Mithat Sancar: Umut Ve Mücadele Bir Sürekli Devrimdir

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirme yapan HDP Eş Genel Başkanı Sancar, “Yenilenmeye ihtiyacımız var. Bu ülkeyi yenilemek istiyorsak önce biz yenileneceğiz. Örgütsel, siyasal ve toplumsal alanda yenilenme sürecini bu ülkeyi özgürlüğe ve demokrasiye taşımak için yapacağız” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Biliyoruz ki bunu yapabiliriz. Bunu yapacak birikimimiz var. Geride bıraktığımız 15 günlük süre içinde yaptığımız bütün tartışmalar bize büyük bir ilham olmuştur. Bu konuda inancımız pekişmiştir. Örgütümüz eksiklik ve sıkıntılara rağmen inanç ve irade konusunda sağlamdır.”

Sancar, açıklamasının devamında, “Üçüncü Yol bizim siyasi hattımız ve çizgimizdir; aynı zamanda siyaset yapma tarzımızın adıdır. Sistem içi alışkanlıkların bizleri yozlaştırmasına izin vermeyeceğiz. Hatta bunun da ötesinde şimdi yaptığımız gibi sistem içi yozlaştırma mekanizmalarının demokrasi güçlerine bulaşmasını engelleyecek bir örnek sergileyeceğiz.

Bu görev hepimizindir. Tekrar söylüyorum, umut ve mücadele bir sürekli devrimdir. Siyasi rehavet umudun ve mücadelenin düşmanıdır. Buradayız, konuşuyoruz, eleştireceğiz, özeleştiri vereceğiz, sorumlulukların gereğini eksiksiz yerine getireceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Yolumuz açık olsun” ifadelerini kullandı.

Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) il eş sözcüleri ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) il eşbaşkanları, Yeşil Sol Parti Genel Merkezi’nde bir araya geldi. HDP Eş Genel Başkanı Prof. Dr. Mithat Sancar, toplantının açılış konuşmasını yaptı ve şöyle seslendi:

“Toplantı ve açıklamalarımızda, seçimlerden beklediğimiz sonuçları alamadığımızı açık yüreklilikle ortaya koyduk. Hedeflerimiz vardı, bu hedeflerimize ulaşamadık. Bu açıdan sorgulanması gereken pek çok mesele var. Bu süreci bütün boyutlarıyla ele almak daha sağlıklı bir değerlendirme için gereklidir. Öncelikle adaletsiz, eşitsiz ve baskıcı bir ortamda seçimlere girildiğini kimse aklından çıkarmasın. Sanki normal bir seçim süreci geçirilmiş gibi bir değerlendirme de bizleri doğru sonuçlara götüremez.

İktidar bütün imkanları kullandı. AKP-MHP ittifakı devlet imkanlarını seferber etti, her türlü engeli önümüze çıkardı. Kara propagandayı ve medya gücünü sonuna kadar kullandılar. Gözaltı operasyonlarına devam ettiler, sahada çalışan arkadaşlarımızı engellemek için her yolu denediler. Bunlar, rejimin zaten yapacağını beklememiz gereken operasyonlarıydı. Seçim sonuçlarının bunlardan etkilendiğini hatırımızda tutmamızda fayda var. Ama hedeflerimize ulaşmamamız sadece bunlara bağlanamaz. Sadece dış faktörlere yaslanarak bu süreci açıklamaya çalışırsak, önümüzdeki dönemin görevlerini yerine getirme konusundaki eksikliklerimiz derinleşebilir.

Adaletsizlikler, haksızlıklar, baskılar devam ediyor. Seçimden sonra döviz kurundaki yükseliş sonucu yoksulluk daha da artmıştır. Bugün milyonlar bir hafta öncesine göre daha yoksuldur. Talan ve sömürü üzerine kurulan sistem, acı reçete başlığı altında halkı ezmeye devam edeceğini göstermektedir.

Kayyım rejimi de aynı şekilde seçimden sonra devam edecek. Bunun işaretleri de Patnos Belediye Eşbaşkanlarımızın gözaltına alınmasıyla ortaya konulmuştur. Yüksekova’da 5 yaşındaki Erdem Aşkan’ın bir astsubayın kullandığı aracın çarpması sonucu ölmesinin ardından bu güvenlik görevlisinin serbest bırakılması tanıdığımız bir manzaradır. Kürt şehirlerinde çocukların zırhlı araçlarla ezilerek öldürülmeye devam etmesi cezasızlık politikasının ve Kürt politikasında güvenlikçi anlayışın bütün boyutlarıyla devam edeceğinin göstergesidir.

AİHM kararlarının uygulanması konusunda Avrupa Konseyinden gelen uyarılar kulak ardı edilmeye devam ediyor. Haksız ve hukuksuzca cezaevinde rehin tutulan arkadaşlarımız, aynı hukuksuz yöntemlerle içeride tutulmaya devam edilmek isteniyor. Bütün bunlar bize mücadeleyi büyütme mecburiyetinin ne kadar büyük ve acil olduğunu gösteriyor. Mücadele daha örgütlü ve kararlı devam etmek zorunda.

Seçim sonuçlarının ortaya koyduğu başka bir tablo da toplumun en az yarısının, ki bize göre daha fazlasının, demokratik dönüşüm taleplerinin canlı ve güçlü olduğudur. Bu demokratik dönüşüm ve adalet talebini omuzlama göreviyle karşı karşıyayız. Bunun öncülüğünü üstlenme rolü ile karşı karşıyayız. Emek sömürüsü ve yoksulluğun son bulması için bu mücadeleye öncülük yapma mecburiyetimiz vardır.

“Toplumsal dönüşüm halkın içinde yürümemize bağlıdır”

Tartışma canlandırır, eleştiri-özeleştiri güçlendirir. Bizler bunları bu süreçte yapmak için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Bu süreci halk buluşmaları ile devam ettireceğiz.

Çünkü siyasetin canlı kalabilmesi, demokratik siyasetin önümüzdeki dönemde toplumsal dönüşüm için öncü rol oynayabilmesi kendimizi yenilememize, halk ile birlikte halkın içinde yürümemize bağlıdır. Halkı dinleyerek, halkın gücünü dönüşüm kaynağı haline getirerek ancak bu görevlerin üstesinden gelebiliriz.

Topluma bir mağlubiyet, bir yılgınlık duygusu yerleştirilmek isteniyor. İktidar, dönüşüm isteyen güçleri bozguna uğratmış gibi bir algı yayılıyor. Bu tehlikeli bir tuzak, bunun herkes farkına varmalı.

Bu algının bertaraf edilmesi için en geniş demokratik mücadele ortaklığını kurma çabalarını büyütmek lazım. Demokrasi ve adalet isteyen güçlerle buluşarak bu tuzakları ortadan kaldırabilir, geleceğe birlikte yürüyebiliriz.

Yenilenmeye ihtiyacımız var. Bu ülkeyi yenilemek istiyorsak önce biz yenileneceğiz. Örgütsel, siyasal ve toplumsal alanda yenilenme sürecini bu ülkeyi özgürlüğe ve demokrasiye taşımak için yapacağız. Biliyoruz ki bunu yapabiliriz. Bunu yapacak birikimimiz var. Geride bıraktığımız 15 günlük süre içinde yaptığımız bütün tartışmalar bize büyük bir ilham olmuştur. Bu konuda inancımız pekişmiştir. Örgütümüz eksiklik ve sıkıntılara rağmen inanç ve irade konusunda sağlamdır.

Üçüncü Yol bizim siyasi hattımız ve çizgimizdir; aynı zamanda siyaset yapma tarzımızın adıdır. Sistem içi alışkanlıkların bizleri yozlaştırmasına izin vermeyeceğiz. Hatta bunun da ötesinde şimdi yaptığımız gibi sistem içi yozlaştırma mekanizmalarının demokrasi güçlerine bulaşmasını engelleyecek bir örnek sergileyeceğiz.

Bu görev hepimizindir. Tekrar söylüyorum, umut ve mücadele bir sürekli devrimdir. Siyasi rehavet umudun ve mücadelenin düşmanıdır. Buradayız, konuşuyoruz, eleştireceğiz, özeleştiri vereceğiz, sorumlulukların gereğini eksiksiz yerine getireceğiz ve yolumuza devam edeceğiz. Yolumuz açık olsun.”

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir