Mardin: Mor Yakup Manastırı

Mor Yakup Manastırı; Mardin’in Nusaybin İlçesi, Mor Yakup Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Mor Yakup Manastırı MS 419’da Aziz Yakup (Mor Yakup) adına inşa edilir. Mor Yakup MS 330 yılında Mısır’da doğmuş ve İskenderiye’de küçük bir manastırda rahip olmuştur. Mısır’dan deniz yoluyla Tarsus’a oradan da Diyarbakır’a gelir.

Daha sonra Turabdin’deki Şiluh (Salıh) köyüne yerleşir. Hayatı hastalara şifa vermek, sakat ve topalları iyileştirmek, bir haftalık bebeği konuşturmak gibi mucizelerle geçen Mor Yakup daha sonraları azizlik mertebesine yükselmiştir.

Daha eski çağlarda, bugün Mor Yakup Manastırının bulunduğu yerde Pers döneminden kalma bir mabet olduğu bilinmektedir. Binanın etrafını dolaşırsanız, eski kemerlerin kalıntılarını görebilirsiniz.

MS 4’ncü yüzyılın sonlarında Pers komutanı mabede tanrılara kurbanlar sunmak için gelir ama orada Mor Bar Şabo ve 11 öğrencisini şehit eder. Mor Yakup buraya yerleşir ve hastalara şifa verir. Mor Yakup MS 421’de ölür. Öğrencisi Mor Daniel burada tek başına kalır. Zaman içinde manastıra yüzlerce rahip yerleşir.

Manastırı büyütmek gerekir. 5’nci yüzyılın sonlarına doğru Mor Daniel de ölür ve 6’ncı yüzyılın başında, 508-510 yıllarında çilekeş Mor Yakup adına büyük bir kilise inşa edilir. Tüm bu inşa işleri Başrahip Teofil başkanlığında yapılır. 7’nci yüzyılın başlarına kadar bu kilise sağlam kalmıştır.

Mezbah kapısının üstündeki kitabede çoğunluğu köy halkından olan ve manastıra bağış yapanların ve yaptıkları bağışların listesi bulunmaktadır. Manastırdaki kitabelerde de 770-1364 yılları arasında bu manastırda ölen rahip, keşiş, patriklerin ve diğer din adamlarının adları bulunmaktadır.

Mor Yakup Manastırı 8’nci yüzyılda Metropolitlik merkezi, 1364-1839 yılları arasında da Turabdin bölgesi için Patriklik makamı olmuştur. Birinci Dünya Savaşı’na kadar faal durumda olan manastır 1965 yılına kadar sahipsiz kalır. 1965’te rahip Yakup Tekin Episkopos Mor Iyawennis Efrem Bilgiç tarafından manastıra atanır.

Paylaşın

Mardin: Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi

Mor Behnam (Kırklar) Kilisesi; Mardin’in Artuklu İlçesi, Şar Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Mor Behnam ile kız kardeşi Saro adına yapılan ve şu anda Kırklar Kilisesi olarak tanınan kilise iki ismini de erken dönem Hıristiyan efsanelerinden almıştır ve 6’ncı yüzyılın ortalarına ait bir yapıdır. Doğu-batı yönünde 12 masif sütun üzerine oturtulmuş kemerlerle taşınan tavan bölümü düzgün kesme taşlarla örülüdür. 1293’te Mardin Süryani Kadim Patriklik Merkezi olduktan sonra halkın ruhani ve idari işleri bu kiliseden idare edilmeye başlamıştır.

Kırklar Kilisesi’nde patrikler ve metropolitler önceleri kilisenin avlusunda tavanları kesme taşla örülmüş odalarda ikamet ederlerdi. 1850’de bu odaların yerine yeni bir patriklik merkezi inşa edilmiş, 1925’te bu mekan genişletilerek yanına kesme taşlardan bir divanhane yapılmıştır. 1799’da burda bir okul açılmış olup, 1825-1899 yılları arasında faal olduğu bilinmektedir. 1928 yılına kadar eğitim ve öğretim devam etmiştir.

Paylaşın

Mardin: Hatuniye Medresesi

Hatuniye Medresesi; Mardin’in Artuklu İlçesi, Savurkapı Mahallesi, Şahinler Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Hatuniye Medresesi’nin diğer ismi Sitti Radviyye Medresesi’dir. Medrese mimarisi açısından eyvanlı medreselerin öncü örneklerinden biri olarak kabul edilen medrese, 1176/7-1184/5 yılları arasında yapılmıştır.

Dikdörtgen bir alanı kaplayan, iki eyvanlı, revaklı avlulu, iki katlı olan bu yapı zamanla büyük değişiklikler geçirmiş, ilk hali oldukça bozulmuş, avlu yapısını da kaybetmiştir. Günümüzde medresenin ana eyvanı olması gereken mihraplı güney eyvanının kuzeyine revak bölümünü de içine alan bir duvar çekilmiştir.

Ana eyvanda bulunan mihrap bezemeleri Artuklu Dönemi’nin zengin taş işçiliğine işaret etmektedir. Mihrabın yanındaki bir camekân içinde Hz. Muhammed’in ayak izi görülebilir. Cami haline getirilmiş olan eyvan kısmının doğusunda tromplu kubbeli kare bir türbe mekânı yer almaktadır. Kutbettin İlgazi’nin annesi Sitti Raziye’nin yaptırdığı bu medreseye gömülmüş olduğu bilinmektedir.

Paylaşın

Mardin: Ulu Camii

Ulu Camii; Mardin’in Artuklu İlçesi, Teker Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Artuklu Dönemi mimari örneklerinden, dilimli kubbesi ve minaresiyle Mardin’in sembolü olan Mardin Ulu Cami kayıtlara göre iki minareli inşa edilmiştir. Caminin bugün mevcut olan tek minaresinin kare kaidesindeki yazıt, yapım tarihini 1176 olarak vermektedir, fakat bugünkü minare 1888/1889 yıllarında yeni ve elektik bir üslupla yapılmıştır. Bazı Süryani yazarlar kiliseden çevrildiğini söylerler. Yapı kiliseden çevrilmemiş olsa bile, yerinde eski bir kilisenin bulunması muhtemeldir.

Yapı 12’nci yüzyıl Artuklu Dönemi mimarisinin temel özelliklerini yansıtır. Erken dönemde özellikle güneydoğuda meydana çıkan, mihrap önü kubbeli enine gelişen cami plan ve formunun çok önemli bir örneğidir. Yapının malzemesi düzgün kesme taştır. Ulu Cami’nin kubbesi dıştan yivleme tekniğiyle yapılmıştır.

İlk olarak bu binada kullanılmış ve sonraları Mardin’de gelenek halini almıştır ki bazı geç dönem Artuklu yapılarında karakteristiktir. Caminin dikdörtgen avlusu kuzeyinde kalır. Avlunun güneyinde mihrap duvarına paralel, beşik tonozlu üç neften oluşan, mihrap duvarına yakın iki nefin kubbe ile kesildiği, enine gelişmiş, mihrap önü kubbeli bir şema görülür. Bu şema, aynı zamanda, çevredeki birçok yapı tarafından taklit edilmiş bir modeldir.

Paylaşın

Mardin: Zinciriye (İsa Bey) Medresesi

Zinciriye (İsa Bey) Medresesi; Mardin’in Artuklu İlçesi, Şar Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Sultan İsa Medresesi Mardin’de hüküm süren son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından 1385 yılında yaptırılmıştır. İlk defa Mardin’de görülen Timur ve ordusu ile savaşmış olan Melik Necmeddin İsa bir süre bu medresede hapsedilmiştir.

Halk arasında Zinciriye Medresesi diye de anılan Sultan İsa Medresesi, doğu ve batı uçlarındaki dilimli kubbeleri ve doğu tarafına rastlayan yüksek anıtsal portali ile çok uzaklardan bile dikkati çeker. Dikdörtgen ve geniş bir alanı kaplamakta olan yapı, iki kat üzerinde avlu, cami, türbe ve çeşitli ek mekânlardan meydana gelir. Portalden girince yıldız tonozla örtülü bir bölüme çıkılır. Batısında ise cami ile birlikte avluya açılan bir koridor vardır.

Koridorun güneyindeki cami mekânının ortasında mukarnaslı tromplu bir kubbe yer alır. Mihrabın etrafı kakma motiflerle işlenmiştir. Minber kesme taştan yapılmıştır. Avlunun batısındaki eyvandan ise türbe olduğu anlaşılan ve kubbe ile örtülü mekâna geçilir. Üst kat daha çok küçük oda mekânlarından oluşmaktadır. Bunlar bir zamanlar medresede okuyan kişilerin odacıklarıdır.

(Görseler: mardinegidiyorum.com)

Paylaşın

Mardin: Midyat, Devlet Konukevi

Devlet Konukevi; Mardin’in Midyat İlçesi, Akçakaya Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Midyat Konukevi üç katlı bir evdir. Midyat Kaymakamlığı tarafından satın alınmıştır. En alt kat anakayanın oyulması ile elde edilmiş bir oda ve onun ön-bitişiğine eklenmiş bir bölümden oluşmaktadır. İkinci katta geniş bir teras ile üç oda bulunmaktadır.

Bu odalar L şeklinde dizilmiştir. Üçüncü katta ise yine geniş bir teras ve iki oda bulunmaktadır. Bu iki odanın arasında bulunan koridordan yukarıya dar ve tunelimsi bir merdivenle üçüncü kata çıkılmaktadır. Bu kata çıkıldığında yine geniş bir teras vardır. Fakat burdaki teras odaların önünde-güneyinde değil batı-yan tarafındadır. Bu tek odanın giriş kapısının bulunduğu koridorda küçük bir cumba vardır.

Bu kattan odanın damına çıkılabilmektedir. Dama çıkıldığında binanın yapıldığı tepenin yüksekliği ve binanın üçkatlı oluşu nedeniyle tüm Midyat görülmektedir. Konukevinin aclusunda bulunan ve mutfak amacıyla kullanılan yapının içinde su kuyusu da bulunmaktadır. Konukevi dizilerde mekan olarak kullanılmasıyla da bilinmektedir.

Paylaşın

Mardin: Kasımiye Medresesi

Kasımiye Medresesi; Mardin’in Artuklu İlçesi, Cumhuriyet Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Artuklular döneminde yapımına başlanan medresenin inşası Timur dönemindeki Moğol saldırıları nedeniyle yarım kalmış, 15. yüzyılın sonlarında Akkoyunlu sultanı Kasım ibn Cihangir döneminde tamamlanmıştır.

Medrese, eğitim verdiği dönemde bölgenin en önemli eğitim merkezlerindendi. 16. yüzyılda Mardin’de en fazla maddi kaynağa sahip medrese olduğu bilinmektedir. I. Dünya Savaşı sırasında kapanmıştır. İki mescide, bir türbe ve bir çeşmeye de ev sahipliği yapmaktadır.

Bina Artuklu dönemi mimarisiyle inşa edilmiştir. İki katlı olan medrese, tek bir avlu etrafında yapılmıştır. Yapının güney cephesi ovaya bakar. Binanın giriş kapısı bu cephede bulunur.

Kapı çeşitli işlemelerle süslüdür; ama bunların bir kısmı tahrip olmuştur. Binanın batısında ise Şafiiler tarafından kullanılan bir mescit mevcuttur. Dikdörtgen biçimli bu mescit, kubbeli bir yapıdır. Sünnilerin kullandığı mescit binanın doğusunda bulunur.

Bu mescit Şafiilerin kullandığından biraz daha küçüktür. Yapının kuzeyindeyse çeşme yer alır. Binada toplam yirmi üç medrese odası bulunur. Bunların on biri alt katta, on ikisi üst kattadır.

Paylaşın

Mardin: Midyat, Beyazsu

Beyazsu; Mardin’in Midyat İlçesi’nin yaklaşık 15-20 kilometre güneyinde ve Nusaybin İlçesi’nin yaklaşık 20-25 kilometre kuzeyinde iki ilçeyi birbirine bağlayan kara yolunun üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Midyat’ın güneyinde kalan plato ve tepelerin eteğinden kaynağını alan Beyazsu Deresi bir vadi içerisinde Nusaybin’e doğru akar. Beyazsu, Mardin’in kurak ve ağaçsız coğrafyasında, serin ve berrak suyu, yöreye özgü ağaçları ve yeşilliği ile vaha gibidir. Mardin ve diğer ilçelerin içme suyu da Beyazsu kaynağından temin edilmektedir.

Dört mevsim boyunca Mardin’in su gereksinimini karşılayan Beyazsu, yaz aylarında dinlenme ve yeme-içme alanı olarak bölge halkının ikinci bir gereksinimine daha yanıt vermektedir.

Beyazsu Irmağı üzerinde kurulu balıkçı lokantaları gelen ziyaretçilere Beyazsu’dan avlamış oldukları balıkları sunar. Geleneksel tahtlar şeklinde yapılmış masaları ve şark köşesi tarzında derenin üzerine kurulmuş oturma yerleri ile balıkçı lokantaları yöreye özgü bir görünüm sergilerler.

Paylaşın

Mimarlık harikası ‘Deyrulzafaran Manastırı’

Deyrulzafaran Manastırı; Mardin’in Artuklu İlçesi, Eskikale Mahallesi, Deyrulzafaran Yolu üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Deyrulzafaran Manastırı, Mardin’in 4 kilometre doğusunda, Mardin Ovasına hakim bir noktadadır. Üç kattan oluşan Manastır 5’inci yüzyıldan başlayarak farklı zamanlarda yapılan eklentilerle bugünkü haline 18’inci yüzyılda kavuşmuştur.

Manastır, MÖ Güneş Tapınağı, daha sonra da Romalılar tarafından kale olarak kullanılan bir kompleks üzerine inşa edildi. Romalılar bölgeden çekilince Aziz Şleymun bazı azizlerin kemiklerini buraya getirterek kaleyi manastıra çevirdi.

Bu nedenle Manastır, önceleri Mor Şleymun Manastırı olarak biliniyordu. Mardin ve Kefertüth Metropoliti Aziz Hananyo’nun 793 yılından başlayarak büyük bir tadilat yapmasından sonra Manastır onun adıyla, Mor Hananyo Manastırı olarak bilindi.

15. yüzyıldan sonra da Manastır’ın etrafında yetişen zafaran (safran) bitkisinden dolayı Manastır, Deyrulzafaran (Safran Manastırı) adı ile anılmaya başlandı.

Kubbeleri, kemerli sütunları, ahşap el işlemeleri, iç ve dış mekanlardaki taş nakışları ile insanın ilgisini çeken Deyrulzafaran Manastırı, uzun tarihi boyunca Süryani Kilisesi’nin dini eğitim merkezlerinden biriydi.

Bölgeye ilk matbaayı getiren kişi de yine bu Manastır’da patriklik yapan ve 1895’te vefat eden 4. Petrus’tur. 1874 yılında İngiltere’ye yaptığı bir ziyaret sırasında satın aldığı matbaayı 1876 yılında manastıra getirtti.

Matbaada 1969 yılına kadar başta Süryanice olmak üzere Arapça, Osmanlıca ve Türkçe kitaplar ile 1953’e kadar Öz Hikmet adında aylık bir dergi basılıyordu.

Matbaadan geriye kalan parçaların bir kısmı manastırda diğer bir kısmı da Mardin’deki Kırklar Kilisesi’nde sergilenmektedir. Manastır bugün de Süryani Kilisesi’nin önemli dini merkezlerinden biridir.

Mardin Metropoliti’nin ikametgahı olan Deyrulzafaran Manastırı, dünyanın dört bir yanına dağılmış Süryaniler tarafından dua ve bereket almak için ziyaret edilir. Yine binlerce yerli ve yabancı turist, kısa veya uzun bir yol kat ederek manastırı ziyaret etmektedirler.

Paylaşın

Mardin: Mor Gabriel Manastırı

Mor Gabriel Manastırı; Mardin’in Midyat İlçesi, Güngören Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Manastır, Süryani Kadim Cemaati’nin ünlü ve büyük yapıtlarından biridir. Meşe ağaçları ile kaplı yüksekçe bir tepede yapılmıştır. Manastırın temelleri Mor Şmuel ile Mor Şemun tarafından 397 yılında atılmış ve yapı kısa sürede tamamlanmıştır. Değişik tarihlerde içine ve dışına ekler yapılmıştır.

615 ve 1049’da Metropolitlik Merkezi olan manastırda, Kral Arcadius (395-408) zamanında Mor Şemun tarafından barınma ve dua yerleri yapılmıştır. Kral Theodosius (408-450) çağında lahitlerin konacağı abide evi, Meryem Ana Kilisesi, Resuller Kilisesi, Kırkşehit Kilisesi, Mor Şmuel Mabedi, kral kızı Theodora’nın Mor Şmuel tarafından iyileştirilmesi nedeniyle Theodora Kubbesi, Mor Şlemun Mabedi yapılmıştır.

Mor Gabriel Manastırı, Yunanistan Athos Dağı’nda kurulu herhangi bir manastırdan en az 400 yıl daha eskidir. Filistindeki Mor Saba Manastırı’ndan yaklaşık 80 yıl, Mısır Sinai bölgesindeki Mort Katherina Manastırı’ndan da bir buçuk asır öncedir.

Manastır, tarihsel süreçte dönem dönem farklı isimlerle anılmıştır. İlk dönemlerinde, kurucuların isimlerine izafeten Mor Şmuel ve Mor Şemun Manastırı olarak tanınmıştır. “Rahiplerin Meskeni” anlamına gelen ve Süryanice’de “Dayro d’Umro” isminden türetilen Deyr-el Umur ve bu ifadenin Türkçe uyarlamasıyla “Deyrulumur” ismiyle de bilinmektedir.

Aynı zamanda Kartmin bugünkü Yayvantepe Köyü’ne yakınlığı nedeniyle “Kartmin Manastırı” ismiyle de karşımıza çıkmaktadır. Bugün de kullanılan “Mor Gabriel Manastırı” adlandırması, Turabdin Metropoliti Mor Gabriel’in (634-668) adından gelmektedir.

 

Paylaşın