Birleşmiş Milletler İle İsrail Arasında “Gazze” Gerginliği

Hamas’ın askeri kanadı Kassam Tugaylarının başlattığı Filistin – İsrail savaşında 18. gün geride kalırken, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) İsrail-Hamas çatışması ile ilgili düzenlenen oturumda yaptığı konuştu.

Guterres’in “Hamas saldırılarının boşlukta gerçekleşmiş olmadığının idrak edilmesi de önemli. Filistin halkı, 56 yıldır süregelen boğucu bir işgal altında” sözleri İsrail ile Birleşmiş Milletler (BM) arasında gerginliğe neden oldu.

İsrail’in BM temsilcisi Gilad Erdan, Genel Sekreter’in açıklamalarını “şok edici” olarak nitelerken Dışişleri Bakanı Eli Cohen, Guterres ile programlanmış toplantısını iptal etti. 2020-22 arasında İsrail Savunma Bakanı olan asker kökenli politikacı Benny Gantz, BM Genel Sekreterini “terör savunucusu” olarak adlandırdı.

Erdan, Guterres’in açıklamalarının “korkunç” ve “bölgedeki gerçeklikten tamamen kopuk” olduğunu söyledi. Büyükelçi Erdan, bu açıklamaların “terör ve cinayeti haklı çıkardığını” ve katliamları “anlayışla karşıladığını” ileri sürdü.

Guterres ne demişti?

“Orta Doğu’daki durum her saat daha da vahimleşiyor. Gazze’deki savaş şiddetleniyor ve bölge boyunca yayılma riski taşıyor. Bölünmeler toplumları parçalıyor, gerginlikler kabından taşmak üzere. Böylesi kritik anlarda, başta sivillere saygı gösterme ve koruma ilkesi gelmek üzere ilkeler konusunda netlik önemlidir.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’deki dehşet verici ve benzeri görülmemiş terör eylemlerini su götürmez bir biçimde kınadım. Sivillerin kasten öldürülmesi, yaralanması ve kaçırılması ya da sivil hedeflerin roketlerle vurulmasını hiçbir şey mazur gösteremez. Tüm rehinelere insanca muamele edilmeli ve hepsi derhal ve koşulsuz olarak serbest bırakılmalıdır. Şimdi aramızda bulunanları ve aile üyelerini de saygıyla selamlıyorum.

Ayrıca, Hamas saldırılarının boşlukta gerçekleşmiş olmadığının idrak edilmesi de önemli. Filistin halkı, 56 yıldır süregelen boğucu bir işgal altında. Gözleri önünde toprakları yerleşimlerce biteviye yutuluyor, şiddete gömülüyor, ekonomileri köstekleniyor, insanları yerinden ediliyor ve evleri yerle bir ediliyor. Durumlarına bir siyasal çözüm bulma umudu gitgide yok oluyor. Ancak Filistin halkının talepleri, Hamas’ın dehşet verici saldırılarını mazur gösteremeyeceği gibi, bu dehşet verici saldırılar da Filistin halkının topluca cezalandırılmasını mazur gösteremez.

Savaşın dahi kuralları var. Tüm taraflardan uluslararası insancıl hukuka uygun davranmalarını, askeri operasyonlarını sivilleri gözetecek şekilde daimi bir dikkatle yürütmelerini, hastanelerin ve BM tesislerinin dokunulmazlığına saygı göstermelerini talep etmemiz gerekir. Bu tesisler bugün 600 bini aşkın Filistinliyi barındırıyor. İsrail güçleri Gazze’yi sürekli bombardıman altında tutarken, mahalleler toptan yok edilmeye devam ediyor ve sivil kayıpların düzeyi derin bir kaygı doğuruyor.

Son iki hafta içinde Gazze bombardımanında öldürüldükleri belirlenebilen en az 35 BM çalışanı onurlu mesai arkadaşımızı saygıyla anıyorum. Silahlı çatışmalarda sivillerin korunması her şeyden daha önemlidir. Sivilleri korumak, onları canlı kalkan olarak kullanmak anlamına gelmez. Sivilleri korumak, bir milyonu aşkın insanın barınağın, yiyeceğin, suyun, ilacın ve yakıtın bulunmadığı güneye tehcir emrini vermek ve onları orada da bombalamayı sürdürmek anlamına da gelmez. Gazze’de tanık olduğumuz uluslararası insancıl hukukun açık ihlallerinden derin kaygı duyuyorum. Şunu açıkça belirteyim: Silahlı çatışmaya taraf olanlar uluslararası insancıl hukukun üstünde değillerdir.

Sonunda bir miktar insani yardım Gazze’ye ulaşmaya başladı ama bunlar ancak ihtiyaçlar okyanusundaki bir damla kadarlar. Ayrıca, Gazze’deki BM yakıt stoklarımızın birkaç gün içinde tükenecek olması bir başka bir felaket. Yakıt olmaksızın yardımlar ulaştırılamaz, hastanelere elektrik verilemez ve içme suyu arıtılamaz veya pompalanamaz. Gazze halkı, ihtiyaçlarını karşılamasını sağlayacak düzeyde sürekli yardım gereksiniyor ve bu yardımın kısıtlamalar olmaksızın ulaştırılması gerekiyor. Gazze’deki tehlikeli koşullar altında çalışan ve ihtiyaç sahiplerine yardım sağlamak için hayatlarını tehlikeye atan BM mesai arkadaşlarımızı ve insani yardım ortaklarımızı selamlıyorum. Hepsi birer esin kaynağı.

Kelimelere sığmayan acıyı hafifletmek, yardımların ulaştırılmasını kolaylaştırmak ve hiçbir güvenceleri olmayan rehinelerin serbest bırakılmasını sağlamak üzere hemen şimdi bir insani ateşkes çağrımı tekrarlıyorum.

Bu ciddi ve yakın tehlike anında bile, gözümüzü barış ve istikrarın tek hakiki temeli olan iki devletli çözümden ayıramayız. İsrailliler meşru güvenlik ihtiyaçlarını karşılayabilmeli ve Filistinliler Birleşmiş Milletler kararlarına, uluslararası hukuka ve eldeki anlaşmalara uygun olarak bağımsız bir devlete kavuştuklarını görmelidir.

Ve son olarak, insanlık onurunu yüksekte tutma ilkesi konusunda net olmalıyız. Kutuplaşma ve insandan saymama bir dezenformasyon tufanıyla körükleniyor. Yahudi düşmanlığı ve Müslüman düşmanlığı taassubuna ve nefretin her türlüsüne karşı durmalıyız.

Bugün BM Şartı’nın yürürlüğe girdiği 78. yılın anısını kutladığımız Birleşmiş Milletler Günü. Bu Şart, ortak taahhüdümüz olan barış, sürdürülebilir kalkınma ve insan haklarının ilerletilmesinin yansısıdır. Bu BM Günü’nde, bu kritik saatte, şiddet daha fazla yaşamı yok etmeden ve daha fazla yayılmadan herkesi uçurumun kenarından çekilmeye çağırıyorum.”

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırıda bin 400 kişi hayatını kaybetmiş, 200’den fazla kişi de rehin alınmıştı. Saldırının ardından İsrail’in Gazze Şeridi’ne düzenlediği hava saldırılarında 5 binden fazla kişi hayatını kaybetti.

Gazze’deki yaklaşık 2,2 milyon nüfusun 1,4 milyonu İsrail’in devam eden hava saldırıları nedeniyle evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Gazze içinde yer değiştirmek zorunda kalanların sayısı, İsrail’in Gazze’nin kuzeyinin boşaltılması uyarısı yaptığı 13 Ekim’den sonra daha da hızlı arttı.

Birleşmiş Milletler, acil sığınma alanı olarak kullanılan ve çoğu okul binası olan yaklaşık 150 kampa, 590 binden fazla kişinin sığındığını açıkladı. Buralarda kapasitenin iki katı kadar nüfusun yaşamaya çalıştığı belirtildi.

Paylaşın

BM Genel Sekreteri Guterres’ten Gazze İçin İnsani Ateşkes Çağrısı

Filistin – İsrail savaşını görüşmek üzere Mısır’ın ev sahipliğinde düzenlenen Kahire Barış Zirvesi’nde konuşan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, “insani ateşkes” ilan edilmesi için çağrıda bulundu.

Haber Merkezi / BM Genel Sekreteri Guterres, acilen atılması gereken üç adımı; abluka altındaki Gazze Şeridi’nde yaşayan sivillere yönelik insani yardımın hiçbir engel olmaksızın ulaştırılması, İsrail’den kaçırılan kişilerin derhal koşulsuz şekilde serbest bırakılması ve çatışmaların şiddetlenmesinin engellenmesine yönelik çabalar için taahhütte bulunulması olarak sıraladı.

Sorunun sadece iki devletli çözümle aşılabileceğini belirten Antonio Guterres, “Harekete geçme, bu korkunç kâbusu sonlandırmak için harekete geçme vakti geldi” dedi.

BM Genel Sekreteri Guterres’in çağrısına, toplantıda konuşan Fransız ve İspanyol yetkililerden destek geldi. İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ve Fransa Dışişleri Bakanı Catherine Colonna da insani ateşkes çağrısında bulundu. Colonna, Gazze’deki sivillere yardım ulaştırılabilmesi için bir insani koridor oluşturulması gerektiğini söyledi.

Mahmud Abbas: Vatanımızı terk etmeyeceğiz

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise zirvede, Filistinlilerin Gazze, Batı Şeria ve Kudüs’ten gönderilmesi girişimlerine karşı uyarıda bulunarak “Ne olursa olsun topraklarımızda kalacağız.” dedi.

Abbas konuşmasında, “Halkımızı Gazze’den başka yerlere yerleştirme girişimlerine karşı uyarıyoruz. Ayrıca Filistinlilerin evlerinden çıkarılmasına ya da Kudüs veya Batı Şeria’dan sürülmesine karşı da uyarıyoruz. Yerinden edilmeyi kabul etmeyeceğiz ve ne olursa olsun topraklarımızda kalmaya devam edeceğiz.” ifadelerine yer verdi.

Gazze’de yaklaşık 2 bini çocuk 4 bin 385 ölü

Savaşta yaşamını yitiren Filistinli sayısının 4 bin 385’e çıktığı açıklandı. Filistinli sağlık yetkilileri, 15. günde devam savaşta ölü ve yaralı sayısına ilişkin son verileri paylaştı. Buna göre İsrail bombardımanı altında bulunan Gazze’de 4 bin 385 Filistinli öldürüldü.

Ağır bombardımanda can verenlerin bin 756’sının çocuk ve 967’sinin kadın olduğu belirtildi. İsrail saldırılarında 13 bin 561 Filistinli de yaralandı. Öte yandan saldırılarda bin 400 İsrailli hayatını kaybederken, 205 kişi de Gazze’ye kaçırıldı.

Gazze’ye yardımlar başladı

Ayrıca tam ablukaya alınan Gazze’ye insani yardımlar ulaştırılmaya başladı. Mısır tarafında bulunan yardım konvoyları, abluka altındaki 2,3 milyon insana gıda ve tıbbi malzeme ulaştırmak üzere bu sabah Gazze’ye girdi.

Elektrik, su ve gıda erişimin tamamen kısıtlandığı Gazze’de ağır İsrail bombardımanı sonucu çok sayıda insanın ölmesi ve yaralanmasıyla tıbbi malzeme eksikliği de yaşanıyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Gazze’de 2 bin tır yardıma ihtiyaç duyulduğunu belirtiyor. İsrail ile Hamas arasındaki son çatışmalardan önce Gazze’ye günde 450 tır yardım ulaştırılıyordu.

Geçmişteki çatışmalarda yardımlar, İsrail kontrolündeki Kerem Şalom kapısından Gazze’ye ulaştırılıyordu. Ancak İsrail, Hamas’ın elindeki tüm rehineler serbest bırakılmadan topraklarından Gazze’ye herhangi bir yardım geçmesine izin vermeyeceğini duyurdu.

Mısır, Hamas’ın 7 Ekim’deki saldırısının ardından sınırın Gazze tarafı İsrail ordusunca bombalandığı için Refah kapısını kapalı tutuyordu.

Mısır’ın Sina Yarımadası’na açılan Refah, Gazze’nin İsrail tarafından kontrol edilmeyen tek sınır kapısı olma özelliği taşıyor. İsrail’in Hamas saldırısı sonrası Gazze’ye uyguladığı abluka nedeniyle bölgede su, yiyecek ve yakıt sıkıntısı yaşanıyor.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den G20’ye İklim Kriziyle Mücadele Çağrısı

Hindistan’ın başkenti Delhi’de düzenlenecek G20 Zirvesi öncesi açıklamalarda bulunan Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, iklim değişikliğiyle etkili bir şekilde mücadele etmek için “1,5 santigrat derece hedefinin” korunmasının hayati önemini vurguladı.

Haber Merkezi / BM Genel Sekreteri Guterres, dünya GSYİH’sının yüzde 85’ini ve küresel emisyonların yüzde 80’ini oluşturan G20 ülkelerinin, 1,5 santigrat derece küresel ısınma hedefinin tutturulmasında öncülük etmesi gerektiğini belirtti.

1,5 santigrat derece hedefi, iklim değişikliğinin yıkıcı ve muhtemelen geri döndürülemez sonuçlarından kaçınmak için küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelere (1850-1900) kıyasla 1,5 santigrat derece ile sınırlamayı amaçlayan 2015’teki Paris iklim görüşmelerinde kabul edildi.

İklim krizinin hızla tırmandığını ancak G20 ülkelerinin krizin gidişatını etkileme gücünün bulunduğunu söyleyen Guterres, “bu ülkeler küresel emisyonların yüzde 80’inden sorumludur” dedi.  Guterres, alınan önlemlerin iklim çöküşünü önlemek için yeterli olmayacağı konusunda uyardı.

BM Genel Sekreteri Guterres, G20 liderlerini, 1,5 santigrat derece hedefini desteklemeye, iklim adaletini vurgulayarak güveni yeniden inşa etmeye ve yeşil ekonomiye adil, eşitlikçi bir geçişi ilerletmeye çağırdı.

Guterres, büyük emisyon salınım yapan ülkelerin emisyon salınımlarını azaltmak için ekstra çaba sarf etmeleri ve gelişmekte olan ekonomilere bu emisyon salınım azaltımları konusunda da destek vermeleri gerektiğini vurguladı.

Guterres ayrıca G20 içindeki gelişmiş ülkelere, gelişmekte olan ülkelere yönelik taahhütlerini yerine getirerek liderlik etmeleri çağrısında bulundu.

Bu, 100 milyar dolar tutarındaki iklim finansmanı hedefinin tutturulmasını, uyum finansmanının iki katına çıkarılmasını, Yeşil İklim Fonu’nun yenilenmesini ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin (UNFCCC) son Taraflar Konferansı’nda oluşturulan kayıp ve hasar fonunun faaliyete geçirilmesini içermektedir.

Guterres, gelişmiş ülkelerin 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşmayı taahhüt ettiğini, gelişmekte olan ekonomilerin ise 2050 yılına kadar bu hedefi hedeflemesi gerektiğini söyledi.

Guterres ayrıca, OECD ülkelerinin 2030 yılına kadar kömürü aşamalı olarak bırakmalarını, diğer ülkelerin de 2040 yılına kadar aynı şeyi yapmalarını önerdi.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, G20 ülkelerini iki öncelikli alana odaklanmaya çağırdı: iklim bozulmasını önlemek ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler Duyurdu: Küresel Kamu Borcu Rekor Düzeyde

2022 yılında yıl küresel kamu borcu 92 trilyon dolarla rekor kırdı. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, durumu “Görünen piyasalar değil, insanlar acı çekiyor” sözleriyle özetledi.

Antonio Guterres, konuya ilişkin yaptığı açıklamanın devamında, “Bazı çok yoksul ülkeler borçlarını ödemekle halklarına hizmet etmek arasında seçim yapmaya zorlanıyor” ifadesini kullandı.

Birleşmiş Milletler raporuna göre, küresel kamu borcu 2022 yılında 92 trilyon dolara yükselerek bir rekora imza attı. Dünya genelinde iç ve dış kamu borcu son 25 yılda 5 kattan fazla yükseldi.

Özellikle de borç yükü gelişmekte olan ülkelerin sırtında. Gelişmekte olan ülkelerin kamu borcu küresel kamu borcunun toplamının nerdeyse yüzde 30’unu oluşturuyor.

59 gelişmekte olan ülke, gayri safi milli hasılasına kıyasla çok yüksek seviyelerde borç içinde. Gelişmekte olan ülkelerin borçlarının yüzde 62’si bankalar, tahvil sahipleri gibi özel kredi verenlere.

Afrika’da özel kredi sağlayanlara borç 2010’da yüzde 30 iken, 2021’de yüzde 44’e yükselmiş. Latin Amerika’da da devletlerin dış borcunun yüzde 74’ü özel kredi sağlayanlara.

BM raporu, uluslararası mali piyasaların gelişmekte olan ülkelere krediyi yetersiz ve yüksek faizle verdiğine de dikkat çekiyor. Rapor, borçların ödenmesi konusunda ayrıntıya girmeden bir mekanizma kurulması çağrısı yapıyor.

Rapora göre, ülkeler yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını gibi krizlerle mücadele edebilmek için borca yöneldi.

Paylaşın

BM’den Putin’e “Tahıl Anlaşmasını” Sürdürme Teklifi

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e, Karadeniz tahıl anlaşmasını birkaç ay daha sürdürmeye izin vermesi teklifinde bulundu.

BM sözcüsü Stephane Dujarric bugün, Guterres’in dün Putin’e bir mektup göndererek Rus gıda ve gübre ihracatını hızlandırmak ve Ukrayna tahılının Karadeniz’den ihraç edilmesine devam etmek için bir yol teklif ettiğini söyledi.

Stephane Dujarric, “Amaç, Rus Tarım Bankası aracılığıyla mali işlemleri olumsuz etkileyen engelleri ortadan kaldırmak ve aynı zamanda Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden geçişini sürdürmek” dedi.

Daha fazla ayrıntı vermeyen Stephane Dujarric, Guterres’in meseleyle ilgili tüm taraflarla görüştüğünü ve önerilerini Rusya ile değerlendirmeye istekli olduğunu kaydetti.

Reuters haber ajansının bazı kaynaklara dayandırdığı haberine göre BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Rusya Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e, Ukrayna tahılının Karadeniz’deki limanlardan güvenli ihracatını sağlayan anlaşmanın süresini uzatması karşılığında Rusya’nın tarım bankasının bir alt kolunun uluslararası ödeme sistemi SWIFT’e bağlanmasını teklif etti.

Rusya, kendi tahıl ve gübresinin ihracatı için gereken şartların karşılanmadığı gerekçesiyle, süresi Pazartesi günü dolacak olan anlaşmayı iptal etme tehdidinde bulunmuştu. Anlaşma kapsamında son iki gemiye süre dolmadan önce Odesa limanında tahıl yükleniyor.

Moskova’nın kilit taleplerinden biri, Rus tarım bankası Rosselkhozbank’ın uluslararası ödeme ağı SWIFT’e yeniden bağlanmasıydı.

Avrupa Birliği, geçen yıl Haziran’da Ukrayna’yı işgali nedeniyle Rusya’yı SWIFT sisteminden çıkarmıştı. Mayıs ayındaysa bir AB yetkilisi, Rus bankalarının sisteme yeniden dahil edilmesi seçeneğini düşünmediklerini söylemişti.

Ancak üç kaynağa göre AB, tahıl ve gübre ödemeleri için şimdi Rus tarım bankası Rosselkhozbank’ın bir alt kolunu SWIFT sistemine bağlama seçeneğini ele alıyor. Avrupa Komisyonu, konuya ilişkin açıklama talebini yanıtsız bıraktı.

Kremlin ise konuya ilişkin açıklama yapmadı. Rusya’nın gıda ve gübre ürünleri Ukrayna işgali sonrasında Batılı ülkelerin yaptırımlarına tabi olmasa da Moskova, ödemeler, lojistik ve sigorta gibi alanlardaki kısıtlamaların nakliyenin önünde engel oluşturduğunu kaydediyor.

BM yetkilileri, Rusya’nın SWIFT ödeme sistemine erişimi olmadığı bu dönemde Amerikan bankası JPMorgan Chase’in Amerikan hükümetinden güvencelerle bazı Rus tahıl ihracatı ödemelerini işleme koymaya başlamasını sağlamıştı.

BM ayrıca Afrika İhracat-İthalat Bankası Afreximbank’la Rusya’nın Afrika’ya yaptığı tahıl ve gübre ihracatının parasal işlemlerini gerçekleştirmesi için bir platform kurması üzerinde de çalışıyor.

Rusya’nın Ukrayna tahıl anlaşmasından çıkma tehdidi küresel gıda güvenliğine ilişkin korkuları körüklüyor

Rusya’nın Karadeniz tahıl anlaşmasının süresini uzatmayabileceğine ilişkin kaygılar, açlığın pençesindeki ülkelerde Ukrayna gıda ürünlerin ulaşmayacağı korkularını tırmandırdı.

BM; buğday, arpa ve bitkisel yağın önde gelen ihracatçı ülkeleri olan Rus ve Ukrayna’nın özellikle Afrika, Ortadoğu ve bazı Asya ülkelerinin muhtaç olduğu gıda ürünlerini tedarik etmeye devam etmesi için kırılgan anlaşmayı kurtarmaya çalışıyor. Anlaşma, Ukrayna’nın şimdiye kadar 32,8 milyon ton tahılı gelişmekte olan ülkelere göndermesini sağladı.

Rusya’nın anlaşmadan çıkması, Somali, Etiyopya ve Afganistan gibi açlık riski altında olan ve gıda tedariki için Dünya Gıda Programı’na muhtaç olan ülkelerin ana gıda kaynağını kesebilir ve çatışma, ekonomik kriz ve kuraklıkla mücadele eden savunmasız ülkelerin gıda güvenliği sorununu körükleyebilir. Ukrayna’dan ihraç edilen tahıl miktarı, şimdiden azalmış durumda.

Yük gemilerinin silah değil, sadece gıda ürünü taşıdığından emin olmak için yapılan denetimlerin ortalama günlük sayısı Ekim’de 11’ken Haziran’da 2’ye düştü. Bu nedenle Ekim’de 4,2 milyon ton tahıl ihraç edilirken bu miktar, Mayıs’ta 1,3 milyon tona geriledi.

Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nin Küresel Gıda ve Su Güvenliği Programı Direktörü Caitlin Welsh, “Anlaşmanın süresi uzatılmazsa gıda güvenliği için Ukrayna’ya muhtaç olan ülkeler başka kaynaklar aramak zorunda kalacak ve büyük olasılıkla Rusya’ya yönelecek, ki Rusya’nın da niyetinin bu olduğunu sanıyorum” dedi.

Ukrayna Altyapı Bakanlığı, Rusya’nın denetimleri reddetmesi nedeniyle 29 geminin Türkiye karasularında beklemede olduğunu kaydetti.

(Kaynak: VOA Türkçe)

Paylaşın

BM Genel Sekreteri Guterres: İklim Krizi Saatli Bomba Gibi

Bilim insanları iklim eyleminin çoğaltılması açısından fırsat penceresinin hızla kapandığı konusunda uyarırken BM Genel Sekreteri Guterres, zengin ülkeleri “iklim saatli bombasını durdurmak için” 2050’ye takvimlenmiş olan CO2 salım hedeflerini “2040’a çekmeleri” çağrısında bulundu.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, “insanlık için bir hayatta kalma kılavuzu” olarak nitelediği, BM Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) uzmanlarının son raporunun yayımlanması vesilesiyle dolaşıma soktuğu videoda, “İnsanlık ince bir buz üzerinde yürüyor ve bu buz hızla eriyor” diye uyarıyor.

Dünyanın küresel ısınmayı sanayi öncesi döneme kıyasla hala 1,5 °C  ile sınırlayabileceğine inandığını belirten Guterres, bunun için “tüm ülkeler ve tüm sektörlerce  iklim eyleminde kararlı bir ilerleme kaydedilmesi” gerektiğini vurguladı.

Bu konuda tüm oyuncular “ileri sarma düğmesine basmalı” diyen BM Genel Sekreteri gelişmekte olan ülkelerin hem küresel ısınmadan daha az sorumlu olduğunu hem de geçiş sürecini hızlandırmak konusunda kapasitelerinin daha düşük olduğunu dile getirdi. Dolayısıyla gelişmiş ülkelere yönelmek gerektiğini ileri süren Guterres, tüm ülkelerin CO2 salım takvimlerini 2040’a çekmeyi taahhüt etmeleri gerektiğini sözlerine ekledi.

COsalımlarını sıfıra çekme konusunda Almanya 2045, Finlandiya 2035’i hedeflerken Çin 2060 Hindistan 2070’i hedefliyor.

Bu hedefe ulaşılabilmesinde en büyük rolün küresel sera gazı salımlarının yüzde 80’inden sorumlu olan G20 ülkelerine düştüğünü belirten Guterres, eylüldeki iklim zirvesinde bu ülkelerin”iddialı” ve “her şeyi kapsayan” yeni sera gazı azaltım taahhütleri sunmaları ve 2035 ve 2040 için bu salımlara ilişkin “mutlak azaltım” hedefleri koymalarını beklediğini dile getirdi.

Birleşmiş Milletler Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) “Sentez Raporu 6. Değerlendirmesi”ni hazırlayan bilim insanları iklim eyleminin çoğaltılması açısından fırsat penceresinin hızla kapandığı konusunda uyardı.

IPCC’den alarm çanları

IPCC, küresel sıcaklık artışının 1850-1900 dönemine göre 1,1 °C’ye ulaştığını ve artmaya devam eden salımların küresel sıcaklık artışını hızlandırdığına raporda vurgu yaptı.

Raporda dikkat çekilen diğer bir önemli konu da küresel sıcaklık artışının 1,5 °C ile sınırlandırılması için sera gazı salımlarının 2030’a kadar yarı yarıya azaltılması gerekliliği oldu.

Bilim insanları ayrıca 2022’de nüfusu 8 milyarı aşan dünyada yaklaşık 3,6 milyar insanın  iklim krizine karşısında aşırı kırılgan bölgelerde yaşadığını da vurguladı.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Uluslararası Topluma Türkiye Ve Suriye Çağrısı

Kahramanmaraş Pazarcık ve Elbistan merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde binlerce kişi hayatını kaybederken, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, uluslararası topluma yardım çağrısında bulundu.

BM Genel Sekreteri Guterres, Türkiye’nin milyonlarca mülteciyi ve yerinden edilmiş insanı kabul edip koruduğunu kaydederek, “Şimdi uluslararası topluma aynı cömertliği göstermeleri ve Türkiye ve Suriye halkları için ayağa kalkmaları çağrısında bulunuyorum.” dedi.

Guterres basına yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrolü altındaki bölgeye giden 6 kamyondan oluşan insani yardım konvoyunun Hatay’ın Reyhanlı ilçesindeki Cilvegözü Sınır Kapısı’ndan geçerek İdlib’deki Babülhava Sınır Kapısı’ndan giriş yaptığını duyurdu.

Konvoyda, ilaçlar, battaniye, çadır, barınak kitleri ile ilk yardım malzemeleri bulunduğunu kaydeden Guterres  BM üyelerine bölgeye daha fazla yardım göndermeleri çağrısında bulundu.

BM’nin ilk etapta Suriye’de insani yardım ihtiyaçlarını karşılamak için 25 milyon dolarlık yardım fonunun kullanılmasına karar verdiğini kaydeden Guterres, önümüzdeki hafta bu yardımın artırılması yeni bir çağrının yapılacağını ifade etti.

BM Genel Sekreteri, “Suriye’deki depremden etkilenenler için bağışçıların yapacağı desteğin artması için yeni bir çağrı yapacağız.” dedi.

BM’nin İnsani Yardımlara Koordinatörü Martin Griffiths’in depremden etkilenen bölgelerde inceleme yapacağını kaydeden Guterres, son durum yerinde tespit edildikten sonra BM’nin Suriye’ye yardım için yeni adımlar atacağı mesajını verdi.

BM Genel Sekreteri, “Türkiye’nin muazzam bir dayanışma gösterisiyle milyonlarca mülteciyi ve yerinden edilmiş insanı kabul edip koruduğunu” kaydederek, “Şimdi uluslararası topluma aynı cömertliğin göstermeleri ve Türkiye ve Suriye halkları için ayağa kalkmaları çarısında bulunuyorum.” dedi.

Guterres, “Afet değerlendirme uzmanları görevlendirdik. Onlar arama ve kurtarma ekiplerini koordine ediyor. Acil yardım gıdası, tıbbi malzeme, termal battaniye ve diğer hayat kurtarıcı malzemeleri sağlıyoruz. Biz çok daha fazlasını yapmaya kararlıyız.” dedi.

BM’nin sınır ötesi yardımları kapsamında İdlib’e giriş yapan tırlardaki insani yardım malzemeleri, ülkenin kuzeyinde Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen Suriyelilere ulaştırılacak.

Merkez üssü Kahramanmaraş olan 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde, Suriye’nin çeşitli bölgelerinde en az 3 bin 162 kişi ölmüş, en az 5 bin 235 kişi yaralanmıştı.

BM Güvenlik Konseyinin 2014’te kabul ettiği karara göre, Suriye’nin kuzeybatısındaki bölgelere uluslararası yardım gönderiliyor. Özellikle zorla yerinden edilerek Suriye’nin kuzeybatısındaki İdlib’e sığınan halk, bu insani yardımlara bel bağlıyor.

Sınır ötesi bu yardımlarla Suriye’deki ihtiyaç sahiplerine gıda, ilaç ve hijyen malzemeleri gönderiliyor.

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Türkiye Ve Suriye İçin Yardım Çağrısı

Birleşmiş Milletler (BM), Türkiye’de Kahramanmaraş, Gaziantep, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adana, Adıyaman, Malatya, Hatay, Kilis ve Osmaniye’yi ve Suriye’nin kuzeyini vuran depremler sonrası acil müdahale için harekete geçti.

Depremlerde hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı dileyen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 2023 yılı planını açıkladığı genel kurul toplantısının başında, ülkeleri Türkiye ve Suriye’ye “cömert bir şekilde” yardım yapmaya çağırdı.

Guterres, “Birleşmiş Milletler acil müdahaleyi desteklemek üzere harekete geçti. Bu felaketten etkilenen herkese yardım etmek üzere dayanışma içinde birlikte çalışalım.” dedi.

BM kuruluşları seferber oldu

BM Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi de hayatta kalan herkese, mümkün olan her yerde saha ekipleri aracılığıyla yardım sağlamaya hazır olduklarını aktardı.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, acil sağlık ekiplerine yaralılara ve en savunmasız kişilere temel bakım sağlamaları için yeşil ışık yakıldığını söyledi.

BM İnsani Yardım Koordinasyon Ofisinin (OCHA) Twitter hesabından yapılan paylaşımda, “Sert bir kışın zirvesinde, Türkiye ve Suriye’yi vuran depremler karşısında şok olduk. Ekiplerimiz, konuşlanmaya hazır olan Birleşmiş Milletler Afet Değerlendirme ve Koordinasyon Merkezi (UNDAC) acil müdahale ve kurtarma ekipleriyle hasarı değerlendiriyor.” açıklaması yapıldı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) Suriye hesabından yapılan paylaşımda “UNHCR, Suriye’de ihtiyacı olanlara yardım ve destek sağlamak için BM kuruluşları ve diğer insani yardım aktörleriyle aktif olarak bir müdahale koordine ediyor.” ifadeleri yer aldı.

Gaziantep’te temel yardım malzemeleri hazırlandı

Ankara’dan gelen resmi uluslararası yardım talebinin ardından BM Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), acil durum müdahalesini desteklemeye hazır olduğunu kaydetti.

UNICEF İcra Direktörü Catherine Russell, “Kalplerimiz ve düşüncelerimiz yıkıcı depremlerden etkilenen Türkiye ve Suriye’deki çocuklar ve ailelerle birlikte. Sevdiklerini kaybedenlere en derin taziyelerimizi sunuyoruz,” dedi.

BM’nin Uluslararası Göç Örgütü (IOM), Gaziantep’teki deposunda dağıtılmak üzere temel yardım malzemeleri hazırladığını açıkladı.

Depremin vurduğu bölgelerle dayanışma içinde olduğunu söyleyen örgütün Genel Direktörü Antonio Vitorino, “Depremden etkilenenleri desteklemek ve acılarını hafifletmeye yardımcı olmak için bölgedeki hükümetlerle yakın işbirliği içinde çalışacağız.” dedi.

Depremin vurduğu kuzeybatı Suriye’de, çoğunluğu kadın ve çocuk olmak üzere insani yardıma muhtaç yaklaşık 4,1 milyon kişi yaşıyor.

Paylaşın

BM’den ‘İklim Değişikliğine Yeniden Öncelik Verin’ Çağrısı

İklim değişikliğini arka plana atmak gibi bir eğilimin olduğunu belirten Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, ülkelerin iklim değişikliğine yeniden öncelik vermesi gerektiğini, aksi takdirde dünyanın bir felaketle karşı karşıya kalacağını söyledi.

BM Genel Sekreteri Guterres, 6 Kasım’da Mısır’da başlayacak COP27 İklim Zirvesi öncesinde New York’ta BBC İklim Editörü Justin Rowlatt’a verdiği röportajda, “Bunu tersine çeviremezsek, kötü sonla karşılaşacağız” dedi.

COP27, ülkeleri ikim değişikliği ile mücadele etme yollarını tartışmak üzere bir araya getiriyor. Zirve bu yıl 6-18 Kasım tarihleri arasında Şarm El-Şeyh’te yapılacak.

Enflasyon, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali, enerji ve gıda fiyatlarındaki artış gibi küresel problemlerin hükümetlerin kafalarını başka yönlere doğru çevrilmesine neden olduğunu vurgulayan Guterres, “İklim değişikliğini uluslararası tartışmanın merkezine geri getirin” diye konuştu.

BM Genel Sekreteri, ülke liderlerinden iklim değişikliğinin en kötü sonuçlarından kaçınmak üzere küresel sıcaklık artışını 1.5C’de tutmak da dahil, hayati hedeflerden vazgeçmemelerini istedi.

Guterres, ABD ve Çin’i konferansta birlikte çalışmaya davet etti, dünyanın onların liderliğine güvendiğini söyledi. Pekin yönetimi Ağustos ayında, ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin Tayvan’a gerçekleştirdiği ziyaret sonrasında iklim değişikliği konusunda ABD ile işbirliğini sonlandırdığını açıklamıştı.

Zamanımızı tanımlayan sorunun bu olduğunu dile getiren Guterres, “Hiç kimsenin herhangi bir nedenle iklim değişikliği konusunda yapılacak uluslararası eylemleri feda etmeye hakkı yok”  dedi ve şöyle devam etti:

“Gerçeği söylemek zorundayız. Gerçek şu ki, iklim değişikliğinin dünyadaki birçok ülke üzerindeki etkisi şimdiden yıkıcı.”

Guterres, hükümetlerin gelişmekte olan ülkelere taahhüt edilen 100 milyar dolarlık finansmanı sağlamaları konusundaki ısrarını da yineledi ve fosil yakıt enerji kârları üzerinden alınabilecek aşırı kazanç vergilerinin, bu parayı sağlayabileceğinden bahsetti.

Guterres’in öne çıkan mesajları şöyle:

  • Ülkeleri daha fazla fosil yakıta yatırım yapmamaya, bunun yerine yenilenebilir enerjiyi desteklemeye çağırdı: “En aptalca şey, bizi bu felakete neyin götürdüğü üzerine bahse girmek.”
  • İklim protestolarına kendisinin de katılıp katılmayacağı sorulan Guterres, gençken eylemlere katıldığını ama artık işinin “barikatlardan barikatlara koşmak” olmadığını söyledi. Bunun yerine görebinin hükümetlere değişim için baskı uygulamak olduğunu belirtti.
  • COP27’ye katılmayacağını açıklayan genç iklim aktivisti Greta Thunberg’in orada olmasının “oldukça güzel olacağını” ifade etti. Gençlerin iklim meseleleri üzerinde dikkat çekici çabalarından ise övgüyle söz etti.

Öte yandan Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından yayımlanan bir rapor, üç ana sera gazı olan karbondioksit, metan ve azotoksidin atmosferik seviyelerinin 2021 yılında rekor seviyelere ulaştığını gösterdi.

(Kaynak: BBC Türkçe)

Paylaşın

Birleşmiş Milletler’den Eğitimde Dönüşüm Çağrısı

Dünyanın yoksul ve zengin bütün ülkelerinde eğitim alanında derin bir kriz yaşandığına dikkati çeken BM Genel Sekreteri Guterres, eğitimde dönüşüm çağrısı yaptı. Guterres, nitelikli eğitimin yaşam boyu öğrenmeyi sağlaması gerektiğini ifade etti.

Guterres, “Yaygın dezenformasyon, iklim değişikliği inkarı ve insan haklarına saldırıların yaşandığı bir dönemde gerçeği komplodan ayıran, bilime saygıyı aşılayan ve tüm çeşitliliğiyle insanlığı kutlayan eğitim sistemlerine ihtiyacımız var” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, 77. Genel Kurulu’nda  “Eğitimin Dönüştürülmesi Zirvesi”nin açılışında konuştu.

Guterres, yoksul ülkelerde 10 yaş grubundaki çocukların yaklaşık yüzde 70’inin en basit bir metni bile okuyamadığını, gelişmiş ülkelerde ise eğitimin eşitsizliği azaltmak yerine nesiller arasındaki eşitsizliği daha fazla artırdığını söyledi.

Zenginlerin en iyi kaynaklarla en iyi okullara gittiğini ve sonrasında en iyi işlere girdiğini ifade eden Guterres, yoksulların, özellikle de kız çocuklarının hayatlarını değiştirecek nitelikleri edinirken engellerle karşı karşıya kaldığını belirtti.

“Engelliler engellerle karşı karşıya”

Yerinden edilenlerin ve engelli bireylerin ise en büyük engellerle karşı karşıya kaldığına işaret eden Guterres, Kovid-19 salgının dünya genelinde eğitim üzerinde yıkıcı etkisinin olduğunu ve sürdürülebilir kalkınma hedeflerinden herkes için eğitime ağır darbe indirdiğini söyledi.

Eğitim alanındaki aksaklıklara değinen Guterres, çoğu zaman müfredatların ve eğitim sistemlerinin yaşam boyu öğrenmeyi desteklemediğine, öğretmenlere yeterince eğitim ve değer verilmediğine, düşük ücret ödendiğine, dijital uçurumun yoksul öğrencileri cezalandırır hale geldiğine dikkati çekti.

“Eğitimde dönüşüm gerekiyor”

Guterres, dünyanın yoksul olsun, zengin olsun bütün ülkelerinde eğitim alanında derin bir kriz yaşandığını belirterek, eğitimde dönüşüm çağrısında bulundu.

Genel Sekreter, nitelikli eğitimin yaşam boyu öğrenmeyi sağlaması gerektiğini ifade ederek, “Yaygın dezenformasyon, iklim değişikliği inkarı ve insan haklarına saldırıların yaşandığı bir dönemde gerçeği komplodan ayıran, bilime saygıyı aşılayan ve tüm çeşitliliğiyle insanlığı kutlayan eğitim sistemlerine ihtiyacımız var.” dedi.

Afganistan’da kız çocuklarının eğitimi

Afganistan’daki Taliban yönetimine de kız çocuklarına ortaöğretim yasağını derhal kaldırması çağrısı yapan Guterres, barış, güvenlik ve sürdürülebilir kalkınmanın en önemli adımlarından birinin kız çocuklarının eğitimi olduğunu söyledi.

Guterres, ”Eğitimin finansmanı hükümetler için bir öncelik olmalı çünkü bu, bir ülkenin halkına ve geleceğine yapabileceği en önemli yatırım. Uluslararası topluma kritik bir rol düşüyor. Kalkınma ortaklarını kesintilerden vazgeçmeye ve resmi kalkınma yardımının en az yüzde 15’ini eğitime ayırmaya çağırıyorum” dedi.

Antonio Guterres, düşük ve orta gelirli ülkelerdeki 700 milyon çocuğun kaliteli eğitime erişimini sağlamak için 10 milyar dolar seferber etmeyi amaçladıklarını belirterek, uluslararası toplumdan bu programın desteklenmesini istedi.

(Kaynak: Bianet)

Paylaşın