Muğla: Hydisos Antik Kenti

Hydisos Antik Kenti; Muğla’nın Milas İlçesi, Karacahisar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Şehrin baş tanrısı Zeus Areios bir savaş tanrısı olup, sikkeler üzerinde ya sakallı ve miğferli bir büst olarak veya bütün silahlarını kuşanmış halde ayakta tasvir edilmiştir.

Bugün birçoğu sık çam ağaçları içinde kalan kalıntılar arasında Helenistik Döneme tarihlenen şehir surları, agora, bouleuterion, kilise ve daha çok surların dışında kalan ve tipolojik bir zenginliğe sahip nekropolle beraber tanımlanamayan birçok yapı yer almaktadır.

Paylaşın

Muğla: İasos Antik Kenti

İasos Antik Kenti; Muğla’nın Milas İlçesi, Kıyıkışlacık Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mitolojiye göre Argos’tan gelenler tarafından kurulduğu ve ismini kolonistlerin başı İasos’tan aldığı söylenmektedir. M.Ö. 5.yy.’a kadar İasos hakkında eski kaynaklarda bilgi yoktur. Kentin kurulduğu alan önceleri bir ada iken daha sonra adanın denizle birleştiği berzah dolmuş ve ada, yarımada haline dönüşmüştür. Antik kente ait önemli yapılar bu yarımada üzerinde yer almaktadır. Büyük sur, su kemerleri, mezarlar ile balık pazarı olarak adlandırılan yapı ise sur dışında yer almaktadır.

İasos’ta yapılan kazılarda kentteki en eski yerleşimin M.Ö.3.bin sonuna kadar uzandığı tesbit edilmiştir. Bir zamanlar kenti ziyaret eden müzisyen, tiyatroda bir resital vermiş. Bu resital sırasında balık pazarının açıldığını bildiren çan sesi duyulunca elini kulağına götüren yaşlı adam dışında herkes yerinden fırlayarak tiyatrodan ayrılmış.

Yaşlı adamın yanına gelen müzisyen “Bana ve sanatıma gösterdiğiniz saygıdan ötürü size teşekkür borçluyum; çünkü çan sesini duyan bütün seyirciler çekip gittiler” demiş. “Ne?” diye haykırmış bunu duyan yaşlı adam, “Yoksa çan mı çaldı?”, “Evet, neden?”, “Öyleyse izninizle efendim…” ve gözden kaybolmuş. Strabon bu öyküyü bereketsiz topraktan ürün alamayan İasoslular’ın balığa olan düşkünlüklerini belirtmek için anlatır.

İskender’in 334’te Miletos’u kuşatması üzerine İasos, kente yardım etmeye çalışan Pers donanmasına bir gemi bağışında bulundu. On yıl sonra Ekbatan’da İskender’in silah deposu komutanlığında Gorgos adlı bir İasoslu bulunuyordu. İskender’in ilgisini çeken bir başka İasoslu da yunus tarafından sevilme gibi garip bir yazgıya sahip olan erkek çocuktu. İasos’ta erkek çocukların gymnasium’da çalıştıktan sonra denizde yıkanmaları bir gelenekti.

Bu sırada kıyıya yanaşan yunus, çocuklardan birini sırtına alıp, açıklara götürüyor ve sonra yeniden kıyıya bırakıyordu. Bir anlatıya göre bu öyküyü duyan İskender, çocuğu Babil’e getirip, deniz tanrısı Poseidon’un rahibi yapmış. İasoslular bu olaydan, M.Ö.3.yy.’da çıkarılan madeni paralarında, kolunu yunusun sırtına atmış biçimde yüzen çocuk tasvirine yer verecek kadar etkilenmişlerdir.

Paylaşın

Muğla: Keramos Antik Kenti

Keramos Antik Kenti; Muğla’nın Milas İlçesi, Göcekbaşı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Karyalıların Krysaor Birliği’nin bir üyesi olan Keramos’un adının anlamı çömlektir. Hellenistik çağda, Rodos egemenliği altında bulunan kent, bu dönemde kuzey komşusu Stratonikea ile bağlaşıklık imzalamıştı. İ.Ö. 129 yılında düzenlenen Roma’nın küçük Asya eyaleti içinde yeralan Keramos, bundan sonraki evrede önemini giderek yitirmiştir. Ören’in arkasında yeralan Meşekayası dağları üstünde sur duvarları bulunur.

Surların alt kesimleri çokgen taş dizilerinden oluşurken, üst kesimlerde düzenli çizgi katları yapan duvar tekniği gözlenir. Kayalık bir terasta yeralan ve halk dilinde Bakıcak diye bilinen yerde, kentin iki önemli tapınağı, 25 metreye varan uzunlukları ile görülürler. Kurşunluyapı, taşları birleştirmek için kullanılan kurşun zıvanalardan bu adı almıştır. Güney ve batıda özgün biçimini korumuş olan bu güzel teras duvarlarının doğusu yıkılmıştır.

Terasın üstündeki düzlemde ise Korinth ve İyon düzeninde yapı parçaları bulunur. Sözkonusu tapınak alanının olasılıkla Zeus Krysaoreus’a ilişkin olduğu ileri sürülmektedir. Kasaba içinde bulunan Akyapı, Roma dönemine ilişkin büyük bir yapı kompleksidir. Gökova yoluyla gelenler, Ören’e ulaşmadan Meşekayası dağının arka kesimlerinde su kemerleriyle karşılaşırlar.

Paylaşın

Muğla: Güllük

Güllük; Muğla’nın Milas İlçesine bağlı bir mahalledir. Milas-Bodrum yolu üzerinden sağa ayrılan 8 km’lik yol sizi Güllük’e ulaştıracak. 

Bodrum’un kalabalığından hoşlanmayan tatilciler için yanıbaşında daha sakin bir tatil olanağı sunuyor Güllük. En azından şimdilik böyle. Güllük bir liman kasabası. Limandan çevrede çıkarılan boksit madeni ihraç ediliyor. Zaten yolda boksit taşıyan kamyonları göreceksiniz.

Mandalya Körfezi ve Asin Koyu çevresine yerleşmiş kasabanın sahili balıkçıları, kahveleri ve lokantaları ile sevimli bir balıkçı köyü özelliğini koruyor. Sahilden hemen sonra yükselen tepelere yerleşmiş oteller ve evler bu topografik özellikten dolayı hep deniz görüyor. Kentin kuzeyine kurulu dalyanda ve denizde iyi balık çıkıyor. Lüfer, kefal ve en çok da yılan balığı avlanıyor.

Sahil lokantalarından birine oturup yılan balığı ziyafeti çekebilirsiniz. Adının “yılan” oluşu sizi itmesin, lezzetlidir. Çevredeki koyların çoğunda kültür balıkçılığı da yapılmakta, çipura ve levrek yetiştirilmektedir. Güllük’te komşusu Bodrum gibi bölgeye özel tekneler (gulet) yapılan tersaneler var. Bunların görünüşü güzel ama limandaki şileplerin yarattığı görüntü için aynı şeyi söylemek zor.

Paylaşın

Muğla: Milas Müzesi

Milas Müzesi; Muğla’nın Milas İlçesi, Ahmet Çavuş Mahallesi, Köprüler Meydanı üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Milas Müzesi ilk kez 1983 yılında Bakanlık Onayı ile Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesinden devredilen eserler ile ilçe sınırları içerisindeki kazılardan çıkan eserlerin bir araya toplanmasıyla oluşturulmaya başlanmış ve 04.04.1987 tarihinde ziyarete açılmıştır. Müze bahçesinde kurtarma kazıları temel hafriyatları ve yüzey araştırmalarında bulunan mermer eserler sergilenmektedir.

Teşhir salonunda ve bahçede yeni bir düzenleme yapılarak 21 Mayıs 2007 tarihinde yeni teşhiri ile ziyaretçilere açılmıştır. Teşhir salonundaki vitrinlerde ise kronolojik bir sıra içerisinde Neolitik Dönemden Roma Dönemine kadar Milas ve çevresindeki ören yerlerinde bulunan yüzey araştırması, kazıdan çıkan eserler ile Milas Müzesinin yaptığı kurtarma kazılarında ele geçen buluntular sergilenmektedir.

Paylaşın

Muğla: Boğaziçi Köyü

Boğaziçi Köyü; Muğla’nın Milas İlçesine bağlı bir köydür. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Boğaziçi tam bir balıkçı köyü. İstediğiniz zaman Bodrum’un eğlencesini yaşarsınız. Ertesi günü sakin bir ortamda yorgunluk atarsınız. Boğaziçi’nin eski adı Bargliya bir efsaneden geliyor. Kahraman Bellerofo’nun kanatlı atı Pegasos’un çiftesi ile sahibinin en yakın arkadaşı Bargylos’u öldürmüş.

Bellerofo sevgili arkadaşının öldüğü bu yere onun adını vermiş. Çevresi zeytinliklerle çevrili masmavi güzel bir koyu var Boğaziçi’nin. Eskiden tuzlaları varmış, çevrenin bütün tuzu burada üretilirmiş. Şimdilerde tuz havzaları kaderine terkedilmiş. Ekilip dikilecek toprağı da olmadığı için köylüler ekmeklerini denizden çıkarıyorlar.

Köyün hemen tümü balıkçılıkla uğraşıyor. İyi balık yapan körfezdeki balık yavrularının toplanıp balık çiftliklerine satılması köyün balıkçılığını tehdit ediyor. Yaşlı balıkçıları dinlerseniz bir zamanlar buranın nasıl bir balık yatağı olduğunu öğrenirsiniz. Gene de iyi ve taze balık yiyebileceğiniz lokantalan var.

Çipurası, levreği bol, denize kurulan balık çiftliklerinden canlı balık da satın alabilirsiniz. Yakalanan balıklar denizde çevrilmiş havuzlara atılıyor ve büyütülüyor. Balığın yanında kendi ürettikleri has zeytinyağı, kekik, sarımsak ve karabiber ile hazırlandıkları özel sosla tadlandırılmış bir salata veriyorlar ki tadına doyum olmuyor.

Zeytinyağını beğendiyseniz dönerken götürmek üzere satınalabilirsiniz. Boğaziçi aynı zamanda, bir kuş cenneti. Kuğular, flamingolar, pelikan ve yaban ördekleri, ne ararsanız var. Kuşlar da kimi gaddar avcılar yüzünden tehlikede. Özel bir koruma da olmadığı için denetim sağlanamıyor.

Paylaşın

Muğla: Labranda Antik Kenti

Labranda Antik Kenti; Muğla’nın Milas İlçesi, Kargıcak Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Zeus Labrandos’un kutsal alanı olan Labranda, Milas’ın 14 km. kuzeydoğusunda yer almaktadır. En eski buluntular yaklaşık MÖ.600 yılına aittir. 6. ve 5. yy.’da kutsal alan, sonradan tapınak terası olarak kullanılan küçük suni bir düzeltiden oluşuyordu. 497’de kutsal alanda bir savaş yapılır ve Karia ordusu müttefikleri Milet’lilerle beraber Pers ordusuna yenilirler. MÖ.4.yy. tapınağın en önemli devridir.

Mausolos (377-352) ve İdrieus (351-344) adlı satraplar zamanında burası yeni bir görünüm kazanır.355’te Labranda’daki yıllık kurban şöleninde Mausolos kendisine yapılan bir suikastten son anda kurtulur. Bu mutlu kurtuluş nedeniyledir ki burada bir dizi suni teraslar, küçük bir Dor bina, anıtsal merdiven, iki geniş ziyafet salonu (andronlar), sundurmalı yapı (oikoi), stoa ve etrafı sütunlu Zeus Tapınağı gibi geniş çapta inşaat faaliyetleri başlatılmıştır.

344’te İdrieus’un ölümüyle bu imar faaliyetleri son bulmuştur. Kutsal alanın kült yeri olarak kullanılması MS.4.yy.’da meydana gelen büyük yangın felaketiyle son bulmuştur. Labranda’daki kutsal alana Mylasa’dan başlayan ve 8 m. genişliğinde olan kutsal yol ile ulaşılırdı. Bu yolun üzerindeki döşeme izleri günümüze kadar koruna gelmiştir. Alana iki giriş binasından biriyle geçilir.

Dor binası diye adlandırılan yapı dikdörtgene yakın düzensiz oluşumuyla güney propylon binasının hemen doğusunda yer alır. Kuzeye dönük, dört sütunlu ön avlulu, mermer cepheli, Dor düzeninde bir yapıdır. Roma Dönemi’nde bu küçük bina hamam külliyesine dahil edilmiştir.Propylon bölgesi kuzeyde etkileyici bir duvarcılık gösteren, üzerindeki dört geniş geçitle uzun odalara açılan bir duvarla sınırlanır.

Bu uzun odalar depo veya hazine odalarıdır. Geniş bir yapı külliyesinin bir kısmını oluştururlar. Bu Hekatomnos Sülalesi’nin başlattığı ilk yapıdır. Dörtgen cellası ve arka kısımda bulunan geniş dikdörtgen girintisi ile mabet benzeri bir binadır.  Yerleşmenin en iyi korunagelen binasıdır. Plan olarak Mausolos’un Andronunun aynısıdır. Cellanın içinde kutsal ziyafet sırasında kullanılan sedirlerin yer aldığı alçak sıvalı sekilerin izine rastlanır.

Arka duvarda yer alan nişte kral ailesi İdrieus ile ve karısı Ada ve Zeus’un heykelleri saklanıyordu. OikBu bina muhtemelen hem kutsal alanın arşivi olarak hem de rahiplerin çalışma yeri ve kutsal ziyafet için kullanılmıştır. Kutsal alanın kuzeyinde dik bir yokuş yer alır. Bunun güney yamacında mabedin üzerinde 15 m. uzunluğunda bir mezar yer almaktadır. Mezar odası ve girişi çıkıntılı tonozludur. Çatı Dor düzeninde granitten yapılmıştır. Kutsal alanın 200 m. batısında arkası istinat duvarıyla takviyeli stadyum bulunmaktadır.

Paylaşın

Muğla: Bafa Gölü

Bafa Gölü; Muğla’nın Milas İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Söke ovası 2000 yıl kadar önce denizdi, burada büyük bir körfez vardı. Büyük Menderes ırmağının getirdiği alüvyonlar körfezi duldurdu ve ova haline getirdi.

Bugünkü Bafa Gölü denizden bir parça olarak arada kaldı. Gölün üzerinde iki ada bulunmaktadır. İkiz adalardan biri aslında tam ada değil, bir kumulla karaya bağlıdır.

Bafa Gölü’nde kefal, levrek, yılan balığı tutulmaktadır.  Gölde gezmek isterseniz dolmuş usulü motorlara binebilirsiniz. Bu sayede Adalar, Heraklia antik kentini de gezebilirsiniz.

Göldeki adalarda manastırlar, kiliseler kurulmuş. Bunlardan “Yediler Manastırı” en eskisidir. Gölün çevresi zeytinliklerle çevrili. Bu nedenle gölün çevresindeki lokantalar da yapılan yemeklerin hepsi zeytinyağı ile yapılmaktadır.

Paylaşın

Muğla: İasos Balık Pazarı Açık Hava Müzesi

İasos Balık Pazarı Açık Hava Müzesi; Muğla’nın Milas İlçesine 28 km. uzaklıktaki Kıyıkışlacık Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Halk arasında Balıkpazarı olarak bilinen Roma dönemine ait anıt mezar etrafındaki revaklı galeriler 1993 yılında restore ettirilmeye başlanmış ve restorasyon çalışmaları sonucunda İtalyan kazı ekibince İasos kazılarında bulunan mimari parçalar ve diğer eserler galeriler içerisindeki teşhir tamamlanarak anıt mezar Balıkpazarı Açıkhava Müzesi olarak 11 Ağustos 1995 tarihinde ziyarete açılmıştır.

İasos Antik Kenti’ndeki İasos Balık Pazarı Açık Hava Müzesi sırasıyla; Selevkilerin, daha sonra Alinda Beyi Olympikhos’un, milattan önce 201 senesinde Makedonya Kralı V. Philip’in, lll. Antiohos’un milattan önce  219 yılında Romalıların hâkimiyetine girmiştir.

Milattan önce üç binli yıllara dayanan antik yerleşimi, Argos’tan gelen göçmenlerin kurduğu bilinmektedir. Kent ismini bu kolonistlerin lideri İasos’tan almıştır. Tera Yanardağı’nın patlamasıyla, Minos Uygarlığı yok olmuş, küller altında kalan İasos’un kanalizasyon sistemi ve tünelleri ise ilk günkü gibi korunmuştur.

Paylaşın

Muğla: Euromos Antik Kenti

Euromos Antik Kenti; Muğla’nın Milas İlçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe merkezine 10 km. mesafedeki Antik Kentte, şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Euromos, antik çağda Mylasa’dan sonra yörenin en önemli kentiydi. Kentin adı MÖ. 5. yüzyılda “Kyramos” ya da “Hyramos” biçiminde karşımıza çıkıyor. Yunanca’da “güçlü” anlamına gelen Euromos, Mausolos’un Hellenleştirme politikası sonucu kullanılmaya başlanmış olmalıdır.

Bir yazıttan öğrendiğimize göre Euromos’un, kuzey komşusu Herakleia ile arası açılmıştı. Bunun nedeni Herakleialılar’ın Euromos topraklarını yağma edip kutsal ve özel malları götürmeleriyle yağmadan etkilenen bir Euromoslu’nun başvurduğu Mylasa yetkilileri Herakleia’ya gönderdikleri elçi ile sorunu çözümlediler.

Kent kalıntıları çok yıpranmış olmalarına karşın, Asya’nın en iyi korunmuş yarım düzine tapınağından biri de Euromos’taki Zeus Tapınağı’dır. M.S. 2. yüzyıldan kalma yapı cephelerinde 6, yanlarında 9 sütunlu ve Korinth düzeninde yapılmıştır. Yapının kuzey kenarındaki 3 sütun ile güneybatı köşesindeki sütunun yivsiz oluşundan süsleme işinin yarıda bırakıldığı anlaşılıyor.

Kuzey ve batıya bakan yüzlerdeki sütunların tümünde adak yazıt taşıyan panolar vardır. Sütunlardan beşi fizikçi ve kamu görevlisi Menekrates ile kızı Tryphania, yedisi de Leo Quintos adlı bir başka kamu görevlisi tarafından sunulmuştur. Büyük ama oldukça kötü durumdaki tiyatro ovanın hemen üzerindeki yamacın girintisi içinde yer almaktadır. Görülebilen 5 oturma sırasının kuzey kesimleri iyi korunmuştur. Düz bir alan üzerindeki agorayı çevreleyen stoanın birkaç sütunu görülebilir durumdadır.

Daha batıda bir başka stoa daha vardır. Bu stoanın sütunlarından birinde Kallisthenes adlı kişinin kente yaptığı parasal yardım ve İasos’un yandaşlığı üzerine bilgi veren uzun bir yazıt yer almaktadır. Zeus Tapınağı ve çevresinde 1970’li yıllarda Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu tarafından kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmış ancak daha sonraki yıllarda bu çalışmalar yarım kalmıştır.

Paylaşın