Reuters: Gazze’de Ateşkes Görüşmelerinde İlerleme Yok

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 185. günü geride kalırken, Birleşik Krallık merkezli haber ajansı Reuters’a konuşan bir Hamas yetkilisi, Kahire’de İsrail, Katar ve ABD heyetlerinin katıldığı yeni tur Gazze ateşkes görüşmelerinde herhangi bir ilerleme kaydedilmediğini söyledi.

İsminin açıklanmasını istemeyen Hamas yetkilisi haber ajansına yaptığı açıklamada, “İşgalin tutumunda bir değişiklik yok ve bu nedenle Kahire görüşmelerinde yeni bir şey yok. Henüz bir ilerleme yok” dedi.

Mısır’ın resmi haber kanalı El Kahera ise bu sabah üst düzey Mısırlı bir kaynağa dayandırdığı haberinde, müzakerelerde ilerleme kaydedildiğini bildirmişti.

CIA Direktörü William Burns Cumartesi Mısır’ı ziyaret etmiş, onun hemen ardından da İsrail ve Hamas’a görüşmeler için Kahire’ye gitmişti. ABD İsrail’e bir süredir Gazze’de tutulan rehineleri serbest bırakacak ve Gazze’deki insani krizi hafifletecek bir anlaşmaya varılması için baskı yapıyor.

Ekim ayından bu yana Gazze Şeridi’nde devam eden savaşta taraflar şimdiye kadar bir anlaşmaya varamadı.

Hamas İsrail’in saldırılarına son vermesini ve bölgeden tamamen çekilmesini isterken, İsrail savaşı sona erdirme taahhüdü olmaksızın hapishanelerde tutulan bazı Filistinliler karşılığında Gazze’deki rehineleri serbest bırakacak bir anlaşma istiyor.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı 33 bin 175’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 886’ya ulaştı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 33 Bin 175’e Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 184. günü geride kalırken, Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı 33 bin 175’e yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 75 bin 886’ya ulaştı.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Öte yandan İsrail, bir tugay hariç tüm kara birliklerini Gazze Şeridi’nin güneyinden çektiğini duyurdu. İsrail ordu sözcüsü yaptığı açıklamada, Gazze Şeridi’nin güney kısmında bulunan asker sayısının azaltıldığını söyledi. Sözcü, bir tugay hariç bütün askeri birliklerin güneyden çekildiğini söyledi.

Birkaç bin kişiden oluşan bir tugay bölgede kalırken Refah kentine İsrail’in yapmayı planladığı saldırının gecikip gecikmeyeceği belli değil. Çekilmenin nedenine dair detay verilmedi.

Ayrıca İsrail’in ağır saldırıları Gazze’de büyük yıkıma neden olmaya devam ederken, Mısır’ın başkenti Kahire’de ateşkes görüşmeleri sürüyor.

Hamas, İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nden tamamen çekilmesini ve askeri operasyonları sonlandırmasını istiyor. Örgüt ayrıca bombardımanlar nedeniyle Gazze’nin güneyine kaçan Filistinlilerin özgür şekilde tekrar kuzeye dönmelerini talep ediyor.

Tel Aviv yönetimiyse Gazze’den tamamen çekilme seçeneğine yanaşmazken, kuzeye dönecek Filistinlilerin detaylı aramalardan geçirilmesi gerektiğini savunuyor.

ABD Başkanı Joe Biden, Mısır Devlet Başkanı Abdulfettah Sisi ve Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamed Al Sani’ye dün mektup göndererek, ateşkes görüşmelerinde Hamas’a baskı yapmalarını istemişti.

Biden ayrıca perşembe günü İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’yla yaptığı telefon görüşmesinde de “Gazze’de gerekli adımların atılmaması durumunda politikamızda değişikliğe gideceğiz” demişti.

Gazze’de 6 ayın bilançosu

İsrail, resmi verilerine göre 1200 kişinin öldüğü 260 kişinin de rehin alındığı 7 Ekim Hamas saldırısına misilleme olarak başlattığı hava ve kara operasyonlarında 6. ayına girdi.

Birleşmiş Milletler (BM) kıtlık uyarısını yineledi ve Gazze’ye yardım ulaştırılması ve dağıtılması önündeki engelleri eleştirdi. Kıtlık tehlikesi ABD’nin de dikkat çektiği bir konu.

İsrailli yetkililer Gazze’ye yardım erişimini arttırdıklarını ve gecikmelerden sorumlu olmadıklarını söylüyor. Gazze içindeki yardım dağıtımını BM insani yardım kuruluşları sorumluluğunda olduğunu da savunuyor. İsrail Hamas’ı yardımları çalmakla suçluyor. Hamas bu suçlamaları reddediyor.

Gazze’de son olarak Amerika merkezli sivil toplum kuruluşu World Central Kitchen gönüllüsü 7 kişi hayatını kaybetti. Kurucu Amerikalı ünlü şef Jose Andres, İsrail saldırısının World Central Kitchen yardım kuruluşuna ait konvoyu sistematik bir şekilde “araç araç kasıtlı olarak hedef aldığını” söyledi.

Gönüllü kuruluşun konvoyunda hayatını kaybedenler arasında Avustralya, İngiltere ve ABD vatandaşları da bulunuyordu.

İsrail ordusu, konvoydaki araçların ayrıntılarını içeren mesajı gözden kaçırdıklarını, konvoydaki kişilerden birinde silah olduğu gerekçesiyle yanlışlıkla vurduklarını savundu. Ancak insan hakları grupları ve yardım çalışanları bunun sık rastlanılan bir durum olduğunu iddia ediyor.

İsrail’in 7 Ekim terör saldırılarının ardından Hamas’ı yok etme çabasında, ordunun neyi hedef aldığı ve kaç sivilin ölümüne izin vereceğini belirleme konusunda kendisine geniş bir hareket alanı tanıdığını söylüyor.

Hamas kontrolündeki Gazze Sağlık Bakanlığı’na göre İsrail saldırılarında üçte ikisi kadın ve çocuklardan oluşan 33 binden fazla Filistinli öldürüldü. Bu sayı siviller ve Hamas mensupları arasında ayrım yapılmadığını ortaya koyuyor.

İsrail’in gerçekleştirdiği binlerce saldırının yanısıra kara operasyonlarındaki bombardımanlarda hedefin yanlış tespit edilip edilmediğini bilmek imkansız.

Neredeyse her gün, içinde Filistinli ailelerin bulunduğu binalar vuruluyor, kadınlar erkekler ve çocuklar öldürülüyor. Hedefle ilgili hiçbir açıklama yapılmıyor ya da saldırının orantısız olup olmadığı konusunda bağımsız bir hesap sorma mekanizması yok.

İsrailli insan hakları grubu B’Tselam sözcüsü, World Central Kitchen saldırısının sadece yabancılar öldürüldüğü için dünyanın dikkatini çektiğini söyledi.

Filistinli tanıklar aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu kişilerin beyaz bayrak taşırken İsrail’in hedef olduğunu anlatıyor. El Cezire haber kanalı tarafından Mart ayında yayınlanan görüntülerde Gazze sahilinde yürüyen ve ellerinde beyaz bayrak bulunan iki Filistinlinin öldüğü bir kişinin de yaralandığını saldırıyı İsrail ordusu kabul etmişti.

Aralık ayında Maghazi kampında en az 68 kişinin ölümüne neden olan saldırıda hedefin yakınlarındaki binaların da vurulduğunu ve muhtemelen sivillere de zarar verdiği İsrail Ordusu tarafından kabul edilmişti.

İsrail Ordusu ayrıca Gazze’de Hamas esaretinden kurtulan ve elinde beyaz bayrak sallayan üç İsrailli rehinenin de yanlışlıkla vurularak öldürüldüğünü kabul etti.

Sınır Tanımayan Doktorlar grubunun bombalandığı saldırının soruşturmasında yer alan eski İngiliz Ordusu mensubu Chris Cobb-Smith, İsrail ordusunun son derece pervasız davranışlardan oluşan tutarlı bir model izlediğini savundu.

Eski bir İngiliz istihbarat subayı olan Cristal Lincoln-Jones ise AP haber ajansına yaptığı açıklamada İsrail’in savaş kurallarına uymadığını şu sözlerle savundu: “Bunu bir NATO insansız hava aracı pilotunun yapmasına imkan yok. Bu eylem, yargılanma hatta hapis cezası ihtimali ile karşı karşıya kalmayı gerektirebilir.”

Paylaşın

Uluslararası Adalet Divanı’ndan Dikkat Çeken “Gazze Şeridi” Kararı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 175. günü geride kalırken, Uluslararası Adalet Divanı, İsrail ordusunun, Gazze’de acilen ihtiyaç duyulan insani yardımın ulaştırılmasını engellememek dahil, Soykırım Sözleşmesi kapsamında “korunan grup” olan Filistinlilerin haklarını ihlal etmeyeceğinin güvence altına alınmasını istedi.

Haber Merkezi / Gazze’de İsrail saldırılarında ölü sayısı son 24 saatte 62 daha artarak 32 bin 552’ye yükseldi. Gazze’de İsrail saldırılarında yaralı sayısı ise 74 bin 980’e ulaştı.

Gazze’de İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarılırken, saldırılar sonucu oluşan yıkımdan dolayı çok sayıda kişinin hala enkaz altında olduğu vurgulandı. Sivil savunma ve acil sağlık ekiplerinin bu kişilere ulaşmakta zorluk yaşadığı kaydedildi.

Birleşmiş Milletler’in (BM) en üst düzey mahkemesi Uluslararası Adalet Divanı (UAD) oybirliğiyle, Gazze’deki Filistinlilere temel gıda tedarikini sağlamak ve yayılan kıtlığı durdurmak için gerekli ve etkili tüm önlemleri almasını emretti. UAD yargıçları kararlarında “Mahkeme Gazze’deki Filistinlilerin artık sadece kıtlık riskiyle karşı karşıya olmadığını (…) kıtlığın baş gösterdiğini gözlemlemektedir.” dedi.

Yeni tedbirler Güney Afrika tarafından, İsrail’i Gazze’de devlet öncülüğünde soykırım yapmakla suçlayan ve devam etmekte olan davanın bir parçası olarak talep edildi.

“Karara bir yürütme mekanizması eşlik etmeli”

Hamas, Uluslararası Adalet Divanının kararının ardından yazılı açıklama yaptı: “UAD’nin, Gazze’ye yardım girişini öngören kararının ölü bir mektup olarak kalmaması için açlığı sivillere karşı bir silah olarak kullanan faşist işgale bu kararı bir an önce hayata geçirme zorunluluğunu getirecek uluslararası toplum tarafından dayatılan bir yürütme mekanizması eşlik etmeli.”

Karara rağmen İsrail’İn Filistin halkına yönelik “acımasız soykırım savaşını” sürdürdüğü açıklandı: “İsrail, tüm uluslararası kararları görmezden gelmeye devam ediyor. Bu davranış, Gazze Şeridi’nde çocuklara ve savunmasız sivillere karşı işlenen tüm suçlara ortak olan ABD yönetiminin kendisine sağladığı kılıf sayesinde bu terör örgütünün hukukun ve sorumluluğun üstündeymiş gibi davrandığını teyit etmektedir.”

İsrail’den yorum gelmedi

Gazze’ye insani yardımların karadan, havadan ve gemilerle Akdeniz kıyısından erişimini genişletmek için çaba sarf ettiğini belirten İsrail’den karara ilişkin bir yorum gelmedi.

İsrail ordusu, bir haftadan uzun bir süre önce Gazze’deki Şifa Hastane kompleksine saldırdıktan sonra çevresinde operasyon yapmaya devam ettiğini bildirdi. Açıklamada ordunun yaklaşık 200 silahlı kişiyi öldürdüğü ve operasyonun başlangıcından bu yana “sivillere, hastalara, sağlık ekiplerine ve tıbbi ekipmana zarar gelmesini önlediği” belirtildi.

Güney Afrika kararı memnuniyetle karşıladı

Güney Afrika Perşembe günkü kararı memnuniyetle karşılayarak “önemli” olarak nitelendirdi. Güney Afrika Devlet Başkanı Cyril Ramaphosa, “Filistinlilerin ölümlerinin sadece bombardıman ve kara saldırılarından değil, aynı zamanda hastalık ve açlıktan da kaynaklandığı gerçeği, grubun var olma hakkının korunması gerektiğine işaret ediyor” dedi.

Bu ayın başlarında, Güney Afrika’nın daha fazla önlem talebine yazılı bir yanıt veren İsrail, Güney Afrika’nın iddialarının “tamamen asılsız”, “Soykırım Sözleşmesi’nin ve Mahkeme’nin kendisinin istismarı” olduğu görüşünü savunmuştu.

Savaşın ilk günlerinde Gazze’ye açılan sınır kapılarını kapatan İsrail bir süre sonra insani yardım malzemelerinin girişine izin vermeye başladı. İsrailli yetkililer, Gazze’ye girmesine izin verilen insani yardım miktarına herhangi bir kısıtlama getirmediklerini söylüyor ve BM’yi teslimatları düzgün bir şekilde organize edememekle suçluyor.

BM ve uluslararası yardım grupları ise, teslimatların İsrail’in askeri kısıtlamaları, devam eden çatışmalar nedeniyle engellendiğini söylüyor.

Uluslararası Af Örgütü: UAD, kıtlığın başladığının altını çiziyor

Divan’ın yeni tedbir kararlarına ilişkin Af Örgütünün sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “UAD’nin Güney Afrika tarafından başlatılan soykırım davasında aldığı ek tedbir kararları, Divan’ın son kararından bu yana koşulların feci şekilde kötüleşmeye devam ettiğini ve işgal altındaki Gazze’deki Filistinliler için tehdidin arttığını vurguluyor” dendi.

İsrail’in Divan’ın açıkladığı hükümlere uymadığı belirtilen açıklamada, “UAD, Gazze’deki Filistinlilerin artık kıtlıkla karşı karşıya olmadığını, kıtlığın başladığının altını çiziyor” değerlendirmesi yer aldı. Açıklamada UAD’nin hükümlerinin başka ülkelere de mesaj verdiği, tüm ülkelerin UAD kararlarının tamamen uygulandığından emin olması gerektiği vurgulandı.

Tüm ülkelerin Gazze’deki katliamı önlemek için elinden geleni yapması ve İsrail üzerindeki etkisini kullanması gerektiği kaydedilen açıklamada, “Acil ateşkes, Gazzelilerin acılarını dindirecek ve UAD kararlarının uygulanmasına imkan verecek en önemli çözüm olmaya devam etmektedir” dendi.

Açıklamada ateşkes çağrısı yapmayan UAD hakimlerinin Divan kararlarının uygulanması için İsrail’in askeri operasyonlarını durdurmasının gerekli olduğu yönünde açıklamalar yaptığına işaret edildi.

Paylaşın

“Kassam Tugayları’nın ‘Gölge Adam’ Lakaplı Komutanı Öldürüldü” İddiası

30 binden fazla can kaybının yaşandığı Filistin – İsrail savaşının 157. günü geride kalırken, Hamas’ın üst düzey komutanlarından “Gölge Adam” lakaplı Mervan İsa’nın öldürüldüğü iddia edildi.

Mervan İsa, 7 Ekim saldırısını planladığına inanılan Kassam Tugayları lideri Muhammed Deif ve Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile birlikte İsrail’in en çok arananlar listesinin üst sıralarında yer alıyor.

İsrail basını, Gazze’de düzenlenen hava saldırılarında İzzeddin El Kassam Tugayları komutanı Muhammed Deif’in yardımcısı Mervan İsa’nın hedef alındığını bildirdi. Mervan İsa’nın hayatını kaybetmiş olabileceğini aktaran Hareetz, Tel Aviv yönetiminin ölüm iddialarını doğrulamaya çalıştığını belirtti.

Gazete Duvar’da yer alan habere göre; İsrail ordu radyosu, cumartesi gecesi Nuseyrat Mülteci Kampı’nın bombalandığını ve Deif’in sağ kolunun da kampta olduğu hakkında istihbarat aldıklarını aktardı ancak konuya ilişkin henüz resmi bir açıklama yapılmadı.

Mervan İsa, 7 Ekim saldırısını planladığına inanılan Kassam Tugayları lideri Muhammed Deif ve Hamas’ın Gazze lideri Yahya Sinvar ile birlikte İsrail’in en çok arananlar listesinin üst sıralarında yer alıyor.

Mervan İsa kimdir?

‘Gölge Adam’ lakaplı İsa, Muhammed Deif’in sağ kolu olarak biliniyor. Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgiye göre İsrail güçleri, genç yaşta katıldığı Hamas saflarındaki örgütsel faaliyetleri nedeniyle, ‘Birinci İntifada’ olarak bilinen dönemde İsa’yı beş yıl boyunca hapiste tuttu.

Hareketteki öne çıkan rolü nedeniyle özellikle İkinci İntifada’dan sonra İsrail’in hedefi haline geldi. İsrail, 2006 yılında Genelkurmay’ın Deif ve Kassam Tugayları’nın diğer üst düzey liderleriyle yaptığı toplantı sırasında İsa’ya suikast girişiminde bulundu. İsa, bu suikasttan kurtuldu.

Ayrıca, İsrail’in 2014 ve 2021’de Gazze’ye düzenlediği saldırılarda savaş uçakları evini iki kez yıktı. Bu saldırılardan birinde kardeşi hayatını kaybetti.

Paylaşın

Avrupa Birliği, Hamas Liderini “Terör Listesine” Aldı

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 102. günü geride kalırken, Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar’ı “terör listesine” aldı. İsrail, Sinvar’ın AB’nin terör listesine alınmasından memnuniyet duyduğunu açıkladı.

7 Ekim saldırılarının planlayıcıları arasında olduğu tahmin edilen Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Deif de aynı listede yer alan bir başka isim.

Avrupa Birliği (AB) ülkeleri Hamas’ın Gazze Şeridi’ndeki lideri Yahya Sinvar’ı terör listesine aldı. Sinvar, Hamas’ın 7 Ekim’de Gazze Şeridi dışına çıkarak İsrail yerleşim yerlerine düzenlediği saldırıların planlayıcısı olarak değerlendiriliyor.

Yaptırım listesine alınması uyarınca Sinwar’ın AB ülkelerindeki mal varlığı donduruldu ve kendisiyle ticari alışveriş yapmak AB vatandaşlarına yasaklandı.

Hamas, AB’nin terör örgütleri listesinde yer alıyor. Hamas’ın 7 Ekim saldırılarında İsrail’in açıklamalarına göre çoğu sivil en az 1140 kişi öldürülürken, 250’den fazla İsrailli de rehin alınarak Gazze Şeridi’ne kaçırılmıştı. İsrail’in verdiği rakamlara göre 132 sivil halen Filistin bölgesinde bulunuyor, bunlardan 25’inin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

DW Türkçe’de yer alan habere göre; İsrail Dışişleri Bakanı İsrael Katz, Sinvar’ın AB’nin terör listesine alınmasından memnuniyet duyduğunu ifade etti.

Katz, Brüksel’in verdiği kararın “Hamas’ın kaynaklarını boğmak, meşruiyetini ortadan kaldırmak ve verilen tüm desteği yasaklamak için” gösterdikleri diplomatik çabaların bir sonucu olduğunu belirtti. 61 yaşındaki Sinvar, 7 Ekim’den bu yana kamuoyunda görülmezken, İsrail ordusu Sinvar’ın ölüm vaktinin geldiğini açıklamıştı.

Han Yunus’taki sığınmacı kampında dünyaya gelen Yahya Sinvar, 2017 yılında Hamas’ın Gazze’deki lideri seçilmişti. Sinvar, 2011 yılında Hamas’ın elindeki bir İsrail askerinin bırakılması karşılığında İsrail cezaevlerinden serbest bırakılan 1027 Filistinli mahkumdan biriydi.

Hamas lideri, 2015 yılında da ABD’nin en çok aranan “uluslararası teröristler” listesine alındı. 7 Ekim saldırılarının planlayıcıları arasında olduğu tahmin edilen Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları Komutanı Muhammed Deif de aynı listede yer alan bir başka isim.

AB, Hamas’ın saldırıları ve İsrail’in buna tepki olarak Gazze Şeridi’nde başlattığı yıkıcı taarruza karşı ortak bir tutum geliştirmeye çalışıyor.

İsrail ordusunun 7 Ekim’deki saldırı sonrası Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava ve kara saldırılarında Filistin Sağlık Bakanlığı’nın verdiği bilgilere göre şimdiye kadar 24 bin 285 Filistinli hayatını kaybetti. Ölenlerin yüzde 70’inin kadın, çocuk ve yaşlı olduğu belirtiliyor.

Paylaşın

Gazze’de İsrail Saldırılarında Can Kaybı 24 Bin 100’e Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 101. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde, İsrail saldırılarında 24 saatte 132 kişi yaşamını yitirirken, toplamda da can kaybı 24 bin 100’e yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de, İsrail saldırılarında yaralı sayısının ise 60 bin 834’e yükseldiği kaydedildi. İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarıldı.

Öte yandan Çin, 100’üncü gününü geride bırakan Gazze savaşının sona erdirilmesi için geniş çaplı ve yetkili bir barış konferansı önerirken ABD, İsrail’in askeri operasyonlarını düşürmesinin artık zamanının geldiği açıklamasını yaptı.

Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Mısır’ın başkenti Kahire’yi ziyareti sırasında, “iki devletli çözümün uygulanması için belirli bir zaman takvimi ve yol haritasının oluşturulması ve İsrail-Filistin barış görüşmelerinin bir an önce yeniden başlatılmasının desteklenmesi” çağrısında bulundu.

Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü John Kirby ise Amerikan medyasına yaptığı açıklamada, Washington’ın İsrail yetkilileriyle Gazze’de “düşük yoğunluklu operasyonlara geçiş konusunda” görüşmelerde bulunduğunu söyledi.

Kirby, “Bu geçiş için (düşük yoğunluklu operasyonlar) doğru zamanın geldiğine inanıyoruz. Ve onlarla bunun gerçekleştirilmesi için görüşüyoruz.” dedi.

İsrail – Filistin savaşının 100 günü geride kaldı

13 Ekim’de İsrail’den gelen tahliye kararı 2.3 milyon kişinin yaşadığı Gazze’de güneye doğru bir göçe neden oldu. Yüz binlerce Gazzeli evlerini terk etmeye başladı. Fakat İsrail askeri güçlerinin ilerlemesine paralel olarak insanlar birçok defa yollara düşmek zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler ve insani yardım kuruluşları, birbiri ardına yaptıkları açıklamalarda, İsrail yönetiminin, 40 kilometre uzunluğundaki kıyı kentini tamamen kuşatmasının ve bu kadar hızlı bir göçün (zoraki tahliyenin) tarifsiz insani acılara neden olacağı uyarılarında bulundu.

21 Ekim’de Gazze için gönderilen insani yardımların Refah kapısından geçişi başladı. Mısır tarafından bulunan yardım konvoyları, abluka altındaki 2,3 milyon insana gıda ve tıbbi malzeme ulaştırmak üzere Gazze’ye girdi.

Elektrik, su ve gıda erişimin tamamen kısıtlandığı Gazze’de ağır İsrail bombardımanı sonucu çok sayıda insanın ölmesi ve yaralanmasıyla tıbbi malzeme eksikliği de yaşanıyor. Türkiye de Gazze Şeridi’ndeki siviller için Mısır’a insani yardım malzemeleri gönderdi.

21 Kasım’da İsrail hükümeti ve Hamas, İsrail’de tutuklu bulunan 150 Filistinliye karşılık Gazze’de tutulan 50 İsrailli rehinenin serbest bırakılması ve kuşatma altındaki bölgeye insani yardım girişine izin verilmesi için çatışmalara dört gün ara verilmesi konusunda anlaştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada 50 kadın ve çocuğun aşamalı şekilde dört gün içinde serbest bırakılacağı ve bu süre zarfında çatışmalara ara verileceği belirtildi. Ateşkes toplamda bir hafta uzatıldı. 105 rehine ve yaklaşık 240 Filistinli tutuklu serbest bırakıldı. Ancak savaş 1 Aralık’ta yeniden başladı.

1 Ocak’ta İsrail ordusu, en az iki tugaydan oluşan yedek askerlerin evlerine gönderileceğini ve üç tugayın da eğitim için geri çağrılacağını açıkladı.

İsrail askeri sözcüsü Daniel Hagari, bazı askerlerin evlerine gönderilmesinin ‘savaşın sona erdiği anlamına gelmediğini’ söyledi. Hagari, yedek askerlerin bazılarının yıl içinde tekrar göreve çağrılabileceğini belirtti.

Paylaşın

Gazze’de Can Kaybı 23 Bin 968’e Yükseldi

Hamas’ın başlattığı Filistin – İsrail savaşının 98. günü geride kalırken Gazze’de, İsrail saldırılarında 24 saatte 125 kişi yaşamını yitirirken, toplamda da can kaybı 23 bin 968’e yükseldi.

Haber Merkezi / Gazze’de, İsrail saldırılarında yaralı sayısının ise 60 bin 582’ye yükseldiği kaydedildi. İsrail saldırılarında ölenlerin yüzde 70’ini çocuklar ve kadınların oluşturduğu aktarıldı.

Öte yandan Tel Aviv’deki Savunma Bakanlığında düzenlediği basın toplantısında konuşan İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Hamas’ı ortadan kaldırma, tüm esirleri evlerine geri getirme ve Gazze’nin bir daha ülkemiz için tehdit oluşturmayacağından emin olma hedeflerini gerçekleştirinceye kadar bu savaşı sürdüreceğiz” dedi.

Netanyahu’nun bu açıklaması, Güney Afrika’nın Filistin halkına yönelik “soykırım” eylemlerinde bulunduğu gerekçesiyle İsrail’e karşı Uluslararası Adalet Divanı’nda açtığı davanın başlamasının ardından geldi. Birleşmiş Milletler’in (BM) yargı organı olan Divan’ın merkezi Hollanda’nın Lahey kentinde yer alıyor.

Davada şu ana kadar taraflar dinlenirken, davayı açan Güney Afrika, İsrail’in Filistinlilere yönelik olarak “sistematik olarak soykırım” eylemlerinde bulunduğunu iddia etti. Güney Afrika ayrıca mahkemeden İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki askeri eylemlerine derhal son vermesi için geçici tedbirlerin alınmasını talep etti.

İsrail ise bu iddiaları reddederek kendine yönelik suçlamaları “dayanıksız” ve “absürt” olarak nitelendirdi. İsrail ayrıca Güney Afrika’nın mahkemeye “gerçeklere ve hukuka ilişkin son derece çarpık bir tablo” sunduğunu ifade ederek, Divan’a 7 Ekim’deki Hamas saldırısı sırasında yaşananlara dair videolar ve grafikler gösterdi.

Uluslararası Adalet Divanı’ndaki yargılamanın yıllar sürebileceği belirtilirken, Divan’ın, Güney Afrika’nın İsrail’in askeri eylemlerinin derhal sona erdirilmesi yönündeki acil talebi konusunda geçici tedbir kararına dair yargısını birkaç hafta içinde açıklaması bekleniyor.

İsrail – Filistin savaşı 100. gününü doldurdu

13 Ekim’de İsrail’den gelen tahliye kararı 2.3 milyon kişinin yaşadığı Gazze’de güneye doğru bir göçe neden oldu. Yüz binlerce Gazzeli evlerini terk etmeye başladı. Fakat İsrail askeri güçlerinin ilerlemesine paralel olarak insanlar birçok defa yollara düşmek zorunda kaldı.

Birleşmiş Milletler ve insani yardım kuruluşları, birbiri ardına yaptıkları açıklamalarda, İsrail yönetiminin, 40 kilometre uzunluğundaki kıyı kentini tamamen kuşatmasının ve bu kadar hızlı bir göçün (zoraki tahliyenin) tarifsiz insani acılara neden olacağı uyarılarında bulundu.

21 Ekim’de Gazze için gönderilen insani yardımların Refah kapısından geçişi başladı. Mısır tarafından bulunan yardım konvoyları, abluka altındaki 2,3 milyon insana gıda ve tıbbi malzeme ulaştırmak üzere Gazze’ye girdi.

Elektrik, su ve gıda erişimin tamamen kısıtlandığı Gazze’de ağır İsrail bombardımanı sonucu çok sayıda insanın ölmesi ve yaralanmasıyla tıbbi malzeme eksikliği de yaşanıyor. Türkiye de Gazze Şeridi’ndeki siviller için Mısır’a insani yardım malzemeleri gönderdi.

21 Kasım’da İsrail hükümeti ve Hamas, İsrail’de tutuklu bulunan 150 Filistinliye karşılık Gazze’de tutulan 50 İsrailli rehinenin serbest bırakılması ve kuşatma altındaki bölgeye insani yardım girişine izin verilmesi için çatışmalara dört gün ara verilmesi konusunda anlaştı.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisinden yapılan açıklamada 50 kadın ve çocuğun aşamalı şekilde dört gün içinde serbest bırakılacağı ve bu süre zarfında çatışmalara ara verileceği belirtildi. Ateşkes toplamda bir hafta uzatıldı. 105 rehine ve yaklaşık 240 Filistinli tutuklu serbest bırakıldı. Ancak savaş 1 Aralık’ta yeniden başladı.

1 Ocak’ta İsrail ordusu, en az iki tugaydan oluşan yedek askerlerin evlerine gönderileceğini ve üç tugayın da eğitim için geri çağrılacağını açıkladı.

İsrail askeri sözcüsü Daniel Hagari, bazı askerlerin evlerine gönderilmesinin ‘savaşın sona erdiği anlamına gelmediğini’ söyledi. Hagari, yedek askerlerin bazılarının yıl içinde tekrar göreve çağrılabileceğini belirtti.

Paylaşın

Gazze’de İsrail’in Saldırılarında Can Kaybı 23 Bin 708’e Yükseldi

Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugaylarının Aksa Tufanı Operasyonu’yla başlayan Filistin – İsrail savaşının 98. günü geride kalırken Gazze’de, İsrail saldırılarında ölü sayısı 23 bin 708’e yükseldiği açıklandı.

Haber Merkezi / Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, İsrail’in saldırılarında bugüne kadar yaralananların sayısı da 60 bin 5’e yükseldi.

Lahey’deki soykırım davası

Öte yandan Güney Afrika Cumhuriyeti’nin, “Gazze’deki Filistin halkına soykırım yaptığı” gerekçesiyle hakkında dava açtığı İsrail, Lahey’deki Uluslararası Adalet Divanı’nda sözlü savunma yaptı.

İsrail’i temsil eden avukatlar, soykırım iddialarını reddetti. İsrail’in, “Gazze’de sivil halkı korumak için” operasyon yaptığını öne süren temsilciler, Hamas’la yakın ilişkileri nedeniyle davacı Güney Afrika’yı suçladı.

Uluslararası mahkeme, kısa süre içinde, Güney Afrika’nın, “İsrail’in Gazze’deki tüm askeri operasyonlarına son vermesi için ihtiyati tedbir uygulanması” talebi ile soykırım suçlamasının esastan görüşülüp görüşülmeyeceğini karar bağlayacak.

İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında son üç ayda yaşananlar

İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim baskınına ‘misilleme’ diye Gazze Şeridi’ne yönelik hava, kara ve denizden başlattığı saldırılarda üçüncü ay geride kaldı.

Askeri analistlerin “yakın tarihin en tahrip edici, en kanlı ve en ölümcül saldırıları” olarak tanımladığı süreç, geride on binlerce ölü ve yaralı ve BM verilerine göre, 1,9 milyon yerinden edilmiş kişi ile hayalet kendi andıran, harabeye dönmüş bir Filistin şehri bıraktı.

Savaşın 93’üncü günü geride kalırken; Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti, “Hamas yok edilene kadar” saldırların devam edeceğini belirtiyor.

BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths’in değerlendirmesine göre, dördüncü ayına girerken savaş, iki milyon üç yüz bin insanın yaşadığı Gazze’yi iki milyon insanın yerinden edildiği yaşamaya elverişli olmayan bir toprak parçası haline dönüştürdü.

İsrail’in 93 gündür Gazze Şeridi’nin kuzey, orta ve güney bölgelerine sürdürdüğü yoğun ve şiddetli saldırılarda çoğu çocuk ve kadın olmak üzere binlerce Filistinli öldürüldü, binlercesi de çeşitli şekillerde yaralandı. Binlerce Filistinlinin cesedinin ise hala yıkıntılar altında kaldığına inanılıyor.

Çocukları Kurtarın Vakfı’nın (Save the Children) verilerine göre, Gazze’de son üç aydır devam eden bombardımanlar sırasında günde ortalama 10’dan fazla çocuk bir ya da iki bacağını kaybetti. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana bin’den fazla çocuğun bir ya da iki bacağı kesildiği bilgisini paylaştı.

Ayrıca UNICEF, kentte artan çatışma, gıdasızlık ve hastalığın ortaya çıkardığı “ölümcül döngü”nün 1,1 milyon çocuğu tehdit ettiğini bildirdi. UNICEF Direktörü, yaptığı açıklamada, Gazze’deki çocukların “her geçen gün daha da kötüleşen bir kabusa yakalandıklarını” söyledi.

BM Sağlık Hakkı Özel Raportörü Tlaleng Mofokeng, Gazze’de “kıtlık değil kasıtlı açlık” yaşandığını bildirdi. Güney Afirkalı diplomat, “acil ateşkes” çağrısını yineledi. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, BM Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği bir raporda, Gazze’de “yaygın bir kıtlığın kapıda olduğu” uyarısında bulundu.

İsrail “Hamas hastaneleri merkez üs olarak kullanıyor” iddiasıyla bazı hastanelere baskınlar düzenledi. Bazı hastaneler ise hava saldırıları ile doğrudan hedef alındı. İsrail saldırıları, Gazze’deki 36 hastanin 23’ünü kullanılamaz hale getirdi. 13 hastane ise kısmen faaliyet gösteriyor. Ancak Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre, yakıt ve temel malzemelerden yoksun olan hastaneler de kapasitelerinin üç katı oranda hizmet vermeye çalışıyor.

Keza DSÖ’ye göre, Gazze’nin çatışma öncesi sağlık görevlilerinin sadeceyüzde 30’u halen hastanelerde görev yapabiliyor. Ambulansların hedef alınması nedeniyle birçok kurtarma ve ambulans görevlisi yaşamını yitirdi. Ayrıca yakıt olmaması nedeniyle vurulmayan ambulanslar atıl duruma düştü.

Savaşın başlamasından bu yana İsrail saldırılarında Gazze’de en az 142 Birleşmiş Milletler çalışanı hayatını kaybetti. Filistinli kaynaklara göre, savaşın başından bu yana Gazze’de en az 109 gazeteci İsrail saldırılarında yaşamını yitirdi.

Bazı saldırılar ise gazetecilerin ailelerinin bulunduğu evleri hedef aldı ve basın mensuplarının aile üyeleri öldürüldü. Son olarak bugün (7 Ocak), Al Jazeera muhabiri Vail el Dahduh’un oğlu gazeteci Hamza el Dahduh ile gazeteci Mustafa Süreyya, İsrail güçlerinin saldırısında yaşamını yitirdi.

Gazze’deki yönetimin Medya Ofisinden yapılan açıklamada, Gazze’de son üç ayda hayatını kaybedenlerin 10 bininin çocuk, 7 bininin kadın olduğu bilgisi paylaşıldı. Ayrıca, 7 Ekim’den bu yana enkaz altında ya da kayıp kişi sayısının yaklaşık 7 bine ulaştığı bildirildi.

BM’de savaşın başlamasının ardından ateşkes çağrıları ve insani yardımların ulaştırılmasına yönelik çeşitli girişimler oldu. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan ABD, özellikle ateşkes öngören tasarıları reddetti.

Mali ve askeri yardımın yanı sıra İsrail’e büyük ölçekli siyasi destek de sağlayan ABD, 1954 ile 2023 yılları arasında BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’i kınayan kararlara karşı 34 kez veto yetkisini kullandı.

Öte yandan Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık’ta, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine “soykırım davası” açtı.

Paylaşın

Gazze’de Her 100 Çocuktan 1’i Hayatını Kaybetti

Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugaylarının Aksa Tufanı Operasyonu’yla başlayan Filistin – İsrail savaşının 98. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde, İsrail saldırılarında 1,1 milyon çocuktan yüzde 1’i yani 10 binden fazlası hayatını kaybetti.

Bu rakam aynı zamanda Gazze’de öldürülenlerin yüzde 40’ından fazlasını çocuk olduğunu işaret ediyor. Gazze Şeridi’nde, İsrail saldırılarında 10 bin 300’ü çocuk, 7 bin 100’ü kadın olmak üzere 23 bin 469 Filistinli öldürüldü.

Dünya genelinde çocukların yaşam koşullarını iyileştirmeyi amaçlayan uluslararası yardım kuruluşu Save the Children’ın Gazze’deki Sağlık Bakanlığı’nın verilerine dayandırarak yayınladığı son raporda, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana düzenlediği saldırılarla Gazze Şeridi’ndeki çocukların yüzde 1’ini öldürdüğünü açıkladı.

Yazılı açıklamada, Gazze’deki Sağlık Bakanlığının verilerine göre, İsrail saldırılarında bölgede 10 binden fazla çocuğunun öldürüldüğüne işaret edildi. Gazze’de 1,1 milyon çocuğun yaşadığı ifade edilen açıklamada, İsrail saldırılarında öldürülenlerin bölgedeki toplam çocuk nüfusunun yüzde 1’ini oluşturduğuna dikkati çekildi.

Save the Children Filistin Direktörü Jason Lee, Gazze’de ateşkese varılmadığı için Filistinli çocukların ağır bedel ödediğini belirtti. Lee, “Kesin ateşkesin sağlanamadığı her gün için ortalama 100 çocuk öldürüldü. Çocukları öldürmenin hiçbir gerekçesi olamaz. Gazze’deki durum korkunç ve ortak insanlığımız için bir felakettir.” dedi.

Gazze’deki durumdan dolayı çocukların ağır bedeller ödediğine işaret eden Lee, şöyle dedi: “Yaklaşık 100 gündür çocuklar, içinde olmadıkları bir çatışmanın bedelini ödüyorlar. Dehşete düşüyorlar, inciniyorlar, sakatlanıyorlar, yerlerinden ediliyorlar.

Gazze’deki çocuk nüfusun yüzde 1’i zaten İsrail bombardımanları ve kara operasyonları nedeniyle öldürüldü. Diğerleri ise kıtlığın giderek yaklaşmasıyla açlık ve hastalık nedeniyle ölüm tehlikesiyle karşı karşıya. Hayatta kalan çocukların maruz kaldığı zihinsel zarar ve evler, okullar ve hastaneler dahil olmak üzere altyapının tamamen tahrip edilmesi onların geleceklerini kararttı.”

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda, 10 bin 300’ü çocuk, 7 bin 100’ü kadın olmak üzere 23 bin 469 Filistinli öldürüldü.

Paylaşın

Gazze’de Can Kaybı 23 Bin 210’a Yükseldi

Filistin – İsrail savaşının 95. günü geride kalırken Gazze Şeridi’nde, İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerin sayısı son 24 saatte 126 artarak 23 bin 210’a yükseldiği.

Haber Merkezi / İsrail saldırılarında hayatını kaybedenlerin yüzde 70’inin kadın ve çocuk olduğunu belirtilirken, yaralı sayısının ise 59 bini aştı.

Gazze Şeridi’ndeki insanların yüzde 85’inden fazlası İsrail bombardımanları ve kara saldırıları nedeniyle evlerinden oldu. Çoğu, kapasitesinin üzerinde kalabalık olan BM barınaklarında, kurulan çadır kamplarında ya da sokaklarda yaşıyor.

ABD haftalardır İsrail’e Gazze’ye daha fazla miktarda gıda, su, yakıt, ilaç ve diğer malzemelerin girişine izin verme çağrısında bulunuyor. BM Güvenlik Konseyi de 22 Aralık’ta yardım malzemeleri teslimatlarının acilen arttırılması çağrısında bulunan bir karar kabul etmişti.

İsrail üç hafta önce Kerem Şalom sınır kapısını açarak Refah’tan sonra Gazze Şeridi’ne yardım malzemeleri tedariği için ikinci bir erişim noktası oluşturdu.

Buna rağmen Gazze Şeridi’ne giren kamyon sayısında kayda değer bir artış olmadı. Birleşmiş Milletler verilerine göre bu hafta iki sınır kapısından günde ortalama 120 tır giriş yaptı. Savaştan önce ise günde ortalama 500 kamyon geçiş yapıyordu.

Yardım kuruluşları bölgeye daha fazla yardım malzemeleri nakledilmesi gerektiğini belirtiyor. Bölgede bulunan yaklaşık 2,3 milyon insanın hayatta kalabilmek için gelecek yardım malzemelerine acilen ihtiyaç duydukları belirtiliyor.

Birleşmiş Milletler’e göre Gazze Şeridi’ndeki her dört Filistinliden biri açlık çekiyor, nüfusun geri kalanı da açlık riski altında bulunuyor.

Öte yandan İsrail, insani yardım malzemelerinin geçişine izin vermek için Gazze’nin orta kesimlerindeki askeri faaliyetlere kısa bir süreliğine ara vereceğini açıkladı.

İsrail ordusu sözcüsü Avichay Adraee, “Deyr el-Balah’ın güneydoğusunda insani amaçlarla askeri faaliyetlerin yerel ve geçici olarak askıya alınacağını” söyledi.

Savaşın 3’üncü ay geride kaldı

İsrail’in, Hamas’ın 7 Ekim baskınına ‘misilleme’ diye Gazze Şeridi’ne yönelik hava, kara ve denizden başlattığı saldırılarda üçüncü ay geride kaldı.

Askeri analistlerin “yakın tarihin en tahrip edici, en kanlı ve en ölümcül saldırıları” olarak tanımladığı süreç, geride on binlerce ölü ve yaralı ve BM verilerine göre, 1,9 milyon yerinden edilmiş kişi ile hayalet kendi andıran, harabeye dönmüş bir Filistin şehri bıraktı.

Savaşın 93’üncü günü geride kalırken; Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki İsrail hükümeti, “Hamas yok edilene kadar” saldırların devam edeceğini belirtiyor.

BM Acil Yardım Koordinatörü Martin Griffiths’in değerlendirmesine göre, dördüncü ayına girerken savaş, iki milyon üç yüz bin insanın yaşadığı Gazze’yi iki milyon insanın yerinden edildiği yaşamaya elverişli olmayan bir toprak parçası haline dönüştürdü.

Çocukları Kurtarın Vakfı’nın (Save the Children) verilerine göre, Gazze’de son üç aydır devam eden bombardımanlar sırasında günde ortalama 10’dan fazla çocuk bir ya da iki bacağını kaybetti. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF) da, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim’den bu yana bin’den fazla çocuğun bir ya da iki bacağı kesildiği bilgisini paylaştı.

Ayrıca UNICEF, kentte artan çatışma, gıdasızlık ve hastalığın ortaya çıkardığı “ölümcül döngü”nün 1,1 milyon çocuğu tehdit ettiğini bildirdi. UNICEF Direktörü, yaptığı açıklamada, Gazze’deki çocukların “her geçen gün daha da kötüleşen bir kabusa yakalandıklarını” söyledi.

BM Sağlık Hakkı Özel Raportörü Tlaleng Mofokeng, Gazze’de “kıtlık değil kasıtlı açlık” yaşandığını bildirdi. Güney Afirkalı diplomat, “acil ateşkes” çağrısını yineledi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de, BM Güvenlik Konseyi üyelerine gönderdiği bir raporda, Gazze’de “yaygın bir kıtlığın kapıda olduğu” uyarısında bulundu.

Savaşın başlamasından bu yana İsrail saldırılarında Gazze’de en az 142 Birleşmiş Milletler çalışanı hayatını kaybetti. Filistinli kaynaklara göre, savaşın başından bu yana Gazze’de en az 109 gazeteci İsrail saldırılarında yaşamını yitirdi.

BM’de savaşın başlamasının ardından ateşkes çağrıları ve insani yardımların ulaştırılmasına yönelik çeşitli girişimler oldu.  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinden biri olan ABD, özellikle ateşkes öngören tasarıları reddetti.

Mali ve askeri yardımın yanı sıra İsrail’e büyük ölçekli siyasi destek de sağlayan ABD, 1954 ile 2023 yılları arasında BM Güvenlik Konseyi’nde İsrail’i kınayan kararlara karşı 34 kez veto yetkisini kullandı.

Öte yandan Güney Afrika Cumhuriyeti, 29 Aralık’ta, İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze’de işlediği fiillerle 1948 tarihli BM Soykırımın Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ni ihlal ettiği gerekçesiyle Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail aleyhine “soykırım davası” açtı.

Paylaşın