Siirt: Şeyh Nasrettin’in Evi

Şeyh Nasrettin’in Evi; Siirt’in Tillo İlçesi, Ziyaretler Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Osmanlı Devleti’nin son Meclis-i Mebusan üyelerinden Siirt Mebusu Şeyh Nasrettin’in evidir. Kitabesine göre 1330 / 1912 yılında inşa edilmiştir. İki katlı olan ev, iç sofalı bir planlamaya sahiptir. Yapının giriş cephesi abidevi görünüştedir. Bu görünüşü giriş kapısı sağlamaktadır. Cephede giriş kapısından başka tezyini unsurun bulunmaması taç kapının yapıdan ayrı olarak ele alındığı izlenimini vermektedir.

Cephede iki katlı pencere düzenlemesi vardır. Sofa mavi ve sarı renklerdeki çiçeklerle bezenmiş bir bahçeyi andırmaktadır. Sofanın kubbesinde göbekten başlayan süslemeler duvarlara indikçe genişlemektedir. Sofa pencerelerinde hilal motifiyle sonlanan demir parmaklıklar vardır. Giriş sofasının sağında yer alan merdivenlerle ikinci kata çıkılır.

İkinci katta bulunan mutfaktaki çeşmenin aynalığı dikdörtgen şeklindedir. Çeşmenin en gösterişli kısmı ise altın yaldızlı ve tuğralı mermer kitabedir. Kitabede en üstte Sultan II. Abdulhamit’in tuğrası yer almaktadır. Bunun da altında iki sıra halinde beş satırlık Osmanlı Türkçesiyle talik hatla yazılmış kitabe görülmektedir. Kitabenin altında 19 safer 1309 /1892 tarihi yer almaktadır. Sofadaki süsleme düzeninin aynısı burada da yer almaktadır.

Tonoz yüzeyini konturları mavi renkte sarı renkli kıvrık dal ve çiçek motifleriyle kiremit kırmızısı renginde Rumilerden oluşan bitkisel bezeme kaplamaktadır. Sofadan bir kapıyla girilen başoda diğerlerine nazaran daha itinalıdır. Kapının üst kısmında “Osmanlı Arması” görülmektedir. Armanın altında solda H. 307 sağda H. 31 rakamları okunmaktadır.

Bu kapıdan odaya girildiğinde yüzeyde boş yer bırakılmamacasına her yerin süslendiği dikkati çekmektedir. Bu mekândaki süslemeler diğer mekânlardakilerle aynı stildedir. Duvarlarda geometrik şekiller içinde küçük çiçekler, tonoz yüzeyinde ise farklı renklerde kıvrık dal, penç, rumi ve yapraklardan oluşan süsleme görülür. Divanhane eve bitişik olmasına karşın girişi sadece arkada yer alan avludan sağlanmaktadır.

Bu bakımdan evden ayrı bir birim olarak ele alınmıştır. Divanhane kısmı doğu-batı yönünde dikdörtgen planlı olup üzeri aynı yönde uzanan beşik tonoz örtülüdür. İç mekânda duvarlar ve tonoz boş yer bırakılmamacasına kalemişi süslemeye tezyin edilmiştir. Süslemeler kiremit kırmızı bir zemin üzerinde sarı, mavi ve yeşil renkteki, bitkisel ve geometrik unsurlardan oluşmaktadır.

Paylaşın

Siirt: Şeyh İbrahim El Mücahid Türbesi

Şeyh İbrahim El Mücahid Türbesi; Siirt’in Tillo İlçesi, Fakirullah Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Asıl adı İbrahim olan Şeyh Mücahid Hz. Kutb’ul Aktab Şeyh Hamza El-Kebir Hz.’nin oğludur. Doğum tarihi bilinmeyen Şeyh İbrahim El-Mücahid Hz. Tillo’da dünyaya gelmiş ve babası gibi Velayet Makamına yükselmiştir.

İbrahim Hakki Hz. eserlerinde onun çok sayıdaki kerametlerinden bahsetmiştir. Divanı olduğu söylenmektedir. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde kendisi hakkında master çalışması yapılmıştır.

Şeyh İbrahim El-Mücahid Hz. Hicri 660, Miladi 1262 senesinde babasından önce Tillo’da vefat etmiştir. İlçede adına yapılmış olan türbede metfundur. Halen İlçede onun soyundan gelen aileler ve adını taşıyan bir mahalle mevcuttur.

Paylaşın

Siirt: Şeyh Hamza El-Kebir Türbesi

Şeyh Hamza El-Kebir Türbesi; Siirt’in Tillo İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Şeyh Hamza El-Kebir Hazretleri’nin doğum tarihi bilinmemektedir. Hims Vilayeti’ne bağlı Tedmur denilen yerden gelmiştir. Soyu büyük Sahabi Halid Bin Velid’e (R.A.) dayanır.

Babaları Ebu Said-i Magzuni, Hicri 470, Miladi 1077 ile Hicri 561, Miladi 1166 yılları arasında yaşayan Abdülkadir Geylani Hz.’ne muasir olmuş, hatta birbirlerine karşılık ders vermişlerdir.

Başta İsmail Fakirullah Hz.’nin tespiti olmak üzere tevatürle sabit olan O’nun büyük velayeti ve “Kutb’ul Aktab” makamına ulaşmış, Tillo’nun başta gelen velilerinden biri olmuştur. Tarikati “Hamzeviyye” tarikatıdır.

12 erkek çocuğu olmuştur. Bunların hepsi velayet makamına müşerref olmuşlardır. Şeyh Hamza El-Kebir Hz. Hicri 669, Miladi 1271 tarihinde vefat etmiştir. Kabri şerifi Tillo’da kendi adına yaptırılan türbededir.

Paylaşın

Siirt: Zemzem-Ül Hassa Hatun

Zemzem-Ül Hassa Hatun; Siirt’in Tillo İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Doğum tarihi 1765 vefat tarihi ise 1852 yıllarıdır. Şeyh Mustafa Fani Hz.’nin kızıdır. Sultan Memduh Hz.’nin eşidir. Kendisine has divanı vardır.

Yaşantısı ibadet ve zikir ile geçmiştir. Sultan Memduh Hz. Türbesi’nde metfundur. Tillo’nun yaklaşık üç kilometre dışında ve bir tepe üzerinde yapılan bu mekan yenilenerek bir külliye haline getirilmiştir.

1890 yılında Tillo’ya gelen Bediüzzaman, Kubbe-i Hasiye denilen bu kubbede tek başına kalarak Kamus-u Okyanus adlı lügatı babu’s-sin’e kadar (1.155 sahife) ezberlemiştir. Bu arada kardeşi Mehmet’in getirdigi yemeğin tanelerini karıncalara verip, suyuna da ekmeğini batırarak yermis.

“Neden böyle yapıyorsun?” diyenlere Bediüzzaman: “Karıncaların içtimai hayatlarında malikiyet, çalışkanlık, yardımlaşma ve vazifeşinaslık var. Ben bunu gördüğüm için bunların Cumhuriyetperver oluşlarına mükafaaten kendilerine yardım etmek istiyorum.” diye cevap vermiştir.

Paylaşın

Siirt: Sultan Memduh Türbesi ve Camii

Sultan Memduh Türbesi ve Camii; Siirt’in Tillo (Aydınlar) İlçesi, Saydanlar Mahallesi, İbrahim Hakkı Çalıpkulu Bulvarı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Asil adi Mahmut olan Sultan Memduh Hz. Hicri 1174, Miladi 1761 senesinde, Zilkade Ayı’nın 20. günü Cumartesi gecesinde Tillo’da doğmuştur. Önceleri anne ve babasının terbiyesi altında büyüdü. Genç yaşta dedesi İsmail Fakirullah Hz.’nin halifesi olan İbrahim Hakkı Hz.’nin yanında sarf, nahiv, tefsir, hadis ve fıkıh gibi pek çok dini ilimleri okudu.

Tasavvufi alanda da özellikle büyük dedesi İsmail Fakirullah Hz.’nin marifet ve nurların güzelliğini, hikmet ve esrarın kaynaklarını içeren tarikatına bağlı kalıp, hizmet etmekle meşgul oldu. Kısa süre içinde, hocaları İbrahim Hakkı Hz. ve aynı zamanda amcası olan Şeyh Mustafa Hz.’nin manevi terbiyesi ile, İbrahim Hakkı Hz. tarafından “Memduh” yani “Övülmüş” lakabını kazanacağını müjdeledi. İlim, irfan ve irşad’ı sayesinde ünü dünyanın her yerine yayılmış ve kendisini görmek isteyen insanlar her yerden Tillo’ya akın etmeye başlamıştır.

Tarikatı, dedesi Şeyh İsmail Fakirullah Hz.’nin “Uveysiyye” tarikatına dayanır. Sultan Memduh Hz.’nin zevcesi kendisi gibi Velayet Makamına yükselmiş olan Zemzem’il-Hassa’dır. Büyük Veli Sultan Memduh Hz. alemde elde ettiği kemalat ile 47 bin beyitlik bir divan yazmıştır.

Değeri ölçülmeyecek kadar kıymetli olan bu eser tasavvufi olup, Arapça, Farsça ve Türkçe’dir. Hicri 1263, Miladi 1847 senesinde Dar-i Fen âdan Dar-i Bekâya irtihal eden Sultan Memduh Hz.’nin kabri İlçe’de kendi ismiyle anılan Sultan Memduh Türbesi’ndedir. Türbe, Tillo’da yüksek bir sırttadır. 1830 yılında Sultan Memduh Hz. tarafından oğlu Şeyh Abdurrahman için yaptırılmış, kendisi de ayni türbede defnedilmiştir.

Paylaşın

Siirt: Kalatül Üstad Kalesi

Kalatül Üstad Kalesi; Siirt’in Tillo İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Sadece planlama değil, bir muhabbet, hürmet, vefa zirvesi; bir madde-manâ terkibi olan ışık düzeneği, ahirete irtihal eden hocasına duyduğu hasretle, tabiattan önce İbrahim Hakkı’nın manevi dünyasında kurulmuştur: “Yeni yılda doğan güneş, ilk olarak hocamın başucunu aydınlatmazsa ben o güneşi neyleyim”.

Bu ulvi niyet ve bilimsel birikim üzerine inşa ettiği türbenin hemen yanı başına on metre yüksekliğinde bir de kule yapmıştır. Türbenin yaklaşık 3 km uzağına maharetli elleriyle harçsız bir duvar örmüştür. Kal’a’tül Üstad denilen bu duvarda, çeyrek metrekare kadar bir pencere açmış ve burayı nişangâh olarak kullanmıştır.

21 Mart ve 23 Eylül tarihlerinde, sevgili hocasının başucu ve kademiyle aynı doğrultudaki kule ve kaleyle hizalanan güneş, mezkûr pencereden geliyormuş gibi önce kuleye uğramakta, orada kırılarak türbenin penceresinden içeri dolmakta, ziyaret edercesine birkaç dakika boyunca Fakirullah Hazretleri’nin başucunda kalmaktadır.

Yılda iki kez güneşin ilk ışıklarını hocasına armağan eden İbrahim Hakkı, nesillere de hoca-talebe, ilim-maneviyat ilişkisinin mükemmel bir örneğini armağan etmiştir. Elli yıl önceki restorasyon sırasında bozulan hassas düzenek, geçen zaman içinde bütün çabalara rağmen onarılamamış, nihayet 23 Eylül 2011’de fizikî ve manevi fonksiyonunu yeniden ifa etmeye başlamıştır.

Paylaşın