Avrupa’da 15 Bin Kişi ‘Aşırı Sıcaklar’ Nedeniyle Hayatını Kaybetti

2022 yılında Avrupa’da sıcak hava nedeniyle 15 bin kişinin hayatını kaybettiği duyuruldu. Üç aylık yaz döneminde yetkililerin DSÖ’ye sunduğu verilere göre İspanya’da yaklaşık 4 bin, Portekiz’de binden fazla, Birleşik Krallık’ta 3 bin 200’den fazla ve Almanya’da da yaklaşık 4 bin 500 kişi sıcaklar nedeniyle yaşamını yitirdi.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Hans Kluge, Mısır’ın Şarm el-Şeyh kentinde düzenlenen BM iklim zirvesi dolayısıyla yaptığı açıklamada, iklim değişikliğinin insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerine dikkat çekti.

Avrupa’da geçen yaz insan sağlığını olumsuz etkileyen sıcak hava dalgalarına, kuraklık ve orman yangınlarına tanık olunduğunu belirten Kluge, Avrupa Birliği’nin iklim değişikliğini gözlemleyen kuruluşu Copernicus’a göre, 2022 yazının bugüne kadar kaydedilen en sıcak yaz olduğunu hatırlattı.

DSÖ Avrupa Bölge Direktörü Kluge, tahminlere göre Avrupa’da sıcak hava nedeniyle 2022 yılında 15 bin kişinin hayatını kaybettiğini belirtti. Üç aylık yaz döneminde yetkililerin DSÖ’ye sunduğu verilere göre İspanya’da yaklaşık 4 bin, Portekiz’de binden fazla, Birleşik Krallık’ta 3 bin 200’den fazla ve Almanya’da da yaklaşık 4 bin 500 kişi sıcaklar nedeniyle yaşamını yitirdi.

Kluge, diğer ülkelerin de verileri sunması halinde, ölü sayısında artış kaydedilebileceğini ifade etti. DSÖ Avrupa Direktörü, “İklim değişikliği bizi şimdiden öldürüyor, ama bugün harekete geçmek bu ölümlerin sürmesini engelleyebilir” dedi.

Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ile Avrupa Birliği’nin (AB) iklim değişikliğini gözlemleme kuruluşu Copernicus tarafından geçen hafta açıklanan bir raporda, son 30 yılda Avrupa kıtasındaki hava sıcaklıklarının dünya ortalamasına kıyasla iki kat fazla arttığı belirtilmişti.

Rapora göre, 1991 yılından 2021’e kadar Avrupa’daki hava sıcaklıkları her on yılda bir ortalama 0,5 derece artış gösterdi.

(Kaynak: DW Türkçe)

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü: Pakistan Çöküşün Eşiğinde

Pakistan’da 14 Haziran’dan bu yana etkili olan muson yağmurlarının yıkıcı etkisine dair bir açıklama yapan Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), ülkede sekiz milyon insanın tıbbi yardıma muhtaç olduğunu belirtti.

Dünya Sağlık Örgütü Doğu Akdeniz Bölgesi Acil Durum Direktörü Rick Brennan Cenevre’de gazetecilere yaptığı açıklamada Pakistan’ın “çöküşün eşiğinde” olduğunu söyledi.

Muhtaç durumdakilere yardım için Dünya Sağlık Örgütü’ne 81 milyon dolar tahsis edildiğini belirten Brennan, Birleşmiş Milletler’in (BM) Pakistan için öngördüğü 816 milyon euroluk toplam yardımın şimdiye kadar sadece yüzde 16’sının toplanabildiğini ifade etti.

Rick Brennan, selin çekilmesiyle ülkenin sivrisinek yatağına dönüştüğünü, birçok yerde temiz içme suyu olmadığını ve lağım sularının doğru bir biçimde tahliye edilemediğine dikkat çekti. Ülkede ishal hastalığının yaygınlaştığına dikkat çeken Brennan, Temmuz ile Ekim ayı arasında 540 bin sıtma vakası kaydedildiğini söyledi.

Pakistan’da binlerce sıtma hastası yeterli tedavi görmediği için hayatını kaybediyor. Kalıcı bir biçimde yetersiz beslenen çocukların sayısı artıyor. Seller nedeniyle bir sonraki hasat döneminin nasıl olacağı da belirsizliğini koruyor. Pakistan’da hükümet ülkede açlık krizinin yaşanmasını önlemek için bu hafta içinde Rusya’dan 300 bin ton buğday sipariş etti.

En az 1606 can kaybı

Pakistan’da etkili olan muson yağmurlarından kaynaklı sellerde can kaybının en az 1606 olduğu belirtiliyor. Ölenlerin 579’u çocuk ve 325’i kadın.

Bilim insanları, bu yıl Pakistan’da yıllık yağış ortalamasının üç buçuk katı üzerinde gerçekleşen muson yağmurlarında tartışmasız bir şekilde iklim krizinin rolü olduğunu söylüyor.

Pakistan’daki sel felaketinden sonra ülkede yaşam neredeyse durma noktasına gelmişti.

Selden sonra Pakistan’da:

  • 2 milyondan fazla ev,
  • Yaklaşık 24 bin okul,
  • 1500 sağlık tesisi,
  • 13 bin kilometre yol ya hasara uğradı ya da tamamen yıkıldı.

Ülkede yıkılan diğer yapılar arasında çok sayıda köprü, otel ve baraj da var.

İklim krizini tetikleyen küresel karbon salınımında yüzde 0,8 payı olan Pakistan’ın sel felaketi sonrası karşı karşıya olduğu hasarın maliyeti 30 milyar doların üzerinde.

Bu miktar, ülkenin gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 10’undan fazlasına tekabül ediyor.

Muson yağmurları hakkında

Muson sözcüğü, Arapça “mevsim” sözcüğünden geliyor; yağışların mevsimlik olduğunu vurgulamak açısından bu adlandırma kullanılıyor.

Musonlar denildiğinde akla ilk olarak “Asya musonu” gelse de bunun dışında ABD’nin güneybatı kıyılarını ve Meksika’yı etkileyen Meksika musonu veya Arizona musonu da denilen Kuzeybatı Pasifik Musonu da bilinen mevsimsel yağışlar arasında.

Güney, güneydoğu ve doğu Asya’da etkili olan muson yağışları, temel olarak yaz mevsiminde Umman Denizi, Bengal Körfezi ve Hint Okyanusu’nda denizdeki havanın daha serin olması nedeniyle ısınan Asya kara kütlesinin alçak basınç alanı oluşturmasıyla, nemli hava kütlesinin denizden karaya doğru taşınması sonucu meydana geliyor.

Yaz mevsiminde Hint Okyanusu üzerinde ortalama sıcaklık 25 santigrat dereceyken, karalarda 45 dereceye kadar çıkabiliyor. Denizden karaya doğru esen rüzgarlarla taşınan dev bulut kütleleri Himalaya Dağları’na kadar olan bölgede mevsimsel yağışlara yol açıyor.

Yağışlar, Hint alt kıtası, Hindi Çini ve güneydoğu Asya ülkeleri ile Çin, Kore Yarımadası, Japonya’ya kadar olan bölgede etkili oluyor. Ancak yağışların en fazla etkilediği bölge, cephe kütlesinin kuzeydeki Himalaya Dağları ile karşılaşarak sıkıştığı Hindistan, Nepal, Butan, Bangladeş, Myanmar’ı içine alan bölge. Bu bölgede yağışlar zaman zaman on binlerce insanın evlerini terk etmesine neden olan sellere yol açıyor.

İklim krizi

Öte yandan, iklim krizi de söz konusu yağışların şiddetini ve yarattığı etkileri arttırabiliyor. Örneğin, çevre örgütü Germanwatch’ın Küresel İklim Riski verilerine göre, Güney Asya ülkesi Pakistan, halihazırda iklim krizinin sebep olduğu aşırı hava olaylarına karşı en kırılgan sekizinci ülke olma özelliği taşıyor.

İklim Değişikliği Bakanı Sherry Rehman da 6 Temmuz’da, yaşanan seller ile ilgili açıklamasında, “Bir gün yanıyorsunuz, ertesi sabah su baskınları bekliyorsunuz… Yani, Pakistan’daki durumun ne kadar ciddi olduğunu görebilirsiniz” demişti.

Paylaşın

Dünya Sağlık Örgütü: Maymun Çiçeği Vakaları Azalıyor

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), mayıs ayında dünya genelinde hızla yayılmaya başlayan, temmuz ayında zirveye çıkan maymun çiçeği vakalarının aylardır azalma eğiliminde olduğu ancak ‘zafer ilan’ etmek için henüz erken olduğunu açıkladı.

Maymun çiçeği salgınında 100 ülkede 73 binden fazla vaka tespit edildiğini ve hastalık nedeniyle 29 kişinin öldüğünü duyuran DSÖ, vakaların yüzde 90’nın eşcinsel ilişki yaşayan erkeklerde görüldüğünü kaydetti. Temmuz ayında vaka sayısı zirve yapan hastalığın özellikle Avrupa ve Kuzey Amerika’da düzenli şekilde gerilediği belirtildi.

DSÖ açıklamasında, küresel maymun çiçeği vakalarının son 7 günde önceki haftaya göre yüzde 20 düştüğü belirtildi. Ancak Güney Amerika’nın da aralarında bulunduğu bazı bölgelerde vakaların halen artmaya devam ettiği vurgulandı. Peru’da vaka oranının yüzde 7 arttığı kaydedildi.

DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus geçen hafta “Yavaşlayan bir salgın en tehlikeli salgın olabilir, çünkü bizi krizin bittiğini düşünmeye ve gardımızı düşürmeye teşvik edebilir” dedi.

AFP’ye konuşan uzmanlar ise vakaların düşmesinin ana nedeninin risk altındaki toplulukların, özellikle erkeklerle ilişki yaşayan erkeklerin davranışlarındaki değişiklik olduğunu, ancak aşılamanın da bir rol oynadığını söyledi.

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının bir çeşit akraba virüsü.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu ileri sürüldü.

2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

Nasıl bulaşıyor?

Dünya Sağlık Örgütü yetkilisi Dr. İbrahim Soce Fall, virüsün endemik olduğu ülkelerde dahi henüz nasıl bulaştığının tam olarak anlaşılamadığını, bulaşma dinamikleri açısından hâlen birçok bilinmez olduğunu açıkladı.

DSÖ bulaşma şekilleri olarak şunları saydı: “Maymun çiçeği döküntüsü olan biri tarafından kullanılan giysilere, çarşaflara veya havlulara dokunmak. Döküntülere ya da kabuklarına dokunmak. Enfekte bir kişinin öksürmesine veya hapşırmasına maruz kalmak.”

Paylaşın

2022’de Kovid 19’da Hayatını Kaybedenlerin Sayısı 1 Milyonu Geçti

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, düzenlediği basın toplantısında, Rusya’nın işgaliyle başlayan savaşın devam ettiği Ukrayna’daki durum, Kovid 19 pandemisi ve maymun çiçeği salgını ile ilgili son gelişmeleri paylaştı.

Ghebreyesus, Kovid 19 virüsünün etkisini göstermeye başladığı 2019’un son aylarından bu yana dünyada virüs kaynaklı 6,45 milyon can kaybının görüldüğünü belirterek, “Bu hafta, yılın başından bu yana 1 milyon can kaybıyla üzücü bir dönüm nokrasını geçtik” dedi.

DSÖ Genel Direktörü, virüs kaynaklı can kayıplarını önleyecek araçların bulunmasına rağmen bu kadar ölümün kabul edilemez olduğunu söyledi.

136 ülkede aşılama oranı yüzde 70’in altında

136 ülkenin haziran sonuna kadar nüfusunun yüzde 70’ini aşılama hedefini tutturamadığını kaydeden Ghebreyesus, “Tüm hükümetlere, nüfuslarının yüzde 70’ini aşılama hedefi yolunda sağlık çalışanları, yaşlılar ve yüksek risk grubu altındaki kişileri aşılama çağrısında bulunuyoruz” dedi.

DSÖ Genel Direktörünün açıklamasına göre, henüz nüfusunun yüzde 70’ini Kovid 19’a karşı aşılayamayan ülkelerin yüzde 66’sı ise henüz nüfusunun yüzde 40’ını bile aşılayamamış durumda.

Düşük aşılama oranı bulunan ülkelerde aşılama kapasitesinin giderek arttığını ifade eden Ghebreyesus, “Daha fazlası yapılmalı. Dünya nüfusunun üçte biri, sağlık çalışanlarının üçte ikisi ve yaşlıların dörtte üçü hala aşısız durumda” değerlendirmesini yaptı.

Ghebreyesus, DSÖ üyesi ülkelere test, genom sıralaması ve aşılama kapasitelerini azaltmama çağrısını da yineledi.

Türkiye’deki durum ne?

Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre, 8-14 Ağustos 2022 haftasında ülkede 342 kişi Kovid 19 sebebiyle hayatını kaybetti, 143 bin 88 kişinin Kovid 19 testi pozitif çıktı. Şimdiye kadarki toplam ölü sayısı 100 bin 400 iken vaka sayısı 16 milyon 671 bin 848 oldu.

Aynı verilere göre, Türkiye’de 26 Ağustos tarihi itibariyle 57 milyon 910 bin 986 kişi bir doz Kovid 19 aşısı, 53 milyon 142 bin 69 kişi iki doz ve 28 milyon 154 bin 302 kişi üç doz aşı oldu.

Paylaşın

Maymun Çiçeği Vaka Sayısı Bir Haftada Yüzde 20 Arttı

Dünyadaki maymun çiçeği vaka sayısı 36 bin 412’ye yükselirken, virüs nedeniyle yaşanan ölümlerin sayısı 12 oldu. Son 7 günde yaklaşık 7 bin 500 yeni vaka belirlenirken, haftalık vaka sayısı yüzde 20 artmış oldu.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, basın toplantısında maymun çiçeği ve Kovid 19 salgınları ile ilgili güncel verileri paylaştı.

DSÖ’nün İsviçre’nin Cenevre kentinde bulunan merkezinde basına konuşan Ghebreyesus, yılbaşından bu yana virüsün endemik olduğu ülkeler de dahil 92 ülkede maymun çiçeği vakalarının görüldüğünü aktardı.

Buna göre, 16 Ağustos itibariyle dünyadaki toplam vaka sayısı 36 bin 412 ve virüs nedeniyle yaşanan ölümlerin sayısı 12 oldu.

Haftalık olarak bakıldığında vakaların en çok son bir haftada görüldüğünü kaydeden Ghebreyesus, son 7 günde yaklaşık 7 bin 500 yeni vakanın belirlendiğini ve haftalık vaka sayılarının yüzde 20 arttığını söyledi.

Aşılama çalışmaları ile ilgili de bilgi paylaşan DSÖ Genel Direktörü, “maymun çiçeğine karşı mevcut çiçek aşılarının etkili olabileceğini ancak aşı tedarikleri ve etkililik oranlarına dair verilerin çok sınırlı olduğunu” ifade etti.

Kovid 19: Ölümlerde yüzde 35 artış

Ghebreyesus, Kovid 19 salgını ile ilgili güncel gelişmeleri de paylaştı. Buna göre, son bir haftada dünyada Kovid 19 kaynaklı yaklaşık 15 bin can kaybı kayıtlara geçti. Salgının “endişe verici olmayı sürdürdüğünü” söyleyen Ghebreyesus, ölü sayısının bir haftada yüzde 35 arttığını belirtti.

Artan Kovid 19 ölümlerinin “kabul edilemez” olduğunu söyleyen Ghebreyesus, “Biz bu salgından yorulduk ama virüs bizden yorulmadı” dedi.

DÖS Genel Direktörü Ghebreyesus, son haftalardaki Kovid 19 artışlarına Omicron’un BA.5 alt varyantlarının yol açtığı bilgisini paylaşarak, virüsün evriminin daha iyi takip edilebilmesi için ülkelere “test ve genom sıralaması kapasitelerini azaltmama” çağrısında bulundu.

Türkiye’deki durum

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın 2 Ağustos tarihli açıklamasına göre, Türkiye’de bu tarih itibariyle beş maymun çiçeği vakası görülmüştü.

Kovid 19 salgınında 1-7 Ağustos 2022 haftasına ilişkin resmi verileri açıklayan Sağlık Bakanlığı, 16 Ağustos itibariyle bir haftada 380 kişinin Kovid 19 sebebiyle yaşamını yitirdiğini duyurdu. Bir önceki hafta Kovid 19 sebebiyle yaşamını yitirenlerin sayısı 337’ydi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

78 Ülkede 18 Binin Üzerinde Maymun Çiçeği Vakası

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, Kovid 19 pandemisini ilişkin düzenlediği basın toplantısında, “küresel acil durum” ilan edilen maymun çiçeği salgınına ilişkin de konuştu.

Tedros’un açıklamasına göre, DSÖ’ye bu sene içinde 78 ülkeden 18 binin üzerinde doğrulanmış maymun çiçeği vakası rapor edildi. DSÖ Genel Direktörü, vakaların yüzde 70’den fazlasının Avrupa bölgesinde ve yüzde 25’inin Amerika kıtasında görüldüğünü söyledi.

Şimdiye kadar maymun çiçeğinden beş ölümün rapor edildiğini de kaydeden Tedros, “Eğer toplumlar ve bireyler, kendilerini bilgilendirir, riskleri ciddiye alır, bulaşmayı durdurmak için gereken adımları atar ve hastalığa açık grupları korursa salgın durdurulabilir” dedi.

“Yaftalama ve ayrımcılık” uyarısı

DSÖ’nün maymun çiçeği salgınından sorumlu teknik ekibin lideri Dr. Rosamund Lewis’in bir gün önceki açıklamasına benzer bir şekilde, DSÖ Genel Direktörü Tedros da “yaftalama ve ayrımcılığın herhangi bir virüs kadar tehlikeli olabileceğini ve salgını körükleyebileceğini” söyledi.

Özellikle çevrimiçi mecralardaki yanlış bilgiler ve dezenformasyona dikkat çeken Tedros, salgınla ilgili şu bilgi ve önerileri paylaştı:

“Şimdiye kadar kayıtlara geçen vakaların yüzde 98’i erkekler ile cinsel ilişkiye giren erkekler arasında olsa da virüse maruz kalan herkes enfekte olabilir.

DSÖ, bu nedenle çocuklar, gebe kadınlar ve bağışıklığı baskılanmış kişiler de dahil diğer kırılgan gruplara yönelik bulaş riskini azaltmak için ülkelerin harekete geçmesini tavsiye ediyor.”

DSÖ Genel Direktörü Tedros’un açıklamasına göre, “maymun çiçeği virüsü, cinsel temas ile bulaşmaya ek olarak hanelerde kucaklaşma, öpüşme, kirli havlu ve çarşaf kullanımı yoluyla da bulaşabiliyor.”

Aşılama

Tedros, DSÖ’nün maymun çiçeği virüsüne karşı virüse maruz kalmış kişiler ve sağlık çalışanları, bazı laboratuvar personeli ve birden fazla cinsel partneri olan kişilere yönelik aşılamayı tavsiye ettiğini, fakat mevcut durumda kitlesel bir aşılama tavsiyesinde bulunmadığını söyledi.

MVA-BN isimli bir çiçek aşısının maymun çiçeğine karşı kullanımının Kanada, Avrupa Birliği (AB) ve ABD’de onaylandığını, LC16 ve ACAM2000 isimli iki aşının kullanımının ise değerlendirildiğini kaydeden Tedros, “Fakat aşıların maymun çiçeğine karşı etkinliği ya da ve kullanılması gereken doz sayısı konusunda hala veri eksikliğimiz var” ifadelerini kullandı:

“Bu sebeple de aşıları kullanan tüm ülkeleri aşıların etkinliğine ilişkin kritik öneme sahip verileri toplamaya ve paylaşmaya çağırıyoruz.

Şunu vurgulamak önemli: Aşılama enfeksiyona veya hastalığa karşı hemen koruma sağlamayacaktır. Bunun olması birkaç haftayı bulabilir.

Bu ise şu anlama geliyor: Aşı olanların kendilerini korumak için önlemler almaya devam etmesi gerekiyor.”

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının bir çeşit akraba virüsü.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu ileri sürüldü.

2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

DSÖ, Maymun Çiçeği Salgınını ‘Küresel Acil Durum’ İlan Etti

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) maymun çiçeği vakalarının Avrupa ve ABD’de artmasının ardından acil durum komitesini topladı. DSÖ, maymun çiçeği salgınını ‘küresel acil durum’ ilan etti.

DSÖ Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, kararı açıkladığı basın toplantısında şu ana dek 75 ülkede 16 binden fazla vaka raporlandığını söyledi. Tedros, salgın nedeniyle beş kişinin yaşamını yitirdiğini de söyledi.

“Hastalık dünyada hızla yayılıyor”

Tedros, komitenin ‘küresel acil durum’ kararını oybirliğiyle almadığını da açıkladı. Acil durum ilanı, DSÖ’nün maymun çiçeği konusundaki ikinci acil durum komitesi toplantısının ardından geldi. İlk toplantıda komitenin çoğunluğu, bu yönde bir karar alınmasına gerek duymadı.

Hastalığın dünya çapında hızla yayıldığını söyleyen Tedros, DSÖ’nün değerlendirmesine göre küresel olarak maymun çiçeği riskinin orta seviyede olduğunu ancak Avrupa bölgesinde riskin yüksek olduğunu belirtti.

Kurum şu an maymun çiçeği salgınından başka koronavirüs pandemisini ve çiçek hastalığını ortadan kaldırma girişimlerini ‘küresel acil durum’ olarak sınıflandırıyor.

“Küresel Acil Durum” DSÖ’nün ilan edebileceği en yüksek alarm seviyesi.

Maymun çiçeği hastalığı nedir?

Maymun çiçeği, 1980’li yıllarda tamamen ortadan kalkan çiçek hastalığının bir çeşit akraba virüsü.

ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezi’ne (CDC) göre, hastalık 1958’de maymun kolonilerinde keşfedildi. İnsana bulaşan ilk vaka 1970 yılında Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde (DRC) rapor edildi.

O tarihten bu yana Benin, Kamerun, Orta Afrika Cumhuriyeti, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Gabon, Fildişi Sahili, Liberya, Nijerya, Kongo Cumhuriyeti, Sierra Leone ve Güney Sudan’ın da içinde bulunduğu 11 Afrika ülkesinde bu virüs görüldü.

Belirtileri ne?

Ateş, döküntü, şiddetli baş ağrısı, sırt ağrısı, kas ağrıları, halsizlik ve şişmiş lenf düğümleri, maymun çiçeği ile ilişkili en yaygın belirtiler.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, maymun çiçeği olan hastalarda ateşin başlamasından sonraki 1 ila 3 gün içinde deri döküntüleri görülüyor. Döküntüler daha çok yüzde yoğunlaşırken, yüze ilave olarak, avuç içi ve ayak tabanları, ağız mukozasını, cinsel organları da etkiliyor.

Maymun çiçeğinin kuluçka süresi genellikle 6 ila 13 gün olarak bilinse de DSÖ’ye göre bu süre 5 ila 21 gün arasında değişebiliyor.

Tedavisi var mı?

DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Çiçek hastalığına karşı aşılamanın hastalığı önlemede yaklaşık yüzde 85 oranında etkili olduğu ileri sürüldü.

2003 yılında ABD’de yaşanan yayılmada, 47 kişi hayatını kaybetmişti.

Maymun çiçeği virüsü taşıyan kişilerin çoğu hastalığı hafif atlatsa bile DSÖ’ye göre, bu virüsten ölüm oranı yüzde 11 civarında. Çocuklar ve gençlerde ölüm oranı daha fazla olabiliyor.

Paylaşın

Maymun Çiçeği Vaka Sayısı 14 Bini Aştı

DSÖ, 2022 yılının başından bu yana 6 bölgede 71 üye devlette 14 binin üzerinde maymun çiçeği vakası görüldüğünü duyurdu. DSÖ’ye göre, şu anda maymun çiçeği için önerilen özel bir tedavi yok.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), maymun çiçeği virüsü ile ilgili dün (21 Temmuz) yazılı bir açıklama yaparak dünyadaki son durum ile ilgili bilgi verdi.

Sene başından bu yana dünyada görülen vaka sayısının 14 binin üzerine çıkması ve son bir haftada altı ülkenin daha vaka bildirmesi üzerine Maymun Çiçeği Acil Durum Komitesinin tekrar bir araya geldiğini açıklayan DSÖ, Komitenin “pek çok ülkede görülen ve gelişmeye devam eden salgının kamu sağlığı açısından ne anlama geldiğini değerlendirdiğini” duyurdu.

Komite, maymun çiçeğinin dünya çapında bir halk sağlığı acil durumu ilan edilip edilmeyeceğini görüşmek için ilk defa Haziran ayında bir araya gelmiş, fakat toplantıdan acil durum ilan etmeme kararı çıkmıştı.

DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, konuyla ilgili açıklamasında, bu yönde bir karar alınırken “kamu sağlığını korumaya yönelik pek çok faktörün göz önüne alınacağını” söyledi: “Salgın geliştikçe, neyin işe yarayıp yaramadığını daha iyi anlamak için farklı ortamlardaki kamu sağlığı müdahalelerinin etkinliğini değerlendirmek önemli.”

Virüs, 71 ülkede tespit edildi

DSÖ’nün son yaptığı açıklamaya göre, 2022 yılının başından bu yana 6 bölgede 71 üye devlette 14 binin üzerinde maymun çiçeği vakası görüldü.

Tedros, altı ülkenin ilk vakalarını son bir hafta içinde teyit ettiğini ve “vakaların çoğunun halen erkekler ile ilişkiye giren erkekler arasında görüldüğünü” söyledi. Bulaş örüntüsünün “hedef gözeterek yapılacak halk sağlığı müdahalelerini uygulama konusunda bir fırsat” olduğunu söyleyen Tedros, bazı ülkelerde görülebilecek “ayrımcılığa” dadikkat çekti:

“Bu aynı zamanda bir zorluk; çünkü etkilenen topluluklar hayati tehlike oluşturabilecek ayrımcılık ile karşı karşıya.”

Tedros, “erkekler ile cinsel ilişkiye giren erkeklerin yaftalanması veya suçlanması” konusunda “oldukça endişeli” olduğunu ifade ederek bu durumun “salgının takibini ve durdurulmasını zorlaştırdığını” söyledi.

Paylaşın

DSÖ: Kovid 19 Vaka Sayıları 5 Haftadır Yükselişte

Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ/WHO) yayımladığı haftalık rapora göre, geçen hafta dünya genelinde 5,7 milyon Kovid 19 vakası tespit edilirken vaka sayısı önceki haftaya göre yüzde 6 arttı.

Rapora göre, Mart 2022’den itibaren azalan vaka sayısı, Haziran ayının ikinci yarısından itibaren yeniden artış eğilimine girdi. Artışın Omicron varyantının bulaşıcılığı yüksek BA.4 ve BA.5 alt varyantlarının dünyada giderek hakim hale gelmesinden kaynaklandığı tahmin ediliyor.

Worldometer’a göre, pandeminin başından beri dünya genelinde 568 milyondan fazla vaka saptandı, virüs nedeniyle 6 milyon 389 binden fazla insan hayatını kaybetti.

Ancak DSÖ, vaka artışına karşın virüse bağlı ölümlerde belirgin artış görülmediğini kaydetti. Geçen hafta dünya genelinde 9 bin 800 ölüm kaydedilirken, rakam önceki haftaya göre değişiklik göstermedi.

Ölüm sayıları Ortadoğu’da yüzde 78 arttı

Bölgesel olarak, en yüksek vaka artışları, yüzde 28 ile Batı Pasifik ve yüzde 25 ile Ortadoğu’da görüldü.

Vaka sayısı Afrika’da yüzde 33, Kuzey ve Güney Amerika’da yüzde 1 azalırken Güneydoğu Asya’da yüzde 5, Avrupa’da yüzde 4 arttı.

Haftalık ölüm sayıları ise Ortadoğu’da yüzde 78, Güneydoğu Asya’da yüzde 23 artarken Afrika’da yüzde 17, Batı Pasifik’te yüzde 10, Kuzey, Güney ve Orta Amerika’da yüzde 1 azaldı, Avrupa’da sabit kaldı.

Aşılara ve bağışıklığa dirençli

Dünyada giderek yaygınlaşan BA.4 ve BA.5 alt varyantlarının, daha bulaşıcı olması ve hızlı yayılmasının yanı sıra aşıların ve hastalığı geçirmenin sağladığı bağışıklığa direnç gösterdiği biliniyor.

ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), 13 Temmuz’da yaptığı açıklamada, BA.4 ve BA.5 alt varyantlarının ülkedeki vakaların yüzde 80’ininden fazlasını oluşturduğunu bildirmişti.

Sonbaharda “yeni dalga” bekleniyor

Vaka artışındaki eğilimin sürmesi halinde, güz aylarında dünya çapında yeni bir salgın dalgasının ortaya çıkabileceği öngörülüyor.

DSÖ Genel Sekreteri Tedros Adhanom Ghebreyesus, geçen hafta yaptığı açıklamada, Kovid 19 salgınının “küresel acil durum” olarak nitelendirilmeye devam edileceğini söylemişti.

Ghebreyesus, Omicron varyantının alt varyantları BA.4 ile BA.5’in dünya genelinde vaka sayılarında artışı tetiklemeyi sürdürdüğüne dikkati çekerek, “Virüs kontrollerindeki azalma, varyantların nasıl bulaştığı, hastalığa yol açma ihtimali ve virüse karşı mücadelenin etkililiğinin derecesinin anlaşılmasına engel oluyor” uyarısında bulunmuştu.

Paylaşın

BM: 30 Yılda Çocuk Aşılamalarındaki En Büyük Gerileme Kaydedildi

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Kovid 19 salgınının küresel sağlık sistemine olumsuz etkilerinden dolayı çocuk aşılama oranında son 30 yıldaki en büyük düşüşün yaşandığını açıkladı.

İki kurum yaptığı açıklamada, çocuklar için en önemli bağışıklık araçlarından difteri, tetanos ve boğmaca (DTP) aşılarının uygulanma oranının 2019’dan 2021’e kadar yüzde 5 azalma gösterdiğini belirtti. Ayrıca sadece 2021’de 25 milyon çocuğun birinci veya ikinci doz DTP aşısını yaptıramadığını bildirdi.

Kovid 19’dan sonra HPV virüsüne karşı küresel aşılamaların yüzde 15’e yakın düştüğü ve bu eksikliğin kız çocuklarının sağlık riskini artırdığı kaydedildi.

Çocuk aşılamalarında en büyük azalma ise kızamıkta görüldü. 2021’de kızamık aşılama oranı yüzde 81 düşerek 2008’den bu yana en düşük seviyeye geriledi. Geçen yıl 24,7 milyon çocuğun kızamık aşısı yaptırmadığı ve bu rakamın 2019’dakinden 5,3 milyon daha fazla olduğu bilgisi paylaşıldı.

Aşılamalardaki bu azalmanın çocuk sağlığı için alarm verici olduğunu vurgulayan UNICEF Direktörü Catherine Russell, “Bir kuşak boyunca çocuk aşılamalarındaki en büyük gerilemeye şahitlik ediyoruz. Gerekli aşılarını yaptıramayan milyonlarca çocuk için bağışıklık telafisi yapmak zorundayız” dedi.

DSÖ Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus ise Kovid-19 ile halihazırdaki mücadelenin, kızamık ve zatürre gibi ölümcül hastalıklara karşı mücadeleyle beraber yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi ve “Bu iki seçenek arasında bir seçim olmamalıdır. İki mücadeleyi de sürdürmek mümkündür” değerlendirmesinde bulundu.

Paylaşın