Kocaeli: Beşkayalar Tabiat Parkı

Beşkayalar Tabiat Parkı; Kocaeli’nin Başiskele İlçesi, Aytepe Köyü mevkinde yer almaktadır. 

Tabiat Parkı, vadi boylarında zengin çeşitliliğe sahip bitki örtüsü ve nefes kesen manzarasıyla ziyaretçilerine keyifli zamanlar yaşatmaktadır.

Bu özellikleri yanında, yaban hayatı ve açık hava rekreasyonu yönünden zengin bir potansiyel arz eden yöre, yaylaları, mağaraları, çadırlı kamp alanları ve trekking güzergahları ile de ayrı bir öneme sahiptir.

Vadi, hafta sonları gruplar halinde, kamp ve trekking yapmak isteyen ziyaretçilerin akınına uğramaktadır.

Paylaşın

Kocaeli: Serindere Kanyonu

Serindere Kanyonu; Kocaeli’nin Başiskele İlçesi, Serindere Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Kocaeli’nin ve bölgenin en zorlu kanyonudur.

Serindere Kanyonu’nda yükseklikleri 10 ile 20 metre arasında değişen 6 adet şelalesi bulunmaktadır. Serindere, son yıllarda özellikle günübirlik gelen doğaseverlerin ve yürüyüş gruplarının ziyaret ettiği yerlerin başında gelmektedir.

Havuz şeklinde pek çok göletin yer aldığı Serin Dere Kanyonu iyi seviyede eğitim almış grupların geçebileceği bir rotadır. Her mevsimde farklı bir güzellik barındıran Serindere bitki örtüsü, doğal güzellikleri ve gürül gürül akan soğuk suyuyla doğa yürüyüşü yapmayı ve kamp kurmayı sevenlerin sık sık ziyaret ettiği bir yerdir.

Yer yer genişliği 3 metreye kadar düşen bu güç parkuru tamamlamak saatler alabilmektedir. Kanyonda rahat gezmek, taşlarda rahat yürümek ve çamurlu suyun kayganlaştırdığı kayalardan kaymamak için sağlam ve altı sert deniz ayakkabıları gerekmektedir. Eşyalarınızı su geçirmez bir çanta içerisinde taşımalısınız.

Paylaşın

Kocaeli: Cebeci Sahili

Cebeci Sahili; Kocaeli’nin Kandıra İlçesi’ne 27 km. uzaklıkta bulunan cebeci tertemiz denizi geniş kumsalları , harika doğasıyla ideal bir tatil yöresidir.

Özellikle çadır turizminin en yaygın yapıldığı yerdir. Geniş motel ve pansiyon imkanları bulunan Cebeci’de deniz sezonu Haziran ortasında başlar. Ancak deniz ve güneşin keyfi Eylül Ayına kadar sürdüğü için sezon içinde gelip bu şirin köyde dinlenenlerin sayısı da oldukça fazladır.

Geniş ve uzun bir kıyısı bulunan Cebeci’de en dikkat çeken şey sahildeki ince kum kumsalıdır. Bu sahil yaz aylarında 10 bin kişinin birbirini rahatsız etmeden güneşleneceği kadar büyüktür. Yaz aylarında tam karşıdan batan güneş yöreye masalsı bir güzellik vermektedir.

Paylaşın

Kocaeli: Hannibal Anıt Mezarı

Hannibal Anıt Mezarı; Kocaeli’nin Gebze İlçesi sınırları içerisinde yer alan Tübitak Yerleşkesi’nde bulunmaktadır.

Hannibal Barca MÖ 247 ile MÖ 183 yılları arasında yaşamış Sami ırkından gelen Kartacalı politikacı ve generaldir. MÖ 247’de Kartaca’da dünyaya geldi. Birinci Pön Savaşı’nın ünlü kahramanı Kartacalı komutan Hamilcar Barca’ın oğludur. Küçük yaşlarda babası ile savaşlara katılmaya başladı. Babasının isteğiyle, Roma’ya karşı her zaman kin duyacağına dair ant içti. Kısa bir süre sonra babasının ölümünü müteakiben, eniştesi ve kardeşinin yardımıyla asker oldu.

Hannibal tüm zamanların en büyük askeri dehalarından biridir. Hannibal, Scipio ve Philopoemen ile birlikte çağının üç büyük generalinden biriydi. Scipio onu şimdiye kadar yaşamış en büyük generallerden biri olarak kabul eder, Epirli Pyrrhus’u ikinci sıraya yerleştirir, kendisini de üçüncü olarak kabul eder. Aynı sıralama Hannibal’a sorulduğunda o, Büyük İskender’in en büyük general olduğunu söyler. İkinci olarak Pyrrhus’u gösterir, kendisini de üçüncü sıraya koyar.

Askeri tarihçi Theodore Ayrault Dodge Hannibal’ı “Stratejinin Babası” olarak nitelendirir ve en büyük düşmanı olan Roma’nın bile onu yine kendi taktikleriyle alt ettiğini belirtir. Roma’nın en büyük düşmanı olarak 2. Pön Savaşı’ndaki başarılarıyla tanınmıştır. Filleri içeren ordusuyla İber Yarımadası, Pireneler ve Alpler’den kuzey İtalya’ya girmiş ve Romalıları birkaç önemli savaşta yenmiştir. MÖ 183 veya 182’de Bitinyalı yetkililer tarafından Romalılara teslim edileceğini anlayınca yüzüğünde taşıdığı bilinen zehiri içmek suretiyle intihar ederek yaşamına son verdi.

Mezarı bilinmemekle beraber, ölüm yeri olan Gebze’de bulunan Tübitak yerleşkesinde kendi anısına yapılan bir anıt bulunmaktadır. Hannibal Anıtı, Atatürk’ün dile getirmiş olduğu Hannibal’ın mezarının bulunması ve bir anıt yapılması isteği vasiyet kabul ederek 1981’de yapılmıştır. Daha sonra Gebze yerleşkesine su getirme çalışmaları sırasında bulunan bir mezarın Hannibal’a ait olduğu zannedilmektedir.

Paylaşın

Hereke Halı ve İpekli Dokuma Fabrikası

Hereke Halı ve İpekli Dokuma Fabrikası; Kacaeli’nin Körfez İlçesi, Hacı Akif Mahallesi, Hereke Cumhuriyet Sokak üzerinde yer alır. 1843 yılında kurulan Hereke Fabrikası, 1845’de yeni yapılmakta olan sarayların döşemelik ve perdelik ihtiyacını karşılamak üzere Hereke Fabrika-i Hümâyûnu adıyla üretime geçmiştir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun o tarihe kadar ipekli dokuma alanında kurduğu en kapsamlı fabrika olan Hereke Fabrikası için Fransa’dan jakar tezgâhları ve tasarımcılar getirilerek üretim başlatılmıştır.

Geleneksel Osmanlı halıcılığında bir dö­nüm noktası sayılabilecek 1891 yılında, Hereke Fabrika-i Hümâyûnu, kuruluşundan yakla­şık yarım asır sonra, yüz adet yeni tezgâhla halı üretimine başlamıştır. Sultan II. Abdülhamid’in (1876-1909) himayesinde, Sivas, Ladik ve Manisa’dan getirilen ustalarla başlanan bu üretimde, ustalara önce saray tarafından ve­rilen desen örnekleri dokutturulmuş ve bu desenler daha sonra geliştirilerek özgün bir Hereke üslubu yaratılmaya çalışılmıştır.

Böylece, saraylar için ipekli döşemelik ve perdelik üreten Hereke Fabrikası’na halı dokuma birimleri eklenmiş ve dünyaca tanınan Hereke halıcılığının temelleri atılmıştır. O dönemde Dolmabahçe Sarayı içinde de Hereke Dokumahânesi adıyla bilinen ve fabrikaya bağlı olarak çalışan bir dokuma atölyesi bulunduğu bilinmektedir.

Hereke Fabrikası’nın en seçkin ürünleri; Osmanlı sanayisinin bir vitrini niteliğindeki saray, köşk ve kasırların dekorasyonunda kullanıldığı gibi, yabancı hanedan mensuplarına verilen hediyeler yoluyla Avrupa saraylarında da kendilerine yer buluyordu.

Kurulduğu 1843 yılından beri, Osmanlı do­kuma sanayisinin en önemli kurumu olarak faaliyet gösteren ve ürünleriyle imparator­luk yaşantısının son dönemini belirleyen He­reke Fabrika-i Hümâyûnu, özellikle kurulu­şundan kısa bir süre sonra Avrupa’da da prestij bir markaya dönüşmüştür. Fabrika 1855 Pa­ris Uluslararası Sergisi’nde kurdele ve şerit­ler için mansiyon, 1862 Londra II. Uluslara­rası Sergisi’nde ipekli dokumalar için ma­dalya, 1892 Viyana, 1894 Lyon, 1910 Brüksel ve 1911 Torino sergilerinde de büyük ödüle la­yık görülmüştür.

Sultan V. Mehmed Reşad’ın (1909-1918) saltanatının son yıllarında, Hereke Fabri­ka-i Hümâyûnu, giderek bir yünlü dokuma fabrikasına dö­nüşmüş, Çuha, Şayak ve İplik Dairesi’nin tezgâh sayısı yirmiden 52’ye çıkarılarak, yük­sek kapasitede üretime geçil­miştir.

Cumhuriyet döneminde Sümerbank çatısı altında çalışmasını sürdüren Hereke İpekli Dokuma ve Halı Fabrikası; 1995 yılında özelleştirme yasası kapsamında Milli Saraylar’a bağlanmıştır. Günümüzde bir müze-fabrika olarak üretimini sürdürmekte olan fabrikada Milli Saraylar araştırmacıları ile birlikte yürütülen ortak çalışmalar sonucunda özgün Hereke kumaş desenleri tespit edilerek, kaybolmuş desenlerin yeniden üretimleri sağlanmakta ve bu yolla Milli Saraylarda özgün desenli kumaşların kullanımı mümkün olmaktadır.

Fabrikanın yanında bulunan ahşap köşk, Alman İmparatoru II. Wilhelm’in ziyareti için Yıldız Sarayı’nda hazırlanmış prefabrik bir yapıdır. Bu yapı deniz ve kara tarafına açılan salonlarıyla müze-köşk olarak ziyarete açılmıştır.

Kocaeli’nin kısa tarihi

Asya ile Avrupa kıtaları arasında önemli kara ve demiryolu güzergâhlarının kesiştiği bir yerde kurulan Kocaeli, bugün Marmara Bölgesi’nin ve yurdumuzun en önemli endüstri ve sanayi yerleşimlerinden biridir. Kocaeli’nin tarihi çok daha eski çağlara uzanır. İlk çağlarda, Bithynia adı verilen bölgede kurulan kentler, sırasıyla, Olbia, Astakos, Nicomedia, İznikmid, İzmid ve Kocaeli adlarını almıştır.

Trakya’dan gelen Megaralılar M.Ö. 712’de İzmit Körfezi’nin güneyindeki Başiskele yöresine yerleşerek Astakos adı verilen bir kent kurdular. Astakos halkı M.Ö. 262 yılında, bugünkü İzmit’in bulunduğu alanda kurulan bölgeye yerleşmiştir. Bitinya Krallığı’nın yıkılıncaya kadar başkenti kalacak bu kente, kurucusundan dolayı Nicomedia adı verilir.

Roma İmparatoru Diocletian, 284 yılında Nicomedia’yı işgal ederek Roma İmparatorluğu’nun başkenti yaptı. Bu dönemde şehir, Roma, Antakya ve İskenderiye’den sonra dünyanın dördüncü büyük kenti haline geldi. Fakat Büyük Konstantin tarafından İstanbul’un imparatorluğun merkezi yapılması ve İmparator Jüstinyen’in de Kadıköy-İzmit arasındaki yolu askeri nedenlerle kapatarak ulaşımı İznik üzerinden sağlamasıyla Nicomedia, eski önemini kaybetti.

Kocaeli Türk egemenliğine ilk olarak 11. yüzyılın sonlarında Selçuklular zamanında (1078) geçti. İznik’in Anadolu Selçuklu Devleti’nin başkenti olmasıyla birlikte kentin önemi iyice arttı. Ancak Haçlı Seferleri sırasında kısa bir süre Haçlı Ordusu komutanı Aleksios Komnenos tarafından işgal edilen kentin, Türk egemenliğine kesin olarak geçişi ise Orhan Bey döneminde oldu.Selçuklu döneminden günümüze Haçlı Seferleri’nde yağmalanması nedeniyle kalan eser sayısı oldukça azdır.

Kocaeli, Osman Bey ve oğlu Orhan Bey’in uç beylerinden Akçakoca tarafından 1337 yılında Osmanlı topraklarına katıldı. Nikomedya Osmanlı egemenliğine geçtikten sonra, önce İznikmid, daha sonra İzmid (İzmit) adını almıştır. Şehir en parlak dönemine Kanuni Sultan Süleyman zamanında ulaştı.

19. yüzyılda İstanbul-İzmit arasında işleyen ve 1873 yılından itibaren de Haydarpaşa-Ankara güzergâhında faaliyet gösteren demiryolunun kente ulaşmasından sonra Kocaeli’nin ticari ve sosyal yaşamı canlanmaya başladı. Kent, 1888 yılında bağımsız sancak oldu ve ismi İzmit olarak değiştirildi. Daha sonra bölgeye fatihi Akçakoca’dan dolayı Akçakoca’nın yurdu manâsına gelen ‘Kocaeli’ adı verildi.

I. Dünya Savaşı’nın getirdiği yıkımlar sonucu önemini bir süre yitiren ve sırasıyla önce İngilizler (6 Temmuz 1920) ardından Yunanlılar (28 Nisan 1921) tarafından işgal edilen Kocaeli, 28 Haziran 1921 de Türk Orduları tarafından işgalden kurtarıldı.

Kocaeli’nin Başiskele, Darıca, Dilovası, Çayırova, İzmit, Derince, Gebze, Gölcük, Karamürsel, Kandıra, Kartepe ve Körfez olmak üzere toplam on iki ilçesi bulunmaktadır. Kocaeli, Cumhuriyetle birlikte özellikle sanayileşme alanında en hızlı gelişen illerimizden birisi olmuştur. Bunun başlıca nedeni İstanbul’a yakınlığı ve ulaşım imkânlarının çeşitliliğidir. 1934 yılında İzmit’te ilk kağıt üretim tesisi olan İzmit Kağıt Fabrikası açılırken, bunu 1944’te ikinci selüloz ve Kağıt Fabrikası takip etmiş, SEKA tesisleri 1954, 1957 ve 1959’da genişletilmiştir.

Böylece günümüze kadar devam eden hızlı bir sanayileşme ile Kocaeli, Türkiye’nin ileri düzeyde sanayi bölgesi durumuna gelmiştir. Ayrıca Kocaeli ile ilgili önemli bir bilgi de, 30 derece meridyeni Köseköy’deki otoyol kavşağı köprüsünün bulunduğu yerde olduğundan tüm Türkiye saatlerini Kocaeli’ne göre ayarlamaktadır.

Paylaşın