Malatya: Aslantaşlar

Aslantaşlar; Malatya’nın Darende İlçesi, Yeniköy Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Göz alabildiğince uzanan bir ovanın ortasında bulunan aslan heykelleri, güney-kuzey yönünde ayakta durur vaziyettedir. Hitit Dönemi’ne ait olan heykellerin baş yüksekliği 2 metre, gövde uzunluğu 2,5 metredir.

Bacak ve ayak aralıkları yontulmadan bırakılan heykellerin ne amaçla dikildiği bilinmemektedir. Yapılan araştırmalarda, yakın çevrede herhangi bir yerleşim yeri veya heykeltıraşlık merkezi olduğuna dair bir bulguya da rastlanmamıştır.

Aslan figürü, bu topraklarda hüküm sürmüş bütün medeniyetler tarafından güç ve iktidarın sembolü olarak kabul edilmiştir. Aslantaşlar, tarih boyunca mezarlara, anıtlara, kaya yüzeylerine ve paralara işlenen aslan figürlerinin güzel örneklerindendir.

Paylaşın

Malatya: Ansır Mağaraları

Ansır Mağaraları; Malatya’nın Yazıhan İlçesi, Buzluk Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Tarihî İpek Yolu üzerinde yer alan Ansır Mağaraları, gerek doğası, gerekse manzarası ile önemli bir konuma sahiptir. Bu mağaralar halk arasında “Buzluk Mağarası” ismi ile de tanınmıştır. Mağaraların insanlar tarafından ne zaman barınak olarak kullanıldığı kesin olarak bilinmemekle birlikte, kaya mağaralarında Yontma Taş Devri ve Hitit uygarlıklarının izlerine rastlanır.

Ayrıca Ansır Vadisi’nde yer alan tarihî yerleşmelerde Roma ve Bizans dönemlerinin yansılarını görmek mümkündür. Geçmişi çok derin izler taşıyan bu mağaraların, Hıristiyanlığın yayılma safhasında devrin hükümdarının zulmünden kaçan Hıristiyanların yerleşim yeri olduğu da söylenmektedir.

Efsaneye göre, Şehristan Kralı dış saldırılardan kendisini korumak için mağaralardan en yükseğine yerleşmiştir. Kayaların altında üç kilise ile 40-50 civarında oda görünümünde kalıntılar vardır. Mağaraların hemen eteğinde kültür katmanı ve mezarlık alanı bulunmaktadır. Bu mezarlıktaki Hitit aslanıçevrede herhangi bir yerleşim yeri veya heykeltıraşlık merkezi olduğuna dair bir bulguya da rastlanmamıştır.

Aslan figürü, bu topraklarda hüküm sürmüş bütün medeniyetler tarafından güç ve iktidarın sembolü olarak kabul edilmiştir. Aslantaşlar, tarih boyunca mezarlara, anıtlara, kaya yüzeylerine ve paralara işlenen aslan figürlerinin güzel örneklerindendir.

Paylaşın

Malatya: Kırklar Mezarlığı

Kırklar Mezarlığı; Malatya’nın Battalgazi, Karahan Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Bir tepe üzerinde bulunan Kırklar Mezarlığı (Şehitliği), geniş bir alanı kaplayan mezarlığın ortasında yer alır. Efsaneye göre Battalgazi ve kırk arkadaşı bu tepede kahramanca savaşmış; savaşta şehit düşen Battalgazi’nin kırk silah arkadaşı buraya defnedilmiştir. O günden sonra burası “Kırklar Mezarlığı” olarak anılmaya başlamıştır.

Yapılan incelemelerde Selçuklu taş işçiliği ve süslemesinin hâkim olduğu mezar taşlarının yanında, Osmanlı Dönemi özelliklerini gösteren mezar taşlarına da rastlanmıştır. XIII. yüzyıla tarihlenen mezarlıkta yapılan çalışmalar sonucunda, üzeri yazılı birçok mezar taşı ile Selçuklu, Roma ve Bizans dönemlerine ait bakır sikkeler ortaya çıkarılmıştır.

Bu mezar taşlarından 532 tanesinin inceleme çalışmaları tamamlanmış, üzerlerindeki yazıların çevirileri yapılmış ve 11 adet mezar taşında ‘‘seyyid’’ ibaresine rastlanmıştır. Ayrıca hicrî 39 – hicrî 71 tarihli çok sayıda mezar taşının çevirilerinden anladığımıza göre, bu bölge Anadolu’nun İslamlaşmasında önemli bir merkez olmuştur.

2011 yılında Malatya Müze Müdürlüğü, Malatya Valiliği KUDEB (Koruma, Uygulama ve Denetim Bürosu), işbirliği ile mezarlık çevresinde hafriyat, temizlik ve düzenleme çalışmalarına başlanmıştır.

Paylaşın

Malatya: Nemrut Dağı Milli Parkı

Nemrut Dağı Milli Parkı; Malatya’nın Pütürge İlçesi, Büyüköz Köyü ile Adıyaman’ın Kâhta ilçesinin sınırları içerisinde yer almaktadır.

Güneydoğu Toroslar’ın bir uzantısı olan Nemrut Dağı’nın 2150 m yüksekliğinde, Geç Helenistik Dönem’den kalma anıt mezar bulunmaktadır. Bu anıt mezar, Anadolu’da Antik Dönem’e ait en görkemli ibadet yeri olarak ifade edilebilir.

Gün doğumu ve gün batımının muhteşem bir şekilde izlenebildiği butepede, yazıtlara göre Kommagene kralı I. Antiokhos (MÖ 69–36) kendisi için bir anıt mezar ve bunu çevreleyen kutsal mekânlar inşa ettirmiştir. O dönemde Kommagene, Roma İmparatorluğu’na bağlı olan zengin bir krallıktır.

Malatya: Hekimhan, Taşhan

Soyu, baba tarafından Pers kralı Dareios’a (MÖ 522-486), anne tarafından da Makedonya kralı Büyük İskender’e (MÖ 336-323) dayanan Kral I. Antiokhos, her iki kültür dünyasının tanrılarına ve inançlarına duyduğu saygıyı dile getirmek istemiş ve Yunan–Pers karışımı yeni bir din anlayışı (Sinkretizm) ortaya koymuştur.

Bu nedenle, Nemrut Dağı’nın teraslarına diktirdiği heykeller Zeus, Ahura-Mazda, Apollon, Mithra, Helios, Hermes, Herakles, Ares, Artagnes gibi hem Pers hem de Yunan tanrılarının adlarını taşımaktadır. I. Antiokhos kendisini de tanrı mertebesine yükseltip heykelini tanrı heykelleri arasına diktirmiştir.

Kuşkusuz I. Antiokhos’un kültürel ve siyasal amacı, doğu-batı düşüncelerinin karışımı olan yeni bir toplum düzeni kurmaktı. Ancak Nemrut Dağı’nda yapılan son araştırmalar, I. Antiokhos’un bu görkemli anıtı bitiremeden öldüğünü göstermektedir.

Nemrut Dağı’nın doruğunda, yumruk büyüklüğünde kalker taşlardan yığılmış bir tümülüs yer alır. Bunun altında, düzleştirilmek suretiyle meydana getirilmiş olan platform bulunur ve bu platform tümülüs tarafından “Doğu ve Batı Terasları” olarak adlandırılan iki ayrı terasa bölünmüştür. Her iki kült terası da, kralın anne ve babası tarafından ata resimlerini taşıyan stellerle kuşatılmıştır.

Her iki terasta da birbirleriyle özdeş olan ve ortak bir taban üstündeki tahtlarda oturan dev cüsseli beş tanrı heykeli bulunmaktadır. Yükseklikleri 8-9 m’ ye varan tanrı heykellerinin her iki yanında da, oturur biçimde betimlenen kartal ve aslan heykelleri bulunmaktadır.

7-8 tonluk blok taşların üst üste yerleştirilmesiyle inşa edilen bu heybetli tanrı heykellerinin arkasında yükselen dev tümülüs, etkileyici bir fon oluşturmaktadır. Kommagene Krallığı’nın tarih sahnesinden silinmesinin ardından, Nemrut Dağı’ndaki eserler yaklaşık iki bin yıl boyunca yalnızlığa terk edilmiştir.

1881 yılında Alman mühendis Karl Sester, görevli olarak yöreyi incelerken heykellere rastlamış; tanrı heykellerinin oturtulduğu kaidelerin arkasındaki Grekçe yazıtları göremediğinden Kommagene Krallığı’na ait olan bu harabeleri Asur harabeleri zannetmiş ve İzmir’de bulunan Alman konsolosunu bundan haberdar etmiştir.

Takip eden dönemde, 1882 itibarıyla Otto Puchstein ve Karl Sester; 1883 yılında Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) Müdürü Osman Hamdi Bey beraberindeki ekiple bölgeye gelerek Nemrut’ta çalışmışlardır. II. Dünya Savaşı’nın ardından Amerikan arkeolog Theresa Goell ve Alman Karl Doerner, yörede kazı, araştırma ve inceleme yapmışlardır.

Malatya’dan Nemrut’a, 92 kilometrelik Malatya-Pütürge-Tepehan yolu takip edilerek ulaşılmaktadır. 2010 yılında başlatılan yol iyileştirme çalışmalarıyla iki buçuk saat olan ulaşım mesafesi, bir saat on beş dakikaya düşürülmüştür.

Yeryüzünün en değerli kültür varlıklarından biri olarak kabul edilen bu anıt mezar ve çevresi, 1987’ de UNESCO’nun “İnsanlığın Kültür Mirası” listesine alınmış; 1988’ de Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Milli Park olarak ilan edilmiştir.

Paylaşın

Malatya: Aya Köfteli Kulak Çorbası

Aya Köfteli Kulak Çorbası; Herkesin mutlaka tadması gereken bir lezzetdir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir.

Kıyma ince bulgurla yoğrulur. Yufka hamuru hazırlanır, yufkalar açılıp küçük kareler şeklinde kesilir. Elekten elenip bir bez üzerinde hafif kurutulur. Bu arada et suyuna salça katılıp kaynayınca, hazırlanan hamurlar ilave edilir.

Pişince indirilip aya köfte ve yoğurt katılıp kavrulmuş nane dökülür. Aya köftenin hazırlanışı: Et ve bulgurun küçüğü yoğrulur, nohut büyüklüğünde yuvarlanıp kızgın yağda kızartılır. Böylece aya köfte hazırlanmış olur.

Paylaşın

Malatya: İstanbulluoğlu Konağı

İstanbulluoğlu Konağı; Malatya’nın Battalgazi İlçesi, Atatürk (Kışla) Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Konak, taş temelli ve iki katlı olan yapı, kerpiçle inşa edilmiş, ancak çıkmalar ahşap dolgu olarak yapılmıştır. Yapıya cadde yönünde çift kanatlı ve ahşap kaş kemerli aynalığı olan kapıdan girilir.

Birinci katta bir salon, dört oda; ikinci katta da bir salon, dört oda yer alır. Konak, üst katındaki çıkmaları ve çıkmaların arasında kalan boşluklarıyla çok yönlü bir güzellik kazanmıştır. Yapı, şemsiye çatılıdır. Yapıda taş, ahşap ve kerpiç malzeme kullanılmıştır.

Paylaşın

Malatya: Abdusselam Camii

Abdusselam Camii; Malatya’nın Yazıhan İlçesi, Fethiye Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Camii, 1566 yılında Malatya Beylerbeyi Abdusselam Oğlu Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. Plan tarzı itibari ile yan mekânlı, tabhaneli camiler grubuna girmektedir.

Kuzey cephesinin ortasında sivri kemerli bir nişin ortasında bulunan yuvarlak kemerli kapıdan ana mekâna girilmektedir.

Ana mekân yan mekânlardan çok kuvvetli bir şekilde soyutlanmış, yan mekânlar küçültülmüş, orta alan büyütülmüş, dört köşede tromplarla sekizgen yüksek bir kasnaktan sonra hafif konikleştirilmiş bir kubbe ile kapatılmıştır.

Paylaşın

Malatya: Osmanlı Konakları

Osmanlı Konakları; Malatya’nın Merkez İlçesi, Saray Mahallesi, Sinema Caddesi üzerinde yer almaktadırlar. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Konaklar, genelde iki katlı olup kendilerine has özel bir yapı tarzına sahiptirler. Yörenin ikliminden ötürü evler, kalın duvarlı ve birbirine uyumlu küçük pencereleri olan müstakil yapılardır.

Bazı örneklerde üç katlı evlere de rastlanmaktadır. Bu yapılarda zemin katlar verecekleri hizmete uygun olarak çeşitli bölümlerden oluşur. Mimari yapı elemanlarının başında taş, kerpiç ve ahşap gelmektedir.

Temel; kesme taştan, yerden bir metre kadar yükseltilip yapılır. Kapı, pencere, oda taban ve tavanları, duvar arası hatıllar, dış doğrama, merdiven, dolap, yüklük ve askılık gibi yerlerde ahşap kullanılmıştır.

Demir özellikle pencere ve itina ile işlenmiş kapıların üzerindeki havalandırma ve aydınlatma kısımlarında kullanılmıştır. Giriş katında zahirelik(kiler) ile hızna denilen mutfak ve kış damı denilen büyük bir oda bulunmaktadır.

Üst kata ahşap merdivenlerle çıkılır. Merdiven üst katın sofasına çıkar. Misafir ve oturma odaları ile diğer müştemilat bu sofanın etrafında yer alır. Selamlık ve haremlik olarak kullanılan bu katta ihtiyaca uygun odalar yer almaktadır.

Paylaşın

Malatya: Çobanlı Konağı

Çobanlı Konağı; Malatya’nın Arapgir İlçesi, Çobanlı Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Konak, bahçe içinde üç katlı olarak, taştan yapılmıştır. Duvarlar yapılırken taşları yerleştirebilmek için bazı kısımlara tahta hatıllar atılmıştır. Önceden binanın ikinci ve üçüncü katlarının dış kısmı ile çatı kısmı sac kaplamadır.

Restorasyonda bu saclar alınmıştır. Cephede veya herhangi bir yerinde bir kitabe ve süsleme yoktur. Yapı 218 m2 alan üzerindedir. Girişte önce bir avluya, oradan da konağa girilmektedir.

Birinci kat depo ve diğer hizmetler için, ikinci kat selamlık ve haremlik olarak kullanılmıştır. Merdivenler, korkuluklar ve tavanlar tahtadan yapılmış olup tavanlar düz tavan olarak yapılmıştır.

Tabanlar bazı odalarda düzgün taşlarla, bazı odalarda tahtalarla kaplıdır. Duvarların bazılarında dolap olarak kullanılan nişler mevcuttur. Gerek bu nişlerde, gerekse ahşap veya taşlı kısımlarda hiçbir süslemeye rastlanmamıştır.

Paylaşın

Malatya: Gümrükçü Osman Paşa Camii

Gümrükçü Osman Paşa Camii; Malatya’nın Arapgir İlçesi, Eskişehir Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım sağlanabilmektedir.

Cami duvarları üzerinde Hicri 1209, 1228 ve 1229 tarihlerine ait üç ayrı kitabe bulunmaktadır. Tek minareli, tek kubbesi olan tipik bir Osmanlı Dönemi yapıtıdır. Camiye dış avlu kapısından girilir.

Caminin dış duvarlarının tümü yontu kesme taştan örülmüştür. Caminin yan duvarları kalın payandalarla takviye edilmiştir. Yan duvarlarda üçer, ön ve arka duvarlarda ikişer pencere vardır. Caminin son cemaat yeri ise tamamen ahşaptan inşa edilmiştir. Son cemaat yerinin tavanını sekiz sütun taşır ve mekânı sekiz bölüme ayırır.

Her bölüm geometrik desenlerle tezyin edilmiştir. Ana mekâna son cemaat yerini ortalayan bir kapıdan girilir. Asıl mekân kare olup, kubbesi oldukça yüksek tutulmuştur. Adı geçen bölümlerde zengin kalem işçiliği görülür.

Paylaşın