Çanakkale: Bayramiç, Taş Köprü

Taş Köprü; Çanakkale’nin Bayramiç İlçe merkezinden geçen Tabaklar Çayı üzerinde yer almaktadır.

Hicri 1210 (Miladi 1795 ) yılında yapılmıştır. Yapı tümüyle kesme renkli taştan yapılmıştır. Uzunluğu 27 metre  genişliği 3.85 m.dir. Karşıyaka camii avlı duvarına  bitişiktir. Köprü Karşıyaka Köprüsü olarak da anılmaktadır.

Paylaşın

Çanakkale: Bayramiç, Cami-i Cedit

Cami-i Cedit; Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi, Camicedit Mahallesi, Atatürk Caddesi üzerinde yer almaktadır.

İlçe merkezindeki camii, yürüme mesafesindedir.

Cami-i Cedit, Taşköprü Camii ,Karşıyaka Camii ,Cami-i Cedit,  Hanbağlı camii gibi isimlerle de anılmaktadır. Esas Adı cami-i cedid’tir.

Bayramiç İlçesinin  Mehmet Akif Sokağında  Tabaklar Deresinin kenarındadır.Giriş kapısı  üzerindeki  kitabeye göre  Hicri 1207 (Miladi :1792) tarihinde  Hadımzade  Osman Bey tarafından yaptırılmıştır.Caminin çeşmesi ve haziresi de bulunmaktadır.

Paylaşın

Çanakkale: Hadımoğlu Konağı

Hadımoğlu Konağı; Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi, Camikebir Mahallesi, İnönü Caddesi, Yanıkkule Sokak üzerinde yer almaktadır. Şehir içi ulaşım araçlarıyla ulaşım mümkündür. 

Konya’nın Hadim İlçesinden gelen ve Bayramiç’e yerleşen  iki kardeş  dericilik yaparak zengin olmuşlarve bu konağı yaptırmışlardır. Konakta Kurşunlutepe üzerindeki Skepsiz antik kentinden bazı mimari parçalar dekorasyon elemanı olarak kullanılmıştır.

Söz konusu konak Bayramiç’in cami, köprü ve hamamına ismini veren Hadimoğlu ailesine aittir. Bu konak İstanbul da Şerifler Yalısın ve Topkapı Sarayı III. Selim dairesinin iç dekorunu teşkil eden ahşap süsleme ve tavanlarını yapan sanatkarların eserlerinden biridir. Ancak diğerlerinin aksine desenelr ve süslemeler aynen korunmuştur.

18. Yüzyıl karakteri gösteren yapı Hadimilere ait konağın harem kısmıdır. Sokakta ki görünüşü bir kale manzarası arz etmektedir. Sokak kapısından bahçeye girilmekte ve bahçe kapısından eve girildiğinde mermer bir avlu ortasında mermerden oyulmuş bir şadırvan yer almaktadır. Şadırvanın iki tarafında birer oda, kiler ve tuvalet bulunmaktadır.

Kapının karşısında yer alan merdivenlerde yukarı çıkıldığında ahşap sütunlu bir sofa ve sonradan üstüne çatı yapılan hayat kısmı ve her iki tarafında oda kiler bulunmaktadır. Odalar ahşap üzerine renkli hatailerle süslü nefis 18. Asır odası karakterini gösteren alçı nakışlar ve bağdadi duvarlar üzerindeki resimler, tavan işlemeleri ile süslüdür. Konak, “Bayramiç Hadımoğlu Konağı Külgtür Evi” olarak ziyarete açıktır.

Paylaşın

Çanakkale: Ayazma Pınarı Tabiat Parkı

Ayazma Pınarı Tabiat Parkı; Çanakkale’nin Bayramiç İlçesi, Evciler Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır. Tabiat Parkı  5,85 hektarlık alana sahiptir.

Ayazma Pınarı Tabiat Parkı florası ile ilgili yapılmış özel bir araştırma bulunmamakla birlikte alanın güneyinde yer alan Kazdağı ise floristik yönden iyi bilinen, yaklaşık 800 taksonun kayıtlı olduğu önemli bitki alanlarından biridir.

Florasının yüzde 26’sı Akdeniz elementi, yüzde 17.6’sı Avrupa-Sibirya elementi ve yüzde 1.3’ü İran-Turan elementi olduğu belirlenmiştir. Kazdağı florasında 23’ü yalnız bu dağa özgü olmak üzere en az 68 nadir (ülke çapında) bilinen bitki bulunmaktadır. Tabiat Parkı içerisinde ise; Karaçam ormanı ve dere vejetasyonu (Kestane, Gürgen, Meşe, Ihlamur, Kayın, Menengiç, Akçakesme) hakimdir.

Alanının batısından Çınarcık deresi, kuzey sınırından ise Ayazma deresi geçmektedir. Alana ismini veren Ayazma Pınarı,  alanın güneyinde yer almaktadır. Güneybatıda, Çınarcık deresi üzerinde yapılmış bir adet bent bulunmakta ve bu bentin hemen alt bölümündeki kayalıkların içerisinden 6 noktada su patlamaktadır.

Çınarcık Deresi, bentten sonra dar ve dik kayalık vadi içerisinden geçerek, iç yolun üzerine yapılmış olan köprünün altından bir şelale halinde akarak cadı kazanı oluşumuna düşer. Bu noktadan sonra geniş bir kanyon içerisinden akarak saha dışına çıkar.

Oldukça bol su kaynaklarına sahip olan alanın içme ve kullanma suyu problemi bulunmamaktadır. Ayrıca alan iklimi, zengin bitki ve hayvan çeşitliliği, tarımsal potansiyeli, mitolojisi yanı sıra “Bin Pınarlı İda” olarak adlandırılacak derecede bol su kaynaklarıyla zengin olan Kazdağı eteklerindedir.

Ayazma Pınarı Tabiat Parkı ve çevresinde en azından Paleozoyik döneminden Neojen dönemine kadarki çok geniş bir zaman aralığında (300 milyon yıldan daha uzun bir süre) gelişmiş birbirinden çok farklı nitelikte ve yaşta kaya toplulukları bulunmaktadır.

Alanın hidrojeolojisine baktığımızda Kayaç türlerinin oldukça etkili bir tektonizma sonucunda kıvrımlı ve kırıklı bir yapı sergilediği ve bölgeye 800-1000 mm/yıl yağış düştüğü  anlaşılmaktadır. Ayazma Pınarı Tabiat Parkı alanı humuslu orman toprağı ve kayalıklardan oluşmaktadır.

Ayazma Pınarı Tabiat Parkı’ nı içerisinde bulunduran Bayramiç ilçesinin tarihi Troai Krallığına kadar gitmektedir. Bayramiç ve çevresindeki yerleşimler oldukça erken döneme gitmesine karşın, bugüne kadar gelebilen ve gezilip görülebilecek kalıntılar çok azdır.

Ayazma, Ortodoks Hristiyanlarınca kutsal sayılan kaynak veya pınarlara verilen isimdir. Bu isimlendirme günümüze kadar gelerek geçerliliğini devam ettirmektedir. Ayazma Pınarı Tabiat Parkı’nın ismini almış olduğu pınar da zamanında Hristiyanlarca bu ismi aldığından Ayazma ismi ile anılmaya devam etmektedir.

Alan piknik amaçlı kullanılmakla birlikte dünyanın ilk güzellik yarışmasının İda (Kaz) Dağında yapıldığına ilişkin mitolojik efsaneye dayanılarak her yıl Bayramiç Belediyesi ve Evciler Muhtarlığınca ağustos ayında tertip edilen festivallere yoğun bir katılım olmaktadır.

Kazdağı-Ayazma orman içi dinlenme yeri, efsanelere konu teşkil etmiş tarihsel geçmişi, kendine özgü florası-faunası, dünyada Alplerden sonra en yüksek oksijen oranına sahip olan, soğuk suları, rekreasyon alanları ve temiz havasıyla rekreasyonel turizm açısından önemli bir potansiyel oluşturmaktadır.

Bayramiç ilçe merkezinde çarşamba ve cumartesi günleri pazar kurulmakta ve burada yetiştirilen bitkilerle birlikte mevsimine göre çeşitli yabani bitkiler de satılmaktadır. Özellikle Bayramiç köylerinden getirilen ürünlerin bu pazarda topluca görülebilmesi mümkündür. Bayramiç yöresinde tarhana çorbası, keşkek, bulgurlu mantı, nohut ekmeği, kabak böreği ve höşmerim tatlısı halkın en çok severek yediği geleneksel yiyecekler arasında sayılabilir.

Ayazma Pınarı Tabiat Parkı, genelde karaçam ağaçlarından oluşan doğal orman dokusu, şehre çok yakın konumda olmayışıyla temiz havası ve şehrin gürültüsünden uzak, açık hava rekreasyon faaliyetlerine olanak sağlaması, özellikle yaz mevsiminin sıcaklığından bunalanların serinleyebileceği bir ortam olması ve Tabiat Parkının tam bir doğal görsel şölen sunması ve her yıl gelenek haline gelen güzellik yarışmasının düzenlenmesi ile Çanakkale ilinin özellikli alanlarından biridir.

Alan sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlikleri nedeniyle turizm potansiyeline sahiptir. Orman, dağ, su peyzajları açısından zengin bir kaynak değere sahiptir. Ziyaretçilerin büyük bir kısmı hem gezmek ve hem de piknik yapmak amacıyla alana gelmektedir.

Paylaşın

Tarihi Kentlerin Kesişme Noktası ‘Bayramiç’

Tarihi ve doğal güzellikler açısından çok önemli bir nokta bulunan Çanakkale, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Çanakkale ili sınırları içerisinde birçok tarihi kent bulunmaktadır.

Çanakkale Bayramiç’te bu tarihi kentlerin bulunduğu önemli merkezlerdendir. Haber Kaos ekibi olarak Bayramiç’te yer alan tarihi kentleri sizler için derledik:

Skepsiz Antik Kenti: Kentin ilk yerleşim yeri Bayramiç ilçesinin 18 Km. güneydoğusundaki Evciler Köyü idi. Sonradan Bayramiç’in 10 Km. doğusundaki Kurşunlu Köyü’nün bulunduğu yere taşınmış olup iki yerleşme merkezi arası 11 Km.dir. Her iki Skepsiz’in de ne zaman kurulduğu, ne zaman yer değiştirdiği tam bilinmemektedir. Ancak adının Helen dilinden gelmesi, kuruluşunun Troas içlerine Aiolialı Helenlerin göç etmeye başladığı çağdan önceye gitmediğinin belirtisidir. Bu kuruluş olasılıkla M.Ö. 6. Yüzyıl başına , yer değiştirme ise M.S.1. yüzyıla denk gelmektedir.

Yazılı kaynaklarda, yörede yüksek surlarla çevrili bir kale ve Athena tapınağı olduğu bildirilmektedir. Bayramiç İlçesi kurulurken, bu kentin mimari kalıntıları kullanıldığından kent yok olmuştur. Yörede yeterli bir araştırma yapılmamıştır.

Gergis Antik Kenti: Gergis’in bulunduğu yer günümüzde kesinlik kazanamamış, bu konuda bazı iddialar ortaya atılmıştır. J.M.Cook,Gergis’in Bayramiç’ten 14 km. daha kuzeydeki Karıncalı köyü yolu üzerinde bir tepede olduğunu söyler.

Gergis sözcüğünün sonundaki ıs takısı Bilge Umar’a göre Hellen eklemesidir. Ayrıca Gerga’nın Hellen dilinde bir anlamı olmadığını da belirtir. Xenephon’da da ismi geçen Gergis’i Herodotos da Troas bölgesinin yerli halkı olan Troia’lılarla aynı soydan geldiği düşüncesindedir.

Kaynaklara göre surlarla çevrili kentte en tepede bir Athena mabedi vardı. Skepsis’in kadın Satrabı Mani’nın hazinesini burada sakladığına dair bir rivayet vardır. Kentin bulunduğu yer olarak iddia edilen alanda devşirme taşlar dışında belirli bir kalıntı ile karşılaşılmamıştır .

Pınarlıtaş (Pıynarlıtaş): Evciler ile güneyindeki Kızıltepe arasında kalan Karanlık Dere yakınlarında yer almaktadır. Bugün yüzeyden bazı duvar kalıntıları ve pişmiş toprak tanrıça figürinlerine ait parçalar görülebilen yerleşim olasılıkla bir kutsal alanla ilişkili olmalıdır.

Palaiskepsis Antik Kenti: Tongurlu Köyü kuzeyindeki İkizce (=Ekizce) Tepesi üzerinde yer almaktadır. Menderes nehrinin kuzeyindeki en büyük yükseltilerden biri olan Ekizce tepesinde de büyük ve küçük olmak üzere iki tepe bulunmaktadır. A.D.Mordtmann tarafından 1850’lerde ilk araştırmalar yapılan İkizce’deki kalıntıların hangi kente ait olduğu uzun süre tartışılmış, Skepsis’in yerinin kesinlik kazanması sonrasında buranın da Palaiskepsis (=Eskiskepsis) olduğu kabul edilmiştir (Mordtmann 1925: 325).

Palaiskepsis’in kimler tarafından ve ne zaman kurulduğu bilinmemesine karşın, Strabon, önceleri Palaiskepsis’te yaşayan yerli halkın daha sonra Skepsis’e göç ettiğinden söz etmektedir (Strabon XIII,1,52). Palaiskepsis’i 1967’lerde gezen J.M.Cook, İkizce’de çok köşeli taşlardan yapılmış duvarları bulunan bir sur kalıntısı ile oldukça erken dönemlere ait çanak çömlek parçalarına rastlar.

Marpessos Antik Kenti: Kelime anlamı olarak “Marpessa’nın Kenti” anlamına gelen Marpessos konusundaki bilgilerimiz Step Byzantius ve Pausanias’ın anlatımlarından kaynaklanmaktadır. Bunlara göre yerleşim Pıtıreli ile Zeytinli ve Zerdali Köyleri arasında yer almaktadır. 1890 larda ilk R.Kiepert tarafından araştırılan yerleşimden günümüze kadar önemli kalıntı gelmemiştir (Başaran 2002: 55).

Kleandria Antik Kenti: J.M. Cook ,Kayalıdağ ile Künktaşı Dağı arasında kalan Kursak Çay Vadisinde oldukları düşüncesindedir.Bu durumda Gordos Söüğütgediği ile Hacıbekir Köyleri arasında olmalıdır. Ancak bu bölgede henüz ayrıntulı olarak araştırılmış değildir (Prof.Dr. Cevat Başaran).

Kenchreai Antik Kenti: Kenchreai Bizans Çağında Homeros’un  doğum yeri olarak  saygı görmesiyle  önem taşımaktadır. İlk A.Brückner  tarafından sözü edilen Kenchreai Ballı Dağı üzerinde tanımlanmaktadır. Choiseul -Gouffier ise Çığrı Dağının üzerinde  bulunduğunu kabul etmektedir. Yeri konusunda  antik yazarlarca  tam bir fikir birliği  bulunmaktadır.

Gordos Antik Kenti: J. M.Cook ,Kayalıdağ ile Künktaşı  Dağı arasında  kalan  Kursak Çay Vadisinde  oldukları düşüncesindedir.Bu durumda Gordos  Söüğütgediği ile Hacıbekir Köyleri  arasında olmalıdır. Ancak bu bölgede  henüz ayrıntulı olarak  araştırılmış değildir.

Andeira Antik Kenti: Antik çağdaki adıyla tanıdığımız ancak bugün kesin yerini bilemediğimiz kent hakkındaki bilgilerimiz Strabon’un anlatımlarına dayanmaktadır (Strabon XIII,1,56).

Strabon Kazdağı eteklerindeki yerleşimleri sıralarken, Skepsis’ten sonra, Andeira, Pionia ve Gargara topraklarına gelindiğini belirtmektedir. Bu durumda oldukça küçük bir yerleşim olan ve daha çok kutsal alanıyla adından söz ettiren Andeira, şimdiki Evciler ile Çavuşlu arasında   yer alan yer alan bir dere yatağında bulunmalıydı.

Paylaşın