seçimden sonra ekonomide daha geleneksel, yani ekonomi çevrelerinde genel kabul gören politikalara geçişin daha zayıf olduğu bir durum.

Uzmanlar böyle bir durumda doların yıl sonuna kadar 30TL’den işlem görmeye başlamasının olası olduğu görüşünde.

J. P. Morgan uzmanları, bu durumda taktiksel bir değerlendirme yapılması gerekeceğini ve piyasadaki dalgalanmanın artmasını beklediklerini söyledi.

En iyimser durumda bile enflasyonu azaltmaya giden yolun uzun olması bekleniyor. J. P. Morgan, Merkez Bankası’nın da döviz rezervlerini yeniden inşa etmeyi hedefleyeceğini belirtiyor.

Uzmanlara göre geleneksel makro ekonomik politikalara “ılımlı” bir dönüş, tek başına sermaye girişini teşvik etmeye yetmeyebilir ve bu durumda lira daha uzun süre değer kaybedebilir.

Geleneksel makro ekonomik politikalar uzmanlar tarafından, yavaş kredi büyümesi hızı, mali baskı seviyesinin azalması ve döviz rezervlerinin yeniden inşa edilmesi için yol haritası oluşturulması gibi adımlarla tanımlanıyor.

Uzmanlar fiyatlara ve Türkiye’nin en çok ticaret yaptığı ülkelerin para birimleri karşısında değerine dayanan TL’nin reel efektif döviz kurunun (REER), şu anda “adil değerinin” yaklaşık yüzde 32 altında olduğu tahminini yapıyor.

J. P. Morgan’a göre geleneksel makro ekonomik politikalara dönüş senaryosu, lirayı reel değer kazanma eğilimine sokarak rayiç değerine geri çekebilir.

Uzmanlar, “Ancak başlangıçtaki reel değer artışını esas olarak fiyatlar yönlendirecek ve spot dövizin değer kazanmasıysa çok mümkün olmayacak” diyor.

Reuters geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı AK Parti seçim beyannamesine ilişkin hazırladığı haberde, beyannamede geleneksel politikalara dönüşe doğrudan bir atıf olmadığını; beyannamede düşük faiz politikasının, reel sektöre yatırım yapan girişimciler ve istihdam yaratılması için itici güç olduğunun belirtildiğini aktarmıştı.

İngiliz haber ajansı 22 Mart tarihli haberinde, Türkiye’de seçimden sonra kimin iktidara geleceğinden ve uygulanacak politikalardan bağımsız olarak, ekonomideki sorunların çözümünün kolay olmadığı yönünde bir uzman görüşüne yer vermişti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın