Ferroportin Hastalığı Nedir? Bilinmesi Gereken Her Şey

Hemokromatozis tip 4 olarak da bilinen ferroportin hastalığı, vücutta anormal demir birikimi ile karakterize nadir bir genetik hastalıktır. Ferroportin hastalığına SLC40A1 genindeki değişiklikler (varyantlar veya mutasyonlar) neden olur.

Haber Merkezi / Ferroportin hastalığıyla ilişkili spesifik semptomlar kişiden kişiye büyük ölçüde değişebilir. Bazı bireylerde demire bağlanan ve kan plazmasındaki demir depolarının bir göstergesi olarak kullanılan bir protein olan ferritin düzeyi yalnızca yüksek olabilir. Diğer bireylerde klasik HFE ile ilişkili hemokromatozise benzer semptomlar gelişebilir.

Ferroportin hastalığı, vücutta anormal demir birikimi ile karakterize edilen bir grup bozukluk olan aşırı demir yükü bozukluğu olarak sınıflandırılır. Klasik kalıtsal hemokromatozdan ayrı, farklı bir hastalıktır. Ferroportin hastalığına farklı bir gendeki varyantlar neden olur ve diğer hemokromatoz formlarından farklı bir şekilde kalıtılır.

Ferroportin hastalığının semptomları kişiden kişiye büyük farklılıklar gösterir. Araştırmacılar, SLC40A1 genindeki farklı varyantların farklı semptomlarla ilişkili olduğuna inanıyor. Ferroportin hastalığı genel olarak iki ana forma ayrılır.

Ferroportin hastalığı olan bireylerin çoğunda, bozukluğun hafif bir formu gelişir. Bu kişilerin kan plazmasında ferritin seviyeleri yüksek (hiperferritinemi) ve doymuş transferrin (kanda demir taşıyan protein) seviyeleri düşüktür. Etkilenen bireyler yaşlandıkça hafif karaciğer hasarı (hepatik fibroz) ve eklem semptomları ortaya çıkabilir.

Diğer bireylerde ferroportin hastalığının daha yaygın görülen klasik hemokromatozis formuna (hemokromatoz tip 1 veya HFE ile ilişkili) benzeyen daha nadir bir formu gelişir. Bu formda transferrin doygunluğu önemli ölçüde artar.

Bu formla ilişkili semptomlar arasında eklem ağrısı, kalbin ritmindeki veya kalp atışı düzenindeki anormallikler (aritmiler) ve diyabet yer alır. Ferroportin hastalığının bu formunda karaciğer hasarı daha yaygındır ve ilerleyerek karaciğerde ilerlemiş skarlaşmaya (siroz) neden olabilir.

Ferroportin hastalığına SLC40A1 genindeki varyantlar neden olur . SLC40A1 geni, demirin hücrelerden uygun şekilde dışarı aktarılması için hayati önem taşıyan özel bir protein olan ferroportin oluşturma talimatlarını içerir . Ferroportin ayrıca demirin uygun şekilde parçalanmasında (metabolizmasında) da rol oynar.

Demir, vücudun tüm hücrelerinde bulunan ve vücudun düzgün çalışması ve büyümesi için gerekli olan kritik bir mineraldir. Demir, kırmızı et, kümes hayvanları, yumurta ve sebzeler dahil olmak üzere birçok gıda türünde bulunur. Demir düzeyleri vücutta belirli bir aralıkta kalmalıdır, aksi takdirde anemiye (düşük demir düzeyleri nedeniyle) veya etkilenen organlara zarar verebilir (yüksek demir düzeyleri nedeniyle).

SLC40A1 genindeki varyantlar düşük fonksiyonel ferroportin seviyelerine neden olur. Fonksiyonel ferroportin eksikliği sonuçta vücudun hücrelerinde ve dokularında anormal demir birikmesine neden olur. SLC40A1 geninin farklı varyantları, ferroportin proteinini farklı şekillerde etkiler ve buna göre demirin ihracatını ve metabolizmasını değiştirir. Araştırmacılar, SLC40A1 varyantlarının ferroportini farklı şekillerde etkilemesinin, bozukluğun iki farklı formunu açıklayabileceğine inanıyor.

Ferroportin hastalığı otozomal dominant genetik bir durum olarak kalıtsaldır. Baskın genetik bozukluklar, hastalığın ortaya çıkması için anormal bir genin yalnızca tek bir kopyasının gerekli olduğu durumlarda ortaya çıkar. Anormal gen, ebeveynden kalıtsal olabilir veya etkilenen bireyde yeni bir gen değişikliğinin sonucu olabilir. Anormal genin etkilenen ebeveynden yavruya geçme riski her hamilelik için yüzde 50’dir. Risk erkekler ve kadınlar için aynıdır.

Ferroportin hastalığının tanısı, karakteristik semptomların tanımlanması, ayrıntılı hasta geçmişi, kapsamlı bir klinik değerlendirme ve çeşitli özel testlere dayanarak konur. Birbirini takip eden nesillerde etkilenen bireylere sahip bir aile öyküsü oldukça anlamlıdır (otozomal dominant kalıtım).

Kan testleri, ferroportin hastalığıyla ilişkili, kandaki yüksek düzeyde ferritin ve hastalığın daha hafif formunda demirin vücutta uygun şekilde taşınmasında rol oynayan başka bir protein olan transferrinin düşük veya normal saturasyonu dahil olmak üzere belirli bulguları ortaya çıkarabilir. SLC40A1 genindeki varyantlara yönelik moleküler genetik testler mevcuttur ve tanıyı doğrulamak için gereklidir.

Ferroportin hastalığının tedavisi, her bireyde görülen spesifik semptomlara yöneliktir. Spesifik tedavi, ferroportin hastalığının ciddiyetine ve şekline bağlı olabilir.

Klasik hemokromatozise benzeyen ferroportin hastalığı formuna sahip bireyler, kanın damar yoluyla alındığı bir prosedür olan düzenli flebotomi ile tedavi edilebilir. Ferroportin hastalığının hafif formuna sahip bireyler mutlaka tedavi gerektirmeyebilir ve bu bireylerde flebotomi sıklıkla anemi ile komplike hale gelir. Diğer tedaviler semptomatik ve destekleyicidir.

Paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir