Bartın: Fatih Camii

Fatih Camii; Bartın’ın Amasra İlçesi, Kaleiçi Mahallesi, Kemere Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Cami, 9. yy. da Amasra Kalesi içinde yapılmış eski bir Bizans Kilisesidir. Amasra’nın 1460 yılında, Fatih Sultan Mehmet tarafından fethi sonrası camiye çevrilmiştir.

Dönemin tüm yapı özelliklerini taşıyan yapının Narthex (İlk Cemaat) bölümü ile Ambon (Apsis) çıkıntısı sonradan mekana katılmıştır.

19 × 11 m boyutlarındaki caminin, 1887 yılında dört duvarı dışında mekanı örten ve yer yer yıkılma tehlikesi gösteren beşik tonoz çatısı kaldırılmış, yerine ahşap tavan ve çatı yapılarak büyük bir onarımdan geçirilmiştir.

Türkiye’de ve diğer İslam ülkelerinde rastlanılmayan “Cuma hutbesinin kılıç çekilerek okunması” geleneği günümüzde Fatih Camii’nde yaşatılmaktadır.

Bilindiği gibi, Hz. Muhammed’in savaş kıyafetleriyle gittiği Mekke’de Cuma hutbesini kılıcını kınından çıkararak okuması; yıllarca “Sünnet” kabul edilerek bütün camilerde uygulanmaya başlamıştı.

Paylaşın

Yozgat: Fatih Camii

Fatih Camii; Yozgat’ın Merkez İlçesi, İstanbulluoğlu Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Çapanoğlu (Büyük) Camisinin kuzeybatısında olup ona 150 mt. uzaklıkta ve uzun süre değişik amaçlarla kullanılan kilise 1996’da Fatih Camii adıyla camiye çevrilmiştir. Harim doğu-batı doğrultusunda iki sıra üçayakla üç nefe bölünmüştür. Neflerin üzeri beşik tonozla örtülmüştür.

Orta nef daha geniş tutulmuştur. Sütunlar yüksek kare kaideler üzerine oturur. Köşeleri volütlü ince başlıkları vardır. Doğuda dışarı taşmayan bir apsis yanlarında pastaforiom hücreleri bulunur. Batıda ise güney ve kuzey kanada doğru galeri gibi uzanan U şeklinde bir mahfili vardır. Güney cephede bir mihrap nişi açılmıştır. İç mekânı dikey eksende yer alan geniş yuvarlak kemerli alt ve üst pencereler aydınlatır. Batıda üç bölümlük bir narteks vardır.

Narteksin üzeri düz tavanla örtülmüştür. Narteks bugün önü camekânla kapatılmış üç yuvarlak kemerle dışarı açılır. Narteks güneye ve kuzeye doğru dikdörtgen şeklinde taşan ve çift katlı bir dış görünüşe sahiptir. Narteksin kuzeybatısında çan kulesi yer alır. Fatih Camii kırma çatılı ve profili ince saçaklıdır. Caminin iç ve dışında süsleme yoktur.

Paylaşın

Trabzon: Fatih Camii

Fatih Camii; Trabzon’un Ortahisar İlçesi, Ortahisar Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Yapı, Panagia Chrysocephalos Kilisesi iken daha sonra camiye çevrildiğinde Cami-i Atik olarak adlandırılmıştır. Yapı, yazılı kaynaklara göre, M.S. 914 yılında İmparator Constantin’in bölgeyi yönetimine verdiği yeğeni Hannibalianus tarafından yaptırılmıştır. Ortahisar Mahallesi’nde, eski surlar içerisinde yer almaktadır. 1461 yılında Osmanlı’nın Trabzon’un fethinden hemen sonra camiye çevrilmiştir. Yığma yapım sistemiyle inşa edilen yapıda kesme taş ve moloz taş malzeme kullanılmıştır.

Yapı, üç neflidir. Yazılı kaynaklarda camiye çevrildikten sonra yapıya birçok ekleme yapıldığı belirtilmektedir. Camiye çevrildikten hemen sonra yapıya bir mihrap ve minber eklenmiştir. Yapıda, nefler, narteks, ana apsis ve dış narteks bütünüyle caminin kapalı ibadet mekânına dönüştürülmüştür. Osmanlıdan önce eklendiği söylenen güney apsisi Hicri 1256 (Miladi 1840/1841) tarihinde Dar’ül Huffaz (Hafız Yetiştirme Okulu) olarak kullanılmıştır. Galeri katları ise kadınlar mahfiline dönüştürülmüştür.

Kuzey cephede, beşik kemerli narteks kapısı yanındaki beşik kemerli pencere ile zemin kat mihrap duvarındaki ve batı (dış narteks) zemin katın söveli, basık kemerli pencereleri ise cephelerdeki Osmanlı dönemi ekleri olarak tanımlanmaktadır.

Ayrıca, yine cephelerde bazı düzenlemeler yapılmış ve orta nef apsisindeki sövesiz, beşik kemerli geniş pencereler aynı formda küçültülmüş, ortadaki pencere ise hem küçültülmüş hem de zemin hizasına kadar indirilmiştir. Kuzey portalinin batı ucuna minare eklenmiştir. Minare tek şerefelidir. Bugün mevcut olmamakla birlikte, yapının içerisinde yer alan odanın Trabzon Valisi Hazinedarzade Abdullah Paşa’nın kardeşi tarafından kütüphaneye dönüştürüldüğü kitabesinden anlaşılmaktadır.

Yine caminin kuzey cephesinde bir medrese ile son cemaat mahfilinin doğusunda bir odanın önceleri sıbyan mektebi olarak kullanıldığı daha sonra su deposu yapıldığı anlaşılmaktadır. Günümüzdeki giriş kuzey cephesinde bulunmaktadır. Giriş ortada geniş yanlarda dar üç yuvarlak kemerli açıklıktan sağlanmaktadır. Yapı cephelerinde yuvarlak kemerli ve dikdörtgen formlu farklı boyutta pencereler bulunmaktadır. Yapının dıştan üst örtüsü kırma çatıdır. Çatı malzemesi Alaturka kiremittir.

Paylaşın

Tekirdağ: Fatih Camii

Fatih Camii; Tekirdağ’ın Çorlu İlçesi, Cemaliye Mahallesi, Hürriyet Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Fatih Cami, Fatih Sultan Mehmet Vakfı mülkiyetindedir. Fatih Sultan Mehmet’in süt annesi Daye Hatun tarafından 1453 (H.857 ) yılında yaptırılmıştır.

İlçe merkezinde, yerleşim alanı içerisinde bulunan cami, dikdörtgen planlı, moloz taş malzemeyle yapılmıştır. Son cemaat yeri bugün camekanlı olan caminin küçük bir avlusu vardır. Minaresinin gövdesi kalın, petek kısmı incedir.

Camiye girişi sağlayan kapı üzerinde bulunan kitabeden 2. Mahmud’un sadrazamı Benderli Mehmet Selim Paşa tarafından 1824 yılında duvarları ve minaresi dışında esaslı bir tamirden geçirildiği öğrenilmektedir.

Cami bahçesinde bulunan hazirede Osmanlı Dönemi’ne ait mermer mezar taşları bulunmaktadır. Mezarlar arasında  Kırım Giray Han sülalesine ait mezar bulunmaktadır.

Paylaşın

Giresun: Şebinkarahisar, Fatih Camii

Fatih Camii; Giresun’un Şebinkarahisar İlçesi, Bülbül Mahallesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Kaynaklarda, Fatih Sultan Mehmet’in 29 Ağustos 1473 tarihinde Otlukbeli Savaşını kazandıktan sonra Şebinkarahisar’a gelişinde yapılmaya başlandığı ve beş yılda tamamlandığı yazılıdır. Caminin, ilk olarak ahşaptan yapıldığı, iki defa yandığı ve bu yangınların ardından taş malzeme ile yenilendiği ifade edilmektedir. Kaynaklar, günümüzdeki Fatih Camisinin, 1888 yılında Rasih ve Mahmut Paşalar tarafından yaptırıldığını kaydetmektedir. Caminin 1939 depreminde çöken kubbelerinin 1950 yılında onarılmış, ayrıca yapı 1977 yılında küçük bir onarım geçirmiştir.

Yüksek bir teras üzerinde ve geniş bir avlu içerisinde yer alan yapı, kuzey – güney doğrultusunda uzunlamasına dikdörtgen planlı (17.70 X269,60 m.) olarak inşa edilmiştir. Tamamen düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilen yapı, içten sıvanıp boyanmıştır.  Caminin kuzey cephesinde yer alan ve ortada iki adet yekpare taş sütun üzerine oturan üç gözlü son cemaat yeri, günümüzde camekânla kapatılmış durumdadır.  Üç basamaklı bir merdiven ile ulaşılan giriş bölümünün üzeri, iki adet ahşap sütunla taşınan sundurma ile örtülüdür.

Son cemaat yerinin doğusu, imam odası olarak düzenlenmiş olup, batısında minare yer alır. İmam odası olarak düzenlenen kısmın doğu ve kuzey duvarlarında alt sırada birer adet dikdörtgen formlu, düz atkı taşlı, üst sırada ise küçük boyutlu yuvarlak formlu birer pencere yer alır. Son cemaat yerinin batısından yuvarlak kemerli bir kapı ile minareye geçiş verilmiştir. Harimin giriş bölümü, kemerlerle üçe ayrılmıştır. Ortada giriş kapısı, bunun iki yanında da mukarnas kavsaralı, birer mihrabiye nişi ve birer pencere yer alır.

Pencereler, dikdörtgen formlu, kademeli ve silmeli ikili yuvarlak kemer açıklıklı ve demir şebekelidir. Silindirik formlu mihrabiye nişlerinin üzerinde dikdörtgen pano içerisinde kitabe kuşağı vardır. Taç kapı, dikdörtgen çerçeveli olup, basık kemerli bir açıklığa sahiptir. Ayrıca harimin, doğu ve batı cephelerin kuzeyine yakın bir yerde, dikdörtgen formlu, basık kemerli ve iki kanatlı birer girişi daha vardır.

Girişlerin üzeri sundurma ile kapatılmıştır. Yapının cephelerini enlemesine ikiye bölen ve bütün cephelerini dolanan dört kademeli silmeden oluşan bir korniş vardır. Bu korniş alt ve üst sıra pencerelerinin arasından geçer. Cephelerdeki en önemli mimari eleman olan pencereler, dikdörtgen formlu ve yuvarlak kemer açıklıklıdır. Kemer kilit taşları kemer sorgucu şeklinde dışa taşırılmıştır.

Harime, dikdörtgen formlu, basık kemer açıklıklı ve iki kanatlı ahşap bir kapı ile girilir. Girişin hemen üzerinde yer alan mahfil, girişin her iki tarafında yer alan 15 basamaklı merdivenlerle çıkılır. Mahfil, ortada mukarnas başlıklı iki adet yekpare sütuna, yanlarda ise duvara oturur. Sütunlar, üç adet kemerle birbirine bağlanmıştır. Mahfilin orta bölümü, doğu-batı yönlü tekne tonoz, yan bölümleri çapraz tonoz şeklinde düzenlenmiş olup, her bölüm öne doğru yarım yuvarlak şeklinde çıkma yapmaktadır. Ahşap olan korkuluklar, altta ters palmet sıralarından oluşur. İç mekanda duvar yüzeyleri sıvanıp, boyanmıştır.

Herhangi bir süsleme unsuru yoktur. Güney kenardaki duvar yüzeyi, plasterler üzerine oturan, yuvarlak kemerler ile üç bölüme ayrılmıştır. Duvar yüzeyinin ortasında yer alan taş mihrap, çokgen nişli ve yedi sıra mukarnas kavsaralıdır. Kavsaranın üçgen köşeliklerinde altın yaldızla boyalı bitkisel motifler yer alır. Kavsara üzerindeki dikdörtgen pano üzerinde “Âl-i İmran” suresi 37. ayetten alınan “Küllemâ dehale aleyhâ Zekeriyye’l-Mihrâb” (Zekeriya onun yanına mihraba her girdikçe…) yazısı vardır. Alınlık kısmı yuvarlak kemer şeklinde olan mihrabın, iki yanında plasterler iki bölümlü olarak düzenlenmiştir.

Her iki bölümün de volütlü ve sarkıtlı başlıklarla belirginleştirildiği dikkati çeker. Mihrabın sağ yanında yer alan minber kapısının iki yanında kare altlığa ve dilimli gövdeye sahip birer sütun bulunur. Giriş, dikdörtgen formlu ve düz lentoludur. Girişin üzerinde, dikdörtgen bir pano içerisinde hat örneği vardır. Girişin tepeliği, ortada ay – yıldız motifinin iki yanında birer volüt şeklinde oluşturulmuştur. Minberin üçgen şeklindeki aynalık kısmı sadedir. Korkuluk kısmı ise yan yana beş adet kare pano, bu kare panolar içinde de birer daire motifleri bulunur. Köşk kısmı, altıgen gövdeli dört adet sütuna oturur. Minber, düz bir silme ve üstündeki bir sıra diş motifinden oluşan kornişten sonra cam külahla sonuçlanır. Minberdeki taş süslemeler altın yaldızla süslenmiştir.

Caminin ana mekânı, ortada dört sütunla taşınan bir merkezi kubbe, merkezi kubbenin dört köşesinde küçük boyutlu birer kubbe ve küçük kubbelerin arasındaki tekne tonozlarla örtülüdür. Buna ilaveten kuzeydeki iki sütun ve köşelerde çapraz tonoz, ortadaki tekne tonozlu girişi sayarsak, üç sahınlı camide örtü ve sütun sayısı artmaktadır. Üst örtüyü taşıyan sütunlar, mukarnas başlıklı olup, birbirlerine ve duvarlardaki gömme ayaklara sivri kemerlerle bağlanır. Merkezi kubbenin kasnağındaki dikdörtgen formlu ve yuvarlak kemerli sekiz adet pencere, iç mekanın aydınlanmasında büyük katkı sağlar.  Kuzeybatı köşede yer alan minaresi, kare kaideli, soğan biçimli pabucu olan, onaltıgen gövdeli ve tek şerefeli olup, üstte konik bir külah üzerine oturan alemle son bulur.

Paylaşın

Edirne: Fatih Camii (Enez Ayasofyası)

Fatih Camii (Enez Ayasofyası); Edirne’nin Enez İlçesi, Gaziömerbey Mahallesi, Plaj Caddesi üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür.

Fatih Camii adıyla bilinen, bazen de Ayasofya olarak adlandırılan bu cami kale içindedir. Bizans devrinde önemli bir liman şehri olan Enez 1355’te Cenova idaresine geçmiş ve Gattelusi ailesi tarafından idare edilmişti. Fatih Sultan Mehmed’in donanma kumandanı Has Yûnus Bey tarafından 1455’te fethedilen Enez’deki büyük kilise Fatih vakfı olarak camiye çevrilmiştir.

XVIII. yüzyıl başlarında çok harap durumda olan cami, 1122 (1710) tarihli bir kayıttan öğrenildiğine göre büyük bir tamir görmüştür. Bu kayıtta, “İnoz (Enez) Kalesi dahilinde vâki, merhum ve mağfur Ebü’l-feth Sultan Mehmed Han’ın bina eylediği câmi-i şerîf mürûr-ı eyyâm ile harâba müşrif ve eşedd-i ihtiyaç ile tâmire muhtaç olmakla…” denilmektedir.

Son yıllarda yeniden çok harap duruma giren ve duvarları tehlikeli şekilde çatlayan caminin rivayete göre Balkan Harbi’nde minaresi de yıktırılmıştır. Birkaç defa tamiri için teşebbüslerde bulunulduğu ve keşfi yapıldığı halde 1962’de tehlikeyi önleyici hiçbir tedbir alınmamış olmasına rağmen Enez’deki tek cami olduğundan ibadete açık bulunuyordu. Fakat tarihi yapı birkaç yıl sonra tamamen çökmüştür. Bugün duvarlarının bir kısmı ayakta olmakla birlikte mimari özelliklerini kaybetmiş bir yıkıntı halindedir.

Enez Ayasofyası çok büyük ölçüde bir Yunan haçı planlı yapı olarak inşa edilmişti. Son Bizans devrinde batı tarafına paye ve sütunlarla bölünmüş kemerli bir cephe teşkil eden bir dış narteks eklenmişti. Bilinmeyen bir devirde kubbe yıkılmış olduğundan kubbe boşluğu ahşap bir tavanla kapatılmış, bütün binanın üstü kiremitle örtülmüştü.

Mihrap güney duvarına inşa edilmiş, kesme taştan olan minare ise güneydoğusunda ana apsis ile yan apsis arasında yapılmıştır. 1962’de minarenin kürsü ve pabuç kısımları ile gövdesinin bir parçası duruyordu. İçeride duvarlarda, kemerlerde ve kubbe yerindeki ahşap tavanda XIX. yüzyılda yapıldığı tahmin edilen kalem işi nakışlar vardı. Ayrıca kubbe eteğini çepeçevre dolaşan bir ayetin kalıntıları da görülebiliyordu.

Paylaşın

Çanakkale: Fatih Camii

Fatih Camii; Çanakkale’nin Merkez İlçesi, Fevzipaşa Mahallesi, Fatih Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Fatih Sultan Mehmet tarafından 1462 yılında yaptırılmış olan camii zamana direnememiş- 1862 yılında Sultan Abdulaziz zamanında tamamen yenilenmiştir. Ayrıca 1904 yılında Sultan II. Abdülhamid döneminde tekrar onarım geçirmiştir.

Her iki onarıma ait Osmanlıca kitabeler yapının dış cephesinde yer almaktadır. Caminin batısında hazire olarak adlandırılan küçük bir mezarlık yer almaktadır. Burada Sadrazam Hafız İsmail Paşa ile Sadrazam Ali Paşa’nın mezarları kallavi kavukları ile yer almaktadır.

Paylaşın