Moody’s’ten Merkez Bankası İçin ‘Sınırlı’ Faiz Artışı Beklentisi

ABD merkezli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Merkez Bankası’ndan (TCMB) faiz artırımlarına ara vermeden önce 2 sınırlı faiz artışı daha bekliyor.

Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirme yapılmadığını duyuran Moody’s, halihazırda Türkiye’nin kredi notunu “B3” ve not görünümünü “durağan” olarak değerlendiriyor.

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye için ‘Kredi Görüşü’ raporu yayımladı.

Sadece abonelerle paylaşılan raporda “Kredi görüşümüz, olumlu bir senaryoda bile toparlanması zaman alacak kurumsal ve yönetişim gücündeki erozyona karşı ekonomik gücü ve ılımlı borcu yansıtmaktadır” ifadesi kullanıldı.

Türkiye’de manşet enflasyonun hala yüksek olduğu, önümüzdeki aylarda da yükselmeye devam edeceği öngörüldü. Büyümede sert bir yavaşlamanın yeni bir politika değişimi riskini artırabileceği uyarısı yapıldı.

Raporda “Cari dengedeki iyileşme ve artan rezervler kredi görünümü açısından olumlu. Sıkı para politikası sürdürülebilir ve maaş artışları TCMB’nin hedefi ile uyumlu gerçekleşirse kredi görünümü iyileştirilebilir” ifadesi yer aldı.

Kurum, Türkiye ekonomisinin 2023’te yüzde 4, 2024’te yüzde 2,5, 2025’te yüzde 3 büyümesini bekliyor. Ortalama enflasyonun bu yıl yüzde 53,5, 2024’te yüzde 58,9, 2025’te yüzde 39,1 olması bekleniyor.

Cari işlemler açığının GSYH’ye oranının da bu yıl yüzde 4,7, 2024’te yüzde 3,4, 2025’te yüzde 3 olması öngörülüyor.

BloombergHT’nin aktardığına göre; Moody’s Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’ndan (TCMB) faiz artırımlarına ara vermeden önce daha sınırlı 2 faiz artışı bekliyor.

Raporda, ortodoks politikaların 2021’deki gibi kısa vadeli olması durumunda kredi görünümünün negatife çekilebileceği belirtildi.

Türkiye’nin kredi notuna ilişkin değerlendirme yapılmadığını duyuran Moody’s, halihazırda Türkiye’nin kredi notunu “B3” ve not görünümünü “durağan” olarak değerlendiriyor.

Paylaşın

Fitch Ratings, Türkiye’nin Kredi Notunu 2 Yıl Sonra ‘Negatif’ten ‘Durağan’a Çıkardı

ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye’nin kredi notunu “B” olarak teyit ederken, not görünümünü 2 yıl sonra “negatif”ten “durağan”a çıkardı. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s da, Türkiye’nin kredi notunun yükselebileceği sinyalini verdi.

S&P Global ise eylül ayı sonunda güncelleme yapacak. “Seçimlerden bu yana gördüğümüz adımlar umut verici ama sorunlar da bir hayli karmaşık,” ifadelerini kullanan Hornung, enflasyonun bu yıl yüzde 65’e yükselmesini beklediklerini ve başa çıkılması zor bir dizi dengesizlik olduğunu belirtti.

Fitch Ratings, görünümün durağana revize edilme nedenine dair açıklamasında, “kısa vadeli makro-finansal istikrar risklerini azaltan ve ödemeler dengesi baskılarını hafifleten daha geleneksel ve tutarlı bir politika karışımına dönüşü yansıtıyor” ifadelerine yer verdi.

TCMB’nin politika faizini 2023 sonuna kadar yüzde 35’e çıkaracağını ve 2024’te de bu seviyede kalacağını belirten Fitch para politikası sıkılaştırmasının gelecekteki hızı ve süresi konusunda yüksek belirsizlikler olduğuna dikkat çekti.

Yüksek enflasyonun en büyük risk ve zorluk olmaya devam ettiği belirtilen raporda yıl sonu enflasyon tahmini yüzde 65 oldu. Açıklamada “Büyümenin 2023’te yüzde 4,3, 2024’te yüzde 3 olmasını bekliyoruz” tahminine yer verildi.

Brüt uluslararası rezervlerin Mayıs ayının ortasından bu yana gözle görülür ölçüde toparlanma kaydettiği, 2023 yılı sonuna kadar 115 milyar dolara ulaşabileceği öngörüldü.

Fitch’in olası not yükselmesini sağlayabilecek faktörlere de değinilen açıklamada, mevcut politika normalleştirme ve yeniden dengelenme sürecinin sürdürülebilirliğine olan güvenin artması, bunun sonucunda enflasyonda sürekli bir düşüş de dahil olmak üzere makroekonomik istikrarın iyileşmesinin pozitif etki yapabileceği belirtildi.

Açıklamada, cari işlemler açığının sürekli daralması, sermaye girişlerinin artması, uluslararası rezervler düzeyinde ve bileşiminde iyileşmeler ve dolarizasyonun azalması nedeniyle dış kırılganlıklardaki azalmanın olası not artırımına neden olabileceği bildirildi.

Fitch, 2021 yılının Aralık ayında not görünümünü negatife düşürmüş, geçen sene Temmuz ayında da kredi notunu B+’dan B’ye indirmişti.

Kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s da, seçimlerden sonra geleneksel ekonomi politikalarına dönüşün faydalarının görülmeye başlanacağını belirterek, buna bağlı kalması halinde Türkiye’nin kredi notunun da yükselebileceği sinyalini verdi.

Türkiye’nin kredi notu 3 büyük derecelendirme kuruluşu tarafından son yıllarda izlenen geleneksel olmayan para politikaları ve yaşanan kur krizleri nedeniyle yatırım yapılamaz seviyeye düşürülmüştü.

Reuters’a konuşan Moody’s analisti Dietmar Hornung, politikalardaki yöntem değişikliğinin kredi görünümü açısından kesinlikle pozitif olduğunu belirtti fakat hala bazı önemli belirsizliklerin bulunduğunu vurguladı.

Türkiye’nin kredi notunu B3 görünümünü de sabit olarak belirleyen Moody’s, kredi notunu güncellemesini aralık ayında yapacak.

ABD merkezli S&P Global ise eylül ayı sonunda güncelleme yapacak. “Seçimlerden bu yana gördüğümüz adımlar umut verici ama sorunlar da bir hayli karmaşık,” ifadelerini kullanan Hornung, enflasyonun bu yıl yüzde 65’e yükselmesini beklediklerini ve başa çıkılması zor bir dizi dengesizlik olduğunu belirtti.

Hornung “Kredi görünümümüz normal ve aşağı yönlü bir risk görmüyoruz, ama değişimin pozitif etkilerini görmemiz zaman alacaktır,” ifadelerini kullandı. Kredi notu ve görünümünde olası bir değişimin zamanlaması sorulduğunda ise Hornung bunun bir kısa mesafe koşusu değil maraton olduğu şeklinde cevap verdi.

Paylaşın

Moody’s’den Dikkat Çeken “Türk Bankaları” Kararı

ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türk bankacılık sisteminin görünümünü durağan olarak değiştirdi. Öte yandan Moody’s hükümetin Mayıs 2023’teki seçimlerin ardından ortodoks politikalara dönme yönündeki ilk adımlarının, Türk bankaları için faaliyet koşullarını desteklediğini ifade etti.

Moody’s değerlendirmesinde ayrıca, bankaların dış fonlama pozisyonu ve dolarizasyon seviyelerinin iyileştiğini ve özellikle yabancı para olmak üzere likiditenin yeterli kalmasını beklediklerini ifade etti.

Geçen hafta Türkiye’nin ortodoks politikalara dönmesi durumunda not artışı olabileceği mesajını veren Moody’s şimdi de Türk bankalarının görünümünü değiştirdi. Kuruluştan yapılan açıklamada Türk bankacılık sistemi için görünümün durağan olarak değiştirildiği belirtildi.

Bloomberg HT’nin aktardığına göre değerlendirmede Türk bankaları için faaliyet ortamının, ekonomik büyümede beklenen yavaşlama ve devam eden yüksek enflasyon nedeniyle zorlu ve dalgalı olmaya devam ettiğini belirten Moody’s hükümetin Mayıs 2023’teki seçimlerin ardından ortodoks politikalara dönme yönündeki ilk adımlarının, Türk bankaları için faaliyet koşullarını desteklediğini ifade etti.

Moody’s’in değerlendirmesine göre çok yüksek enflasyon, daha yüksek vergiler ve liranın değerinde daha fazla bozulma, tüketici harcamaları üzerinde baskı oluşturacak ve borçluların geri ödeme kapasitesini zayıflatarak bankaların varlık kalitesini baskı altına alacak.

TL’deki değer kaybı ve kredi hacmindeki genişlemenin, 2022’ye kıyasla daha yavaş olsa da, görünüm döneminde sektörün sermaye yeterliliğini zorlayacağını ifade eden Moody’s kârlılığın 2022’de kaydedilen zirvelere göre normalleşeceğini ama yine de güçlü kalmaya devam edeceğini belirtti.

Moody’s değerlendirmesinde bankaların dış fonlama pozisyonu ve dolarizasyon seviyelerinin iyileştiğini ve özellikle yabancı para olmak üzere likiditenin yeterli kalmasını beklediklerini ifade etti.

Paylaşın

Moody’s’den Merkez Bankası İçin Faiz Tahmini

Piyasalar Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) alacağı faiz kararına kilitlenmiş durumda. ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Merkez Bankası’nın politika faizini mevduat faizlerine yaklaştırarak yüzde 25-30 seviyesine çekmesini beklendiğini belirtti.

Bloomberg HT’nin haberine göre Moody’s tarafından yayımlanan raporda, Türkiye’de ekonomi politikalarında beklenen değişikliğin gerçekleşmesi halinde bunun kredi notu açısından olumlu olacağı belirtildi. Raporda, “İzlenmesi halinde, ortodoks, kurallara dayalı ve öngörülebilir politikaya geçiş, tartışmasız bir şekilde kredi notu açısından olumlu olur,” değerlendirmesinde bulunuldu.

Moody’s yayımladığı raporda politika faizini hızla vadeye bağlı olarak yüzde 25-30 seviyesinde olan TL mevduat faizlerine yaklaştırmasını beklediklerine yer verirken para politikasını etkin şekilde sıkılaştırmak ve aynı zamanda Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede kararlı olduğunu vurgulaması için ilave faiz artışlarına ihtiyaç duyulacağı değerlendirmesinde bulundu.

Mehmet Şimşek, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini Nureddin Nebati’den devralırken, “Türkiye’nin rasyonel zemine dönmekten başka çaresi yok” demiş; “şeffaflık”, “öngörülebilirlik” ve “uluslararası normlar” vurgusu yapmıştı.

Öte yandan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Hafize Gaye Erkan’ın ilk kez katılacağı Para Politikası Toplantısı’ndan (PPK) 26 aylık aranın ardından yüklü bir faiz artışı kararı çıkması bekleniyor.

ABD merkezli yatırım bankası Morgan Stanley, politika faizinin 11,5 puan artarak yüzde 20’ye çıkmasını bekliyor. ABD merkezli Goldman Sachs bankası ise Merkez Bankası’nın faizi yüzde 40’a çıkarmasını bekliyor.

Bank of America ise Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 25’e yükseltmesini bekliyor. Deutsche Bank, faizin yüzde 20’ye çıkarılmasını beklediklerini ancak TCMB’nin iletişim dili gibi etmenlerin de önemli olduğunu belirtiyor.

Peki ne kadar faiz artışı olacak?

Yeni yönetim sonrasında TCMB’den herhangi bir sözlü yönlendirme yapılmadığı için bu soruya verilen yanıtlar değişiyor. Ortalama olarak faizin yüzde 8,5’ten yüzde 20 hatta yüzde 25 seviyesine çıkarılabileceği öngörülüyor. Sonraki aylarda da ihtiyaca göre faizin yüzde 30 seviyesine kadar çıkarılabileceği belirtiliyor.

Ancak bir başka bakış açısında göre de TCMB çok daha sert bir faiz artışıyla 22 Haziran’da politika faizini bir anda yüzde 30’lar seviyesine, ardından da yüzde 40’a kadar getirebilir. TCMB’nin son yayınladığı Piyasa Katılımcıları Anketi’ne göre ise PPK’nin 22 Haziran’daki toplantısından politika faizinde 900 baz puanlık artış kararı çıkacağı tahmin edildi.

Paylaşın

Moody’s Türkiye İçin Büyüme Tahminini Yukarı Yönlü Revize Etti

New York merkezli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye için 2023 büyüme tahminini yüzde 2’den yüzde 2,3’e çıkardı. Kuruluş, depremin yıktığı bölgelerde yeniden inşa ile birlikte ortaya çıkacak ekonomik aktiviteyi hesaba kattı.

Türkiye’deki gelişmeleri izlemeye devam edeceğini belirten Moody’s, 2024 için büyüme tahminini ise yüzde 3’ten yüzde 4’e yükseltti.

Moody’s aralarında Türkiye’nin de olduğu birçok G20 ekonomisi için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etti.

ABD, Kanada, Euro Bölgesi, Rusya, Hindistan, Meksika ve Türkiye için 2023 reel büyüme projeksiyonlarını anlamlı şekilde yükselten Moody’s, Çin için yüzde 4,0 olan 2023 ve 2024 büyüme tahminlerini yüzde 5,0’a çıkardı.

Bloomberg’in haberine göre Türkiye için 2023 ve 2024 GSYH tahminlerini daha önce açıkladığı yüzde 2,0 ve 3,0’den yüzde 2,3 ve 4,0’a çıkaran Moody’s, Türkiye için büyüme tahminlerini yukarı yönlü revize etmesine neden olarak depremin yıktığı bölgelerde yeniden inşa ile birlikte ortaya çıkacak yeni ekonomik aktiviteyi hesaba kattı.

Moody’s yaptığı değerlendirmede, “Yeniden inşanın her yıl yol açacağı yeni ekonomik aktivitenin hızı ve kaynakların nasıl dağıtılabileceği bilinmezler arasında. Bu, maliye ve para politikası desteğinin büyüklüğüne bağlı olacak. Türkiye’deki gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz, ekonomik görünüm önümüzdeki aylarda belirsiz olmaya devam edecek” ifadelerini kullandı.

Paylaşın

“Türkiye’de Bankalar Çok Yüksek Döviz Riski Altında” Uyarısı

ABD merkezli uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, 39 gelişmekte olan ülkeyi kapsayan raporunda, Ukrayna ve Türkiye gibi ülkelerde bankaların sermaye üzerindeki kontroller, zayıf uluslararası rezervler ve yüksek seviyedeki döviz borçlarından kaynaklı “çok yüksek” kur riski ile karşı karşıya olduklarını açıkladı.

Moody’s aporunda, Ukrayna ve Türkiye’nin yanı sıra dolar cinsi yüksek mevduatlar nedeniyle risk altındaki ülkeler olarak Belarus, El Salvador, Kırgızistan, Nijerya ve Tacikistan’ı gösterdi.

Moody’s yatırımcı hizmetlerinin bugün yayınladığı raporunda, döviz mevduatlarının toplam mevduatların yüzde 10 ya da üzerinde olduğu gelişmekte olan ekonomilerdeki 39 bankacılık sistemini ele aldı. Belarus, El Salvador, Nijerya, Kırgızistan ve Tacikistan da yüksek seviyede dolar mevduatı nedeniyle risk altında olan ülkeler listesinde yer alıyor.

Raporu hazırlayan ekibin başındaki Moody’s Başkan Yardımcısı ve kredilerden sorumlu üst düzey yetkilisi Eugene Tarzimanov, “Yüksek dolarizasyon, bir ülkenin para biriminin değerinin hızla düştüğü zamanlarda birçok sorun yaratıyor. Bankalar, yatırım riskine karşı korunmamış borçlulara verilen döviz cinsinden kredilerin daha fazla temerrüde düşmesiyle kırılgan hale gelebilir. Bu durum, bankaların karlılığına zarar verir. Bankaların likiditesi ve sermayesi de baskı altına girer” dedi.

ABD Merkez Bankası’nın (FED) yüksek enflasyonla mücadele etmek için faiz oranlarını arttırması, gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesine yol açtı.

Amerikan finans şirketi Morgan Stanley Capital International’ın (MSCI) gelişmekte olan ülkelerin para birimlerini takip eden endeksi de 2015 yılından bu yana en sert düşüşe işaret ediyor. Gana, Arjantin ve Mısır para birimler de MSCI’a göre bu yıl en çok değer kaybeden para birimleri arasında. El Salvador ise ödeme aracı olarak Amerikan dolarını kullanıyor.

Moody’s raporu Ermenistan, Gürcistan, Kenya ve Uganda’daki makroekonomik zayıflıkların da bankaları etkileyebileceğini kaydediyor. Raporda, “Toplamda 20 bankacılık sistemi, yüksek ya da çok yüksek döviz riski taşıyor” ifadesi yer alıyor.

Moody’s, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana hükümetlerin cari açıklarını finanse etmeleri ve para birimlerini ABD dolarına karşı korumaları nedeniyle, gelişmekte olan piyasa ekonomilerinin çoğunda uluslararası rezervlerin düştüğünü belirtiyor. Raporda, döviz riskinin en az olduğu gelişmekte olan ülkelerinse Şili, Fildişi Sahili ve Endonezya olduğu kaydediyor.

Paylaşın

Moody’s Türkiye Enflasyon Beklentisini Yükseltti

ABD merkezli kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin 2022 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 70’e yükseltti. Kuruluş bir önceki tahminini yüzde 52,1 olarak açıklamıştı.

Moody’s, bugün yayınladığı “Global Marko Görünüm 2022-23 raporu Ağustos ayı güncellemesinde; Türkiye için 2022 ve 2023 büyüme ve enflasyon tahmininde değişikliğe gitti.

Moody’s yüzde 52,1 olarak öngördüğü 2022 yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 70’e, yüzde 30 olarak öngördüğü 2023 yılı sonu enflasyon beklentisini ise yüzde 40’a yükseltti.

Türkiye için 2022 büyüme beklentisini yüzde 3,5 olarak açıklayan kuruluş, beklentisini güncelleyerek yüzde 4,5’e çıkardı. Diğer taraftan, Moody’s 2023 için yüzde 4 olan büyüme beklentisini ise yüzde 2’ye düşürdüğümü açıkladı.

Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın (TCMB) 2022 ağustos ayı piyasa katılımcıları anketi sonuçlarına göre katılımcıların cari yıl sonu tüketici enflasyonu (TÜFE) beklentisi bir önceki anket döneminde yüzde 69,94 iken, bu anket döneminde yüzde 70,60 oldu.

TÜİK göre; Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bir önceki aya göre yüzde 2,37, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 45,72, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 79,60 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 49,65 olarak gerçekleşti.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Ağustos ayı Enflasyon verilerini 5 Eylül günü saat 10.00’da açıklayacak.

Paylaşın

Moody’s Türkiye’nin Kredi Notunu Düşürdü

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B2″den “B3″e düşürdüğünü, not görünümünü ise negatiften durağana çevirdiğini açıkladı.

BloombergHT’nin aktardığına göre Moody’s, Türkiye’nin kredi notunu “B2″den “B3″e düşürdüğünü, not görünümünü ise negatiften durağana çevirdiğini duyurdu.

Moody’s, Türkiye’nin ödemeler dengesi üzerinde artan baskıları ve Döviz rezervlerinin daha da düşme riskini, kredi notunun düşürülmesine neden olarak gösterdi. Kuruluş ayrıca, Türkiye’nin cari açığının muhtemelen önceki beklentileri büyük bir farkla aşabileceğini kaydetti.

Kuruluş, Türkiye’nin cari işlemler açığının bu yıl gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 6’sına yakın olacağını ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden önce beklenenden üç kat daha fazla olacağını tahmin ediyor.

Analist Kathrin Muehlbronner ve Alejandro Olivo yaptığı açıklamada, yetkililerin para birimini istikrara kavuşturmak ve döviz tamponlarını yenilemek için giderek alışılmışın dışında önlemlere başvurmak zorunda kaldığını belirtti.

Analistler açıklamada, “Giderek artan karmaşık düzenleyici, mali ve makro ihtiyati tedbirlerin makroekonomik istikrarı geri getirmede etkili olması pek olası değil.” ifadelerini kullandı.

Kuruluş, 27 Mayıs’ta yaptığı duyuruda, Türkiye’nin kredi notuna ilişkin güncelleme yapmadığını açıklamıştı.

Paylaşın

2001 Krizinde Türkiye’nin Kredi Notları Kaçtı, Bugün Ne Durumda?

2001 krizinde kredi derecelendirme kuruluşları sürekli değişen ekonomik koşullardan dolayı 2001’de notlarını birkaç kez güncelledi. Kuruluşlar 21 ve 22 Şubat tarihlerinde Türkiye’nin notunu değiştirdi. S&P’nin bu tarihte notu B+ olurken, Moody’s B1 ve Fitch de BB- notunu verdi. Bugün ise kuruluşların son verdiği notlar şöyle: S&P B+, Moody’s B2 ve Fitch B.

Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 885 puanı görerek 15 Temmuz 2022 itibarıyla 2003’ten bu yana en yüksek düzeye çıktı.

Son olarak kredi derecelendirme kuruluşu Fitch artan enflasyon, genişleyen cari açık ve diğer ekonomik riskleri gerekçe göstererek Türkiye’nin kredi notunu “B+”dan “B”ye düşürdü.

Uluslararası kuruluşların Türk ekonomisine o dönem verdiği notlar ile günümüz kredi notlarına bakıldığında nasıl bir tablo var? 2001 krizinde Türkiye’nin kredi notları kaçtı? Son 20 senede Moody’s, Standard & Poor’s (S&P) ve Fitch’in kredi notları nasıl değişti?

Kuruluşların notları ana olarak “yatırım yapılabilir” ve “spekülatif” diye ikiye ayrılıyor. En kötüsü ise “batık”. Aşağıdaki görselde Türkiye’ye verilen son notlar sarı olarak işaretlendi.

Fitch 8 Temmuz’da Türkiye’nin notunu B+’dan B’ye düşürdü. Görünüm ise negatif. S&P ise son güncellemeyi 10 Aralık 2021’de yaptı. Kredi notu B+’da kalırken görünüm durağandan negatife döndü.

Moody’s ise, Eylül 2020’de Türkiye’nin kredi notunu B1’den B2’ye düşürmüştü. Üç kuruluşun kredi notu da “yatırım yapılabilir” seviyenin oldukça altında yer alıyor. Türkiye’ye verilen son kredi notları “çok spekülatif” durumunda.

2001 krizinde kredi derecelendirme kuruluşları sürekli değişen ekonomik koşullardan dolayı 2001’de notlarını birkaç kez güncelledi. 19 Şubat 2001 Milli Güvenlik Kurulu toplantısında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ile Başbakan Bülent Ecevit arasında yaşanan tartışmadan hemen sonra kuruluşlar 21 ve 22 Şubat tarihlerinde Türkiye’nin notunu değiştirdi. S&P’nin bu tarihte notu B+ olurken, Moody’s B1 ve Fitch de BB- notunu verdi. Bugün ise kuruluşların son verdiği notlar şöyle: S&P B+, Moody’s B2 ve Fitch B.

2001-2006 yılları arasında Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkan Yardımcısı olan Fatih Özatay’ın değerlendirmesine göre 2001 ve son notlar kıyaslandığında şu durum ortaya çıkıyor:

“Notumuz 2001 krizi ile karşılaştırıldığında şöyle: S&P: İki üstte; Moody’s: Bir altta; Fitch: Bir üstte 2001’deki gibi ‘çok spekülatif’ kümesindeyiz. ‘İflas’ dahil 9 küme var. Biz 6. Kümedeyiz”

AK Parti’nin iktidara gelmesinin ardından Türkiye’ye verilen notlar kademeli olarak yükselmeye başlarken son yıllarda belirgin bir düşüş dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’ye verilen bu notlara zaman zaman sert tepki gösteriyor.

Moody’s, S&P ve Fitch kredi derecelendirme piyasasının yüzde 95’ini kontrol ediyor. Bu kuruluşların notları yatırım dünyasında oldukça önemli etkiye sahip.

(Kaynak: Euronews Türkçe)

Paylaşın

Moody’s Ekonomisti: Türkiye’de Tasarruf Etmek Mantıklı Değil

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Analytics ekonomisti Lina Barokas, Türkiye’de tasarruf etmenin ‘mantıklı bir seçenek olmadığını’ söyledi. Barokas, “Tüketici fiyatları sürekli olarak artıyor ve bu durum vatandaşları tüketimlerini öne çekmeye teşvik ediyor. Reel faiz oranı negatif olduğundan, tasarruf etmek mantıklı bir seçenek değil” dedi. 

Dünya gazetesinden Elif Karaca’ya konuşan Barokas, enerji ve emtia fiyatlarının küresel olarak artması nedeniyle Türkiye’deki yüksek enflasyonun ‘şaşırtıcı olmadığını’ belirtti. Barokas, “TCMB artan fiyatlara karşı tepkisiz kalıyor ve yüzde 14’lük politika faizi mevcut enflasyon seviyesinin çok altında. Türkiye’de enflasyon kontrol altına alınamazsa satın alma gücü bozulmaya devam edecek. Reel faiz oranı, olası şoklara karşı tampon sağlamıyor” ifadelerini kullandı.

Barokas’ın açıklamaları şöyle:

“ABD ve AB resesyona girerse Türkiye ekonomisi bundan nasıl etkilenir?

ABD ve AB’de yaşanacak bir resesyon, özellikle uluslararası ticaret ve finansal bağlantıları olan birçok gelişmekte olan ülke için olumsuz sonuçlar doğurabilir. Şu anda yüksek emtia fiyatlarından avantaj sağlayan emtia ihracatçısı ülkeler için de olumsuz olacaktır. Türkiye’nin dış ticareti de olumsuz etkilenecektir.

Türkiye’de enflasyon yüzde 70’e ulaştı. TCMB’nin adımları enflasyonu düşürmeye yeterli mi?

Enerji ve emtia fiyatlarının küresel olarak artması nedeniyle Türkiye’deki yüksek enflasyon şaşırtıcı değil. Ancak Türkiye’deki enflasyonun yükseliş eğilimi işgalden çok önce başladı. TCMB artan fiyatlara karşı tepkisiz kalıyor ve %14’lük politika faizi mevcut enflasyon seviyesinin çok altında. Türkiye’de enflasyon kontrol altına alınamazsa satın alma gücü bozulmaya devam edecek. Reel faiz oranı, olası şoklara karşı tampon sağlamıyor.

Türkiye’de enflasyona ilişkin yukarı yönlü riskler hangileri?

Tüketici fiyatları sürekli olarak artıyor ve bu durum vatandaşları tüketimlerini öne çekmeye teşvik ediyor. Reel faiz oranı negatif olduğundan, tasarruf etmek mantıklı bir seçenek değil. Bu, vatandaşların daha fazla tükettiği ve fiyatlar üzerinde daha fazla yukarı yönlü baskının oluştuğu bir kısır döngüye neden oluyor. Ulusal tasarrufların olmaması ise, ülkenin döviz girişi yaratabilecek alanlarda yatırım yapma kabiliyetini kısıtlıyor.

Türkiye’nin bu yıl çok turist çekerek döviz rezervlerini güçlendirebileceğini düşünüyor musunuz?

Türkiye, Avrupalılar için en çekici turizm destinasyonlarından biri olmaya devam ediyor. Ancak, hem Avrupalıların satın alma gücünün azalması hem de Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesi nedeniyle gelirler daha düşük olabilir. Rus turistler Türkiye için turizm gelirlerinin büyük bir kısmını oluşturmaktadır.”

Paylaşın