Ardahan: Taşköprü Yazıtı

Taşköprü Yazıtı; Ardahan’ın Arpaçay İlçesi, Taşköprü Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Taşköprü Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Yazıt, Taşköprü Köyü’nün batı çıkışında bir köy evinin arkasında kalan kayalıklara çivi yazısı ile yazdırılmıştır. Yazıtın tam lokasyonunu öğrenmek için köylülere danışmak gerekir. Arpaçay – Çıldır Gölü yolu üzerinde yazıta yönlendirici tabela bulunmaktadır.

Bölgedeki en eski kitabe olarak kabul edilen bu Urartu yazıtının Urartu Kralı II. Sarduri Dönemi’ne (MÖ 753-735) aittir. 57 x 53 cm boyutlarında dikdörtgen bir çerçeveye sahip olan yazıt 8 satırdan oluşmaktadır.

Çivi yazısı ile yazdırılan Taşköprü yazıtının tercümesi şu şekildedir: “Tanrı Haldi’nin büyüklüğüyle Argişt oğlu Sarduri der ki; Terk edilmiş (?) Uhime ülkesini ele geçirdiğim zaman, o seferin dönüşünde, Magaltu şehrini (de) ele geçirdim. Erkek ve kadınları Bianili (Urartu) ülkesine sürgün ettim.”

1878-1920 yılları arasında, Rus işgali döneminde bölgede inşa edilen Rus şosesinin de aynı güzergah üzerine inşa edildiği düşünüldüğünde Çıldır Gölü’nün güney kıyısının Kafkaslar’dan Doğu Anadolu’ya ulaşırken kullanılan ve Urartulardan günümüze kadar önemli bir yol güzergahı olduğu anlaşılır.

Hanak, Zivin yazıtlarının da lokasyonları değerlendirildiğinde Urartu Kralı I. Sarduri Kafkasya’ya yaptığı seferlerde aynı günümüzde de kullanılan bu yolu kullanarak krallığının merkezi olan Tuşpa – Van kentine dönmüştür.

Paylaşın

Ardahan: Akçakale Ada Şehri

Akçakale Ada Şehri; Ardahan’ın Çıldır Akçakale Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Akçakale Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçları ile ulaşım mümkündür.

Akçakale Ada Şehri, Ardahan İl Merkezi’ne 70 km. Çıldır İlçe Merkezi’ne 27 km. mesafededir.

Akçakale Ada Şehri, Çıldır Gölü’nün içerisinde yer alan Akçakale Adası’dadır. Antik kent olma özelliğine sahip Akçakale Ada Şehri, Neolitik dönemden günümüze pek çok mimari yapının kalıntıları bulunmaktadır.

Karayla bağlantısı bulunmayan Akçakale Ada Şehri’ne, sonradan eklenen köprü ile giriş çıkışlar sağlanmaktadır.

Akçakale Ada Şehri’nin tarihine yönelik yapılan araştırmalarda; tümülüs ve eteklerine kurulmuş olan taş damların Neolitik devir işçiliğine uygun bir biçimde yapıldığı, dikilitaşlar, kurganlar, harçlı duvar yıkıntıları ile mimari kalıntıları oldukça belirgin olan bir kale izine rastlanılıyor.

Kaleye, Ermenilerin “Pağkatsıs”, Türk ve Rus kayıtlarında “Ağcakala” olarak bilindiği ve daha sonradan bu ismin, “Akçakale” olarak adanın karşısındaki köye verildiği belirtiliyor.

 

Paylaşın

Ardahan: Kurtkale Kalesi

Kurtkale Kalesi; Ardahan’ın Çıldır İlçesi, Kurtkale Beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Kurtkale Beldesi’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Kura nehrinin üç yanını oldukça derin bir yataktan dolaşarak aktığı sarp bir yarımada üzerinde kurulmuştur. Yakınındaki Nahiye’yede adını veren Kurtkale’nin tarihi ve adının nereden aldığı konusunda kesin bilgi yoktur.

Asya’dan Anadolu’ya bir geçiş noktası olan Ardahan bu stratejik konumu itibariyle tarih boyunca bu bölgede bulunan devletler arasında mücadelelere sebep olmuş ve sürekli el değiştirmek durumunda kalmıştır. Urartular, Arda Türkleri, Saka- İskit Türleri, Selçuklular ve Osmanlılar yörede yaşamış önemli uygarlıklardır.

Ardahan’ın kendine has özellikleri olan bir kültür mirası bulunmaktadır. Bu kültür mirası içerisinde kalelerde dikkat çekmektedir: Ardahan Kalesi, Savaşır (Cancak) Kalesi, Kinzi Kalesi, Sevimli Kalesi, Kalecik Kalesi, Şeytan Kalesi, Kurtkale, Kazan Kale, Altaş (Ur) Kalesi, Kırnav Kale

Paylaşın

Ardahan: Şeytan Kalesi

Şeytan Kalesi; Ardahan’ın Çıldır İlçesi, Yıldırımtepe Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. İlçe Merkezi’nden Yıldırımtepe Köyü’ne günün belirli saatlerinde toplu ulaşım araçlarıyla ulaşım sağlanmaktadır.

Günümüzde gece aydınlatılmakta olan Şeytan Kalesi’ne hemen yakınındaki seyir tepesine kadar döşeli bir araç yoluyla, bu noktadan sonra da bir patikayla ulaşılmaktadır.

Tarihsel Eruşeti bölgesindeki bu kale Gürcüce kaynaklarda “Kacistsihe” (Şeytan Kalesi) olarak geçer ve Osmanlıların bölgeyi ele geçirmesinden sonra kalenin adının Gürcüceden çevrildiği sanılır.

Kale, bir derenin sağ kıyısında kayalık bir tepede inşaa edilmiştir. Üç tarafı uçurum olan bu tepeye sadece bir yönden ulaşmak mümkündür. Kaleye bu konumundan dolayı ulaşımının ve ele geçirilmesinin zor olması nedeniyle Şeytan Kalesi dendiği sanılır.

Ancak kalenin ele geçirilememesinden dolayı kaledekilerin yenilmezliği kötü ruhlarla, şeytanla bağlantılı olduğu gibi halk arasında bir efsane de mevcuttur. Deniz seviyesinden 1910 metre yükseklikteki kale günümüze hayli sağlam biçimde ulaşmıştır. Simetrik olmayan bir plana sahip olan kalenin ebatları 161 × 93 metredir ve kalenin üç kulesi vardır. Bunlardan biri günümüze sağlam ulaşmıştır.

Şeytan Kalesi’nin Urartular zamanında inşa edildiğine dair ileri sürülen görüşler vardır. Ancak bu görüşler herhangi bir tarihsel kaynağa dayanmamaktadır. Daha geç tarihli kaynakların verdiği bilgiye göre kalenin erken orta çağ kalesi olması gerektiği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte konumu itibarıyla böyle bir yerin daha eski tarihlerde de kale olması ihtimali çok yüksektir. Ne var ki bunu kanıtlayacak kaynaklar henüz mevcut değildir.

Gürcü prensliği Samtshe-Saatabago ile komşu devletlerin 1561-1587 arasındaki tarihini anlatan Meshuri Matiane adlı vakayinameye göre Şeytan Kalesi Samtshe-Saatabago hükümdarı II. Manuçar’ın yönetimindeyken, Manuçar Lala Mustafa Paşa’yla anlaşmış ve içinde Şeytan Kalesi’nin de yer aldığı altı kaleyi Osmanlılara vermiştir.

Şeytan Kalesi Gürcistan Krallığı ve Samtshe-Saatabago dönemlerinde olduğu gibi, 16. yüzyıldan itibaren Osmanlılar zamanında da kullanılmıştır. Kalenin yakınında bir ticaret alanı olduğu bilinmektedir. Rabat olarak bilinen bu yer daha sonra sıradan yerleşmeye dönüşmüştür.

Şeytan Kalesi’nde 14. yüzyılda inşa edilmiş tek nefli bir kilise vardır. Kalenin alt kısmında kalan ve Aziz Stefan’a adanmış olan bu kiliseden geriye sadece dört duvar kalmıştır. Kalede ayrıca sarnıç ve dereye inen merdiven basamakları kalıntıları günümüze ulaşmıştır.

 

Paylaşın