İYİ Parti’de “Meral Akşener” Krizi

İYİ Partili Tolga Akalın’ın Meral Akşener’in cumhurbaşkanlığı seçiminde, Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı aday olmak istedi ancak korkarak geri çekildi sözleri, İYİ Parti’de yeni bir tartışma zeminine yol açtı.

İYİ Partili kurmaylar, polemiklerden uzak durması gerektiğinin altını çizerek, “Yükselişin önüne geçilmemeli. Akşener üzerinden yapılan lehte ve aleyhte değerlendirmelerden uzak durulmalı” değerlendirmesinde bulunuyor.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yargılandığı davada yaptığı savunma, toparlanma dönemindeki İYİ Parti’de yeni bir tartışma zeminine yol açtı. Savunmasında eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e göndermede bulunan Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde vasiyet olarak ‘Kılıçdaroğlu’nu aileme emanet ediyorum’ diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı. Onlara inandığım için hata ettim. Evet, hatalıyım” dedi.

Kılıçdaroğlu’nun çıkışının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, “Geride bırakılan dönemlerle ilgili çok daha özenli konuşmasını umar ve beklerdim. İYİ Parti’nin bugünü ve yarınları nasıl bizimse dünü ve evveli de bizimdir.

Toplumun önemli bir kesimini töhmet altında bırakan ve Kurucu Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener’i doğrudan hedef alan açıklamalarını şiddetle kınıyorum. Biz yaşadığımız süreçlerle ilgili olarak, kendimize ait değerlendirmeyi ve özeleştirileri yetkili organlarımızda yapar, yarınlara dair yol haritamızı da kendi irademizle belirleriz” açıklamasında bulundu.

Dervişoğlu, ayrıca “Cumhurbaşkanının halkoyuyla seçilmeye başladığı günden itibaren, 2014’te Sayın Ekmeleddin İhsanoğlu’nu, 2018’de Sayın Muharrem İnce’yi, 2023 yılında da kendisini Cumhurbaşkanı adayı yapan ve Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim kazanmasına vesile olan bizzat Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Ayrıca biz CHP’ye uzaydan aday teklif etmedik ya da pazarlık içinde bir aday önermedik. Eski defterleri karıştırmanın kimseye bir fayda sağlamayacağını hatırlatmak isterim” dedi.

İYİ Partililer de “eski defterleri karıştırmadan” siyaset yürütme fikrindeyken, Kılıçdaroğlu’na destek Akşener’in siyasete kazandırdığı bir isimden geldi. Akşener’in partiye veda ettiği kurultayda genel başkanlığa aday olarak ilk turda 327 delegenin oyunu alıp ikinci turda ise yarıştan çekilen eski Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Kemal Bey’in eksik bildiği husus şudur: Akşener, kendisine karşı aday olmak istedi ancak korkarak geri çekildi. İktidar işbirlikçiliği ise daha sonra” ifadelerini kullandı.

Partinin Hukuk ve Seçim İşleri Başkanı Hakan Şeref Olgun da “Partimizin Kurucu Genel Başkanı Sayın Meral Akşener ve mevcut Genel Başkanımız Sayın Müsavat Dervişoğlu da dahil bütün üyeleri Parti tüzüğümüze uygun hareket etme mecburiyetindedir.

Kurucu Genel Başkanımız sayesinde rüyalarında bile göremeyecekleri makamlara gelenler, kurumsal görevlerini yerine getirmeleri gerekirken genel merkezimizin sağladığı imkanlarla il il gezip kendi namlarına çalışanlar, yardımcılarının emekleri üzerine isimlerini yazıp sunumlar yapan ve sertifika dağıtanlar unutmamalıdır ki; İYİ Parti ve İYİ Partililer vefasızlara geçit vermez ve vermiyecektir. Tüzüğümüze aykırı hareket edenlerin disipline sevki için elimizden gerekenin yapılacağının bilinmesini isterim” paylaşımında bulundu.

Söz konusu paylaşım, Akalın’ın “kesin ihraç talebiyle disiplin kuruluna sevk edileceği” iddialarını beraberinde getirdi. Ancak, Akalın’ın disiplin sürecine ilişkin henüz bir adım atılmadığı öğrenildi. Parti yönetiminde ve milletvekilleri arasında Akalın’ın ihracını isteyenler yer alsa da kurmayların çoğunluğu ihraca sıcak bakmıyor.

Cumhuriyet’ten Merve Kılıç‘ın edindiği bilgilere göre; Akşener üzerinden yapılan değerlendirmelerin Akşener’e değil, partiye zarar verdiğini kaydeden kurmaylar; “Parti yükselişe geçtiğinde ve Dervişoğlu başarılı olmasından ve yükselerek devam etmesinden rahatsız olanlar var. Akalın’ı ihraç etmek partide yeni bir cephe açar” yorumunu yapıyor.

İYİ Parti’nin polemiklerden uzak durması gerektiğinin altını çizen kurmaylar, “Yükselişin önüne geçilmemeli. Akşener üzerinden yapılan lehte ve aleyhte değerlendirmelerden uzak durulmalı” değerlendirmesinde bulunuyor.

Paylaşın

Kılıçdaroğlu’ndan Meral Akşener’e: İşbirlikçi

Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener’e göndermede bulunarak, “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak ‘Kılıçdaroğlunu aileme emanet ediyorum’ diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım hata ettim. Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim” dedi.

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şikayetiyle 11 yıl 8 ay hapis cezası ve siyasi yasak istemiyle yargılandığı davada bugün hakim karşısına çıktı. Duruşma Ankara 57. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Kemal Kılıçdaroğlu, duruşmanın görüleceği Ankara Adliyesi önünde kalabalık  bir grup tarafından ‘Hak hukuk adalet’ sloganları ile karşıladı. CHP lideri Özgür Özel ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da adliyeye geldi.

Sinan Ateş’in eşi Ayşe Ateş, “Sinan öldüğünde bizim yaşadığımız en büyük acı vefasızlık duygusuydu. Kemal bey de sağ olsun bizi hiç yalnız bırakmadı. O sebeple ben de bugün buradayım. Onu yalnız bırakmak istemedim” ifadelerini kullandı.

Kılıçdaroğlu, savunmasında şu ifadeleri kullandı: “Sayın Yargıç, Konuşmama başlamadan önce iki hususa dikkat çekmek istiyorum. Birincisi: Ben buraya işlediğim bir suçtan ötürü kendimi savunmak için değil, işlenen suçları kayıtlara geçirmek, hesabını sormak ve tarihe not düşmek için geldim.

İkincisi : Maruz bırakıldığım bu hukuksuzluğun öznesi ve sebebi olmadığınızı biliyorum. Söyleyeceklerimin hiçbirisinin şahsınızla bir ilgisi yoktur. Ancak bilmenizi isterim ki sizinle ortak bir noktada buluştuk. Tarih, bana gerçekleri söyleme görevi verdiği gibi size de bu gerçekleri kayıt altına alma fırsatı sunmuştur.

Sanırım, açılan davaların ve mahkemeye çıkmamın nedeni; Erdoğan’a “Başçalan, Hırsız ve Başhırsız” demiş olmamdır. Öncelikle ispatlarla sabit olan bu gerçekleri dile getirdiğim için hiçbir pişmanlığımın olmadığını söylemek isterim.

Ne mutlu ki bana, mahkeme karşısına, “Rüşvet suçundan” çıkmadım. Ne mutlu ki bana, “yetim hakkı yiyen zimmet suçlusu bir hırsız” olarak karşınıza çıkmadım. Ve yine ne mutlu bana ki Sayın Yargıç, karşınıza “Vatana ihanetten” de çıkmadım. Karşınıza Sayın Yargıç, “Hırsıza hırsız ” dediğim için çıktım.

Sizlerin ve aziz milletimin huzurunda ve tarih önünde tekrar söylüyorum; “Oğlum evdeki paraları sıfırladın mı ” diyen adam HIRSIZDIR. “Bir tek yüzüğüm var, zengin olursam bilin ki çalmışımdır” diyen adam zengin olmuş ise Sayın Yargıç, buradan tekrar söylüyorum BAŞÇALANDIR – HIRSIZDIR.

Sayın Yargıç; Ben Kemal Kılıçdaroğlu..! Maliye Bakanlığında hesap uzmanlığı, Gelir İdaresi Başkanlığında Daire Başkanlığı ve Genel Müdür Yardımcılığı yaptım.

Bağ-Kur ve Sosyal Sigortalar Kurumunda Genel Müdürlük, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında Müsteşar yardımcılığı yaptım. Siyaset arenasına girmeden önce Üniversitede ders verdim. Milletvekilliği ve Grup Başkan Vekilliği yaptım. Daha sonra üyesi olmaktan her zaman gurur duyduğum Cumhuriyet Halk Partisinde Genel Başkanlık görevini 13 yıl boyunca yerine getirdim.

Sayın Yargıç, Bütün görevlerim süresince çok büyük bütçeler yönettim. 10 binlerce memura amirlik yaptım. Ne beytül malın bir kuruşuna el uzattım, ne de bir kişiye müsaade ettim.

Çeteler, baronlar ve mafyalar hep karşımda olmuştur. Tarih kadar uzun bir yolculuktan geldim Sayın Yargıç. 68 Kuşağında Denizlere, Mahirlere ve Hüseyinlere yoldaşlık ettim. İdamlara tanıklık ettim. Daha sonraları anladım ki, Sağdan ve soldan idam edilenlerin aslında aynı hedefte yürüyen kardeşler olduğunu. Düşmanlarımızın ise tek olduğunu.

Aslında, bizim tek düşmanımız, bu ülkeyi bölmek ve bizleri kendilerine köle yapmak için amansızca çalışan Emperyal güçlerdi… O kara günler geçtikten sonra, darbeler ve idamlar sürecini çok düşündüm ve tek bir şeye İnandım…

“Biz; sağcı-solcu, seküler-dindar, Alevi-Sünni, Türk-Kürt- ” değildik. Biz, Dünyanın en güzel toprakları olan bu vatanda, barış, kardeşlik, huzur ve bereket içerisinde yaşama mücadelesi veren, ama İşgalci güçler ve onların içimizdeki işbirlikçileri eliyle birbirini öldüren…

Gençlerini uyuşturucu baronlarının eline terk etmiş, Çocuklarının eğitim-sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılayamayan, gelişmiş dünyanın çoktan unuttuğu saçma konular yüzünden kutuplaşmış, emeklisi aç, hastası tedavi edilemeyen, sınırları korunamayan, emeği sömürülen, insanlık onuruna yakışan bir hayattan çok uzaklaşmış, ağız dolusu gülmeyi unutmuş, 85 milyon ve tek millet olan kardeşler olduğumuza inandım.

Anlatacağım Sayın Yargıç, Sizde bunu aziz milletimiz adına ve tarih önünde kayıtlara geçirin. Herkes iyi dinlesin! Bu sözlerime kulak versin! Sayın Yargıç bu anlatacaklarımın dava konusu ile ne alakası var demeyin!

Bakınız yolsuzluk ve hırsızlık, ülkenin başına ne işler açıyor! Yaptığı hırsızlık, yolsuzluk nedeniyle mal varlığının hesabını veremeyen yöneticiler, egemen güçler tarafından teslim alınırlar. Ve bu sonuçta o ülke için felaketlerin kapısını aralar.

Bakınız, Büyük Ortadoğu Projesinin 2. Fazına geçildi! Emperyalistlerin, İşgalcilerin ve Vatanımızda-Çocuklarımızda-Geleceğimizde ve Canımızda gözü olan düşman cephesinin kurduğu planın ilk aşaması tamamlandı. Şimdi ikinci aşaması uygulamaya kondu…

85 milyon vatandaşımıza sesleniyorum; Büyük Ortadoğu Projesinin İlk aşaması şuydu: Rüşvet ve yolsuzluk yoluyla zenginleştirdikleri, Teröre ve uluslararası suç oluşturan işlere girmesini sağladıkları kişileri, Ülkeyi toprak tavizleri vermek zorunda bırakacak kadar borçlandırmak ve “Tek Adam” rejimini kurmaktı. Ve en önemlisi; Ülkedeki bütün güçleri “TESLİM ALABİLECEKLERİ” bir tek adamda birleştirmekti.

İlk faz tamamlandı. Teslim aldıkları ve bütün güçleri üzerinde birleştirdikleri “TEK ADAM ve SARAY REJİMİ”ni kurdular. Hatırlayın! Çıkarlarımız gereği kabul etmediğimiz ilk tekliflerinde Trump , Erdoğan’a ne dedi ? “Mal varlığını araştırırım”,

Teslim alınmış ve bütün yetkileri elinde bulunduran “saray” ne yaptı? İstediklerini derhal yerine getirdi. Hatırlayın Sayın Yargıç! “Bu can bu bedende olduğu sürece o papazı vermem” diyen Erdoğan, ne oldu? Bir anda çark etti?

Henüz mahkeme saati dahi gelmemişken, Rahip Brunson’ı götürecek uçağı kapımıza yollamışlardı bile Sayın Yargıç, Erdoğan ailesinin mal varlığı dolayısıyla dönemin ve şimdinin ABD başkanı Trump tarafından tehdit edildiğini ve Erdoğan’ın bu tehdide hemen boyun eğdiğini sadece biz değil bütün dünya biliyor.

Egemen güçler tarafından teslim alınan bir devlet başkanı ülkesine hizmet edemez. Bu, tarihin önümüze koyduğu bir başka gerçektir. Hiç kimse unutmasın ki; Yolsuzluklarla, devleti soyanlara suskun kalanlar onurlarını kaybederler. Biz onurlu insanlarız. Yolsuzluklar karşısında suskun kalamayız.

Beni en iyi devleti soyanlar tanır. Çünkü onlar beni susturmak için yedi sülalemi araştırdılar… Sayın Yargıç; Siyaset devleti soymak, yolsuzluk yapmak için yapılmaz. Yapılmamalı… Siyaset halka hizmet etme yoludur. Sayın Yargıç, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni bölme ve parçalama projesinin 2. aşaması başlıyor.

Bakınız, BOP’un 2. Aşaması sürecinde Türkiye alenen bir sığınmacı deposu haline getirilmiştir? Ne acıdır ki para uğruna Türkiye’ye “Geri Kabul Anlaşması” imzalatılmıştır.

Sayın Yargıç Unutmayın, bir ülkeyi bölmek için önce o ülkeyi sığınmacı nüfus olarak büyütüp, ekonomik olarak küçültürseniz, yani yoksulluğu yaygınlaştırırsanız emperyal güçlerin ekmeğine yağ sürer ve emellerine hizmet etmiş olursunuz. Açıkça söylüyorum bugün için yapılan budur.

Bakınız bugün Devletimiz borçlandığı her 100 lira karşılığında 135 lira faiz ödüyor. Bakınız! Lütfen dikkat ediniz, Bunu herkesin duyması ve bilmesi gerekiyor! Her 100 lira için 135 lira faiz ödüyoruz.

Çok değil daha bir kaç yıl önce, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasından 128 Milyar dolar buharlaştırıldı. Sayın Yargıç, tekrar ediyorum. Millete ait 128 Milyar Dolar para, yandaşa ve 5’li Çetelere arka kapıdan satılarak yok edildi.

Bir vatansever için ne kadar acı bir tablo değil mi? Borçlanıyor ve borcumuzu ödeyemez hale geliyoruz. Bunun ekonomi bilimindeki en basit karşılığı şudur ; “Para alan, emir alır.”

Ödeyecek paranız yoksa elinizdeki toprakları vermek zorunda kalırsınız.

Kısa, öz ve doğrudan söylüyorum! Erdoğan, Kıbrıs ve Ege de taviz ve toprak verecek. Kendisi daha ilk yıllarında dahi bu amacını şöyle dile getirmişti! Hatırlayın !! “Gerekirse Kıbrıs’tan bir kısım toprakta verilebilir” Diyen Erdoğan, “Emir komuta merkezim isterse Papaz elbisesi giyerim” diyen Erdoğan,

“Hem laik hem Müslüman olunmaz” diyen Erdoğan, “Valilere çukurlar eşilirken, dokunmayın talimatını ben verdim” diyen Erdoğan, “Ne istediler de vermedik, bitsin bu hasret dön gel ” diyen Erdoğan,

Kurucu irademiz ve liderlerimize, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e “Ayyaş” diyen Erdoğan, Dolayısıyla Erdoğan; Ülkemiz, devletimiz, birliğimiz ve geleceğimiz için bir tehdit ve tehlikedir. BOP’un 2. Aşaması sadece Kıbrıs ve Ege’den toprak ve taviz vererek tamamlanmayacaktır Sayın Yargıç! Devam edecek. Ülkemize sokulan ve sayısı belli olmayan ama on milyonlarla ifade edilen,

Geri kalmış dünyanın hemen her tarafından yurdumuza gelen, Eğitimsiz, kayıtsız, geçmişi bilinmeyen ve içerisinde çok sayıda cihatçı olduğu tahmin edilen, milyonlarca sığınmacı, emperyal güçlerin Erdoğan eliyle ülkemiz üzerinde kurduğu bu korkunç tablo Bir beka sorunudur.

Sayın Yargıç, lütfen söylediklerimi dikkatlice kayıt altına alın! İÇ KARIŞIKLIK, DIŞ MÜDAHALE ZEMİNİ OLUŞTURUR. Bu yakın tarihte her zaman böyle olmuştur. Ekonomisi zayıflatılmış hatta çökmüş, Sınırlarını koruyamayan,

Adalet sistemi tek adama bağlanmış, Denetleme mekanizması yok edilmiş, Şeffaflık ve hesap sorulabilirliği olmayan, Liyakat ve ehliyete göre değil, biat ve itaat edenlerin devlet kademelerine geldiği bir sistem sürdürülebilir değildir.

Irak’ın işgalini hatırlayın lütfen! O dönem ülkemizde başkanlık sistemi denen ucube saray rejimi henüz yoktu. Amerikan askerlerinin Türkiye üzerinden Irak’ı işgal etme talebi Türkiye Büyük Millet Meclisimiz tarafından reddedilmiş, Amerikan askerlerinin ülkemize girişi engellenmişti. O dönem güçler ayrılığı vardı ve tek adam rejimi yoktu. Peki, o dönem şu anki tek adam rejimi olsa ve Erdoğan Başkan olsaydı,

Sizlere, vicdanlarınıza ve kamuoyuna soruyorum, Erdoğan bu tezkereye “Hayır” diyebilir miydi? Tabi ki hayır. Asla diyemezdi… Tekrar hatırlayın; beyefendi o dönem “Amerikan askerlerinin evlerine sağ salim dönmeleri için dua ediyordu”

Güçler ayrılığı olmayan ve Teslim Alınabilecek – Tekrar ediyorum- yasadışı malvarlığı dolayısıyla teslim alınabilecek tek bir kişi üzerine inşa edilen bu ucube sistem ülkemiz için bir beka sorunudur.

Ben Kemal Kılıçdaroğlu!

75 yaşındayım. Hayatım boyunca alnımın teriyle kazandım, Çocuklarımı helal lokma ile büyüttüm, maaşımdan biriktirdiklerimle satın aldığım ve hali hazırda içinde yaşadığım evimin dışında, kooparetife girerek edindiğim Ankara’nın Büğdüz köyündeki evimden başka bir mal varlığım yoktur.

Çok büyük bütçeler yönettim, Her zaman ve her adımımda fakir-fukaranın parasını ve çıkarını gözettim. Milletimi ve devletimi her zaman sevdim, onlara sadakatten hiç ayrılmadım. Bütün yaşamım boyunca parayla hiç işim olmadı, dönüp yüzüne bile bakmadım.

Terör örgütü PKK tarafından kurşunlandım, kucağımda şehit verdim. Defalarca suikastlara, linçlere ve saldırılara uğradım. Canımla sınandım geri adım atmadım. Ailemle ve çocuklarımla tehdit edildim oralı bile olmadım. Para ve zengin bir hayat vaat ettiler, satılmadım-satın alınamadım.

Sayın Yargıç, hiç bir zaman teslim alınmadım. Bunu Aziz Milletimiz bilsin, Devletimi ve milletimi sevmekten hiçbir zaman vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim.

Ben Kemal Kılıçdaroğlu, Hatalarım, Pişmanlıklarım ve Üzüntülerim yok mu? Tabi ki Var. Sayın Yargıç, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, vasiyet olarak “Kılıçdaroğlunu aileme emanet ediyorum” diyen milliyetçi ve vatansever diye bildiklerimiz işbirlikçi çıktı, onlara inandığım hata ettim, Evet hatalıyım.

Bu kadar kötü olabileceklerini tahmin edemedim… Pişmanım, kurulan müesses nizamı ve ülkenin içine girdiği bu tehlikeyi daha iyi anlatamadım, Milletimizi ikna edemedim, Sahte videolar ile sahtekarlık yapanlarla daha çok mücadele edemedim.

Üzgünüm Sayın Yargıç, Çocukları sorduğunda hep unutkan, sofraya oturulduğunda hep karnı tok olan anneler için üzgünüm. Beslenme, eğitim ve sağlık problemi yaşayan,

Katledilen, taciz ve tecavüze uğrayan, sevilmeyi ve gülmeyi unutan ve yatağa aç giren her bir evladımız için üzgünüm, kahroluyorum, yüreğime ağır geliyor. Torunlarına mahçup olan, faturasını ödeyemeyen emeklilerimiz için üzgünüm. Evet, üzgünüm Sayın Yargıç, daha bir kaç gün önce yokluktan ve yoksulluktan dolayı yanarak can veren 5 evladımız için üzgünüm.

Gece mesailerinde çalışan, orada çıkan meyveyi yemeden çocuğuna götüren, Gece mesaiye kaldığı için evine geç giden, kendi gittiğinde çocuğu uyumuş olan ve sabah erken işe giderken yine çocuğunun yüzünü göremeyen emekçi anne-babalarımız için üzgünüm.

Yurtdışına kimisi kaçak yollarla, kimisi uzun uğraşlarla giden 300 bin genç için üzgünüm. Onlar bizim geleceğimiz Sayın Yargıç! Onları “Giderlerse gitsinler” diyen Erdoğan’a mecbur bıraktığım için çok üzgünüm. Okumuş, yetişmiş, zeki, pırıl pırıl 300 bin genç Sayın Yargıç.

Peki, yerine gelenler kim? Ne idiğü belirsiz milyonlarca eğitimsiz sığınmacı. Emperyal güçler çocuklarımızı bile elimizden aldı. Afrika kabilelerinde meşhur bir söz vardır. Derler ki “Köyünün ve ailesinin sevgisini alamayan bir çocuk, ısınmak için o köyü yakar” İşte Sayın Yargıç, o çocukları tekrar kazanamazsak bizi yakarlar.

Sizlerin ve tarihin önünde ifade etmek istiyorum. Kararlıyım! Bu devleti ve devletin asıl sahibi milletimizi, gelişen dünyanın gerisinde bırakanlarla mücadele etmeye kararlıyım.

Herkes bilsin ki, bu Aziz millete tarih önünde son vazifemi yerine getireceğim. Bu benim namus borcum ve son yürüyüşümdür. Konuşmamı bitirirken Sayın Yargıç, Şunu herkes bilsin ki; 100 yıl sonra bir kere daha söylüyoruz, Ne bu devleti, ne de bu milleti “Köhne Bizans’ın Yıldız Burcunda oturan baykuş” özentilerine bırakmayacağız.

HIRSIZLARIN DIŞARIDA, NAMUSLULARIN İÇERDE OLDUĞU BİR DÜZENDE HAPİSHANELER BİZLER İÇİN ŞEREFTİR… Ve buradan milyonlar adına sesleniyorum,

Başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün kuvvacı kahramanlara selam olsun, selam olsun, Devletin bekası-milletin esenliği için canını hiçbir zaman sakınmamış bütün vatanseverlere, Atatürk ve Cumhuriyet’e bağlılık yemini ettiği için ihraç edilmek istenen Genç Teğmenlere, Yurtdışına çıkmış ama geri döneceklerine inandığım 300 bin gencimize, Ulusal kurtuluşumuza, Güzel ve Aydınlık günlere selam olsun. Yaşasın Türkiye, yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.”

“CHP’liler olarak Genel Başkanımızın yanındayız”

Kılıçdaroğlu’nun savunmasının ardından CHP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Gökhan Günaydın adliye önünde açıklamalarda bulundu.

Günaydın, şu ifadeleri kullandı: “Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı konuşmalar 10 yıl sonra suç delili sayıldı. Dava Mersin’de açılmış. SEGBİS ile kayıt alındı. Yaklaşık 1 saatlik bir ifadeydi. Avukat tarafından deliller sunuldu. Dava Mersin’de görülecek.

Vekillik görevi biter bitmez açılan bu dava, herkese verilmiş bir gözdağıdır. ‘Kimse muhalefet yapmasın, bizim borumuz ötsün’ demektir. CHP’liler olarak Genel Başkanımızın yanındayız, demokrasinin yanındayız.”

(Kaynak: Gazete Duvar)

Paylaşın

Erdoğan, Akşener’e Yönelik Dava Ve Şikayetlerinden Vazgeçti

Erdoğan, İYİ Parti’nin eski genel başkanı Meral Akşener’e yönelik dava ve şikayetlerden vazgeçti. Akşener, 5 Haziran 2024’te Erdoğan ile basına kapalı bir görüşmede bir araya gelmişti.

Erdoğan ve Akşener, yaklaşık 40 dakika süren görüşmeye ilişkin açıklamada bulunmamıştı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’e karşı açtığı hakaret ve tazminat davalarını geri çekti.

Dava ve şikayetlerin geri çekildiğine dair açıklamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı Hüseyin Aydın yaptı.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Aydın şunları kaydetti: “Sayın Cumhurbaşkanımız, Meral Akşener hakkında vaki olan dava ve şikayetlerinden vazgeçmiştir. Bu çerçevede Cumhurbaşkanına hakaret suçundan açılan üç soruşturma dosyasında şikayetten vazgeçilmiş, manevi tazminat talepli dört hukuk davasından da feragat edilmiştir.”

Akşener, 5 Haziran 2024’te Erdoğan ile Ankara’da bulunan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde basına kapalı bir görüşmede bir araya gelmişti. Yaklaşık 40 dakika süren görüşmeye ilişkin taraflar açıklamada bulunmamıştı.

Paylaşın

Akşener, Kılıçdaroğlu Ve Özdağ’ın Sözlerini Yargıya Taşıyor

Eski İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, CHP’nin 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın kendisi hakkındaki sözlerini yargıya taşıyor.

Kemal Kılıçdaroğlu, Meral Akşener hakkında, “Bu topraklarda ihaneti de görebiliyoruz”, Ümit Özdağ’ı ise “2018’de Erdoğan’ı bilerek cumhurbaşkanı seçtirdi” ifadelerini kullanmıştı.

Sözcü yazarı Aytunç Erkin, Meral Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu’ndan şikayetçi olacağını Ümit Özdağ’ı ise dava edeceğini yazdı. Akşener’le telefonda görüştüğünü belirten Erkin, Akşener’in “Avukatımla birlikte hem Kemal Kılıçdaroğlu’nu hem de Ümit Özdağ’ı mahkemeye vereceğim. Çünkü ‘ihanet’ ve ‘ahlaksızlık’ çok ağır iki söz. Çok ağır söz ve benim bunları kaldırmam mümkün değil” dediğini belirtti.

Akşener devamında, “Bundan sonra madem böyle işte böyle. Dilekçe çalışıyorum şu anda daha vermedim ama mahkemeye vereceğim. Dolayısıyla annemin amcası Yemen şehidi, babamın amcası İstiklal madalyalı Atatürk’ün arkadaşı bunu benim ailemin kaldırması mümkün değil. Dolayısıyla dün de ‘ahlaksızlık’ dedi Kılıçdaroğlu ve mahkemede hesaplaşacağız kendisiyle. Her şeyin nasıl olduğunu çok açık, net ve kendi içimde tuttuğum her şey dahil dilekçede olacak. Ümit Özdağ’ı da veriyorum. Ona da bugüne kadar çok hoşgörülü davrandım. Bir parti kurdu, bizden ayrıldı. Mümkün olduğunca dikkat ettim. Ama bugün itibarıyla onu da veriyorum ki yalanlamamıştım onun kurduğu cümleleri. Mahkemede yalanlayacağım Özdağ’ı da. Hep beraber göreceğiz. Bana iftira atan elinde belge bilgi olduğunu iddia eden herkesi mahkemeye vereceğim. ‘Getir bakalım belgeni’ diye. Herkes kaçıyor” dedi.

“Altılı Masa’da bilmediğimiz konuları mı açıklayacaksınız?” sorusuna ise Akşener, “Valla bilmiyorum okuyunca göreceksiniz. Kimseye söylemedim ilk kez sana söylüyorum. Bunları yazabilirsin. ‘İhaneti’ asla kaldıramayacağımı yazabilirsin. En son sözlerinden sonra Tayyip Erdoğan’ı nasıl seçtirdiğimi anlatıyor, bu kadar yalanı nasıl bir araya getiriyor, Ümit Bey bunu ispatlayacak. Anayasa yapmışım ben DEM’le! Ahmet Erozan, Nuri Okutan benden habersiz ne çalışmalar yapmışlar, mahkemede ortaya çıkacak, anlatacaklar. Sabrın çok berbat bir duygu olduğuna kanaat getirdim” dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu ve Ümit Özdağ ne demişti?

Önceki CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, KısaDalga’ya haftasonu verdiği röportajda, Meral Akşener’in haziran ayında sürpriz bir kararla Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gidip Erdoğan’la görüşmesine ilişkin şunları söylemişti:

“6 lider Türkiye’yi nasıl yöneteceğimiz konusunda bir ortak mutabakat metni üzerinde anlaşmışsak (ki bu metin bizim demokrasi tarihimiz açısından çok değerlidir), Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme geçişte yapılacak Anayasa değişiklikleri konusunda anlaşmışsak masadan kalkma ve tekrar masaya dönme süreci yaşamamalıydık. Sayın Akşener’i daha sonraki süreçte Saray’da görünce doğrusunu isterseniz şaşırmadım… Yaşadığımız bu topraklarda maalesef ihaneti de görebiliyoruz.”

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ ise bir Youtube kanalında 2018 genel seçimleri sürecini anlatırken, seçimden bir ay önce Meral Akşener’in danışmanlarından olan bir anket şirketi sahibinin kendisini ‘dinlenilemeyen’ bir odaya götürüp “Bana nedenini sorma, adamı cumhurbaşkanı seçiyoruz” dediğini öne sürmüştü.

Paylaşın

İYİ Parti Kongresi’nde Kürsüye Çıktı Akşener, CHP’ye Yüklendi

İYİ Parti’deki genel başkanlığına veda konuşmasında Ankara siyasetine ve muhalefet cephesine ilişkin mesajlar verdiği gözlemlenen eski İYİ Parti Lideri Meral Akşener, özellikle CHP’ye yönelik Cumhurbaşkanlığı adaylığıyla ilgili sitemini yeniden gündeme taşıdı.

Haber Merkezi / İYİ Parti Lideri Akşener, “Mesela 2017 yılında; devletimizin ‘kerim’ anlayışını ortadan kaldıran, milletimizi de ucube bir sisteme mahkûm eden Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumuna ‘Hayır’ demek için il il gezdim. ‘Bu sistem Türkiye’yi uçuruma sürükler.’ dedim. Ve maalesef haklı çıktım.

2018’de, 2019’da, 2020’de ve en nihayetinde 2023 yılında da ‘milletle inatlaşılmaz’ diyerek hem iktidarı hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında Türkiye’ye nefes aldırmak için yeri geldi feragatte, yeri geldi fedakarlıkta bulundum. Yeri geldi herkes sustuğunda bile milletin sesini haykıran oldum” dedi.

Bu noktada Meral Akşener’in, 31 Mart’taki yerel seçimlerde ittifak kurmama kararı aldığı CHP’ye yönelik 14 Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimi’nde kendi ifadesiyle “kazanacak aday” belirleme ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığında ısrarcı tutuma karşı tepkisini koruduğu görüldü.

İYİ Parti Lideri Akşener, konuşmasında Türkiye’deki yakın siyasi tarihe ilişkin sıklıkla “Haklı çıktım” ifadesini kullanarak, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan iktidarına yönelik 2010’daki anayasa değişikliği referandumu da dahil olmak üzere yanlışlıklara karşı çıktığını kaydetti.

Meral Akşener, “Zihnim de, vicdanım da hep çok rahat oldu. Çünkü hiçbir zaman peşinden koştuğum kişisel bir çıkarım olmadı. Çünkü hiçbir zaman utanacağım bir yaram olmadı. Çünkü hiçbir zaman vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Tehdide, baskıya, zorbalığa hiç eyvallahım olmadı. Allah şahit; toz zerresi kadar korkum da olmadı” sözleriyle kendisini anlattı.

İYİ Parti’nin 5. Olağanüstü Kurultayı’nda yeniden aday olmayan Meral Akşener, genel başkan sıfatıyla son kez konuşma yaptı. “5. Olağanüstü Kurultayımıza hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz. Bugün karşınızda bu kürsüden son kez konuşuyorum” diyen Akşener’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Divanımızın, sayın başkan ve üyeleri; kıymetli üst kurul delegelerimiz; değerli milletvekili ve başkanlarımız; bin bir badireye, birlikte göğüs gerdiğim, sevgili kardeşlerim; her zorlu dönemeçte, gücüme güç katan, genç evlatlarım; gönlünü memleketine, yüreğini milletine adayan; iyi ve cesur dava arkadaşlarım; 5’inci Olağanüstü Kurultayımıza, hoş geldiniz.

Bugün karşınızda, bu kürsüden, son kez konuşuyorum. Çünkü bugün, emaneti devretme günü… Hayatımın 30 yılını, farklı dönemlerde, farklı mekânlarda, farklı imkânlarla; memleketimizin geleceği, insanımızın iyiliği, devletimizin güvenliği için; siyaset sahnesinde, çalışarak geçirdim. Siyasi kariyerim boyunca; beni motive eden, tek bir şey vardı: O da; tüm eğitim hayatım boyunca; beni parasız yatılı okutan, milletimize; bana büyük fırsatlar sunan, Cumhuriyetimize; ve her geçen gün, tahrip edilen, devletimize karşı; vefa borcumu ödemekti.

Bu uğurda, 30 yıl boyunca; bir kadın olarak; zorluklarla, iftiralarla, tehditlerle karşılaştım. Her devrin fırsatçılarıyla, ahlaksızlarıyla, zalimleriyle, mücadele ettim. Ama şunu içtenlikle söyleyebilirim ki; Zihnim de, vicdanım da, hep çok rahat oldu. Çünkü hiçbir zaman, peşinden koştuğum, kişisel bir çıkarım olmadı. Çünkü hiçbir zaman, utanacağım bir yaram olmadı. Çünkü hiçbir zaman, vicdanımı susturabilecek bir güç olmadı. Bu yüzden de; Yalana, dolana, dümene, hiç tahammülüm olmadı. Tehdide, baskıya, zorbalığa, hiç eyvallahım olmadı. Allah şahit, toz zerresi kadar korkum da olmadı.

Çünkü; ecelin ne bir nefes evvel, ne bir nefes sonra olduğuna, hep inandım. Dolayısıyla, hayatımın her döneminde; sahip olduğum, ahlaki değerleri; cumhuriyetimizin, temel ilkelerini; Türkiye’nin ihtiyaçlarını gözeterek; sorumluluklar aldım, tutumlar sergiledim. Mesele millet, mesele memleket olduğunda; inandığım yolda yürümekten, hiçbir zaman çekinmedim.

Milletin hakkı için, devletin itibarı için, karşısında durduklarımın; parmak sallayan elleri, beni yıldıramadı. Hedef tahtasına koyan dilleri, beni sindiremedi. Cazip teklifleri, beni susturamadı. Makam vaatleri, beni durduramadı. “Tutuklanacaksın” tehditleri, umurumda bile olmadı. Rabbime şükürler olsun ki; bugüne kadar verdiğim tüm kararların; aldığım tüm tutumların; üstlendiğim tüm sorumlulukların; hep arkasında durdum; bugün de, durmaya devam ediyorum.

Hani derler ya; hakla batılın arasındaki farkı, tarih belirlermiş… Nitekim, ben de buna, hep şahit oldum. Her zaman, kısa vadede olmasa da; zaman beni, en nihayetinde, hep haklı çıkardı. Mesela 28 Şubat’ta; herkes korkudan susup otururken; ölümle tehdit edilmeme rağmen; vesayetçilere karşı, tutum aldım. Ve haklı çıktım. Mesela, 2001 yılında; Herkes makam mevki hayalleri kurarken; “Türk demekten korkanlarla, yol yürünmez.” diyerek, bir karar aldım. Yıllarca sürecek bir iktidarın parçası olmamayı; ben daha, yolun en başında seçtim. “Devletle milleti barıştıracağız.” diye gelenlerin; milleti birbirine küstüreceklerini, ben daha en başında gördüm. Ve haklı çıktım.

Mesela, 2010 yılında; herkes, “Yetmez ama evet.” diye diye; demokrasi havarisi havalarında, ortalıkta gezinirken; Türkiye, göz göre göre, ateşe atılmasın diye; iktidarın, en tepesi de dahil olmak üzere, önde gelenlerine; bizzat gittim, söyledim; “Yapmayın, etmeyin. Bu garabet sizi de vuracak.” dedim. Sonucunda ise, maalesef ki milletimiz; devletini, sokaktan toplamak zorunda kaldı. Ve haklı çıktım. Mesela, 2017 yılında; Devletimizin, “kerim” anlayışını, ortadan kaldıran; Milletimizi de, ucube bir sisteme mahkûm eden, Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi referandumuna; “Hayır” demek için, il il gezdim. “Bu sistem, Türkiye’yi uçuruma sürükler.” dedim. Ve maalesef, haklı çıktım.

2018’de, 2019’da, 2020’de, ve en nihayetinde, 2023 yılında da; “milletle inatlaşılmaz” diyerek; hem iktidarı, hem de ana muhalefeti defalarca uyardım. Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında, Türkiye’ye nefes aldırmak için; Yeri geldi, feragatte; yeri geldi, fedakarlıkta bulundum. Yeri geldi; Herkes sustuğunda bile; milletin sesini haykıran oldum. Çok değil, daha geçen yıl söylediklerimi; O günlerde, hararetle reddedenler; şahsıma, her türlü hakareti edenler; hırsından hızını alamayıp, iftiraya sarılanlar; bugün, benimle aynı şeyleri, söylemeye başladılar.

Hatta bazıları, kısık sesle de olsa; “haklıymış” bile diyorlar… Ne diyeyim? Sabah şerifleriniz hayrolsun… Rahmetli İnönü’nün, bir sözü vardır: “Tarih kürsüsünden, hâlinizi seyrediyorum. Suçluların telaşı içindesiniz…” İşte ben de, bugün, bu arkadaşların hâlini; acıyarak seyrediyorum… Çünkü benim için, esas mesele; Benim haklı çıkmam değil, milletimizin çırak çıkmamasıydı. Memleketimizde yokluğun, yoksulluğun, adaletsizliğin, hukuksuzluğun; 5 yıl daha, hüküm sürmemesiydi. Türkiye’nin, 5 yılını daha, kaybetmemesiydi.

Değerli arkadaşlarım; Gelelim bugüneee… Yani 2024’e… Bildiğiniz gibi, yetkili kurullarımızın, kararı doğrultusunda; 31 Mart yerel seçimlerine, hür ve müstakil olarak girdik. Bu karar aslında, bizim için, fabrika ayarlarımıza dönmek demekti. Çünkü biz, İYİ Parti’yi; İki kutba mahkûm edilen Türk siyasetinin; yaşam odası olması için kurmuştuk! Çünkü biz İYİ Parti’yi; Kavgalara, korkulara, mecburiyetlere, mahkûm edilen milletimize; yeni bir seçenek sunmak için kurmuştuk!

Çünkü biz İYİ Parti’yi; bir kişiye, bir zümreye, bir gruba, ya da bir başka partiye kaldıraç olmak; imkân sağlamak; kariyer basamağı olmak için değil; milletin istiklali, memleketin istikbali için kurmuştuk! Dolayısıyla ben de, bugüne kadar; hem kendimin, hem de partimizin; aldığı tüm kararların, arkasında durduğum gibi; bu kararın da, elbette arkasında durdum. Ne kadar zorlu bir yola çıktığımızın, farkındaydım. İftiralarla, karalamalarla, çirkin oyunlarla, üzerimize gelineceğinin, farkındaydım. Satın alınmışlara karşı; yürekten inanmışların mücadelesini yürüttüğümüzün farkındaydım.

Taşın altına, elini, gövdesini koyanların, farkında olduğum gibi; O taşın, bizi ezmesi için çalışanların da; iştahla el ovuşturanların da, farkındaydım. Rz cümle; Seçim sonuçları doğrultusunda, aldığımız riskin, elbette farkındaydım. İşte bu yüzden; bugüne kadar olduğu gibi, bugün de Türkiye’nin, alıştırılmış normallerinin dışında sadece söz söyleme sırasında değil bedel ödeme sırasında da, en önde duruyorum.

Bugüne kadar, her daim; kimseden bir beklentim olmaksızın; gerektiğinde, bedel ödemeyi bildim. Bundan dolayı da, asla pişman olmadım. Nitekim bugün de, pişman değilim. Çünkü, haklılığımızın, elbet bir gün anlaşılacağını biliyorum. Ve bugün üzerime düşen, her şeyi yapmış olmanın huzuruyla son kez karşınızdayım.

Hiçbir hesaba, hiçbir pazarlığa, hiçbir sahtekârlığa girmeden milletin sesini duyurmuş olmanın, mutluluğuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti olarak, varlığımızı, onurumuzu, duruşumuzu pazarlık masalarına, meze ettirmemiş olmanın gururuyla son kez karşınızdayım. İYİ Parti’yi kurduğumuz, ilk günkü gibi bir an bile pes etmeden, mücadele etmiş olmanın, gönül rahatlığıyla son kez karşınızdayım! Allah herkese, böyle veda etmeyi nasip etsin.

“İYİ Parti’yi, sizlere bir ev, bir yuva yaptım”

İYİ Parti’nin ve İYİ Partilinin fedakârlığını, taşıyamayanlara mani oldum. “Tek kişi kalsam da, bu mücadeleden vazgeçmeyeceğim.” dedim, asla da vazgeçmedim. “Gerekirse bedelini ödeyeceğim.” dedim; Ve bugün de karşınızda aziz milletime ve sizlere karşı, bir kez daha söylemek isterim ki; Ben, bu bedeli ödemeye razıyım. Türkiye’nin iyi ve cesur evlatları Kennedy’nin, çok meşhur bir sözü vardır “Zaferin bin babası vardır, mağlubiyet yetimdir” der.

İşte ben, o bin babanın, kaçıştığı yerde o yetim mağlubiyeti, öksüz bırakmadım! Haksız olduğumuz için değil söz verdiğim için bırakmadım! Başarısızlığı ben aldım artık başarıyı, siz yakalayacaksınız. Bedeli ben ödedim artık hesabı, siz tutacaksınız. Kiminiz “abla”, kiminiz “kardeş”, kiminiz “anne” diye geldiniz. Benden bir ev, bir yuva istediniz. Ben de İYİ Parti’yi, sizlere bir ev, bir yuva yaptım. Ocağını tüttürdüm, içini ısıttım, sofrasını kurdum, bahçesini genişlettim. Yıkmak isteyenlere, dağıtmak isteyenlere, çökmek isteyenlere, müsaade etmedim.

Ama bugünden sonra artık bu evi, siz koruyacaksınız. Bu evi, artık, siz ayakta tutacaksınız. Bu eve, artık, siz bakacaksınız. Şairin de dediği gibi “Bizdik o hücumun, bütün aşkıyla kanatlı, bizdik o sabah, ilk atılan safta yüz atlı… Dünyâya vedâ ettik; atıldık dolu dizgin… En son koşumuzdur bu; Asırlarca bilinsin!..” Bu vesileyle, Genel başkan adaylarımıza başarılar diliyor; Kurultayımızın, milletimiz, memleketimiz ve partimiz için; hayırlara vesile olmasını diliyorum. Yolunuz, bahtınız açık olsun. Allah’a emanet olun!”

Paylaşın

“İYİ Parti’de Kurultay Öncesi İki Grup Oluştu” İddiası

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de genel başkanlık seçiminin de olacağı olağanüstü kurultay öncesi iki ayrı grup oluştu.

İYİ Parti’de 27 Nisan’daki kurultay öncesinde parti içindeki yarışta genel başkan Meral Akşener’i destekleyen ekip ile genel başkanın değişmesi gerektiğini savunan ekip arasında tansiyon yükseldi.

Partinin TBMM Grup Başkanı Koray Aydın ve Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Tolga Akalın, önceki gün Akşener’e, “Seçimli olağanüstü kurultay kararının arkasında dur” çağrısını yaparken, Cumhuriyet’ten Selda Güneysu’nun haberine göre, partide “Akşener’in görevine devam etmesi” gerektiğini savunan ekip ise “Akşener’i ikna turlarına başladı.”

Meral Akşener’in partinin başında kalmasını isteyen ekipte Genel Başkan Yardımcısı Ünzile Yüksel, Aydın Milletvekili Ömer Karakaş ve Muğla Milletvekili ve İYİ Parti Kurucular Kurulu üyesi Metin Ergun’un yer aldığı belirtiliyor.

Meral Akşener’in kalmasından milletvekillerinden gelen paylaşımlar üzerine, partide “değişimi” savunan ekipte ise “seçimli olağanüstü kurultayın gerçekleşmemesi durumunda parti teşkilatlarının üyelerinin değişebileceği” endişesi yaşanıyor.

Kurultayın iptal edilmesi halinde teşkilatlardaki üye yapısının “Akşener’i destekleyen isimlerden oluşabileceğine” dikkat çekiliyor. “Olağanüstü kurultay gerçekleşmezse, teşkilatlar Akşener’i destekleyen isimlerden oluşur ise demokratik bir kurultaydan söz edilemez” görüşleri dillendiriliyor.

Paylaşın

İYİ Parti Lideri Akşener: Kurultayda Genel Başkan Adayı Olmayacağım

Yerel seçimlere “hür ve müstakil” giren ve büyük bir hezimet yaşayan İYİ Parti’de genel başkan Meral Akşener, 27 Nisan’da yapılacak seçimli olağanüstü kurultayda genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.

Haber Merkezi / İYİ Parti kongresinde genel başkanlık için şimdiye kadar İYİ Parti kurucularından Koray Aydın ve İYİ Parti İzmir milletvekili Müsavat Dervişoğlu aday olacaklarını açıkladı.

İYİ Parti Lideri Akşener kararını, “Seçimlere dair muhasebemizi yapacağımız, 2028’e giden yolda rotamızı belirleyeceğimiz seçimli olağanüstü kurultayımızda Genel Başkanlığa aday olmayacağımı ilan ediyorum. Kurultayımızın şimdiden; partimiz, milletimiz ve memleketimiz için hayırlara vesile olmasını diliyor, aday olacak tüm arkadaşlarıma başarılar diliyorum” ifadeleriyle duyurdu.

Meral Akşener sosyal medya hesabından yaptığı yazılı açıklamada, “30 yıllık siyasi kariyerim boyunca; ülkemizin geleceğini, milletimizin huzurunu, devletimizin iyiliğini yakından ilgilendiren birçok meselede kararlar almam, tutumlar benimsemem gerekti. Bu kararları alırken, bu tutumları takınırken de; her defasında bireysel çıkarlarımı, kısa vadeli potansiyel kazanımları ve yapılan her türlü ‘cazip’ teklifi bir kenara bırakıp; sahip olduğum ahlaki değerleri, Cumhuriyetimizin temel ilkelerini ve Türkiye’nin ihtiyaçlarını merkeze aldım. Rabbime şükürler olsun ki; aldığım her kararın, benimsediğim her tutumun ne kadar isabetli olduğu da, her zaman kısa vadede olmasa da, zaman içerisinde mutlaka ispatlandı” dedi.

Akşener, 31 Mart 2024 Mahalli İdareler Seçimleri öncesinde İYİ Parti olarak; yetkili kurullarının kararı doğrultusunda seçimlere hür ve müstakil olarak girmeyi tercih ettiklerini hatırlatarak, şunları kaydetti: “Bu kararı almamızdaki gayemiz; partimizi Türkiye’de gittikçe yerleşik hale gelen siyasi kutupların yörüngesinden çıkartmak, milletimize de iki seçenek arasına sıkıştırıldığı rekabetsiz siyasetten kurtaracak nitelikte yeni bir seçenek sunarak ülkemize toplumsal, siyasi ve kurumsal çerçevede zararlarını hep beraber deneyimlediğimiz kutuplaşma ortamına son vermek için ilkesel bir adım atmaktı.

Bu kararı alırken, kararı alan partinin genel başkanı olarak; karşımıza kimleri aldığımızı, elbette biliyordum. Göğüsleyeceğimiz türlü zorlukların, gayri ahlaki propagandaların, satın alınmış iradelerce yapılacak galiz taarruzların, elbette bilincindeydim. Potansiyel olarak alabileceğimiz menfi seçim sonucu riskinin, velhasıl yine bir bedel ödeme gerekliliğinin doğabileceğinin de pek tabii farkındaydım. Bu nedenle de süreç boyunca sonuçların sorumluğunun şahsıma ait olduğunu her fırsatta vurguladım. Ben şahsen seçim sonuçları kapsamında ödediğimiz ve ödediğim bedele razıyım.”

Koray Aydın ve Müsavat Dervişoğlu aday

27 Nisan’da yapılacak İYİ Parti kongresinde genel başkanlık için şimdiye kadar İYİ Parti kurucularından Koray Aydın ve İYİ Parti İzmir milletvekili Müsavat Dervişoğlu aday olacaklarını açıkladı.

2017’de Meral Akşener liderliğinde kurulan İYİ Parti, 31 Mart yerel seçiminde yüzde 3,77 oy almış ve CHP, AK Parti, Yeniden Refah, DEM Parti ve MHP’den sonra altıncı parti konumunda yer almıştı. İYİ Parti’nin 2019 yerel seçimindeki oy oranı ise yüzde 7,45’ti.

İYİ Parti geçen yıl Cumhur İttifakı’na karşı seçimi kaybeden ve “6’lı masa” olarak bilinen siyasi oluşumun bir parçasıydı. 6’lı masada İYİ Parti’nin yanısıra CHP, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi yer almıştı. Geçen yıl yapılan milletvekili seçimlerinde İYİ Parti’den 43 milletvekili TBMM’ye girmişti.

İYİ Parti

İYİ Parti 2017’de kuruldu. 2018’de ilk kez seçimlere katıldı. Millet İttifakı çatısı altında girdiği genel seçimde yüzde 9,96 oyla 43 milletvekili çıkardı. Parti lideri Meral Akşener ise cumhurbaşkanlığı seçiminde oyların yüzde 7,29’unu aldı.

Akşener, genel başkanlık görevinden istifa etti ve yeniden aday olmayacağını açıkladı. Partililerden gelen destek sonrası kararını geri alan 12 Ağustos 2018’de yapılan İYİ Parti 2. Olağanüstü Kurultayı’nda yeniden Genel Başkanı seçildi.

20 Eylül 2020’de yeniden göreve seçilen Akşener, 2019’da yapılan yerel seçimlerde yine Millet İttifakı’ndaydı. İl Genel Meclisi seçimlerinde yüzde 8,12 oy alan İYİ Parti hiçbir ilde belediye başkanlığı kazanamadı ancak birçok büyükşehirde Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) adaylarının zaferinde önemli rol oynadı.

İYİ Parti geçen yıl yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi 3 Mart’ta Millet İttifakı’ndan ayrıldı, 6 Mart’ta ittifaka geri döndü. Cumhurbaşkanı adayı çıkarmayan İYİ Parti, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na destek verdi. İYİ Parti genel seçimde ise yüzde 9,69 oyla yine 43 milletvekili çıkardı.

İYİ Parti geçen yılki seçimler sonrası Millet İttifakı’ndan ayrıldı yerel seçimlere “hür ve müstakil” olarak tüm seçim bölgelerinde kendi adaylarıyla girme kararı aldı. Partinin oyu dün yapılan yerel seçimlerde yüzde 3,77’ye geriledi. İYİ Parti 81 ilde sadece Nevşehir’de yerel seçimi kazanabildi.

Paylaşın

İYİ Parti’de Kurultay Tarihi Kesinleşti: 27 Nisan

31 Mart’ta yapılan yerel seçimlere “hür ve müstakil girme” kararı alan ve seçimlerde istediği sonuçlara ulaşamayan İYİ Parti’de olağanüstü kurultay 27 Nisan’da yapılacak.

Haber Merkezi / İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener, seçimler sonrası yaptığı açıklamada, kongrede aday olup olmayacağına dair net bir mesaj vermemişti. Akşener’in başkanlığı bırakıp bırakmayacağı kamuoyunun yanı sıra parti içinde de merak ediliyor.

Akşener, seçimler sonrası yaptığı açıklamada, “Elbette siyaset kurumu olarak sandıklardan çıkan mesajı duymak hepimizin görevidir. Bu doğrultuda Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir devlet olma vasfı gereğince, İYİ Parti olarak biz de üzerimize düşen sorumluluğu alacağız. Her zaman yaptığımız gibi seçim sonuçlarına ilişkin muhasebemizi ve özeleştirilerimizi yapacağız.

Bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da milletimizin bize vermiş olduğu mesaj ve bizim için çizdiği istikamet doğrultusunda gereken adımları atacağız. Nitekim tam da bu sebeple parti tüzüğümüzün Genel Başkan olarak bana verdiği yetki gereği en kısa sürede olağanüstü seçimli kongremizi toplayacağız” demişti

Akşener, 31 Mart’taki yerel seçimlerde “hür ve müstakil siyaset” kararı alarak CHP’nin ittifak önerisini ret etmiş seçimlere kendi adaylarıyla girmişti. Akşener’in, parti içinde yaklaşımı ve CHP’yi hedef alan tutumu gibi gerekçelerle eski vekiller Durmuş Yılmaz, Bahadır Erdem ile İstanbul Milletvekili Ayşe Yanıkömeroğlu’nun istifaları İYİ Parti’deki dalgalanmayı ortaya koymuştu.

Yerel seçimlerin yapıldığı gece ilk istifa açıklaması, İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanlığı görevinden ayrıldığını duyuran Prof. Dr. Bilge Yılmaz’dan gelmişti. Partideki genel başkan yardımcılığından istifası yanı sıra Yılmaz, Meral Akşener’e de istifa etmesi çağrısında bulunmuştu.

Buğra Kavuncu, Akşener’in A Takımı olarak nitelendirilebilecek Başkanlık Divanı’ndaki genel başkan yardımcılığı konumundaki Teşkilat Başkanlığı’ndan istifasını açıklamıştı. Kavuncu, 2019’da İstanbul İl Başkanı’yken seçimi kazanması için çalıştığı CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu karşısında bu seçimde İYİ Parti’nin adayı olarak yarışmıştı.

Başkanlık Divanı’ndan bir başka istifa açıklaması da Yerel Yönetimler Başkanlığı görevindeki Burak Akburak tarafından yapılmıştı. Akburak, “Büyük bir onurla yapmış olduğum Yerel Yönetimler Başkanlığı görevimden istifa ediyorum. Büyük Kongremizin, Türkiye’nin umudunun İYİ Parti olduğunun tescillendiği bir kongre olacağının bilinmesini istiyorum. Her daim liderimizin yanındayım” demişti.

İYİ Parti GİK üyesi Ahmet Zeki Üçok da başarısızlığın sorumlusu olarak Meral Akşener gördüğünü belirterek parti yönetimine tepki göstermişti. İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz ise Akşener’in seçim öncesi “Başarısız olursam gereğini yapacağım” açıklamalarını hatırlatıp “Akşener’in aday olmayacağını düşünüyorum” demişti.

Akşener’in muhtemel rakipleri

Akşener’in adaylık kararı alması halinde, muhtemel rakipleri konusunda da İYİ Parti kulisleri hareketli. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Erhan Usta parti kulislerinde konuşulan isimler.

Akşener’in aday olmaması halinde, Buğra Kavuncu’nun da adaylık yarışına girmesi, Koray Aydın’ın ise kendisi aday olmaması halinde karşı aday çıkarması da olasılıklar arasında görülüyor.

Paylaşın

Seçimlerde Umduğunu Bulamayan İYİ Parti’de Değişim Sesleri

31 Mart yerel seçimlerinden umduğunu bulamayan İYİ Parti’de genel başkan Meral Akşener’in kongrede yeniden aday olup olmayacağı, aday olursa karşısına bir rakip çıkıp çıkmayacağı İYİ Parti kulislerinin en sıcak konusu.

Akşener’in parti yönetiminin desteğini alması halinde aday olmaya sıcak baktığı kaydediliyor. Akşener, kurmaylarıyla birebir görüşmeler yaparak hem seçim sürecine hem de yaklaşan kongreye dair değerlendirmelerini alıyor. İYİ Parti yöneticilerine göre kongre öncesi ‘nabız yokluyor’.

İYİ Parti’de seçim sonuçlarının değerlendireceği ilk geniş toplantı bugün gerçekleşecek. İYİ Parti Başkanlık Divanı üyeleri ve milletvekilleri genel merkezde bir araya gelecek. Seçim sürecinde atılan tüm adımların masaya yatırılacağı toplantıda, bazı İYİ Parti kurmaylarının tanımlamasıyla, ‘herkes eteğindeki taşları dökecek’. İYİ Parti yöneticilerinin, yaklaşan seçimli olağanüstü kongrede alacakları pozisyonlar da bu toplantıdan sonra netleşecek.

‘Hür ve müstakil’ olarak tanımladığı seçim stratejisinden beklediği sonucu alamayan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisini seçimli olağanüstü kongreye götüreceğini açıkladı. Akşener’in kongre açıklamasıyla birlikte görevi bırakacağı da iddia edildi ancak Akşener değil yakın kurmaylarından istifa kararları geldi.

Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Buğra Kavuncu istifasını açıklayan ilk isimdi. Kavuncu’nun ardından Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Burak Akburak da istifa ettiğini ve Akşener’in yanında olduğunu duyurdu. Parti kulislerinden edinilen bilgilere göre iki isim de seçim sonuçlarına dair sorumluluğu üstlenerek kongre sürecinde Meral Akşener’in elini rahatlatmak için istifa etti.

Akşener’in kongrede yeniden aday olup olmayacağı, aday olursa karşısına bir rakip çıkıp çıkmayacağı İYİ Parti kulislerinin en sıcak konusu. Akşener’in parti yönetiminin desteğini alması halinde aday olmaya sıcak baktığı kaydediliyor.

Gazete Duvar’dan Ceran Bayar‘ın edindiği bilgilere göre Akşener, kurmaylarıyla birebir görüşmeler yaparak hem seçim sürecine hem de yaklaşan kongreye dair değerlendirmelerini alıyor. İYİ Parti yöneticilerine göre kongre öncesi ‘nabız yokluyor’.

Parti kurmayları Akşener’in kongrede yeniden aday olmak için gerekli desteği almasına kesin gözüyle bakıyor. Bazı İYİ Parti kurmayları seçim başarısızlığına rağmen İYİ Parti’nin bir lider partisi olduğunu, Akşener olmadan yoluna devam edemeyeceğini dile getiriyor. Bu sebeplerle de Akşener’in genel başkanlığı bırakmayacağı ifade ediliyor.

Akşener’in genel başkan olarak devam etmesi gerektiğini dile getirenlerin yanı sıra İYİ Parti’de genel başkanlık dahil köklü bir değişimin şart olduğunu dile getiren parti yöneticileri de var. Seçim sonuçlarının İYİ Parti için büyük bir başarısızlık olduğunu, bu başarısızlığın sorumluluğunun üstlenilmesi gerektiğini dile getiren bazı yöneticiler, İYİ Parti’nin yok olup gitmemesi için değişimin şart olduğunu söylüyor.

Meral Akşener sözünü tutmalı

Akşener’in seçimden önce verdiği ‘başarısız olursa gideceği’ne dair sözü tutması gerektiğini de ifade eden bu kurmaylar, verilen büyük sözün tutulmamasının partiye zarar vereceğini ifade ediyor. İYİ Partili kurmaylar, Akşener’in İYİ Parti’yi var eden lider olduğunu kabul etse de aslolanın Akşener değil parti olduğunu dile getiriyor.

Seçime hür ve müstakil girme kararının yanlış olduğunu savunan kimi kurmaylar, seçimden önce yapılan toplantılarda yapılan açık – kapalı yönlendirmelerin bu kararı beraberinde getirdiğini ifade ediyor. CHP ile bu denli ters düşülmesinin, muhalefetten ayrışmanın İYİ Parti’ye büyük zarar verdiği ama yeni bir başlangıcın hala mümkün olduğunu kaydediliyor.

Seçim sürecinde Akşener’in kullandığı dili ve üslubunu da eleştiren İYİ Partililer, muhalefete karşı bu kadar sert bir dilin kullanılmasının, Mansur Yavaş ve CHP’nin sürekli eleştirilmesinin, geleceğe dair neredeyse hiçbir söz söylenmemesinin yanlış olduğuna dikkat çekiyor.

İYİ Parti’nin güçlenmesi ve yeniden iktidara alternatif bir parti haline gelmesi için genç ve uzman, yepyeni bir yönetim kadrosuyla yola devam etmesi gerektiğini belirten kurmaylar, teşkilatların talebinin de bu yönde olduğunu ifade ediyor.

Seçimli kongrenin İYİ Parti’nin geleceği açısından bir şans olduğunu ifade eden İYİ Partililer, bugün gerçekleşecek Başkanlık Divanı ve milletvekili toplantısının alınacak kararlarda belirleyici olacağını söylüyor.

Parti kulislerinde Akşener’in mevcut gücü ve kendisinin siyasete kazandırdığı isimlerin desteğiyle yeniden adaylaşmasının kesin olduğu görüşü hakim. Değişim isteyenlerin atacağı adımları Akşener’in arkasındaki desteğin büyüklüğü belirleyecek. Akşener beklenen desteği almaz ve değişim sesi güçlenirse İYİ Parti’nin birden fazla adayın yarıştığı bir kongre gerçekleştirmesi şaşırtıcı olmayacak.

Değişim talep edenlerin parti içi muhalefete dönüşmesi halinde adaylık yarışına dahil olabilecek isimlerse şimdiden dillendirilmeye başlandı. Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın, Grup Başkanvekili Erhan Usta, Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez bu isimler arasında yer alıyor. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın’ın da süreci izlediği, başkanlık yarışına dahil olabileceği, olmasa bile aday olabilecek bir ismi destekleyebileceği kaydediliyor.

Öte yandan kurultayın sonucuna göre, hatta kurultayı beklemeden, İYİ Parti’den istifa etmeyi planlayan milletvekilleri olduğu da kulislerde konuşulanlar arasında.

Paylaşın

İYİ Parti’de Seçim Hesaplaşması: Akşener, Kararında Aceleci Olmayacak

Yerel seçimlere “hür ve müstakil girme kararı” alan İYİ Parti’yi bir “iç hesaplaşma” süreci bekliyor. Yakın çevresine göre Meral Akşener, istifa ya da kurultayda aday olup olmama konusunda kararını açıklamada aceleci olmayacak ve kapsamlı seçim analizlerini ve tüm parti kademelerinin görüşünü aldıktan sonra karar verecek.

Akşener’in adaylık kararı alması halinde, muhtemel rakipleri konusunda da İYİ Parti kulisleri hareketli. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Erhan Usta parti kulislerinde konuşulan isimler.

Seçim yenilgisinin ardından “seçimli olağanüstü kurultay” kararını açıklayan Genel Başkan Meral Akşener’i de kapsayan “değişim” seslerinin yükseldiği partide, seçim sonuçlarına ilişkin kapsamlı değerlendirme, bugün milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyelerinin katılımıyla yapılacak.

BBC Türkçe’de yer alan habere göre; Yakın çevresine göre bir süre “bekle gör” taktiği izleyecek Akşener, kurultayda aday olup olmayacağına henüz karar vermedi. Ancak parti, “İYİ Parti, lider partisidir, Akşener giderse parti biter” diyenler ile “İYİ Parti güçlü bir siyasal hareket ve devamlılığı için değişim şart” görüşünü savunanlar olmak üzere şimdiden ikiye bölünmüş durumda.

Yerel seçimlere “hür ve müstakil girme kararı” alan İYİ Parti, bir önceki seçime göre yüzde 6’nın üzerinde oy kaybetti ve resmi olmayan sonuçlara göre 1 il, 27 ilçe belediyesi kazandı. Seçimlerden önce, başarısız çıkmaları halinde “Ben evime döneceğim, siyasetin s’siyle meşgul olmayacağım” diyen Akşener’in seçim yenilgisinin ardından istifa edip etmeyeceği merak ediliyordu.

Akşener seçimlerden sonra yaptığı ilk açıklamada, olağanüstü seçimli kurultay kararı aldığını açıkladı, ancak adaylık konusunda herhangi bir açıklama yapmadı. Yakın kurmaylarından ekonomi politikaları başkanı Bilge Yılmaz, seçim gecesi Akşener’i de istifaya çağırarak, görevinden ayrıldı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Buğra Kavuncu Teşkilat Başkanlığı, Burak Akburak ise Yerel Yönetimler Başkanlığı görevlerinden istifa etti. Yılmaz, “değişim” talebiyle istifa ederken, parti kulislerinde Kavuncu ve Akburak’ın, seçim yenilgisinin sorumluluğu konusunda Akşener’in elini rahatlatmak için istifa ettiği söyleniyor.

İYİ Parti Lideri Akşener, seçimlerin ardından, dar gruplarla görüşmeler yaparak hem seçim yenilgisinin nedenlerine, hem de partinin geleceğine ilişkin görüş alışverişinde bulunuyor. Akşener Çarşamba günü de aralarında Koray Aydın, Müsavat Dervişoğlu, Cihan Paçacı, Turhan Çömez, Ayfer Yılmaz gibi partinin deneyimli isimlerinden oluşan “İstişare Kurulu” üyeleri ile bir araya geldi.

Bu görüşmelerde, değişim talebini dile getirenler olduğu gibi, “devam etmesini” isteyenlerin de olduğu belirtiliyor. Parti kulislerine göre Akşener, eleştiri ve önerileri dinleyip not alıyor, ancak istifa veya aday olup olmayacağına ilişkin tartışma başlığı açmıyor.

Akşener’in kurultay tarihini haftaya açıklaması bekleniyor, ancak, adaylık tutumunun netleşmeyeceği ifade ediliyor. İYİ Parti’de “değişim” isteyenler ile “Akşener’le devam” diyenler arasındaki tartışmanın ise önümüzdeki günlerde daha da keskinleşmesi ve kurultayın bu iki kesimin yarışına sahne olması bekleniyor.

Akşener’in devam etmesini savunanlar temel gerekçe olarak “İYİ Parti bir lider partisidir ve Akşener’siz parti biter” görüşünü dile getiriyor.

Akşener’in devam etmesi gerektiğin savunan bazı parti yöneticileri “seçimlere hür ve müstakil girme” kararının Genel İdare Kurulu’nda (GİK) alındığına dikkat çekerek, “Genel Başkan baskı altında kalmayalım diye, oylamada dışarı çıktı. Niye tek başına sorumluluğu alsın? Zaten bunun kararını kurultay verecek” diyor.

Seçimlere tek başına girerken, “birinci parti olacağız” iddiasının dile getirilmediğini, arzu edilen sonuç alınamasa da Nevşehir’in kazanıldığını, ilçe ve belde belediye başkanlıklarının sayısını arttığını ve seçim sonuçlarına itiraz edilen Ordu’yu da kazanma olasılıkları bulunduğuna dikkat çeken bir parti yöneticisi, “Akşener’in istifa etmesini gerektiren bir durum yok. Akşener bu partiyi markalaştıran liderdir” görüşünde.

Ancak partide seçim yenilgisinin ardından değişim olması gerektiğini savunan geniş bir kesim var. CHP’yle ittifak kapılarının tamamen kapatılması, seçim kampanyası sürecinde, Akşener’in iktidar yerine CHP’yi ve özellikle Ekrem İmamoğlu ile Mansur Yavaş’ı hedef alması temel hatalar olarak görülüyor.

Seçimin kaybedilmesinde bu etkenlerin yanısıra, İYİ Parti’nin muhalif tabanının AKP karşısında kazanma olasılığı en yüksek gördüğü CHP’ye yönelmesinin, özellikle büyük kentlerde parti oylarında dramatik düşüşlere yol açtığına dikkat çekiliyor.

81 il teşkilatından en az 60’ının, CHP ile yerel düzeyde işbirliğini savunduğunu, ancak parti yönetiminin buna yanaşmadığını savunan bazı parti kurmayları, “Biz tabanı dinlememiş olduk. Tabanı dinlemezsen, taban da seni dinlemez” görüşünü dile getiriyorlar.

Parti içinde değişimi savunan bazı isimlere göre, “Akşener aday olsa bile bu yenilginin ardından yeniden genel başkanlık koltuğunu koruması zor.”

Partinin deneyimli bir ismi, bunun nedenini şöyle açıklıyor: “2023 seçimlerindeki yenilginin baş aktörleri CHP ve İYİ Parti’ydi. CHP’de Kemal Kılıçdaroğlu’nun bir anlamda büyüttüğü Özgür Özel çıktı, genel başkanlığı aldı, içindeki sancıyı bertaraf etti. Seçimlerden başarıyla çıkarak, eski tartışmaları kapattı. Ama İYİ Parti şimdi ikinci bir yenilgi aldı. Eğer bu yenilginin ardından da bir değişim olmazsa, partinin geleceği tehlikeye girer. O nedenle Akşener’in karşısına kim çıkarsa, kurultayı alma ihtimali yüksektir.”

CHP’nin seçimlerdeki başarısında aday tercihlerin yanı sıra iktidar partisine duyulan tepkinin büyük etkisi olduğunu savunan bazı partililer ise Akşener’in kullandığın kampanya dilinin ise seçmeni partiden uzaklaştırdığı görüşünde:

“Akşener’in kullandığı dili millet hazmedemedi. Daha dün kucaklayıp, yerlere göklere sığdıramadığınız İmamoğlu’na, Mansur Yavaş’a karşı ağır ithamlarda bulunuyorsunuz. Siyaset bu kadar zikzak kaldırmaz, bu büyük prestij kaybına yol açtı, ciddi güvensizlik yarattı.”

Meral Akşener kararında aceleci olmayacak

Yakın çevresine göre Akşener, istifa ya da kurultayda aday olup olmama konusunda kararını açıklamada aceleci olmayacak ve kapsamlı seçim analizlerini ve tüm parti kademelerinin görüşünü aldıktan sonra karar verecek.

Parti içindeki bir grup, bunun nedenini, “partinin başsız kalması halinde iç kavganın daha büyümesinden” duyulan endişeye bağlıyor. Ancak ağırlıklı görüş, Akşener’in, “bekle gör” politikası izleyip, hem olası rakiplerini hem de kendisine verilecek desteği görmek istediği, sonrasında da adaylığını açıklayabileceği yönünde.

Gerek partinin yol haritasının netleşmesi, gerekse Akşener’in aday olup olmayacağı konusunda ise bugün milletvekilleri ve Başkanlık Divanı üyeleri ile yapılacak toplantıdan çıkan havanın etkili olacağı belirtiliyor. Partide değişim umudu görmeyen bazı milletvekillerinin ise istifa edebileceği kulislerde konuşuluyor.

Akşener’in adaylık kararı alması halinde, muhtemel rakipleri konusunda da İYİ Parti kulisleri hareketli. İYİ Parti Grup Başkanı Koray Aydın, Balıkesir Milletvekili Turan Çömez, Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın ve Grup Başkanvekili Erhan Usta parti kulislerinde konuşulan isimler.

Akşener’in aday olmaması halinde, Buğra Kavuncu’nun da adaylık yarışına girmesi, Koray Aydın’ın ise kendisi aday olmaması halinde karşı aday çıkarması da olasılıklar arasında görülüyor.

Paylaşın