Dört Avrupa Birliği Ülkesinden İsrail’e Uyarı

Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya’dan İsrail’e uyarı geldi. Uyarı metninde, Kudüs’ün doğusunda inşa edilen yüzlerce konuttan oluşan yerleşim bölgesinin, “Batı Şeria’yı Doğu Kudüs’ten daha da koparacağı ve iki devletli çözümün önünde yeni bir engel oluşturacağı” vurgulandı. 

Avrupa Birliği (AB) üyesi dört ülkenin dışişleri bakanları İsrail’e, Doğu Kudüs’teki yerleşim politikasını gözden geçirme çağrısında bulundu. Almanya, Fransa, İspanya ve İtalya dışişleri bakanlarının imzaladığı ortak metinde, Kudüs’ün doğusunda inşa edilen yüzlerce konuttan oluşan yerleşim bölgesinin, “Batı Şeria’yı Doğu Kudüs’ten daha da koparacağı ve iki devletli çözümün önünde yeni bir engel oluşturacağı” vurgulandı.

“İsrail yerleşimleri uluslararası hukuku açık bir şekilde ihlal etmekte ve İsraillilerle Filistinliler arasında adil, kalıcı ve kapsamlı bir barışın önünde engel oluşturmaktadır” ifadeleri kullanılan metinde, planlanan bu konutların Filistin devletinin işlerliğini doğrudan tehlikeye attığı belirtildi. Dört ülkenin dışişleri bakanları ayrıca, “İsrail makamlarını bu karardan vazgeçmeye önemle davet ediyoruz” denildi.

İsrail’e Şeyh Cerrah uyarısı

Bakanlar, Kudüs’ün doğusundaki mahallelerden Şeyh Cerrah’ta yaşanan güncel gelişmelerin de endişe verici olduğunu ifade etti. İsrail Polisi, Çarşamba günü bölgede bulunan Filistinli aileye ait bir evi zorla boşaltmış ve ardından yıkmıştı. Olay sırasında 18 kişinin gözaltına alındığı bildiriliyor.

Ortak açıklamada bu konuya da değinen dört bakan İsrail hükümetinden, bölgedeki gerilimin artmasına neden olan bu tarz tahliyelere ve Filistinlilere ait yapıların yıkılmasına kalıcı bir biçimde son vermesini istedi. Şeyh Cerrah mahallesinde yaşanan benzer çatışmalar, geçen yıl Mayıs ayında çıkan Gazze Savaşı’nın fitilini yakan en önemli olay olarak gösteriliyor.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Demirtaş’tan Erdoğan’a ‘Öcalan’ Yanıtı

Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözlerini değerlendirdi.

Yeni Yaşam’dan Yusuf Özdemir’in sorularını yanıtlayan Demirtaş, “O halde tecridi kaldırın, Öcalan konuşsun” derken, niyetin Kürt kamuoyunda kafa karışıklığı yaratmak olduğunu söyledi.

“Erdoğan’ın yaptığı algı yaratma girişimi”

Erdoğan’ın grup toplantısında söylediği, “Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek” sözleri tartışmaya yol açtı. Siz de sosyal medya hesabınızdan kısa bir açıklama yaptınız. Bu konuda başka neler söylersiniz? Erdoğan’ın bu sözleri söylemesinin nedeni sizce nedir? Ne yapmaya çalışıyor?

Doğrusu, bir cumhurbaşkanının bu şekilde bir beyanda bulunması son derece tuhaf. Ama söz konusu kişi Erdoğan olunca yadırgamıyorum artık. Altında yatan amaç ve niyeti tam olarak bilme şansım yok. Ancak kesinlikle bir art niyet, kötü niyet olduğunu söyleyebilirim. Çünkü yaptığı şey bir algı yaratma girişimidir. Erdoğan’ın çözüm sürecindeki tutumu ve bizimle birlikte tüm Kürt dinamiklerine yönelik pratiğine bakıldığında bu açıklamanın iyi niyetli olmadığı görülecektir.

Bir başka amaç da Kürtler arasında kafa karışıklığı yaratmaktır ki bu da yanlıştır ve herhangi bir karşılığı yoktur. Bugüne kadarki tüm barış ve çözüm girişimlerini destekledik, çabaların başarıya ulaşması için uğraştık. Bu konuda bir tereddüdümüz yok. Ben demokratik siyasi alanda uzun süre görev almış bir siyasetçiyim, başka da bir rolüm, bir misyonum yoktur. Dolayısıyla bu türden saçma söylemlerin bizim siyaset dünyamızda hiçbir karşılığı yoktur. Kimse de bu tür sözlere itibar etmemeli, bu tür sözleri ciddiye almamalıdır.

Ayrıca HDP yönetimi ile bizim bir irademiz var. Bu iradenin ezilmesine, yok sayılmasına izin vermediğimiz için beş yılı aşkın süredir hapisteyim. Bir kez daha, iktidarın irademizi kırma girişimine, bize maraba muamelesi yapmasına izin vermeyiz. Biz halkın iradesini temsil ediyoruz. Bu iradeye saygı duymayanlara cevabımızı dik durarak, mücadele ederek veriyoruz. Bunu herkesin doğru anlamasını ve buna saygı duymasını bekliyorum. Başka türlüsünü kabul etmem mümkün değil.

Halkımıza, partimize, bizlere yapılanlar için “ufak bir tatsızlıktı, unutalım gitsin” gibi çiğ bir yaklaşım içinde olanlar varsa onları da ciddiye alacak değiliz. AKP-MHP ittifakı bizlere karşı halen en çirkin düşman hukuku uygulamaktan bir adım geri atmış değildir. Biz politikamızı ucuz söylemlere değil, pratiğe bakarak belirliyoruz.

Erdoğan’ın bu sözleriyle ilgili asıl sorulması gereken şey şudur: Yıllardır tecritte tuttuğunuz Sayın Öcalan’ın ne dediğini nereden biliyorsunuz? O halde tecridi kaldırın, Öcalan avukatları ve ailesiyle düzenli olarak görüşsün, ne söyleyeceğini hep birlikte öğrenelim. Hem ağır bir tecrit uygulamak hem de Öcalan adına Cumhurbaşkanı sıfatıyla konuşmak ahlaki bir tutum değildir.

“Basit bir seçim hesabı”

Bilindiği üzere Öcalan üzerinde yıllara yayılan ağır bir tecrit var. Tecride rağmen Erdoğan’ın bu sözlerinin bilgiye mi yoruma mı dayalı olduğunu düşünüyorsunuz? İmralı’da yeni bir süreç veya girişim başlayabilir mi? Bu durumda sizin tavrınız, tutumunuz ne olur, HDP ne yapar?

Az önce belirttiğim gibi tekrar etmeliyim, ortada Öcalan ile görüşüldüğüne dair somut hiçbir bilgi yok. Bildiğimiz tek gerçek, tecridin en katı haliyle yıllardır devam ettiğidir. Görüşme olur mu olmaz mı, olursa içeriği ne olur, bunları bilme şansım yok. Ben de 5 yıl 2 aydır bir hücrede tutuluyorum, herhangi bir bilgiye sahip değilim.

Biz ilkesel olarak her türlü samimi barış girişimini destekleriz. Böyle bir girişime kimse karşı çıkmaz, çıkmamalıdır. Çatışmaların, ölümlerin bitmesini kim istemez ki? En çok da biz, akan kanın durmasını isteriz. Bunun için en çok çaba sarf edenler bizler değil miyiz? Kaldı ki ben ve arkadaşlarım, barış istemenin bedelini yıllardır hapishanelerde ödüyoruz.

Bence İmralı’da görüşme olmalıdır. Çünkü Öcalan devreye girmeden çözülemeyecek konu başlıkları var. Bununla birlikte, daha önce hem benim hem HDP’nin belirttiğimiz gibi her halukarda çözümün nihai adresi TBMM’dir ve HDP de parlamentodaki muhataptır. Zaten Öcalan da önceki süreçte bunu çok kez belirtmişti.

Erdoğan’ın İmralı’da bir görüşme niyeti varsa bile bunu daha ilk anda ucuz bir karşıtlaştırma söylemi üzerine inşa etmesi çok yanlış ve tehlikelidir. Burada ortaya çıkan niyetin akan kanı durdurmak değil, basit bir seçim hesabı olduğu gibi bir düşünce, herkesin kafasında haklı olarak yer alır.

HDP’nin ne yapacağını ise elbette HDP yönetimi belirler. Zaten ortada HDP’nin tutum belgesi varken ne yapacaklarını tahmin etmek zor değil. HDP kesinlikle barışı destekler ancak demokrasi olmadan barışın olmayacağını da bilecek deneyime ve öngörüye sahiptir. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da iktidarın ne dediğine bakmadan biz kendi gündemimizle ilgilenerek yürümeye devam edeceğiz.

Ne olmuştu?

Erdoğan, partisinin 12 Ocak’taki grup toplantısında İmralı Cezaevi’ndeki Öcalan ile Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş arasında bir hesaplaşma yaşanacağını söyleyerek şöyle konuşmuştu:

“Edirne’deki, en büyük hesabı İmralı’dakine verecek. Zannediliyor ki her yer şu anda toz pembe. Değil. Onların da kendi içlerinde ayrı bir hesaplaşmaları var. Ve bu hesaplaşmayı da yapacaklar.”

Bu açıklamanın ardından DW Türkçe’den Gülsen Solaker’e konuşan AKP’li yetkililer, Erdoğan’ın bu açıklamayı “büyük ihtimalle önüne gelen istihbarat raporlarına dayanarak yaptığını” kaydetmişti. Adının açıklanmasını istemeyen bir yetkili, önümüzdeki süreçte Öcalan’ın yeni bir mektup kaleme almasının da gündeme gelebileceğini aktarmıştı.

Öte yandan Erdoğan’ın açıklamaları muhalefet partilerinin tepkisiyle karşılaşmış, Demirtaş da Twitter hesabından isim vermeden yaptığı paylaşımda, “Siyasetçiler halka, partisine, parlamentoya, BAĞIMSIZ yargıya hesap verir. Sen benim için ‘kaygılanmayı’ bırak da kendi vereceğin hesabı düşün” demişti.

Paylaşın

Fırında Ispanaklı Tavuk Frittata, Malzemeleri, Hazırlanışı

Fırında Ispanaklı Tavuk Frittata, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 60 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • patates, haşlanmış ve dilimlenmiş
  • 1,5 bardak kıyılmış pişmiş tavuk
  • 1,5 bardak beyazlatılmış ıspanak veya gümüş pancar (veya çözülmüş donmuş ıspanak)
  • 1/2 bardak süt
  • yumurta
  • 1/2 bardak rendelenmiş peynir

Hazırlanışı;

  • Fırını 180 derecede ısıtın,
  • Bir fırın tepsisini yağlayın ve fırın kağıdıyla hizalayın,
  • Soğutulmuş ıspanaktan mümkün olduğunca fazla sıvıyı sıkın,
  • Kabın içine dilimlenmiş patates, doğranmış tavuk ve ıspanakları üst üste koyun,
  • Süt, yumurta ve peyniri karıştırın. Daha sonra yumurta karışımını malzemelerin üzerine eşit şekilde dökün,
  • Üzerine otlar serpin,
  • Yaklaşık 30 dakika veya yumurta sertleşene kadar pişirin,
  • Tepsiden çıkarın,
  • Salata ve domates sos ile servis yapın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Kabak Köfte, Malzemeleri, Hazırlanışı

Kabak Köfte, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 30 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 2 kabak, rendelenmiş
  • 1/2 taze soğan, dilimlenmiş (isteğe bağlı)
  • 2 yumurta
  • 1/4 fincan kepekli un
  • 1/2 çay kaşığı kabartma tozu
  • Tuz ve biber
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ

Hazırlanışı;

  • Rendelenmiş kabaktan mümkün olduğunca fazla sıvıyı sıkın ve kabağı geniş bir kaseye alın,
  • Rendelenmiş kabağı taze soğan, yumurta, un ve kabartma tozu ile karıştırın,
  • Yağı büyük bir tavada ısıtın ve her iki tarafı kızarana ve pişene kadar hamurdan bir çorba kaşığı kadar pişirin,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Peynirli Sebzeli Makarna, Malzemeleri, Hazırlanışı

Peynirli Sebzeli Makarna, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 60 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 1/2 bardak makarna
  • 1 fincan doğranmış brokoli
  • 1 fincan doğranmış karnabahar
  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 yemek kaşığı un
  • 1 fincan süt
  • 1/2 bardak rendelenmiş peynir
  • 2 yemek kaşığı kuru ekmek kırıntıları

Hazırlanışı;

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın,
  • Büyük bir tencereye su doldurun ve kaynatın,
  • Makarnayı ekleyin ve ara sıra karıştırarak 7 dakika kaynatın,
  • Brokoli ve karnabaharı ekleyip 3 dakika daha pişirmeye devam edin,
  • Bir kevgir veya elek ile süzün ve bir kenara koyun,
  • Tencerede yağı ısıtıp unu ekleyin,
  • Karıştırın ve yaklaşık bir dakika pişirin,
  • Yavaş yavaş küçük miktarlarda süt ekleyin, her bir miktarla pürüzsüz olana kadar karıştırın,
  • Sütün tamamı eklenene kadar devam edin,
  • Düşük ısıya dönün ve sık sık karıştırarak kaynatın,
  • Rendelenmiş peynir ile karıştırın,
  • Tuz ve karabiberle tatlandırın,
  • Haşlanmış makarna, brokoli, karnabahar ve peynir sosunu karıştırın,
  • Karışımı bir fırın tepsisine yayın,
  • Ekmek kırıntıları serpin,
  • Fırında yaklaşık 20 dakika pişirin,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Körili Fırında Somon, Malzemeleri, Hazırlanışı

Körili Fırında Somon, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 50 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 1 yemek kaşığı köri ezmesi
  • 1/2 bardak sade şekersiz yoğurt
  • 1 yemek kaşığı limon kabuğu rendesi
  • 2 yemek kaşığı limon suyu
  • 400 gr. 4 parçaya bölünmüş somon filetosu
  • 1 çay kaşığı hardal tohumu (isteğe bağlı)
  • 1 çay kaşığı kimyon tohumu (isteğe bağlı)
  • 1 yemek kaşığı kıyılmış zencefil
  • 2 karanfil ezilmiş sarımsak
  • 1 kafa brokoli, çiçeklere ayrılmış
  • kırmızı soğan, dilimlenmiş
  • 2 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 1 fincan yarıya kiraz domates
  • 1/2 bardak doğranmış kişniş

Hazırlanışı;

  • Fırını 225 derecede önceden ısıtın,
  • Bir kapta köri ezmesi, yoğurt, limon kabuğu rendesi ve suyu karıştırın,
  • Somonu karıştırın ve buzdolabında 30 dakika veya 2 saate kadar marine edin,
  • Başka bir büyük kapta hardal ve kimyon tohumu, zencefil, sarımsaklı brokoli, kırmızı soğan ve yağı karıştırın. Büyük bir kızartma tepsisine yayın ve yaklaşık 15 dakika kızartın,
  • Fırından çıkarın ve somon filetolarını brokolinin etrafına yerleştirin, marine sosunu tüm tepsinin üzerine gezdirin,
  • Tepsinin üzerine domatesleri yayın,
  • 15 dakika daha veya somon pişene kadar fırına sürün,
  • Fırından çıkarın ve kıyılmış maydanozla süsleyin,
  • Afiyet olsun…

Sunum önerisi; Buğulanmış kahverengi pirinçle servis yapın…

Paylaşın

Kayısılı Kuzu Eti Ve Nohut Tagine, Malzemeleri, Hazırlanışı

Kayısılı Kuzu Eti Ve Nohut Tagine, herkesin mutlaka tatması gereken bir lezzettir. Yapımı o kadar zor olmayan tarifimiz ellerinizle buluştuğunda daha da lezzetlenecektir. Öyleyse hemen verilen adımları takip edin ve bu kolay tarifi sevdikleriniz için yapın! 

Haber Merkezi / Ortalama 150 dakikada hazırlayacağınız bu tarifi denedikten sonra yorum bölümüne değerlendirebilirsiniz.

Malzemeleri;

  • 1 yemek kaşığı sıvı yağ
  • 2 kuzu incik
  • 2 soğan doğranmış
  • 2 havuç, doğranmış
  • 3 diş ezilmiş sarımsak
  • 1 yemek kaşığı kırmızı biber
  • 1/4 çay kaşığı toz biber
  • 1 yemek kaşığı kimyon
  • 1 yemek kaşığı öğütülmüş kişniş
  • 1/4 çay kaşığı öğütülmüş tarçın
  • 1/2 bardak yarıya kuru kayısı
  • 1 kutu konserve nohut, süzülmüş ve durulanmış
  • 1  et bulyon, ufalanmış
  • 3 bardak su
  • 2 yemek kaşığı limon suyu
  • 1 yemek kaşığı limon kabuğu rendesi
  • 1/4 fincan doğranmış kişniş

Hazırlanışı;

  • Fırını 160 derecede önceden ısıtın,
  • Fırına dayanıklı bir güveç kabını orta-yüksek ateşte ocakta ısıtın ve yağı ekleyin,
  • Kuzu inciklerin her tarafını kızartın, sonra çıkarın ve bir kenara koyun,
  • Tencereye soğan ve havuçları ekleyip kısık ateşte yumuşayana kadar kavurmaya devam edin,
  • Sarımsak, kırmızı biber, biber, kimyon, öğütülmüş kişniş ve tarçın ekleyin ve bir dakika daha pişirin,
  • Kayısı, nohut, et suyu ve suyu ekleyip kaynamaya bırakın,
  • İncikleri güveç kabına geri koyun ve güveç kabının üzerine bir kapak yerleştirin,
  • Ocaktan alıp fırına verin, yaklaşık 2-3 saat veya etler kemikten kolayca ayrılıncaya kadar pişirin,
  • Fırından alın ve kemikleri çıkarın, eti biraz parçalayın,
  • Limon suyu, doğranmış kişniş ekleyin ve servis yapmadan önce hafifçe karıştırın,
  • Afiyet olsun…
Paylaşın

Çiğdem Sezer Kimdir? Hayatı, Eserleri

6 Ağustos 1960 yılında Meliha Hanım ile şoför Tahsin Yurdagüven’in kızı olarak Trabzon’da dünyaya gelen Çiğdem Sezer, 1979’da mezun olduğu Trabzon Sağlık Koleji’nin ardından Ankara Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsü’nü (1986) bitirdi.

Haber Merkezi / 1979-1986 yılları arasında Yozgat’ta, Trabzon ve Ankara’da hemşirelik; 1986’dan sonra Sakarya’da Sağlık Meslek Lisesi öğretmenliği yaptı. 17 Ağustos 1999 depreminin ardından Ankara’ya yerleşti.

Evli ve iki çocuk annesi olan Sezer, ilk kitabı Kanadı Atlas Kuşlar’la 1993 Ali Rıza Ertan Şiir Ödülü’nü, ikinci şiir kitabı Çılgın Su ile Dünya Kitap Şiir Ödülü’nü (1993) kazandı. Bir Şehrin Hatıra Fotoğraflarından ile 1998’de Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülü’nü alan Sezer, Dünya Tutulması’yla da 2006’da Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülü’ne layık görüldü.

Çiğdem Sezer, araya romanlar ve başka çalışmalar girse de 1983’te Kıyı’da yayımlanan şiiri “Yıldız Kaydı”dan günümüze kadar şiire sadık kaldı. Şiiri, hep bir yenileşme, değişme ve gelişme halindedir; hem dil ve söyleyiş açısından hem de tematik açıdan zenginleşen bir seyirdedir. Fahrettin Demir’e göre; Sezer’in yaşama karşı duruşu edilgen değildir; yaşamı tanımaya ve dönüştürmeye dönük eylem önerisini şiirlerine yedirirken şiir poetikasının da ipuçlarını verir (2007, 104).

Kalbimin Kuzey Kapısı Trabzon (2007) ve Taş Beşiğim Hacıkasım (2011) adlı kitapları, doğup büyüdüğü kentle kurduğu ilişkiyi yansıtmaları yanında kent monografisi nitelikleriyle de dikkati çeker. Mavi Çayırın Kadınları (2013) romanı, göçle birlikte değişen kadın yaşantılarına eğilirken Trabzon’un sosyal dokusundaki değişimi de gözler önüne serer; roman, şiirlerinde kadınlık durumlarını da yansıtan Sezer’in eleştirel bakışının ürünüdür, denilebilir.

Halil Polat’la birlikte hazırladığı bir de ders kitabı (Epidemiyoloji) bulunan Çiğdem Sezer, 2011’den bu yana çocuklar ve gençler için de kitaplar yayımlamaktadır.

Paylaşın

Çağdaş Keçeci Kimdir? Hayatı, Eserleri

4 Mayıs 1973 yılında Amasya’da dünyaya gelen Çağdaş Keçeci, Amasya Atatürk Lisesi mezunudur. Çalışmalarını Kayseri’de sürdüren Çağdaş Keçeci, ilk şiirleri 1994’ten itibaren yerel gazetelerde yayımladı.

Haber Merkezi / 2000 yılından itibaren şiir ve denemeleri Varlık, E-2000 Şiir Yıllığı, Milliyet Sanat, Gösteri, Papirüs, Islık, Akatalpa vd. dergilerde yer aldı. Varlık dergisince düzenlenen 2000 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülünde Ok adlı dosyasıyla övgüye değer bulundu. 

2001’de Elma Ağacında Unutulmuş Zaman adlı yayımlanmamış dosyasıyla, Hatay Restaurant’ın Cemal Süreya anısına düzenlediği Hatay Şiir Ödülünü kazandı. 1992 yılından itibaren resim sergilerine katılmaya başladı. Şiirlerinin bir bölümünü Sevda ve Nem (2001) adlı ilk kitabında topladı.

“Acılarımın özel bir adı yok”

Ramis Dara’ya

Acılarımın
Özel bir adı yok.
Şarkılarım hiçbir yola benzemez.
Gidişsiz ve dönüşsüz …
Ne yaman şarkılarım,
Kararı yok.

Sözü ikide bir uzatmanın
Bir mantığı yok.
Güne ayrı bir kapı açmanın,
Gecesiz ve sessiz…
Aşkı kalpta bekletmenin
Uzağı yok.

Ne yaşadın
İşte o, her şey!
Algı ile sınırlı ‘susunuz’un hepsi
Ve gül’ün yanındakilere tarif edemediği:
Ölüyü yaşarken öldürmenin
Yasağı yok.

Acıyan denizlerim
Kimseyi ilgilendirmiyor.
Zaten öldürmekle ve gömmekle meşgul
Benim tanıdıklarım.
Ki, hayatımızda dolaşan tüm kaldırımların ve kapıların,
Hüzün ile yağan gözyaşlarının
Ve insanların,
Burda bir atağı yok.
Sanki hep dağlar suçlu ve sanki ötekilerin,
Bunda bir payı yok.

“Devredilmez bir yangın”

Sen ki korkunu yen, cesaretle atıl suya
Güller gibi adımla sonu gelmez bu yangını

Zor kışlardan ders al, gürültüye aldırma
Arşın arşın geç istersen altedilmez bu yangını

Bir biçimle kendini bul, bağışlan ibretlerden
Ölüm gibi birden durdur sabredilmez bu yangını

Ardarda bir göçü hep resimlerde yaşa
Bir sevecenlikle kaldır sonra affedilmez bu yangını

Sancıları unut ki, çarelere yol al böyle
Sorgusuz verme kimselere devredilmez bu yangını

“Yalnızlığım izin vermiyor”

Yalnızlığım izin vermiyor
Dışarı çıkmama
Dostlarım birikmiş
Bana özlemle
Hayatım çalınmış
Harhangi bir insan
Alıp götürmüş
Bilmem şimdi ben
Kimbilir kimde

Şarkılarım vardı-ezberimde
Şimdi yok
Kağıtlarım vardı
Yalnızlığın biriktiği yerde
Kağıtlarım çalınmış
Herhangi bir zaman
Yırtıp bırakmış
Bilmem o kağıtlar
Şimdi kaç tane

Paylaşın

Dursun Özden Kimdir? Hayatı, Eserleri

1950 yılında Niğde’nin Ulukışla İlçesine bağlı Beyağıl Köyü’nde dünyaya gelen Dursun Özden, ilkokulu köyünde, ortaokulu Ulukışla’da okuyan yazar 1970 yılında Niğde Lisesi’ni bitirdi. İşletme ve Jeodezi eğitimi aldı ve Anadolu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler bölümünü bitirdi.

Haber Merkezi / Özden, çeşitli gazete ve dergilerde metin yazarlığı, editörlük ve gezi yazarlığı yaptı ve bazı televizyon kanallarında gezi programı hazırlayıp sundu. Belgesel film danışmanlığı, metin yazarlığı, senaristlik, yönetmenlik ve yapımcılık yaptı.

İstanbul Haber Ajansı, Anadolu Ajansı, Milliyet Haber Ajansı, Doğan Haber Ajansı, Politika, Milliyet, Cumhuriyet Gezi, Azernews, Daily News Travel ve Bizim Gazete’de çalıştı. Özden; Uluslararası Turizm Yazarları ve Gazeteciler Federasyonu (FIJET), Türkiye Yazarlar Sendikası, Dünya PEN Yazarlar Merkezi üyesi, Türk-Arap Bilim, Kültür ve Sanat Derneği (TASCA) kurucu üyesi, Belgesel Sinemacılar Meslek Birliği Denetim Kurulu Başkanlığı yaptı.

BESAM, İLESAM, Basın Konseyi ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyesi olan Özden, “Yoleri Yapım” şirketi adına, dış yapımcı ve yönetmen olarak çalıştı. Barış, iklim değişikliği, ekolojik denge ve çevre araştırmaları, Anadolu Su Medeniyeti, Uygur Karızları, Göbeklitepe Su Medeniyeti, Zemzem Mucizesi, Deylem’den Dersim’e, Sibirya Müslümanları, Fidel Castro’nun Atatürk’ü, Afrika’nın Renkleri, Şaman Kültürü, Lavanta Moru, Mübadele Acısı vb. araştırma ve belgesel çalışmaları süren yazar halen milliyetblog.com, sonmedya,com.tr, turizminsesi.com, ekonomidunya.com, dursunozden.com.tr sitelerinde köşe yazarlığı yapmaktadır.

İlk şiiri “Yayla Düşü”, Kurtuluş Dergisi’nde 1 Eylül 1970’te yayımlanan yazar 1976 yılında “Merhaba Komşu” başlıklı denemesiyle Sofya Radyosu Türkçe Yayınlar Servisi’nin özel ödülünü kazandı. “Güle Güle” adlı öyküsü 2000’de Zeki Öktem tarafından beyaz perdeye taşındı. Kanayan Türküler’deki şiirleri Makedoncaya çevrildi.

Yazarın edebi hayatı boyunca aldığı ödüllerden bazıları şunlardır: Kurtuluş Dergisi, Dünya Barış Günü Şiir Ödülü (1970), Sofya Radyosu, Dimitry Blaguev Öykü Ödülü (1977), STFA, Kalifiye Teknik Eleman Başarı Ödülü (1989), Küba Guayasamin Vakfı, Latin Amerika Edebiyat Ödülü (1996), Ortadoğu Yazarlar Birliği, El Cahez Şiir Ödülü (1999), Aykırı Sanat Dergisi, 8. Ulusal Şiir Ödülü (2000), A. Biographical Institüte (ABI), Kültürel Araştırma Ödülü (2000), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Yerel Basın Ödülü (2001), Arap Haber Ajansları Birliği, Red Şiirleri Ödülü (2002), Tunus Turizm Bakanlığı, Altın Palmiye Ödülü (2003),

Azerbaycan Yazıcılar Birliği, Kılınç & Kalem Ödülü (2004), Suriye Turizm Bakanlığı, İpek Yolu Ödülü (2005), Çin, Uygur-Sinciang Eyaleti, Karız Enstitüsü Ödülü (2005), Mersin / Yenice Belediyesi, Dünya Barış Şiirleri Ödülü (2006), Rusya-Votkinsky Belediyesi, Çaykovisky Hemşehrilik Ödülü (2006), Azerbaycan Yüksek İlimler Akademisi, Türk Dünyası Araştırma Ödülü (2006), Malezya Turizm Bakanlığı, Pasifik Renkleri Ödülü (2007), Sudan-Uluslararası Afrika Kültür ve Araştırma Merkezi (ICAS), Kardeşlik Ödülü (2009),

Çin Halk Cumhuriyeti, Yazarlar Birliği Ödülü (2009), İran-UNESCO/ IHP, Qanat-Karız Araştırma Ödülü, (2012), Kar Dergisi, Gezi Edebiyatı Ödülü (2013), Rusya – Tuva, Dokuz Gök Şamanlar Birliği, Kam Ödülü (2014), Marmaris Kalımerhaba Kültür Merkezi, 1 Eylül Dünya Barış Günü Ödülü (2015), Osmaniye, Anadolu Halk Kültürü Araştırma Enstitüsü, Belgesel Film Ödülü (2015), Konya Aydınlar Ocağı, Seyyah-ı Şaman Ödülü (2016), Ordu / Ünye Belediyesi, Yunus Emre Ödülü (2017), Ankara Üniversitesi- DTCF, Türk Dünyası Araştırma Ödülü (2018), Bergama Belediyesi Parşomen Ödülü (2018) aldı.

Kendini toplumcu, gerçekçi, sanatın içinde, Anadolu’nun yeni özgün şiir dilini yaratan biri olarak tanımlayan Özden; Çağdaş Evliya Çelebi, Modern Gezgin ve Seyyah-ı Şaman olarak araştırmalar yapmaya devam etmektedir. (Kaynak: teis.yesevi.edu.tr)

Paylaşın