Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 41 Bin 788 Yükseldi

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 90 artarak 41 bin 788’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 169 artarak 96 bin 794 çıktı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İran’ın füze saldırısı ve İsrail’in misilleme sözü, petrol üreticisi Ortadoğu’da daha geniş bir çatışma endişesini körüklerken, İsrail ordusu düzenli piyade ve zırhlı birliklerin dün Lübnan’daki kara operasyonlarına katıldığını açıkladı.

Hizbullah, savaşçılarının Lübnan içinde İsrail güçleriyle çatışmaya girdiğini açıkladı. Hareket, İsrail güçlerinin Pazartesi günü sınırı geçmesinden bu yana ilk kez kara çatışması yaşandığını bildirdi. Hizbullah, sınır kasabası Marun El Ras yakınlarında üç İsrail Merkava tankını roketlerle imha ettiğini açıkladı.

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu bir taziye videosunda şunları söyledi: “Bizi yok etmek isteyen İran’ın Şer Ekseni’ne karşı zorlu bir savaşın zirvesindeyiz. Bu olmayacak çünkü birlikte duracağız ve Tanrı’nın yardımıyla birlikte kazanacağız.”

İran dün yaptığı açıklamada, İsrail’e yönelik şimdiye kadarki en büyük saldırısı olan füze atışının, yeni bir provokasyon olmaması halinde sona ereceğini söyledi, ancak İsrail ve ABD sert karşılık vereceklerine söz verdi.

Ancak ABD Başkanı Joe Biden, balistik füze saldırısına karşılık olarak İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik herhangi bir saldırısını desteklemeyeceğini söyledi ve İsrail’i bölgesel baş düşmanına karşı “orantılı” davranmaya çağırdı.

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamaya göre Biden, Tahran’a karşı yeni yaptırımlar da dahil olmak üzere bir yanıtın koordine edilmesi için G7 grubunun diğer liderleriyle bir telefon görüşmesine katıldı.

Yapılan açıklamada G7 liderlerinin Ortadoğu krizine ilişkin “güçlü endişelerini” dile getirdiği ancak diplomatik bir çözümün hala uygulanabilir olduğunu ve bölge çapında bir çatışmanın kimsenin çıkarına olmadığını söylediği belirtildi.

Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ni Ortadoğu’daki durumu yatıştırmak için “acil önlemler” almaya çağırdı.

Batılı ülkeler Salı günkü dramatik tırmanıştan sonra vatandaşlarını Lübnan’dan tahliye etmek için acil durum planları hazırladı. Ancak hiçbiri henüz büyük ölçekli bir askeri tahliye başlatmadı.

İsrail ordusu, Lübnan’daki kara operasyonunun Hizbullah’ın sınır ötesindeki vatandaşlarına saldırmak için kullandığı altyapıyı yok etmeyi amaçladığını ve daha büyük bir işgal planlamadığını belirtti.

Ancak İran’ın salı günü İsrail’e yönelik füze saldırısı çatışmayı daha da tırmandırdı. Yardım kuruluşları için yaklaşan kış dönemi, operasyonlarını daha da zorlu hale getirebilir.

Freijsen, “İnsanların düzgün bir barınağa sahip olmalarını ve gıda ve su gibi temel ihtiyaçlara erişebilmelerini sağlamak için yapılması gereken çok iş var,” dedi. “Ruh sağlığı hizmetleri de dahil olmak üzere sağlık sektöründe büyük zorluklarla karşı karşıyayız.”

“Kış mevsimi özellikle barınma açısından zor geçecek. Bu nedenle hep birlikte uzun vadeli sonuçları düşünmeye başlamamız gerekiyor” diye ekledi.

Ayrıca Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Orta Doğu’daki çatışmaların büyümesi ve krizin derinleşmesi sebebiyle Avrupa’ya yeni bir göç dalgası yaşanabileceği uyarısında bulundu.

Mediengruppe Bayern’e (Bavyera Medya Grubu) verdiği röportajda 2015 yılındaki deneyimleri anımsatan WFP Almanya Direktörü Martin Frick, o zaman da bölgedeki insanlara WFP tarafından gıda yardımı yapılamadığı için büyük bir göç dalgası yaşandığını dile getirdi.

Orta Doğu’daki güncel krizi “yaşadığımız en kötülerden biri” olarak nitelendiren Frick diğer yandan WFP’nin de şu an mali açıdan, 60 yılı aşan tarihinde an hiç olmadığı kadar güçsüz durumda bulunduğunu aktardı. Frick, “Sahip olduğumuz fonlar 2019 seviyesinde kalırken yardıma muhtaç insan sayısı dünya genelinde yaklaşık 135 milyondan 300 milyonun üstüne çıkarak patlama yaptı” dedi.

İsrail’in hava saldırıları yoğunlaşmadan önce Lübnan’ın stratejik noktalarına zamanlıca gıda depoladıklarını ve bu sayede şu ana dek 128 bin kişiye sıcak yemek ve ekmek dağıttıklarını dile getiren Frick, “Ancak Ekim ayı bittiğinde, yardımlarımızı sene sonuna dek sürdürebilmek için ek 100 milyon dolar desteğe ihtiyacımız olacak” uyarısında bulundu.

WFP Almanya Direktörü, İsrail ile çatışmaların yoğunlaşmasından önce de Lübnan’daki durumun iyi olmadığını ifade ederek ülkede yaşayan 6,8 milyon insandan 1,5 milyonunun Suriyeli sığınmacılar olduğunu hatırlattı. “Temel gıda ürünlerinin fiyatları 2019’dan bu yana yüzde 5 bin arttı. Her dört Lübnanlıdan biri açlık çekiyor” diyen Frick, bölgede istikrar sağlanamaması halinde “göç hareketinin Lübnan ve Suriye sınırlarının ötesine” yönelebileceğini belirtti.

Martin Frick, Gazze Şeridi’ndeki durumun ise Lübnan’a göre daha da kötü olduğunu ve bu bölgede iki milyondan fazla kişinin insani yardıma muhtaç, yaklaşık 500 bin kişinin de açlık nedeniyle ölüm tehlikesi altında olduğunu vurguladı. Gazze’de yaşayan bazı insanların bir yıldır devam eden savaşta on kez bulunduğu yeri terk etmek zorunda kaldığını aktaran Frick, WFP’nin Gazze Şeridi’ne yardımlarını sadece iki sınır kapısından ulaştırabildiğini bildirdi.

Bölgenin kuzeyinde fırınların işletilmesi için gerekli olan yakıtın tükenmek üzere olduğunu kaydeden Martin Frick, “Ancak bir hafta daha yetecek. Bölgenin tamamındaki duruma uzun vadede imkanlarımız yetmeyecek” dedi.

Paylaşın

İran, İsrail’i Füzelerle Vurdu

İran, İsrail’in Hamas ve Hizbullah liderlerinin öldürmesine misilleme olarak, İsrail’e onlarca füze fırlattığını duyurdu. İran, İsrail’in karşılık vermesi halinde “daha ezici ve yıkıcı” karşılık vereceğini bildirdi.

İran, Suriye’deki konsolosluğuna İsrail’in düzenlediği saldırıya misilleme olarak 13 Nisan’da İsrail’e 300’den fazla Silahlı İnsansız Hava Aracı (SİHA) ve füze yollamıştı.

İsrail, askeri birliklerinin Güney Lübnan’a “sınırlı” bir operasyon için girdiğini açıklamıştı. Hizbullah ise, İsrail askeri birliklerinin bölgeye girdiği açıklamasını yalanlamıştı.

Lübnan Başbakan Necip Mikati, Lübnan’ın “tarihinin en tehlikeli evrelerinden biriyle” karşı karşıya olduğunu söylemişti.

İsrail’deki tüm havalimanlarından iniş ve kalkışlar da ikinci bir talimata kadar durduruldu.

İsrail Kültür ve Spor Bakanı Miki Zohar, İranlı liderlerin İsrail’e füze saldırısıyla “verdikleri bu yanlış kararın bedelini ödeyeceğini” ve bunun da “İran rejiminin sonu olacağını” savundu.

ABD hükümeti de gün içinde yaptığı açıklamada, İran’ın her an İsrail’e füze saldırısında bulunabileceğini belirterek İsrail’deki Büyükelçilik personeli ve onların aile üyelerine güvenli bir yere gitme çağrısında bulunmuştu.

Üst düzey bir İranlı yetkili, İsrail’e füze fırlatma emrini İran’ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney’in verdiğini söyledi ve Tahran’ın “her türlü misillemeye tamamen hazır olduğunu” sözlerine ekledi. Üst düzey bir yetkili, Hamaney’in güvenli bir yerde bulunduğunu söyledi.

Beyaz Saray, ABD Başkanı Joe Biden ve Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in İran’ın İsrail’e yönelik saldırısını Beyaz Saray’daki Durum Odası’nda takip ettiklerini bildirdi.

Beyaz Saray ayrıca Biden’ın Amerikan ordusuna İran saldırılarına karşı İsrail savunmasına yardım etme ve İsrail’i hedef alan füzeleri vurma talimatı verdiğini belirtti.

Biden, ABD’nin İsrail’in İran’ın füze saldırılarına karşı kendisini savunmasına yardımcı olmaya ve bölgedeki ABD ordusunu korumaya hazır olduğunu söylemişti.

Biden, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, günün erken saatlerinde Başkan Yardımcısı Kamala Harris ve Beyaz Saray ulusal güvenlik ekibiyle yaptığı toplantı hakkında, “ABD’nin İsrail’in bu saldırılara karşı kendini savunmasına yardımcı olmaya ve bölgedeki Amerikan personelini korumasına nasıl hazır olduğunu ele aldık” dedi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Ortadoğu’daki son saldırılara ilişkin açıklamasında, “Ortadoğu’daki çatışmanın tırmanış üstüne tırmanışla genişlemesini kınıyorum” dedi. Guterres, “Buna bir son verilmeli. Kesinlikle bir ateşkese ihtiyacımız var” ifadesini kullandı.

Irak hava sahasının kapatıldığı bildirildi. Irak Ulaştırma Bakanı Rezzak es-Sadavi, konuyla ilgili Irak resmi ajansı INA’ya açıklamalarda bulundu.

Sadavi, “Hava sahasını, hava seyrüseferinin ve Irak’tan geçen uçakların güvenliğini sağlamak için kapattık.” dedi. Iraklı Bakan, ayrıca ülkedeki tüm havalimanlarında uçak seferlerini geçici olarak durdurduklarını aktardı.

Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 23 artarak 41 bin 638’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 101 artarak 96 bin 460’a çıktı.

Paylaşın

İsrail, Lübnan’a Girdi; ABD’den İran’a Uyarı

İsrail, Lübnan’ın güneyindeki Hizbullah hedeflerine yönelik operasyon başlattığını ve örgüte karşı yeni bir cephe açtığını duyurdu. ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı.

Haber Merkezi / İsrail Savunma Kuvvetleri’nden (IDF) yapılan açıklamada, “Lübnan’ın güneyinde Hizbullah’a ait terörist hedeflere ve altyapıya yönelik sınırlı, yerel ve hedef odaklı kara baskınları başlatıldı. Bu hedefler, sınır yakınındaki kasabalarda bulunmakta ve kuzey İsrail’deki topluluklar için acil tehdit oluşturmaktadır” denildi.

“İsrail Hava Kuvvetleri ve IDF topçu birlikleri, bölgedeki askeri hedeflere yönelik nokta atışlarıyla kara kuvvetlerine destek sağlamaktadır” denilen açıklamada, “Bu operasyonlar, siyasi kademenin kararı doğrultusunda onaylanmış ve uygulanmıştır” ifadeleri de yer aldı.

Operasyona “Kuzey Okları” adı verildiği belirtilerek, Lübnan’daki harekatın Gazze’deki çatışmalar ile diğer cephelerdeki mücadelelerle paralel olarak devam edeceği de vurgulandı. Operasyonun ne kadar süreceğine ilişkin ayrıntı verilmezken, ordunun aylarca bu operasyon için eğitim aldığı ve hazırlandığı ifade edildi.

Hizbullah’ın yanında güçsüz bir yapı olan Lübnan ordusu İsrail askerinin sınırı geçmesinden önce “pozisyon değiştirdi” ve bölgeden uzaklaştı.

Bölge sakinleri yoğun topçu atışları ve helikopter sesleri duyduklarını aktarırken Hizbullah’tan İsrail’in kara saldırısına “hazır oldukları” açıklaması geldi. Geçen Cuma günü Beyrut’ta öldürülen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah halka hitaben yaptığı son televizyon konuşmasında İsrail’in kara operasyonu hazırlıklarına ilişkin, “Keşke bunu yapsalar. Onların tehdit olarak gördüğü şeyi biz fırsat sayıyoruz. Geçen 11 ayda buna hazırlandık” demişti.

Kara birliklerinin sınırı geçtiği sırada İsrail jetleri Beyrut’un güneyini bombaladı. Öncesinde IDF bölgedeki üç mahallenin boşaltılmasını istedi. Açıklamada Lübnanlılara hitaben, “Terörist Hizbullah grubuna yakın yerlerdesiniz. Binaları derhal terketmelisiniz” uyarısı yapıldı.

İsrail jetleri Lübnan’ın güneyindeki Sidon kentinde Filistinli mültecilerin barındığı Ayn el Helva Kampını bombaladı. Birleşmiş Milletlerin (BM) çatışmalar öncesine dayanan verisine göre kampta 55 bin kişi kalıyordu. Lübnan genelindeki 12 mülteci kampı 200 bin Filistinliye ev sahipliği yapıyor.

İsrail gece saatlerinde ayrıca Suriye’ye de hava saldırısı düzenledi. Suriye resmi haber ajansı SANA, başkent Şam’daki bir noktaya yönelik saldırıda üç sivilin öldüğünü bildirdi. İsrail son yıllarda Suriye’ye buna benzer yüzlerce saldırı gerçekleştirdi, hemen hiçbiri için herhangi bir açıklama yapmadı.

ABD Savunma Bakanı Austin kara operasyonu üzerine yaptığı açıklamada İran’ı “uzak durması” yönünde uyardı. Austin “İsrail’e saldırırsa bunun Tahran için ağır sonuçları olacağını” söyledi.

Daha önce İran Dışişleri Bakanlığı, Tahran yönetiminin İsrail’e karşı savaşması için Lübnan’a “herhangi bir askerî güç göndermediğini” açıklamıştı. İran şu ana dek Hizbullah’ın ağır kayıpları karşısında büyük ölçüde sessiz kaldı. Uzmanlar doğrudan çatışmalara dahil olmak istemeyen Tahran’ın seçeneklerinin sınırlı olduğu görüşünde.

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, İran’ın desteklediği Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın öldürülmesinden iki gün sonra İngilizce görüntülü bir açıklama yaptı.

Netanyahu İran halkına seslendiğini söylediği açıklamada, “Ortadoğu’da İsrail’in ulaşamayacağı hiçbir yer yok. Halkımızı ve ülkemizi korumak için gitmeyeceğimiz hiçbir yer yok” dedi. İsrail Başbakanı, İran’da rejimin İran halkını her geçen gün uçurumun kenarına taşıdığını söyledi.

Netanyahu, “İran nihai olarak özgür olduğunda ve bu an pek çok kişinin düşündüğünden daha erken gelecek – her şey farklı olacak. İsrail ve İran barış içinde olacak. Bu gün geldiğinde rejimin beş kıtada inşa ettiği terör şebekesi iflas edecek. İran hiç olmadığı kadar gelişecek” diye konuştu.

Nasrallah’ın öldürülmesi hem Hizbullah hem de İran’a yönelik önemli bir darbeydi. Hasan Nasrallah İran’ın Ortadoğu’da İsrail ve ABD çıkarlarına karşı oluşturduğu Direniş Ekseni’ndeki en güçlü liderdi.

İsrail birkaç gündür Lübnan içinde bazı noktalarda özel kuvvetlerle operasyon yapmış ve bu operasyonlar kara harekatına bir hazırlık olarak değerlendirilmişti.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ABD ve Fransa’nın önerisi kapsamında ateşkes çağrısında bulundu, İsrail’den saldırıları durdurmasını istedi. Resmi olarak İsrail Lübnan’la savaş halinde değil, IDF Hizbullah’ı hedef aldığını söylüyor.

ABD ve Fransa diplomasiye şans vermek için 21 günlük ateşkes önermiş, İsrail bu teklifi reddetmişti.

Lübnan Sağlık Bakanlığı 17 Eylül’den beri İsrail saldırıları sonucu bin kişinin öldüğünü bildirdi. BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de 200 bin kişinin ülke içinde yerinden olduğunu, 100 bin kişinin de Suriye’ye kaçtığını açıkladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in sözcüsü Stephane Dujarric, “İşgal görmek istemiyoruz” diyerek gelişmelere tepki gösterirken Birleşik Arap Emirlikleri’nden Lübnan’ın egemenliği ve toprak bütünlüğüne bağlılık açıklaması geldi.

Hizbullah’ın yeni lideri kim olacak?

Hizbullah’ın bir sonraki liderinin kim olacağı konusunda söylentiler yayılmaya devam ediyor.

Lübnan medyasına göre öne çıkan isimlerden biri Hizbullah’ın yürütme kurulunun başkanı Haşim Safiyuddin. Sihalı grubun operasyonlarını yöneten Safiyuddin, Nasrallah’ın anne tarafından kuzenlerinden biri. Oğlu aynı zamanda merhum İranlı general Kasım Süleymani’nin damadı.

Halefinin kim olacağını veya Nasrallah’ın cenazesinin ne zaman veya nerede yapılacağı henüz bilinmiyor. Nasrallah’ın öldürülmesi sonrası ilk kez görüntülü mesajla ortaya çıkan Şeyh Naim Kasım, lider boşluğunun da hızla doldurulacağı kaydetmişti.

Hizbullah’ın iki numaralı ismi olarak kabul edilen Kasım, şimdiye kadar saldırılarını asgari ölçekte sürdürdüklerini, savaşın uzun sürebileceğini dile getirdi. Lübnan Başbakan Necib Mikati de bir Birleşmiş Milletler kararına dayanarak güney Lübnan’a ordu birlikleri gönderilebileceğini söyledi.

Söz konusu BM kararı, 2007 yılında savaşın bitimini sağlayan anlaşmaya bağlı olarak güney Lübnan’ın askerden arındırılmış bölge olmasını güvence altına alıyor. Bu güvence için BM Barış Gücü ve Lübnan ordusu devreye girebiliyor.

Paylaşın

ABD Ve Müttefiklerinden Lübnan’da 21 Günlük Ateşkes Çağrısı

Aralarında ABD, Fransa ve İngiltere’nin de bulunan 12 ülke, Lübnan Hizbullahı ve İsrail arasındaki çatışmaların artması sebebiyle taraflara 21 günlük geçici ateşkes çağrısı yaptı.

Haber Merkezi / New York’taki Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu sırasında ABD ve Fransa’nın katkısıyla hazırlanan çağrı metninde, İsrail ve Lübnan halkının çıkarına olmayan, geniş bölgesel çatışma riskinin kabul edilemez olduğu belirtildi.

ABD, Avustralya, Kanada, Avrupa Birliği, Fransa, Almanya, İtalya, Japonya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İngiltere ve Katar’ın imzaladığı çağrı, İsrail Genel Kurmay Başkanı Herzi Halevi’nin kara harekatı için hazırlık yaptıklarına dair verdiği mesajın hemen ardından geldi.

Lübnan Başbakanı Necib Mikati ateşkes çağrısını memnuniyetle karşılarken, bunun uygulanmasının anahtarının İsrail’in uluslararası kararları uygulayıp uygulamayacağı olduğunu söyledi. Mikati daha önce Reuters’a verdiği demeçte yakın zamanda bir ateşkese varılıp varılamayacağı sorusuna “Umarım, evet” yanıtını vermişti.

İsrail ise Lübnan konusunda diplomatik adımları memnuniyetle karşıladığını ancak Hizbullah’ı zayıflatma hedefinin sürdüğünü belirtti.

İsrail’in BM temsilcisi Danny Danon, gazetecilere yaptığı açıklamada “Tırmanışı ve tam bir savaşı önlemek için diplomasiyle samimi bir çaba gösteren herkese minnettarız” dedi. Danon amaçlarına ulaşmak için uluslararası hukuka uygun olarak ellerindeki tüm araçları kullanacaklarını söyledi.

Geçen hafta İsrail ordusunun Lübnan’daki Hizbullah hedeflerine yönelik başlattığı hava saldırısında şimdiye kadar en az 600 kişi hayatını kaybetti.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsani İşler Eşgüdüm Ofisi’nin (OCHA) açıkladığı verilere göre Lübnan’da yalnızca Pazartesi gününden bu yana 90 bine yakın kişi evlerini terk etti. 7 Ekim’den bu yana evlerini terk etmek zorunda kalanların sayısının 200 bini geçtiği hesaplanıyor.

Paylaşın

İsrail’in Lübnan’a Düzenlediği Saldırılarda Ölü Sayısı 492’ye Yükseldi

Lübnan Sağlık Bakanlığı, İsrail’in düzenlediği saldırılarda 24’ü çocuk, 42’si kadın olmak üzere en az 492 kişinin öldüğü, en az bin 645 kişinin de yaralandığını duyurdu.

Yaklaşık bir yıldır devam eden çatışmalarda Lübnan’da en fazla can kaybının yaşandığı gün olarak kayda geçen saldırılar, ayrıca 2006 İsrail-Hizbullah savaşından bu yana en ölümcül saldırı olarak da nitelendirildi.

İsrail, Lübnan’ın güneyi ve Bekaa’da yaklaşık 800 Hizbullah hedefini vurduğunu bildirdi. İsrail ordusundan yapılan açıklamada, “Vurulan hedefler arasında Hizbullah’ın roket, füze, fırlatma rampası, İHA ve diğer terörist altyapıları sakladığı binalar da vardı” denildi.

Başbakan Benyamin Netanyahu, İsrail’in güney Lübnan’da saldırılarını arttırırken “karmaşık günlerle” karşı karşıya olduğunu söyledi ve İsrailliler’i birlik olmaya çağırdı.

Netanyahu, Tel Aviv’deki askeri karargahta yaptığı durum değerlendirmesinin ardından yayınladığı mesajda, “Kuzeydeki güvenlik dengesini ve güç dengesini değiştireceğimize söz vermiştim, yaptığımız da tam olarak bu” dedi.

Haftaya İsrail’in yoğun hava saldırısıyla başlayan Lübnan’da dünkü bombardımanın bilançosu açıklandı. Lübnan Sağlık Bakanlığının verilerine göre Pazartesi günkü saldırılarda 42’si kadın, 24’ü çocuk 492 kişi hayatını kaybetti. Bombardımanda bin 645 kişinin de yaralandığı ifade ediliyor.

Lübnan Sağlık Bakanlığı saldırılarda sağlık tesisleri ve ambulansların da hedef alındığını söyledi. Ülkenin büyük bölümünde okullar ve üniversitelerde eğitime ara verilirken yerlerinden olanların daha kuzeydeki boş binalara yerleştirilmesi için çalışma başlatıldı.

Başbakan Benyamin Netanyahu ise bunun daha “başlangıç” olduğunu ima ederek sınır bölgesinde yaşayanlara evlerini terk etmeleri uyarısında bulundu. Netanyahu, Lübnanlı sivillere hitaben “Bu uyarıyı ciddiye alın. Lütfen şimdi zarar görmeden gidin. Operasyonumuz tamamlandığında evlerinize güvenle dönebileceksiniz” dedi.

Netanyahu, Gazze savaşının başında da Filistinli sivillere daha güneye gitmelerini tavsiye etmiş, çatışmalar bittiğinde evlerine dönebilecekleri sözünü vermişti.

Açıklamasında Hizbullah’ı İsrail sınırından uzaklaştırmak için “gereken her şeyi” yapacaklarını söyleyen İsrail ordusunun sözcüsü Hagari de İsrail’in gerekirse bir kara harekâtına hazır olduğunu ifade etti.

Paylaşın

İsrail, “Üst Düzey Hizbullah Liderini Hedef Aldı”

İsrail, Beyrut’un Dahiye olarak bilinen güney banliyösüne düzenlediği hava saldırısında Hizbullah’ın üst düzey komutanlarından İbrahim Akil ile en az yedi kişiyi öldürdü.

İbrahim Akil, 1983 Nisanı’nda Beyrut’taki ABD Büyükelçiliği’nde 63 kişinin, aynı yılın Ekim ayında yine Beyrut’taki ABD Deniz Kışlası’nda 241 Amerikan personelinin öldüğü bombalı saldırılardaki rolü nedeniyle ABD tarafından başına konan 7 milyon dolar ödülle aranıyordu. ABD’ye göre Akil, Hizbullah’ın en yüksek askeri organı olan Cihat Konseyi’nin üyesiydi.

İsrail geçtiğimiz aylarda Beyrut’a düzenlediği bir başka saldırıda Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür’ü öldürmüştü.

Lübnan’da iki güvenlik kaynağı, İsrail’in Beyrut’un Dahiye olarak bilinen güney banliyölerine düzenlediği hava saldırısında üst düzey bir Hizbullah komutanını öldürdüğünü söyledi. Lübnan Sağlık Bakanlığı, saldırı sonucu sekiz kişinin öldüğünü, 59 kişinin yaralandığını duyurdu.

Lübnan’daki iki güvenlik kaynağı ve İsrail Ordu Radyosu, hedefin Hizbullah’ın operasyon komutanı İbrahim Akil olduğunu ve Akil’in grubun en üst düzey askeri organında görev yaptığını söyledi. Güvenlik kaynaklarından biri, Akil’in Hizbullah’ın seçkin Rıdvan Birimi üyeleriyle birlikte toplantı yaptıkları sırada öldürüldüğünü kaydetti.

ABD Dışişleri Bakanlığı, 2023 yılı Nisan ayında, “Hizbullah’ın Lübnan’ın başkenti Beyrut’taki ABD Büyükelçiliği’ni bombalamasının 40. yıldönümünde, Hizbullah’ın kilit lideri İbrahim Akil’in kimliğini, yerini, tutuklanmasını ve/veya mahkum edilmesini sağlayacak bilgiler için 7 milyon dolara kadar ödül verileceğini” duyurmuştu.

Bakanlığın internet sitesinde Tahsin olarak da bilinen İbrahim Akil’in Hizbullah’ın en yüksek askeri organı olan Cihat Konseyi’nde görev yaptığı kaydediliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığı’na göre “Akil, 1980’li yıllarda, Nisan 1983’te Beyrut’ta 63 kişinin ölümüne yol açan ABD Büyükelçiliği ve Ekim 1983’te 241 ABD personelinin ölümüne yol açan ABD Deniz Piyadeleri kışlası bombalamalarının sorumluluğunu üstlenen Hizbullah’ın terör hücresi İslami Cihat Örgütü’nün önde gelen üyelerindendi.”

Yine 1980’lerde Akil, Lübnan’da Amerikalı ve Alman vatandaşlarının rehin alınmasını ve tutulmasını da yönetmişti.

İsrail geçtiğimiz aylarda Beyrut’a düzenlediği bir başka saldırıda Hizbullah komutanlarından Fuad Şükür’ü öldürmüştü.

Dahiyeh bombardımanı, Hizbullah tarafından kullanıldığı değerlendirilen çağrı cihazı ve telsizlerin uzaktan eş zamanlı patlatılması sonucu 37 kişinin öldüğü saldırıları izledi. Perşembe günü de İsrail Lübnan’ın güneyine 7 Ekim’den beri en yoğun hava saldırısını düzenlemişti.

Paylaşın

BM’den İsrail’e “Filistin’e Yönelik İşgali Sonlandır” Çağrısı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesini içeren karar tasarısını büyük oy çoğunluğuyla kabul etti. Karar tasarısının yasal bir bağlayıcılığı veya yaptırım gücü bulunmuyor.

Haber Merkezi / 124 ülkenin evet, 14 ülkenin hayır ve 43 ülkenin çekimser oyuyla kabul edilen kararda, İsrail’in uluslararası hukuka uyması ve askeri güçlerini çekmesi, tüm yeni yerleşim faaliyetlerini derhal durdurması, işgal altındaki topraklardan tüm yerleşimcileri tahliye etmesi ve işgal altındaki Batı Şeria içinde inşa ettiği ayrım duvarının bazı kısımlarını kaldırması isteniyor.

BM Genel Kurulu ayrıca, İsrail’in 1967’den bu yana el koyduğu toprak ve diğer “taşınmaz malları” ile Filistinlilerden ve Filistin kurumlarından alınan tüm kültürel varlıkları iade etmesini talep etti. Kararda ayrıca, İsrail’in işgal sırasında yerlerinden edilen tüm Filistinlilerin memleketlerine dönmelerine izin vermesi ve işgalin yol açtığı zararların tazmin edilmesini talep edildi.

Kararda ayrıca, Filistin sorununa ve Ortadoğu’da adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın sağlanması için iki devletli çözüme ilişkin BM kararlarının uygulanması amacıyla uluslararası bir konferans toplanması kararı da yer alıyor.

Karar, dünya liderlerinin yıllık Birleşmiş Milletler toplantıları için New York’a gitmelerinden günler önce alındı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun 26 Eylül’de, Filistin Yönetimi lideri Mahmud Abbas ile aynı gün, 193 üyeli Genel Kurul’a hitap etmesi bekleniyor.

Filistin’in BM Büyükelçisi Riyad Mansur, genel kurul toplantısı öncesi, “Filistinliler’in varoluşsal bir tehditle karşı karşıya olduğunu” ve “İsrail’in kendilerini prangaya vurduğunu” söylemişti. Mansur, İsrail’in on yıllardır süren işgalinin sona erdirilmesini ve Filistinliler’in barış ve özgürlük içinde yaşamak üzere evlerine dönebilmelerini talep etmişti.

Gazze Savaşı’nın başından beri hem Genel Kurul’da hem de BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’e şiddeti durdurması çağrısı yapan birden fazla karar alınmış ancak bunların karşılığı olmamıştı.

İsrail’in 1967 savaşı sırasında ele geçirdiği topraklar üzerindeki egemenliğini kapsamlı bir şekilde kınayan Uluslararası Adalet Divanı, İsrail’in Filistin toprakları üzerinde egemenlik hakkı olmadığını ve toprakları zorla ele geçirmeye karşı uluslararası yasaları ihlal ettiğini söylemişti.

Öte yandan Gazze Şeridi’nde İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin sayısı 20 artarak 41 bin 272’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralananların sayısı ise 55 artarak 95 bin 551’e çıktı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Paylaşın

Lübnan’da Çağrı Cihazları Eş Zamanlı Patladı: En Az 8 Ölü

Lübnan’da çağrı cihazları eş zamanlı olarak infilak etti. Lübnan Sağlık Bakanı Firas El Ebyad, ülke genelinde patlamalar sonucu en az sekiz kişinin hayatını kaybettiğini ve ve 2 bin 700’den fazla kişinin yaralandığını söyledi.

Patlayan çağrı cihazlarının Hizbullah tarafından son aylarda getirilen son modeller olduğu kaydedildi. Yetkililer, saldırılarla ilgili olarak İsrail’i işaret ederken, İsrail’den ise iddialara ilişkin henüz bir açıklama gelmedi.

Lübnan hükümeti ve Hizbullah yetkilileri, Lübnan ve Suriye’nin bazı bölgelerinde neredeyse aynı anda patlayan yüzlerce çağrı cihazının, aralarında Hizbullah üyeleri ve bir kız çocuğunun da bulunduğu en az sekiz kişinin ölümüne yol açtığını söyledi.

Bir Hizbullah üyesinin kızı olduğu belirtilen 10 yaşındaki kız çocuğunun ailesi kızın ölümünü doğruladı. Çocuğun yakınları, “Beka Vadisi’nde, babasının yanında bulunduğu sırada çağrı cihazının patlaması sonucu 10 yaşındaki bir kızın şehit olduğunu” duyurdu.

İran yarı resmi haber ajansı Fars’ın haberine göre İran’ın Lübnan büyükelçisi Mojtaba Amani de bir çağrı cihazının patlaması sonucu hafif yaralandı. Amani’nin hastanede gözetim altında olduğu belirtildi.

Yetkililer, Lübnan sınırında tansiyonun yükseldiği bir dönemde 2700’den fazla kişinin yaralanmasına neden olan sofistike ve uzaktan kumandalı olduğu anlaşılan saldırıyla ilgili olarak İsrail’i işaret etti. İsrail ordusu yorum yapmayı reddetti.

Adının açıklanmaması koşuluyla konuşan bir Hizbullah yetkilisi, örgütün kullandığı yeni marka mobil çağrı cihazlarının önce ısındığını, ardından patladığını söyledi. Yetkili, en az iki Hizbullah üyesinin öldüğünü, diğerlerinin de yaralandığını belirtti.

Hizbullah lideri Hasan Nasrallah daha önce grup üyelerini cep telefonu taşımamaları konusunda uyarmış ve bu telefonların İsrail tarafından hareketlerini takip etmek ve hedefli saldırılar düzenlemek için kullanılabileceğini söylemişti.

Türkçede “Allah’ın partisi” anlamına gelen Hizbullah, 1982’de İsrail’i Güney Lübnan’dan püskürtmek ve İsrail’i yıkmak gibi amaçlarla kuruldu. Grubun lokomotifi, Lübnan’daki Şii Müslüman toplumunun askeri partisi Emel Hareketi’ydi.

İslam’ın Şii koluna bağlı Müslümanların katılımıyla, İran’da Ayetullah Humeyni’nin gerçekleştirdiği İslam Devrimi’nin bir benzerini Orta Doğu’da yaymak için taraftar toplamaya çalıştılar.

Hizbullah, 1982’den önce Emel Hareketi çatısı altında, bu tarihten sonra 1990’a kadar kendi kimliğiyle Lübnan İç Savaşı’nın önemli bir tarafı oldu ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ülkeden çekilmesi için bir dizi saldırıda bulundular.

1983’te ABD Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıda 63 kişi öldü. Aynı yıl ülkedeki ABD kışlaları birden fazla defa hedef alındı ve 241 askerin hayatını kaybettiği belirtildi. 1990’da ABD, 2005’te de Suriye, Lübnan’dan çekilme kararı aldıklarını açıkladılar.

2006’da Lübnan ile İsrail arasındaki savaş, birçok Arap ülkesi tarafından Hizbullah’ın dönüm noktası olarak görüldü. Aynı yıl kabul edilen ateşkes sonrası her iki taraf da zafer ilan etse de Arap ülkeleri arasında savaş, “Hizbullah’ın kesin zaferi” olarak görüldü.

Hizbullah, 2011’de başlayan Suriye İç Savaşı’nda İran ve Rusya ile beraber Şam yönetiminin tarafı oldu. Ekim 2023’ten beri devam eden İsrail-Hamas savaşında, partinin kuruluş amacına bağlı kalınarak Hamas’tan yana saf tutuyorlar.

Paylaşın

Gazze’de 625 Bin Çocuk Dersbaşı Yapamadı

Birleşmiş Milletler Filistinli Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNRWA), Gazze Şeridi’nde yaşayan 625 binden fazla çocuğun sekiz aydan uzun bir süredir okuldan uzak kaldığını bildirdi.

Gazze Medya Ofisi ise geçen hafta, İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırıları nedeniyle en az 800 bin öğrencinin eğitimden mahrum kaldığını duyurmuştu.

Medya Ofisi ayrıca, Gazze’deki eğitim tesislerinin yüzde 85’inin şu anda faaliyet gösteremez durumda olduğunu, bu durumun çatışmalar sona erdiğinde eğitim faaliyetlerinin yeniden başlatılması çabalarını önemli ölçüde engelleyebileceğini vurguladı.

Filistin Eğitim Bakanlığı da, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında en az 10 bin çocuk öğrencinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Gazze Şeridi’nde normal takvime göre bugün yüzbinlerce öğrenci dersbaşı yapacaktı ancak savaş nedeniyle eğitim başlayamıyor.

Pazartesi günü sezonun ilk ders zilinin çalması gereken saatlerde çocukların çoğu çamur içindeki derme çatma çadırlarda oturuyor veya yardım kuruluşlarının mutfakları önünde yiyecek sırasında bekliyordu.

Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) sözcüsü Tess Ingram eğitimden uzak kalınan süre uzadıkça Gazzelilerin geleceğine olan olumsuz etkisinin de büyüdüğünü söyledi. Özellikle küçük çocukların bilişsel, sosyal ve duygusal gelişim sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu belirtti.

Ingram, “Çocuğun okuldan uzak geçirdiği süre uzadıkça eğitimi tamamen bırakma ve bir daha okula dönmeme riski artıyor” değerlendirmesinde bulundu.

Gazze’de yaklaşık 625 bin çocuk geçen eğitim yılının neredeyse tamamını okuldan uzakta geçirdi. Okullar 7 Ekim’deki Hamas baskınına yanıt olarak İsrail’in Gazze’yi bombalamaya başlamasıyla kapılarını kapatmıştı.

Global Education Cluster’e göre Gazze’deki okulların yüzde 90’ından fazlası geçen 11 aydaki İsrail saldırılarında zarar gördü, birçoğunun tekrar kullanılabilmesi için yıllar süren onarım çalışmasına ihtiyacı var. Bu okulların çoğu Birleşmiş Milletler (BM) tarafından işletiliyordu.

UNICEF ve çeşitli sivil toplum örgütleri Mayıs sonlarına doğru Gazze’de 175 geçici eğitim merkezi açtı, buralarda bin 200 gönüllü öğretmek yaklaşık 30 bin çocuğa temel dersleri öğretiyor. Ancak BM kağıt, kalem gibi en temel eğitim materyalini dahi bölgeye göndermekte zorlandıklarını bildirdi.

Çatışmalar Gazze dışında Batı Şeria’da da eğitimi olumsuz etkiliyor. Ingram, “Ekim’den beri hemen her gün okulların yüzde sekiz ila 20’si kapalı. Okullar açık olsa bile güvenlik endişesiyle öğrencilerin devamlılığı düştü” dedi.

Bu arada BM Filistin Ajansı (UNRWA) Komiseri Philippe Lazzarini, Batı Şeria’daki UNRWA okullarında eğitime başlanacağını açıkladı. Lazzarini, “Çocukların eğitim hakkı korunmak zorunda” dedi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

İsrail’den Suriye’ye Hava Saldırısı: En Az 25 Ölü

İsrail tarafından Suriye’nin Hama iline düzenlenen hava saldırılarında en az 25 kişi hayatını kaybetti. Saldırılarda, 6’sı ağır 36 kişinin de yaralandığı duyuruldu.

İsrail, son yıllarda Şam yönetiminin kontrolündeki bölgelere yüzlerce saldırı gerçekleştirdi, ancak operasyonları nadiren kabul ediyor. İsrail, Suriye’ye yönelik saldırılarına dair resmi açıklama yapmıyor.

İsrail Suriye’nin Hama kenti yakınlarındaki Misyaf’a hava saldırısı düzenledi, Suriye resmi haber ajansı SANA’nın aktardığına göre en az 25 kişi öldü.

Reuters’a bilgi veren iki yerel kaynak vurulan noktanın kimyasal silah üretimi yapılan büyük bir askeri tesis olduğunu iddia etti.

SANA da bölgede askeri tesis olduğunu teyit etti ancak başka ayrıntı paylaşmadı. Ajansa bilgi veren güvenlik kaynakları, “Hava savunma sistemlerimiz saldırganın füzelerine karşı koydu ve bazılarını önledi” dedi. Ajans ayrıca olayda 36 kişinin yaralandığını, iki bölgede de yangın çıktığını belirtti.

İsrail iç savaşın başladığı 2011’den bu yana Suriye’de İran destekli milisler ve rejim askerlerini hedef alıyor. 7 Ekim sonrasında ise Suriye’ye yönelik saldırıların yoğunluğu arttı. Nisan ayında İran elçiliğinin bombalanması Suriye’de gerçekleştirilen en ciddi saldırı olmuştu.

Ancak İsrail Suriye’deki hava saldırılarına dair resmi açıklama yapmıyor.

Paylaşın