İsveç’in NATO Üyeliği; ABD’de Türkiye’ye: Artık Harekete Geçme Zamanı Geldi

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James O’Brien, İsveç’in NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) üyeliği için “İsveç’in ittifakın 32’inci üyesi olmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. İsveç ilk günden itibaren ittifaka çok büyük katkı sağlayacaktır” dedi ve ekledi:

“Türk ve Macar müttefiklerimiz bize onay sürecini engelleyecek esaslı bir sorun bulunmadığını, sadece onayı sağlayacak oyları toplamaya çalıştıklarını söylediler. Biz artık harekete geçme zamanının geldiğini, gecikmenin hiç bir fayda sağlamayacağını ilettik. İsveç’in çok yakında ittifaka üye olmasını öngörüyoruz. O anı iple çekiyoruz.”

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı James O’Brien, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçe’den Değer Akal’ın aktardığına göre; Salı günü Brüksel’de başlayacak olan ve iki gün sürmesi beklenen toplantıların gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan O’Brien’a, İsveç’in NATO üyeliğinin Türkiye ve Macaristan nedeniyle gecikmesi hakkında çok sayıda soru yöneltildi.

“İsveç’in çok yakında ittifaka üye olmasını öngörüyoruz”

“İsveç’in ittifakın 32’inci üyesi olmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. İsveç ilk günden itibaren ittifaka çok büyük katkı sağlayacaktır” diyen O’Brien, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türk ve Macar müttefiklerimiz bize onay sürecini engelleyecek esaslı bir sorun bulunmadığını, sadece onayı sağlayacak oyları toplamaya çalıştıklarını söylediler. Biz artık harekete geçme zamanının geldiğini, gecikmenin hiç bir fayda sağlamayacağını ilettik. İsveç’in çok yakında ittifaka üye olmasını öngörüyoruz. O anı iple çekiyoruz.”

ABD’li Bakan Yardımcısı O’Brien’a, “Ankara, ABD’nin F-16 taleplerine onay vermesi yönündeki umudunu kaybetmiş görünüyor. Türkiye Eurofighter almak istediğini duyurdu… Türkiye’nin hava kuvvetlerinin modernizasyonu, NATO’nun caydırıcılığı ve savunma pozisyonu için de önemli mi? Size göre Türkiye’nin F-16 taleplerinin onaylanmasına katkıda bulunabilecek somut koşullar nelerdir?” sorusu da yöneltildi.

ABD Bakan Yardımcısı O’Brien’ın bu soruya verdiği cevapta, “ABD Başkanı Biden uzun süredir Türkiye’nin F-16 filosunun modernizasyonunu desteklediğini söylüyor. Şu anda, bu konuda ilerleme sağlamayı umduğumuzu söylemek dışında, söyleyebileceğim bir şey yok” yanıtıyla yetinmesi dikkat çekti.

ABD Bakan Yardımcısı O’Brien’a, Türkiye’den Rusya’ya gönderilen, askeri amaçlı da kullanılabilecek ürünlerin ihracatında yaşanan büyük artış da soruldu.

Soruyu, “ABD olarak AB, İngiltere ve G7 partnerlerimizle birlikte, kilit partnerlerimizin Rusya’nın yaptırımlarımızı deldiği yerlere dönüşmesini istemediğimizi açıkça belirttik” sözleriyle yanıtlamaya başlayan ABD’li bakan yardımcısı, Türkiye’nin bazı ürünlerin Rusya’ya geçişini önlemeye dönük bir takım reformları hayata geçirdiğini söylemekle birlikte, “Ancak görünen o ki daha yapılması gereken şeyler var” dedi.

James O’Brien, Rusya yaptırımlarının Türkiye üzerinden baypas edilmemesi için atılması gereken adımlarla ilgili olarak da şunları kaydetti: “ABD bazı kişi ve kurumlara yönelik yaptırım kararı aldı. Bunlardan bazıları, savaş alanında kullanılan elektronik malzemeleri Türkiye üzerinden Rusya’ya taşımaya çalışan şirketleri kuran Rus vatandaşlarıdır. Yaptırımlar sonrası bunun önlenmesi için bazı ilerlemeler kaydedildiğini gördük.

Ama bu asla bitmeyecek bir iş. Ruslar her zaman daha fazlasını ithal etmeye çalışıyor. Bizim de Rusya’ya kapıları kapatmaya devam etmemiz önemli. Aksi takdirde bu hafta sonu Kiev’e yapılan büyük saldırı gibi daha fazla olayla karşılaşırız… Bu saldırıların yapılmasını sağlayan ürünlerin genellikle Batı’dan ya da G7 ülkelerinden ithal edildiğini ve birkaç ülke üzerinden geçirildiklerini biliyoruz. Tüm bunların mümkün olan en kısa sürede sona ermesi gerekiyor.”

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı James O’Brien, Karadeniz ile ilgili olarak da dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu.

Son dönemde Karadeniz’in seyrüsefere açık kalmasını sağlamaya büyük önem verdiklerini aktaran ABD’li yetkili, Rusya’nın Karadeniz’i ticaretin kısıtlandığı bir alana dönüştürmesini engellemek için Karadeniz’e kıyıdaş NATO müttefikleriyle birlikte çalıştıklarını vurguladı.

“Adımları memnuniyetle karşılıyoruz”

O’Brien, “Tahılın küresel pazarlara ulaştırılmasında Karadeniz son derece önem taşımaktadır… Bu nedenle Ukrayna’nın, Romanya, Moldova ve AB’nin çok güçlü desteği ile ihracatını arttırmak için attığı adımları memnuniyetle karşılıyoruz” diye konuştu.

Rusya’nın Türkiye arabuluculuğunda imzalanan BM Tahıl Anlaşması’ndan Temmuz ayında çekildiğini ve aslında bu yolla Ukrayna’nın ihracatını durdurmayı amaçladığını dile getiren James O’Brien, “Ancak son aylarda Ukrayna’nın ihracatını daha da arttırdığını, hatta tahıl anlaşması boyunca ulaştığı seviyeyi aşabildiğini görüyoruz” dedi.

ABD’li bakan yardımcısı bunda Rus ordusunu geri püskürten Ukrayna ordusunun sergilediği kararlılığın kilit önem taşıdığını da sözlerine ekledi.

Basın brifinginde, ABD’nin NATO ile Ermenistan arasında iş birliğinin güçlendirilmesine ilişkin yaklaşımı da soruldu. ABD Bakan Yardımcısı O’Brien, Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın ülkesinin sınırlarını açmak ve Batı ile ilişkilerini geliştirmek konusunda “çok cesurca” hareket ettiğini belirterek şunları kaydetti:

“Ermenistan vatandaşları için çok cesaretlendirici adımlar attı, reformlar gerçekleştirdi… Ayrıca Başbakan Paşinyan Azerbaycan ile barış anlaşması konusunda cesur bir ses olmuştur. Bu yolla Ermenistan’ın ekonomik kalkınmasına odaklanması, güvenlik alanındaki ilişkilerini geliştirmesi, Orta Asya’dan, Türkiye üzerinden ticari ilişkilerini geliştirebilmesi söz konusu olabilir. Bunların hepsi bizim çok görmek istediğimiz gelişmelerdir…”

Paylaşın

Filistin – İsrail Savaşı: ABD’den İki Devletli Çözüm Çağrısı

Massachusetts eyaletinin Nantucket Adası’nda basının sorularını yanıtlayan ABD Başkanı Joe Biden, iki devletli çözüm çağrısını yenilerken, Gazze’deki ateşkesin ise 4 günden fazla sürmesini umut ettiğini kaydetti.

ABD Başkanı Biden, İsrail’e askeri yardımın koşula bağlanmasının “değerli bir düşünce olduğunu” belirterek, “Ancak bu görüşle başlasaydık bugün bulunduğumuz yere asla ulaşabileceğimizi sanmıyorum.” dedi. ABD Başkanı, askeri yardımla ilgili olası koşullar konusuna ise açıklık getirmedi.

Bazı rehinelerin serbest bırakılmasını kendisini cesaretlendirdiğini belirten Biden, daha fazla rehinin serbest bırakılmasını umut ettiğini ifade etti. Biden, “Yarın daha fazla rehinenin, ertesi gün daha fazlasının, ondan sonraki gün de daha fazlasının serbest bırakılmasını bekliyoruz.” dedi.

İlk grup rehinenin serbest bırakılmasının sadece bir “başlangıç” olduğunu kaydeden Biden,  Gazze’de geçici bir ateşkesin uzatılması için “gerçek” bir şans bulunduğunu söyledi.

İkinci rehine grubu da serbest kalıyor

Öte yandan İsrail ile Hamas arasında varılan ve Cuma sabahı çiftlere giren anlaşma kapsamında, ikinci bir rehine grubunun Cumartesi günü serbest bırakılacağı bildirildi.

İsrail makamları tarafından yapılan açıklamada, serbest bırakılacak rehinelerin isimlerinin, ellerine ulaştıkları kaydedildi. İsrail basınında yer alan haberlere göre, İsrail Başbakanı Netanyahu, ailelerinin ailelerine ilişkin bilgi verildiğini ifade etti.

İsrail makamları, çocuklar arasında 14 rehinenin olduğunu duyurdu. Rehinelerin serbest bırakılması karşılığında İsrail, eğitim merkezlerinde 42 Filistinliyi serbest bırakacak.

İsrail polis memuru Doron Spielman, Gazze’de hâlen yaklaşık 215 rehinenin daha bulunduğunu söyledi. Spielman, “Birçoğunun ölü mü sağ mı olduğunu biliyoruz. İstihbarat toplamaya çalışıyoruz” diye konuştu.

Varılan anlaşma kapsamındaki ateşkes, Gazze Şeridi’nde Cuma günü gizlice girilmiş ve bunun ardından, 11’i yabancı, 13’ü İsrailli olmak üzere 24 rehine serbest bırakılmıştı. Rehineler, Kızıl Haç örgütü tarafından İsrail’e devredilmişti. Bunun karşılığında İsrail, cezaevlerinde karşılaşmadan 39 Filistinliyi serbest bırakmıştı. İsrail’de ailelerine kavuşan rehineler, Tel Aviv hastanesine götürülmüştü.

Dört çocuk, üç anne ve bir babanın götürüldüğü Schneider Çocuk Tıp Merkezi’nin yöneticisi Efrat Baron Har Lev, İsrail gazetesi Haaretz ile konuşurken, kurtulan rehinelerin fiziki grupların iyi olduğu bilgisine yer verdi.

7 Ekim’de İsrail’e yapılan saldırıda, yaklaşık bin 200 İsrailli’yi öldüren Hamas, yaklaşık 240 kişiyi de rehin almıştı.

Hamas’ın anlaşması kapsamında 150 Filistinli cezasına çarptırıldı ve 50 rehineyi serbest bırakması bekleniyor. Söz konusu anlaşma sürecinde, İsrail ve Filistinlilerin ayrışması yanı sıra Katar, Mısır ve Amerika Birleşik Devletleri’nin resimlerinde de rol oynamıştı.

Paylaşın

ABD’den Irak’ta İran Destekli Gruplara Saldırı: 5 Ölü

ABD, Irak’ın başkenti Bağdat yakınlarında İran destekli grupların kullandığı iki tesise düzenlenen saldırıda 5 militanın öldüğünü açıkladı. ABD, Orta Doğu’daki üslerine düzenlenen saldırıların ardından Irak’taki hedefleri ilk kez vurdu.

Haber Merkezi / Irak güvenlik güçlerinden bir kaynak, ABD’nin hava saldırısı sonucu Halk Seferberlik Güçleri’ne (PMF) bağlı bir grup olan Hizbullah Tugayları’ndan beş militanın öldüğünü doğruladı.

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon Basın Sözcüsü Yardımcısı Sabrina Singh, İran destekli milislerin Irak’ta ABD ve koalisyon güçlerine ev sahipliği yapan Esad Hava Üssü’ne yapılan saldırıların ardından operasyonun düzenlendiğini söyledi.

ABD Savunma Bakanlığı Sözcüsü General Patrick Ryder, ABD’nin bölgedeki çıkarlarını ve personelini savunmak için meşru müdafaa hakkını kullanarak saldırılara cevap vermeye hazır olduğu uyarısında bulundu ancak bu uyarı bölgedeki silahlı grupları durdurmadı.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı CENTCOM’dan yapılan açıklamada ise, “22 Kasım sabahı CENTCOM güçleri, Irak’taki iki tesise gizli ve yüksek hassasiyetli bombardımanlar düzenledi. Bu bombardımanlar, İran ve İran destekli gruplar tarafından ABD ve koalisyon güçlerine karşı düzenlenen saldırılara verilen doğrudan bir yanıt oldu” ifadeleri kullanıldı.

İran destekli milislerin, Suriye ve Irak’taki ABD birliklerine yönelik saldırıları, Hamas’ın sürpriz saldırısının ardından başlayan İsrail – Filistin savaşının ardından başladı.

Suriye’de 24 askeri üssü ve 4 noktası olan ABD’nin IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti) ile mücadele kapsamında Suriye’de 900, Irak’ta ise 2 bin 500 civarında askeri bulunuyor.

Öte yandan İran Devrim Muhafızları Ordusu’nun (IRGC), Suriye’nin doğusundaki Deyrizor kenti kırsalında konuşlu iki üssünü boşalttığı ve üste bulunan militanların Suriye’nin merkezindeki Humus kentine gönderildiği öğrenildi.

Irak’tan ABD’ye kınama

Irak hükümeti, İran’a yakınlığıyla bilinen silahlı Ketaib Hizbullah(Hizbullah Tugayları) örgütünün 5 üyesinin öldürülmesi nedeniyle Washington’ı kınadı.

Bağdat yönetimi, saldırıların yetkililerle koordine edilmeden yapılan “tehlikeli bir tırmanış” olduğunu bildirdi.

Bağdat’ın resmi açıklamasında, “Irak hükümet kurumlarının bilgisi dışında Jurf el Nasr’a yönelik yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Bu eylem Irak’ın egemenliğinin açıkça ihlali ve güvenlik durumunu istikrarsızlaştırmaya yönelik bir girişimdir” denildi.

Ayrıca açıklamanın devamında silahlı grupların saldırılarının da Irak’ın ulusal çıkarlarına aykırı olduğunun altı çizildi.

Paylaşın

Irak Ve Suriye’deki ABD Üslerine 58 Saldırı Düzenlendi

ABD Savunma Bakanlığı Pentagon, salı gününden bu yana Irak ve Suriye’de konuşlu ABD kuvvetlerine üç kez saldırı düzenlendiğini ve 17 Ekim’den bu yana ABD birliklerine yönelik toplam saldırı sayısının 58’e çıktığını açıkladı.

Haber Merkezi / Pentagon Basın Sözcüsü Yardımcısı Sabrina Singh, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, “17 Ekim’den bu yana Irak ve Suriye’de konuşlu askerlerimize Suriye’de 31, Irak’ta 27 yaklaşık 58 saldırı düzenlendi” dedi.

Singh açıklamasının devamında, Suriye ve Irak’taki ABD üslerine düzenlenen 55 saldırıda 59 ABD personelinin çeşitli şekillerde yaralandığını söyledi.

Pentagon’un daha güçlü, daha etkili bir cevap vermeden önce bir askerin öldürülmesini bekleyip beklemediği sorusuna ise Singh, “Bir şeyin harekete geçmesini beklemiyoruz. Biz… karşılık verdik ve eğer daha fazla saldırı olursa, kesinlikle kendi seçeceğimiz yer ve zamanda karşılık vereceğiz” şeklinde cevap verdi.

ABD, Suriye’nin doğusundaki Deyrizor Valiliği’nde İran’ın İslam Devrim Muhafızları Birliği (IRGC) ve İran destekli milislerin bulunduğu bölgelere misilleme amaçlı hava saldırıları düzenledi. Saldırılar, ABD üslerinin dronlar tarafından hedef alınmasının ardından gerçekleşti.

İran destekli milislerin, Suriye ve Irak’taki ABD birliklerine yönelik saldırıları, Hamas’ın sürpriz saldırısının ardından başlayan İsrail – Filistin savaşının ardından başladı.

Paylaşın

ABD’den İsrail’e “Yahudi Yerleşimciler” Uyarısı

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail’i Batı Şeria’da tansiyonu düşürmek ve için “acil” adım atmaya çağırdı. İsrail savaş kabinesinde yer alan eski genelkurmay başkanlarından Benny Gantz ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Blinken, “Filistinlilere yönelik Yahudi yerleşimcilerin giderek artan aşırılıkçı şiddet eylemlerine derhal son verilmesini” istedi.

Haber Merkezi / İsrail ordusunun Gazze Şeridi’nde Hamas’a karşı yürüttüğü operasyonlar sürerken Batı Şeria’da da şiddet olaylarının artması endişe yaratıyor.

Gazze Şeridi’nde kontrolü elinde bulunduran Hamas’ın İsrail’e saldırdığı 7 Ekim’den bu yana Batı Şeria’da Yahudi yerleşimcilerin Filistinli sivillere yönelik saldırıları ve İsrail ordusunun operasyonlarında Filistin Özerk Yönetimi verilerine göre 380’den fazla Filistinli yaşamını yitirdi. İnsan hakları aktivistleri, bu rakamın son 15 yılda kaydedilen en yüksek ölü sayısı olduğuna işaret ediyor.

1967’deki savaşın ardından İsrail’in işgal ettiği Batı Şeria’da, uluslararası toplum tarafından tanınan ve barış müzakerelerinde muhatap olarak görülen Filistin Özerk Yönetimi görev yapıyor.

Batı Şeria’da artan tansiyon, Gazze’deki savaşın yayılması endişelerini de beraberinde getirdi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, İsrail’i Batı Şeria’da tansiyonu düşürmek ve için “acil” adım atmaya çağırdı.

İsrail savaş kabinesinde yer alan eski genelkurmay başkanlarından Benny Gantz ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Blinken, “Filistinlilere yönelik Yahudi yerleşimcilerin giderek artan aşırılıkçı şiddet eylemlerine derhal son verilmesini” istedi.

ABD’lilerin İsrail’e desteği azalıyor

Öte yandan ABD yönetimi, Hamas’a kaşı Gazze’de ağır can kaybı ve yıkıma neden olan İsrail’e destek olurken kamuoyunun duruşu değişiyor. Hamas-İsrail savaşında ‘ABD tarafsız arabulucu olmalı’ diyenlerin oranı bir önceki aya göre yüzde 27’den yüzde 39’a yükseldi.

Ipsos/Reuters’ın anketinde ABD’lilere, iki ayını bitirmek üzere olan savaşta ‘Washington’ın rolü ne olmalı’ sorusu yöneltildi.

Salı günü sonra eren ankete göre ABD’lilerin yüzde 32’si hükümetlerinin İsrail’i desteklemesi gerektiğini söyledi. Aynı soruya ekim ayında verilen cevaplarda bu oran yüzde 41 olarak çıkmıştı.

‘ABD çatışmada tarafsız olmalı’ diyenlerin oranı ise bir önceki aya göre  yüzde 27’den yüzde 39’a yükseldi. ABD’lilerin yüzde 15’i ise ülkelerinin bu konuya hiç karışmaması gerektiği yönünde fikir belirtti.

Han Yunus için ‘Evlerinizi terk edin ve sığınaklara gidin’ uyarısı

İsrail ordusu, Han Yunus’taki bazı mahallelerde oturanlara evlerini terk edip sığınaklara gitmeleri uyarısını yaptı. Han Yunus, Gazze’nin güneyindeki en büyük kent. Kuzeyde İsrail bombardımanının başlamasının ardından çok sayıda kişi evlerini terk ederek bu bölgelere gelmişti.

Han Yunus’un bazı mahallelerinde İsrail ordusunun dağıttığı duyurularda şunlar yazıyor: Güvenliğiniz için oturduğunuz yeri acilen terk etmeniz ve sığınaklara gitmeniz gerekmektedir. Teröristlerin yakınında olan herkesin hayatı tehlikede olacaktır. Teröristler tarafından kullanılan tüm evler hedef alınacaktır.

Ekim ayında Han Yunus’un nüfusu 400 binden bir milyonun üzerine çıkmıştı.

Netanyahu’dan sivil kayıplarla ilgili itiraf

İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, Gazze Şeridi’ndeki operasyonlarda sivil kayıpları asgari seviyede tutmaya çalıştıklarını, ancak başarılı olamadıklarını söyledi.

Amerikan CBS televizyonuna konuşan Netanyahu, “zarar görmemeleri için sivilleri çatışma bölgelerinden çıkarmak üzere her tür çabayı gösterdiklerini, ancak Hamas’ın da sivillerin zarar görmesi için elinden gelen her şeyi yaptığını” öne sürdü.

Çatışma bölgelerinden ayrılmaları için sivillere havadan broşürler attıklarını, cep telefonlarından aradıklarını belirten Netanyahu, “Her sivil ölüm bir trajedidir. Bu işi asgari sivil kayıpla bitirmeye çalışacağız. Yapmaya çalıştığımız bu. Asgari sivil kayıp. Ama maalesef bu konuda başarılı değiliz” dedi.

Hamas’ın 7 Ekim’de İsrail’e düzenlediği saldırılarda İsrail verilerine göre bin 200 kişi yaşamını yitirmiş, 240 kişi rehin alınmıştı. Gazze’deki Sağlık Bakanlığı verilerine göre İsrail’in operasyonlarında 7 Ekim’den bu yana, 4 bin 707’si çocuk ve 3 bin 155’i kadın olmak üzere 11 bin 470 Filistinli öldürüldü. Gazze Şeridi’ndeki nüfusun üçte ikisi evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Paylaşın

ABD, Suriye’nin Doğusunda İran’a Yakın Grupları Vurdu

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Irak ve Suriye’de ABD personeline yönelik devam eden saldırılara karşı Suriye’nin doğusunda İran Devrimi Muhafızları Ordusu (IRGC) ve ona yakın gruplarca kullanılan tesislere hava saldırıları düzenlendiğini teyit etti.

ABD, 26 Ekim’den bu yana bölgeye bugünküyle birlikte üç hava saldırısı düzenledi. ABD’nin IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti) ile mücadele kapsamında Suriye’de 900, Irak’ta ise 2 bin 500 civarında askeri bulunuyor.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), Suriye’de İran’a yakın gruplara hava saldırıları düzenledi.

CENTCOM, X sosyal medya platformundan yaptığı açıklamada, ABD Merkez Kuvvetler Komutanı General Michael Erik Kurilla, hava saldırılarının İran Devrimi Muhafızları Ordusu (IRGC) ve ona yakın grupların kullandığı Suriye’nin Ebu Kemal ve Mayadin kentleri civarındaki tesislere yapıldığını kaydetti. Açıklamada, “ABD kendisini, personelini ve çıkarlarını savunmaya devam edecektir.” ifadesi yer aldı.

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) da, Irak ve Suriye’de ABD personeline yönelik devam eden saldırılara karşı Suriye’nin doğusunda IRGC’ye ve ona yakın gruplarca kullanılan tesislere hava saldırıları düzenlendiğini teyit etti. Açıklamada, vurulan hedeflerden birinin eğitim tesisi, diğerinin de sığınak olduğu kaydedildi.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin ise yaptığı ayrı bir açıklamada Başkan Joe Biden’ın verdiği talimat doğrultusunda saldırının gerçekleştiğini duyurdu. Açıklamada, “ABD Başkanı için ABD personelinin güvenliğinden daha önemli bir öncelik bulunmuyor, bugünkü eylem ABD’nin bölgede kendisini, personelini ve çıkarlarını savunacağını açıkça göstermek için gerçekleştirildi.” denildi.

İsrail ve Hamas arasında başlayan savaşın ardından Irak ve Suriye’de ABD ordusuna yönelik roket ve İHA saldırılarından sonra ABD, 26 Ekim’den bu yana bölgeye bugünküyle birlikte üç hava saldırısı düzenledi.

ABD’nin IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti) ile mücadele kapsamında Suriye’de 900, Irak’ta ise 2 bin 500 civarında askeri bulunuyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları İzleme Örgütü (SOHR), bu saldırılarda sekiz İran destekli milisin öldürüldüğünü açıkladı. Açıklamada, çoğunun Suriye vatandaşı olmadığı belirtildi.

SOHR İran destekli milis gruplarının gece boyunca Conoco doğal gaz sahası ve Al-Omar petrol yatağındaki ABD üslerine füze attığını da ifade etti.

Paylaşın

ABD’ye Ait Askeri Uçak Akdeniz’de Düştü: 5 Asker Hayatını Kaybetti

Askeri eğitim kapsamında rutin yakıt ikmali sırasında, beş askeri personeli taşıyan ABD’ye ait askeri uçağı Akdeniz’e düştü. Uçaktaki beş askeri personelin hepsinin öldürüldüğü bildirildi.

Haber Merkezi / Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri Avrupa Komutanlığı’nın (USEUCOM), bir askeri uçağın eğitim tatbikatı sırasında Akdeniz’e düşmesi sonucu beş askerin öldüğünü duyurdu.

USEUCOM açıklamasında, uçağın tipini veya nerede uçtuğuna dair bilgi paylaşmadı. Komutanlık, hayatını kaybeden askerlere ilişkin de bilgilendirme yapmadı.

ABD, İsrail ile Filistin arasında 7 Ekim’de başlayan savaşın ardından bölgede askeri varlığını artırarak Akdeniz’e iki uçak gemisi göndermişti.

USS Gerald R. Ford, savaşın hemen ardından Doğu Akdeniz’e konuşlandırılmıştı.

USS Dwight D. Eisenhower, Irak ve Suriye’deki ABD askeri üslerine artan saldırıların ardından Basra Körfezi’ne gönderilmişti.

Paylaşın

ABD’nin Süper Bombardıman Uçağı İlk Kez Havalandı

Amerikan Hava Kuvvetleri’nin süper bombardıman B-21 Raider’ı ilk kez havalandı. Nükleer kapasiteli bombardıman uçağı, geleneksel uzun menzilli saldırılar için kullanılacak, ancak aynı zamanda taktik gözetleme ve keşif görevlerini de üstlenebilecek.

İkonik B-2 Spirit’in halefi olan B-21 Raider’ın maliyetinin yaklaşık 700 milyon avroya eşdeğer olması bekleniyor ve ABD Hava Kuvvetleri bu türden en az 100 adet uçak satın almayı planlıyor.

Yeni nesil hayalet bombardıman uçağı B-21 Raider, (tam adıyla: Northrop Grumman B-21 Raider), Northrop Grumman tarafından ABD Hava Kuvvetleri (USAF) için Northrop geliştirildi.

B-21 Raider hakkında öne çıkan noktalar: “Yeni nesil gizlilik teknolojisi, gelişmiş ağ oluşturma yetenekleri ve açık sistem mimarisi ile geliştirilen B-21, üst düzey tehdit ortamı için optimize edilmiş, görev durumuna göre insanlı ve insansız olarak uçuş yapabilecek. İş başında hava filosunun komuta merkezi olacak.

ABD hava gücünün önümüzdeki yıllarda bel kemiği olacak. B-21, veriler, sensörler ve gelişmiş silahlarla yeni, farklı bir yetenek ve esneklik sunacak. Konvansiyonel ve nükleer yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Çok çeşitli savunma sistemleri ve doğrudan saldırı yeteneği ile gökyüzündeki en etkili uçaklardan biri olacak.

B-21 Raider, dünyanın herhangi bir yerindeki hedefi kontrol altında tutabilecek. Görünmezlik özelliği, gelişmiş uzun menzilli hassas vuruş yeteneklerine ek olarak, geniş bir sistemiyle de istihbarat sağlayacak. Gözetleme, keşif, elektronik saldırı ve çok alanlı ağ oluşturma yetenekleri olacak.

B-21 aynı zamanda dijital bir bombardıman uçağı olacak. B-21 Raider, Northrop Grumman’ın California, Palmdale’deki fabrikasında son montaj ve test aşamaları bulunuyor, ama en önemlilerinden birisi olarak dijital tarafı ve yazılımları dikkat çekiyor.

Northrop Grumman ve Hava Kuvvetleri , B-21 yer sistemleri verilerinin bir bulut ortamında tutacak. Güçlü bulut tabanlı dijital altyapı sayesinde daha düşük maliyetli bakım yapılabilecek.

Gelişen tehditler ve yeni oluşumlar karşısında B-21 sürekli kendini yenileyebilecek. Bu amaca uygun tasarlanmış ve önceki nesil uçaklar gibi blok yükseltmeleri yaşamayacak. Açık mimariyle inşa edilmiş olması yeni teknolojilere, yeteneklere, silahlara, çevik yazılım yükseltmeleri ve donanım esnekliğine imkan sağlıyor. Böylece B-21 Raider yıllar boyunca sürekli olarak gelişmeler karşısında yenilenmiş olacak.”

Paylaşın

ABD, Suriye’nin Doğusunda İran Devrim Muhafızları’nı Vurdu

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Savunma Bakanı Lloyd Austin, Suriye’nin doğusunda İran Devrim Muhafızları ve onların müttefiklerinin kullandığı bir silah deposunun vurulduğunu açıkladı.

Saldırının F-15 tipi iki savaş jetiyle düzenlendiğini ve bölgedeki ABD güçlerine düzenlenen son saldırılara yanıt niteliği taşıdığını belirten Bakan Austin “Eğer İran’ın vekillerinin ABD güçlerine saldırıları sürerse, vatandaşlarımızı korumak için ek adımlar atmakta tereddüt etmeyeceğiz” dedi.

Ayrıca ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), sosyal medya hesabında yaptığı açıklamada, ABD güçlerinin Suriye’de İran Devrim Muhafızları Ordusu (IRGC) ve bağlı gruplar tarafından kullanılan bir tesise hava saldırısı düzenlediğini açıkladı.

Açıklamada, “Saldırılardan sorumlu olanlara karşı halkımızı savunmak için gerekli tüm tedbirleri alacağız ve kendi seçtiğimiz yer ve zamanda karşılık vereceğiz” ifadeleri yer aldı.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi saldırının Deyrezzor’da gerçekleştiğini ve İran destekli gruplar için faaliyet gösteren 9 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı.

Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) Basın Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder, 6 Kasım’daki günlük basın toplantısında,  Irak ve Suriye’de bulunan ABD ve koalisyon güçlerine yapılan saldırıların, hafta sonu yapılan son saldırılarla birlikte toplamının da 38’e çıktığı bilgisini vermişti.

ABD Ekim ayı sonlarında Suriye’nin doğusunda benzer hedeflere hava saldırısı düzenlemişti. Geçen haftalarda Irak ve Suriye’deki ABD güçlerine saldırılar yoğunlaşmıştı. ABD Savunma Bakanlığı’nın açıklamalarına göre Ekim ayı ortası itibarı ile İran yanlısı milisler ABD üstlerine en az 40 saldırıda bulundu.

Bunların 22’sinin Irak’ta 18’i ise gerçekleşirken saldırılarda 45 ABD askeri yaralandı. İnsansız hava araçları ve roketlerle düzenlenen saldırıların başarılı olamadığı ve ABD askerlerindeki yaralanmaların ciddi olmadığı kaydedildi. ABD’nin Suriye’de 900, Irak’ta ise 2 bin 500 askeri konuşlu bulunuyor.

Irak’taki İran destekli grupların şemsiye örgütü “Irak’taki İslami Direniş” (El-Mukavemet’ul İslamiyye fi Irak),Gazze Şeridi’ne yönelik İsrail saldırılarına tepki olarak bölgedeki ABD üslerini hedef alacağını açıklamıştı.

Örgüt, 17 Ekim’de yaptığı bu açıklamanın ardından Irak, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve Suriye’deki ABD üslerine yönelik roket ve kamikaze dron saldırıları yapmaya başlamıştı.

Paylaşın

ABD’den Türkiye, Çin Ve BAE Merkezli 130 Firma Ve Kişiyi Rusya Yaptırımı

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Türkiye, Çin ve BAE merkezli 130 firma ve kişiyi Rusya yaptırımları listesine aldığını açıkladı. Türkiye merkezli Berk Türken ve firmaları yer alıyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Türken’in yaptırımların arkasından dolanarak malları Türkiye’den Rusya’ya taşımak için ödemeleri ve nakliyeleri ayarladığını söyledi.

Euronews Türkçe’de yer alan habere göre; Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Ukrayna işgali  sonrası Rusya’nın askeri araç ve ekipmanlara erişimini engellemek amacıyla Türkiye, Çin ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli 130 firma ve kişiyi yaptırım listesine aldığını açıkladı.

Hazine Bakanlığı Yabancı Varlıklar Kontrol Ofisi tarafından uygulanan yaptırımlar, savaş alanında ihtiyaç duyulan ekipmanın tedarikinde Moskova’ya yardım ettiği iddia edilen tedarikçi ve nakliyeciler gibi üçüncü taraf firmalar ve kişileri hedef alıyor.

Buna ek olarak Dışişleri Bakanlığı da, Rusya’nın enerji üretimi ile metal ve madencilik sektörünü hedef alan diplomatik yaptırımlar uyguladı.

Perşembe günü açıklanan yaptırımların hedefinde Rus istihbaratıyla bağlantılı olduğu iddia edilen Türk uyruklu Berk Türken ve firmaları yer alıyor.

ABD Hazine Bakanlığı, Türken’in yaptırımların arkasından dolanarak malları Türkiye’den Rusya’ya taşımak için ödemeleri ve nakliyeleri ayarladığını söyledi.

Havacılık ekipmanı, veri aktarımı için makineler sevk ettiği iddia edilen bir dizi Birleşik Arap Emirlikleri firmasına da yaptırım uygulandı.

Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) merkezli ARX Financial Engineering adlı şirket ise, yaptırım altındaki Rus bankası VTB Bank’tan Rus rublesi gönderilip ABD dolarına çevrilmesinde rol oynadığı gerekçesiyle yaptırıma uğradı.

Paylaşın