İYİ Parti’nin “Kazanacak Aday” Vurgusu Ne Anlama Geliyor?

“İYİ partinin geleceğini muhalefetin kazanacak adayı göstermesindeki oyun kurucu rolü yani altılı masayı dağıtmadan kazanacak adayı belirleme gücü belirleyecek. Kılıçdaroğlu aday olursa çevresinin merkez aktörlerle ne kadar tahkim edilebileceği, Kılıçdaroğlu’nun dışında biri aday olursa bunda da İYİ Partinin oynayacağı rol önemli olacak ve bu başarı İYİ Parti’ye güç ve meşruiyet getirecek.”

“Merkez sağ seçmen bir süreden beri yavaş yavaş uzaklaşıyor AKP’den. Peki İYİ Parti’ye gidiyor mu bu aşamada? İYİ Parti bir miktar aldı ama arzu ettiği ölçüde henüz o kitleyi yanına çekebilmiş değil. Tüm toplum kesimlerini kendisine çekebilecek bir stratejiyle tabanını genişletmeye çalışıyor ama AKP içindeki merkez sağ seçmeni çekmeden merkez sağa oturmak mümkün değil.”

Millet İttifakı’nın önemli bileşenlerinden İYİ Parti bir yandan yaklaşan genel seçimlerde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan karşısında altılı masa üyeleri ile hep birlikte kazanacakları yönünde mesajlar verirken, diğer yandan zaman zaman yaptığı “kazanacak aday” çıkışlarıyla akıllarda soru işaretlerine neden olabiliyor.

Son olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun olası adaylığına karşı çıkan açıklamalar yaparak Ekrem İmamoğlu ismini gündeme taşıyan İYİ Partili Cihan Paçacı partideki görevlerinden istifa etti.

Ancak Paçacı’nın açıklamaları İYİ Parti’den süreç içinde bu yönde yapılan tek açıklama değil. Genel Başkan Meral Akşener ve zaman zaman partinin diğer üst düzey yetkilileri gerek Kılıçdaroğlu’nun adaylığı konusunda gerekse gündemdeki diğer bazı konularda farklı çıkışlar yaptı.

Akşener’in yaptığı en önemli açıklamalardan biri ise geçen Eylül ayındaki adaylık ile ilgili meselede “altılı masanın noter olmadığı” yönündeki sözleriyle oldu.

DW Türkçe’den Gülsen Solaker’in altılı masa üyelerinden son edindiği bilgilere göre ise İYİ Parti Kılıçdaroğlu’nun adaylığına artık eskisi kadar güçlü bir itiraz göstermiyor ancak yine de 13 Şubat’a kadar partiler arasında istişare mekanizması devam edecek. Altılı masadan üst düzey bir yetkilinin ifadeleriyle adayın kim olacağı ile ilgili ufukta “sürpriz bir isim” görünmüyor ve işaretler şu anda daha çok Kılıçdaroğlu’nu gösterse de İYİ Parti’yi “kazanacak aday” düşüncesinden vazgeçmiş olarak yorumlamak için erken.

Bununla birlikte halen alınmış somut bir kararın bulunmadığı belirtilerek, altılı masa üyelerinin bir sonraki toplantı tarihi olan 13 Şubat’a kadar partilerin kendi içlerinde ve aralarında yapacakları istişareler ile araştırma sonuçlarının karşılaştırılmasının önemine dikkat çekiliyor.

Son olarak Akşener’e yakın isimlerden İYİ Parti Milletvekili Mehmet Aslan da dün akşam bir tweet atarak, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na Bursa’da halkın gösterdiği yakın ilgiye dair “Türk siyasi tarihinde, bir belediye başkanın gittiği her ilde on binlerle karşılandığının tek örneğini gösterebilir misiniz? Sokağın sesini görmezden gelirseniz, sandıkta da siz görmezden gelinirsiniz! Bu işin şakası yok. Aklın yolu bir” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti’nin çıkışlarının anlamı ne?

Peki İYİ Parti yetkililerinin bu süreç boyunca zaman zaman “kazanacak aday” vurgusu yapmasının sebepleri neler olabilir?

Panorama Türkiye Araştırma Direktörü Osman Sert İYİ Parti’yi bir çeşit “oyunbozanlıkla suçlamadan önce asıl konuya odaklanmak gerek” diyerek, “Sayın Kılıçdaroğlu anketlerde önde gidiyor, kazanacağı büyük ihtimalle kesin, İYİ Parti teşkilatı bu konuda ikna olmuş durumda, Türkiye Kılıçdaroğlu’nun adaylığında kesin kararlı ve sadece İYİ Parti buna itiraz ediyor, değil” diyor.

Bütün adayların demokratik bir ortamda, ihanet ya da kumpas suçlamaları yapılmaksızın özgürce tartışılmasından yana olduğunu söyleyen Sert, şöyle konuşuyor:

“Ben İYİ Parti’nin ne dediğinden ziyade eğer tartışma konusu Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ise bunun üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum. Kemal Bey aday olduğunda kazanıyor mu, kazanamıyor mu? Soru bu. Eğer kazanıyorsa İYİ Parti’nin dediklerine ayrı, kazanamadığı algısı varsa ayrı bakmak lazım.”

Sert, Türkiye’nin Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı ikilemine hapsolmuş olmasını ülkenin çoğulcu yapısına bir haksızlık olarak da görüyor.

Siyaset Bilimci Tanju Tosun ise Cihan Paçacı ya da daha önce başka bazı partililerin yaptığı çıkışların bir nedeninin “parti içi demokrasi ile parti içi disiplin arasındaki terazinin tam dengeye ulaşmamasıyla ilgili” olduğunu söyleyerek, şunları belirtiyor:

“Sayın Akşener’in amacı özellikle AKP’nin boşalttığı aslında belki hiç dolduramadığı merkez sağda yeni bir çekim alanı oluşturmak. Parti yönetimindeki MHP’den birlikte geldiği isimlerle merkez sağda konumlanmak ise çok zor. Çünkü merkez sağ seçmenin siyasal değerleriyle MHP kökenlilerin siyasal değerleri arasında fark var. Yani yaşanan sıkıntıların nedenleri arasında teşkilatla seçmen tabanı arasında siyasal değerler bağlamında bir tam örtüşememe sorunu da bulunuyor.”

İYİ Parti ne kadar büyür?

İYİ Parti’nin süreçteki bazı çıkışlarını ya da açıklamalarını partinin seçmen tabanını genişletmeye yönelik çabası olarak okuyanlar da bulunuyor.

MHP’den ayrılarak kurulan İYİ Parti’nin oylarının çeşitli anketlerde şu anda yüzde 12 ile yüzde 23 arasında seyrettiği görülürken, partinin üst sınırının ise yüzde 25 olduğu tahmini yapılıyor. Bu da İYİ Parti’nin kendisini konumlandırmaya çalıştığı merkez sağdaki oyların ne kadarını alabileceği tartışmalarını doğuruyor.

Tosun, İYİ Parti’ye oy veren seçmenlere bakıldığında hepsinin MHP kökenli olmadığına, ılımlı milliyetçi ve merkez sağ seçmenlerin de bulunduğuna işaret ederek, “Parti üst yönetimindekiler ise MHP’den gelenler ve geçmiş siyasal değerlerini koruyan isimler, bir adım milliyetçi kimlikle öne çıkıyorlar. Ama diğer taraftan daha sonra hatırlanıyor ki bu partinin merkez sağda konumlanması gerekiyor. Dolayısıyla İYİ Parti için halen yolunu arayan parti demek mümkün” yorumu yapıyor.

Akşener yaklaşık bir yıl önce partisinin Başkanlık Divanı’nda değişikliğe gitmiş ve Teşkilat Başkanlığı görevini yürüten Koray Aydın, Siyasi İşler Başkanlığı’na getirilmiş, Teşkilat Başkanlığı doğrudan Akşener’e bağlanmıştı.

Sert, İYİ Parti’nin MHP’den koptuğunu dolayısıyla kurulduğu sırada yüzde 10’luk bir partiden iki tane yüzde 10’luk parti çıktığına ve AKP’nin de daha milliyetçi olduğu bir ortamda artık milliyetçi oyların sınırına gelindiğine dikkat çekerek, İYİ Parti’nin büyüyebilmek için merkez sağ bir konumlanmaya ihtiyacı olduğunu belirtiyor.

İYİ Parti’nin “merkez sağa” oturup oturamayacağının 2022’nin yani geçen yılın tartışması olduğunu ve seçimlere artık 3 ay kalmışken partinin geleceğini başka bir unsurun belirleyeceğini söyleyen Sert, bunu şöyle anlatıyor:

“Bence partinin geleceğini muhalefetin kazanacak adayı göstermesindeki oyun kurucu rolü yani altılı masayı dağıtmadan kazanacak adayı belirleme gücü belirleyecek. Kılıçdaroğlu aday olursa çevresinin merkez aktörlerle ne kadar tahkim edilebileceği, Kılıçdaroğlu’nun dışında biri aday olursa bunda da İYİ Partinin oynayacağı rol önemli olacak ve bu başarı İYİ Parti’ye güç ve meşruiyet getirecek. Seçim kaybedilirse sadece İYİ Parti için değil tüm aktörler için siyasi bir deprem olur.”

Tosun ise merkez sağ seçmenlerin adres arayışı hakkında, bu seçmenlerin artık AKP ile ideolojik ve siyasal değerler anlamında arasında bir örtüşme bulamadığını ifade ederek şöyle konuşuyor:

“Merkez sağ seçmen bir süreden beri yavaş yavaş uzaklaşıyor AKP’den. Peki İYİ Parti’ye gidiyor mu bu aşamada? İYİ Parti bir miktar aldı ama arzu ettiği ölçüde henüz o kitleyi yanına çekebilmiş değil. Tüm toplum kesimlerini kendisine çekebilecek bir stratejiyle tabanını genişletmeye çalışıyor ama AKP içindeki merkez sağ seçmeni çekmeden merkez sağa oturmak mümkün değil.”

Tosun, bu anlamda önümüzdeki seçimin İYİ Parti için merkez sağda yerleşik olarak var olup olmayacağı açısından bir sınav olacağını da belirtiyor.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir