Tülay Hatimoğulları: Direne Direne Kazandık

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, “Direne direne kazandık. Direne direne kazanmaya devam edeceğiz hep beraber” dedi.

Haber Merkezi / Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin Diyarbakır il binası önüne toplananlara açıklamada bulundu. Hatimoğulları, şunları söyledi:

“Merhaba Amed hun bixêr hatin serseran serçavan hatin. Merhaba Amed merhaba Serhad, merhaba Botan, merhaba Çukurova, merhaba Marmara. Türkiye’nin dört bir yanında bu coşkuyu dört gözle bekleyen değerli halklarımız, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bu kutlamada yanımızda olması gereken Amed Büyükşehir Eş Başkanlarımız iktidarın hile ve hurdalarının peşine düştükleri için şu an Çermik’te. Onları canı gönülden kutluyoruz. Sizleri canı gönülden kutluyoruz. Değerli Amed halkı, tam da dediğiniz gibi direne direne kazandık. Direne direne kazanmaya devam edeceğiz hep beraber.

Çalışmalarımızda kadınlar, gençler, Barış Anneleri, adalet nöbeti tutan analarımız, Kürt halkı, bu ülkenin ezilen ve sömürülenleri, işçileri, emekçileri, çiftçileri, esnafları, kanaat önderleri hep birlikte büyük bir emek verdi. Yolculuğumuz zorluydu. Çünkü AKP iktidarı bu seçimleri bizden hileyle ve çeşitli oyunlarla almak istedi. Şu an nihai sonuç açıklanmış değil. Ancak DEM Parti olarak, 32 merkeze kayyım seçmen gönderdikleri halde, çok sayıda askeri ve polisi Kürdistan’ın 32 merkezine seferber ettikleri halde büyük bir başarıya imza attık. Bunun için size sonsuz teşekkür ediyoruz.

Bu mücadelemiz henüz bitmedi. Seçim kurullarının önünden ayrılmayacağız. Bazı belediyelerimizi yine hile hurdaya başvurarak almaya çalışıyorlar. Şırnak’ta binlerce seçmen kaydırmalarına rağmen arkadaşlarımızın verdiği bilgiye göre, ıslak imzalı tutanaklara göre Şırnak’ta da belediyeyi kazandık. Ama bu iktidar Şırnak’ta arkadaşlarımızı gözaltına alarak, Şırnak İl Eş Başkanımıza şiddet uygulayarak seçimleri bizden çalmaya çalışıyor.

Görevlerimizi henüz tamamlamadık. Bütün görevli arkadaşımız kritik olan seçim noktalarında asla ilçe seçim kurullarının, il seçim kurullarının önünden ayrılmasın. Yarın sabah kalktığımız zaman DEM Parti’nin büyük zaferinin raporunu hep birlikte halklarımızla paylaşacağız.

“Halkımız bu rejime hayır demiştir ve kayyımları Saray’a göndermiştir”

DEM Parti olarak bu başarıyı kolayca elde etmedik. Kayyım rejimini Kürdistan’da halklara iki dönemdir dayattılar. Ama halkımız bu rejime, büyük bir başarıyla hayır demiştir ve kayyımları Saray’a göndermiştir. Kürdistan’daki bu iradeyi artık Ankara da Saray da görmek zorundadır. Bu seçim sonuçlarını, halkın iradesini herkes tanımak zorundadır. Ülkede seçim yapılıyorsa, seçimlerin sonuçlarını kabul etmek herkesin asli görevidir. Halkın iradesine kayyım atayanlara karşı halkımız güçlü bir cevap oldu. Bundan sonra bu anlayışı bir daha geri gelmemek üzere hep birlikte sandığa gömdük. Sandığa gömdük bu anlayışı.

Değerli halkımız 90’lı yıllarda devrimciler, yurtseverler, Kürt halkı, Türkiye halkları JİTEM uygulamalarına ve yargısız infazlara karşı diz çökmedi, direndi. Biz de 31 Mart seçimlerinde JİTEM ittifakına geçit vermedik, vermeyeceğiz. Bu seçimde JİTEM ittifakı da savaş ittifakı da yenilmiştir. Kürdistan’ın kalbi Amed’de bile gelip savaş politikası anlatan o iktidarın savaşçı zihniyetini siz değerli halklarımız ters yüz ettiniz. Bir kez daha barış dediniz. Bunun için sizleri tebrik ediyoruz, canı gönülden kutluyoruz.

8 Mart’ta, Newroz’da alanlara akın akın gelen siz değerli halkımız, 31 Mart seçimlerinde büyük bir başarıya imza atarak şu mesajı vermiş oldu. Kürt halkı savaş istemiyor, Kürt halkı haklarının tanınmasını istiyor, onurlu bir barış istiyor. Bu seçimlerde savaş ittifakına hayır diyerek, Türkiye ve Kürdistan’da savaş ittifakına hayır diyerek başarıya ulaşmıştır. Bu çağrımızı bugün burada Amed’in göbeğinden bütün Türkiye ve bütün dünya duysun istiyoruz. İktidar da muhalefet de devlet de halkın bu talebini, bu onurlu yürüyüşünü ve mücadelesini anlamalıdır ve kulak vermelidir. Buradan Amed’den hep beraber onurlu bir barış çağrısını alkış ve zılgıtlarımızla yapalım mı?

Bizler Kürdistan’da kazandık hile ve hurdalarına rağmen, çalıp çırpmalarına rağmen. Henüz sonuçlar kesinleşmemiş olsa da bir başarıya hep beraber sizlerle imza attık. “DEM Parti artık Türkiye’de siyaset yapamaz kolu kanadı kırılmıştır, belirleyiciliği yoktur” diyenlere de aynı zamanda Türkiye siyasetinde belirleyici olduğumuzu bir kez daha gösterdik. Türkiye siyasetinde işçilerin, emekçilerin, yoksulların, ezilenlerin, sömürülenlerin sesi olmak istedik. Bunun için Türkiye’de de siyaseti DEM belirledi, siz belirlediniz değerli halkımız. Sizlerin iradesiyle siyasetin DEM’i Kürdistan’da da tuttu Türkiye’de de tuttu.

Kürt’ yok sayanlar; Kürt siyasetine savaşla, çatışmayla, kutuplaştırıcı siyasetle yanıt verenler gerçekten bu seçimlerde bir kez daha yanıt almışlardır. Çözümsüzlüğe karşı, savaş ve çatışma dayatanlara karşı, kadınları katleden zihniyete karşı, gençleri geleceksizleştiren zihniyete karşı, halkı aç bırakanlara karşı, depremzedeyi enkaz altında bırakanlara karşı yaşamın hakkıdır, özgürlüğün hakkıdır, adaletin hakkıdır verdiğimiz mücadele. Mücadelemiz mübarek olsun değerli arkadaşlar.

Buradan Türkiye halklarına bir kez daha seslenmek istiyoruz. DEM Parti Türkiye’nin dört bir yanında ve Kürdistan’da özgürlük için, adalet için, demokratik bir cumhuriyetin tesis edilmesi için dün olduğu gibi bugün de mücadele etmektedir. Bugün Türkiye siyasetindeki belirleyiciliği bunun önemli bir mesajıdır. Bu mesajı Türkler, Araplar, Ermeniler, Lazlar, Çerkesler, Türkiye’de bulunan 72 milletten insanın en iyi şekilde okuyacağına, bu mesajı en iyi şekilde alacağına inanıyoruz. Kürt halkının uzattığı barış ve diyalog elini Türk halkının daha güçlü sıkmasını bekliyoruz. Bu seçimlerin barışın, diyalogun ve çözüm siyasetinin kapılarını bir kez daha aralayacağına inanıyoruz. Türkiye’deki bütün halkların, bütün demokrasi güçlerinin bu mesajı en iyi şekilde yorumlayacağına inanıyoruz.

İşimiz tabii ki bitmedi. Bizler seçim sonuçları resmileşene kadar görev başındayız. Asla rehavete kapılmayalım. Bizler mütevazi bir şekilde coşkumuzu da yaşayacağız, başarımızı da kutlayacağız ama seçim sonuçları kesinleşene kadar hep beraber teyakkuzda olalım. Gözümüz kulağımız partimizin ne diyeceğinde olsun. Buna hep beraber dikkat edelim. Yarından itibaren Türkiye’de ve Kürdistan’da bizim çok işimiz var. Belediyeleri çalıp çırpanlara, belediyeleri hizmetsiz bırakanlara karşı mücadelemizi büyük bir hizmet aşkıyla, değerli halkımızın ihtiyacını karşılayarak en iyi belediyecilik anlayışıyla yapacağız.

Açık, şeffaf, demokratik, kadın özgürlükçü belediyecilik anlayışımızla belediyeleri siz değerli halkımızla birlikte yöneteceğiz. Aynı zamanda merkezi siyasette kadınların kurtuluşu için, gençlerin geleceği için, Kürt halkının ve tüm halkların barışı için, demokratik bir anayasa oluşturulması için, herkesin haklarının anayasada güvence altına alınması için mücadelemizi hep beraber sürdüreceğiz. Bu moral ve motivasyonla mücadelemizi mutlaka büyüteceğiz. Ve siz değerli halkımıza bir kez daha sonsuz teşekkürler. Ve son sözümüz “Jin Jiyan Azadî” olsun.”

Paylaşın

Ekrem İmamoğlu: Bir Kişinin Vesayet Dönemi Bitmiştir

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulunan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Milletimiz bize dedi ki ‘hızını arttır’. Halk bizi seçerek bize ne mesaj verdiyse hükümete de verdi. İstanbul’a hizmette seçilen seçene saygı gösterecek. Vesayet kuramaz. Kanal yok, İstanbul var. Bir kişi emir vermez. Bir kişinin vesayet dönemi bugün itibariyle bitmiştir” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 Mart yerel seçimlerinin sonuçlarına ilişkin Saraçhane’de konuşma yaptı. İmamoğlu’nun Saraçhane’de yaptığı konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:

16 milyon İstanbullu kazandı. Kutlu olsun. Bu seçimin kaybedeni yok. Bizim olduğumuz yerde öteki yok. Milletin her ferdine, her inancına, bütün mezheplerine, bu şehrin Kürtlerine, her etnik kökenden insanına hayırlı olsun. Bu şehir bize Fatih Sultan Mehmet’in emaneti. Bir çağ kapattı bir çağ açtı. Biz de bu seçim ile birlikte bu kenti baskısı altına alan birçok kötülüğü kenara ittik.

Bu şehrin parasının çarçur edilmesini kenara ittik. Bu şehirde yeni bir kültür başladı. Milletin parası artık milletin oldu. Bundan yüz yıl önce bu şehir beş yıl işgal altında kaldıktan sonra tekrar bu şehrin kurtuluşuyla bu şehir aynı zamanda bize Mustafa Kemal Atatürk’ün emanetidir.

Buradan bazı teşekkürleri etmek istiyorum. Bu yolculuğun en güçlü şekliyle birlikte tasarlayarak güçlü bir başarı elde etmemizi sağlayan Özgür Özel’e teşekkür etmek istiyorum. Partinin milletvekillerine, parti meclis üyelerimize teşekkür etmek istiyorum. İstanbul’da tek bir oyumuza bile zeval gelmemesini sağlayan il başkanımız Özgür Çelik’e teşekkür etmek istiyorum. Partimizin yöneticilerine teşekkür etmek istiyorum. İstanbul Gönüllüleri’ne teşekkür etmek istiyorum.

İstanbul ittifakı toplumun içselleştirdiği, 16 milyon İstanbulluya yürekten teşekkür ediyorum. Bizler bu seçimi bitirdikten sonra halk bize ne mesaj verdi diye düşünüyorum. Halk rakiplerimize, sayın Cumhurbaşkanına ne mesaj verdi?

“Milletimiz bize dedi ki hızını arttır”

Sizler bize dediniz ki İstanbul’da israf dönemi bitti. Partizanlık bitti bitti. Partizanlık yok, liyakat var. Halkçı belediyecilik var. Bu anlayış kazanmaya devam edecek. Her İstanbulluya eşit ve adil hizmetin ulaştığı dönem devam edecek. Milletimiz bize dedi ki hızını arttır. Halk bizi seçerek bize ne mesaj verdiyse hükümete de verdi.

İstanbul’a hizmette seçilen seçilene saygı gösterecek. Vesayet kuramaz. Kanal yok, kanal yok. İstanbul var.  Bir kişi emir vermez. Millet emir verir. Millet talimat vermez. Millet emir verir.  Bir kişinin vesayet dönemi bugün itibariyle bitmiştir. Millet her zaman kazanır demiştik, millet kazandı. Millet kazanmaya devam edecek. Çok daha güzel yelken atacak.

Artık Beyoğlu bizimle. Bayrampaşa, Beykoz, Çatalca, Silivri, Çekmeköy, Eyüpsultan, Sancaktepe, Tuzla, Şile, Üsküdar. Şu anda rekabetin devam ettiği ilçelerimiz var. Fatih, Gaziosmanpaşa, Pendik… Biz onların yaptığı saygısızlığı yapmadık yapmayız. Sandıktan çıkanı emir kabul ederiz.”

Paylaşın

Yeniden Refah Lideri Erbakan: Seçimin Yıldızı Biziz

Fatih Erbakan, “Yeniden Refah Partisi, Türkiye genelinde yüzde 6 oy oranına ulaşmış, oylarını 14 Mayıs’a göre yüzde 100’ün üzerinde artmış ve Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olmuştur” dedi.

Ayrıca Erbakan, “Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi’ni ve Yozgat’ı biz kazandık. 43 ilçe ve 24 belde belediyesini kazanmış bulunuyoruz. Seçimin yıldızı biziz.” ifadelerini kullandı.

Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan, yerel seçimlerine ilişkin açıklamalarda bulundu. Erbakan,  konuşmasında partisi için “31 Mart seçimlerinin tartışmasız galibi ve yıldızı konumundadır” tespitinde bulundu.

Yüzde 6 oy aldıklarını belirten Erbakan “partisinin çok açık bir zafer akşamı yaşadığını” vurgulayarak oylarını yüzde yüzün üzerinde artırdıklarını aktardı.

Şanlıurfa ve Yozgat belediyelerinin yanı sıra partisinin 43 ilçe 24 beldeyi kazandığını duyuran Erbakan, bu sonuçlar için “Milli Görüş’ün yeniden şahlanışının ve Yeniden Refah’ın iktidara yürüyüşünün ayak sesleridir” dedi.

Paylaşın

İYİ Parti’de İstifa Depremi: Akşener’e İstifa Daveti

Partisinden istifa ettiğini duyuran İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, “İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’i istifaya davet ediyorum” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Önümüzdeki genel seçimlerde ülkemizin AK Parti iktidarının kötü ve beceriksiz yönetiminden kurtulması için bugünden çalışmaya başlamalıyız. Bu sonuçlar göstermiştir ki yapacak çok işimiz var, kaybedecek vaktimiz yok.”

İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanı Bilge Yılmaz, sosyal medya hesabı üzerinden partisinden istifa ettiğini duyurdu. Yılmaz, istifa açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’i istifaya davet ediyorum.Önümüzdeki genel seçimlerde ülkemizin AK Parti iktidarının kötü ve beceriksiz yönetiminden kurtulması için bugünden çalışmaya başlamalıyız. Bu sonuçlar göstermiştir ki yapacak çok işimiz var, kaybedecek vaktimiz yok. Bu yönde yapacağım çalışmalara ağırlık verebilmek için İYİ Parti Ekonomi Politikaları Başkanlığı görevimden istifa ediyorum.”

İYİ Parti’den “Akşener” iddiasına ilişkin açıklama

Paylaşın

Mansur Yavaş: Seçimin Kaybedeni Turgut Altınok’tur

Seçim sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan ABB Başkanı Mansur Yavaş, seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur” dedi.

Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş, seçim sonuçlarına ilişkin açıklamada bulundu. Mansur Yavaş, konuşmasında şunları söyledi:

“Başta genel başkanımız Özgür Özel olmak üzere önceki genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve tüm teşkilatlarımıza teşekkür ediyorum. Bizim tüm seçimlerde bizim asıl kahramanlarımız sizlersiniz. Başkentimizin adil yönetim anlayışı için birçok fedakarlıkta bulunan gönüllerimiz, kadınlara, gençlerimize, emeklilerimize, esnafımıza, muhtarlarımıza, sivil toplum kuruluşlarına, kanaat önderlerine kısacası Ankara halkının tamamına yürekten teşekkür ediyorum.

Bana güç veren biricik aileme ve çocuklarıma da ayrıca çok teşekkür ediyorum. Bize atılan iftiralara karşı aldığımız her solukta, attığımız her adımda güçlerini yanımızda hissettiğimiz herkese teşekkür ediyorum.

“Kimseyi ayırmadan hizmete devam edeceğiz”

2019 seçimlerinde kazandığımızda kullandığımız cümleleri tekrarlıyorum; karşımızda düşman yok. Hepimiz bu milletin onurlu ferdiyiz. Siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama artık seçim bitti. Rozetimizi çıkaracağız kimseyi ayırmadan hizmete devam edeceğiz.

Bu kent Ankara bize bundan 100 yıl önce farklı dünya görüşlerine sahip olsalar da Anadolu’nun çeşitli yerlerinde vatan uğrunda bir araya gelip kurtuluş destanı yazanlarının emanetidir. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının emanetidir.

Bu kent bize Türk milletinin tunçtan yüreğini, bükülmez bileğini, vatan sevgisini tüm dünyaya gösteren Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının ve ülkemizin başkenti olması sebebiyle gelmiş geçmiş tüm şehitlerimizin emanetidir.

Ankara’nın helal oylarıyla tüm Türkiye’de Mansur Yavaş belediyeciliği tescillenmiştir. Bu seçimin kaybedeni rakibimiz için çalışan hemşerilerimiz de değildir. Onların çaba, emeklerine sonuna kadar saygı duyuyoruz. Onlara da yürekten teşekkür ediyoruz. Bu seçimin kaybedeni siyasi hayatını müfteri olarak tamamlayan Turgut Altınok’tur. Geçen seçimde de aynı şeyleri yapmışlardı. Hiç dersini almayanlar, tertemiz vatandaşa iftira atanlar, Ankara halkının yüce iradesi karşısında bir kez daha kaybetmişler, kaybetmeye devam edeceklerdir.

“Bu kenti şeffaf, katılımcı, hesap verebilir anlayışla yöneteceğiz”

Tüm Türkiye’ye sesleniyorum, Ankara’da seçimi beton kaybetti, yeşil kazandı. Ankara’da seçimi şatafat ve haksız servet kaybetti, emek ve alın teri kazandı. Ankara’da seçimi rantçılar kaybetti, sosyal belediyecilik kazandı. Ankara’da seçimi imar baronları kaybetti, 6 milyon Ankaralı kazandı. Ankara’da seçimi eser belediyeciliği adı altında ne olduğu belirsiz beton kulelerine milyarca lira harcayanlar kaybetti.

Seçimi işte burada olduğu gibi Türk bayrağı altında buluşan gönüllülerin, yani milletin doğrudan kendisini oluşturduğu ittifak kazandı. Herkes bilmelidir ki, bizim belediyecilik anlayışımız hiç kimseye değil sadece Ankara halkına meftun, Ankara halkına kölelik yapmayı kabullenecek bir belediyecilik anlayışıdır. Bu kenti şeffaf, katılımcı, hesap verebilir anlayışla yöneteceğiz. Sizden aldığımız paranın hesabını kuruşu kuruşuna vereceğiz.”

Paylaşın

Erdoğan: Seçimlerden İstediğimiz Sonuçları Alamadık

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, “Millet, sözünü sandık yoluyla söyler. Millet, siyasetçiye mesajını sandık yoluyla iletir. Milletin kararının hiçbir baskıyla karşılaşmadan tebarüz etmesi büyük bir kazançtır. 31 Mart bizim için bir bitiş değil, bir dönüm noktasıdır” ifadesini kullandı.

Erdoğan, konuşmasının devamında, “Sonuçlardan bağımsız olarak kazanan öncelikle demokrasimizdir, milli iradedir. Kazanan, adaylardan önce demokrasimiz olmuştur.” diyen Erdoğan, “31 Mart seçimleri, son 22 yılda girdiğimiz 18’inci imtihanımızdır. 14-28 Mayıs seçimlerindeki zaferimizden 9 ay sonra maalesef yerel seçim imtihanından istediğimiz sonucu alamadık. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak daha öncekiler gibi bu seçim sınavına yoğun bir şekilde hazırlandık Netice böyle oldu. Her olanda bir hayır vardır” ifadelerini kullandı.

AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin genel merkezinde vatandaşlara hitap etti. Erdoğan, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

“Aziz milletim, sevgili Ankaralılar, kıymetli yol ve dava arkadaşlarım, değerli genç kardeşlerim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Buradan AK Parti Genel Merkezi’nden tüm Türkiye’yi saygıyla selamlıyorum. Desteğiniz, kadirşinaslığınız için ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum. Şahsıma sizler gibi vefakar yol arkadaşları, dava arkadaşları veren Rabbime hamdediyorum.

11 ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’i idrak ediyoruz. Sizlerle birlikte tüm Müslümanların Ramazan-ı Şerif’ini tebrik ediyorum. Bu mübarek günleri bombaların altında geçiren Gazzeli kardeşlerimizin Mevlam yâr ve yardımcısı olsun diyorum.

31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerini demokrasimize yakışır bir olgunlukla hamdolsun tamamladık. Münferit bazı vakalar haricinde seçim atmosferine gölge düşürecek müessif hiçbir hadise yaşanmadı. Doğu ve Güneydoğu bölgemizde bölücü örgütün kölelerinin baskı ve hakaretlerine şahit olduk.

Ama emniyet birimlerimizin etkili müdahaleleriyle ciddi sorun çıkmadı. Vatandaşlarımızın sağduyusu sayesinde Türk demokrasisi rüştünü bir kez daha ispat etmiş oldu. Seçimler bildiğiniz gibi demokrasilerin en kritik günleridir. Milletin iradesi sandıkta tecelli eder. Millet sözünü sandık yoluyla söyler. Millet siyasetçiye mesajını sandık vasıtasıyla iletir. Millet uyarısını ve takdirini sandık aracılığı ile ifade eder. Milletin kararının baskı, dayatma, yönlendirme ile karşılaşmadan sandıkta tebarüz etmesi demokrasimiz için büyük kazançtır.

31 Mart bizim için bir bitiş değil; aslında bir dönüm noktasıdır. 31 Mart mahalli idareler seçimlerinde de Türk milleti yine sandığı vesile kılarak mesajlarını siyasetçilere ulaştırmıştır. Sonuçlardan bağımsız olarak bu seçimin galibi öncelikle demokrasimiz, milli iradededir. Hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun 85 milyonun tamamıdır. Seçim maratonunda kazanan adaylardan önce Türkiye olmuştur, milletimiz olmuştur. Uğruna ağır bedeller ödediğimiz demokrasimiz olmuştur. Bugün AK Parti ve Cumhur İttifakı’na oy verenlerle birlikte demokratik haklarını kullanarak sandığın gücüne güç katan herkes kazanmıştır.

Buradan siyasi parti fark etmeksizin iradesini sandığa yansıtan tüm vatandaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum. Mesai harcayan seçim kurullarımıza, sandık görevlilerimize, emniyet mensuplarımıza samimi teşekkürlerimi iletiyorum. Gecenin bu saatinde sandık kurullarında görevlerini yaparak siz değerli kardeşlerime ayrıca şükranlarımı ifade ediyorum.

Belki de şimdi sahura kadar evde dertleşeceksiniz, hasbıhal edeceksiniz, ondan sonra sahur, yarın okullar tatil. Seçim sonuçlarının ülkemize, milletimize, şehirlerimize, mahallelerimize, köylerimize hayırlı olmasını diliyorum. 31 Mart seçimleri son 22 yılda girdiğimiz 18. sandık imtihanımız oldu. Hep başardık, başararak geldik. Evelallah bundan sonra da başararak yola revan olacağız.

Bu yolda sizlerle inşallah bizler kazanarak yine devam edeceğiz. 14-28 Mayıs seçimlerindeki zaferimizden 9 ay sonra maalesef yerel seçim imtihanından istediğimiz, umduğumuz neticeyi alamadık. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu seçim sınavına da yoğun hazırlandık. Seçim takvimi işlemeye başladığı günden itibaren AK Parti kadroları sahadaydı. Teşkilat mensuplarımız, ittifak ortaklarımız uyum içerisinde olağanüstü özveriyle çalıştı, emek verdi.

Biz de son 2 aylık dönemde şahsım, 52 farklı şehrimizi ziyaret ettim. Oralarda mitingler yaptım. Halkımla bütünleştim. Kucaklaştım. Netice böyle oldu. Her olanda bir hayır vardır. Öyle diyor büyüklerimiz.

Teşkilatımızla birlikte son 2 ayı dolu dolu geçirdik. Buradan bizi muhabbetle bağrına basan tüm illerimize teşekkür ediyorum. Genel merkezimizden, il başkanlıkları, ilçe başkanlılarına, sandık görevlilerimizin her birini ayrı ayrı tebrik ediyorum. Cumhur İttifakı’nda beraber hareket ettiğimiz MHP Genel Başkanı sayın Devlet Bahçeli’ye tüm MHP’li kardeşlerime aynı şekilde şükranlarımı sunuyorum.

İttifakımıza desteğini beyan eden diğer siyasi partilerin genel başkanları ve mensuplarına minnettarlığımı ifade ediyorum. Rabbim herkesten, partimizin, ittifakımızın, tüm emektarlarından razı olsun diyorum. Biz siyasi hayatımız boyunca milletle yol yürümüş, milletin çizdiği istikametten ayrılmamış bir kadroyuz. Burada olduğu gibi.

Bugüne kadar hep sağduyunun, sabrın ve vakarın yanında olduk. Her zaman demokrasinin, milli iradenin, sandığın tarafında yer aldık. Bugün de aynı sorumluluk duygusuyla hareket ediyoruz. Milletin muazzez iradesinin üstünde hiçbir güç tanımıyoruz. Milletimizin takdirini baş tacı etmekten, tebrik etmekten, kabul etmekten, millettin iradesine boyun eğmekten geri durmadık. Bugün de milletimiz tarafından seçilen büyükşehir, il, ilçe, belde belediye başkanlarını, meclis üyelerini, muhtarları ve azalarını ayrı ayrı kutluyorum.

Görev sürelerince atalete kapılmadan temsil ettikleri şehrin taleplerini yerine getirmeye gayret edeceklerine bütün kalbimle inanıyorum. Biz de hükümet olarak şimdiye kadar olduğu gibi milletimizin oyuyla seçilmiş şehirlerin hayrına yapacakları işlerde desteklemeye devam edeceğiz. Millet sözünü söylemiş, kararını vermiştir.

YSK önümüzdeki günlerde kesin sonuçları açıklayacaktır. Her siyasi parti seçim sonuçlarını analiz edecektir. Biz de partimizin organlarını açık yüreklilikle değerlendireceğiz, öz eleştirimizi cesaretle yapacağız. Sandık sonuçları bize ülkemiz genelinde mahalli idarelerde irtifa kaybı yaşadığımızı gösteriyor. Elbette yerel bazda yaşanan bu gerilemenin sebeplerini ayrıca masaya yatıracağız. Kaybettiğimiz her yerde seçim sonuçlarını değerlendireceğiz.

“Eksikliklerimizi tamamlayacağız”

Milletimizin teveccühüne mazhar olduğumuz yerlerde bu güveni boşa çıkarmamak için her zamankinden daha fazla çalışacağız. Ama hiçbir surette milletimizin kararına hürmetsizlik etmeyeceğiz. Milletin takdirini sorgulamaktan bugüne kadar olduğu gibi yine uzak duracağız. Milletin sandıkta verdiği mesajları objektif şekilde akıl ve vicdan terazimizde tartarak gerekli adımları atacağız. Önümüzde 4-4,5 yıllık süre var. Bu süre zarfında yanlışlarımızı düzelteceğiz, eksikliklerimizi tamamlayacağız. Bir sonraki seçimlere olan dönemi kendimizi yenilediğimiz, hatalarımızı telafi edeceğiz.

Geçen sene bu zamanlar başlayan genel ve yerel seçim maratonu bugün artık tamamlanmıştır. Son 1 yıldır ülkemizi milletimizi ve ekonomimizi yoran seçim defterini bugün itibariyle kapanması büyük kazançtır. Türkiye’nin önünde hazine değerinde 4 yıldan fazla süre var. Bu zamanı değerlendirmemiz önemlidir. Milletin ve ülkenin vaktini çalacak tartışmalarla bu dönemi heba edemeyiz.

Hem hükümette hem de yerel yönetimlerde mesuliyetlerimizin farkındayız. Deprem bölgesinin yeniden ihyası, ekonomik sıkıntılarımızın giderilmesi başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerine daha fazla eğileceğiz. Ekonomide orta vadeli program ve 12. kalkınma programımızı kararlılıkla uyguladık bugüne kadar. Ülkemize, milletimize ve gelecek nesillere bedel ödetecek popülist adımlardan uzak durduk.

Enflasyon başta olmak üzere uyguladığımız ekonomik programımızın olumlu sonuçlarını yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. İş dünyası, bürokrasi, tüccar, esnaf, işçi, öğrencilerimize kadar herkes k endi asıl gündemine odaklanabilecektir. İyice köşeye sıkıştırdığımız bölücü terör örgütüne ölümcül darbeyi mutlaka indireceğiz.

Güney sınırlarımızın ötesinde bir teröristan kurulmasına izin vermeyeceğiz. 15 Temmuz darbe girişiminin faili FETÖ’nün son kalıntılarını da temizlemekte kararlıyız. Seçim sürecinin geri plana ittiği konuları süratle gündemimize alarak gerekli adımları atacağız. Türkiye’nin sözünün ağırlığını, küresel barıştaki anahtar konumu hamlelerini devam ettireceğiz.

Buradan bir kez daha milletimize ve tüm Türkiye’ye söz veriyoruz. 85 milyonun her ferdinin refah, huzur ve güvenliği, umutlarını artırmak için dinlenmeden koşuşturacağız. Mazlumlara sahip çıkacak, nerede zulüm varsa zalimlerin karşısında dimdik duracağız.

Bundan sonra da eser ve hizmet siyasetimizle farkımızı ortaya koyacağız. Milletimizin yetki verdiği ellerde gerçek belediyecilik vizyonumuzu başarıyla hayata geçireceğiz. Milletimizin farklı tasarrufta bulunduğu yerlerde gönülleri fethetmenin yollarını arayacağız. 31 Mart mahalli idareler seçim sonuçlarının bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.”

Paylaşın

CHP Lideri Özgür Özel: Türkiye’yi Bölmeye Çalışanlar Kaybetti

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklama yapan CHP Lideri Özgür Özel, “Hak arayanlar ve yok sayılanlar kazanmıştır. Yok sayılan, çağrımızla her geçen gün daha kalabalıklaşarak miting meydanlarına koşan emekliler kazanmıştır. Hayalleri kırılan gençler, yeni bir umuda tutunarak sandığa koşmuşlardır. Atanmayan öğretmenler, staj ve çıraklık mağdurları, emeklilikte adalet isteyenler kazanmıştır. Sorunları ile boğuşan üreticiler, çiftçiler, hayvancılar, arıcılar, balıkçılar kazanmıştır. Beyaz, mavi, gri yakalı emeği sömürülen emekçiler kazanmıştır” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Onları yok sayanlar ve her ne olursa olsun bizi iktidardan bunlar uzaklaştıramazlar diyenler de kaybetmiştir. Türkiye’yi biz ve onlar diye bölmeye çalışanlar kaybetmiştir. Biz bölünmeyiz, bir ve bütünüz, ötekinin hakkını kendi hakkım kadar çok savunurum diyenler kazanmıştır. Bunu en çok da yüzde 80’ne varan desteği ile kendi hakkı kadar diğerinin hakkını savunmayı bilen gençler kazanmıştır.

Onlar bu ülkeden ümidi kestiler, bavulları zihinlerinde topladılar ve bir gün gidecekler denilen gençler, bir seçim daha beklemeye karar vermişlerdir. Biz gücümüzü milletimizden aldık, şimdi milletimize güç verme zamanıdır. Milletin bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak yarından itibaren Türkiye’de büyük bir mücadele başlatacağız. Bu hükümete itiraz eden kim varsa onların hakkını aramak için durmadan, yorulmadan mücadele edeceğiz. Hakkını arayanların yanında, arkasında değil gerektiğinde önlerinde yürüyeceğiz.”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 31 Mart Mahalli İdareler Seçimlerinin sonuçlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Özel, şunları söyledi:

“Adaylardan önce aday adaylarımıza, aday gösterilmedikleri halde partisini terk etmeyen, adaya adaydan çok çalışarak destek veren, var gücüyle bu partinin bayrağı dalgalansın diye emek veren aday adaylarına, kazansınlar kaybetsinler büyük bir mücadele veren tüm adaylarımıza, aday olmak, ismi bilinmek, kampanya yapmak çok önemli ama bu örgütün isimsiz kahramanlarına, sabah erkenden kalkıp parti binasını açanlara, birazdan gelirler diye çayı koyanlara, direklere bayrak asanlara, broşür dağıtanlara, kapı çalanlara, hepsine bütün parti emekçilerine, baba evinin bekçilerine, çorbasını kaynatanlara, bacası tütsün diye odun çekip taşıyanlara, CHP örgütüne teşekkür ediyorum.

Bugün seçmenlerimiz çok önemli bir karar verdiler. Seçim sonuçları göstermiştir ki bugün seçmen Türkiye’de yeni bir siyasetin kurulmasına karar verdi. Bugün seçmen 22 yıllık Türkiye fotoğrafını değiştirmeye, ülkemizde yeni bir siyasi iklime kapı aralamaya karar verdi. Bugün seçmen Cumhuriyetin ikinci yüzyılının ilk seçimlerinde iktidarın orantısız gücünü yerelden dengelemeye karar verdi. CHP ve milletimizle kurduğumuz Türkiye ittifakı bu seçimlerde tarihi bir sonuç elde etmiştir.

Milletimiz sadece yerel yöneticilerin kim olacağına karar vermemiş, ülkemizin ve belediyelerin nasıl yönetilmesi gerektiğine, nasıl yönetilmemesi gerektiğine dair de önemli bir karar ve mesaj vermiştir. Milletimiz ekmeğini küçültenlere, huzurunu bozanlara, demokrasiyi ezenlere, hukuk devletini çökertenlere açık bir mesaj vermiştir. Yok sayılanlar bugün ülkeyi yönetenlere açık bir mesaj vermiştir. Bu mesaj benim okumamla, bizlerin okumasıyla şu şekildedir. Biz ülkemizin bir hukuk devleti olarak kalmasını, kaybedilen hukuk devleti vasfının geri gelmesini istiyoruz. Biz ülkemizde ayrımcılığa karşı çıkıyoruz. Biz bütün renklerimizle Türkiye Cumhuriyetiyiz. Farklılıklarımız zenginliğimizdir. 31 Mart öncesi yaşananlar ne kadar çiğ, ne kadar haksız, ne kadar adaletsiz, ne kadar ötekileştirici olursa olsun biz Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşları olarak birlik ve beraberlik istiyoruz.

Birileri öyle söylüyor diye kimseyi milli, birileri öyle göstermeye çalışıyor diye de kimseyi de gayri milli görmüyoruz. Biz milletimizin verdiği bu mesajı bir kutsal emanet olarak alıyoruz. Tüm CHP’liler başımızın üzerine koyuyor. Ülkemizin gelecek yıllardan hakkı, hukuku, adaleti tanımayan siyasete bundan sonra geçit vermeyeceğini bugün gördük. Bilinmesini isterim ki bu galibiyetin bir kaybedeni yoktur. Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır, kimsenin hezimeti değildir. Bugün hangi partiye oy vermiş olursa olsun kimsenin kaybetmiş hissetmesini istemiyoruz. Halkımız iyi hizmeti ödüllendirmiş, kötü hizmeti ve kötü niyeti cezalandırmıştır.”

“CHP iyi belediyecilik yapar”

“Burada örgütümüzden sonra bir özel teşekkürü CHP’nin 2019 yılında AKP’den aldığı İstanbul, Ankara, Mersin, Adana, Antalya belediye başkanlarımıza özel olarak teşekkür etmek isterim. Olmazsa olmazdı, onlar iyi kriz yönetiminin, merkezi yönetimin desteği olmasa da kösteği de olsa ve hatta belediye meclis çoğunlukları olmasa bile mazeret üretmeden iyi icraatın ve CHP iyi belediyecilik yapar, CHP temiz ve dürüst yönetim algısının yerleşmesine yaptıkları katkıyla bugünkü zaferin baş mimarlarıdır. Ayrıca zaten elimizde olup ve geçen seçimde de kaybetmediğimiz belediye başkanlarımız.

En zor günlerde sancağı ellerinde taşıdıkları için, hiçbir zaman yere indirtmedikleri için ayrıca bir övgü ve taktiri hak ediyorlar. Bu belediye başkanlarımızın dışında, biz büyükşehirleri CHP’li belediyeler gibi yönetiriz iddiasını ortaya koyan, o cesareti ve o özgüveni gösteren bütün adaylarımıza, il ve ilçe adaylarımıza, belde belediye başkan adaylarımıza da ayrıca teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Şehirlerimiz emin ellere teslim edilmiş, halkımızın yaşam alanlarını bir 5 yıl daha halk için yönetecek belediye başkanları seçilmiştir. Seçmenlerimizin partimizin yaşadığı değişimi onayladıklarını, desteklediklerini, yüreklendirdiklerini, kendi şehirleri ve Türkiye için de istediklerini ifade etmek gerekiyor.

Geçen mayıs ayında yaşadığımız büyük üzüntüden sonra seçmenimizde ortaya çıkan büyük duygusal kopuşa, CHP’nin kurultayı, o kurultayda genel başkanı ve yönetimi seçimle değişebilen bir partinin Türkiye’de var olduğunu gösteren, başta Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’na ve CHP’nin kimi desteklemiş olurlarsa olsun bütün delegelerine hepimiz çok şey borçluyuz. Bu seçimin kaybedeni olmadığı gibi bu seçim sonuçlarının seçimi kaybetmiş olmalarına rağmen iktidar partisine de önemli katkılar yapacağını, bir özeleştiri imkanı sunacağını, dünyadaki Türkiye algısının burada kamu yayıncılığını terk eden TRT’ye rağmen, bir partinin ajansına dönüştürülmeye çalışılan Anadolu Ajansına rağmen, bütün dünyaya Türkiye’de halen demokratik yollarla iktidarların değişebilmek ihtimalini ortaya koyması açısından Türkiye’ye ve hatta Türkiye ekonomisine yapılan önemli bir katkıdır.

Seçimde bizim başarı elde etmiş olmamız, bu seçimin hakkaniyetli bir seçim olduğunu ispatlamaz. Zira doğu ve güneydoğu illerinde taşınan seçmenlerle bir yerel seçim sonucunun değiştirilmeye çalışılması, daha önce o seçmenlerin seçtiği belediyelere kayyum atanması kadar kötü bir girişimdir. Kesinlikle doğru bulmadığımız, o şehirde hiç yaşamamış, belki o şehirde yaşamayacak kişilerin, orada oy kullanmaya zorlanmasının ve böyle bir demokrasi ayıbına alet edilmeye çalışılmasının bütün yükümlülüğü partiyi devletin, devleti partinin sanan anlayışa aittir. Cep telefonlarımızda hepimizin onlarca ve yüzlerce zorla orada oy kullanmaya yönlendirilen silahlı kuvvetler personelinin yakınmaları vardır. Silahlı kuvvetler personeli bireysel olarak bu ayıptan sorumlu değildirler.

Ancak Türkiye Cumhuriyeti devletinin yasal ve Anayasal düzenlemelerle bir şehirde oy kullanmak için o şehirde yaşamak ve o şehirde yaşayacak olmanın teminat altına alınması zorunluluğunu da görüyoruz. Silahlı kuvvetlerin bir kısım personelinin bu işe alet edilmesine, bu işte kullanılmaya çalışılmasına, hangi, kim emir ve talimat verdiyse, bu ülkenin toplumsal barışına çok büyük bir kötülük yapmıştır. Affedilir tarafı yoktur. Kampanya boyunca CHP olarak seçmenin gündemi ile kurduğumuz bağın emeklilerden, gençlerden ve toplumda yok sayıldığını hisseden atanmayan öğretmenlerden, staj mağdurlarına, sesini duyurmak isteyen toplumun tüm kesimlerine kadar kurulan bu ilişkinin karşılık gördüğünü hep birlikte müşahede ediyoruz.

“Yüzde 25’lik tavan tuzla buz”

Bugün elde ettiğimiz başarının en önemli mesajı şudur. CHP artık başının üzerindeki görülmez yüzde 25’lik tavanı söz verdiğimiz gibi kırmıştır, tuzla buz etmiştir. TRT’nin bize yaptığı onca haksızlığa, adaletsizliğe karşın onlara bir sürprizimiz var demiştim. Onlara sürprizim 1977’den beri ilk kez TRT ekranlarında CHP’nin şu anda birinci parti olmasıdır. Bu seçimlerde hiçbir siyasi parti ile ittifak kurulmadığı halde, CHP’nin gücü ve seçmenin vicdanının sandıkta kurduğu Türkiye ittifakı 2019 başarısını daha da büyütmüştür. Bu sonuçları bizleri rehavete sevk edecek bir galibiyet olarak asla değil seçmenin bize açtığı bir kredi olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim.

Tüm seçmen gruplarından gelen Türkiye siyasetinin akışını esastan değiştiren bu desteğin partimize büyük bir sorumluluk yüklediğinin farkındayız. CHP artık tüm demokratların partisidir. CHP sosyal demokratların partisidir ama aynı zamanda milliyetçi demokratların, muhafazakar demokratların, Kürt demokratların aynı anda birlikte oy verebildikleri partidir. Bunu bu seçmenleri CHP’li yaptık olarak okumuyoruz. Bu seçmenlerin bize verdikleri bir kredi, bize verdikleri bir görev olarak addediyoruz, bu emaneti alıyor ve başımızın üstüne koyuyoruz.

Yeni seçmen kitlelerimizle bundan sonra kurulan yakın teması sürdürecek, bizden beklentilerinin detaylarına kadar dinleyecek, detaylarına kadar ineceğiz. Bu seçimlerde ilk kez CHP’ye oy veren seçmenimiz emin olsunlar ki bu verdikleri destekten dolayı hiçbir zaman pişman olmayacaklar, hiçbir zaman mahcubiyet duymayacaklar. Bu sonuçlar bizi kibirlendirmeyecek, bugüne kadar taşıdığımızdan daha büyük bir sorumluluk altında olduğumuzu hissettirecek, asla böbürlenmeyeceğiz, aldığımız yükü sorumlulukla taşıyacağız. Siyasi rakiplerimizi dahi daha önce yıllardır yaptıkları alaycı zafer konuşmalarından mahrum tutacağız.

Ben çocukken duyduğum bir hikayenin bütün siyaset hayatımda bana rehber olmasını hep diledim, hep istedim, hep dikkat ettim. Beşiktaş maçı kazanmıştır. Soyunma odasında büyük kıyamet kopmaktadır. Kapı açıldığında Süleyman Seba’nın koşup onlara sarılacağını düşünen bütün oyuncular, o büyük futbol adamının tarihi dersini almak üzere orada olduklarını birazdan öğreneceklerdir. Süleyman Seba onlara şunu demiştir. Siz kazandınız. Ama yan odada sizin sevinciniz kadar büyük bir üzüntüyü yaşayan rakipleriniz var. Centilmenliğe bu sığmaz. Ben bütün CHP’lilerden, köylerde davul çalmaktan tutun, havai fişek atmaya, gürültü yapmaya, gürültülü konvoylarla diğer siyasi partilerin adayların evinin önünden geçmesine, bugüne kadar bize ne yapıldıysa tamamını unutmalarını, sevinçlerini mümkün olan en sessiz şekilde yaşamalarını ve özellikle silahlardan, patlayıcılardan, havai fişeklerden uzak durmalarını partini Genel Başkanı olarak özel rica ediyorum.

Bu seçim gelecekte kazanacağımız daha büyük zaferlerin bir ilk adımıdır. Bugün bize bakanlar, kibri değil tevazuyu, böbürlenmeyi değil başarıyı bölüşebilmenin erdemini hissetmelidirler. Demokrasi bunu gerektirir. Kötü örnekler. Geçmişte bize yapılanlar. İçimizdeki rövanş almaya ilişkin özlemi içimize gömüyoruz ve gerçek demokratların hazmettikleri gibi, hazmetmeleri gerektikleri gibi bu başarıyı bize oy vermeyen seçmenlerimizle de paylaşmak üzere sevincimizi içimizde ve mümkün olunduğu kadar sessiz yaşıyoruz.

31 Mart seçimlerinin Türkiye Cumhuriyetinde yaşayan herkes için olduğu gibi tüm siyasi partiler açısından da bir milat olduğunu, seçim sonuçlarının CHP belediyeciliğinin, halkçı belediyecilik anlayışının benimsendiğini gösterdiğini, seçimleri şehirlerimizi koruyan, güçlendiren, insanlarımıza güven ve huzur veren belediyecilik anlayışının kazandığını da buradan altını çizerek hatırlatmak isterim. Seçim sonuçları bir milattır. Çünkü seçim haritasının da gösterdiği üzere CHP artık her bölgenin, her şehrin, her kesimin ve her vatandaşın partisidir. Artık Akdeniz ve Ege kıyılarında değil Türkiye’nin her köşesinde vardır. Siyasi partilerle değil Türkiye’nin demokratları ile büyük bir birlikteliği kuran Türkiye ittifakı kazanmıştır.

Hak arayanlar ve yok sayılanlar kazanmıştır. Yok sayılan, çağrımızla her geçen gün daha kalabalıklaşarak miting meydanlarına koşan emekliler kazanmıştır. Hayalleri kırılan gençler, yeni bir umuda tutunarak sandığa koşmuşlardır. Atanmayan öğretmenler, staj ve çıraklık mağdurları, emeklilikte adalet isteyenler kazanmıştır. Sorunları ile boğuşan üreticiler, çiftçiler, hayvancılar, arıcılar, balıkçılar kazanmıştır. Beyaz, mavi, gri yakalı emeği sömürülen emekçiler kazanmıştır. Onları yok sayanlar ve her ne olursa olsun bizi iktidardan bunlar uzaklaştıramazlar diyenler de kaybetmiştir. Türkiye’yi biz ve onlar diye bölmeye çalışanlar kaybetmiştir. Biz bölünmeyiz, bir ve bütünüz, ötekinin hakkını kendi hakkım kadar çok savunurum diyenler kazanmıştır.

Bunu en çok da yüzde 80’ne varan desteği ile kendi hakkı kadar diğerinin hakkını savunmayı bilen gençler kazanmıştır. Onlar bu ülkeden ümidi kestiler, bavulları zihinlerinde topladılar ve bir gün gidecekler denilen gençler, bir seçim daha beklemeye karar vermişlerdir. Biz gücümüzü milletimizden aldık, şimdi milletimize güç verme zamanıdır. Milletin bize yüklediği sorumluluğun gereği olarak yarından itibaren Türkiye’de büyük bir mücadele başlatacağız. Bu hükümete itiraz eden kim varsa onların hakkını aramak için durmadan, yorulmadan mücadele edeceğiz. Hakkını arayanların yanında, arkasında değil gerektiğinde önlerinde yürüyeceğiz.

“Yeni başlıyoruz”

Bugün elde ettiğimiz başarı ile genel seçimlere giden yolda elbette daha güçlüyüz. Artık az değiliz. Daha çoğuz. Yarın daha da çok olacağız. Bugün yerelde kurduğumuz iktidarı yeni seçimlerde daha da büyüteceğiz. Bugün hep birlikte kazandık, ülkemizin geleceğini hep birlikte kuracağız. Bundan önce sorulduğunda hep şöyle söylemiştim. Bir siyasi partinin ve bir genel başkanın kendisinden önceki genel başkanlara göstereceği vefa, onların partisini iktidar yapmakla olur. Onların partisini birinci parti yapmakla olur. Yeni başlıyoruz.

Biraz önce genel merkezimizdeki hemen bütün çalışanları katlarında ziyaret ettim. Onlara teker teker teşekkür ettim. Bir kez daha sizlerin huzurunda partimizin emekçilerine, örgütümüzle birlikte teşekkür ediyorum. Aslında açıklama burada bitti. Ama çok bizim ağzımızdan duyulmasını, sizdeki sonuçlara göre sorusunu sorulmadan yanıt vermemin doğru olacağını söyledi arkadaşlar. Şu anda bizdeki verilere ve tüm kaynaklardan desteklenen verilere göre Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Eskişehir, Mersin, Muğla, Tekirdağ, İzmir, İstanbul’u yeniden kazandık. Balıkesir, Bursa, Manisa ve Denizli’yi büyükşehir belediyelerini kazandık.

İlçe belediyelerinde çok önemli başarılar elde ettik. 1989’dan sonra ilk kez Adıyaman’ı, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Manisa gibi Afyonkarahisar’ı, 1977’den beri Amasya’yı, Bartın’ı, Giresun’u, Kastamonu’yu, Cumhuriyet tarihinde ilk kez Kırıkkale’yi, Kilis’i, Kütahya’yı, Uşak ve Zonguldak’ı kazandık. Ardahan’ı, Artvin, Bilecik, Burdur, Bolu, Çanakkale, Edirne, Kırşehir, Sinop ve Yalova’yı kazandık. Kırklareli, Hatay ve Çorum’da başa baş bir yarış devam ediyor. Dikkatle takip ediyoruz. Bu illerimizde sayımın uzama ihtimaline karşı o illere yönelik milletvekili görevlendirmelerimiz olacak, onları arkadaşlarımız sizinle paylaşacaklar.

Ordu merkez ilçe Altınordu’yu, Trabzon Ortahisar’ı, Samsun Atakum Belediyesini kazanarak Karadeniz’deki merkez ilçelerde çok önemli başarılar elde ettik. İstanbul’da elimizdeki 14 belediyenin tamamını korurken, şu ana kadar buna 12 belediye ilave ettik. İl başkanımızın taahhüdü olan iki ilçe için yarış kıyasıya devam ediyor. İki ya da dört ilçeyi kazanmamız olası. Buradan sandık görevlilerimize, belediye meclis sonuçlarının çok önemli olduğunu, bunun için ıslak imzalı tutanaklar konusunda hassasiyetlerini sürdürmelerini istiyorum. Bugün sabah 08.30’da tüm Türkiye’deki sandıklarımızdan yüzde 98,5’luk oranında kalktılar, gittiler, görev yerlerine oturdular. Oturmayanın yerine yedeği, müşahidimiz oturdu.

Sandıklar güvende bilgisini veren, CHP’de bu seçimi yöneten Seçim ve Hukuk İşleri, Genel Sekreterlik ve Bilgi Teknolojileri başta olmak üzere örgütlerden sorumlu, yerel yönetimler, iletişimden sorumlu olan tüm arkadaşlarımızı kampanyayı tüm Türkiye’de başarı ve zorluklara rağmen yürüten, mali koordinasyonu yürüten sayman arkadaşımıza ve geniş ekibine yürekten teşekkür ediyorum. Biz geceyi takip ediyor olacağız. Taşkınlık yapmadan, kimseyi üzmeden, bu geceye leke getirebilecek bir üzüntü yaşamadan bu geceyi tamamlamak istiyoruz. Her gelen anket bir öncekinden iyi geldi demiştim. Her gittiğimiz meydan bir öncekinden iyiydi. Bu gece de her gelen haber bir öncekinden iyi olacak.”

Paylaşın

Tuncer Bakırhan: Kürt Sorununu Çözmeyen Çözüldü

Seçim sonuçlarına ilişkin açıklamalarda bulunan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, “Biz kazandık, iktidar kaybetti. Bu halk iradesini teslim etmedi. Kürt sorununu çözmeyen çözülür, çözüldü. Kürtlere kaybettirmeye çalışanlar ülkeyi kaybetti” dedi ve ekledi:

Haber Merkezi / “Kayyım siyaseti iktidara kaybettirdi. Kürt halkı demokratik çözümden yana olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu irade, yerel demokrasi konusunda kararlıdır. Bunu bir kez daha seçimlerde vurguladı. Büyük Kürt düşmanlığı, Kürt nefreti batıda ve Kürdistan’da iktidara büyük kaybettirdi. Halkımız yenilmez olduğunu gösterdi. Bu iradeye herkes saygı duymak zorunda. Kent uzlaşısı politikamız sonuç verdi. Kayyım, sahte seçmen ve irade gaspı DEM Parti’nin iradesine yenildi.”

Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, seçim sonuçlarına ilişkin DEM Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Bakırhan şunları söyledi:

“Türkiye siyasi tarihinin en önemli yerel seçimlerinden birini geride bıraktık. Ön seçimlerle başladığımız seçim çalışmalarımızda, doğrudan yerel demokrasinin en güçlü örneğini vererek bugüne geldik. Ön seçim sürecinden bu yana hiçbir çıkarı olmadan, her türlü iktidar ve devlet baskısını göze alarak seçim çalışmalarında güçlü şekilde yer alan başta gençler ve kadınlar olmak üzere tüm arkadaşlarımıza teşekkür ediyoruz.

Her bir arkadaşımız bu ülkenin umudu, demokratik geleceğinin garantisidir. Seçim süreci boyunca gece gündüz demeden çalışan MYK ve PM üyelerimize, milletvekillerimize, adaylarımıza, parti çalışanlarımıza ve bugün uykusuz kalarak her türlü usulsüzlük ve ihlale karşı sandıkları koruyan sandık görevlilerimize en güçlü şekilde teşekkürlerimizi iletiyoruz.

Bu seçim sonuçları göstermiştir ki biz kazandık, iktidar kaybetti. Bu halk iradesini teslim etmedi. Kürt sorununu çözmeyen çözülür, çözüldü. Kürtlere kaybettirmeye çalışanlar ülkeyi kaybetti. Kayyım siyaseti iktidara kaybettirdi. Kürt halkı demokratik çözümden yana olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu irade, yerel demokrasi konusunda kararlıdır. Bunu bir kez daha seçimlerde vurguladı. Büyük Kürt düşmanlığı, Kürt nefreti batıda ve Kürdistan’da iktidara büyük kaybettirdi. Halkımız yenilmez olduğunu gösterdi. Bu iradeye herkes saygı duymak zorunda. Kent uzlaşısı politikamız sonuç verdi.

Kayyım, sahte seçmen ve irade gaspı DEM Parti’nin iradesine yenildi. Kayyımlar atadılar, başaramadılar. Sahte seçmenler atadılar, yine başaramadılar. Şu anda süreç devam ediyor. Şırnak Merkez’de haram seçmenle halkın iradesine el konulmak isteniyor. Şırnak’a 6541 kaçak seçmen taşınmış. Bu seçmenlerin sayısını düştüğümüzde Şırnak’ı büyük bir farkla kazanıyoruz. Ayrıca Bitlis ve Kars’ta ıslak imzalı sonuçlara göre kazanmış durumdayız. Fakat hileyle bu kentlerde de halk iradesini gasp etmek istiyorlar. Buna asla izin vermeyeceğiz.

Karslı, Bitlisli, Şırnaklı arkadaşlarımızı, partililerimizi sandık seçim sonuçlarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Haram seçmen hilesi bu illerin yanında onlarca ilçede yaşanıyor. Tüm sandıklara itiraz edeceğiz, asla halkımızın oyunu çalanlara izin vermeyeceğiz. Hile ile kazanmak istedikleri tek bir belediye bile meşru değildir. Aynı zamanda devlet gücünü arkasına alanlara ve sistematik saldırılarına karşı da mücadele ettik. Her zaman olduğu gibi DEM Parti’ye büyük bir baskı uygulandı. Kürt kentlerindeki seçimlerde devletin ordusu, medyası, yargısı topyekün şekilde DEM Parti’ye karşı çalıştı.

Çok net şekilde taşımalı sömürgecilik uygulaması devreye konulmuştur. Seçim meydanlarında defalarca söyledik; bunların alınları seccadede, akılları ve fikirleri hilededir. Bu iktidar gerçeğine rağmen muhalefet Kürdistan’daki seçim hilelerine karşı malesef sessiz kalmıştır. Seçim süreci boyunca çalışmalarımızı engellediler, yargı ve emniyet ortaklığıyla partimize baskı uyguladılar. Seçim günü milletvekillerimiz, adaylarımız, sandık görevlilerimiz ve müşahitlerimiz darp edildi, katledildi. Otobüs otobüs kaçak seçmenle, asker ve polisle halk iradesi gasp edilmeye çalışıldı. Tek bir oyu bile kaptırmayacağız. Haksızlık, hukuksuzluk, mazbata gaspı yapan bir yönetim meşru değildir.

“Seçimin kazananı Kürt halkıdır, DEM Parti’dir”

Bu seçimin kazananı; Kürt halkıdır, halklarımızdır, DEM Parti’dir, Türkiye’nin emekçileridir, kadınlardır, halklar ve inançlardır. Şu ana kadar ortaya çıkan manzara her türlü zorluğa ve baskıya rağmen büyük bir başarıya işaret ediyor. Kazanan yerel demokrasi talebi olmuştur. Merkeziyetçi, tekçi mantık halkımız tarafından bir kez daha sandıkta mağlup edilmiştir. DEM Parti’nin seçim stratejisi başarıya ulaşmıştır. Kayyımlar gönderilmiş, bölge kentlerindeki belediyeler AKP’nin zulmü ve sömürüsünden kurtarılmıştır.

Batıda birçok merkezde ezilenler, emekçiler, kadınlar, gençler, halklar ve inançlar kent yönetimlerinde söz ve irade sahibi olmuştur. DEM Parti’nin ve seçmenlerinin siyaseti etkileme ve belirleme gücü bir kez daha kanıtlanmıştır. Mecalleri kalmadı diyenlerin iddiası halkımız tarafından boşa çıkarılmıştır. Halkımızın iradesi dimdik ayaktadır. Bu iradeye doğru şekilde yaklaşmayan kaybeder. DEM Parti’nin olmadığı bir denklem kurulamaz. 1 Nisan itibariyle Türkiye siyasetinde denklem kurmak isteyen herkes DEM Parti’yi hesaba katmadan bir yol bulamaz, bir yol açamaz.

Türkiye halkları bugün sandıkta ortak akıl ve uzlaşıyla demokrasiyi, barışı, özgürlükleri, eşitliği esas alarak sorunları çözme mesajı vermiştir. Bu ülkenin demokratik geleceği, barışın inşası ve refaha ulaşılması için herkesi sorunları demokratik siyasetle çözmeye çağırıyoruz. Şu ana kadar yaşanan sonuçlar bizlere beş hakikati göstermiştir:

1- Kürt halkının ve ezilenlerin temsilcisinin DEM Parti olduğu şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtlanmıştır.

2- Seçim sonuçlarıyla birlikte Türkiye halkları 3. Yolu büyütme ödevini önümüze koymuştur. Yarın itibariyle “örgütsüz özgürlük olmaz” diyerek her yerde 3. Yol çizgisini büyüteceğiz.

3- Bizler açısından başta ekonomik kriz olmak üzere her türlü soruna karşı önümüzdeki dönemin parolası toplumu savunmaktır. Açlığa, yoksulluğa, yok saymaya karşı hem belediyelerimiz hem de partimiz olarak büyük bir mücadele vereceğiz. Ortak mücadele hatlarını artıracak, mücadelemizi hep birlikte büyüteceğiz. Halklarla, inançlarla, kadınlarla, emekçilerle omuz omuza vererek toplumu koruyacağız ve demokratik toplumu inşa edeceğiz.

4- İktidar ve devlet aklını Kürtlere karşı hazırlandığı savaşı büyütme ve Türkiye toplumuna yayma politikasından vazgeçmeye çağırıyoruz. İktidar ve muhalefet bilmelidir ki çözüm barıştadır; kurtuluş, demokratik uzlaşı ve evrensel ilkelerdedir.

5- Türkiye halkları, iktidara halkları ayrıştırmaya ve kutuplaştırmaya son vermesi mesajını sandıkta net bir şekilde vermiştir. İktidar bu mesajı net bir şekilde almalıdır.

Seçim sonuçları ülkenin en acil ihtiyacı olan barış yolunun açılmasını net bir şekilde ortaya koymuştur. İşimiz bitmedi 1 Nisan’dan itibaren yeni başlıyor. Bu ülkeye barışı getirmek ve yoksulluğa son vermek için özgürlük, barış, demokrasi ve eşitlik mücadelemizi sürdüreceğiz.”

“Bu kazanım elbette ki hepimizindir”

DBP Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar ise şunları söyledi: “Kürt olmak Kürdistan’da yaşamak başlı başına bir mücadele. Tüm arkadaşlarımızla aylardır binbir emekle ve tüm eşitsizliklere rağmen güçlü bir seçim çalışması yürüttük. Bugün de karşımıza çıkan tablo bu seçim çalışmasının hak ettiği değerle buluştuğunu gösteriyor.

Bu seçimlerin kendisi halk iradesini gasp ederek Kürdistan’da varlık göstermeye çalışan AKP iktidarına, gaspçı kayyım rejimine en güçlü cevaplardan biri olmuştur. Yine Kürdistan’ı yeniden dizayn etmek için kurmuş oldukları kirli ittifaklara en güçlü cevabı Kürt halkı bu seçimde vermiştir. Kayyım yerine ikame etmek istedikleri taşımalı, gayri meşru, anayasal hiçbir dayanağı olmayan seçmenler karşısında Kürt halkı en güçlü demokratik tavrını göstermiştir.

Kürt sorunu karşısında bu iktidarın çözümsüzlükte yarattığı ısrar ve İmralı’da yürütmüş olduğu 25 yıllık tecride karşı Kürt halkı bu seçimde de birliğiyle, mücadelesiyle, direnişiyle en güçlü cevabı vermiştir. 25 yıldır İmralı Cezaevinde büyük bir direniş gösteren ve barış adına tek söz sahibi olan Sayın Abdullah Öcalan’ı da onun çözüm iradesini de çözüm gücünü de sahiplendiğini göstermiştir.

Yürüttüğü savaş politikaları, yürüttüğü cinsiyetçi politikalar, yürüttüğü yolsuzluk ve talan nedeniyle ortaya çıkan ekonomik kriz, başta Kürt halkı olmak üzere bu iktidar karşısında yıllardır direnen halkın iradesine, halkın mücadelesine çarpmış ve paramparça olmuştur. Seçim sonuçlarında özellikle Kürdistan’da başarı elde etmek isteyen, kendisini yeniden var etmek isteyen AKP iktidarı, Kürtler ve demokratik mücadele karşısında çok büyük bir yenilgi almıştır. Bu kazanım elbette ki hepimizindir. Çok güçlü bir motivasyon, güçlü bir dinamik olmaya devam edecektir.

Seçimler devam etmektedir. Özellikle Bitlis ve Şırnak’ta oy sayımlarının engellenmesi, Hilvan’da sandıkların yakılması ve halkımızın kutlamalarına devletin saldırısıyla karşı karşıyız. Gözaltına alınan arkadaşlarımız var. Açık ifade edelim; Kürdistan’dan çekilin, kaybettiniz. Halkımız dün olduğu gibi bugün de mücadelesine, iradesine, sandıklarına sahip çıkmaya devam edecektir. Emeği geçen tüm arkadaşlarımıza çok teşekkür ediyoruz. Büyük kazandık, büyük kazanmaya devam edeceğiz.”

Paylaşın

31 Mart Yerel Seçimleri: Oy Verme İşlemi Sona Erdi

Yaklaşık 61 milyon seçmenin oy kullanabileceği seçimlerde sandıklar doğuda yer alan 32 ilde saat 16.00’da batıda yer alan 49 ilde ise saat 17.00’de kapandı. Sandıkların kapanmasının ardından oy sayımına geçildi.

Haber Merkezi / Aynı dakikalarda Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Oy kullanma süreci bazı münferit olaylar haricinde sorunsuz olarak tamamlanmıştır” diyerek bu olaylarda yaralananlar ve hayatını kaybedenler olduğunu aktardı.

YSK Başkanı Yener, sayım işlemi tamamlanan sandık sonuçlarının sisteme girildiğini ve sonuçların partilerle paylaşıldığını belirtti.

Yerel seçimde 61 milyonu aşkın kayıtlı seçmen bulunuyordu. 34 siyasi partinin katıldığı seçimde 208 bin sandıkta oy kullanıldı. Türkiye genelinde 81 il, 922 ilçe, 390 belde, 18 bin 257 köyde seçmenler sandık başına gitti. İl ve ilçe bazında 1003 belediye başkanı seçilecek. Seçimlerde 653’ü bağımsız 12 bin 725 aday yarıştı. Seçilen yerel yöneticiler, beş yıl boyunca görev yapacak.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için 22’si partili 27’si bağımsız toplam 49 aday yarışıyor. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ise 24 aday var.

Adana, Ankara, Antalya, Aydın, Balıkesir, Bursa, Denizli, Diyarbakır, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kayseri, Kocaeli, Konya, Malatya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Ordu, Sakarya, Samsun, Şanlıurfa, Tekirdağ, Trabzon ve Van’daki seçmenler, “büyükşehir belediye başkanı”, “belediye başkanı”, “belediye meclis üyeliği” ile “muhtarlık ve ihtiyar heyeti” için oy kullandı.

Büyükşehir olmayan illerde ise “il genel meclisi üyeliği”, “belediye başkanı”, “belediye meclisi üyeliği” ve “muhtarlık ve ihtiyar heyeti” için oy verdi. Köylerde ise “il genel meclisi üyeliği” ile “muhtarlık ve ihtiyar meclisi” için oy kullanıldı.

Erdoğan ve Özel’den seçmenlere teşekkür

Yerel seçimde oy kullanma işlemlerinin tamamlanmasıyla beraber Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel sosyal medya hesaplarında yaptıkları paylaşımlarla seçmenlere teşekkür etti.

Partililere seslenen Erdoğan, “Oy verme işlemi sona erdi. Şimdi sandıklara, oylara sahip çıkma vakti” dedi ve parti üyelerinden “görevli oldukları sandıkların başından ayrılmamalarını, milletin iradesine sonuna kadar sahip çıkmalarını” istedi.

Yaptığı paylaşımda, “Bugün sandığa giderek demokrasiye oylarıyla katkı sunan tüm yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum” diyen Özel şöyle devam etti: “Tüm tercihler, başımızın tacıdır. Kullanılan tüm oylara sahip çıkmakta olan sandık görevlilerimize, müşahitlerimize, gönüllülerimize kolaylıklar diliyorum.”

31 Mart yerel seçiminin önemi ne?

31 Mart yerel seçimlerinin sonuçları, 14 ve 28 Mayıs’taki cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde muhalefetin umduğu sonucu alamaması ve Millet İttifakı’nın dağılmasının ardından iç siyaset açısından önemli bir test ve eşik olarak görülüyor.

2019 yerel seçimine birbirine destek olarak giden muhalefet partileri sayesinde CHP çok uzun bir aradan sonra Ankara ve İstanbul gibi büyük şehirleri kazanmıştı. Bu seçimde CHP’nin amacı ittifak dağılmış olsa da elindeki belediyeleri korumak ve sayılarını artırarak iktidarın önümüzdeki dönemde getireceği anayasa değişikliği ve önemli kararlar karşısında moral üstünlüğü sağlamak.

İktidar için ise bu yerel seçimin en önemli hedefi Ankara’nın yanı sıra özellikle İstanbul’u yeniden kazanmak. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasette adını duyurduğu ve yükseldiği makam olması açısından kendisi için sembolik önem taşıyor, ayrıca çok büyük finans kaynakları ile de iktidara yakın vakıf, cemaat ve kuruluşlara kaynak aktarmak açısından da kritik.

Siyasi analistlere göre bu seçimler İstanbul’u ve diğer bazı büyükşehirleri yeniden kazanması durumunda Erdoğan iktidarının başkanlık sistemini konsolide etmesi ve otoriter yönetimini daha da pekiştirmesi anlamına gelebilir. Muhalefet partileri de büyükşehir belediyelerinin iktidarın politikaları karşısında bir “denge unsuru” olduğuna sıklıkla vurgu yapıyor.

Bu yerel seçim Ankara’da Mansur Yavaş, İstanbul’da da Ekrem İmamoğlu’nun siyasi gelecekleri açısından da büyük önem taşıyor. Yavaş’ın rakibi Turgut Altınok karşısında anketlere göre daha rahat olduğu belirtiliyor. İmamoğlu ise geçen seçimde destek aldığı muhalefet partilerinin bu kez olmadığı, aksine Erdoğan başta olma üzere tüm kabine üyelerinin ve bazı muhalefet partilerinin ona karşı sahaya indiği bir ortamda seçime giriyor.

Paylaşın

İnsan Hakları Derneği’nden Kent Kent “Seçim İhlalleri” Raporu

Yaklaşık 61 milyon seçmenin oy kullanabileceği seçimlerde sandıklar doğudaki 32 ilde saat 16.00’da batıdaki 49 ilde ise saat 17.00’de kapandı. İnsan Hakları Derneği (İHD), seçimlerde yaşanan ihlaller ara raporunu yayınladı.

Bağımsız seçim gözlemcilerin aktardığı bilgiler ve basına yansıyan haberlerden derlenen hak ihlalleri raporundan öne çıkan bölümler şöyle:

“Derneğimiz adına Siirt Merkez’de görevli 8 kişilik gözlemci grubumuzun; Ağrı’da görevlendirilmiş 7 kişilik gözlemci grubumuzun; Hakkari Yüksekova’da görevlendirilmiş 5 kişilik bağımsız gözlemci grubumuzun; Mersin’de görevlendirilmiş 14 kişilik bağımsız gözlemci grubumuzun; Van’da görevlendirilmiş 46 kişilik bağımsız gözlemci grubumuzun bazı okullarda gözlem yapmasına güvenlik güçlerinin hiçbir şekilde izin vermedikleri öğrenilmiştir. Van ilinde İHD heyetlerinin gözlem yapmasının Valilik kararıyla engellendiği kolluk güçleri tarafından iletilmiştir.

Mardin’in Dargeçit ve Savur ilçelerinde, Diyarbakır’ın Kulp ilçesinde, Hakkâri Yüksekova’da, Dersim Merkez ve Nazımiye ilçesinde, Şırnak Merkez’de, Kars, Ağrı ve Iğdır’da polislerin ve askerlerin okullara minibüs, otobüs ve zırhlı araçlarla toplu olarak getirildiği, üniformaları ve bazılarının da silahları ile oy kullandıkları; güvenlik güçlerinin kayıtlı olduğu bazı sandıklarda sivil vatandaşlarının seçmen olarak kayıtlarının bulunmadığı tarafımıza iletilmiştir.

Her seçimde olduğu gibi başta Urfa Merkez olmak üzere, Urfa’nın bazı ilçe ve köylerinde toplu ve açık oy kullanıldığı, bazı seçmenlerin kullandıkları oy pusulalarını sosyal medya hesaplarından paylaştıkları ve bu paylaşım karşılığı para aldıkları iddia edilmektedir.

İHD’nin kent kent paylaştığı diğer ihlaller ise şöyle:

Bursa: Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde düzenlenen bir eğlencede, yerel seçimlerde akrabalarından olmayan muhtar adayını desteklediği iddiasıyla amcasının oğulları E.Y. (36) ve M.Y. tarafından pompalı tüfekle vurulan Yusuf Yiğit hayatını kaybetti saçmaların isabet ettiği biri 3 yaşındaki çocuk 2 kişi de yaralandı.

Şanlıurfa / Halfeti: Sabah saat 05.00’te Hilalli İlköğretim Okulu’nun etrafını saran ve silahlı oldukları öğrenilen bir grup, okulda bulunan müşahitleri okuldan çıkararak toplu oy kullandı. Halfeti Belediye Başkanı ve AKP adayı Şeref Albayrak ve beraberindeki 100 kişi kırsal Talikan (Özmüş) mahallesindeki ortaokulda birlikte oy kullanmaya çalıştı.

Şanlıurfa / Ceylanpınar: Para karşılığında AKP’ye oy veren kişiler, kurdukları WhatsApp grubunda oy pusulalarının fotoğraflarını paylaştı.

Diyarbakır / Sur: Ağaçlıdere Mahallesi’nde iki grup arasında muhtarlık seçimi nedeniyle çıkan kavgada 1 kişi hayatını kaybetti, 11 kişi yaralandı. Ağaçlı kırsal mahallesinde muhtarlık seçimleri nedeniyle meydana gelen kavgayı takip etmek için bölgeye giden gazeteciler silahlı saldırıya uğradı. Anadolu Ajansı, Demirören Haber Ajansı ve İhlas Haber Ajansı ekipleri, saldırı sonrası ciddi anlamda can güvenliği tehlikesi yaşadılar.

Çirnik kırsal mahallesinde oy verme işlemleri esnasında silahlı saldırıya uğrayan DEM Partili sandık görevlisi Emin Çelik öldürüldü, 2’si ağır 12 kişi de yaralandı.

Diyarbakır / Çınar: AKP’nin Çınar adayı, 4 köyün toplam 1200 oyu için 2 milyon TL karşılığında anlaşma yapıldığı, Buna ilişkin muhtarlarla aralarında sözleşme imzalandığı öğrenilmiştir.

Şırnak: Tümgeneral Ömer Keçecigil İlkokulunda 5950 seçmen kayıtlı olduğunu ve aralarında tek bir sivil olmadığını belirten DEM Parti Milletvekilleri ve müşahitleri duruma tepki gösterdi.

Şırnak / Cizre: AKP’li adayın İYİ Partili sandık görevlisine saldırması üzerine kısa süreli gerginlik çıktı.

İzmir: Ali Şir Nevai Ortaokulu 1010 nolu sandık yüzde 92 engelli 3. Kata verilmiş, YSK’ya bildirilmesine rağmen Şahin Uzun sandıklarda kaydı çıkmamış Ali Şir Nevai Ortaokulu 1007 nolu sandıkta yürüme zorluğu çeken kişiyi 2. Kata vermişler, adı Tülay Özalp, Aynı sandıkta 82 yaşında bir kişi 2. Kata verilmiş.

Ankara / Çankaya: Turhan Fevzioğlu İlkokulu önünde İyi Parti’nin seçim kampanya materyalleri bulunuyor.

Adıyaman / Çelikhan: Pınarbaşı Beldesi’nde Muhammed Yılmaz adlı görevlinin iki kez oy kullandığı tespit edildi.

Muş: Bir başka ihlal haberi ise Muş merkezde bulunan Mehmet Akif Ersoy İlkokulu 1108 numaralı sandıktan geldi. Siyah çarşaf giyen bir kadının farklı sandıklarda üç kez oy kullandığı belirtildi.

İHD’den çağrı

İHD raporunda YSK, il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarına da çağrı yaptı. Çağrı şöyle:

1- İnsan Hakları Derneği’nin 22 ilde toplam 300 kişilik bağımsız seçim gözlemi yapmak üzere görevlendirdiği gönüllülerine yönelik yapılan engellemeleri bir an önce sona erdirin; bağımsız seçim gözlemcisi olan İHD üyelerinin güvenlikleri sağlayın ve gözlem yapmalarını kolaylaştırın,

2- Seçim güvenliğini tehlikeye atan kişi ve gruplar hakkında etkin soruşturmaları başlatın,

3- Yukarıda derneğimizce tespit edilen seçim usulsüzlükleri iddialarına ilişkin gerekli araştırmaları yapın ve gerekli önlemleri alın,

4- Yurttaşların doğru ve güncel haber almasına yönelik çalışma yürüten basın mensuplarının can güvenliklerini sağlayın,

5- Belediye başkan adayları ile siyasi partiler adına itiraza yetkili olan avukatlar ve siyasi parti görevlilerine yönelik engelleme ve saldırılara ilişkin gerekli önlemleri alın.”

Paylaşın