Afganistan’da Kadın Öğrenciler Üniversiteye Geri Döndü

Taliban yönetimindeki Afganistan’da kadın öğrencilerin üniversiteye dönmesine izin verildi. Taliban, 1996 – 2001 yılları arasında iş başında olduğu dönemde, kız çocuklarının okula gitmesini yasaklamıştı.

Taliban’ın yönetime gelmesinden bu yana kapalı olan devlet üniversiteleri, kapılarını bu hafta tekrar öğrencilere açtı. Taliban, kadın öğrencilerin üniversiteye alınması konusunda resmi bir açıklama yapmadı, ancak Reuters ajansına bilgi veren yetkililere göre, fiziksel olarak erkek öğrencilerden ayrı tutulmaları koşuluyla derslere girmelerine izin veriliyor.

Celalabad kentindeki bir görgü tanığı da, bu hafta açılan devlet üniversitelerinden Nangarhar’a kadın öğrencilerin ayrı bir kapıdan alındığını gördüğünü söyledi.

Geçen yıl 15 Ağustos’ta Başkent Kabil ve ülkenin büyük bir kısmında kontrolü tekrar ele geçiren Taliban, “artık değiştiğini” iddia etmekle birlikte, kadınlara yönelik sert ve baskıcı politikalarına devam ediyor. Birçok kadının işe gitmesine izin vermediği gibi birçok eyalette de ortaöğrenim çağındaki kız çocukların okula gitmesine izin verilmiyor.

Bazı özel üniversiteler de tekrar açıldı, ancak birçoğunda kadın öğrencilere derslere girme izin verilmedi. Uluslararası toplumun, dış dünyanın yardımına ihtiyaç duyan Afganistan’a getirdiği en önemli koşul, kız çocukların ve kadınların eğitimine izin vermesi.

Birleşmiş Milletler, kadın öğrencilerin devlet üniversitelerine alınmasından duyduğu memnuniyeti dile getirerek, bu konuda resmi bir bilgiye sahip olduğu mesajını vermiş oldu.

Afganistan’daki Birleşmiş Milletler Temsilciliği, dün gece Twitter hesabından yaptığı açıklamada “Üniversitelerin 2 Şubat’ta tüm kadın ve erkek öğrencilere açılmaya başlamasını memnuniyetle karşılıyoruz. Tüm gençlerin eğitimde fırsat eşitliğine sahip olması için bu çok önemli” ifadesini kullandı.

Adının açıklanmaması koşuluyla bilgi veren bir yetkili, Reuters ajansına üniversitelere, kadın öğrencileri erkeklerden ayrı tutmak için ayrı sınıflar açılması ve farklı saatlerde derse alınmaları gibi seçenekler verildiğini söyledi.

Nangarhar Üniversitesi Rektörü Khalil Ahmad Bihsudwal, Reuters ajansına üniversiteye devam eden kadın ve erkek öğrencilerini farklı sınıflarda okutacaklarını bildirdi. Birçok eyalette de bu yöntem uygulanıyor.

Afganistan’da bugün sadece daha sıcak bölgelerdeki üniversiteler açıldı. Başkent Kabil de dahil olmak üzere, daha soğuk bölgelerdeki üniversitelerin 26 Şubat’ta açılması bekleniyor.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar Sistematik Olarak Toplum Dışına İtiliyor

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiserliğine bağlı uzmanların hazırladığı raporda, Afganistan’da iktidarı 15 Ağustos’ta ele geçiren Taliban’ın düzenli ve sistematik olarak kadınları toplum dışına ittiği uyarısı yapıldı.

Afganistan’da kadın ve kızlara yönelik şiddet ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kurumsallaştığına dikkat çeken uzmanlar, kadınların işlerine geri dönmelerine izin verilmemesi, kamuya açık alanlarda yanlarında bir erkeğin bulunması gerekliliği, tek başlarına toplu taşıma araçlarını kullanamamaları, kıyafet kısıtlamaları gibi uygulamalara işaret etti.

Raporda söz konusu kısıtlamaların kadınların geçimlerini sağlamalarını büyük ölçüde zorlaştırdığı ve kadınları yoksulluğa ittiği belirtildi. İnsan hakları uzmanları ayrıca Taliban’ın “geçici” diyerek yürürlüğe koyduğu ve kız çocuklarının yedinci sınıftan sonra okumalarını engelleyen uygulamanın da hala sürdüğüne işaret etti.

Kolektif cezalandırma

Raporda, “Tüm bu önlemler bir arada ele alındığında bu politikalar kadın ve kızların kolektif cezalandırmaya tabi tutulmaları anlamına gelmektedir. Kadınları ekonomik, sosyal ve siyasi alandan dışlamaya yönelik sürekli ve sistematik çabalardan endişe duymaktayız” ifadelerine yer verildi.

BM uzmanları, çocuk yaşta evlilikler, zorla evlendirme, cinsel sömürü ve zorla çalıştırma amaçlı kaçırmaların da kadın ve kızların sömürülmeleri riskini artırdığına dikkat çekti.

Kadın ve kızların korunması için eski yönetim döneminde oluşturulan Kadın İşleri Bakanlığının lağvedilmesi ve Bağımsız İnsan Hakları Komisyonunun mülklerine el konması, kadın barınma merkezlerinin kapatılması gibi uygulamalara da değinilen raporda, kadın ve kızların kamusal yaşamdan adım adım silinmesi girişimine tanık olunduğu kaydedildi.

Raporda, kadın insan hakları savunucuları, sivil toplum liderleri, hakim ve savcılar, güvenlik güçlerindeki kadın yetkililer, eski hükümet mensupları ve gazetecilerin özel tehlike altında bulunduğuna, pek çoğunun ülkeyi terk etmeye zorlandığına da vurgu yapıldı.

BM uzmanları uluslararası toplumu Afgan halkının acil ihtiyaç duyduğu insani yardımı hızlandırmaya, kadın haklarına yönelik ihlaller konusunda yönetimdekilerden hesap sormaya ve kadınların temel haklarına yönelik kısıtlamaların derhal kaldırılması için baskı uygulamaya çağırdı.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Afganistan’da Kadınlar, Erkek Refakatçi Olmadan Seyahat Edemeyecek

Afganistan’da kadınlar erkek akraba eşlik etmedikçe kısa mesafeler dışında yalnız seyahat edemeyecek. İyiliğe Davet ve Kötülükten Sakındırma Bakanlığı sözcüsü Sadık Akif Muhacir, “72 kilometreden fazla seyahat eden kadınlara, yakın bir aile üyesi eşlik etmiyorsa taşınmamalı” dedi.

Euronews’te yer alan habere göre; Bakanlık yayınladığı bildiride, tüm araç sahiplerine sadece hicap giyen kadınlara hizmet sunma çağrısı yaptı.

Daha önce Afganistan televizyon kanallarından kadın oyuncuların yer aldığı dizileri göstermeyi durdurmasını isteyen Bakanlık, son olarak kadın TV muhabirlerine sunum yaparken başörtüsü takmaları çağrısında bulundu. Bakanlığın direktifinde ayrıca insanlardan araçlarında müzik çalmamaları da istendi.

Taliban yönetimi, ağustos ayında evden çıkan kadına erkek vasinin eşlik etmesi şartının sadece üç gün ya da daha uzun süren seyahatler için geçerli olacağını; bu kuralın okula, iş yerine, üniversiteye ya da hastaneye giderken geçerli olmayacağını duyurmuştu.

“Kız öğrenciler orta eğitimden uzak”

Diğer yandan bu ayın başlarında, kadın haklarının uygulanması için kararname yayınlayan Taliban, bu noktada kısıtlamalara devam etti. Birçok ilde okullar açılmasına rağmen “kız öğrenciler orta öğretimden uzak tutulmaya” devam ediyor.

Ekonomik krizdeki ülkenin uluslararası yardımlardan yararlanması için kadın haklarında iyileştirme yapılması isteniyor. Taliban’ın 1996-2001’de Afganistan’daki iktidarı döneminde çalışma ve eğitimden men edilen kadınların sadece erkek refakatçi ile evden çıkmalarına izin veriliyordu.

Eylülde geçici hükümetini açıklamasının üzerinden yaklaşık 4 ay geçmesine rağmen henüz hiçbir ülke Taliban hükümetini resmen tanımadı.

Paylaşın

125 Ülkede Kadın Nüfusu Erkek Nüfusundan Daha Fazla

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından yapılan 201 ülke/bölgeyi kapsayan araştırmada 125 ülkede kadın nüfusun erkeklerden daha fazla olduğu ortaya çıktı. Erkek nüfusa göre 10 milyon daha fazla kadının yaşadığı Rusya bu alanda ilk sırada yer aldı. Rusya’yı sırasıyla 3,79 milyon fazla kadın sayısıyla Brezilya, 3,46 milyonla ABD ve 3,18 milyonla Ukrayna takip etti.

Euronews’te yer alan haber şöyle; Dünya çapında 125 ülkede kadın nüfusu erkekleri geride bırakırken, Türkiye’de dengeli bir dağılım oluştu. Avrupa Birliği ülkelerinde ise kadın nüfusun erkeklerden yüzde 5 daha fazla olduğu belirlendi.

Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat) Birlik ülkelerinde nüfusun cinsiyet dağılıma dair topladığı verileri yayınladı. Buna göre, Avrupa Birliği ülkelerinde 2020 yılında kadın nüfusu erkekleri yüzde 5 geçti. Birlik üyesi çoğu ülkede kadın nüfusu erkeklerden fazla olurken en fazla fark yüzde 17 ile Letonya’da ölçüldü.

Kadın nüfusunun en fazla olduğu ülkeler yüzde olarak Letonya’nın ardından şöyle sıralandı: Litvanya yüzde 14, Portekiz yüzde 12 ve Estonya yüzde 11,. Malta Slovenya, Lüksemburg ve İsveç’te durum terse döndü, buralarda erkek oranı kadınları geçti.

AB üyesi ülkelerde genel ortalamada daha az olan erkek nüfus 18 yaş altında kadınları geride bıraktı. Bu yaş aralığında erkeklerin oranının kadınlara göre yüzde 5 daha fazla olduğu tespit edildi. Ancak 65 yaş ve üzerinde kadın nüfusunun yüzde 33 erkeklerden daha olduğu kaydedildi.

Rusya’da kadın sayısı 10 milyon daha fazla

Birleşmiş Milletler tarafından yapılan 201 ülke/bölgeyi kapsayan araştırmada ise 125 ülkede kadın nüfusun erkeklerden daha fazla olduğu ortaya çıktı. Erkek nüfusa göre 10 milyon daha fazla kadının yaşadığı Rusya bu alanda ilk sırada yer aldı. Rusya’yı sırasıyla 3,79 milyon fazla kadın sayısıyla Brezilya, 3,46 milyonla ABD ve 3,18 milyonla Ukrayna takip etti.

BM verilerine göre 76 ülke/bölgede ise erkek nüfusu kadınları geride bıraktı. Hindistan’da kadın nüfusa oranla 54.4 milyon daha fazla erkek bulunuyor. Bu ülkeyi 36,83 milyon fazla ile Çin takip ediyor. Ayrıca 12 ülkede daha erkek nüfusun kadınlardan 1 milyon daha fazla olduğu belirlendi.

BM’nin bu yıl yayınladığı verilere göre dünya nüfusu 90 milyon artarak 7,8 milyara yükseldi. Dünya genelinde ise erkek nüfusu kadınları geçti. Bu rakamlara göre her 100 kadına düşen erkek sayısı dünya genelinde 101,7 olarak kayda geçti.

Türkiye’de erkek nüfus daha fazla

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 yılı verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 49,9’unu kadınlar, yüzde 50,1’ini erkekler oluşturuyor.

TÜİK’in adrese dayalı nüfus kayıt sistemi sonuçlarından derlediği bilgilere göre 2020 yılında, kadın nüfus 41 milyon 698 bin 377, erkek nüfus ise 41 milyon 915 bin 985 oldu. Türkiye’de kadın ve erkek nüfus arasındaki bu denge 60 yaş ve üzeri grupta kadınlar lehine değişiyor.

Kadın ortalama yaşam süresinin erkeklerden uzun olması nedeniyle 60-74 yaş grubunda yüzde 52,3′ çıkan kadın oranı, 90 ve üzeri yaş grubunda yüzde 73,4’e çıkıyor.

Avrupalı kadınlar daha uzun yaşıyor

Doğuşta beklenen yaşam süresi, Türkiye’de kadınlarda 81,3 yıl, erkeklerde 75,9 yıl oldu. Avrupa’da ise doğuşta beklenen yaşam süresi kadınlarda 84, erkelerde ise 78,5 yıl oldu.

Bir kişinin hayatı boyunca iş gücü piyasasında aktif olması beklenen yıl sayısı olarak hesaplanan çalışma hayatında kalma süresinde de büyük fark oluştu. Avrupa’da çalışma yaşam süresi 20 yıl sonra ilk kez kısmi olarak düştü. Kadınların beklenen çalışma süresi 33,2 olurken, bu oranın Türk kadınlarında 19,1 olduğu tespit edildi.

Paylaşın

Afganistan’da Kadınların Yüzde 90’ı Şiddet Mağduru

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre Afganistan’da her 10 kadından 9’u hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor. Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Afganistan’daki kadınların ve kız çocuklarının şiddete karşı korunabilmeleri için kaçıs olanakları ile destek programlarının yeniden hayata geçirilmesini ve Kadın Bakanlığı’nın da tekrar kurulmasını talep etti.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; Afganistan’da iktidarı ele geçiren Taliban’ın cinsel şiddet gören kadınlara destek amacıyla kurulan yapıları yok ettiği öne sürüldü. Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) tarafından Pazartesi günü yayınlanan ilgili raporda, sadece mağdur kadınların ve genç kızların değil, aralarında avukat, hakim ve eski hükümet görevlilerinin olduğu, onlara yardım eden, destek olan kişilerin de tehlike altında olduğu vurgulandı.

Ülke çapında oluşturulan kadınlara destek kuruluşları ile barınma evleri ağının tamamen yok edildiğine işaret eden rapora göre, kadınların kamuya açık alanlarda, sadece bir erkeğin refakatinde bulunabilmeleri de durumlarını daha da zorlaştırıyor. Af Örgütü’nün, cinsel şiddete maruz kalan ve onlara destek olan 26 kişi ile yaptığı mülakatlara dayanan raporunda, kadınlara şiddet uyguladığı için tutuklu bulunan kişilerin Taliban tarafından serbest bırakıldığı ve şiddet mağdurlarının tutuklandığı da yer alıyor. Ayrıca daha önce barınma evlerinde kalan kadınların ve genç kızların zorla ailelerine geri gönderildiği ve bazı mağdurların, aile üyeleri tarafından şiddet kullanılarak götürüldüğü ifade ediliyor.

Şiddet gören dokuz aylık hamile kadın

Af Örgütü’nün söyleşi yaptığı, dokuz aylık hamile bir kadın, eşinin kendini dövmek için yerde ne bulduysa eline aldığını ve bunlarla vurduğunu belirterek, “bana her vurduğunda ailesi bir araya gelip seyrediyordu. Neredeyse her gün yaşanıyordu bu durum” dedi. Raporda, söz konusu kadının daha önce yaşamak için kendine güvenli bir yer aradığı ve eskiden var olan bir kadın barınma evine başvurduğunda kendine bu merkezin kapalı olduğu ve yeni vakalara bakılmadığının söylendiği yer alıyor.

Afgan kadın örgütü Afgan Kadınlar için Kadınlar’dan (WAW) Benafşa Efaf, Alman haber ajansı dpa’ya yaptığı açıklamada, Taliban’dan önceki hükümetin de kadınlarla ilgili çalışmalara zorluk çıkardığını dile getirerek, “Ancak o zaman en azından Kadın Bakanlığı’nın desteğini görüyorduk. Bunlar uzun yıllar boyunca kurduğumuz ilişkilerdi” dedi. WAW, Afganistan’da kadın evleri kuran altı kuruluştan biri.

Kadınların yüzde 90’ı şiddet mağduru

Taliban, geçen Ağustos ayında Afganistan’da iktidarı ele geçirmesinden kısa süre sonra Kadın Bakanlığı’nı feshetmişti. Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre ülkede her 10 kadından 9’u hayatında en az bir kez şiddete maruz kalıyor.

Uluslararası Af Örgütü Genel Sekreteri Agnes Callamard, Afganistan’daki kadınların ve kız çocuklarının şiddete karşı korunabilmeleri için kaçıs olanakları ile destek programlarının yeniden hayata geçirilmesini ve Kadın Bakanlığı’nın da tekrar kurulmasını talep etti. Callamard ayrıca, kadınlara yardım programlarının derhal ve uzun vadeli bir biçimde mali olarak desteklenmesini istedi.

Paylaşın

Erkekler, Kasım Ayında En Az 34 Kadını Öldürdü

Erkekler, kasım ayında en az 34 kadını ve yanlarında bulunan iki erkeği öldürdü, iki kadına tecavüz etti. Öldürülen kadınlardan biri trans, bir de Afganistanlıydı. Kadınların yüzde 47’sini koca, sevgili gibi en yakınındaki erkekler öldürdü. 

bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediği haberlere göre; erkekler Kasım’da en az 34 kadını ve yanlarında bulunan iki erkeği öldürdü, iki kadına tecavüz etti.

Kasım 2021‘de en az 16 kadının ölümü (Aydın (1), Akşehir (1), Denizli (2), Sivas (1), İstanbul (4), Bartın (1), Maraş (1), Kocaeli (1), Rize (1), Sakarya (1), Van (2) basına şüpheli olarak yansıdı. Şüpheli ölümlerden biri trans kadındı.

İstanbul’da bir kadın kendisini ve çocuklarını öldürmek isteyen erkeğe karşı meşru müdafaa hakkını kullandı. Erkekler, Eskişehir, Zonguldak ve İstanbul’da üç kadını “öldürülmekle” tehdit etti.

Batman’da bir kadının ölümü basına “faili belirlenmemiş cinayet” olarak yansıdı. Iğdır’da bir kadının intihara sürüklendiği iddia edildi. Erkekler, İstanbul’da bir kadını intihara sürükledi.

Cinayet

Erkekler, Kasım’da en az 34 kadını öldürdü; geçen yıl bu sayı 31 idi. Erkeklerin öldürdüğü kadınlardan biri transtı. Bir kadın da Afganistanlıydı. Erkeklerin 21 kadını öldürme “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler, altı kadını “barışmak istemediği”, “boşanmak istediği” için öldürdü.

Erkekler, bir kadını “nafaka istediği” için bir kadını “kira artışı” için iki kadını “kıskandığı”, üç kadını da “husumetli olduğu” için öldürdü. Kadınların yüzde 47’sini koca, sevgili gibi en yakınındaki erkekler öldürdü.

16 kadını kocası, sevgilisi, eski kocası öldürdü. Beş kadını baba, oğul gibi aile üyeleri öldürdü. Bir kadını komşusu, bir kadını ablasının sevgilisi, üç kadını akrabası bir erkek, sekiz kadını öldüren dokuz erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Erkekler, kadınların yarısını ev içinde öldürdü. Erkekler, 17 kadını ev içinde, 16 kadını düğün salonu, market, park gibi ev dışı alanlarda öldürdü. Erkeklerin bir kadını nerede öldürdüğü bilgisi basına yansımadı.

Erkekler, kadınları yarısından fazlasını ateşli silahla öldürdü. Erkekler, 20 kadını ateşli silahlarla, yedi kadını kesici aletle, iki kadını boğarak, iki kadını arabayla ezerek, iki kadını darp ederek öldürdü. Erkeklerin bir kadını nasıl öldürdüğü bilgisi basına yansımadı.

Çocuk cinayeti

Kasım’da erkekler en az üç çocuğu öldürdü. Geçen yıl aynı ay da bu sayı iki idi. Bir çocuğu dedesi, bir bebeği babası, bir çocuğu tanımadığı bir erkek öldürdü.

Cinsel saldırı, tecavüz

Erkekler, Kasım’da en az iki kadına tecavüz etti. Geçen yıl aynı ay erkeklerin tecavüz ettiği kadın sayısı 13 idi. Bir kadına eski sevgilisi, bir kadına da arkadaşı cinsel saldırıda bulundu. Erkekler, iki kadına ormanlık alan, sokak gibi ev dışında tecavüz etti.

Taciz

Kasım 2021’de erkekler en az 16 kadını taciz etti. Bu sayı geçen yıl aynı ay dört idi. Kadınlardan biri Çek vatandaşıydı. Bir kadını arkadaşı, bir kadını estetik uzmanı, dört kadını bir belediye çalışanı, bir kadını taksici, bir kadını yöneticisi, sekiz kadın kendisini taciz eden sekiz erkeği tanımıyordu. Erkekler, 15 kadını söz ve fiziki olarak taciz etti. Bir kadının da fotoğraflarını çekti.

Çocuk istismarı

Erkekler, Kasım’da en az 11 kız ve oğlan çocuğunu istismar etti. Geçen yıl aynı ay bu sayı 31 idi. Çocuklardan biri engelliydi. İstismarlardan birini rehber öğretmen açığa çıkardı.

En az dört çocuğu beş etüt öğretmeni ve öğretmeni, iki çocuğu babası istismar etti. Beş çocuğu istismar eden 3 erkeğin kim olduğuna dair bilgi basına yansımadı. Erkekler, iki çocuğu ev içinde, dokuz okul, sokak gibi ev dışı alanlarda istismar etti.

Şiddet, yaralama

Erkekler, Kasım’da en az 62 kadına şiddet uyguladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 61 idi. Erkeklerin şiddet uyguladığı on iki kadın “ağır” hasta olarak hastaneye kaldırıldı. Erkekler en az üç kadına “koruma kararını” ihlal ederek şiddet uyguladı. Erkekler bir kadına da dijital yollardan şiddet uyguladı. Erkekler en az altı kadına sistematik olarak işkence etti. Kadınlardan ikisi transtı.

En az 38 kadını, nişanlısı, kocası, sevgilisi şiddet uyguladı. 15 kadına şiddet uygulayan 17 erkeğin kim olduğuna dair bilgi basına yansımadı. Bir kadını arkadaşı, bir kadını akrabası, bir kadını damadı, üç kadını bar çalışanı erkekler, iki kadını komşusu iki erkek, bir kadını da kocasının akrabası şiddet uyguladı.

Erkekler, 12 kadına “ayrılmak istediği, barışmak istemediği”, sekiz kadını da “kıskandığı” için şiddet uyguladı. Erkeklerin 41 kadına şiddet uygulama “bahanesi” basına yansımadı. Erkekler, 49 kadını darp ederek, beş kadını kesici aletle, yedi kadını ateşli silahla, bir kadını da yakarak yaraladı.

Erkekler, 24 kadını araba, iş yeri, otobüs, ormanlık alan gibi ev dışı alanlarda, 27 kadını ev içinde yaraladı. Erkeklerin, 10 kadını nerede yaraladığı bilgisi basına yansımadı.

Seks işçiliğine zorlama

Erkekler Kasım’da en az 56 kadını seks işçiliğine zorladı. Geçen yıl aynı ay bu sayı, 60 idi. Seks işçiliğine zorlanan 34 kadın Türkiye vatandaşı değildi. Seks işçiliğine zorlananlar arasında çocuklar da vardı.

Paylaşın

İş Arayan Kadınların Oranı Yüzde 11 Geriledi

Ekonomik sorunların her geçen gün daha da ağırlaştığı ülkemizde, iş arayan kadınlar da bu sorunlardan etkilendiği anlaşılıyor. Eleman.net’in verilerine göre 2021 yılının ilk 10 ayı baz alındığında, kadınların iş arama oranı 2019 ile karşılaştırıldığında yüzde 11, 2020 ile karşılaştırıldığında yüzde 9 oranında geriledi.

Eleman.net’teki kadın aday verileri dikkate alındığında , en çok iş arayan kadınların yaş aralığı yüzde 28.7’lik oranla 26-30 yaş dilimi olurken, öne çıkan diğer yaş grupları ise yüzde 21.46’lık oranla 20-25 ve yüzde 21’lik oranla 31-35 yaş grubu oldu. En az iş arayan yaş grubu ise 51 ve üzeri olarak istatistiklere yansıdı.

İş arayan kadınların yüzde 35,08’i lise mezunu

Eleman.net’in Türkiye geneline dair istatistiklerine göre iş arayanların yüzde 45’i kadınlardan oluşuyor. İş arayan kadınların eğitim düzeyi yüzde 35,08 lise, yüzde 28,60 lisans, yüzde 23 ön lisans, yüzde 11,6 ilköğretim ve yüzde 1,62’lik oranla yüksek lisans olurken, iş deneyimleri özelinde ise; 1-2 yıl arası deneyimi olan kadınların oranı yüzde 27,42, deneyimsiz-yeni mezun oranı yüzde 26,43, 3-4 yıl iş deneyimi oranı yüzde 18,10, 5-10 yıl arası iş deneyimi oranı yüzde 15,08 ve 10 yıldan fazla iş deneyimi oranı ise yüzde 7,80 olarak istatistiklere yansıdı.

Eğitim sektörü ilk sırada

İş arayan ve iş deneyimi bulunan kadınların deneyime sahip oldukları sektörler sırasıyla eğitim, gıda, tekstil, mağazacılık-perakendecilik, sağlık-hastane, inşaat, mali müşavirlik-muhasebe ve turizm oldu. Danışmanlık, hizmet, çağrı merkezi, bankacılık-finans, otomotiv, halkla ilişkiler, bilgisayar- BT-internet, elektrik ve elektronik, reklamcılık, telekomünikasyon ve network ise iş arayan kadınların deneyim sahibi olduğu diğer alanlar olarak öne çıktı.

Halihazırda çalışan kadınların yüzde 12,54’ü iş arıyor

Eleman.net’in verilerine göre, iş başvurusu yapan kadınlar arasında halihazırda çalışan oranı 12,54 olurken, çalışmayan ve iş arayışında olan kadınların oranı ise yüzde 74,51 oldu.

(Kaynak: bianet.org)

Paylaşın

Erkeklerde Meme Kanseri, Dikkat Edilmesi Gereken İşaretler

Hepimiz, kadınlarda meme kanseri risklerinin farkındayken, erkeklerde meme kanseri olasılıklarını genellikle ihmal ederiz. Nadir olmasına rağmen, erkeklerde meme kanseri gelişebilir. Klinik kanıtlar, tüm meme kanserlerinin yüzde 1’inden daha azının erkeklerde meydana geldiğini göstermektedir.

Haber Merkezi / Bu nedenle, zayıf bir ihtimal olsa bile, kişinin bu olasılığı göz ardı etmemesi gerekir. Meme kanseri riski yaşla birlikte artar. Çoğu meme kanserinin 50 yaşından sonra ortaya çıktığı öne sürülmektedir. Bununla birlikte, düzenli meme taramaları, olası kanseri riskini tespit etmenin en etkili yolu olabilir.

Erkeklerde meme kanserinin birçok belirtisi vardır. Aşağıda erkek meme kanserinin yaygın semptomlarından bazıları verilmiştir.

– Bir memede ağrısız bir yumru

– Meme başı çekme, ülserasyon ve akıntı

– Göğüste çukurlaşma

– Meme veya meme ucu cildinde renk değişikliği

Yukarıda belirtilen belirtiler meme kanserinin erken uyarı işaretleri olsa da kanserin yayıldığını söyleyebilecek bazı işaretler de vardır. Lenf düğümlerinde şişme, meme ağrısı ve kemik ağrısı…

Erkeklerde teşhis edilebilen üç tip meme kanseri vardır;

– İnvaziv duktal karsinom: Bu tip meme kanseri kanallarda başlar ve daha sonra meme dokularının diğer kısımlarına yayılır.

– İnvaziv lobüler karsinom: Kanser hücreleri lobüllerde başlar ve daha sonra yakın meme dokularına yayılır.

– Duktal karsinoma in situ (DCIS): Bu, yalnızca kanalların astarında olduğu ve diğer meme dokularına yayılmadıkları için invaziv meme kanserine yol açabilir.

Erkeklerde ve kadınlarda meme kanserleri, mamografi, ultrason, meme başı akıntı testi veya biyopsi yardımı ile teşhis edilebilir. Memenin düzenli olarak muayenesi de tanıya yardımcı olabilir.

Meme kanseri de genetik mutasyonların bir sonucu olabilir. Aile meme kanseri öyküsü, bir erkeğin aynı durumu geliştirme riskini artırabilir. Anormal BRCA1 veya BRCA2 genlerini miras alan erkeklerde, erkek meme kanseri riski daha yüksek olabilir. Ancak erkeklerde meme kanserine yol açabilecek tek faktör genetik mutasyonlar değildir.

Kanserin boyutuna bağlı olarak, doktorun çeşitli tedaviler önermesi muhtemeldir. Cerrahi, kemoterapi, radyasyon tedavisi, hormon tedavisi ve hedefe yönelik tedavi, meme kanseri için mevcut tedavilerden bazılarıdır.

Paylaşın

Eylülde 26 Kadın Ve 4 Çocuk Erkekler Tarafından Katledildi

Eylül ayında en az 26 kadın ve 4 çocuk erkekler tarafından katledilirken, en az 65 kadın şiddete maruz kaldı. En az 13 çocuk istismara maruz kalırken, yine en az 10 kadın tacize, en az beş kadın tecavüze maruz kaldı. Ayrıca 78 kadın seks işçiliğine zorlandı.

Bianet’in yerel ve ulusal gazetelerden, haber sitelerinden ve ajanslardan derlediğine göre, Eylül’de 2021‘de en az 17 kadının ölümü (Urfa (1), Samsun (2), Antalya (1), İzmir (1), İstanbul (1), Siirt (2), Dersim (1), Bursa (1), Mersin (1), Tekirdağ (1), Aydın (1), Sakarya (1), Ankara (1), Tokat (2)) basına şüpheli olarak yansıdı. Diyarbakır’da bir çocuğun ölümü basına şüpheli yansıdı. Konya’da bir kadın öldürülmeye çalışıldı.

18 kadını evli olduğu erkek, sevgilisi, boşandığı erkek öldürdü. Bir kadını ev sahibi, üç kadını oğlu, iki kadını akrabası öldürdü. İki kadını öldüren erkeğin yakınlık derecesi basına yansımadı.

Çocuk cinayetleri

Eylül’de bir çocuğu erken yaşta zorla evlendirildiği erkek ve üç çocuğu da babası katletti. Kayseri, Antep, İzmir ve Karabük’te beş çocuk şiddete maruz kaldı.

2021’in ilk dokuz ayında erkekler, 234 kadını öldürdü, 116 kadını taciz etti, 111 çocuğu istismar etti, 78 kadına tecavüz etti. Erkekler, en az 507 kadını seks işçiliğine zorladı, en az 617 kadına da şiddet uyguladı, yaraladı. 2021’in ilk dokuz ayında 170 kadının ölümü basına “şüpheli” olarak yansırken, erkekler, en az 25 çocuğu öldürdü.

Erkekler, 2020’nin ilk dokuz ayında en az 206 kadını öldürdü, 115 kadını taciz etti, 201 çocuğu istismar etti, 72 kadına tecavüz etti. Erkekler en az 666 kadını seks işçiliğine zorladı, en az 590 kadına şiddet uyguladı.

Eylül’de 26 kadın cinayeti, 19 şüpheli kadın ölümü

2010 yılından itibaren kadın cinayetleri verilerini kamuoyuna açıklayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’da 2021 Eylül ayı raporunu paylaştı.

Rapora göre geçtiğimiz ay öldürülen 26 kadının 14’ü evli olduğu erkek tarafından öldürüldü. Ayrıca kadınların en çok evlerinde ve en çok ateşli silahlarla öldürüldüğü belirtildi.

2010 yılından itibaren kadın cinayeti verilerini kamuoyuna açıkladıklarını belirten platform, “İçişleri Bakanlığı ise kaç kadının, neden, nasıl, kim tarafından öldürüldüğünü açıklamak yerine, kadın cinayeti verilerinin yanlış hazırlandığını söyleyerek gerçekleri çarpıtıyor. Kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümleri gerçekliğini açıklamakla birlikte, kadın cinayetlerini durdurmak için somut çözüm önerilerinin hayata geçirilmesi de devletin görevidir. Bu görevin yerine getirilmesi için de ilgili tüm bakanlıkların, tüm mekanizmaların harekete geçirilmesi için mücadeleye devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.

Platformun raporuna göre bu ay 26 kadın cinayeti işlendi, 19 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 26 kadından 16’sının hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi, 10’u da boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü.

“Önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet devam ediyor”

16 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesinin, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucu olduğu vurgulandı.

Raporda, “Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor” denildi.

Paylaşın

Kadınların Gözden Kaçırdığı 6 Erken Tiroid Uyarısı

Aşırı yorgunluk, saç dökülmesi, adet düzensizliği mi yaşıyorsunuz? Yoksa kendinizi endişeli, terli ve aç mı hissediyorsunuz? Bunlar, farklı yaşlardaki kadınlar tarafından yaşanabilecek bazı yaygın semptomlar olsa da, tiroid bezinizle ilgi bir olumsuz durum varsa, semptomların çok daha belirgin hale gelme olasılığı vardır.

Haber Merkezi / Tiroid bezi önemli bir hormon düzenleyicidir. Dünya çapında her 8 kadından 1’i tiroid kökenli bir rahatsızlık yaşamaktadır.

Vücudun diğer organları gibi,  tiroid fonksiyonunu da kontrol etmek ve düzenlemek oldukça önemlidir. Boynumuzun önünde duran kelebek şeklinde bir organ olan tiroid organı, kilo verme, metabolizma hızı, enerji gibi hayati fonksiyonları düzenleyen triyodotironin (T3) ve tiroksinden (T4) önemli hormonların üretiminden sorumlu bir organdır.

Unutulmaması gereken nokta, tiroidin vücuttaki diğer tüm organları etkileyebilecek kadar etkili bir organ olduğu ve özellikle farkında olmadığınızda semptomları ayırt etmenin giderek zorlaşabileceğidir. Bu nedenle, kadınlar daha dikkatli bir şekilde uyarı işaretleri ve semptomları aramalı ve doğru bakımı yapmalıdır.

Bu açıklamalardan sonra, özellikle dikkat edilmesi gereken bazı yaygın belirtileri sizler için listeledik;

Açıklanamayan kilo kaybı veya artışı;

Tiroid seviyelerinin genel metabolizmanız üzerinde büyük etkisi vardır ve kilonuzu da kontrol altında tutar. Kilo vermenin veya kilo almanın birçok nedeni olsa da, kilonuzda ani veya açıklanamayan değişiklikler yaşıyorsanız, muhtemelen önce tiroidinizi kontrol ettirmeniz gerekebilir. Düşük tiroid hormon seviyeleri kilo alımına neden olabilirken, aşırı aktif bir tiroid aşırı hızlanma yapabilir ve beklenmedik bir şekilde kilo vermenize neden olabilir. Hipotiroidizme bağlı kilo kaybı, kadınlarda en sık görülen değişikliklerden biridir.

Boyun çevresindeki cilt kıvrımlarının koyulaşması;

Gözden kaçabilecek tiroid bozukluğunun yaygın bir erken belirtisi, boynunuzun etrafındaki derinin koyulaşmasıdır. Araştırmalar, boyun çevresindeki cilt kıvrımlarının koyulaşmasının genellikle hormonal yükselmeler nedeniyle olduğu bulmuştur. Ayrıca, tiroid organı cilt ve saç sağlığını korumaktan sorumludur. T3 ve T4 seviyelerinin bozulması ayrıca kuru cilt, kaşıntılı kafa derisi, yağlı cilt gibi sorunlara veya tırnaklarda kırılganlığa neden olabilir.

Yorgunluk ve zayıflık;

Yorgun hissetmek genellikle yaşlanma ve günlük stres belirtileri olarak kabul edilir. Düzensiz ve kronik yorgunluk ve bitkinlik hissi, altta yatan bir tiroid sorununun sonucu olabilir. Tiroid bezimiz metabolik işlevi önemli ölçüde etkilediğinden, yetersiz çalışan bir tiroid metabolik bir yavaşlamaya neden olabilir ve sizi düzenli olarak daha da yorgun ve uyuşuk hale getirebilir. Benzer şekilde, aşırı aktif bir troid bezi olanlar için metabolik fonksiyon potansiyel olarak alevlenebilir ve enerji kaybına neden olabilir. Tiroid ile ilişkili yorgunluk ve halsizlik ayrıca kalp çarpıntısına, kas güçsüzlüğüne ve titremelere neden olabilir.

Uyku kalitesi düşebilir;

İşte altta yatan bir tiroid sorunundan şüphelenmek için başka bir işaret; uyku güçlükleri. Bir tiroid fonksiyon bozukluğu uykunuzu çok kötü etkileyebilir. Aşırı aktif, yüksek işlevli bir tiroid ruh halinizi, sinir sisteminizi ve kaslarınızı etkileyebilir, buda iyi bir gece uykusu çekmeyi zorlaştırabilir. Ayrıca, düşük aktif tiroid, düşük kaliteli uyku ile ilişkilendirilmiştir.

Anksiyete, sinirlilik ve beyin sisi;

Zihinsel sağlığı zayıflatan veya kötüleştiren herhangi bir belirti asla hafife alınmamalıdır. Pek çok sağlık durumu nispeten ruh hali dalgalanmaları ve stresle bağlantılı olsa da, tiroidden muzdarip kadınların anksiyete sorunları, sinirlilik, titreme, sinirlilik, yoğun ruh hali değişimlerinin yanı sıra beyin sisi yaşama riskinin daha yüksek olduğu söyleniyor.

Adet düzensizlikleri ve değişiklikleri;

Kadınlarda, her türlü adet değişiklikleri veya düzensizlikleri öncelikle PCOS veya kısırlık sorunlarının uyarı işareti olarak alınır. Ancak, durum her zaman böyle olamaz. Tiroid seviyelerinin bozulması da birçok periyodik değişikliğe neden olabilir ve tiroid üreme sisteminizi doğrudan kontrol ettiği için düzenli adet akışını etkileyebilir. Çok düşük veya yüksek tiroid hormon seviyeleri, yaşlı kadınlarda (35 yaş üstü) adet dönemlerini hafif, ağır veya yetersiz yapabilirken, aynı zamanda adetlerin uzun süre durmasına veya erken menopoza neden olabilir. Bu nedenle, herhangi bir değişiklik en erken dikkate alınmalıdır.

 

Paylaşın