75 Ülkeden Aşı Eşitliği İçin Küresel Dayanışma Çağrısı

Aralarında Çin, Meksika, Pakistan ve Güney Afrika’nın da bulunduğu 75 ülke, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda yaptıkları açıklama ile aşı eşitliği için küresel dayanışma çağrısında bulundu. Açıklamada, artan salgına karşı, tek çözümün küresel dayanışma, birlik ve işbirliği olduğu vurgulandı.

Haber Merkezi / 75 ülke adına yapılan ortak açıklamada, “Bütün devletleri, salgını ve sonuçlarını kontrol altına almak, hafifletmek ve üstesinden gelmek için dayanışmayı, uluslararası işbirliğini güçlendirmeye, kadınlar, çocuklar, gençler, yaşlılar ve engelliler de dahil olmak üzere en çok etkilenenlerin korunmasını sağlamaya ve yanlış bilgilendirme, dezenformasyon, ırkçılık ve yabancı düşmanlığına karşı önlemler alınmalı” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, dünya çapında aşı eşitliğine hala ulaşılamadığı, başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere birçok ülkenin mevcut aşılara hala yeterli erişiminin olmadığı belirtilirken, aşı milliyetçiliğinin rahatsız edici eğiliminden ve aşı dozlarının ihtiyacın ötesinde stoklanmasından da endişe duyulduğu vurgulandı.

Ortak açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü’nün dünya çapında en yüksek risk altında olan ve henüz ilk dozunu dahi olmamış kişileri aşılamaya öncelik verme çağrısının memnuniyetle karşılandığı da belirtildi.

75 ülke tarafından yapılan ortak açıklamada, tüm devletleri, gelişmekte olan ülkelere aşıların adil ve hakkaniyetli dağıtımı için koordineli ve uyumlu çabaları hızlandırmaya çağırdı.

Açıklamada, etkili aşı üreten ülkeleri taahhütlerini yerine getirmeye ve aşıyı alan ülkelere aşıların zamanında ve yeterli bir şekilde teslim edilmesi gerektiği vurgulanırken, aşı araştırmaları, üretimi ve dağıtımındaki çabaların memnuniyetle karşılandığı belirtildi. Ayrıca, açıklamada, tüm devletlere küresel dayanışmayı güçlendirme çağrısı yapıldı.

Paylaşın

BM: Kuzey Kore, Nükleer Reaktörü Yeniden Çalıştırdı

Birleşmiş Milletler (BM) Atom Ajansı’nın yıllık raporunda, Kuzey Kore’nin nükleer silah yapımında kullanılan uranyum zenginleştirme tesisini yeniden aktif halle getirdiği ifade edildi. Kuzey Kore, nükleer silahları ve balistik füze programları nedeniyle çok sayıda uluslararası yaptırım altında.

Haber Merkezi / Raporda, “Temmuz ayının başından bu yana, soğutma suyunun boşaltılması da dahil olmak üzere, reaktörün çalıştığıyla ilgili tutarlı göstergeler var” ifadelerine yer verildi.

Pyongyang’ın yaklaşık 100 kilometre kuzeyinde yer alan Yongbyon, ülkenin ilk nükleer reaktörüne ev sahipliği yapıyor ve Kuzey Kore’nin silah programı için bilinen tek uranyum zenginleştirme tesisi. Rapora göre Yongbyon reaktörü Aralık 2018’den beri etkin değildi.

Kuzey Kore Lideri Kim Jong Un, o dönemki ABD Başkanı Donald Trump ile ikinci bir zirvede Yongbyon kompleksinin bir kısmını yaptırımların hafifletilmesi karşılığında sökmeyi teklif etti, ancak teklifi reddedildi.

Kuzey Kore, nükleer silahları ve balistik füze programları nedeniyle çok sayıda uluslararası yaptırım altında.

Üst düzey bir ABD Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, Washington’un rapordan haberdar olduğunu ve ortak ülkelerle yakın işbirliği içinde olduğunu söyledi.

Yetkili AFP’ye verdiği demeçte, “Bu rapor, Kore Yarımadası’nın tamamen nükleer silahlardan arındırılması için acil diyalog ve diplomasiye duyulan ihtiyacın altını çiziyor” dedi.

Yetkili, “Rapor edilen bu faaliyeti ve nükleer silahlardan arındırmayla ilgili tüm sorunları ele alabilmek için Kuzey Kore ile diyalog aramaya devam ediyoruz” dedi.

 

Paylaşın

Dünya Son 125.000 Yılın En Sıcak Döneminde: Gelecek Elimizde

Modern toplumun fosil yakıtlara devam eden bağımlılığı, dünyayı son 2000 yılda eşi görülmemiş bir hızla ısıttı ve ısıtmaya devam ediyor. Rekor düzeydeki kuraklıklar, orman yangınları ve seller dünyayı harap ettiği şimdiden su götürmez bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

Haber Merkezi / Birleşmiş Milletler Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC), konuyla ilişkin hazırladığı raporda, böyle devam ederse işlerin daha da kötüleşeceğini ortaya koyuyor. Ancak raporda gezegenin geleceğinin büyük ölçüde, insanlığın bugün aldığı kararlar veya alacağı kararlara bağlı olduğunu da açıkça ortaya koyuyor.

IPCC’nin yayımladığı raporun koordinatör başyazarı ve iklimbilimci Xuebin Zhang, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Kanıtlar her yerde: harekete geçmezsek durum gerçekten kötüleşecek” diyor.

Son birkaç yılda 200’den fazla bilim insanı tarafından derlenen rapor, geçen hafta sanal ortamda düzenlenen bir toplantıda 195 hükümet tarafından onaylandı. Bu toplantı aynı zamanda iklim değişikliğinin durumunu ve onu azaltma ve ona uyum sağlama çabalarını değerlendirecek üç toplantının ilki olma özelliğini taşıyor.

BM’nin Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) 1990’dan bu yana altıncı iklim değerlendirmesinin rolan rapor, İskoçya’nın Glasgow kentinde yapılacak olan küresel iklim zirvesinden önce yayımlandı. Glasgow’da yapılacak zirvede, hükümetler, gidişatı tersine çevirme ve emisyonları azaltma sözü verme fırsatına sahip olacaklar.

“Gelecekte yaşayacağımız iklim şimdiki kararlarımıza bağlı”

Küresel emisyonlar bu yüzyılın ortalarında net sıfıra ulaşırsa, ki bu birçok ülkenin geçen yıl verdiğiı bir taahhüt, o zaman dünya 2015 Paris Anlaşması’nda ortaya konan hedefe ulaşabilir ve küresel ısınmayı önümüzdeki dönemde 1,5 derece ile sınırlayabilir. İklimbilimci Valérie Masson, konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Gelecekte yaşayacağımız iklim şimdiki kararlarımıza bağlı” ifadelerini kullandı.

Dünya’nın küresel yüzey sıcaklığı, 1850–1900 arasındaki ortalamaya kıyasla yaklaşık 1,1 °C arttı. Bu, yaklaşık 125.000 yıl önceki son buzul çağından bu yana görülmeyen bir seviye. Bu, IPCC raporuyla birlikte yayınlanan açık gerçeklerden sadece bir tanesidir.

Dünya’nın daha ne kadar ısınacağının uzun vadede beklentisinin ölçüsü ‘iklim duyarlılığı’dır. IPCC’nin en iyi tahmini 3 °C. Yayınlanan rapor, modern ve eski iklim kayıtlarını kullanarak olası aralığı 2,5–4 °C’ye indirerek bu şekildeki belirsizliği azaltıyor. Bu, IPCC’nin 2013’te yayınlanan son iklim değerlendirmesinde rapor edilen daha geniş hassasiyet aralığı olan 1,5–4,5 °C ile karşılaştırılır.

IPCC raporuna göre, örneğin, günümüzün küresel kalkınma modellerinde çok az değişiklik içeren ılımlı bir emisyon senaryosunda, ortalama küresel sıcaklıklar 2,1–3,5 °C artacaktır. Bu, 2015 Paris İklim Anlaşmasını imzalayan ülkeler tarafından bir hedef olarak belirlenen 1,5–2 °C sınırının oldukça üzerindedir. Hükümetlerin sera gazı emisyonlarını radikal şekilde azalttığı bir senaryoda bile, rapor, yüzyılın sonuna doğru bu eşiğin altına düşmeden önce, küresel sıcaklıkların önümüzdeki yıllarda 1,5 °C eşiğini aşmasının muhtemel olduğunu ortaya koyuyor.

“Küresel ısınmayı 1.5 °C ile sınırlamak hala mümkün mü? sorusuna cevap ‘evet’ diyen raporun koordinatörlerinden Maisa Rojas. ancak “Tüm sera gazlarında ani, hızlı ve büyük ölçekli azalmalar olmadıkça, küresel ısınmayı 1,5 °C ile sınırlamak ulaşılamaz olacaktır” değerlendirmesinde bulunuyor.

Rapor, iklim değişikliğinin Dünya üzerinde sahip olduğu baş döndürücü bir dizi etkiyi listeliyor ki  bunlar zaten aşikar; Kuzey Kutbu’ndaki deniz buzunun alanı, son 1000 yıldaki seviyesinden daha düşük. Aynı şekilde okyanuslar da 11.000 yıl önceki son buzul çağının sona ermesinden bu yana görülmemiş bir hızla ısınıyor.

IPCC raporu, bu ciddi ölçümlerin ötesinde, aşırı sıcaklık, yağış ve kuraklığın en çok vurduğu yerler de dahil olmak üzere iklim değişikliğinin bölgesel etkilerini anlamadaki en önemli bilimsel ilerlemelerden bazılarını vurguluyor. Örneğin aşırı kuraklık, özellikle Akdeniz bölgesi ve güneybatı Afrika’da yaygın etkilerle birlikte, dünyanın çeşitli bölgelerini etkiledi.

Rapora göre, Dünya’nın endüstri öncesi sıcaklıkların 2 °C üzerine çıkması durumunda, karada, geçmiş yüzyıllarda her 50 yılda bir meydana gelen aşırı sıcaklık olayı muhtemelen her dört yılda bir gerçekleşecek.

İklimbilimci ve raporun koordinatör başyazarı Xuebin Zhang, sıcaklıklar arttıkça gelecekte aşırı hava olaylarının giderek daha şiddetli hale geleceğini söylüyor. Zhang, “Sadece bir doğa felaketi yaşamayacağız, aynı anda birden fazla doğa felaketi yaşayacağız” diyor.

Yüz binlerce insanı etkileyecek

Rapora göre, küresel ısınmanın buzullar, buz tabakaları ve okyanuslar gibi cisimler üzerindeki etkisi yüzyıllar hatta binlerce yıl boyunca hissedilmeye devam edecek. 2 °C’lik ısınma deniz seviyelerini önümüzdeki 2000 yıl içinde 2–3 metre yükseltmesi bekleniyor. Bu da şu anlama geliyor kıyı şeridindeki tüm yerleşim yerlerini dolayısıyla yüz binlerce insanı etkileyecek.

Rapor, buz tabakası ve büyük orman kaybı veya okyanus sirkülasyonunda ani değişiklikler gibi iklimin en şiddetli etkilerinden bazılarının göz ardı edilmemesi gerektiği konusunda uyarırken, tüm iklim değişikliği projeksiyonlarındaki en büyük belirsizliğin, insanların nasıl hareket edeceğinin bilinmediğine vurgu yapıyor.

IPCC, otuz yıldır küresel ısınmanın tehlikeleri konusunda uyarıda bulunuyor, ancak hükümetler henüz temiz enerji kaynaklarına geçiş yapmak ve sera gazı emisyonlarını durdurmak için gerekli adımları atmadı. “Ama belki de işler değişmek üzere” diyen Zhang, çünkü dünyanın her yerindeki insanlar çevrelerindeki iklim değişikliğinin etkilerini görmeye başladığını söylüyor.

IPCC raporu önemli bir şeyi de belirtiyor: Radikal önlemler ve adımlar atılırsa iklim değişikliğinin korkunç etkilerinin çoğundan hala dönülebileceği. Isınmanın her derecesinin önemli olduğunu söyleyen Rojas, “Gelecek bizim elimizde” diyor.  (Kaynak: nature.com)

Paylaşın

BM: Dünya çapında 88 milyondan fazla insan şiddetli açlık çekiyor

Birleşmiş Milletler (BM), dünya çapında 88 milyondan fazla insanın yaşanan çatışmalar ve istikrarsızlıklar nedeniyle şiddetli açlık çektiği konusunda uyarıda bulundu. Şiddetli açlık çekenlerin oranının 2020 yılında 2019 yılına göre yüzde 20 artış gösterdi.

Haber Merkezi / Birleşmiş Milletler (BM), yeni tip koronavirüs (Kovid 19) salgını küresel salgının gıda güvensizliği konusunda birçok ülkeyi tehdit ettiği ve durumu önemli ölçüde karmaşıklaştırdığı konusunda uyarıda bulundu.

BM istatistiklerine göre, 2020 yılı sonunda çatışmalar ve istikrarsızlıklar nedeniyle dünya çapında 88 milyondan fazla insan şiddetli açlık çekiyor ve şiddetli açlık çekenlerin bir yıl öncesine göre yüzde 20 artış kaydetti.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de BM Güvenlik Konseyi’ne video konferans yöntemiyle yaptığı bir konuşmada, yaşanan çoğu kıtlığın küresel çatışmalardan kaynaklandığını söyledi.

İklim değişikliği krizinin ve yeni koronavirüs salgınının yayılmasının bu krizin derinleşmesinde son derece etkili olduğunu söyleyen BM genel sekreteri Guterres, bu konuda sert önlemler alınmazsa milyonlarca insanın açlık ve ölümle karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu.

30’dan fazla ülkede 30 milyondan fazla insanın “açlıktan sadece bir adım uzakta” olduğunu belirten Guterres, ayrıca Fildişi Sahili, Güney Sudan, Yemen ve Afganistan gibi bölgelerde devam eden gıda güvensizliğinin ciddi bir endişe olduğunu vurguladı.

Paylaşın