Hacıbektaş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi

Arkeoloji ve Etnografya Müzesi; Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi, Bala Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

1988 yılında hizmete açılan müzede, ilçe sınırları içerisinde bulunan Sulucakarahöyük’ten 1967-1976 yılları arasında Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi’nden Prof.Dr. Kemal Balkan tarafından gerçekleştirilmiş olan arkeolojik kazı sonucunda çıkarılmış olan Eski Tunç Çağı, Hitit, Hellenistik, Frig, Roma ve Geç Bizans Dönemlerine ait eserlerin yanı sıra yöresel özellikler gösteren etnografik eserler de sergilenmektedir.

Arkeolojik eserler çoğunlukla pişmiş topraktan amfora, yemek kapları, sunak kapları, küpler, ayrıca, kemikten objeler ve sikkelerden oluşmaktadır. Etnografya bölümü ise, 19 yy. ve 20. yy’ın ilk dönemlerine ait gündelik yaşam içerisinde kullanılan dokuma işlemeli kumaşlardan elbiseler, peşkirler, gümüş takılar, silahlar ve kilimlerden oluşmaktadır. Müze, Pazartesi günü dışında her gün açıktır. Ücretsiz ziyaret edilmektedir.

Paylaşın

Nevşehir: Atatürk Evi

Atatürk Evi; Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi, Zir Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Gazi Mustafa Kemal Paşa ‘Sivas Kongresi’ sonrasında Ankara’ya dönerken 22-23 Aralık 1919 tarihinde Hacıbektaş’a gelmiş ve söz konusu evde bir gece konaklamıştır.

Atatürk Evi, 19. yüzyılda kerpiç arasına hatıl atılarak inşa edilmiş olup, kamulaştırılma işleminin ardından, 2001 yılı içinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yeniden inşası sağlanarak müze olarak hizmete açılmıştır.

Müzede etnografik eserler sergilenmektedir. Müze, Pazartesi günü dışında her gün açık olup, ücretsiz olarak hizmet vermektedir.

Paylaşın

Nevşehir: Hacıbektaş Veli Müzesi

Hacıbektaş Veli Müzesi; Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi, Zir Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Hacı Bektaş Veli Külliyesi,13.yüzyılda, Türk mutasavvıfı Hacı Bektaş Veli tarafından kurulmuş, eklemeler ve onarımlarla bugünkü şeklini almıştır.1248 yılında Horasanda doğduğu ve 1337 yılında eski adı Sulucakarahöyük olan bugünkü Hacıbektaş’ta hakka yürüdüğü kabul edilen Hacı Bektaş Veli, Hoca Ahmet Yesevi ocağında yetişmiş daha sonra İran, Irak, Arabistan ve Suriye üzerinden Anadolu’ya gelmiştir.

Antep, Antakya, Maraş, Sivas, Tokat, Amasya, Çorum, Yozgat ve Kırşehir’den sonra Sulucakarahöyük ‘e yerleşen Hacı Bektaş Veli, burada hoşgörü, insan sevgisi ve toplumsal eşitliği temel alan felsefesini yaymıştır. Külliye, Orhan Gazi, Murat Hüdavendigar, Yıldırım Bayezid ve II. Abdülmecit dönemlerinde onarılmıştır. Mimarlık tarihi yönünden M.13. yy. ve 20.yüzyıllar arasında tamamlanmış olan Hacıbektaş Veli Dergahı, tarihsel süreç, içinde birçok kez restorasyon(onarım) görmüştür.

Mimari terminoloji bakımından, külliyeden daha ziyade bir manzume niteliği taşımaktadır. Dergah 30 Kasım 1925 tarihinde T.B.M.M’nin 677 sayılı kanunuyla diğer tekke ve zaviyeler birlikte kapatılmış, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan bir restorasyon projesi dahilinde 1957-1964 yılları arasında onarımı yapılmış ve 16 Ağustos 1964 tarihinde Etnografya Müzesi biçiminde düzenlenerek, ziyarete açılmıştır.

Kapadokya bölgesinde önemli bir yerleşim yeri olan Hacıbektaş,M.13. yüzyılda Hacı Bektaş Veli’nin varlığıyla gelişen, sürekli eklerle oluşmasının ilginç bir örneğini yansıtır. Müze, plan bakımından birbirine geçmeli ve hafif bir meyil verilerek oluşturulan üç ana bölümden(avlu) oluşmaktadır. Bu biçimde mimari bir bütünlük sağlanmak istenmiştir.

Üçler Çeşmesi ve Mühr-ü Süleyman Motifi Üçler Çeşmesi: Çeşme, 1902 yılında Feyzullah Dedebaba döneminde, Sadrazam Halil Paşa’nın eşi Fatma Nuriye Hanım tarafından vakfedilmiştir. Çeşmeyi inşa eden usta Nevşehirli Mustafa Vasfi’dir.

Aslanlı Çeşme: Renkli kesme taşlardan yapılmış olan çeşme, 1554 yılında Silistre (Bulgaristan’da bir şehirdir.) Valisi Malkoç Bali Bey’in yakınları tarafından yaptırılmıştır. Klasik Mısır Çağı stilinde, İskenderiye mermerinden yapılmış olan aslan heykeli ise, Mısır prenseslerinden Kara Fatma Sultan tarafından yaptırılarak 1853 tarihinde Dergaha gönderilmiş ve daha sonra çeşme aslanlı çeşme olarak anılmıştır.

Meydan Havuzu: Havuz, kitabesinden anlaşıldığına göre; Beyrut Valisi Halil Paşa’nın eşi Zehra Hanım tarafından 1908 yılında yaptırılmıştır. Havuzun alınlık kısmının tepesinde mermerden yapılmış Derviş Tacı “Hüseyin Tacı” bulunmaktadır.

Mihman Evi: Mihman, misafir, konuk anlamına gelmektedir. Mihman Evi ise, Dergahın faal olduğu dönemde, hem konukların ağırlandığı, hem de konukların ağırlanmasından sorumlu (Mihmandar) Mihman Evi Babası’nın yaşadığı ev idi.

Meydan Evi: Dergah döneminin en önemli bölümlerinden biridir. Kitabesinden anlaşıldığına göre, M.1367 de Ahi soyuna mensup Murat Hüdavendigar (I.Murat döneminde ) tarafından yaptırılmıştır.

Paylaşın

Nevşehir: Bektaş Efendi Türbesi

Bektaş Efendi Türbesi; Nevşehir’in Hacıbektaş İlçesi, Bala Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Bektaş Efendi Türbesi, Nevşehir Koruma Kurulu tarafından 08/02/1991 tarih ve 949 sayılı karar ile tescillenmiş olup, mülkiyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü’ ne aittir. Bugün ziyarete açık olan türbe kitabesinden anlaşıldığı üzere, Osmanlı Dönemi’ne ait olup, hicri 1012, miladi 1603 yılında inşa edilmiştir.

Anıtsal görünümdeki yapı, duvar ile çevrili bir bahçe içerisinde yer almaktadır. Yapının dış cephesi kesme taş malzeme ile yapılmış olup, iç mekân duvarlarında alçı sıva üzerine beyaz renk boya uygulaması yapılmıştır. Yapı kare planlı giriş ile sandukanın yer aldığı türbe kısmından oluşmaktadır. Yapının portalı, yuvarlak kemerli olup, dairevi motiflerle bezelidir. Yine yuvarlak kemerin alt kısmında kitabe yer almaktadır.

Kare planlı giriş kısmının üst örtüsü, içten kemerlerle geçişlerin sağlandığı tonoz, dıştan ise kırma çatı ile örtülüdür. Giriş bölümünün her bir cephesinde kemerler bulunmakla birlikte, kuzey cephede dikdörtgen şekilli eyvan yer alır. Güney cepheye ise iki adet büyükçe niş yerleştirilmiştir. Türbe bölümüne geçişin sağlandığı kapının kemer kısmında dikdörtgen levha içerisinde hat süslemeler yer alır.

Türbe bölümünün girişi, yuvarlak kemerli olarak tasarlanmış kapıdan sağlanmaktadır. Üst örtüsü, içten tromplarla geçişlerin sağlandığı kubbe, dıştan ise külah şeklindedir. Türbe bölümünün kuzey güney ve batı cephe duvarlarında, yuvarlak kemerli nişler içerisinde küçük birer pencere ve bu pencerelerde ayetlerin yer aldığı süslemeler bulunmaktadır.

Kubbe ve duvarlarda bitkisel motiflerle bezenmiş kalem işi süslemeler ve tromp geçişlerinde ise yıldız motifli süslemeler yer almaktadır. 1975 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından onarım görmüş olan bahse konu türbe ziyareti, talep doğrultusunda müzemiz personelinden bir kişinin idaresinde ziyarete açılmaktadır.

Paylaşın