Altı Muhalefet Partisinin Genel Başkanı Bir Araya Geliyor

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine altı muhalefet partisinin lideri 12 Şubat Cumartesi günü çalışma yemeğinde bir araya gelecek.

“Güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasını Aralık ayı sonu itibariyle tamamlayan altı siyasi partinin lideri ikili buluşmaların ardından, ilk kez ortak bir platformda buluşacak.

CHP Genel Merkezi’nden yapılan açıklamaya göre İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine çalışma yemeğinde bir araya gelecek.

BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın haberine göre; CHP kaynaklarının verdiği bilgiye göre bu buluşma, hem “güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışması”nın kamuoyuna duyurulma takvimi hem de seçimlere dönük bundan sonra izlenecek yol haritasının ele alınacağı ilk toplantı olacak.

Kılıçdaroğlu ve CHP’yi hedef alan 10-12 bin hesap var

Öte yandan CHP, Twitter’dan Kılıçdaroğlu ve partiyi hedef alan trol hesaplarla ilgili raporunu da açıkladı. Trol hesaplardan üretilen 754 bin 975 gönderi üzerinden yapılan incelemeye göre CHP ve Kılıçdaroğlu aleyhine aylık bazda “faaliyet gösteren” ortalama 10-12 bin trol hesap bulunuyor ve bu hesaplar yine aylık bazda ortalama 250-300 etiket üretiyor.

CHP’nin tespitine göre bu hesapların ürettikleri paylaşımlar ağırlıklı olarak küfür, hakaret, küçük düşürücü ve aşağılayıcı-alaycı içeriklerden oluşuyor. En önemli trol hesapların isimlerinin yer aldığı raporda, trol hesapların “karakteristik özellikleri” şöyle ifade edildi:

“CHP’yi ve Kılıçdaroğlu’nu hedef alan organize trol hesaplar çoğunlukla gerçek bir kimliğe sahip bulunmamaktadır. Bazı trol hesapların adlarında genellikle dört ve daha fazla rakam bulunmaktadır. Bu durum trol hesapların rastgele oluşturulduklarına işaret etmektedir.

“Trol hesapların bir diğer karakteristik özelliği de kullanıcı adlarının belirli bir siyasal partiye, ideolojiye ya da kişiye atıfta bulunması ya da bunlarla özdeşleşmesidir. Dikkat çekici bir başka özellik ise bu hesapların profilleri ya belirli bir siyasal partinin Genel Başkanının fotoğrafını, ya dini veya milli bir sembolü ya da ‘güzel’ veya ‘yakışıklı’ olarak tanımlanacak kadın/erkek görsellerini içeriyor olmasıdır.”

Paylaşın

Davutoğlu, Karamollaoğlu’nu Ziyaret Etti: Üzerimize Düşen Sorumlulukların Bilincindeyiz

Gelecek Partisi (GP) Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nu Saadet Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. İki saatten fazla süren görüşmenin ardından Davutoğlu ile Karamollaoğlu kameraların karşısına geçerek ortak açıklama yaptı. 

SP Lideri Karamollaoğlu Davutoğlu’na ziyareti için teşekkür ederken GP Lideri Davutoğlu, Türkiye’nin çok kritik bir eşikten geçtiğini ve tarihi bir dönemeç noktasında olduğunu belirtti.

Davutoğlu, ekonomik krize dair yaptığı değerlendirmesinde “Son açıklanan enflasyon rakamları dahi, dünyanın en yüksek enflasyon rakamlarına sahip Türkiye’yi ekonomik krizlerle karşı karşıya kalması bağlamında nereye getirdiğini ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı ve görüşmeye dair şunları söyledi:

“2001’den bu yana ulaşılan en yüksek rakamlar. Bir anlamda iktidar Türkiye’yi, AK Parti iktidara giden yolda en önemli şiar olan yoksullukla mücadele konusunda Türkiye’yi 2001-2002 tarihine geri götürdü. Yolsuzluklar konusunda neredeyse o dönemdeki yolsuzlukları aşan bir sisteme bizi getirdi. Yasaklar herkesçe malum. Medya üzerinde, basın, düşünce özgürlüğü üzerindeki yasaklar var. Böyle bir tablo ile Türkiye’nin kendisini gelecek yıllara, nesillere hazırlaması, herkesin huzur içinde yaşaması, insan onuruna yakışır bir hayat standardına ulaşması çok zor görünüyor. Burada sorumluluk, iktidar partilerinin omuzlarındadır. Sayın Erdoğan’ın, Sayın Bahçeli’nin, AK Parti’nin ve MHP’nin omuzlarındadır. Desteklemekte olan Vatan Partisi ve destekleyen birçok bileşenle iktidar mensuplarının üzerindedir sorumluluk. Tarihin vebali de onların üzerinde.”

Yoksullukla ilgili çok sayıda mesaj geldiğini aktaran Davutoğlu, “Kış günü her yerden mesajlar geliyor. Bebeğini ısıtamayan annenin, yaşlıların vebali onların omuzlarında. Elektriğe ve doğal gaza gelen zamla birlikte esnafımız ve vatandaşımız ikinci bir kira ödüyor. Bu yükün altında eziliyor. Böyle bir tablo karşısında siyasi partilerin varoluş güvencesi olan milletin huzuru ve refahı için çaba sarf etme prensibi, muhalefete de bir sorumluluk yüklüyor” dedi.

‘Üzerimize düşen sorumlulukların bilincindeyiz’

“İktidar yaptıklarıyla sorumludur. Muhalefet de yapmadıkları ve yapamadıklarıyla sorumludur” diyen Davutoğlu, “Hepimiz sorumlulukla karşı karşıyayız. Sayın Karamollaoğlu ve çok değerli ekibiyle çok güzel bir istişare gerçekleştirdik. Kendisinin sağlık sorunları nedeniyle birkaç haftadır telefonda görüşmelerimiz oldu ama bizzat görüşme şansımız olmamıştı. Gelişmelerden birbirimiz haberdar ettik. Üzerimize düşen sorumlulukların bilincindeyiz. Özellikle söylemek isterim ki Saadet Partisi ve Gelecek Partisi arasında, iki parti arasında olabilecek en yakın ilişki bu dönemlerde sürdü” şeklinde konuştu.

“Ben adalete güvenmiyorum”

İki lider gazetecilerin sorularına da yanıt verdi. Avrupa Konseyi’nin Osman Kavala’ya ilişkin kararı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın AİHM’e yönelik sözleri hatırlatılan SAADET lideri Karamollaoğlu, “Bundan yirmi sene önce Sayın Cumhurbaşkanının uluslararası kurumlarla ilgili söylediklerini dinlemeye okumaya ihtiyaç var” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçmişte farklı bugün farklı açıklamalar yaptığına dikkat çeken Karamollaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Mahkemelerin kararlarını yorumlama noktasına gitmeyeceğim. Çünkü onların da yeri geldiği zaman çok yanlış tavır sergilediklerini biliyorum. Ama ikilikçi olmaz. Bir yerde onlara sığınacaksınız, işinize gelmediği zaman da onları bir kenara iteleyeceksiniz. Bu doğru bir yaklaşım değil. Biz aynı konuyu özellikle İsrail’le olan münasebetlerde de görüyorum. Başlangıçta bambaşkaydı, arkasından ‘One minute’ ile tavır koyduk güya. Şimdi de tek kurtuluş yolu neredeyse onlarla bir araya gelmek gibi gözüküyor. Eğer uluslararası mahkemelerin verdiği kararlar tekrar özden geçirebilirse, somut deliler varsa somut delilere itibar etek icap etmek gerekir. Üzülüyorum. Uluslararası mahkemelere biz milli görüşçüler olarak pek itibar etmeyebiliriz, gerekçelerimiz var. Amma AK Parti’nin, Türkiye’de adalete güven bütünüyle ortadan kalkmışken, ben adalete güvenmiyorum. Allah muhafaza etsin. Herhangi bir şey benim veya yakınımın başına gelir de mahkemeye giderse oradan adil bir karar çıkacağına itimadım yok. Bunu hakimleri tenzih ederim ama verilen kararlara uymamak AK Parti’nin şiarı haline geldi. Kavalayı tanımam bilmem ama bir mahkeme insanı beraat ettiriyor, arkasından da ‘ben ille içeride tutacağım’ diye yeniden içeriye alıyorsanız orada çok ciddi sorunlar var manasına gelir.”

Avrupa Konseyi’nin Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu bir yapı olduğunu belirten Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin Avrupa Konseyi’nde ev sahibi olduğunu söyledi.

Davutoğlu, “Türkiye bu duruma düşürülemez. AİHM’de bir Türk hâkime var orada. Onu çekiyor musunuz? Kavala dosyasından bağımsız söylüyorum, bu bir utanç. Türkiye kendi üyesi olduğu, bakanlar komitesinde temsil edildiği, başkanlık yaptığı bir yapıda yargılanır bir duruma düşmüştür. Sebep ne? Gezi olaylarından suçlanan Kavala 2013’ten 2017’ye kadar herhangi bir tahkikat yapılmıyor. AİHM de şu vardıysa neden bu kadar bekledin diyor. Teknik bir hukuki süreç olarak başlıyor. Oradan bırakılıp başka bir yerden tutuklanıyor. Bütün bunlara değer mi Allah aşkına? Davadan bağımsız olarak söylüyorum. Ona mahkemeler karar verir. Ama Türkiye’nin dünyada böylesine yalnız bırakıldığı ikinci bir dönem yoktur” dedi.

AK Partili vekiller Vahit Kiler ve Ekrem Çelebi’nin, Van İl Müftülüğü’nden mülakatlarda bazı kişiler için torpil istediği iddia edilen belgeler de iki lidere yöneltilen sorular arasında yer aldı.

“Torpil belgesi diye bir belgeyi de ilk defa duyuyorum” diyen Karamollaoğlu, “İlk defa torpil belgesi ortaya çıkıyor gibi. Ben şimdiye kadar torpil olmayan atamanın yapılmadığı kanaatindeyim. Belgesi var mı yok mu bilmiyorum. Ama bu dediğiniz geçmişten beri Türkiye’de uygulanan ifadeler herhalde. Onun burada bir kere gündeme getirilmiş olmasını sanki çok mühim bir hadise gibi takdim etmeyi de abartılı buluyorum çünkü maalesef bugün tayinlerde yandaşlık gözetilmeden kimseye paye verildiğini düşünmüyorum. Çok abartılı bulmuyorum bunu” ifadelerini kullandı.

“Bütün kurumlarda görülen bir hastalıktır”

Objektif olmayan kamu istihdamının bir yolsuzluk türü olduğunu belirten Davutoğlu ise “Geçmişte bunlar münferit olarak referans gibi olurdu. O da yanlış. Şimdi mülakat sistemiyle bu kurumsallaştı. Sistemleşti. Eskiden tek tek olan olaylar sistemin kendisi halini aldı. Sadece Diyanet’le sınırlı değil, bütün kurumlarda geçerli olan uygulama haline geldi. Diyanet’in istihdamda mümkün olduğu ölçüde kendi özerk yapısını kazanması ve tek kriterinin İslam dininin yüce değerlerini temsil dışında herhangi bir kriterin olmaması itizar eder. Bu bütün kurumlarda görülen bir hastalıktır. Mülakat bugün bu sistemin ana unsuru olması bağlamında bir hastalığa dönüşmüştür. Gelecek Partisi iktidarında mülakata son verecek, liyakati esas alacak kamu alımını hayata geçireceğiz” diye konuştu.

(Kaynak: Gazeteduvar)

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu’ndan Erdoğan’a Sert Eleştiriler

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Herzog’un Türkiye ziyaret edecek açıklamasına tepki gösteren SP Lideri Karamollaoğlu, Erdoğan’ın Ocak 2009’daki Davos Zirvesi’nde Şimon Perez’e “one minute” çıkışını hatırlatarak, “Sayın Cumhurbaşkanı’na mecbur kalıyorum sormaya: One minute ne oldu? Ne değişti böyle bir davette bulunmanız için?” dedi.

Haber Merkezi / Temal Karamollaoğlu, “Biz Sayın Erdoğan’ın Gazze’ye ne zaman gideceğini konuşurken, birden bire sürpriz bir şekilde bu ülkenin katillikle meşhur devlet başkanını ülkemize davet ettiler” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, gece yarısı yayımlanan Resmi Gazete ile yapılan görev değişiklikleri ve istifaları, “Hepimiz şahit oluyoruz bakanların nelere muhatap olduğuna. Görev başında iken yaşadıkları ayrı, görevden af isterken karşılaştıkları ayrı bir dert. Yani istifa etmek bile kolay değil bu sistemde. Yakında halk arasında, ‘Erdoğan’a bakan olasın’ diye bir temenni sözü yayılırsa kimse şaşırmasın” sözleriyle değerlendirdi.

“İnsanımızın geçim sıkıntısı her geçen gün biraz daha artıyor, artmaya devam ediyor” ifadelerini kullanan Karamollaoğlu, “Ülkemizin problemleri giderek derinleşiyor ve yaygınlaşıyor. Toplumsal kutuplaşma maalesef bilerek ve isteyerek körükleniyor. Yönetim sorumluluğu taşıması gerekenler vurdumduymazlığa devam ediyorlar. Maalesef adaletten eğitime, ekonomiden dış politikaya kadar hemen her alanda karı karıya kaldığımız problemler her geçen gün biraz daha büyüyor. Çünkü yıl yeni ama maalesef kafalar eski. Yeni bir yılın heyecanı yerine, yılların yorgunluğu ve tükenmişliği ile karşı karşıyayız.” şeklinde konuştu.

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, koronavirüs tedavisinin tamamlanmasının ardından yaptığı ilk basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Karamollaoğlu’nun açıklamaları şöyle;

“Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u ülkemize davet etti. Hakikaten akıl alır gibi değil. Tüm anormallikler ne yazık ki normalleşmeymiş gibi takdim edilmeye çalışıyor. Sayın cumhurbaşkanına mecbur kalıyorum sormaya ‘One minute’ ne oldu? Ne değişti bugün böyle bir davette bulunmanız için ne değişti? Bu Herzog denilen adamın, bu Netanyahu denilen katilden farkı ne? İsrail değişti de biz mi bilmiyoruz yoksa siz mi çok değiştiniz? Filistin’de Müslüman kardeşlerimize yapılan zulüm son mu buldu biz mi fakında değiliz?

Sayın Cumhurbaşkanı’nın Gazze ziyareti vardı ne oldu yeni bir tarih mi belirlendi? 2013 yılında Gazze’ye bir ziyaret gerçekleşecekti, aradan 9 yıl geçti acaba hâlâ Gazze’ye gitme arzusu ve planı var mı? Biz sayın Erdoğan’ın Gazze’ye ne zaman gideceğini konuşurken birden bire sürpriz bir şekilde bu ülkenin katillikle meşhur devlet başkanını ülkemize davet ettiler. Hakikaten şaşırdık, çok ama çok üzüldük ve endişeye kapıldık. Maalesef geçmişte (Şimon) Peres’i gazi Meclisimizde alkışlarla, büyük bir coşkuyla konuşturduğunuz zaman maalesef hepimizi üzen utandıran bir tabloyla karşı karşıya kalmıştık.

Şunu herkes bilmeli ki İsrail’in normalleşme diye bir derdi yoktur. İsrail’in Büyük İsrail diye bir projesi vardır bu itikatlarının bir gereği olarak vardır. Ve dünya kamuoyuna da ABD ve Batılı ülkeler tarafından Büyük Ortadoğu Projesi olarak bu takdim edilmiştir. Bundan vazgeçildiğine dair en ufacık işarete şahit değiliz. Çoluk çocuk demeden mazlumları katleden bu ülkenin cumhurbaşkanının ülkemizde ağırlanmasına gönlümüz rıza göstermemektedir.

Özellikle de uluslararası kuruluşların İsrail’in giderek ırkçı bir rejim haline geldiğini beyan etmeleri karşısında sergilen bu tavrı nasıl karşılayacağız? Müslümanlara zulmedildiği dile getiriliyor. Sayın Erdoğan’ı bunların yaptığı açıklamalara da kulak kabartması gerektiğine işaret ediyorum. 2022 yılı 2021 yılı şimdiden aratır hale geldi.

Bir gece yarısı kararnamesiyle akan ve kurum yöneticilerinin değiştiğine şahit oluyoruz artık. Yapılan hukuksuzluğa biraz da olsa itiraz edenler bakanlar iktidar içerisindeki çekilmelerden nasibini almış oluyor. Hepimiz biliyoruz ki bakanlar değişse de cumhurbaşkanının niyeti değişmediği sürece düzlüğe çıkamayız.

“Yavuz’a vezir olasın…”

Tek kişilik yönetimlerde bu kaçınılmaz bir gerçektir. Bakanların değil, başlangıç sisteminin değişmesi gerektiğine inanıyorum. Yavuz’a vezir olasın diye bir söz gelişmişti. Şimdilerde hepimiz şahit oluyoruz bakanların nelere muhatap olduğuna görev yaşarken ayrı görevden ayrılırken de yaşadıkları ayrı bir dert. Yakında halk arasında Erdoğan’a bakan olasın sözü yayılırsa kimse şaşırmasın.

İtibar şatafatla lüksle değil, güvenle kazanır. Bugün ülkemizde devlet kurumlarının itibarı kalmış mı yoksa itibar kaybetmiş mi? TÜİK bugün ne kadar güvenilir? İşe alımda işe yakın olanı değil iktidara yakın olanı seçen devlet kurumlarına kaçımız güveniyoruz. Hazine ve Maliye Bakanının ekonomik sorunlarına ne kadar inanıyoruz? Son gelen bakanlar ne kadar dayanabilecek ve itibarlarını koruyacaklar zaman gösterecek.

Artık kimse Türk Lirası’nın itibarından bahsedemiyor ne yazık ki. Kendisine yönelik suçlamalar karşısında susmayı tercih eden sayın İçişleri Bakanı’na kim güveniyor? Haksız yere mahkemelik olduğunuzda adaletin tecelli edeceğine güveniniz kaldı mı? Adalet sarayı yapmakla adalet bakanlığı yapmakla güven ve itibar kazanılmaz hepimiz biliyoruz. Gecenin bir vakti bakanlıklarının görevden alındığı Cumhurbaşkanı Kabinesi’ne güven var mı? Yapılan muamele devlet kurumlarına suikast muamelesidir.

“Rakamlar büyüdükçe ekmeğimiz küçülüyor”

Ekonomiye dönersek, insanımızın ve esnafımızın, çalışanımızın, işsizlerimizin hali içler acısı. Ocak ayı itibariyle asgari ücret 4 bin 253 liraya çıkmıştı. Memur maaşları da enflasyon farkıyla birlikte yüzde 30 artmıştı. Ancak asgari ücret ve memur maaşlarıyla birlikte giderek yükselen masraflar dikkate alındığına açlık ve yoksulluk sınırının da giderek büyüdüğüne şahit oluyoruz. Bu rakamlar büyüdükçe ekmeğimiz küçülüyor.

Son açıklanan açlık ve yoksulluk rakamlarına göre 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı yeni asgari ücreti yakaladı ve 4 bin 250 TL oldu. Yoksulluk sınırı ise 13 bin Türk Lirası’nı geçti. Bir asgariyi aç kalmaktan kurtaran rakam bugünkü şartlarda sadece 3 liraymış gibi gözüküyor. Bununla piyasada ne alınabilir? Siz hesap edin. Yemek kartındaki ücreti yemek yemeyip çocuklarına harçlık vermek zorunda kalan işe giderken yol parasından tasarruf etmek isteyen asgari ücretlilerin memurların öğrencilerin ekmeğini büyütmeye talibiz.

Yılbaşında elektriğe gelen zamlar vatandaşlarımızı zor durumda bıraktı. Her zaman olduğu gibi birkaç rakamla oynayarak algı yönetmeye sanki sorumluluğunu yerine getirmeye çalışıyor. Elektrikteki fahiş zamlardan kaçmak kolay değil. 210 kilovat sınırını aşmadınız elektrik faturasından sadece 50 lira tasarruf etmiş olacaksınız bu parayla bir kilo beyaz peynir bile alamıyorsunuz. İşletmeler bu faturalar karşısında işletmelerini nasıl ayakta tutacaklar?

Bu kafayla bu anlayışla giderse iktidar hayat pahalılığına bir çözüm bulma imkanı kesinlikle yoktur. Vatandaşını korkutan ve ezen bir devlet anlayışı yerine ona güven veren bir devlet anlayışı kuracağız. Asgari ücreti birkaç misli belli bir süreç içerisinde artıracağız. Refahı yaygınlaştıracağız. Rant düzenini bütünüyle ortadan kaldıracağız. Normalleştiren ve herkesin kabullendiği torpil düzenini, tanıdığın varsa anlayışını bütünüyle ortadan kaldıracağız. Adil devlet adil paylaşım insanca yaşam ancak seninle olur. “

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu Hastaneye Kaldırıldı

4 Ocak’ta yeni tip koronavirüs (Kovid 19) testi pozitif çıkan Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu’nun doktorların tavsiyesiyle tedbir amaçlı hastaneye yatırıldığı duyuruldu.

Haber Merkezi / SP Lideri Karamollaoğlu’nun durumuna ilişkin partiden yapılan açıklamada, “Genel Başkanımız Temel Karamollaoğlu’nun bugün kontrol amaçlı gittiği Ankara Şehir Hastanesine, doktorlarının tavsiyesi üzerine tedbir ve tedavi amacıyla yatışı gerçekleştirilmiştir. Tedavisine bir süre burada devam edilecek olan Genel Başkanımızın sağlık durumu iyidir” ifadeleri kullanıldı.

Temel Karamollaoğlu kimdir?

Türk siyasetçi, mühendis ve Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 7 Haziran 1941 tarihinde Kahramanmaraş’ta dünyaya geldi. Babası öğretmen olan Temel Karamollaoğlu, babasının görevi nedeniyle ilk ve orta öğrenimini çeşitli illerde tamamladı.

İngiltere Manchester Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Enstitüsü tekstil teknoloji bölümü mezunu olan Temel Karamollaoğlu, evli ve beş çocuk babasıdır. Eğitiminin ardından Sümerbank’ta proje mühendisi olarak iş hayatına başlayan Temel Karamollaoğlu, sonrasında Devlet Planlama Teşkilatı’nda görev aldı.

İyi derecede İngilizce bilen Temel Karamollaoğlu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü olarak da görev aldı. Siyasete atılan Karamollaoğlu, 2016 yılında Saadet Partisi genel başkan adaylığına seçildi. 2018 yılında cumhurbaşkanlığına adayı oldu ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde 443.704 oy aldı.

Paylaşın

“Hükümet Akaryakıt Zamlarıyla Trafik Sorununu Çözecek Gibi”

Akaryakıta yapılan zammın ardından hükümeti eleştiren SP Lideri Karamollaoğlu, “Hükümet, ardı ardına akaryakıta getirdiği zamlarla büyükşehirlerdeki trafik sorununu çözecek gibi görünüyor(!) El insaf!” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden akaryakıt fiyatlarına yapılan zammın ardından hükümeti eleştirdi.

SP Lideri Karamollaoğlu, açıklamasında, 2021’de akaryakıt fiyatlarına 46 kez zam yapıldığını hatırlattı.

Karamollaoğlu, “Akaryakıta son bir yılda 46 kez zam geldi ve eskiden kuruş kuruş gelen zamlar artık lira lira geliyor. Hükümet, ardı ardına akaryakıta getirdiği zamlarla büyükşehirlerdeki trafik sorununu çözecek gibi görünüyor(!) El insaf!” ifadelerini kullandı.

Enerji Petrol Gaz İkmal İstasyonları İşveren Sendikası (EPGİS), sosyal medya hesabı üzerinden, bu geceden itibaren geçerli olmak üzere benzine 63, motorine 94 kuruş zam yapıldığını duyurdu.

EPGİS’in açıklamasında “Pompa satış fiyatlarına yansıyacak şekilde artış olmuştur” denildi.

Fiyat artışının ardından benzinin litre satış fiyatı İstanbul’da ortalama 12,93 liradan 13,56 liraya, Ankara’da 13,01 liradan 13,64 liraya, İzmir’de ise 13,02 liradan 13,65 liraya yükselecek.

Motorin fiyatı ise ortalama İstanbul’da 12,75 liradan 13,69 liraya, Ankara’da 12,84 liradan 13,78 liraya ve İzmir’de 12,83 liradan 13,77 liraya yükselecek.

Akaryakıt fiyatları, Türkiye’nin de dahil olduğu Akdeniz piyasasındaki işlenmiş ürün fiyatlarının ortalaması ile dolar kurundaki değişiklikler baz alınarak rafineriler tarafından hesaplanıyor.

Bu hesaplanma sonucunda dağıtım firmalarınca uygulanan fiyatlar, rekabet ve serbesti nedeniyle şirketler ve kentlere göre küçük değişiklikler gösterebiliyor.

1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere motorinde 1 lira 29 kuruş, benzinde 61 kuruş ve LPG’de 78 kuruş fiyat artışı olmuştu.

Paylaşın

Karamollaoğlu: Ak Parti Sebep, Yüksek Enflasyon Sonuçtur

Türkiye İstatistik Kurumu’nun açıkladığı enflasyon verilerine siyasi liderlerden sert tepkiler gelmeye devam ediyor. Saadet Partisi Lideri Karamollaoğlu, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Ak Parti sebep, yüksek enflasyon sonuçtur!” dedi.

Haber Merkezi / Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, TÜİK’in enflasyon verilerine ilişkin olarak, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “İktidarın sebep olduğu yıkımı artık TÜİK bile perdeleyemiyor! TÜİK’in sipariş usulü hazırladığı verilere göre dahi; 20 yılın en yüksek enflasyonunu gördük. İktidarın 85 milyon üzerinde yaptığı ekonomi deneyi, ülkemizi uçuruma sürüklüyor! Bu akıl dışı ekonomik deney bir kez daha göstermiştir ki; Ak Parti sebep, yüksek enflasyon sonuçtur!” ifadesini kullandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıdaroğlu, TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarına tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları kaydetti:

“TÜİK yıllık tüketici enflasyonunu yüzde 36,08 seviyesinde ilan etti. Makyajladıkları rakamlarda bile üretici enflasyonu yüzde 80’e dayanmış. Bu daha az üretim, daha fazla hayat pahalılığı demek. Ey Saraydaki ekonomi dehası, dokunduğun her şeyi eline yüzüne bulaştırdın!

Bu arada metal sanayicileri, emekçilere %17 zam teklif etmişsiniz. Bu TÜİK’ten bile beter teklifinizi not ettik. Köleniz değildir emekçiler, bu gayriciddi tavrınızdan hemen vazgeçin ve emekçilerin alın terlerinin karşılığını verin. Pazarlıkları yakından izliyoruz, bilginiz olsun.”

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarını yorumladı. Davutoğlu şunları söyledi;

“Hani faiz sebep, enflasyon neticeydi? Mızrak çuvala sığmıyor; TÜİK bile yıllık enflasyonu %36 açıklıyor, gerçek enflasyon ise bunun iki katından fazla. Acilen dünyada eşi benzeri olmayan cahil ekonomi deneyinize son verin. Derdimiz Geçim, Çözüm Seçim.”

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, sosyal medya hesabından; açıklanan enflasyon oranlarına tepki gösterdi. Babacan, şu ifadeleri kullandı:

“Rakamları Ayarlama Enstitüsü, nam-ı diğer TÜİK, enflasyon oranını açıkladı. Yeni yılın ilk sabahı uyandığımız zamların yakınından bile geçmiyor. Daha evvel çay kaşığıyla verip kepçeyle alıyor demiştim. Ama iktidar artık hiçbir şey vermiyor, sadece kepçeyle alıyor.”

Paylaşın

SP Lideri Karamollaoğlu’ndan Zamlara Sert Tepki

Yeni yılla birlikte art arda gelen zamlara tepki gösteren SP Lideri Karamollaoğlu, “Bir kez daha anlaşıldı ki; 2022’nin ‘hoş gelmesi’, ancak bu iktidarın ‘güle güle gitmesi’ ile mümkün olacak!” ifadelerini kullandı.

Haber Merkezi / Saadet Partisi (SP)Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, sosyal medya hesabından art arda gelen zamlara dikkat çektiği bir yeni yıl mesajı paylaştı. Karamollaoğlu, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“2021’in son saatlerini doğalgaz, elektrik ve akaryakıta gelen kallavi zam haberleri ile kapattık, yeni yılın ilk gününe de yeni zamlarla uyandık. Bir kez daha anlaşıldı ki; 2022’nin ‘hoş gelmesi’, ancak bu iktidarın ‘güle güle gitmesi’ ile mümkün olacak!”

Elektriğe Yüzde 50 İle Yüzde 125 Arası Zam

Elektrik faturalarında kademeli tarife sistemine geçildi. Kademeli tarife kapsamında mesken aboneleri için aylık 150 kilovatsaate kadar olan tüketim miktarları için nihai fiyat kilovatsaat başına 1 lira 37 kuruş, 150 kilovatsaatin üstü için ise kilovatsaat başına 2 lira 6 kuruş olarak uygulanacak.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun (EPDK) konuya ilişkin kurul kararı Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlandı.  EPDK’dan yapılan yazılı açıklamada, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) tarafından kabul edilen yasa kapsamında kademeli tarife uygulamasına geçildiği belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:

“Kademeli tarifenin hedefi dar gelirli vatandaşlarımızı korumak ve enerji kullanımında tasarruf ve verimliliği artırmaktır. Bilindiği üzere pandemi koşulları sebebi ile hammadde fiyatlarında yaşanan artışlar sonucunda enerji maliyetlerinde de çok büyük artışlar meydana gelmiştir.

Dünya spot piyasalarında elektrik üretiminde kullanılan kömür fiyatlarında; 5 kat, doğal gaz fiyatlarında ise 10 katlık artışlar olmuştur. Türkiye enerji sektörü de bu süreçte, küresel düzeyde ortaya çıkan olağanüstü maliyet artışlarından etkilenmiştir. Ancak kurumlarımız arasındaki iş birliği ile bu artışlar tüketicilerimize asgari düzeyde yansıtılmıştır.

Ayrıca devletimiz vatandaşlarımızı bu artışlardan koruma amacıyla elektrik faturalarında yarısını, doğal gazda ise beşte dördünü karşılayarak 2021de toplamda 100 milyar liralık bir destekte bulunmuştur.

Gelinen noktada enerji piyasalarının sürdürülebilirliği, maliyet bazlı fiyatlandırmanın ve öngörülebilirliğin sağlanması için zorunlu hale gelen bir düzenleme yapıldığı aktarılan açıklamada, “Verimlilik odaklı kademeli tarifeye geçiş ile birlikte 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren mesken aboneleri için aylık 150 kWhe kadar olan tüketim miktarları için nihai fiyat 1,37 TL/ kWh, aylık tüketimlerin 150 kWhın üstündeki kısmı için ise 2,06 TL/ kWh olarak uygulanacaktır” ifadelerine yer verildi.”

Doğalgaza yüzde 25 zam

Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ’nin (BOTAŞ) internet sitesinde 2022 yılı ocak ayı doğalgaz toptan satış fiyat tarifesiyle ilgili açıklama yapıldı. Açıklamaya göre, konutlarda kullanılan doğalgaza yüzde 25 zam yapıldı. Büyük sanayi ve ticari kuruluşlara sağlanan doğalgaza yüzde 50 zam geldi. Elektrik üretim amaçlı kullanılan doğalgaz tarifesi de yüzde 15 oranında arttı.

BOTAŞ’ın fiyat tarifesiyle ilgili açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

2021 yılı başından itibaren Dünya ve Avrupa enerji piyasalarındaki tüketicilerin, piyasalarda yaşanmakta olan olağan dığı ve olağanüstü dalgalanmalara bağlı olarak fahiş enerji fiyatlarına maruz kaldıkları kamuoyu tarafından da yakinen bilinmekte olup, bütün dünyada yaşanan yüksek enerji fiyatları bugüne kadar tüketicilerimize aynı oranda yansıtılmamıştır.

1 Ocak 2022 tarihi itibari ile tüketicilerimizi imkânlar çerçevesinde asgari düzeyde etkileyecek şekilde doğal gaz satış fiyatlarında bir düzenleme yapılması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

Bu kapsamda 1 Ocak 2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere;

  • Konutlarda kullanılan doğal gazın satış fiyatına yüzde 25
  • Elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın satış fiyatına yüzde 15
  • Elektrik üretimi haricinde kullanılan doğal gazın satış fiyatına yüzde 50 oranında artış yapılmıştır.
Paylaşın

Sancar, Buldan Ve Karamollaoğlu’ndan Ortak Basın Açıklaması: Seçim Çağrısı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, muhalefet turları kapsamında ilk ziyareti Saadet Partisi’ne gerçekleştirdi. HDP heyeti Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu ve heyetiyle görüştü.

Haber Merkezi / Görüşme sonrası Buldan, Sancar ve Karamollaoğlu ortak basın açıklaması gerçekleştirdi.

Geçtiğimiz günlerde muhalefete, “Meclis’e ortak erken seçim teklifi verelim” çağrısı yapan HDP Eş Genel Başkanları, ziyaretlerinin amacının da buna dönük olduğunu vurguladı. Buldan, bu kapsamda ilk ziyareti gerçekleştirdikleri SP’nin yanı sıra CHP, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi’ni de ziyaret edeceklerini bildirdi. Ancak daha önceki ziyaret turlarında olduğu gibi İYİ Parti’nin mesafeli olması nedeniyle bu partiden randevu talep edilmedi.

Pervin Buldan, Türkiye’nin yönetilemediğini, AKP-MHP ittifakının Türkiye’yi yoksulluğa mahkum ettiğini, bunun çıkış yolunun da erken seçim olacağına inandıklarını belirterek, “Türkiye’nin erken seçime, acil bir seçime ihtiyacı var” dedi.

Karamollaoğlu’na erken seçim talebini içeren öneriyi sunduklarını belirten Buldan, “TBMM’de muhalefet partilerinin ortak bir önergeyle seçim talebinde bulunmasının faydalı olacağına inanıyoruz. Bunu, eğer diğer siyasi partilerle de ortaklaşırsak, yılbaşından sonra bir seçim önergesiyle Meclis’in gündemine getirmeyi de hedefliyoruz” diye konuştu.

Basın açıklamasın özetle şunlar ifade edildi;

Pervin Buldan: Krizden çıkış yolu muhalefet partilerinden bekleniyor

Bugün Saadet Partisi’ni ziyarete geldik. Son MYK’mızda 4 siyasi partiyi ziyaret etme kararı aldık. Bugün Saadet Partisi’ni, önümüzdeki hafta pazartesi ve salı günleri CHP, Deva ve Gelecek Partisi’ni ziyaret edeceğiz. Bugün Türkiye toplumu büyük bir ekonomik kriz yaşadığı bir dönemden geçiyoruz. Türkiye’nin mevcut durum karşısında Türkiye halklarının ve toplumunun bir çıkışa ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Bu çıkış elbette ki muhalefet partilerinden bekleniyor. Biz de bu sorumluluk çerçevesinde siyasi partilerle görüşüp Türkiye halklarının geleceği açısından çıkış bulma yollarını istişare etmek üzere bu görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Öncelikle Saadet Partisi’ne teşekkür ediyoruz bugün burada bizi konuk edip ağırladıkları için.

Şunun bilinmesini isteriz ki , bugün Türkiye’nin acil bir erken seçime ihtiyacı var çünkü artık Türkiye yönetilemiyor. AKP ve MHP’nin koalisyonunun Türkiye’yi ne hale getirdiğini hepimiz görüyoruz. Çok derin bir yoksulluk yaşanıyor, insanlar aç ve perişan. Buradan çıkışın erken seçim ile olabileceğini bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Önümüzdeki günlerde yapacağımız görüşmelerin erken seçim olasılığına katkı sunacağına inanıyoruz.

Şöyle bir teklif sunduk Sayın Genel Başkana. Muhalefet partilerinin erken seçim önergesi vermesinin faydalı olabileceğine inanıyoruz. Bunu eğer diğer siyasi partilerle de ortaklaştırırsak önümüzdeki günlerde bir seçim önergesi ile Meclis’in önüne getirmeyi de hedefliyoruz. Bir kez daha teşekkür ediyoruz. Şunu da merak ediyorsunuzdur. İyi Parti ile randevu talebinde bulunmadık, şu anda İyi Parti ile görüşme hedefimiz yok. Diğer partilerle görüşmelerimiz devam edecek.

Mithat Sancar: Çözüm için neler yapılabileceği arayışındayız

Ben de Saadet Partisine bizi ağırladıkları için teşekkür ederim. Türkiye’nin içinde geçtiği koşulları burada uzun uzun konuşmaya gerek yok ama içeride bunları etraflıca konuştuk. Gerçekten çok zor bir dönemden geçiliyor. Bu zor dönemin faturasının halkın büyük bir kesimine çıkarılmakta olduğunu görüyoruz. Bundan önceki politikaların faturası da yoksulluk, açlık, işsizlik ve sefalet olarak halkın büyük bir bölümüne çıkarıldı. Çözüm için neler yapılabileceği arayışındayız. Muhalefet partilerine burada sorumluluk düştüğünü toplumun geniş bir kesimi görüyor ve dile getiriyor. HDP bu sorumluluk gereği olarak bu görüşme turunu başlattı. Bizim başka görüşmelerimiz var. Emek ve meslek örgütleriyle görüşmelerimiz var ama bu görüşme turuna da özel önem veriyoruz.

Biraz önce Pervin başkanın da ifade ettiği gibi bu krizin bir siyasi kriz, bir yönetememe krizi olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle çözümün de öncelikle siyasi olduğunu düşünüyoruz. Siyasi çözümün ilk adımının da en önemli adımının da halkın hakemliğine başvurmak olduğu kanısını taşıyoruz. Bunun dışında erken seçim önerimizin dışında, halkın bu enkazın altında kalmasını önleyecek, ortak çalışmaları nasıl yapacağımızı gündeme getirdik. Muhalefet partileri halkı bu yıkımdan koruma konusunda da ortak hareket etmenin yollarını aramalıdırlar.

Bu konuda da istişarede bulunduk. Bize göre en önemlisi toplumsal barıştır. İktidar ayrıştırma, kutuplaştırma ve düşmanlaştırma politikalarıyla, varlığını sürdürme stratejisini koruyor. Hatta daha da derinleştirecek gibi görünüyor. Biz de diyoruz ki siyasi çıkışın ön şartı büyük barış ve toplumsal barıştır. Bu büyük barış, toplumsal barış iktidarın dayandığı temelleri, zemini de büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. Bu görüşmelerin toplumsal barış arayışına ciddi katkılar sunacağına inancım tamdır. Bu krizden siyasi çözümlerle çıkma konusundaki umudumuzu koruduğumuzu görüşmelerde de güçlü bir şekilde dile getirdik. Halkımıza bu mesajı vermeyi görev biliyoruz.

Karamollaoğlu: Demokrasinin temeli farklı görüşlerin meseleleri mütalaa etmesidir

HDP Başkanlık Divanı ile bir görüşme yaptık. Son zamanlarda gelişmeleri ve ekonomik sahadaki derinleşen krize ilişkin fikirlerini dile getirdiler. Biz de kendi görüşlerimizi dile getirdik. Ülkemiz demokratik bir ülke. Demokrasinin temeli de farklı görüşlerin bir araya gelerek meseleleri mütalaa edebilmelidir. Eğer bu mütalaa yapılamıyorsa o ülkeye demokratik bir ülke demek mümkün olmaz.

Bizi ziyaretlerinden dolayı duyduğumuz memnuniyeti kendilerine ifade ettim. Parlamento mutlaka aktif olmalıdır. Demokrasinin gereği yerine getirilmelidir. Biz bir araya gelip meseleleri mütalaa etme ortamını her zaman oluşturmalıyız. Seçime yaklaşıyoruz, 1,5 seneden az aldı. Kararı iktidar, sayın Cumhurbaşkanı verecek. Ama bugün içinde bulunduğumuz sıkıntılardan kurtulmanın yolu da bu istişarelerde bulunmak siyasilerin görevidir. Bu çalışmaların ileride bütün siyasi partilerle yapılmasının bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu ve Karamollaoğlu’ndan ‘Asgari Ücret’ Yorumu

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Bunlara sormak lazım sizin geçmişinizde acaba siz Türk Lirası’nın olduğu bu ülkede dolarla mı çalıştırıyordunuz bu insanları” açıklamasına ilişkin olarak, “Dolarla aylık alanlar var, listeyi yayımlayabiliriz” yanıtını verdi. SP Lideri Karamollaoğlu, “Asgari ücret eğer açlık sınırının altında kaldıysa, enflasyonun altında kaldıysa bu zam zam değildir, artıştır diyebiliriz” dedi. 

Haber Merkezi / Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kılıçdaroğlu ve Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, Saadet Partisi’ndeki görüşmenin ardından ortak açıklama yaptı.

Kılıçdaroğlu şu ifadeleri kullandı:

“Dolar kurundaki yükselmeyi görürsek asgari ücret düşük, eğer enflasyonu ve fiyat artışlarını kontrol ederlerse 4 bin 250 lira ile asgari ücretli kardeşlerimiz biraz nefes alabilir. Eğer sorunlar böyle devam ederse, önümüzdeki yaz Türkiye gıda kriziyle karşı karşıya kalırsa kimse şaşırmamalı.

CHP’li belediyelerin kendi kaynaklarını bakmak, değerlendirmek gerekiyor, daha yüksek bir asgari ücret vereceksek bunun ön çalışmalarını yapmak gerekiyor. Bunun ön çalışmaları yapılacaktır.

Asgari ücretteki artışın neresi bir seçim yatırımı ki yılbaşında aldığı asgari ücret daha değerliydi”

Asgari ücretteki artışın neresi bir seçim yatırımı ki yılbaşında aldığı asgari ücret daha değerliydi. Şimdi aldığı asgari ücret daha az. Seçim yatırımı olarak kendilerini düşünebilir. Yatırım olması için enflasyonu kontrol edebilmesi gerekir.

Dolar kaç lira oldu, 15 lirayı aştı. Türk Lirası’nı yedirmeyiz demişti değil mi Erdoğan. Ne oldu. Söylediği söz daha Türkiye’nin her yerine yayılmadan değer kaybetmeye başladı. Devleti yöneten kişinin sözlerinin tutarlı olması lazım. Türk Lirası’nı yedirmeyiz diyor Türk Lirası eriyor. Faizi indiriyorlar, devlet borçlanırken daha fazla faiz ödüyor. Niye Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından dolar üzerinden borçlanıyorsun?

Bir insanın söylediğinde tutarlılık olur. Türk Lirası ile borç alamıyorsa iktidarla vatan arasında ciddi güvensizlik var demektir. Kimin faizi indi?  Türk Lirası’nı neden perişan hale getirdiniz. İnşallah çözeceğiz.”

“Endişeleri giderici değil”

Karamollaoğlu da şunları söyledi:

“4 bin 250 lirayı doğrudan doğruya Cumhurbaşkanı’nın kendisi açıklıyor. Aslında geçmişte cumhurbaşkanları, başbakanlar asgari ücreti açıklamazdı.  Bizzat kendisi açıklama ihtiyacını duyuyor. Burada da önem verdiği husus nispet.

Enflasyonun yüksek olduğu dönemde rakamların üzerine odaklanmak doğru bir yaklaşım olmuyor.

Enflasyonun yüksek olduğu dönemde rakamların üzerine odaklanmak doğru bir yaklaşım olmuyor. İnsanlar dünyada geçerli bir para birimi için ya Euro ya da doları kullanıyor.

Ben de dolardan bahsederek bu konuyu gündeme getirmek istemem.  Dış ticaretimizi dolarla yapıyoruz. Dış borcumuzu Türk Lirası ile ödemiyoruz ki. Asgari ücret eğer açlık sınırının altında kaldıysa, enflasyonun altında kaldıysa bu zam zam değildir,  artıştır diyebiliriz.

Geriye gitmiş öyle gözüküyor. İnşallah bundan sonraki enflasyon rakamları biraz daha yavaş artar da zararı asgari ücretle çalışan vatandaşımıza zararı daha az olur.

Bugün ne seçim için yapılıyor bunu değerlendirmek vatandaşa kalmış bir durum. Vatandaşın kendi geçimiyle ilgili ele alındığında asgari ücret endişeleri giderici değil.”

Paylaşın

Karamollaoğlu’ndan Erdoğan’ın ‘Ekonomik Kurtuluş Savaşı’ Sözlerine Sert Tepki

Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız” sözlerine sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklama ile tepki gösterdi.

Haber Merkezi / SP Lideri Karamollaoğlu, açıklamasında, “Zam değil; ‘güncelleme’, yüksek döviz kuru değil; ‘rekabetçi kur’, ekonomik kriz değil; ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyerek yaşadığımız sorunlar ortadan kalkmıyor, aksine problemlerimiz derinleşiyor. Bunun adı ekonomi yönetimi değil; olsa olsa “algı yönetimi”dir!” ifadelerini kullandı.

Karamollaoğlu, açıklamasının devamında, “Saadet Partisi olarak artık algılar değil çözüm önerileri konuşulsun istiyor, bunun gayretini veriyoruz. Bunun ilk adımı da problemlerin var olduğunu kabul etmektir, kavramlara işimize geldiği gibi takla attırmak değil! Biz problemleri biliyoruz ve bunları çözmeye de talibiz!” dedi.

Erdoğan ne demişti?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizi eskiden hep yaptıkları gibi denklemin dışına itmek isteyenlerin, kur, faiz fiyat artışları üzerinden oynadıkları oyunu görüyoruz. Biz aynı oyunu vesayetle mücadelede gördük. Sabrettik ve başardık. Biz aynı oyunu terör örgütleriyle mücadelede gördük. Karşı atağımızı yaptık başardık. Bu ekonomik kurtuluş savaşından da milletimizi zaferle çıkaracağız. Ülkemizde önceliğimiz olan istihdamın yolunun yatırımdan, büyümeden geçtiğinden kimsenin şüphesi olmasın.” demişti.

Paylaşın