AK Parti’de En Büyük Değişim MKYK Ve MYK’da Yaşanacak

AK Parti’de eylül sonunda yapılması planlanan olağanüstü kongre için MKYK üyeliği planı yapanların az olmadığını kaydeden Nuray Babacan, , “Kongre sonrasında en büyük değişim MKYK ve MYK’da yaşanacak. Bu kadrolarda yer alma olasılıkları düşük olanlar, kendi illerindeki belediye başkanlıklarına talip. Henüz bir görevlendirme yapılmayan Faruk Çelik ve Mustafa Şentop gibi isimlerin genel merkezde görev bekledikleri var. Binali Yıldırım, neredeyse siyasetle vedalaşmış gibi” ifadelerini kullandı.

Nuray Babacan’ın aktardığına göre; AKP Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un seçim bölgesi Sakarya’da belediye başkan adayı olmak istediği öne sürülürken, Erdoğan’ın onunla bir dönem daha çalışacağı düşünülüyor. Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in görevden alınmasına kesin gözüyle bakıldığını, partinin sözcüsü Ömer Çelik’in “eski tadının olmadığını” aktaran Babacan, “Dışişleri Bakanlığı görevine getirilmediğinden beri mutsuz olduğu iddia ediliyor” bilgisini paylaştı.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, “AKP’lilerin gündemi başka: Makam, koltuk, adaylık” başlıklı yazısında AK Parti içinde yaşananları aktardı. Babacan yazısında şunları kaydetti:

“Herkes zamları, hayat pahalılığını, enflasyonu, bir türlü gelmeyen yabancı sermayeyi, faizleri konuşadursun, kapalı kapılar ardında bitmeyen bir makam-mevki yarışı sürüyor. Bakan ve bakan yardımcılıkları pay edildi ama kurullar, başdanışmanlıklar, belediye başkan adaylıkları konusunda acayip bir mesai var. Çoğu da eski milletvekili. Sanki devletle ömür boyu kontrat yapmış gibiler.

Binali Yıldırım, neredeyse siyasetle vedalaşmış gibi

Önce AKP’nin iç yarışıyla başlayalım. En geç eylül sonunda yapılması planlanan olağanüstü kongre için MKYK üyeliği planı yapanlar az değil. Kongre sonrasında en büyük değişim MKYK ve MYK’da yaşanacak. Bu kadrolarda yer alma olasılıkları düşük olanlar, kendi illerindeki belediye başkanlıklarına talip. Henüz bir görevlendirme yapılmayan Faruk Çelik ve Mustafa Şentop gibi isimlerin genel merkezde görev bekledikleri var. Binali Yıldırım, neredeyse siyasetle vedalaşmış gibi.

AKP Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz’un bile seçim bölgesi Sakarya belediye başkan adayı olmak istediği öne sürülüyor. Ancak Erdoğan’ın onunla bir dönem daha çalışacağını düşünenler az değil. Teşkilat Başkanı Erkan Kandemir’in bu görevden alınacağı kesin gibi. Partinin sözcüsü Ömer Çelik’in eski tadı yok. Dışişleri Bakanlığı görevine getirilmediğinden beri mutsuz olduğu iddia ediliyor.

Genel Başkan yardımcılarından Hamza Dağ’ın İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adaylığını istediği yazıldı-çizildi. Ancak etkili bir siyasetçi olmadığı için pek mümkün görünmüyor. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın adı İstanbul adayı yapılacağı iddiaları partide pek karşılık bulmadı. Siyasi bir figür olmadığı için başarılı olamayacağını öne sürenler var. Partide, İstanbul belediye başkan adaylığı için daha güçlü isim arayışları sürüyor. Murat Kurum’un adı bir süreden beri İstanbul için değil, Ankara için dillendiriliyor. Ankara eski milletvekili, Ankaragücü Başkanı Faruk Koca’nın Ankara büyükşehir için adayı olması için kulis yapanlar var ama kendisinin bu görevi istemediği dile getiriliyor.

‘Dev başdanışman kadrosu’ ayrı bir muamma

Kurullar, genel müdürlükler başta olmak üzere üst düzey bürokrasi için kulisler sürerken, sayılarını kimsenin tam bilmediği ve 45’i aştığı tahmin edilen ‘dev başdanışman kadrosu’ ayrı bir muamma. Aralarında ekonomi ve hukuk kurullarında görev alan birkaç isim dışında, neredeyse adları bile bilinmeyen ve en az yarısı eski vekil olan bu ‘danışılmayanlar’ kadrosunun ne iş yaptığını bilen yok.

Ayda bir kez bile cumhurbaşkanıyla yüz yüze gelemeyenler olduğu belirtiliyor. O yüzden sarayda yapılan toplantılara sırf görünmek için tam kadro katılıyorlar. Ürettikleri proje yok. Şimdi bu ekibi de görevden alınma heyecanı sarmış durumda. ‘Sıra bize geldi’ diyen başdanışmanlardan hangilerinin kalacağı önemli. Özellikle Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’i istemeyen ekonomi kadrosunun durumu merak ediliyor.

Bu arada, konuyla ilgili olmasa da AKP kulislerinde konuşulan başka bir konuyla final yapmak istedik. Genel seçimlerin en önemli seçim vaadi olan ‘kamuda mülakatların kaldırılması’ konusu, sokaklarda AKP’lileri buluyor. Seçimle ilgili çalışma yapanlar, “Bu konuda adım atmamız lazım. Gittiğimiz her yerde, geçim sorunu ve zamlar kadar karşımıza çıkıyor. Özellikle genç seçmen, halen süren bazı olumsuz örnekleri önümüze koyuyor” diye anlatıyor.

Umarız, başarılı gençlerin ayrımcılığa uğramadan kamuda görev almalarıyla ilgili verilen sözler, emekliliklerin refah payına dönmez…

Paylaşın

“Erdoğan, Faiz Düzenlemesinden Hoşlanmadı” İddiası

Gazeteci Nuray Babacan, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın son Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında ekonomi çevrelerinin yetersiz bulduğu faiz düzenlemesinden hoşlanmadığını dile getirdiği” iddia etti.

Babacan, iddiasının devamında,  “Erdoğan’ın ‘Benim lafımı yere düşürüyorsunuz’ tepkisi gösterdiği. Ancak ekonomi yönetiminin pek geri kalmadığı, faiz artışının beklentilerin altında kaldığını, dengeli şekilde bu artışların devam edeceğini anlattığı” ifadelerine yer verdi.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, “O brifingde ne dediler?” yazısında ekonomi yönetiminin Erdoğan’ı yeni ekonomi politikaları için ikna etmeye çalıştığı toplantılara ilişkin kulis bilgilerini aktardı. Babacan’ın yazısının konuya ilişkin bölüm şöyle:

“Cumhurbaşkanın genellikle sessizce dinlemeyi tercih ettiği bu toplantılarda, son PPK toplantısında ekonomi çevrelerinin yetersiz bulduğu faiz düzenlemesinden hoşlanmadığını dile getirdiğini de öğrendik. Hatta, ‘Benim lafımı yere düşürüyorsunuz’ tepkisi gösterdiği anlatılıyor. Ancak ekonomi yönetiminin pek geri kalmadığı, faiz artışının beklentilerin altında kaldığını, dengeli şekilde bu artışların devam edeceğini anlattığı belirtiliyor.

“Cumhurbaşkanını ikna etme süreci devam ediyor”

Yani anlayacağınız, Cumhurbaşkanını ikna etme süreci devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bazı yeni öneriler için “Bunu bir de danışmanlarımla konuşayım” demesinin yeni ekonomi yönetiminin hoşuna gitmediğini de ekleyelim. Zira biliniyor ki bir süreden beri devre dışı kalan ekonomi danışmanları hem Şimşek’e hem de yeni yönetime karşı.

Bu nedenle daha dengeli, kademeli bir faiz politikası ve esnek adımlar atılacak. Bakan Şimşek, ekonomi alanında daha net önlemler alınmasından yana, her şeyin kitabına göre yapılmasını istiyor. Siyaset ve hayatın gerçekleri öyle değil. Önce emekliye refah payı, ardından Cumhur İttifakı’nın küçük ortaklarının ısrar ettiği yeni emekli düzenlemesiyle ilgili verilmesi gereken karar, tam da böyle bir konu. Sadece Erdoğan değil, Şimşek de sıkışıyor. Seçim nedeniyle çok fazla radikal adımlar atılamayacak anlaşılan.

Bu nedenle, bu ay yapılacak Para Politikası Kurulu toplantısında yeniden faiz artırımı olacak ama kimse 20 puanı geçmesini beklemiyor. Bu rakam önemli; çünkü beklenen Batılı sermaye Türkiye’ye giriş yapmadı. Hâlâ uzaktan izliyorlar.”

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

AK Parti’de Kafalar Karışık: Tam Tersi Politika!

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, bugünkü yazısında, AK Partili bir yöneticinin, “Biz şimdiye kadar düşük faiz dedik, nass dedik, şimdi tam tersi politika söz konusu. Her gün Meclis’te dayak yiyoruz. Verecek yanıtımız olmuyor. Muhalefet bu konuyu sürekli işliyor. Buna yönelik söylem geliştirmeliyiz” dediğini öne sürdü.

Nuray Babacan, yazısının devamında, “AKP’lilerin başka bir derdi ise partinin imajı. Cumhurbaşkanı ile parti arasındaki 17 puanlık fark ciddi bulunuyor. Bu makasın kapatılması için yeni bir imaj çalışması yapılacak. Özellikle hesapsız harcama yapan lüks içindeki AKP’lilerle, yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç iddialarının yarattığı imajla başa çıkılmaya çalışılıyor. Belki, camilerdeki son vaazlardaki ‘sade hayat’ mesajları bunun içindir…” ifadelerine yer verdi.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan, “AKP’de kötü imaj sorunu: Nass’ı ne yapacağız?” başlıklı yazısında, AK Parti kulislerinden edindiği bilgileri aktardı. Babacan’ın aktardığı bilgilerden öne çıkan bölümler şöyle:

“Acı reçete hazırlanıyor” dediğimizde bu kadarını biz bile tahmin etmemiştik. Bütün bunlar olurken, altı ay önce söylediklerinin tam tersini yapan AKP’lileri sancı tutmuş gibi. Parti toplantılarında, “Şimdiye kadar ‘Düşük faiz’ dedik, ‘Nass’ dedik. Şimdi tüm tersini savunuyoruz. Her gün Meclis’te dayak yiyoruz” dendiğini aktaralım. Politika değişikliğine kılıf hazırlandığını da bu yazıda okuyacaksınız.

AKP’de çok şey oluyor. Bir yanda ekonomik yangın, diğer yanda değişim. Zamları acele yapıp seçime kadar unutturma çabaları ve tabii yerel seçim kulisleri… Genel merkezde yapılan strateji toplantıları tam da bu kafa karışıklığının yansıdığı arena gibi. Yeni faiz politikasından dert yananlar, yapılanı yeterli bulmayıp Şimşek’e destek çıkanlar… Ne ararsanız var.

Toplantıda, bir parti yöneticisi, “Biz şimdiye kadar düşük faiz dedik, nass dedik, şimdi tam tersi politika söz konusu. Her gün Meclis’te dayak yiyoruz. Verecek yanıtımız olmuyor. Muhalefet bu konuyu sürekli işliyor. Buna yönelik söylem geliştirmeliyiz” dedi. Tabii, “Daha önce inat ettik, tüm uyarılara rağmen reel ekonominin aksi politikalar uyguladık, bedelini halk ödüyor. Suç hepimizin” denmediğini tahmin etmişsinizdir.

Yeni algı operasyonu

Hemen minareye kılıf hazırlanıp büyüklere masallar tadında önerilerin geliştirildiğini söyleyelim. Yeni söylem, “AKP’nin ilk 10 yılında dönüştürücü reformlar vardı. Ama bir yerden sonra yoğun saldırılar, FETÖ, pandemi, bölgemizdeki savaşlar, mecburen korumacı politikalara geçmemize neden oldu. Şimdi tamamlayıcı reformlara geçiyoruz” üzerine kurulacak. Bilginize…

AKP’lilerin başka bir derdi ise partinin imajı. Cumhurbaşkanı ile parti arasındaki 17 puanlık fark ciddi bulunuyor. Bu makasın kapatılması için yeni bir imaj çalışması yapılacak. Özellikle hesapsız harcama yapan lüks içindeki AKP’lilerle, yolsuzluk, rüşvet ve haksız kazanç iddialarının yarattığı imajla başa çıkılmaya çalışılıyor. Belki, camilerdeki son vaazlardaki ‘sade hayat’ mesajları bunun içindir…

Yazının tamamı için TIKLAYIN

Paylaşın

Erdoğan’dan İstanbul Ve Ankara’nın Alınması İçin Özel Ekip

Gazeteci Nuray Babacan, AK Parti tarafından CHP’nin yönetimindeki 11 büyükşehri almak için özel çalışma başlattığını öne sürdü. Babacan, Erdoğan’ın özellikle İstanbul ve Ankara’nın alınması amacıyla özel ekip kurdurduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Şimdi, Erdoğan’ın kurdurduğu özel ekip, 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta bu illerden çıkan sonuçları sandık sandık analiz edecek. Sandık seçmen listeleri baz alınarak, daha önce AKP’ye oy verdiği düşünülen, ama son seçimlerde partiden uzaklaşmış veya sandığa gelmemiş isimlerle temasa geçilecek. Erdoğan, özellikle İstanbul konusunda takıntılı. Son seçimlerde İstanbul’daki bazı ilçelerde oy kaybının nedenleri araştırılıyor. Cumhurbaşkanına detaylı bir rapor sunulacak.”

Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin ardından gözler Mart 2024’te düzenlenmesi beklenen yerel seçimlere çevrilirken, AK Parti tarafından CHP’nin yönetimindeki 11 büyükşehri almak için özel çalışma başlattığı iddia edildi.

İddiaya göre, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle İstanbul ve Ankara’nın alınması amacıyla özel ekip kurdurdu.

Gazete Pencere yazarı Nuray Babacan bugünkü köşesinde, “Daha genel seçimin sonuçları toplumsal açıdan analiz edilmeden yerel seçim potasına girdik. AKP hiç bekletmeden, belediye başkanlığı CHP’de bulunun 11 ili almak için özel çalışma başlattı” dedi.

“Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın başta İstanbul ve Ankara olmak üzere CHP’de olan illerle için özel ekip oluşturduğunu belirtelim” ifadelerini kullanan Babacan, edindiği bilgileri şöyle aktardı:

“Biliyorsunuzdur, AKP, yerel seçimlere kadar büyük kongresini yapacak. Plan, Kasım’da büyük kongre yapılacak şekilde bir takvim yapmak. Yani, yeni vitrinle seçime gidilmesi planlanıyor. Hedef çok net. CHP’nin elindeki 11 büyükşehir belediyesini, özellikle de Ankara ve İstanbul’u almak. Bu, seçimin hemen ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başkalığında yapılan toplantılarda konu oldu.

“Erdoğan’a detaylı rapor sunulacak”

Şimdi, Erdoğan’ın kurdurduğu özel ekip, 14 Mayıs ve 28 Mayıs’ta bu illerden çıkan sonuçları sandık sandık analiz edecek. Sandık seçmen listeleri baz alınarak, daha önce AKP’ye oy verdiği düşünülen, ama son seçimlerde partiden uzaklaşmış veya sandığa gelmemiş isimlerle temasa geçilecek. Erdoğan, özellikle İstanbul konusunda takıntılı. Son seçimlerde İstanbul’daki bazı ilçelerde oy kaybının nedenleri araştırılıyor. Cumhurbaşkanına detaylı bir rapor sunulacak.”

AKP’nin gündeminde 3 önemli konu olduğunu yazan Babacan, şu ifadeleri kullandı:

“1- Ekonomik dengeleri yeniden oluşturmak. Bunu yaparken, emeklilere daha önce ödedikleri primlere göre kademeli bir refah payı verilmesi, memur maaşları artışına ilişkin yasal düzenleme, tüm bunlarla birlikte, EYT ve deprem maliyetinin bütçeye etkisi ve ek bütçe zorunluluğu.

2- Anayasa değişikliği. Anayasa değişikliği kapsamında cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine paralel bazı değişiklikler yapılacak. Değişiklik önerisine muhalefetin nasıl dahil edileceği, çalışmaların hangi yöntemle yapılacağı tartışılıyor. Bunun için bir komisyon kurulabileceği ya da Cumhur İttifakı’nın kendi teklifini hazırlayıp gündeme taşıyabileceği belirtiliyor.

3- TBMM içtüzük değişikliği. TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş daha önceki başkanlar gibi yeni bir içtüzük yapılmasının gerektiğini söyledi. Anayasa ve İçtüzük değişiklikleri öyle çok masum düzenlemeler olmayacak. AKP, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemini daha rahat kullanmak ve parlamentonun zaman zaman yarattığı bağlayıcılığı ortadan kaldırmak için yeni avantajlar yaratmak isteyecek.”

Paylaşın