Siirt: Garzan Kalesi

Garzan Kalesi; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Yanarsu Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kale üzerinde kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığına veyahut onarıma ait herhangi bir kitabe bulunmamaktadır.

Ancak Garzan Beyliği’nin merkezi olması ve kullanılan malzeme ve inşa tekniği bakımından mevcut kalıntılar Osmanlı döneminde, XVIII. yy da yapılmış olduğu düşünülmektedir.

Kale günümüzde oldukça harap bir haldedir. Köyün kuzeyindeki fazla yüksek olmayan doğal kayalık üzerine kurulan kale kuzey-güney yönünde uzanmaktadır.

Kale, bir cami ile birbiri ardınca sıralanmış mekanlardan oluşmaktadır. Kalan izlerden kalenin bazı bölümlerinin iki katlı olduğu anlaşılmaktadır.

Kale içindeki mekanlar kayalık zeminin verdiği imkanlar çerçevesinde yan yana sıralanmış ve birbiri içinden geçilen eyvan ve odalardan oluşmaktadır. Mekanlar moloz taş ve kırma taş malzemeden inşa edilmiştir.

Paylaşın

Siirt: Murat Han Türbesi

Murat Han Türbesi;  Siirt’in Kurtalan İlçesi, Beykent Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Türbe içindeki mezar taşlarına göre mezar, Muhammed Bey’in oğlu ve Hazzo’nun (Kozlu) Osmanlı beylerinden Murat Han Bey’e ait olup, 1104/1693 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır. Mezar taşındaki tarihten hareketle türbeninde aynı yıllarda inşaa edilmiş olmalıdır.

Türbe, dikdörtgen planlı olup üst örtü ve beden duvarlarının çoğu yıkılmıştır. Düzgün olmayan dörtgen planındadır. Üzeri tamamen açık bırakılmıştır. Dıştan 4.50 X 5.60 metre ölçülerindedir. Moloz taş malzemeyle inşaa edilmiştir.

Kuzey duvarının hemen önünde baş ve ayak şahideleri olan bir mezar yer almaktadır. 125 X 40 X 08 cm. ölçülerinde şahideler doğrudan toprağa oturtulmuş dikdörtgen gövdeli formda olup sivri kemerli tepelikle sonlanmaktadır.

Her iki kaidenin de iç yüzlerinde 6 satır halinde yazılmış celi sülüs kitabeler vardır. Baş şahidesindeki kitabe Arapça, ayak şahidesindeki ise Osmanlı Türkçesi ile yazılmıştır. Şahidelerin dış yüzlerinde ise geometrik motiflerle ayrılmış pano içlerinde iri rumi, yaprak ve penç motifleri işlenmiştir.

Paylaşın

Siirt: Doğanpazar Camii

Doğanpazar Camii; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Göktaş Köyü, Doğanpazar Mezrası sınırları içerisinde yer almaktadır.

Doğanpazar Mezrası’na şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Doğanpazar Mezrası’ndaki kalenin hemen altındaki tarlaların arasındadır. Yapının kim tarafından ve ne zaman yapıldığına dair bir kitabe bulunmamaktadır.

İnşaa tekniği ve malzemesi göz önüne alındığında caminin Osmanlı Devleti zamanında, XVIII. yüzyılda yapılmış olduğu tahmin edilmektedir.

Günümüzde yerleşim yerlerine oldukça uzak olan cami, kullanılmamakta ve metruk haldedir. Dıştan 10.40 x 13.40 metre ölçülerindedir.

Kesme ve moloz taş malzemeden inşaa edilen cami, tamamen sağlam durumdadır. Orjinalde mihraba paralel dikdörtgen planlı bir harim ile bulunan kuzeyinde son cemaat yeri bulunmaktadır.

Paylaşın

Siirt: Yellice Camii

Yellice Camii; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Yellice Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Cami sağlam olup ibadete açıktır. Sonradan halk tarafından onarımlar yapılmıştır. Üzerinde kim tarafından ve ne zman yaptırıldığını gösteren herhangi bir kitabe bulunmamaktadır.

Ancak kullanılan malzeme ve inşa tekniği açısından Osmanlı döneminde, XIX. yüzyılda yapılmış olmalıdır. Dıştan 5.40 X 17.60 m. ölçülerindeki yapı, moloz ve kaba yonu taş malzemeden inşa edilmiştir.

Güneydoğu köşedeki düz lentolu bir kapıyla harime girilmektedir. Cami mihraba paralel enine dikdörtgen planlı ve tek sahınlı olup üzeri ahşap kirşlrin taşıdığı düz dam örtülüdür.

Ancak üst örtüde görülen tonoz izlerinden yapının orjinalde beşik tonoz örtüye sahip olduğu anlaşılmaktadır. Harimden batı tarafta ikinci bir mekândan ulaşılmaktadır

Paylaşın

Siirt: Ovacık Camii

Ovacık Camii; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Ovacık Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Üzerinde kim tarafından ve ne zaman yapıldığına dair bir kitabe olmamasına karşın inşaa tekniği ve malzemesi göz önüne alındığında caminin Osmanlı Devleti zamanında, XVIII. yüzyılda yapılmış olmalıdır. Cami, günümüzde sağlam olup ibadete açıktır.

Dıştan 9X 18.40 metre ölçülerindeki cami, mihraba paralel iki sahın ile bir son cemaat yerinden oluşmaktadır. Yapıda, yörede bulunan cas taşı kullanılmıştır.

Batıdaki son cemaat yeri kuzey-güney doğrultusunda uzanmakta ve ortadaki bir kemerle ikiye ayrılmaktadır. Harim mekanı mihraba paralel iki sahından oluşmaktadır. Sahınların üzeri aynı yönde uzanan beşik tonoz örtülüdür.

Sahınlar birbirlerinden kalın payelerle ayrılmaktadır. Kıble duvarında yarım daire planlı iki adet mihrap nişi vardır. İç mekan pencerelerle aydınlatılmıştır.

Paylaşın

Siirt: Kayabağlar Camii

Kayabağlar Camii; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Kayabağlar Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yapının üzerinde biri H. 1265 / M. 1848 ve diğeri de H. 1275 / M. 1858 iki adet kitabe vardır. İçeriği tam olarak okunamadığı için camii ile bağlantısı tespit edilememiştir.

Yapının, plan, malzeme ve teknik özelliklerinin yanı sıra bu tarihleri de dikkate alarak Osmanlı döneminde, XVIII. – XIX. yüzyılda inşaa edildiğini söyleyebiliriz. Sağlam olan camii, günümüzde ibadete açıktır. Sonradan, güneyine eklenen birimlerle camii genişletlmiştir.

Dıştan 7.80 X 9.55 metre ölçülerindeki camiye doğu cephesinden açılan yuvarlak kemerli bir kapı ile girilmektedir. Harimi, mihraba paralel iki sahından oluşmakta ve her iki sahın  iki kalın paye oturan sivri kemerlerle birbirinden ayrılmaktadır.

Caminin inşaasında moloz taş malzeme kullanılmıştır. Kuzeyindeki sahın iki, güneyindeki sahın ise üç bölümlüdür. Kıble duvarının üzerindeki yarım daire planlı mihrap niş sonradan eklenen yeni mekana geçişi sağlayan bir kapı şekline dönüştürülmüştür.

Paylaşın

Siirt: Erzen Şehri ve Kalesi

Erzen Şehri ve Kalesi; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Şeyh Yunus Köyü ile Batman’ın Kozluk İlçesi, Oyuktaş Köyü, Yeşilyurt Mezrası arasında Garzan Nehri’nin doğusunda yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Ne zaman ve hangi koşullarda kurulduğuna dair bir bilgi bulunmayan şehre, Romalıların Arzan, Süryanilerin Arzon, Ermenilerin Arzn/Artzn, Arapların ise Erzen adıyla andıkları bilinmektedir. Ortaçağın bölgedeki önemli şehirlerinin başında gelen Erzen Şehri’nin tarihi İslam Öncesi, İslam Dönemi olarak iki ayrılmaktadır şehrin ismine ilk defa Asurlara ait çivi yazılı metinlerde rastlanmaktadır.

Bu metinlerde Asurlularca ele geçirilen şehirlerden sayılması Erzen’nin IX. yy’dan önceki zamanlarda kurulduğunu ortaya çıkarmaktadır. Ayrıca şehrin Roma ve Bizans medeniyetlerine de ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Coğrafi konumu nedeniyle sürekli savaş ve istilalara maruz kalmıştır. İslam Dönemi’nde ise en uzun ve en önemli dönemini, Anadolu’nun en eski ve Artuklulardan sonraki en uzun ömürlü Türkmen beyliği olan Dilmaçoğulları devrinde
(1085-1394) yaşamıştır.

Günümüzde toprak altında kalan kent kalıntıları üzerinde tarım yapılmaktadır. Şehirden iç kale, dış kale (66 tane burç tespit edilmiştir) ve üç giriş kapısı günümüze kadar varlığını koruyabilmiştir. Antik Erzen Şehri ve kalesinin konumu hakkında birbirinden farklı görüşler söz konusudur. Bu şehrin tarihinin netleştirilmesi ve turizme kazandırılması önem arz etmektedir

Paylaşın

Siirt: Çattepe Höyüğü

Çattepe Höyüğü; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Çattepe (Tilli/ Til) Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Çattepe Höyüğü, Botan Çayı’nın (Uluçay) Dicle Nehri ile birleştiği sahada doğal bir yarımada üzerindedir. MÖ 4. bin yıldan Orta Çağa kadar yerleşilen Çattepe Höyüğü, sahip olduğu antik liman şehri özelliği ve konumu ile önemli bir turizm merkezidir.

Bilimsel araştırmalarla sürekli değişse de, insanın dünyadaki varlığı olarak bilinen 2.8 milyon yılı aşan sürenin hemen tamamında insan mağarada yaşamış MÖ 12.000’li yıllarda höyük adı verilen köyler kurarak mağara yaşamından çıkmışlardır.

Siirt, Doğu Anadolu Bölgesinin, Güneydoğu Anadolu Bölgesiyle bağlantısını sağlayan kapı olması ve coğrafyasının insan yaşamına son derece uygun olmasından dolayı her zaman dikkat çekici olmuştur. Yapılan kazı çalışmaları sonucu ortaya çıkarılan buluntulardan anlaşıldığı üzere Siirt ve çevresinde tarih öncesi dönemlerde çeşitli medeniyetlere ait kentler veya köyler kurulmuştur.

Çattepe Höyüğü’nün eski adı Tell-Fafan’ dır. Önemli bir Ortaçağ Arap Coğrafyacısı olan Al-Makdisi, Çattepe (Tell-Fafan) yerleşimini, “Ceziret-i İbn Ömer’e (Cizre) bir konak (24 saat) mesafede, bahçelerle bezeli, kapalı çarşıları ve kerpiçten evleri bulunan, hayatın ucuz olduğu bir şehir” olarak tanımlamıştır.

Su taşımacılığına uygun iki büyük nehrin birleşme noktasında olmasından dolayı Arap coğrafyacılara göre Dicle üzerinde gemi taşımacılığının başladığı ilk yer ve özellikle M.S. 10. yüzyıl süresince El-Cezire’nin önemli ticari şehir ve limanlarından biridir.

Yerleşmede Geç Roma Dönemi’nde yapılan büyük boyutlu kale, höyüğün önemli ölçüde tahrip olmasına yol açmakla birlikte, kalenin bulunduğu alanda çıkartılan buluntular buranın prehistorik dönemlerden itibaren yerleşilmiş bir höyük olduğunu göstermektedir. Çattepe Höyüğü, farklı dönemlerde çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığından dolayı farklı dönemlere ait yapılar ve kalıntılar barındırmaktadır.

 

Paylaşın

Siirt: İki Girişli Mağara

ki Girişli Mağara; Siirt’in Kurtalan İlçesi, Yuvalı Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Mağaralar tarih boyunca insanların ilgisini çeken oluşumlardır. Büyük yer altı oyukları olarak da tanımlanan mağaralar, genellikle suların eritme süreci ile oluşmuş karstik aşınım şekillerinin en tipik örneklerinden olan yer altı ve yerüstü boşluklarıdır. Doğal oluşumlu mağaralar dışında, insan eliyle yapılmış mağaralar bulunmaktadır.

Mağaraların görsel, sportif, kültür ve sağlık bakımından sahip oldukları özellikler, turizme alternatif bir tip olarak mağara turizmini meydana getirmiştir. Mağaralar doğal oluşum ve varlıklarıyla (sarkıt ve dikitler, traverten, kuyu, göller, dereler, süslü salonlar) doğa turizminin, yerleşim ve dini ibadet yeri olarak kültür ve inanç turizminin, mikrokliması ve içindeki termal şifalı suları ile ise sağlık turizminin içinde değerlendirilmektedir.

Ülkemizin her tarafında olduğu gibi Siirt ve çevresi de mağara turizmi için büyük bir potansiyele sahiptir. İki girişli mağara turizm potansiyeli yüksek olan jeomorfolojik oluşumlardan biridir. Mağara, kalkerli kayacın akarsu tarafından aşındırılması sonucu oluşmuştur. Mağaranın iki girişi olduğu için “İki Girişli Mağara” olarak bilinmektedir. Mağara Bitlis Çayı kenarındaki konumu ve sahip olduğu görünümlerle oldukça ilgi çekicidir. Işıklandırma ve diğer çeşitli çevre düzenlemeleri yapılmak suretiyle turizmde değerlendirilebilir.

Paylaşın