İBB Başkanı İmamoğlu: Siyasi Yasak Gelirse Seçimde Milyonlarca Fark Atarız

Çarşamba günü devam edecek hakkındaki davadan siyasi yasak kararının çıkma olasılığıyla ilgili değerlendirmede bulunan İBB Başkanı İmamoğlu, “Böyle bir şey olursa seçimde fark atarız. Zaten kazanacağız ama milyonlarca fark atarız” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Halk TV’de katıldığı programda yaptığı açıklamada, 14 Aralık Çarşamba günü Yüksek Seçim Kurulu (YSK) başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davadan “siyasi yasak” kararının çıkması olasılığının sorulması üzerine, şöyle konuştu:

“Fark atarız, milyonlarca fark atarız. Zaten kazanacağız ama milyonlarca fark atarız. Önemli olan ‘ben’ meselesi değil. Biz biriz, millet ittifakı bir. Bugün Ekrem İmamoğlu’na bir ceza verilmesiyle, bir başkasına verilmesinin farkı yok. Kimin nerde olduğunun da bir önemi yok. Yargının siyasetin aleti olduğuna inanan halk, siyasi iradeye öyle bir tokat atar ki bir daha yerden kalkamaz.”

“Mahkemeye güvenmek istiyorum”

Davada Çarşamba günü karar beklenip beklenmediği sorusuna ise İmamoğlu, “Dinlenmemiş şahitlerimiz var. Artı, bu mahkemeye avukatlarımızın sunacağı farklı bir takım uzman görüşleri var. Hukukçular ‘normalde karar verilemez, şahitlerin dinlenmesi lazım’ diyor. Açıkçası bir muamma, bir şey diyemiyorum. Ben sadece kendi mahkememim değil, bu ülkenin tüm mahkemelerinin yargıçlarına sonsuz güvenmek istiyorum” yanıtını verdi.

“Davayı açtıran siyasi iradedir”

Türk yargısına ve hakimlerine güvenmek istediğini açıklamasında sıklıkla tekrarlayan İmamoğlu, davaya bakan bir önceki hakimin görevinden uzaklaştırıldığını anımsattı.

İmamoğlu kimseden lafını esirgemediğini belirterek, “6 Mayıs’ta seçimi iptal eden YSK üyelerine ‘hiç mi vicdanınız sızlamıyor?’ diyorum. ‘Hiç mi? Bu milletin parasını çar-çur ettiniz, bu millete bir daha seçim yaptırttınız.’ Ben YSK üyelerine gönlümden geçeni söylüyorum. Ben Haziran’da seçimi kazandım, peki bu ‘ahmak’ cümlesi ne zaman söylendi? Ta Kasım 2019’da. Ben ‘lafa bakarım laf mı diye, adama bakarım adam mı diye’ cümleme başlayıp, bana ‘ahmak’ diyene hakaretini iade ediyorum. İçişleri Bakanı bana ‘ahmak’ dedi, ben de bu sözü İçişleri Bakanı’na söyledim. Savcılığa verdim ifadede de bunu söyledim. 4 Kasım’da ben bu lafı Bakana iade ediyorum, bu dava tam 20 ay sonra, 27 Mayıs 2021’de açılıyor. Bu davayı açtıran siyasi iradedir” diye konuştu.

“Ahmak” davası

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’ne katılmak için Fransa’ya giden İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için isim vermeden “Avrupa’ya giderek Türkiye’yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” açıklaması yapmıştı.

İmamoğlu da kendisine bu ifadelerin sorulması üzerine “31 Mart seçimini iptal ettirenler ahmaktır” diye konuşmuştu. İmamoğlu’na bu ifadeleri dolayısıyla “YSK üyelerine hakaret” iddiasıyla dava açılmıştı. Bir süredir görülen davanın 2 gün sonraki duruşmasında karar çıkması bekleniyor.

Paylaşın

İBB’den İhraç Edilenler Oturma Eylemi Başlattı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) tarafından ihraç edilen Barış Akademisyenleri ile çalışanlar, belediyenin Saraçhane binası önünde süresiz oturma eylemi başlattı. Eylemde, “İşimizi geri istiyoruz” yazılı pankart yanı sıra “KOD-42 al başına çal”, “Barış akademisyenleri onurumuzdur” ve “direne direne kazanacağız” dövizleri taşındı.

İBB tarafından Barış Akademisyeni olması nedeniyle dün işine son verilen Fatma Gül Eryıldız Şenvardar, yönetim tarafından hukuksuz ve keyfi biçimde işine son verilen ve her an işten çıkarılma tedirginliği yaşayan, mobbinge maruz bırakılan, hakları ödenmeyen ve istifaya zorlanan çalışanlar olarak ortak karar dahilinde süresiz eylem kararı aldıklarını söyledi.

Cadı avı başladı

Yakın zamanda güvenlik soruşturmaları bahane edilerek pek çok İBB çalışanı yasal hakları da gasp edilerek işten çıkarıldığını vurgulayan Şenvardar, “İçişleri Bakanının spekülatif açıklamalarıyla başlayan cadı avı, masumiyet karinesi gibi hukukun en temel ilkelerinin çiğnendiği korkunç bir boyut kazandı. İBB yöneticilerinin kendilerine yönelecek olası tehditleri savuşturmak için mesai arkadaşlarını feda etme tutumlarının, AKP iktidarının sınır yoklama stratejisine hizmet ettiğini görmesi gerekiyor. Sivil ölüme mahkum edilerek Kod 42,25 ve 2 gibi işçinin somut olarak hiç bir hak alamadığı kodlarla işinden edilen işçiler olarak biz, İBB yönetiminin bu pervasız tutumunun karşısında mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

İmamoğlu özür dilesin

Taleplerinin karşılanana kadar eylemlerini sürdüreceklerini belirten Şenvardar, taleplerini şöyle sıraladı: “İBB Saraçhane binası önünde süresiz oturma eylemine başladığımızı duyurmuş oluyoruz. Haksız uygulamalar nedeniyle yaşatılan mağduriyetler için İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu kamuoyu önünde özür dilesin. Haksız ve hukuksuz bir şekilde işten çıkarılan bütün çalışanlar koşulsuz şartsız işe iade edilsin. İBB’deki hukuksuz işten çıkarmalar sona ermesidir. Asla geri adım atmayacak ve hakkımız olanı alana kadar alanlardan ayrılmayacağız!” diye konuştu.

Eylemin sona ermesi ardından akademisyenler ve işçiler, oturma eylemine geçti. Bu esnada polis, oturma eylemini engelleyeceğini bildirdi. Ancak akademisyenler ve işçiler, engelleme girişimine rağmen eylemlerini sürdürüyor.

(MA)

Paylaşın

İmamoğlu’ndan Eleştirilere Yanıt: Çizmemi Gösteriş Olsun Diye Giymem

İstanbul’daki sel felaketi sırasında “tatilde olduğu” yönünde eleştiriler alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, basın toplantısı düzenledi. İmamoğlu, “Gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak an ve an takip ettim. Gelişmeleri ekibimizle yönettik. Çizmemi gösteriş olsun diye değil, afet öncesinde altyapı çalışması yaparken giyerim” dedi.

“İstanbul genelinde adına afet denilecek bir olay yaşanmadığını, sadece Esenyurt’ta sınırlı bir sorun yaşandığını söyleyen İmamoğlu, “Aynı yerde geçmiş yıllarda defalarca sorun yaşandı” dedi.

“Esenyurt’ta dere yatağını ben başka yere aldırmadım. Dere yatağını ben daraltmadım. Esenyurt’u vahşi yapılaşmaya ben açmadım. Geçmiş dönemin Esenyurt Belediyesi ve İBB yönetimi, dünyanın en çirkin şehrini var eden o zihniyet yaptı tüm bunları” ifadelerini kullanan İmamoğlu, “Çizmeni giy, alanda fotoğraf ver şeklinde telefonlar aldım. Ben çizmemi gösteriş olsun diye değil, afet sonrasında değil, afet öncesinde altyapı çalışması yaparken giyerim” dedi.

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“O gün İstanbul genelinde afet benzeri bir durum yaşanmadı. Birkaç ilçede yaşanan su baskınları oldu. Sadece Esenyurt’un Pınar Mahallesi’nde sınırlı bir hatta, hatta bir sokakta sorun yaşandı. Kaldı ki aynı yerde geçmiş yıllarda defalarca sorun yaşanmıştır. Son olarak 2020 yılında yaşanan sorun sonrası bu bölgeye kalıcı çözüm oluşturmak adına da yatırım kararı aldık ve süreci devam ediyor. Tam 8 milyonu aşan bir yatırımdan bahsediyoruz.

Yağış gece yarısından sonra şiddetini arttırmıştı. Gelişmeleri ekiplerimizden bilgi alarak an ve an takip ettim. Gelişmeleri ekibimizle yönettik. Ne yazık ki son yıllarda Türkiye’de pek çok alanda işlerin normalinden saptığını yaşamaktayız. Mevcut iktidarın uygulamaları nedeniyle dejenere bir olgu ortaya çıktı. Tüm alanlarda tek adamlık anlayışı. Bu tek adamlık anlayışı yaygın bir hale getirilmek isteniyor.

“İBB tek adam anlayışı ile yönetilmeyecek”

Ülkenin önemli noktalarında görev yapanlar kendi akıllarıyla değil hep o ‘tek adam’ dediği ne ise onun için harekete geçiyor. Her şeyi yapan o tek adam olmalı. Tek adam olmazsa hiçbir şey yürümez, yürüyemez algısı yaratılmalı. Bu milim milim işlenen bir algı süreci. Bu dejenere bir yönetim şekli ve iş yapma halidir. Tek adamlığın bu denli yüceltilmesi ve her alana yayılmaya çalışması çok tehlikeli bir durumdur. İBB 3 yıldır tek adam kafasıyla yönetilmiyor. Ülkeyi tek adam kafasıyla yönetenler bu gerçeği anlasın. Ben başkan olarak kaldığım sürece İBB tek adam anlayışı ile yönetilmeyecek.

“Şov yapmaya değil sorunu çözmeye odaklandık”

O gece sabaha kadar İBB’nin çalışanları sahadaydı. Sabahın ilk ışıklarına kadar tüm süreci dev kadro ile yönettik. Şov yapmaya değil sorunu çözmeye odaklandık ve sorunu çözdük. ‘Çizmeni giy, alanda fotoğraf ver’ şeklinde telefonlar aldım. Ben çizmemi gösteriş olsun diye değil, afet sonrasında değil, afet öncesinde altyapı çalışması yaparken giyerim. Ben çizmeyi 25 yıldır çözülmemiş altyapı sorunlarını çözmek için giyiyorum.”

Paylaşın

“Öğün Atlamak Zorunda Kalanların Oranı Yüzde 13’e Ulaştı”

Ekonomideki kötü gidişat bir rapora daha yansıdı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) hazırladığı, “Gıda fiyatları krizi” raporu Türkiye’de yaşanan krizinin bir kez daha ortaya çıkardı.

Rapora göre, ürünlerin kalitesinden ziyade fiyatı öncelik haline geldi. Ev emekçisi kadınların tane ve gramla alışveriş yaptığı ve çürük ürünlere yöneldiği kaydedilen raporda, “Öğün atlamak zorunda kalanların oranı yüzde 13’e ulaştı” verisi de yer aldı.

Cumhuriyet’ten Göhan Kam’ın haberine göre İPA’nın raporunda dikkat çeken başlıklar şöyle:

“Türkiye’de yaşanan gıda krizi son 30 yılın tarihi zirvesine ulaştı. İstanbul’da derin yoksulluk her geçen gün arttı. Katılımcıların yüzde 65,9’u değişen ekonomik koşullar nedeniyle gıda alışverişlerinde miktarı azalttı. Yüzde 56,8’i alışveriş yaparken ürünlerin fiyatına dikkat ederken, İstanbullu yurttaşların sadece yüzde 14,8’i gıda alışverişinde ilk olarak ürünün kalitesine bakıyor.

‘Ev emekçisi kadınlar çürük ürünlere yöneldi’

Ev emekçisi kadınların yüzde 62’si temel gıda ürünleri dışında gıda alışverişi yapmayı kesti. Ayrıca, kadınların yüzde 42’si taneyle ve gramla alışveriş yapmaya başladı. Özellikle son 6 ayda her iki ev emekçisi kadından biri akşam pazarında “çıkma” diye nitelenen ve çürümeye yüz tutmuş ürünlere yöneldi.

Temel gıdaya erişim krizinin en görünür olduğu alan kahvaltılık ürünler. Son bir yılda ekonomik nedenlerle yeterli gıdaya erişemeyeceğine dair kaygı taşıyanların oranı yüzde 23, öğün atlamak zorunda kalanların oranı yüzde 13’e ulaştı.”

Paylaşın

İstanbul’da Yaşamanın Aylık Maliyeti 19 Bin 950 TL

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) bağlı İstanbul Planlama Ajansı’nın (İPA) 3 aylık periyotlar halinde yayınladığı İstanbul’daki yaşam maliyeti araştırmasının mart-nisan-mayıs sonuçları açıklandı.

Haber Merkezi / Buna göre 4 kişilik bir ailenin İstanbul’da yaşama maliyeti ortalama 19 bin 950 lira oldu. Çayın fiyatı nisan ayından mayıs ayına gelene kadar yüzde 30 arttı.

Araştırmada, İstanbul’da ortalama bir hanenin yaşam maliyetindeki değişiklikler tespit edildi. Yaşam maliyetini etkileyen harcama grupları ve incelenen maddeler paylaşıldı.

Buna göre mayıs ayında İstanbul’da yaşam maliyeti artış oranı yüzde 7,78 olarak gerçekleşti. Mayıs ayı değişim oranlarına göre İstanbul’da yaşam maliyetinin yıllık (son 12 ay) artış oranı ise yüzde 86,02 oldu.

4 kişilik bir ailenin mayıs ayında yaşama maliyeti ortalaması 19 bin 950 lira olarak belirlendi. Maliyet nisan ayına göre 1440 lira arttı. Mart ayı ortalaması 17 bin 77 lira, nisan ayı ortalaması ise 18 bin 510 liraydı.

Raflardaki fiyatlar el yakıyor

Araştırma kapsamında ürün fiyatlarındaki aylık değişimler de incelendi. Buna göre, mayıs ayında nisan ayına göre en çarpıcı fiyat değişimlerinden biri yüzde 30 artışla çayda görüldü.

Yine araştırmaya göre et-kıymanın fiyatı mart ayında yüzde 21, nisan ayında yüzde 2, mayıs ayında ise yüzde 15 arttı. Yoğurdun fiyatı da nisan ayında yüzde 28, mayıs ayında yüzde 19 artarken ağız ve diş bakımı ürünlerinde mayıs ayı fiyat artışının oranı yüzde 22’yi buldu.

TÜİK açıkladı: Enflasyon yüzde 73,50

Öte yandan Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) Mayıs 2022 verilerini açıkladı. Açıklanan verilere göre, enflasyon mayısta yüzde 2,98 arttı, yıllık bazda ise yüzde 73,50 oldu.

Bağımsız akademisyen ve ekonomistlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göre, Mayıs 2022’de enflasyon yüzde 5,46 olurken yıllık enflasyon yüzde 160,76’ya yükseldi. ENAG nisan ayı enflasyon rakamlarının yıllık yüzde 156,86 oranında olduğunu duyurdu.

İstanbul’da ise perakende fiyatlar Mayıs ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 87,35 artış kaydedildi.

İstanbul Ticaret Odası (İTO) verilerine göre bu artış 1998’den bu yana görülen en yüksek artış oldu. Aylık bazda artış ise yüzde 5,84 olarak kaydedildi. İTO verilerine göre Mayıs’ta toptan fiyatlarda yıllık yüzde 79,12; aylık olarak ise 5,76 artış oldu.

Paylaşın

İmamoğlu’nun Yargılandığı Dava 21 Eylül’e Ertelendi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Eski Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Sadi Güven ve kurul üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı dava 21 Eylül’e ertelendi.

Savcı 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ettiği İmamoğlu hakkında TCK’nın “siyasi yasak” içeren 53. maddesinin de uygulanmasını da istemişti. Duruşmaya Ekrem İmamoğlu katılmadı. CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ile CHP yöneticileri mahkemede duruşmayı takip etti.

Ne olmuştu?

30 Ekim 2019 günü Fransa’nın Strasbourg kentinde Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşan İmamoğlu, yerel seçimlerde eşitsizlik ve adaletsizlikleri eleştiren bir konuşma yapmıştı. İmamoğlu konuşmasında “İktidar, manipülasyonla kazanamadığı seçimi, seçimleri yönetmekle yetkili olan Yüksek Seçim Kurulu’nun kararıyla iptal ettirerek kazanmak istedi. Ama iktidarın gücüne rağmen yurttaşlarımızın güçlü iradesi 23 Haziran gecesi bir kez daha ve çok daha gür bir sesle demokrasiden yana oldu” demişti.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 4 Kasım 2019 tarihinde İmamoğlu’nun konuşmasına atıfta bulunarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Yazıklar olsun” ifadelerini kullanmıştı.

İmamoğlu aynı gün Üsküdar Fethipaşa Korusu’nda basın mensuplarına yaptığı açıklamada “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” demişti.

Bu sözler üzerine YSK Başkanlığı’nın yaptığı suç duyurusundan hareketle İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosu, İmamoğlu hakkında dava açtı. 20 Nisan’da yapılan duruşmada esas hakkındaki mütalaasını açıklayan savcılık İmamoğlu hakkında “kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen zincirleme hakaret” suçlamasıyla 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası istedi. Savcı, İmamoğlu hakkında ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “siyasi yasak” içeren 53. maddesinin de uygulanmasını talep etti.

İmamoğlu: Ahmak diye Soylu’ya dedim

İmamoğlu duruşmadan sonra İstanbul Bağcılar’da muhtarlarla yaptığı sahurda konuyla ilgili tekrar bir açıklama yapmıştı. Soylu’nun kendisini eleştirdiği konuşmada kendisine “ahmak” dediğini  hatırlatan İmamoğlu “Ben de kendisine iade-i cevapla, karşılığını ona sundum. Dedim ki, siz seçimi iptal ettiniz, ahmak sizsiniz anlamında. Bunu ben Bakan’a söyledim ama Yüksek Seçim Kurulu’na böyle bir şeyde bulunmadım. Bunun da ifadesini verdim” diye konuşmuştu.

Paylaşın

The Guardian’dan Dikkat Çeken İmamoğlu Analizi

The Guardian, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında “Erdoğan’ın ezeli rakibi mi olacak, yoksa siyasetten men mi edilecek?” başlığıyla geniş bir haber analiz yayınladı. İmamoğlu The Guardian’a, “Şu an gündemimde cumhurbaşkanlığı seçimleri ya da cumhurbaşkanlığı yok” dedi.

İngiliz kuruluşun, İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla ve savcının siyasi yasak istemiyle yargılandığı davanın 1 Haziran’da görülecek olan karar duruşması öncesinde yayınladığı haberde, dava ve genel olarak Türkiye’deki adaylık tartışmaları ele alındı.

Haberde, İBB Başkanı için şu ifadeler kullanıldı: “İmamoğlu, Türkiye’nin Karadeniz kıyısına dayanan ortak kökenlerine rağmen, bilgili ve adanmış bir sosyal demokrat olarak kendisini Erdoğan’ın zıddı gibi konumlandırmaya çalışıyor. Onu eleştirenlere göre iktidara fazla istekli; Münih Güvenlik Konferansı’na giderek veya Türkiye hükümetindeki birçokları için hâlâ kadim bir düşmanın başkenti olan Atina ile İstanbul arasında gayrı resmi bir ortaklık kurarak imajını güçlendiriyor. Fakat destekçileri için de, İmamoğlu Erdoğan’ın 20 yıllık yönetimine ve ülkenin otokrasiye kayışına meydan okunması için Türkiye’nin en büyük umudunu temsil ediyor. En geç gelecek sene düzenlenecek seçimlerde, CHP içinde cumhurbaşkanı adayı olarak öne çıkabilir.”

Ancak The Guardian, mahkemeden çıkacak karara dikkat çekerek, “(İmamoğlu’nun) siyasi yükselişi kısa süre içinde en büyük engele takılabilir” dedi. Haberde, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a karşı olası cumhurbaşkanlığı adaylarına dair yapılan anketlerde, İmamoğlu’nun Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tan sonra ikinci çıktığı ancak CHP lideri Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi bir konumda olduğu savunuldu.

The Guardian İmamoğlu’nun olası adaylığının belediye başkanlığı koltuğunu bırakması anlamına geleceğini belirtirken, böyle bir durumda ne yapacağı sorulan İmamoğlu ise “Bu sorunun çözümü altılı masadan gelmeli” dedi.

‘Cumhurbaşkanlığı adaylığı’ ile ilgili sorulara cevap vermeyi reddeden İmamoğlu, “Cumhurbaşkanlığı veya seçimi ile ilgili bir gündemim yok” diye konuştu.

‘Sosyal demokrat bu ayartmaya gelmez’

Gazeteyle söyleşisinde İstanbul’da Belediye Meclisi’ndeki çoğunluğun iktidar kanadına ait olması nedeniyle çözülemeyen birçok sorun gibi taksi sorununa da değinen İmamoğlu, “Bu konuda üzgünüz. Gerçekten çözümler bulmaya çalışıyoruz. Özellikle ulaşım konusunda yaşanan şey kısmen komik, kısmen trajik. Üç yıldır taksi sorununa ve diğer meselelere çözüm bulmaya çalışıyoruz fakat bütün kararlarımız engelleniyor” dedi.

İmamoğlu, iktidarın belediyelere yönelik engellemelerinin kendisini CHP’nin söz verdiği gibi parlamenter sisteme dönmek yerine başkanlık sisteminin korunması gerektiğine ikna edip etmediği sorusuna ise “Bir sosyal demokrat bu ayartmaya gelmez” yanıtını verdi.

Paylaşın

İBB Başkanı İmamoğlu’ndan ‘Parti İçerisinde Birlik’ Çağrısı

CHP’nin Van’da düzenlediği “Belediye Başkanları Çalıştayı”nda konuşan İBB Başkanı İmamoğlu, ‘parti içerisinde birlik’ çağrısı yaparak “Ortak zafer için hazırız, ancak seçimi kazanmışız gibi bir rahatlık içine de girmemeliyiz” dedi.

CHP’nin Van’da düzenlediği “Belediye Başkanları Çalıştayı”, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve belediye başkanlarının katılımıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından CHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, çalıştayın açılış konuşmasını yaptı.

İki gün sürecek çalıştay, Torun’un konuşmasının ardından basına kapalı devam etti. Basına kapalı sadece başkanların bulunduğu bölümde, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu bir konuşma gerçekleştirdi.

Gerçek Gündem’den Rıdvan Akar’ın haberine göre, İmamoğlu konuşmasında, parti içerisinde birlik çağrısı yaparak seçim öncesinde iktidarın provokasyonlarına karşı sağ duyu çağrısında bulundu. İmamoğlu, “İktidar, hakkımızda büyük dosyalar hazırlıyor, bizi yıpratmaya çalışacaklar, ancak onlar bu kutuplaştırıcı politikalara devam ettikçe on milyonların vicdanında daha çok yer bulacağız” dedi.

İmamoğlu devamında, “Ortak zafer için hazırız, ancak seçimi kazanmışız gibi bir rahatlık içine de girmemeliyiz. Yapılacak çok ama çok işimiz var” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun konuşması şöyle:

“Belediyelere düşen 3 temel görev var, vatandaşlarımızda büyük bir yoksullaşma yaşanıyor, bu yoksullaşmaya karşı sosyal yardım politikalarımızı büyütmeli ve geliştirmeliyiz, İBB olarak sosyal yardım bütçesini 5 misli artırdık ve 2,5 milyon vatandaşımıza sosyal yardım gerçekleştiriyoruz, ikinci önemli görevimiz, belediyelerin kalkınması ve hizmetlerin eksiksiz gerçekleşmesini sağlamak, üçüncüsü ve en önemlisi vatandaşları sosyal yardıma mahkum etmeden ondan daha iyi belediyecilik beklentilerini gerçekleştirmek yani daha fazla talep etmeleri onların yurttaşlık hakkıdır biz bunu desteklemeliyiz.

Belediyelerin yaptığı hizmetlerin parti teşkilatımız ve milletvekillerimiz tarafından da sahiplenilmesi ve bu süreçte desteklemeleri gerekir, belediyelerin yaptığı hizmetlerin milletvekilleri ve parti teşkilatları tarafından duyurulması konusunda bile yeterince istekli davranılmadığını görüyorum, çatışmaya, küsmeye bu tarihi seçim öncesinde kimsenin hakkı ve tahammülü yoktur. Bunu hiç unutmadan davranmalı ve belediyelere parti yöneticelerinin ve milletvekillerinin de sahip çıkması gerektiğini düşünmeliyiz.

Seçim sürecinde bütün inançlara ve değerlere eşit yurttaşlık temelinde yaklaşmalıyız. Biz İBB olarak, kurduğumuz İnanç Masası ile bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. İktidarın kutuplaştırıcı politikalarını etkisizleştirmenin yolu buradan geçiyor.

Toplumun bütün kesimlerini kucaklayan, onları eşit ve saygın bir şekilde kabul eden bir anlayışı sahiplenmeliyizi. İktidar, hakkımızda büyük dosyalar hazırlıyor, bizi yıpratmaya çalışacaklar, ancak onlar bu kutuplaştırıcı politikalara devam ettikçe on milyonların vicdanında daha çok yer bulacağız. Unutulmamalı ki medya onlara açık ise artık evlerin kapıları da bize açıktır.

Biz ve İBB olarak hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu nedenle ülkenin her yerine hizmet götürmeye hazırız. Örneğin, Marmara bölgesinde 9 şehirdeki belediyelerle 379 işbirliği projesi gerçekleştiriyoruz. Seçim sürecinde iktidarın, uygulayacağı politika aşağı yukarı belli olmuştur. Kendileri istikrar, bizi ise kaos, kavga ve intikam merkezi olarak göstermeye çalışacaklar.

İktidar bu seçimleri kazanmak için her yolu mübah kılacak. Çünkü seçmenin seçim sürecinde istikrara meyil edeceğini düşünüyorlar. Bu nedenle de 6’lı masa içinde ya da partimiz içerisinde bir çatışma olması için ellerinden geleni yapıyorlar ya da bu tür şeyleri mümkün olduğu kadar provoke ediyorlar. İktidarın bize biçtiği kaos ve intikamcı imajdan mümkün olduğu kadar uzaklaşmalı belediyeler olarak hizmetlerimiz üzerinden vatandaşa ulaşmalıyız. Yeni bir döneme giriyoruz, Gezi davası, belediyelere yapılan baskınlar, konser yasaklamaları hepsi muhalefeti itibarsızlaştırmaya yönelik atılan adımlar. Bu adımları boşa çıkarmalıyız. Parti içerisindeki kavgaya kesinlikle tahammülsüz davranmalıyız.

“Yapılacak çok ama çok işimiz var”

Ortak zafer için hazırız, ancak seçimi kazanmışız gibi bir rahatlık içine de girmemeliyiz. Yapılacak çok ama çok işimiz var. Seçim kampanyası dönemine sadece CHP olarak değil 6’lı masayla koordineli bir biçimde hareket etmeli onları da kampanya sürecine katmalı hatta 6’lı masa dışında kalan partilere de ulaşmalı ve onları da dinlemeli, dikkate almalıyız.

Bizler, seçim sürecinin neferleriyiz. Kendi içimizde kavga yaşanacak en büyük ayıptır. Ancak bir arada çalışarak, uzlaşarak zorlukları aşarız. Topluma güven veren, kavga dilini reddeden, yeni bir anlayışı seçmenlere anlatmalıyız. Van’da dün yaptığımız saha çalışmalarında, iki şey bizi çok etkiledi. Gençler işsiz, aileler bırakın geçinmeyi yeterince besin alamamaktan şikayetçiydi. Düşünün ki Van, yaşı 24’ün altında olan nüfusa sahip Türkiye’nin 5’inci büyük ili.”

Paylaşın

‘Muhalefete Kumpas Hazırlanıyor’ İddiası

Eski Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB), CHP’li ilçe belediyeleri ve ana muhalefet partisi yöneticilere karşı bir kumpas hazırlandığı görüşünü dile getirdi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, 4 Nisan’da ‘ihaleye fesat karıştırma’ ve ‘resmi belgede sahtecilik’ iddiasıyla tutuklanan eski Avcılar Belediye Başkanı Handan Toprak Benli’yle konuştu .

“Türkiye seçime giderken, yargı merkezli operasyonlar arka arkaya geliyordu. Ona göre kendisinin tutuklanması başka hamlelerin habercisi. Benli, ‘dosyanın bugüne kadar bekletilip, seçim öncesi gündeme konması başka operasyonlar için zemin oluşturmak ve tepki ölçme maksatlı’ ifadelerini kullanıyor” ifadesini kullanan Terkoğlu, şöyle devam etti:

“Dedim ya, ‘Benli bir şey söyleyemeye çalışıyor’ diye…

Baştaki soruyu sordum. ‘Soruşturma, CHP’li belediye başkanı olduğum sürece ilişkin hazırlandı. Hedef ben değilim, CHP’ dedi ve devam etti: ‘Bu dosyalar, komşu belediyelerimiz dahil diğer CHP’li belediyeler için de hazırlandı.’

Benli; Beylikdüzü, Bakırköy, Silivri, Sarıyer, Aydın’ı saydı. Başka belediyelerde de operasyonların devam edeceğini düşündüğünü söyledi. Ona göre plan CHP’yi yolsuzlukla ilişkilendirmek ve karalamaktı. Benli, ‘Sayın İmamoğlu ve CHP üst düzey yöneticilerine yönelik operasyon yapılmasını’ beklediğini söyledi.

Son dönem, belediyelere operasyon denilince, karşımıza en çok çıkan isim Erkan Karaaslan. Karaaslan, Hükümet medyası tarafından, ‘FETÖ’nün belediyeler imamı’ olmakla suçlanıyor. Bu yüzden uzun süre tutuklu kalan Karaaslan, geçen Aralık’ta ‘FETÖ üyeliği’ suçlamasından beraat etti. Karaaslan, CHP’li belediyelerdeki yolsuzluk iddiaları nedeniyle, yeniden tutuklandı. Haberlerde adı, ‘FETÖ’nün belediyeler imamı’ olarak geçmeye devam etti.

Benli’ye Karaaslan ile ilişkisini de sordum:

‘Erkan Karaarslan, AKP döneminin belediyecilik uygulamalarını ve bunların dijitalde raporlanmasını kamu kuruluşlarında anlatan, yani meslek içi eğitimler veren ve Türkiye’de çok az bulunan birçok konuda tek olan kişi ve kuruluş sahibi. Bu nedenle AKP’li belediyeler ve bakanlıklara da hizmetler vermiş. CHP’li belediyeler ise çok küçük bir oranda, onda bir gibi, hizmet aldı. Avcılar Belediyesi’nin bütçesi çok küçük. Soruşturmaya yönelik iddialar, 2014-2016 yılları arasında, toplamı 300 bin lirayı geçmeyen, belediye bütçesinde küçük yekün tutan, tamamen meslek içi hizmetlere yönelik.’

“Kumpas hazırlanıyor”

Daha önce Karaarslan üzerinden İmamoğlu’na kumpas kurulmaya çalışıldığını anlatmıştık. Benli benzer bir duruma işaret etti:

‘Karaarslan’ı FETÖ ile ilişkilendirip, belediyelerimizi de teröre kaynak sağlamakla suçluyorlar. Bu, Ergenekon, Balyoz kumpasları gibi hazırlanmış bir kumpas. Karaarslan, FETÖ’den beraat etmiş olmasına rağmen, algı operasyonlarına devam ettirmek için, hazırlanan bu dosyayı, 6 yıl sonra, seçim öncesi işleme koydular. Dosyada beni burada 1 dakika bile tutabilecek bir suç yok.’

Benli bir ayrıntıya daha dikkat çekiyor:

“Bir kez bile ifadeye çağrılmadım”

‘Karaarslan dosyası 6 yıldır basına düşmüş, bilinen tartışılan bir konu olmasına rağmen, bir kez bile ifadeye çağrılmadım. Düğmeye basılmış gibi, dosyamıza gizlilik kararı aldırılıp bir sabah evime arama ve gözaltı için polisler geldi. Basın, henüz bana bile okunmamış olan suçlamaları duyurdu. Masumiyet karinem ihlal edilip, adım suçlamalar eşliğinde geçirildi. 4 gün gözaltında kaldım ve bugüne kadar savcı karşısına çıkarılmadım. İfadem sadece Emniyet’te alındı. 4 gün sonunda, 11 kişi olarak, toptan hakim huzuruna çıkarıldık. Önceden verildiği belli tutuklama kararı okundu. Adil yargılanmayı bekliyorum.'”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu, Tepki Çeken Sözleri İçin Özür Diledi

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisi sırasında aralarında Nagehan Alçı, Ertuğrul Özkök, Akif Beki’nin de bulunduğu isimlerle olan fotoğrafına gelen eleştirilere yönelik kullandığı, “Bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” ifadeleri nedeniyle özür diledi.

İmamoğlu, katıldığı bir programda, Karadeniz gezisine davet ettiği gazeteci tercihine yönelik eleştirelere verdiği ‘Vız gelir tırıs gider’ ifadelerine ilişkin konuştu. “Ben çiftçi çocuğuyum, benden kibir doğmaz” diye konuşan İmamoğlu, “Bu açıklamaları yapan arkadaşlardan, sadece ve sadece dün bir konuşmada kullandığım ‘vız gelir tırıs gider’ sözlerimden dolayı özür diliyorum” diye konuştu.

İBB Başkanı İmamoğlu sözlerinin devamında şunları kaydetti:

“Bir fotoğrafla linç edilen yok sayılan tabiri caizse kaptanlığını yaptığım gemiden inilen artık yok sayılan oy vermem denilen bir kişi durumuna düşürülürse insanın kalbi kırılıyor canı yanıyor birkaç cümle de yanlış laf kurabiliyorum. o yanlış kurduğum laflar için özür diliyorum altını çizeyim. Ben dostluklarımı, yıllardır beraber olduğum arkadaşlarımı bir fotoğrafla terk edilsin diye edinmedim. Bu dostlukları bir fotoğrafla düşmanlığa çevirmek gibi bir niyetle yola çıkmadığım gibi hayatımda kimseyi de düşman niyetine koymadım koymayacağım.

‘Herkezi davet edip dinleyeceğim’

Anne vicdanının Twitter’da falan da eksik olmamasını diliyorum. Orda da o duyguya ihtiyacımız var hepimizin. Benimle dertleşmek, eleştirisini bana söylemek duygularını bana aktarmak ve dostça yol arkadaşı olarak prensipleri doğrultusunda uygarca duygularını bana aktarmak isteyen herkesi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı; günü veya bir gün veya bir gün sonrası tespit edeceğim bir salona davet edeceğim, hepsini tek tek dinleyeceğim.

Uygar bir biçimde dinleyeceğim uygar bir biçimde de cevaplarını vereceğim. Biz bu süreci büyük bir seferberlik süreci olarak kabul ettik ve bu sürecin bu tür kazalara uğramaması için hassas olmamız gerektiğini hatırlatıyoruz. Akıllı olalım, akıllı olun dediğim kavram da gerçek akıldır, ayar veren bir laf değildir. Ben bir toplumun temsilcisiyim, 16 milyon kişinin temsilcisiyim.

Bu saatten itibaren benim gündemim buradaki milyonlarca fidedir. Benim nezdimde bu konu kapanmıştır. Bu konu benim nezdimde kapanmıştır, yol arkadaşlarım, kurumumu temsil eden hiç kimse bu konuyla ilgili tek bir cümle etmeyecek, edemez, tek muhatabı benim. 19 Mayıs’ta bana yapılan eleştirileri uygarca dinleyeceğim. Bu toplantı da basına kapalı olacak.”

Ekrem İmamoğlu ne demişti?

İmamoğlu, Karadeniz turuna davet ettiği gazeteciler üzerinden gelen eleştirilere yanıt vermiş; “Bir fotoğraf üzerinden kurban etmeye çalışan insanlar olabilir, benimle aynı şeyi düşündüğünü, aynı şeyleri inandığını söyleyen ne yazık ki anlık hırslarına yenilmiş insanlar olabilir ya da bir takımın renkleri üzerinden ayrıştırma gayreti içinde olanlar olabilir. Başkalarının değirmenine su taşıdıklarının farkında olmayanlar da olabilir bunun içerisinde, farkında olup yapanlar da olabilir. Ama bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” ifadelerini kullanmıştı. İmamoğlu’nun “Vız gelir tırıs gider” ifadesi, büyük tepki çekmişti.

Paylaşın