IMF, Türkiye’nin 2023 Büyüme Tahminin Yüzde 3’ten Yüzde 2,7’ye Düşürdü

IMF, Türkiye’nin 2023 büyümesini yüzde 2,7, 2024 büyümesini yüzde 3,6 olarak tahmin edildiğini açıkladı. IMF, 2023 ve 2024’te Türkiye’nin yüzde 3 büyüyeceğini öngörmüştü.

IMF, 2023 yılı Türkiye ortalama enflasyon tahminini yüzde 50,6 olarak belirlerken 2024’te ortalama enflasyonu yüzde 35,2 olarak öngördü. IMF, Ekim raporunda 2023 için ortalama enflasyonu yüzde 51,2, 2024’ü ise yüzde 24,2 olarak tahmin etmişti.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun Nisan 2023 sayısını “Zorlu Bir Toparlanma” başlığıyla yayımladı.

BlobergHT’nin aktardığı raporda Türkiye’nin 2023 büyümesi yüzde 2,7, 2024 büyümesi yüzde 3,6 olarak tahmin edildi. IMF Ekim ayı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda 2023 ve 2024’te Türkiye’nin yüzde 3 büyüyeceğini öngörmüştü.

IMF 2023 yılı Türkiye ortalama TÜFE tahminini yüzde 50,6 olarak belirlerken 2024’te ortalama TÜFE’yi yüzde 35,2 olarak öngördü. IMF Ekim raporunda 2023 için ortalama TÜFE’yi yüzde 51,2, 2024’ü ise yüzde 24,2 olarak tahmin etmişti.

Cari denge/GSYH tahmini 2023 için eksi yüzde 4, 2024 için eksi yüzde 3,2 olarak öngörüldü. 2023 işsizlik tahmini yüzde 11, 2024 işsizlik tahmini yüzde 10,5 oldu.

Küresel büyümede ‘finansal risk’ vurgusu

Küresel büyüme tahminini yüzde 2,9’dan yüzde 2,8’e düşüren kurum, sıkı para politikası ve Ukrayna’daki savaşın neden olduğu finansal sektör geriliminin yüksek belirsizlik ve riskler oluşturduğuna dikkat çekti.

2024 büyüme tahmini yüzde 3,1’den yüzde 3’e geriledi. Açıklamada geçen ay Silicon Valley Bank Credit Suisse’in iflasıyla piyasalarda yaşanan finansal çalkantılar nedeniyle küresel büyüme görünümüne yönelik risklerin aşağı yönlü olduğu belirtilerek “Durum şimdilik kontrol altında ancak finansal koşullar önemli ölçüde kötüleşirse daha sert ve hızlı bir dönüş olacağına dair endişeliyiz” dendi.

IMF geçen haftaki açıklamasında jeopolitik gerilim, ABD – Çin arasındaki rekabetin artması, istihdam gücündeki artışın yavaşlaması gibi ekonomik kırılmalarla önümüzdeki 5 yılda büyümenin sınırlı olacağı uyarısı yapmıştı.

Kurum ABD 2023 büyüme tahminini yüzde 1,4’ten yüzde 1,6’ya yükseltirken gelişen piyasalar için tahminini yüzde 4’ten yüzde 3,9’a düşürdü. Çin’in bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisi yüzde 5,2 ve 2024 yılı büyüme tahmini yüzde 4,5 olarak korundu.

Faizler Kovid salgını öncesindeki düşük düzeylere inmesi bekleniyor

Öte yandan Uluslararası Para Fonu (IMF), düşük üretkenlik ve nüfusun yaşlanması nedenleriyle dünyanın önde gelen gelişmiş ekonomilerinde, faizlerin Covid salgını öncesi düzeylere düşeceği tahmininde bulundu.

Enflasyonun dünya çapında artış göstermesinin altında yatan faktörlerden biri de Rusya’nın Ukrayna’yı 24 Şubat 2022’de işgale başlamasıyla birlikte elektrik, yakıt ve gaz fiyatlarındaki tırmanmaydı.

Fakat IMF tarafından internete konulan bir blogda, reel faizlere son zamanlarda getirilen artışların geçici olacağı tahmininde bulunuyor.

Washington merkezli uluslararası finans kuruluşu IMF, “Enflasyon kontrol altına alındığında, gelişmiş ekonomilerin merkez bankaları büyük ihtimalle para politikalarını gevşetecek ve faizleri pandemi öncesi düzeylere doğru çekecekler” diyor.

IMF, enflasyonun muhtemel düşüşünde gelişmiş ekonomilerin nüfuslarındaki yaşlanmanın da etkisi olacağını düşünüyor.

Nüfusun yaşlanması ile enflasyon arasındaki ilişkinin nasıl kurulduğunu Polar Capital adlı finans kuruluşundan George Godber, BBC’ye şöyle açıkladı:

“Harcamalarınızın gelirinize oranının en yüksek olduğu yaşlar 20, 30 ve 40’lı yaşlarınız oluyor. Genellikle bir ev kurabiliyor, çocuk sahibi olabiliyor, araba ve eşya alabiliyorsunuz. Ama yaşlandıkça giderek daha az tüketiyorsunuz.”

Nüfustaki yaşlanmaya bir örnek İngiltere. İngiltere Merkez Bankası Başkanı Andrew Bailey yakınlarda ülke nüfusunda 20-59 yaş grubunun oranının son 10 yıl içinde yüzde 65’in altına düştüğünü ve önümüzdeki yıllarda daha da düşmesinin beklendiğini söylemişti.

IMF’nin enflasyonun düşeceği tahmininin temelindeki diğer varsayım da düşük üretkenlik, yani bir ekonomide üretilen mal ve hizmet miktarı.

Yine İngiltere’den örnek vermek gerekirse, Merkez Bankası Başkanı Bailey, 2008 yılındaki finans krizi öncesinde ülkede imalat sanayiinde üretkenliğin arttığını ama krizden sonra büyük düşüş gösterdiğini söyledi.

İngiltere Merkez Bankası, Mart ayında da faiz hadlerinde küçük bir artış yaptı ama enflasyonun yılın kalan bölümünde hızlı bir şekilde düşmesini beklediğini de açıkladı.

Eflasyondaki düşüş beklentisinde İngiltere özelinde hükümetin hanelere verdiği enerji faturası desteği ve yaz aylarında düşmesi beklenen enerji fiyatlarının rolü var.

Paylaşın

IMF’den “Küresel Finansal İstikrar Risk Altında” Uyarısı

Çin Kalkınma Forumu’nda ekonomik gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan IMF Başkanı Georgieva, bankacılık sektöründeki çalkantılar nedeniyle küresel ekonominin mali istikrara yönelik risklerle karşı karşıya olduğu uyarısında bulundu.

Küresel ekonominin durgunluğuna kıyasla Çin ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlandığına işaret eden Georgieva, IMF’nin ocak ayında Çin ekonomisinin yüzde 5,2 büyüyeceği tahminini ileri sürdüğünü, bu oranın 2022 yılındaki büyüme oranından 0,2 puan daha yüksek olduğunu ifade etti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, Pekin’de küresel üst düzey yöneticilerin bir araya geldiği Çin Kalkınma Forumu’nda konuştu.

Konuşmasına Pekin, ısınan havalar ve açmaya başlayan çiçeklerle ilgili bir tiratla başlayan Georgieva “Ancak dünya ekonomisi için bahar henüz gelmedi” dedi. “2023’ün zorlu bir yıl daha olmasını bekliyoruz” dedi.

Georgieva, Silicon Valley Bank’ın çöküşü ve Credit Suisse’in UBS tarafından İsviçre hükümeti aracılığı ile kurtarılmasının ardından finansal istikrara yönelik risklerin arttığı konusunda uyarı yaptı. Artan faiz oranlarının borçlar üzerinde baskı yarattığını ve kredi verenler de dahil olmak üzere önde gelen ekonomilerde “strese” yol açtığını söyledi.

Georgieva, artan borçlanma maliyetlerinin Ukrayna’daki savaş ve Covid-19 salgınının yaralarıyla birleşerek büyümeyi boğduğunu ifade etti. Bankacılık sektöründe yaşanan kargaşanın finansal istikrara tehdit olduğunu ekledi.

Georgieva ” Enflasyonla mücadele için uzun süreli düşük faiz oranlarından çok daha yüksek faiz oranlarına yapılan hızlı geçiş, bankacılık sektöründeki son gelişmelerde gördüğümüz gibi, kaçınılmaz olarak stres ve kırılganlıklar yaratıyor” diye konuştu.

Küresel ekonominin durgunluğuna kıyasla Çin ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlandığına işaret eden Georgieva, IMF’nin ocak ayında Çin ekonomisinin yüzde 5,2 büyüyeceği tahminini ileri sürdüğünü, bu oranın 2022 yılındaki büyüme oranından 0,2 puan daha yüksek olduğunu ifade etti.

Kristalina Georgieva, “Çin ekonomisinde görülen toparlanma, bu yıl Çin ekonomisinin dünya ekonomisine katkısının üçte bir oranına ulaşacağı, hatta bu oranı geride bırakacağı anlamına geliyor. Yaptığımız analizler, Çin ekonomisinde kaydedilen yüzde 1’lik büyümenin Asya ülkelerinin ekonomilerine yüzde 0,3’lük artış getirebildiğini kanıtlıyor. Çin’in toparlanması şu an çok sağlam ve güçlü” diye konuştu.

Paylaşın

IMF, Küresel Ekonomik Büyüme Tahminini 2,9’a Yükseltti

Uluslararası Para Fonu (IMF), 2022 yılında yüzde 3,4 olan küresel ekonomik büyüme hızının bu yıl yüzde 2,9’a gerileyeceğini tahmin ediyor. Ancak bu, Ekim ayında yayımladığı rapordaki yüzde 2,7 tahmininde bir iyileşmeye işaret ediyor.

Dünya çapında ekonomik büyüme hızının 2024’te yüzde 3,1’e çıkması bekleniyor. IMF, Ekim ayında yayımladığı raporda, küresel ekonominin 2024’te yüzde 3,2 büyüyeceğini öngörmüştü.

IMF’nin güncellenmiş raporunda, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 3 olarak korundu.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nda, küresel ekonomik büyüme tahminini yükseltti ve enflasyonun gerilmeye başladığı tespitinde bulundu.

Raporda, ABD ve Avrupa’da talebin devam etmesi, enerji maliyetlerinin azalması ve Çin’in “Sıfır Covid” politikasından vazgeçmesinin beklenenden daha hızlı bir toparlanmanın yolunu açtığını söylüyor.

Geçen yılın sonlarında, IMF küresel ekonomi için en kötünün henüz gelmediği konusunda uyarıda bulunuyordu. Ancak yine de, savaşın henüz kazanılmadığını söyleyerek merkez bankalarını enflasyona karşı mücadelelerini sürdürme konusunda uyarıyor.

IMF, 2022’de yüzde 3,4 olan küresel ekonomik büyüme hızının bu yıl yüzde 2,9’a gerileyeceğini tahmin ediyor. Ancak bu, Ekim ayında yayımladığı rapordaki yüzde 2,7 tahmininde bir iyileşmeye işaret ediyor.

Dünya çapında ekonomik büyüme hızının 2024’te yüzde 3,1’e çıkması bekleniyor. IMF, Ekim ayında yayımladığı raporda, küresel ekonominin 2024’te yüzde 3,2 büyüyeceğini öngörmüştü.

IMF’nin güncellenmiş raporunda, Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme tahmini yüzde 3 olarak korundu.

IMF Baş Ekonomisti Pierre-Olivier Gourinchas, resesyon riskinin azaldığını ve merkez bankalarının enflasyonu kontrol etmede ilerleme kaydettiğini ancak Ukrayna-Rusya savaşı ve Çin’in Covid-19’a karşı mücadelesinin yeni sorunlara yol açma ihtimali nedeniyle fiyatları düşürmek için daha fazla çabanın gerektiğini söylüyor.

Gourinchas, “Beklenmeyeni beklemeye hazırlıklı olmalıyız ancak büyümenin dibe vurması ve ardından enflasyonun düşmesi bir dönüm noktasını temsil edebilir” diyor.

IMF raporunda ülkelerin büyüme tahminlerini de güncelledi.

ABD ekonomisinin 2023 yılına ilişkin büyüme tahmini yüzde 1’den yüzde 1,4’e çıkarıldı. 2022’de ülke yüzde 2 büyümüştü.

IMF, Çin’in bu yıla ilişkin ekonomik büyüme beklentisini keskin bir şekilde yükselterek yüzde 4,4’ten yüzde 5,2’ye çıkardı.

Çin’in “Sıfır Covid” politikasının getirdiği sınırlar ekonomisinin 2022’de yüzde 3 büyümesine yol açmıştı. Böylece 40 yılı aşkın bir süredir büyüme hızı ilk kez küresel ortalamanın altında kalmıştı.

Hindistan ekonomisinin bu yıla dair büyüme beklentisi yüzde 6,1’de sabit tutuldu. 2024’te ise geçen yıl olduğu gibi yüzde 6,8 büyüyeceği tahmin edildi.

Gourinchas, Asya’nın iki ekonomik güç merkezinin 2023’te küresel büyümenin yüzde 50’sinden fazlasını sağlayacağını söyledi.

İngiltere ise 2023’te daralması beklenen tek büyük ekonomi oldu. Daha önce bu yıl yüzde 0,3 büyümesi öngörülen İngiltere ekonomisinin 2023’te yüzde 0,6 küçülmesinin beklendiği kaydedildi.

Paylaşın

IMF, 2023 Yılı Küresel Büyüme Tahminini Değiştirmedi

IMF Başkanı Georgieva, 2023 yılı için belirledikleri yüzde 2,7’lik küresel büyüme tahminini değiştirmedi. IMF Başkanı Georgieva, Çin’in küresel ekonomik büyümeye katkısına da dikkat çekti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, 2023 yılı için belirledikleri yüzde 2,7’lik küresel büyüme tahminini değiştirmediklerini, korkulan petrol fiyat artışının gerçekleşmediğini ve işgücü piyasasının gücünü koruduğunu söyledi.

Georgieva, 2023 yılının küresel ekonomi için zor bir yıl olacağı görüşünü tekrarladı ancak beklenmedik gelişmeler olmadıkça geçen yılki gibi art arda not indirimlerinin yaşanacağı bir yıl daha beklemediklerini kaydetti.

Georgieva IMF’nin Washington’daki merkezinde gazetecilere yaptığı açıklamada, “Büyüme 2023’te yavaşlamaya devam ediyor. Resmin daha olumlu olan kısmı işgücü piyasalarının dayanıklılığı. İnsanlar istihdam edildiği sürece, fiyatlar yüksek olsa bile, insanlar harcama yapıyor ve bu da performansa yardımcı oluyor” diye konuştu.

Çin’in olumlu katkısı bekleniyor

IMF Başkanı açıklamalarında, Çin’in küresel ekonomik büyümeye katkısına da dikkat çekti.

Daha önce küresel büyümenin yaklaşık yüzde 35 ile yüzde 40’ına katkıda bulunan Çin’in, “sıfır COVID” politikasını değiştirmesiyle, bu yılın ortalarından itibaren küresel büyümeye yeniden olumlu katkısının olacağını tahmin ettiklerini dile getirdi.

“Artık şoklara daha açık bir dünyadayız”

Georgieva, dünyanın en büyük ekonomisi olan ABD’de 2023 yılında durgunluk beklediklerini ancak resesyonun önlenebileceğini ifade etti. Ancak Georgieva, olası bir iklim olayı, büyük bir siber saldırı veya Rusya’nın Ukrayna savaşında nükleer silahlar kullanması gibi risklerin bulunduğuna da dikkat çekti.

IMF Başkanı, “Artık şoklara daha açık bir dünyadayız ve düşünmediğimiz bir risk dönüşü olabileceği konusunda açık fikirli olmalıyız. Akla hayale gelmeyecek şeyler iki kez oldu” dedi.

Toplumsal huzursuzluk riski

Brezilya, Peru ve diğer ülkelerde artan toplumsal huzursuzluklarla ilgili endişelere ve sıkılaşan mali koşulların etkisinin belirsizliğine vurgu yapan Georgieva, enflasyonun “inatçı” olmaya devam ettiğini ve merkez bankalarının fiyat istikrarı için baskı yapmaya devam etmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

Küresel ekonomik büyüme 2021’de yüzde 6 olmuş, bu oran 2022’de yüzde 3,2’e düşmüştü.

Paylaşın

IMF Duyurdu: Küresel Borç Seviyesi Hala Salgın Öncesinin Üzerinde

Küresel Borç Gözlemi (Global Debt Monitor) raporunu açıklayan Uluslararası Para Fonu (IMF), küresel kamu ve özel borçlarının yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgınının etkileri nedeniyle rekor seviyeye yükseldikten sonra 2021 yılında son 70 yıldaki en büyük düşüşünü kaydettiğini bildirdi.

Ancak IMF, bu borçların pandemi öncesi seviyenin hala üzerinde seyrettiğini vurguladı. IMF, toplam kamu ve özel borçlarının 2021’de 10 puan gerileyerek küresel gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 247’si olarak kaydedildiğini, 2020 yılındaysa bu oranın yüzde 257 ile zirve noktaya ulaştığını belirtti.

2008 yılında küresel mali kriz patlak vermeden önce yapılan ölçüme göre 2007 yılında küresel borç toplamı, gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 195’ine denk geliyordu. IMF’ye göre küresel borçlar daha düşük hızda da olsa yükselmeye devam etti ve geçen yıl 235 trilyon dolarla rekor kırdı.

Finansal olmayan şirketlerin ve hane halklarının borçlarını içeren özel borçlar, genel borç azalmasında başı çekti. 190 ülkenin verilerine bakan IMF, özel borçların 6 puan azalarak gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 153’ünü oluşturdu.

IMF, kamu borçlarının 4 puan gerileyerek gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 96’sına denk gelmesinin onlarca yıl sonra kaydedilen en ciddi düşüş olduğunu bildirdi. Borç oranlarındaki olağandışı dalgalanmalar, IMF’ye göre ekonominin COVID-19’un etkilerinden kurtulmaya çalışması ve enflasyondaki hızlı artıştan kaynaklanıyor.

Geri ödeme kaygıları

Borç dinamikleri, ülke grupları içinde geniş farklılıklar gösteriyor. En fazla azalma, gelişmiş ekonomilerin borçlarında kaydedildi. Gelişmiş ülkelerin hem kamu hem de özel borçları geçen yıl gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 5’i oranında düştü. Benzer sonuçlar, Çin hariç gelişmekte olan piyasalarda da gözlendi.

Ancak özel borçların daha yüksek olduğu düşük gelirli ülkelerin toplam borç oranları, 2021 yılında yükselmeye devam etti. Bu ülkelerde toplam borçlar gayrisafi yurtiçi hasılanın yüzde 88’ine yükseldi.

Düşük ve orta gelir düzeyindeki ülkelerin borçlarını ödeme kapasitelerine ilişkin kaygılarsa giderek artıyor. Gelişmekte olan ülkelerin yüzde 25’inin, düşük gelirli ülkelerinde yüzde 60’ından fazlasının borç krizi içinde ya da yakınında olduğu tahmin ediliyor.

IMF Mali İşler Şefi Vitor Gaspar ve iki kıdemli IMF ekonomisti, bugün yayınlanan blog yazısında, ekonomik görünümün kötüleşmeye, borçlanma maliyetlerinin daha da yükselmeye devam etmesi durumunda yüksek borç seviyelerini idare etmenin giderek zorlaşacağı uyarısı yaptı.

Yüksek enflasyon, 2022 yılında borç oranlarının azalmasına katkıda bulundu. Ancak enflasyonun direnç kazanması durumunda harcamalar artacak. Bu durum, primlerin yükselmesine neden olacak.

IMF yetkilileri, hükümetlerin şu anda enflasyon baskılarını, uzun vadede de borç zafiyetlerini azaltmaya yarayacak mali politikaları izlemesi, aynı esnada da en savunmasız olanları desteklemeyi sürdürmesi gerektiğini kaydetti. Yetkililer, “Çalkantı ve karmaşa dönemlerinde uzun vadeli istikrar değerli bir özelliktir” ifadesini kullandı.

Paylaşın

IMF’den Türkiye’ye Enflasyonla Mücadele İçin ‘Faiz Artışı’ Tavsiyesi

Türkiye’ye enflasyonla mücadele için ‘faiz artışı’ tavsiyesinde bulunan IMF, politika faizindeki artışla birlikte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bağımsızlığını güçlendirecek adımların da atılmasını şiddetle tavsiye ettiklerini bildirdi.

Uluslararası Para Fonu (IMF), bu hamlelerin enflasyonu daha güçlü bir biçimde aşağı çekmeye ve rezervlerin zaman içerisinde yeniden oluşturulmasına destek vereceğini belirtti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) heyeti 2022 yılı 4. madde değerlendirmesini tamamladı. Kuruluşun değerlendirmesinde enflasyonla mücadele için ‘faiz artışı’ tavsiyesi öne çıktı. Değerlendirmede Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bağımsızlığına da vurgu yapıldı.

IMF heyeti 2022 yılı 4. madde değerlendirmesini tamamlarken, kuruluşun değerlendirmesinde para politikasına ilişkin tavsiyeler öne çıktı.

Bloomberg HT‘nin haberine göre; kuruluş değerlendirmesinde politika faizindeki artışla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) bağımsızlığını güçlendirecek adımların birlikte atılmasını şiddetle tavsiye ettiklerini bildirdi. IMF değerlendirmesinde bu hamlelerin enflasyonu daha güçlü bir biçimde aşağı çekmeye ve rezervlerin zaman içerisinde yeniden oluşturulmasına destek vereceğini belirtti.

Değerlendirmede yüksek enflasyon ve yükselen mali riskler dikkate alındığında sıkı maliye politikasının da yardımcı olacağı ifade edildi. IMF, bu politikaların tutunması durumunda kur korumalı mevduat da dahil olmak üzere makro ihtiyati ve düzenleyici tedbirlerin aşama aşama uygulamadan kaldırılması gerektiğini, böylelikle devletin finansal piyasalar ve kredi dağılımında daha sınırlı bir rol oynayabileceğini belirtti.

IMF’den yapılan açıklamada IMF heyetinin Ankara ve İstanbul’da 16-22 Ekim tarihleri arasında kamu ve özel sektörden farklı kesimlerle temaslarda bulunduğu açıklandı. Önümüzdeki haftalarda değerlendirme raporunun hazırlanacağı ve Ocak 2023’te İcra Direktörleri Kurulu tarafından raporun değerlendirilmesinin planlandığı belirtildi.

IMF, üye ülkelerde yılda bir kez konsültasyon çalışması yapıyor. Bu çalışma sırasında IMF yetkilileri ekonomik verileri toplarken ilgili ülkenin yetkilileriyle de görüşüyor.

IMF heyeti Türkiye’de konsültasyon amacıyla bulunduğu sırada farklı kesimlerle de bir araya gelerek ülke ekonomisi hakkında bir değerlendirme hazırlıyor. Bu değerlendirmenin gerekçe ve biçimleri IMF’nin ana sözleşmesinin 4. maddesinde yer aldığı için bu rapora 4. Madde Değerlendirme Raporu adı veriliyor. Bu rapor İcra Direktörleri Kurulu’nda görüşülüp onaylandıktan sonra ilgili ülkeye veriliyor.

Paylaşın

IMF Başkanı Georgieva: Merkez Bankaları Faiz Yükseltmeye Devam Etmeli

Merkez bankalarının enflasyonla mücadele etmek için “nötr” seviyeye erişene kadar faiz oranlarını arttırmaya devam etmeleri gerektiğini söyleyen Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, çoğu merkez bankasının henüz bu seviyeye erişmediğini kaydetti.

Avrupa Merkez Bankası’nın faiz oranlarını 75 baz puan arttırması beklentisinden bir gün önce Berlin’de Reuters haber ajansına konuşan IMF Başkanı Georgieva, merkez bankalarının faiz arttırmasının olumlu etkilerinin küresel çapta hissedilmesi için 2024 yılı başına kadar süre olduğunu belirtti.

Avrupa Merkez Bankası, aylardır, atacağı ilk adımın faizleri nötr seviyeye çıkarmak olduğunu bildiriyordu. Nötr seviye, faiz oranının ekonomik büyümeyi ne tetiklediği ne de kısıtladığı seviye olarak tanımlanıyor. Ancak kimileri daha agresif adımlar atılması çağrısı yaparak, Avrupa Merkez Bankası’nın enflasyon baskılarını kontrol altına almak için daha ileri gitmesi gerektiğini savunuyor.

Georgieva, “Şu aşamada nötr seviyeye ulaşma arayışındayız. Birçok yerde henüz bu seviyede değiliz” dedi. IMF Başkanı, merkez bankalarının faiz oranlarını arttırma gerekliliğini, “enflasyon yüksek seyrettiğinde bu büyümeye sekte vurur, nüfusun en yoksul kesimlerine en ağır darbeyi indirir” şeklinde konuştu.

Avrupa Merkez Bankası’nın son faiz artışı adımları, ekonomik görünümün kötüleştiği, Eylül ayında Euro bölgesinde enflasyonun yüzde 9,9 seviyesine çıktığı dönemde atıldı. Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrasında gıda ve enerji fiyatlarının hızla artması, enflasyonu tetikledi.

Merkez bankalarının faiz oranlarını ne kadar süre arttırmasını beklediği sorusuna Georgieva, IMF’nin “2024 yılına kadar merkez bankalarının attıkları adımların etkilerini görmeye başlayacağını tahmin ettiğini” kaydetti. Georgieva, faiz artışlarının etkileri hakkında, “Faydaları görülebilir ama bu hemen olmaz, toplumun sabırlı olması gerekir” dedi.

Paylaşın

Dolar Karşısında En Büyük Değer Kaybeden Para Birimi ‘Türk Lirası’

Brezilya, Meksika ve Peru hariç bütün ülkelerin para birimleri dolar karşısında değer kaybederken, yılbaşından bu yana en büyük değer kaybı ise Türk Lirası’nda gerçekleşti. TL, dolar karşısında yüzde 30’dan fazla değer kaybetti.

Uluslararası Para Fonu (IMF) “Ülkeler güçlü dolara karşı ne yapmalı?” başlıklı bir makale yayımladı. Makalede IMF, doların 2000 yılından sonra en güçlü durumda olduğu seviyeye çıkarak yen karşısında yüzde 22, euro karşısında ise yüzde 13 değerlendiğini hatırlatırken, doların güçlü ivmesinin, enflasyonu düşürmeye çalışan birçok ülkenin işini zorlaştırdığı ifade edildi.

Yapılan hesaplamalara göre, ABD Dolar’ında yüzde 10’luk değerlenmenin diğer ülkelerin enflasyonunda yüzde 1’lik artışa neden olduğu tahmin ediliyor.

Makalede, dış ticaret hadlerinin ABD lehine değiştiği bildirildi. Merkez Bankaları’nın rezerv satarak para birimindeki değer kaybının önüne geçmesinin ise geçici bir çözüm olabileceği belirtildi.

En büyük değer kaybı TL’nin

IMF’nin paylaştığı grafiğe göre, Brezilya, Meksika ve Peru hariç bütün ülkelerin para birimleri dolar karşısında değer kaybederken, yılbaşından bu yana en büyük değer kaybı ise Türk Lirası’nda gerçekleşti. TL, dolar karşısında yüzde 30’dan fazla değer kaybetti.

IMF nedir?

Uluslararası Para Fonu, (International Monetary Fund, IMF) küresel finansal düzeni takip etmek, borsa, döviz kurları, ödeme planları gibi konularda denetim ve organizasyon yapmak, aynı zamanda teknik ve finansal destek sağlamak gibi görevleri bulunan uluslararası bir organizasyondur.

1944 yılında ABD’nin New Hampshire eyaletindeki Bretton Woods’ta kurulan ve 1947’de fiilen çalışmaya başlayan milletlerarası ekonomik meselelerle uğraşan bir teşkilattır. IMF “küresel para iş birliği, finansal istikrarı sağlamak, uluslararası ticareti kolaylaştırmak, yüksek istihdam ve sürdürülebilir ekonomik büyümeyi teşvik, ve dünya çapında yoksulluğu azaltmayı teşvik etmek için çalışan, 189 ülkenin üye olduğu organizasyondur.

Kuruluşun belirtilen hedeflerinde, ödemeler dengesi ihtiyaçlarını karşılamak için üye ülkelerin mali kaynaklarını kullanılabilir hale getirmek de dahil olmak üzere uluslararası ekonomik iş birliği, uluslararası ticaret, istihdam ve döviz kuru istikrarını teşvik edilmesi olarak tanımlanmaktadır. IMF’nin merkezi ABD’de, Washington’dadır.

Paylaşın

IMF’den Uyarı: Henüz En Kötüsü Yaşanmadı

Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaşın ve Kovid 19 salgınının ekonomik görünüm üzerinde ağır bir baskı oluşturduğu kaydeden IMF, küresel ekonomideki zorluklarda “henüz en kötüsünün yaşanmadığını” ve birçok kişi için “2023 yılının durgunluk gibi hissedileceğini” söyledi.

IMF, bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme beklentisini yüzde 3,2 olarak korurken, gelecek yıla dair tahmini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye düşürürken, Türkiye için bu yıla ilişkin büyüme beklentisi yüzde 5, gelecek yıl ise yüzde 3 olarak öngördü.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu’nun ekim sayısını “Geçim Kriziyle Mücadele” başlığıyla yayımladı.

Küresel ekonominin bir dizi çalkantılı zorluk yaşadığının vurgulandığı raporda, yüksek enflasyonun, çoğu bölgede sıkılaşan mali koşulların, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü savaşın ve Kovid 19 salgınının ekonomik görünüm üzerinde ağır bir baskı oluşturduğu kaydedildi.

IMF, bu yıla ilişkin küresel ekonomik büyüme beklentisini yüzde 3,2 olarak korurken, gelecek yıla dair tahmini yüzde 2,9’dan yüzde 2,7’ye düşürdü. Raporda Türkiye ekonomisinin bu yıla ilişkin büyüme beklentisi yüzde 5, gelecek yıl ise yüzde 3 olarak öngörüldü.

Raporda, Türkiye için 2022 yıllık enflasyon beklentisi yüzde 73,1 olurken, enflasyonun 2023’te yüzde 51,2’ye gerileyeceği tahmin edildi.​​​​​​​

Küresel enflasyonun ise 2021’de 4,7’den 2022 yılında yüzde 8,8’ye yükselmesi öngörülüyor.

2023 yılında 6,5’e düşmesi beklenen enflasyonun 2024 yılına kadar yüzde 4,1’e ineceği tahmin ediliyor.

IMF, küresel ekonomideki zorluklarda “henüz en kötüsünün yaşanmadığını” ve birçok kişi için “2023 yılının durgunluk gibi hissedileceğini” söyledi.

IMF’nin raporunda, “Küresel ekonominin gelecekteki sağlığı, kritik olarak para politikasının başarılı bir şekilde ayarlanmasına, Ukrayna’daki savaşın seyrine ve Çin’deki gibi salgınla ilgili arz yönlü daha fazla aksama olasılığına bağlı” denildi.

IMF, İngiltere Maliye Bakanı’nın mini bütçesini eleştirdi

IMF, İngiltere Maliye Bakanı Kwasi Kwarteng’in yüksek gelirliler için teklif ettiği vergi kesintisinin kısa vadede ekonomiyi destekleyeceğini ancak bunun uzun vadede geçim kriziyle mücadeleyi “daha karışık bir hale getireceğini” söyledi.

Bugün yayımlanan raporda İngiltere’de enflasyonun diğer büyük ekonomilere kıyasla daha uzun bir süre devam edeceğini öngördü.

İngiltere’de enflasyonun bu yılın sonunda yüzde 11,3’e ulaşarak zirve yapması bekleniyor. 2023 ve 2024 yıllarında ise enflasyonun yüzde 9 seviyesinde seyredeceği tahmin ediliyor. Bu, İngiltere Merkez Bankası’nın yüzde 2 hedefinden çok yüksek.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Dünya Bankası Ve IMF’den ‘Küresel Resesyon’ Uyarısı

Dünya Bankası Başkanı David Malpass, bazı sanayileşmiş ülkelerde ekonomik büyümenin yavaşladığına dikkat çekerken, IMF Başkanı Kristalina Georgieva da, “Dünyanın en önemli üç ekonomisinde bir yavaşlama görüyoruz” dedi. 

Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası, dünya çapında bir resesyon yaşanabileceği uyarısında bulundu.

IMF ve Dünya Bankası, Pazartesi günü ABD’nin başkenti Washington’da yıllık toplantılarını gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Bu vesileyle Pazartesi günü açıklamalarda bulunan Dünya Bankası Başkanı David Malpass, bazı sanayileşmiş ülkelerde ekonomik büyümenin yavaşladığına dikkat çekti. Para devalüasyonunun düşük gelirli ülkeler için bir sorun olduğunu ve bu ülkelerde borçlanmanın artış eğiliminde olduğunu ifade eden Malpass, “Faiz oranlarının artması, bu ülkelerin omzunda ekstra yük oluşturuyor. Enflasyon da önceden olduğu gibi başta yoksullar olmak üzere herkes için büyük bir sorun” diye konuştu.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva da Malpass’a paralel olarak, “Dünyanın en önemli üç ekonomisinde bir yavaşlama görüyoruz” dedi. Euro Bölgesi’nde özellikle de yükselişte olan enerji fiyatlarının sorun teşkil ettiğini belirten Georgieva, Çin’de ise koronavirüs pandemisinin hâlâ tedarik zincirleri üzerinde olumsuz etkide bulunduğunu ve bunun da ekonomik büyümeyi frenlediğini ifade etti. ABD’de her şeye rağmen güçlü bir iş pazarının olduğunu ifade eden IMF Başkanı, ABD Merkez Bankası Fed’in sert faiz politikası nedeniyle iş pazarının da ivme kaybettiğine dikkat çekti.

IMF, gelecek Salı günü, küresel konjonktürün gidişatına ilişkin öngörülerini kamuoyuyla paylaşacak. Büyüme tahminlerinin yeniden düşeceğini açıklayan Georgieva, “Son üç yılda önemli sonuçları beraberinde getiren, tahayyül edilemez olaylara tanıklık ettik. Coronavirüs hâlâ bizimle, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali her yerde çok önemli sonuçlara yol açtı” dedi.

IMF-Dünya Bankası yıllık görüşmeleri, 2019 yılından beri ilk kez yüz yüze düzenleniyor. Söz konusu toplantıda, maliye bakanları, finans dünyasından temsilciler, merkez bankası temsilcileri ve kalkınma işbirliği alanında çalışan temsilciler bir araya geliyor.

Paylaşın