AK Parti Toparladı Ama Seçimi Kazanmaya Yetmiyor

Yöneylem Araştırma Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, “AKP 1,5 yıl boyunca devam eden istikrarlı oy kaybını durdurmayı başardı 3 aydır oyları artıyor. Kasım’da Türkiye vizyonu’yla seçim kampanyasının başlaması, asgari ücret ve EYT’yle ilgili beklenti, Taksim’deki saldırı ve Suriye harekatı kararsız AKP seçmeni üzerinde etkili oldu.” dedi ve ekledi:

“AKP’nin artan oy oranına rağmen 2018 seçimlerinin hala 10 puan gerisinde olduğunu, MHP’yle birlikte Cumhur İttifakı’nın 4,5 yılda 14 puan kaybettiğini görmek gerekir. Bu toparlanma seçim kazandırmanın epey uzağında. Artışın devam edeceğine ya da kalıcı olacağına dair bulgu yok.”

Yöneylem Araştırma Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, yaptıkları anket sonuçlarından yola çıkarak bir seçim analizinde bulundu. Kömürcü’ye göre, Cumhur İttifakı’nda istikrarlı bir düşüş yaşandığını belirte Kömürcü, EYT meselesi, Taksim’deki saldırısı kararsız olan AK Parti seçmeni üzerinde etkili oldu. Ancak Kömürcü yaptığı açıklamada tüm gelişmelerle birlikte AK Parti’nin bir önceki seçimde yakaladığı oy oranında olmadığını söyledi.

Kömürcü, sosyal medya hesabından yaptığı analizde AK Parti’den bir yıl boyunca oy kaybettiğini söyledi. Kömürcü’ye göre AK Parti son dönemde toparlama aşamasına girdi. Kömürcü bu toparlanmayı da şöyle açıkladı: AKP 1,5 yıl boyunca devam eden istikrarlı oy kaybını durdurmayı başardı 3 aydır oyları artıyor. Kasım’da Türkiye vizyonu’yla seçim kampanyasının başlaması, asgari ücret ve EYT’yle ilgili beklenti, Taksim’deki saldırı ve Suriye harekatı kararsız AKP seçmeni üzerinde etkili oldu.

Kömürcü bu toparlamanın seçim kazandırmayacağını da belirtti: AKP’nin artan oy oranına rağmen 2018 seçimlerinin hala 10 puan gerisinde olduğunu, MHP’yle birlikte Cumhur İttifakı’nın 4,5 yılda 14 puan kaybettiğini görmek gerekir.  Bu toparlanma seçim kazandırmanın epey uzağında. Artışın devam edeceğine ya da kalıcı olacağına dair bulgu yok.

Kömürcü, kararsız olan AK Parti ve MHP seçmenine dikkat çekerek muhalefetin oy kaybetmediğini söylüyor: İktidar oylarındaki artış muhalefet seçmeninin karşı tarafa geçmesi şeklinde gerçekleşmiyor. AKP-MHP’nin oyları arttığında toplam muhalefet oyu azalmıyor. Bekleneceği üzere bir miktar kararsız ve oy kullanmayacak eski AKP-MHP seçmeni partilerine geri dönüyor.

“Muhalefet tarafındaki seçmenden iktidar tarafına bir geçiş olmadığını çok net bir biçimde cumhurbaşkanlığı seçimine dair tercihlerde görüyoruz” diyen Kömürcü şöyle devam etti: Erdoğan’a asla oy vermem” ve “muhalefet adayına oy veririm” diyenlerin %50 üzerindeki konsolidasyonu devam ediyor.

Kömürcü’nün CHP’yle ilgili analizi ise şöyle: CHP, 4 ay önce birinci parti olabilir yorumları yaptıran bir seviyedeydi. Şu an oy oranı o seviyenin çok da altına inmiş değil, ama AKP’deki oy artışıyla birlikte arada ciddi bir makas oluştu. CHP’nin %30’u geçemediği bir tabloda birinci parti olma olasılığı çok düşük.

Kömürcü son olarak şunları söyledi: CHP’nin 3 Aralık’taki “vizyon belgesi” toplantısının ardından, ama özellikle cumhurbaşkanı adayı belli olduktan sonra bir ivme kazanması beklenebilir. 3 Aralık toplantısının örgütte, partililerde ve CHP seçmeninde bir karşılığı olacaktır.

Paylaşın

AK Parti’nin ‘Türkiye Yüzyılı’ Programı; Eskiyi Konuşarak Yeniyi Vadediyor

Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Derya Kömürcü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ilan ettiği “Türkiye Yüzyılı” programına ilişkin “yeni bir şey” yok değerlendirmesinde bulundu.

İktidarın vadettiğinin çok altında kalan bir program olduğunu belirten Kömürcü, “Bugüne kadar söylediklerinin ötesinde çok yeni bir açılım ortada yok. Öncesinde köpürtülen ‘kapsayıcılık’ vs. gibi yaklaşımın sözden öteye geçmediğini düşünüyorum. ‘Kimlik siyaseti olmayacak’, ‘kutuplaşma olmayacak’ gibi şeyler Erdoğan siyasetinin özü aslında. Bunların değişmeyeceğini düşünüyorum” dedi.

‘Türkiye Yüzyılı’ açıklamasının genel olarak seçim kampanyası başlangıcı gibi algılanabileceğini ifade eden Kömürcü, Erdoğan’ın “Gelin” çağrısını “Çok gerçekçi bulmuyorum. Giden olursa da yeni bir ‘Yetmez Ama Evet’ten başka bir şey olmaz” sözleriyle değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ikinci yüzyıla dair yeni program ve hedeflerin yer aldığı “Türkiye Yüzyılı” programını Ankara’da ilan etti. Yeni anayasa adımından “Gelin” çağrısına kadar birçok başlığın yer aldığı programın seçmende nasıl karşılık bulacağı da merak konusu oldu.

Kamuoyunun nabzını yakından tutan araştırma şirketi temsilcilerinin bir kısmına göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin ikinci yüzyılına girerken “yeni hiçbir şey” söylemedi ve eskiyi konuştu. Erdoğan’ın konuşmasının yeni seçmenleri ikna etmeyeceği görüşünün aksini savunan araştırmacılara göre ise AK Parti ilk kez seçim kampanyasını bu kadar erken başlattı ve psikolojik üstünlük AK Parti’ye döndü.

Gazete Duvar’dan Serkan Alan‘ın haberine göre, Yöneylem Sosyal Araştırmalar Merkezi Genel Koordinatörü Derya Kömürcü’ye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı programda “yeni bir şey” yok. İktidarın vadettiğinin çok altında kalan bir program olduğunu belirten Kömürcü, “Bugüne kadar söylediklerinin ötesinde çok yeni bir açılım ortada yok. Öncesinde köpürtülen ‘kapsayıcılık’ vs. gibi yaklaşımın sözden öteye geçmediğini düşünüyorum. ‘Kimlik siyaseti olmayacak’, ‘kutuplaşma olmayacak’ gibi şeyler Erdoğan siyasetinin özü aslında. Bunların değişmeyeceğini düşünüyorum” dedi.

‘Türkiye Yüzyılı’ açıklamasının genel olarak seçim kampanyası başlangıcı gibi algılanabileceğini ifade eden Kömürcü, Erdoğan’ın “Gelin” çağrısını “Çok gerçekçi bulmuyorum. Giden olursa da yeni bir ‘Yetmez Ama Evet’ten başka bir şey olmaz” sözleriyle değerlendirdi ve şunları kaydetti:

“Bir tür kocaman bir propaganda aygıtının en güçlü şekilde devreye sokulduğu ama açıkça en güçlü hamlenin bile sönük kaldığı bir durum var burada. Çok etkili olmadığını düşünüyorum. Bir süredir muhalefette çalkantılar, muhalif seçmeni moral bozukluğuna itecek şeyler oluyor. Bir söylem üstünlüğü son bir ayda Erdoğan’a geçmiş gibi görünüyor. Bu program, ‘Söylem üstünlüğünü’, ‘Seçimi ben yeniden kazanırım psikolojik üstünlüğüne’ taşıma hamlesi olarak tasarlanmıştı. Ancak öyle bir etki bende bırakmadı. Bugün Erdoğan’a oy verme niyetinde olanlar haricinde yeni bir tek seçmenin bu konuşmayı dinleyip, fikrini değiştirmesi olasılığı gözükmüyor.”

‘Vaat olarak yeni bir şey yok’

Aksoy Araştırma Kurucusu ve Sosyal Demokrasi Vakfı SODEV Başkanı Ertan Aksoy’a göre AK Parti eskiyi konuşarak yeniyi vadediyor. Güncel sorunlara dair programda hiçbir şeyin olmadığını, ülkelerin tarihlerinde yüzüncü yılların büyük semboller olduğunu belirten Aksoy, “Yüzüncü yıla giderken ülkeyi getirmiş oldukları bu derin yoksullaşma haline dair herhangi bir çözüm politikası olmadığı gibi aksini iddia eden bir tutum da söz konusu. Yeni yüzyılı anlamaya, gerekliliklerini inşa etmeye dair bir iz yok” dedi.

‘Türkiye Yüzyılı’ programına “seçim beyannamesi” denmesinin de fazla iddialı bir durum olduğunu ifade eden Aksoy, “Vaat olarak yeni bir şey yok. Mevcut durumun bir kısmının inkârı, bir de Kanal İstanbul gibi inat konularında ısrar var. Beklenti yaratıp, beklentiyi karşılayamayan bir çıkış. Dolayısıyla iddia edildiği kadar anlamlı bir toplantı değil. AK Parti’nin herhangi bir grup toplantısında söylediğinin dışında bir şey bu konuşmada yok” dedi ve şöyle devam etti:

“AKP büyük oranda siyaset üretemeyen bir yapıya dönüşmüş durumda. Son dönem baktığımda iki belirleyici durum görüyorum. Birincisi siyaset üretememe hali, ikincisi ise MHP’nin çizdiği sınırlar. Cumhuriyete dair vurgunun bir nedeni MHP ile birlikte siyaset yapma zorunluluğu.”

“AK Parti’de ilk kez bir seçim kampanyası bu kadar erken başlıyor”

Optimar Araştırma Başkanı Hilmi Daşdemir’e göre ise ‘Türkiye Yüzyılı’ programı öncelikle “gelecek vizyonu” vermeye çalıştı ve “tekrar toplumu kucaklamayı” vadetti. AK Parti’nin özetle “Yaptıklarımız yapacaklarımızın teminatıdır” dediğini belirten Daşdemir, “2023 seçim kampanyasının ana gündem maddesi yeni bir anayasa olacak. Yeni anayasa bir taraftan hak ve özgürlüklerini savunacak. Hak ve özgürlükler derken terör ya da birlik ve beraberliğe yönelik tehditlere karşı da direnci olan bir şey olacak. Diğer taraftan da ailenin korunmasıyla ilgili sürecin de oluşacağını görüyoruz. Bu vurgu da programda önemliydi” ifadelerini kullandı.

Programda kaydedilen “Yarın Değil Hemen Şimdi” sloganını hatırlatan Daşdemir, programın seçim startı olarak okunmaması gerektiğini, AK Parti açısından seçim startının çok daha önce verildiğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye seçime giderken iki taraf da bir vizyon ortaya koyuyor. Ancak AK Parti’nin vizyonu olarak baktığınızda geçmişte yaptıkları var. AK Parti’de ilk kez bir seçim kampanyası bu kadar erken başlıyor diyebiliriz. Çünkü daha önceki süreçlerde Erdoğan defalarca seçimlere girdi ama hiçbir seçim kampanyası bu kadar erken başlamamıştı. Bu da seçim kampanyasının hazırlığı kapsamında bir toplantıydı. Sayın Erdoğan, bu toplantının heyecan ve dinamizmini kendi kitlelerine aktardı. Araştırmalarda da bir yükseliş trendi var. Bu trendin yüzde 3’ün üzerinde olduğunu görüyoruz. Kararsızlara giden seçmenin tekrar AK Parti’ye geldiğini gözlüyoruz. Muhalefetin dağınıklığı ve kendi içlerindeki farklılıkların öne çıkması, Erdoğan’ın gelecek vizyonunu ortaya koymasıyla ve dış politikadaki gelişmeler tekrar AK Parti’ye dinamizm ve heyecan getirdi. Bu, Erdoğan’ın söylemleri ve duruşundan da hissedildi. Bu heyecan dalgasının devam edeceğini tahmin ediyorum.”

“Üç dört aydır psikoloji AK Parti’ye döndü”

GENAR Araştırma Yönetim Kurulu Başkanı İhsan Aktaş’a göre ‘Türkiye Yüzyılı’ programında, “Türkiye’nin iç barışını tesis edip uluslararası ilişkilerde başarı” çerçevesi çizildi.

“Teröre bulaşmamış kim var ise ortak çalışalım” söyleminin kendisi açısından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasındaki “en kıymetli unsur” olduğunu belirten Aktaş, “Türkiye’nin klasik iç tartışmaları var. AK Parti kendisini ondan uzak tutmak istiyor. 2013’te AK Parti’nin darbeler ve karşıt söylemlerle girmiş olduğu bir dar boğaz vardı. Onun yerine bir bakıma kendi klasik AK Parti söylemini, yani iş üreten, değer üreten, siyaset üreten bir çerçeveye geriye dönüş yaptığını düşünüyorum. Bu tarz bir AK Parti’nin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Gelin” çağrısının önemli olduğunu belirten Aktaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Siyasi düşünceler farklı olabilir. Ama ‘Gelin bu ülkenin geleceğini birlikte inşa edelim’ dendi. Bu bir bütünlük çağrısıydı. Tarih boyunca gadre uğramış Kürtlerden, Alevilerden bahsetti. ‘Biz de bu gadre uğrayanların hakkını geri alan parti olduk’ gibi daha yumuşak, daha yapıcı, daha yüzü dışa dönük bir Türkiye tahayyülü çizdi. Bu tür adımla AK Parti, siyaset üretme kapasitesini de ortaya koymuş oldu. Bu açıdan da muhalefete göre bir ön almış oldu. Bundan sonra muhalefetin reflekslerini merak ediyorum. Siyaset bundan sonra farklılaşacak. AK Parti’nin alışık olduğu bir model değildi arkadan gitmek. Şimdi tekrar öne geçmek gibi bir çabası var. Üç dört aydır psikolojinin AK Parti’ye döndüğünü görüyorum.”

Paylaşın